akademi
dedas

Silahlara Veda - Ernest Hemingway Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Silahlara Veda kimin eseri? Silahlara Veda kitabının yazarı kimdir? Silahlara Veda konusu ve anafikri nedir? Silahlara Veda kitabı ne anlatıyor? Silahlara Veda kitabının yazarı Ernest Hemingway kimdir? İşte Silahlara Veda kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.03.2022 08:00
Silahlara Veda - Ernest Hemingway Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ernest Hemingway

Çevirmen: Belkıs Çorakçı Dişbudak

Orijinal Adı: A Farewell To Arms

Yayın Evi: Bilgi Yayınevi

İSBN: 9789752202795

Sayfa Sayısı: 434

Silahlara Veda Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Silahlara Veda, Hemingway'in en önemli romanlarından biridir. Bu eserde sıcak savaşın ortasında iki genç insan hem kendi sevgi dolu dünyalarında, hem de savaşın her şeyi yerle bir eden acımasız dünyasında yaşarlar; bütün zorlukları aşarlar sevgileriyle. Bir yanda insanı yok eden savaş, bir yanda insanı insan yapan sevgi... Yaşama sevinci... Bu çelişkili yaşam içinde bu iki insanı çeke sürükleye götüren olaylar... Romanı en güzel savaş romanlarından biri yapan bir sonuç.

Tüm zamanların ilk yüz romanı arasında gösterilen Silahlara Veda savaşlara, aşklara, dünyaya bakışınızı değiştirecek bir roman.

***

Silahlara Veda'nın bu baskısında ilk defa alternatif sonlara, önemli bazı bölümlerin ilk taslaklarına ve el yazısı müsveddelerine yer verilmiş, Hemingway'in sanatına, yaratma sürecine ve yirminci yüzyılın en şahane romanlarından birinin evrimine ışık tutmaya çalışılmıştır. Ayrıca romanın 1948'de yayınlanan resimli baskısı için Hemingway'in yazdığı önsöz, yazarın oğlu Patrick Hemingway'in kişisel “giriş”i ve yazarın torunu Seán Hemingway'in yeni önsözü de ilk defa bu baskıda yer alıyor.

Silahlara Veda Alıntıları - Sözleri

  • Yitirecek bir şeyin olmayınca yaşamı çekip çevirmek güç değil.
  • Hepimiz hapı yutmuşuz. Bütün iş bunu kabul etmemekteymiş. Hangi ülke hapı yuttuğunu en son anlarsa savaşı o kazanacakmış.
  • yaşlılar akıllı olur derler ya bakmayın siz, kocaman bir yalandır o. Yaşlanmakla akıllanmaz insan. Olsa olsa ayaklarını daha denk alıp önlemi elden bırakmazlar, o kadar.
  • "Benim de yüksek rütbeli bir subay olmamı ister miydin?" "Hayır, sevgilim. Beni bir lokantaya götürecek rütben varsa bu benim için yeter."
  • Yaptığınız iş buydu işte dünyada! Ölüyordunuz.. Ölümün ne olduğunu bilmiyordunuz. Öğrenmeye zamanınız olmuyordu ki. Sizi yaşama atarken dünya kurallarını söylüyorlardı, ama pundunu bulur bulmaz öldürüyorlardı.
  • “Ya kavga, ya ölüm. Başka bir şey bildiği yok ki insanların.”
  • Artık cesur değilim, sevgilim. Tükendim. Tükettiler beni. Biliyorum artık..
  • Hiçbir zaman durum ümitsiz değildir. Ama ben bazen ümit edemiyorum..
  • "Dünya herkesi ezip geçer ve ardından çoğu ezilen yerlerinden güçlenir."
  • Oysa şimdi, sen olmadın mı hiçbir şeyim kalmıyor bu dünyada..
  • Ama siz âşıksınız. Unutmayın ki o da dini bir duygudur.
  • Ama insanlar öyle yapıyorlar. Birbirlerini seviyorlar ama bile bile yanlış anlıyorlar, kavga ediyorlar, sonra da birdenbire... artık 'bir' olamıyorlar..
  • Onu tanıdığım herkesten çok sevmiştim..
  • Artık cesur değilim sevgilim tükendim tükettiler beni biliyorum artık
  • Nice kelime vardı işitmeye dayanamaz hale geldiğiniz.

