diorex
ARTUKBEY

Şeytani - Mihail Bulgakov Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şeytani kimin eseri? Şeytani kitabının yazarı kimdir? Şeytani konusu ve anafikri nedir? Şeytani kitabı ne anlatıyor? Şeytani PDF indirme linki var mı? Şeytani kitabının yazarı Mihail Bulgakov kimdir? İşte Şeytani kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 17.05.2022 12:00
Şeytani - Mihail Bulgakov Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mihail Bulgakov

Çevirmen: Osman Çakmakçı

Orijinal Adı: Diavoliad

Yayın Evi: Encore Yayınları

İSBN: 9786059949118

Sayfa Sayısı: 84

Şeytani Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Vazifelerine karşı mazur görülemeyecek ilgisiz hal ve tavırları sonucu kurumun resmi evraklarında hayatî sayılabilecek karışıklıklara neden olmasından ve ayrıca işyerine adeta bir kavgadan çıkmış gibi suratı berbat bir halde gelmesinden dolayı, Yoldaş Korotkov, ayın 25'inin tramvay ücreti dahil kendisine ödeme yapılmak üzere, ayın 26'sı yani bugün itibariyle işten çıkarılmıştır."

"Herkesin iş değiştirip durduğu zamanlarda, Yoldaş Korotkov, kadrolu kâtip olarak Kibrit Malzemeleri Genel Tedarik Merkezi Kımagetem'de hiç ara vermeden çalıştı ve burada tam 11 ay hizmet verdi. Böylelikle, Kimagetem'e kapağı atmış olan bu sessiz, kibar, sarışın Korotkov, kaderin oyunu dedikleri şeyin yeryüzünde varolduğu ?krini aklından tamamen çıkarmış, kendisinin, Korotkov'un, bu dünyadaki vadesinin sonuna kadar, durduğu yerde, bu merkezde çalışacağının kesinliğine hiç tereddütsüz inanmıştı. Ama gel gör ki olaylar hiç de böyle gelişmedi."

Şeytani Alıntıları - Sözleri

  • Ölüm cesareti ruhunu sardı. Parmaklıklara tutunup dengesini korumaya çalışarak direğe tırmandı, üzerinde sallandı, tüm vücuduyla doğrulurken '' Ölmek ,rezillikten daha iyi!'' diye bağırdı.
  • Unut gitsin. Kendi kendinin müdürü ve kâtibi ol Kalotski, zaten artık senin troleybüs paranı da istemiyorum. Onsuz da idare edebilirim. Beni yalnız bırak, lütfen. İster bir kedi ol, ister olma, sakalın olsun ya da olmasın, sen kendi başına kal, ben kendi başıma. Kendime ufak bir iş bulacağım ve huzur içinde, sessiz bir hayat süreceğim. Kimseye karışmayacağım, kimse de bana karışmayacak. Hakkında bir şikâyet mektubu da yazmayacağım. Yarın, tek işim, evraklarımı çıkartacağım, o kadar..
  • Evet bayım, ağlayıp sızlayarak vakit öldürmeye gerek yok.
  • Gogol'un mirası birine kalmışsa, o da Bulgakov'dur.
  • Kederli bir zorlanma hissi yüreğine saplandı ve Korotkov durup bekledi.
  • Bir kadının kırılan onurunu tamir edemezsin.
  • İşte tüm çabaların ödülü bu. Geceleri doğru düzgün uyuyamazsın, ne tam yiyebilirsin yemeğini, ne de içebilirsin, gel gör ki sonuç hep aynıdır: Suratına yediğin yumruk.
  • Ölüm cesareti ruhunu sardı. Parmaklıklara tutunup dengesini korumaya çalışarak direğe tırmandı, üzerinde sallandı, tüm vücuduyla doğrulurken "Ölmek, rezillikten daha iyi." diye bağırdı.
  • Nereye gitsem bir dert.
  • Sen kendi başına kal, ben kendi başıma.
  • Ruhuna ölümün yiğitliği doldu. Tutuna tutuna dengesini sağlayarak, kendisine siper ettiği çıkıntıya tırmandı, hafifçe tökezledi, dimdik doğrulup haykırdı. "Utançtansa ölüm daha iyidir!"
  • Her şeyi bu kadar kafaya takmayın yoldaş.
  • İşte bu, bütün dertleri bitirecek bir dert.
  • Meşgul bir adamın zamanını çalmayın
  • Cesaretinle beni fethettin.

Şeytani İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Şimdi, Mihail Bulgakov üzerine küçük bir araştırma yapmaya kalksanız, muhtemelen şu minvalde cümlelerle karşılaşacaksınız: döneminin toplumsal yapısına ayna tuttu, yazmış olduğu eserlerinde Sovyet Rusya'nın hantal bürokratik yapısını hicvetti, gerçekle, gerçeküstü arasında kurguladığı metinlerinde hem döneminin ahlaki yapısını eleştirdi hem de yaratmış olduğu fantazi dünyasına okurlarını davet ederek, onları oldukça tuhaf ve eşine zor rastlanır bir gezintiye çıkardı... Yanılmıyorsam, bunların benzeri şeyler söylenmiştir yazar hakkında. Elbette benim görüşlerimde bu yönde. Gizem üretmek de ve ilginç karakterler yaratmak da eşsiz bir dehaya sahip Bulgakov. Fakat bir okur olarak ben eşsiz bir zekâ ve kavrayışa sahip miyim? Hiç sanmıyorum. Her defasında büyük bir hevesle elime alıyorum Bulgakov eserlerini, çoğunlukla ilk sayfaları zevkle çeviriyorum, yarıya doğru geldiğimde, bir de bakmışım, o da ne, metnin içinde kaybolmaktayım. Ne anlatıyordu bu adam, bunlarda kim ola ki, nereden çıktılar, daha da önemlisi konuyla ne ilgileri var!... İşte Bulgakov okurken ki, acınası hâlim bu şekildedir. "Şeytani" İsimli Bulgakov yapıtı, küçük bölümler halinde kaleme alınmış uzun bir öyküdür aslında. Yazarın başyapıtı sayılan "Usta ile Margarita" eserinin konu olarak değilse de tarz olarak (bana göre) aynısıdır. Yani yine şeytan figürümüz var, yine kedimiz, yine gizemli bir olayımız ve pek tabii olarak bolca olağandışı karakterlerimiz var. Velhasıl kahramanın peşine takılıp oradan oraya savruluyoruz. O kurum senin, bu kurum benim geziniyoruz... (Mehmet Bahçeci)

Bulgakov'un Usta ile Margarita'sının çizgi roman uyarlamasını saymazsam okuduğum ikinci kitabı Şeytani. Roman sayılmaz, biraz uzunca bir öykü bu. Genç Bir Doktorun anılarında "Bu kitap için Bulgakov'un yazım tarzını yansıtmadığı söyleniyor" demiştim. Bu hikaye tam olarak Bulgakov gibi geldi bana. Kitap Aziz Nesin hikayeleri tarzında başlıyor. Klasik bir bürokrasi eleştirisi okuduğunuzu sanıyorsunuz. Daha sonra, 2-3'üncü bölümlerde olay Kafkalaşıyor. Başka bir incelemede bahsedildiği gibi kendinizi Dava'nın içinde buluyorsunuz adeta. Anlamsız koridorlarda anlamsız insanlarla anlamsızlaşıyorsunuz gitgide. Sonra olaylar gelişiyor ve kitap bitiyor demek isterdim ama olaylar gitgide daha çok Kafkaesk (iyi ki zamanında icat edilmemiş bu kelime, her şeyin yerine kullanabiliyoruz) bir hal alıyor. Sanki bir rüyanın içine giriyoruz. Oldukça hareketli bir kitap, Korotkov gibi siz de duramıyorsunuz yerinizde. Ben saçmayı seven birisi olarak yedinci bölümden sonra koptum biraz olaydan. Sanki Bulgakov bakalım nereye kadar dayanabilecekmişiz gibi yazmış bu hikayeyi. Her bölüm daha da saçmalaşıyor. Sonlara baştaki mülayim Korotkov'un bile çıldırdığını fark edemiyorsunuz, çünkü kimin Kobolkov, kimin Kalotski, kimin Korotkov olduğunu çoktan kaybetmişsiniz. Bitince çılgın bir rüyadan uyanmış gibi rahatlıyorsunuz sanki. Kitap genel olarak sistem eleştirisi ama o dönem Rusyası için yazılan, bizim anlayamadığımız epey gönderme olduğunu da düşünüyorum. Bir kaç tanesini çevirmen dipnotlarla bize ulaştırmaya çalışmış. Çeviri için kötü diyemem, elinden geleni yapmış ama bu kadar kısa bir kitapta, bu kadar yoğunlukta atladığı bir şeyler vardır gibi geliyor bana. Kitabı tekrar okusam bile yeni bir aydınlanma yaşar mıyım bilmiyorum. Sonuçta farklı bir deneyim yaşama, Usta ile Margarita için hazırlık kapsamında ve Bulgakov'u tanımak için okunabilecek bir kitap. Teşekkürler. (Erhan)