Silahlara Veda İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hemingway önyargımı sonunda kıran: Silahlara Veda. Kitap konu itibariyle 1.Dünya Savaşını ve savaş koşullarından, durumlarından söz ediyor. Baş karakterimiz Henry bir teğmendir ve çok canlar kaybetmiştir. Arkadaşları birer birer ölümle yüzleşir... Henry bu savaş ortamında aşık olur ve savaş-aşk zıtlığını gözler önüne serer. Savaşın gereksizliği, anlamsız oluşunu Henry'in savaşa sırtını dönüp kaçmasından, aşka doğru yol almasından anlıyoruz. Catherine ile Henry aşkı bana biraz yavan geldi. Aşk, sevgi, fedakarlık duyguları maalesef çok işlemedi bana. Kitapta Hemingway'in yaşamından bölümler görüyoruz. Kendisi de savaş ortamına katılmış birisidir. Anlatım o kadar gerçekçi ki yazarın bir şeyler yaşamamış olması düşünülemez bile. Dili çok sadece ve akıcıydı. Mutlaka okunması gereken bir kitap. (Melike)

SİLAHLARA VEDA (8): Bir kitabın daha sonuna eriştikten sonra sıcağı sıcağına dikkatli cümleler ile inceleme yapmak istedim. Amerikan Gerçekliği tarzı olarak adlandırılan  tarz ile yazılan bu roman Hemingway’in en başarılı romanlarından biri olarak kabul edilmiş, roman pek çok dünya diline de çevrilmiş, ülkemizde de çok sevilmiştir. Ama ben çok çok bayıldığımı dile getiremem.  Yazarın ifadesine göre bir buçuk ayda bitirdiği bu roman, dünyada en çok okunan Amerikan romanlarından biridir. Pek çok dile çevrilen, pek çok ülkede defalarca baskı gören roman ülkemizde de çok sevdiğini gördüm.   Roman, Avusturya karşısında önce ilerleyen sonra da geri püskürtülen İtalyan cephe gerisindeki olaylara dayanmaktadır.  Bu nedenle 1929 yılında yayınlanmasına karşılık 1948 yılına kadar İtalya’ya sokulmamış, Faşist İtalya, bu romanın İtalya’da okunmasına da engel olmuştur. Eh napsınlar artık..   Silahlara Veda, Çanlar Kimin İçin Çalıyor , Yaşlı Adam Ve Deniz Klimanjaro’nun Karları adlı romanları ile çağdaş dünya romancılığının ve Amerikan Edebiyatının en mühim romancılarından birisi olan Hamingway,  bu romanın da gözlem gücüne dayanmış, duyduğu,  gördüğü, olaylar, kişiler ve duygularını ustalıkla yansıtmıştır.   Ernest Hemingway, bu romanında tıpkı  Çanlar Kimin İçin Çalıyor  romanında da olduğu gibi bir yandan savaşın ortasındaki iki genç insanın sevgi dolu dünyasını, diğer yandan da savaşın her şeyi yok eden acımasız yüzünü ortaya koymaktadır., Ki çok çok hak verdim çoğu kelamına. Hemingway, bu romanında birisi aşk, diğeri savaş olan yaşamın iki tezat yüzünü başarılı bir anlatım, akıcı bir kurgu ile aktarırken hem savaşı, hem aşkı, hem de savaş hakkındaki düşünceleri ile savaşların insanlığa bıraktığı acıları ve kötülükleri bir arada işlemiş bu eserinde. Bu roman, savaş karşıtı bir romandır. Hemingway, gazetecilik görevi gereği pek çok ülkedeki savaşların ve iç savaşların cephe gerilerinde dolaşmış, savaşın acımasız yününe çok kere şahit olmuştur. Silahlara Veda adlı bu romanında, yazar genç bir teğmenin birinci tekil anlatımdan savaşa karşıt düşüncelerini okura aktarmıştır.  Roman, kopan kollar, deşilen bağırsaklar hiç uğruna ölen askerlerin dramlarını kendi gözlemleri ile aktaran yazar “ savaşı bir insanlık suçu olarak “ görmekte , “ savaşı insan mezbahası “addederek,  “en tiksinti verici şey “ olarak kabul etmektedir.     Yazar bu romanındaki ana fikri yazdığı bir mektupta kısaca özetlemiştir.  “Bu çağdaki savaşlar için ölmek; insana ne onur kazandırır, ne de şeref,  bir hiç uğruna geberip gidersin”  Hamingway Romanının yazılma amacına denk düşen bir hüküm daha vardır” Savaş ne kadar iğrenç ise aşk da o kadar güzeldir.” Roman bir çok kez filme de alınmış, ( 1932 ve 1957)  1957 ABD yapımı film en beğenilen filmlerden biri olmuştur.  Charles Rudolf’un yönettiği bu filmde Rock Hudson ve Jennifer Jones gibi oyuncular rol almıştır. Genel olarak beğendim, ama bayılmadım. (Fatıma)

ölmek sadece... neden ölündüğünü bilmeden... neden ölündüğünü öğrenmeye vakit olmadan ölmek... evet savaş işte! eline silah verip atıveriyorlardı insanları dünyaya ve kuralları söylüyorlardı... vur dediklerinde vurmak zorundalardı, yoksa kendileri vurulurdu... ama vursalar bile er ya da geç öldürülüyordu... kaçmaya çalışıp kurtulmak isteyenler bile nereye giderse gitsin mutlaka ölüyordu... silahlara veda etseler bile...... :( -per... (Medine Tutuman)

Silahlara Veda PDF indirme linki var mı?

Ernest Hemingway - Silahlara Veda kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Silahlara Veda PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ernest Hemingway Kimdir?

Oak Park, İllinois'de doğdu. Hemingway, beş çocuklu ailesinin iki erkek çocuğundan birisiydi. Adını, babası ve de amcasının adlarından almıştı. Çocukluğunda eski bir müzisyen olan annesinden müzik dersleri aldı.

İlk makalelerini lise yıllarında okul gazetesi olan Trapeze'de yayınladı. Yazılarında daha çok Ring Lardner etkisi gözlemleniyordu. 1917 yılında liseyi bitirdi. Lisenin ardından ailesinin isteğinin tersine üniversiteye gitmek yerine Kansas City Star adlı gazetede muhabir olarak göreve başladı. Hemingway'in liseden mezun olduğu bu yıllarda Avrupa'da I. Dünya Savaşı başlamıştı.

ABD o yıllarda savaş konusunda tarafsız kalsa da daha sonra Nisan 1917 de savaşa girmesinin ardından Hemingway de orduya katılmak için başvurdu. Fakat Hemingway sol gözündeki bozukluktan dolayı orduya alınamadı. Ardından 1917 sonlarına doğru Kızılhaç'ın da gönüllü aldığını duyduğunda ilk başvuranlar arasındaydı. Ocak 1918'de Hemingway'in başvurusu kabul edildi ve ambulans şoförü olarak göreve alındı.

Kızılhaç'ta çalışmaya başlar başlamaz gazetedeki işinden ayrıldı. Gazetede kaldığı kısa zaman içerisinde birçok yöntem ve de teknik öğrendi. Daha sonraki yıllarda o günleri "Gazetecilik yıllarında öğrendiğim kurallar en güzelleri idi ve de tüm yazarlık hayatım boyunca onları unutamadım" şeklinde hatırlayacaktı.

Avrupa'da ilk olarak vardığı şehir Paris oldu. Orduda bir süre normal bir görevli olarak çalışmasının ardından ambulans şoförlüğüne geçti. 8 Haziran 1918 de birkaç adım ilerisinde patlayan bir Avusturya topu yüzünden ağır şekilde yaralandı. Yardım etmeye çalıştığı İtalyanlardan bir tanesi ölürken diğeri bacaklarını kaybetti. Aynı olay esnasında başka yaralı bir İtalyan askerini cepheye taşımaya çalışırken bacaklarından yaralandı. Yaşananların ardından İtalyan gazetelerinde kahraman olarak ilan edilip, İtalyan hükümeti tarafından Gümüş Onur Madalyası ile ödüllendirildi. Hemingway bu olayı bir mektubunda arkadaşına şu şekilde anlatıyordu: "Bazen savaşta ön saflarda büyük bir gürültü duyarsın, ben de aynı gürültüyü duydum; ardından ruhumun sanki bir mendilin cepten çekilişi gibi benden çekildiğini hissettim. Son olarak ise ruhumun bir bütün halinde tekrar bedenime döndüğünü fark ettim ve de o andan itibaren benim için ölüm yoktu."

Hemingway bu olayların ardından Milan’da bir hastanede tedavisini tamamlarken hemşire Agnes von Kurawsky ile tanıştı. Bu da onun ölümsüz eserlerinden olan "Silahlara Veda" (A Farewell to Arms) adlı eserini yazmasını sağladı. Tekrar ABD'ye dönen yazar ailesinin iş bulması için yaptığı baskılara rağmen sakatlığından dolayı ordunun verdiği parayla bir yıl kadar işsiz olarak yaşadı. Daha sonra 1921 yılında eşi Hadley Richardson ile tanıştı ve evlendi. Aynı yıl içerisinde Chicago'ya göçtü. Toronto'da bulunan Daily Star adlı gazetede yazmaya başladı. Gazetede iş bulduktan sonra ilk iş olarak Paris'e taşındı. Paris yıllarında birçok yazarla tanıştı.