Hikaye Korotkov adlı şahsın devlet kademesinde çalışıp kovulduktan sonraki olayları anlatıyor ama farklı bir anlatım olmuş. Fantastik olaylara ek devlet bürokrasinin sıradan bir adamı nasıl çıldırttığına değinmiş. Yazar bu hikayeyi güzel anlatmış fakat tarzım değil okurken çok keyif aldığımı söyleyemem. (Tuğberk Bekiz)

Şeytani PDF indirme linki var mı?

Mihail Bulgakov - Şeytani kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şeytani PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mihail Bulgakov Kimdir?

15 Mayıs 1891'de Kiev'de doğdu. 1916'da Kiev Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu, fakat birkaç yıl sonra doktorluğu bırakarak hayatını edebiyata adadı. Kiev Şehir Tiyatrosu'nda sergilenen ilk iki oyunu büyük başarı kazandı. İlk eşiyle Moskova'ya yerleşen Bulgakov, 1922-1926 arasında oyun yazmayı sürdürdü, fakat Sovyetler Birliği'nin ideallerini yansıtmadığı gerekçesiyle oyunlarının sahnelenmesi yasaklandı. 1925'te yazdığı hicivli romanı 'Köpek Kalbi' de benzer bir kaderi paylaşarak, Sovyetler Birliği'nde 1987'ye kadar yayımlanamadı. Aynı yıl ilk eşinden boşanarak Lyubov Belozerskaya'yla evlendi. Sanatını icra edememekten bunalan Bulgakov, 1930'da Stalin'e bir mektup yazarak yurtdışına çıkma izni istedi. Fakat bu talebi reddedilen Bulgakov'a Moskova Sanat Tiyatrosu'nda sahne arkasında bir iş ayarlandı. 1938'de, ölümcül hastalığına yakalanmadan hemen önce başyapıtı sayılan 'Üstat ile Margarita'yı tamamladı. 1940'ta böbrek yetmezliğinden öldü. Kitap ilk olarak 1966-1967 yıllarında, dul eşinin çabaları sayaesinde 'Moskva' dergisinde yayımlandı. Kitap olarak 1973'te basıldı.

Mihail Bulgakov Kitapları - Eserleri

  • Genç Bir Doktorun Anıları
  • Köpek Kalbi
  • Usta ve Margarita
  • Ölümcül Yumurtalar
  • Morfin
  • Şeytani
  • Kaybolmuş Bir Göz
  • Gelecekten Beklentiler
  • Usta ile Margarita (Çizgi Roman)
  • Beyaz Muhafız
  • Bir Ölünün Anıları
  • Çelik Boğaz
  • Kızıl Moskova
  • Stalin'e Mektuplar
  • Hayatımızın Bir Günü
  • Kol Manşetinde Notlar
  • Moliere Efendi
  • Adem ve Havva
  • Son Günler (Aleksandr Puşkin)
  • Saldırı
  • Morfin - Leviathan
  • Hayatın ve Ölümün Saati
  • Bir Delinin Hikayesi
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Altın Kent
  • Diaries