Kendisine yavaş yavaş da olsa bir isim yapmaya çalıştı ama 1923 yılında eşinin hamile olduğunu fark edince çocuklarının Kuzey Amerika'da doğması için Amerika'ya döndüler. 1924 yılında ilk çocukları doğdu. Hemingway ailesi 1924'te tekrar Paris'e döndü.

1925-1929 yılına kadar olan dönemde Hemingway kendi yazarlık yıllarının en güzel örneklerini verdi. Bu yıllarda hiç tanınmayan bir yazarken birden bire dünyanın en ünlü yazarları arasında girdi. İlk basılan romanı olan "Güneş de Doğar" adlı kitabı bu yıllarda basıldı. "Güneş de Doğar" adlı eserinde savaş yorgunu bir askerin anılarını anlatan Hemingway 1929 yılında basılan "Silahlara Veda" adlı eseri ile çok büyük yol kaydetti. "Silahlara Veda"da yaralı bir askerin savaşta bir hemşireye duyduğu aşkı dile getiriyordu. Hemingway böylelikle savaşında anlamsızlığına değinmeyi amaçlıyordu.

1931'de Avrupa anılarından olan İspanya yıllarına dair "Öğleden Sonra Ölüm" adlı kitabını yazdı. Afrika'da yaptığı turla ilgili yazılarını ise Afrika'nın Yeşil Tepeleri adlı kitabında topladı. 1940 yılında ise en başarılı eserlerinden olan "Çanlar Kimin için Çalıyor" adlı eserini yazdı ve mesleğinde artık zirveye ulaştı. 1942'de Amerikan Deniz Kuvvetleri'ne girdi. 1944'te Fransa çıkartmasına katıldı ve de Paris'in kurtuluşuna şahit oldu.

1950'de çok da başarılı olmayan "Irmaktan Öteye ve Ağaçların İçine" adlı eserlerini yazdı. 1952'de gerçek başyapıtı olan "Yaşlı Adam ve Deniz" adlı eserini yazdı. Bu kitapta insanın yaşama nasıl bağlanması gerektiği ve de aslında insan yaşamında her şeyin boş olduğuna dair olan fikirlerini belirtti. 1953'te aynı eseri ile Pulitzer Ödülünü aldı. 1954'te ise Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Hemingway tutkulu bir yaşamın ardından 1961 yılında Ketchum/Idaho'da kendini av tüfeği ile vurarak yaşamına son verdi.

Fidel Castro ile kurduğu dostluk ve Castro'nun kişiliği onu çok etkilemiştir. Fidel Castro Hemingway'in ölümünün ardından, başkent Havana'da adına bir anıt yaptırmıştır.

Ernest Hemingway Kitapları - Eserleri

  • Silahlara Veda
  • Yaşlı Adam ve Deniz
  • Çanlar Kimin İçin Çalıyor
  • Güneş de Doğar
  • Kilimanjaro'nun Karları
  • Öyküler
  • Tehlikeli Yaz
  • Kadınsız Erkekler
  • Afrika'nın Yeşil Tepeleri
  • Ya Hep Ya Hiç
  • Kazanana Ödül Yok
  • Akıntı Adaları
  • İşgal İstanbulu ve İki Dünya Savaşından Mektuplar
  • Paris Bir Şenliktir
  • Yazmak Üzerine
  • İzmir Rıhtımında ve Diğer Öyküler
  • Yenilmeyen Adam
  • Irmağı Geçmek
  • Cennet Bahçesi
  • Denizin Değiştirdiği
  • Günün İlk Işığında Gerçek
  • Tüm Öyküleri
  • Beşinci Kol ve İspanya İç Savaşı'nın Dört Öyküsü
  • Nick Adams Öyküleri
  • Askerin Dönüşü
  • 50.000 Dolar
  • Yaşlı Adam ve Deniz - Nehrin Ötesinde
  • Hekayələr
  • Hemingway'in Mektupları
  • Cat in the Rain
  • Hills Like White Elephants
  • The Short Happy Life of Francis Macomber
  • The Short Stories of Ernest Hemingway
  • Seçilmiş Əsərləri
  • A Canary For One
  • Ernest Hemingway ve Savaş Şiirleri
  • A Clean Well Lighted Place
  • The Killers