Mihail Bulgakov Alıntıları - Sözleri

  • "Ayakta dikiliyor, ağlıyordum, gözyaşlarım sel gibi akıyordu. Öylece duruyor, bir şey anlayamıyordum. Oysa kafamın içinde kuşlar şarkılar söylüyorlardı... Saçma şeyler... Hatırlıyorum o günü, ah, hatırlıyorum, nasıl bir gündü o gün, ah, nasıl..." (Kızıl Moskova)
  • "Bu yüce yurttaş öldürülmüştür, çünkü ülkemizde halkı köle gibi gören insanlara hiç lâyık olmadıkları sınırsız bir güç ve yetke verilmiştir." (Son Günler (Aleksandr Puşkin))
  • "Düşünmek yasaklanamaz." (Bir Ölünün Anıları)
  • Bu kocakarılar hepten silinip gitse yeryüzünden ne iyi olurdu! (Genç Bir Doktorun Anıları)
  • Lütfen bir akıl verin bana. (Çelik Boğaz)
  • Kurbağalar dayanılmaz bir tiksintiyle içimi ürpertiyor. Onlar yüzünden ömrüm boyunca bedbaht olacağım. (Ölümcül Yumurtalar)
  • Yine ağlıyorum; Neden gece vakti geliyor bu iğrenç zayıflık? (Morfin)
  • "Ah, para, para! Dünyada ne kadar da çok kötülüğe yol açıyor! Hepimiz paradan başka bir şey düşünmüyoruz, ama kaçımız ruhumuzu düşünmüşüzdür ki? " (Bir Ölünün Anıları)
  • Ortamda sanki hiçbir şey değişmemişti. Ama ben çok değişmiştim. (Kaybolmuş Bir Göz)
  • Ey, hunhar insanlar, neden kıydınız bana ? (Köpek Kalbi)
  • Ah, yalnızlıktan, soğuktan, çevremde kimsenin olmamasından içim sızlıyor, daralıyor! (Kaybolmuş Bir Göz)
  • "Oralarda bir yerde" Devrim,,,,oluyor. (Morfin)
  • İnsanlardan o kadar korkuyorum ki gece koridorda bir ayak sesi veya konuşma işitince çığlıklar atmaya başlıyorum. (Hayatımızın Bir Günü)
  • Oyunu yedi buçuk günde, yani dünyanın yaradılışından bir buçuk gün daha kısa sürede yazdık, tamamladık. Buna rağmen, dünyadan daha kötü bir şey çıktı ortaya... (Altın Kent)
  • En çok sevdiğimiz insanlar,kendimize en ćok benzettiklerimizdir. (Moliere Efendi)
  • Akşamları okumaya başlamıştım -çoğunlukla difteri ve kızıl hastalığı hakkında ama ayrıca tuhaf bir şekilde Fenimore Cooper’a da bağımlılık geliştirmiştim- ve masamın üzerindeki elektrik lambası, semaverimin tepsisine düşen korlu kül, soğumakta olan çayım ve uykusuz geçen aylardan sonra elde ettiğim uyuma şansı için müteşekkirdim. (Morfin - Leviathan)
  • Neden bırakmıyorsun peşimi, kader?! Neden yüz yıl önce doğmadım? Ya da daha iyisi:Yüz yıl sonra. Hem daha iyisi, keşke hiç doğmasaydım. Bugün biri şöyle dedi bana:"Torunlarınıza bir şeyler anlatacak olduğunuz için doğdunuz!" Amma saçma! Sanki tek hayalim, kocayınca torunlarıma duvarda nasıl asılı kaldığım gibi saçmalıkları anlatmakmış gibi! Hem yalnızca torunlarım değil, çocuklarım da olmayacak benim. (Gelecekten Beklentiler)
  • Diğer bir deyişle, kendi doğduğu yeri çarpan bir yıldırım gibi... (Morfin - Leviathan)
  • Ve o havlu Murtin'de yatak odamda yıllarca asılı durdu, daha sonra gittiğim her yere benimle geldi. Sonunda iyice eskidi, havı döküldü, yer yer delindi ve nihayet hatıralar gibi o da silindi, kayboldu. (Çelik Boğaz)
  • Çattık! Aklınızı başınıza alın! (Usta ve Margarita)

Yorum Yaz