Ernest Hemingway Alıntıları - Sözleri

  • . Derin nefes almayı, yemek yerken gerçekten yemek yemeyi ve uyurken gerçekten uyumayı öğrenmeye çalışın. Mümkün olduğunca tüm gücünüzle tamamen hayatta olmaya çalışın ve güldüğünüzde cehennem gibi gülün. Ve sinirlendiğinde, iyi ve sinirlen. Hayatta kalmaya çalışın. Yakında öleceksin. . (Seçilmiş Əsərləri)
  • "Bana artık bunlardan söz etme. Artık bir şey anlatma çünkü nefretim taşıyamayacağım kadar ağırlaştı." (Çanlar Kimin İçin Çalıyor)
  • . Kendiniz dışında yaşamaya başladığınızda, her şey tehlikelidir. ... (Cennet Bahçesi)
  • Üzülecek daha iyi bir şey bulmalısın. (Hemingway'in Mektupları)
  • "..., bizi birbirimize bağlayan bir şey vardı, bunun ne olduğunu anlamıyordu bizi sevmeyenler." (Kadınsız Erkekler)
  • Şakacılık kendine güvenen insanın huyuydu. (Yenilmeyen Adam)

  • Belki de balıkçı olmamalıydım, diye düşündü. Ama bunun için doğmuşum ben. (Yaşlı Adam ve Deniz)
  • Kimi yazarlar yalnızca, baika bir yazarın tek bir cümle yazmasına yardım etmek için dünyaya gelmiştir. (Afrika'nın Yeşil Tepeleri)
  • Arkalarından git çavuş. En önden gidip, arkanı döndüğünde kimsenin peşinden gelmediğini görmenin bir anlamı yok. (Kilimanjaro'nun Karları)
  • Hep hiç gelmeyen bir şeyi bekleriz (Akıntı Adaları)
  • Hiçbir zaman durum ümitsiz değildir. Ama ben bazen ümit edemiyorum.. (Silahlara Veda)
  • Eğer burada kazanırsak, her yerde kazanırız. Dünya uğrunda savaşmaya değecek güzel bir yer ve buradan ayrılmaktan nefret ediyorum. (Çanlar Kimin İçin Çalıyor)
  • "Herşey not almaya değmezdi" (Kadınsız Erkekler)

  • Düşünecek yeni bir şey bulmuştum; karanlıkta, gözlerim açık uzanmış yatarken, tanıdığım bütün kızları aklıma getirdim, ne biçim karı olacaklarını düşünmeye çalıştım. Çok ilgi çekici bir konuydu, bir süre alabalık avını unutturdu bana, dualarıma karışmaya başladı. Ama sonunda, alabalık avına döndüm yine, bütün dereleri hatırlayabiliyordum çünkü, hep yeni şeyler bulabiliyordum dereler konusunda, kızlara gelince, birkaç kere düşündükten sonra bulanıklaşıyorlardı, sonunda hepsi birbirine karıştı, ben de kızları düşünmeyi bıraktım. Dua etmeyi bırakmadım ama geceleri John için de sık sık dua ettim; John, ekim saldırısından önce geri hizmete alındı. Cephede olmadığına sevindim, onu çok merak edecektim çünkü. Birkaç ay sonra, Milano'ya geldi, hastanede beni ziyarete. Daha evlenmemiştim, hâlâ evli olmadığımı bir öğrense çok üzülür herhalde. Amerika'ya dönüyordu, çok güveniyordu evliliğe, evliliğin her şeyi düzelteceğini sanıyordu. (Kadınsız Erkekler)
  • Her şey bizim olabilirdi; ama her geçen gün daha da imkânsız kılıyoruz bunu. (Kadınsız Erkekler)
  • Ben kendimde denedim bunu. Bir yerden bir yere gitmekle kendinden, içindeki o şeyden kurtulamazsın. (Güneş de Doğar)
  • "Doğru dürüst yaşamak için para kazanacak hiçbir iş yok." (Ya Hep Ya Hiç)
  • “Gittiğin yere kendini de götürdüğünü unutma” (Akıntı Adaları)
  • ...ve eğer yapabileceğinden daha iyisini elde etmek için uğraşıyorsan kolaylaşmasını da bekleyemezsin. (Yazmak Üzerine)
  • "Benim de yüksek rütbeli bir subay olmamı ister miydin?" "Hayır, sevgilim. Beni bir lokantaya götürecek rütben varsa bu benim için yeter." (Silahlara Veda)

Yorum Yaz