Sesler - Ursula K. Le Guin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Sesler kimin eseri? Sesler kitabının yazarı kimdir? Sesler konusu ve anafikri nedir? Sesler kitabı ne anlatıyor? Sesler kitabının yazarı Ursula K. Le Guin kimdir? İşte Sesler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ursula K. Le Guin

Çevirmen: Çiğdem Erkal İpek

Orijinal Adı: Voices

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9789753426510

Sayfa Sayısı: 240

Sesler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şiddet, hoşgörüsüzlük ve yazılı söze tam bir düşmanlık karşısında sürdürülmeye çalışılan günlük hayat, hiç bitmeyecekmiş gibi duran bir işgal... Ama onları yok etmenin tek yolu bilgilerini yok etmektir ve bilgiyi koruyanlar vardır.

Ursula K. Le Guin'in devamlı okuyucuları daha önce yayımladığımız Marifetler'de tanıştıkları karakterleri de fark edecekler Sesler'de. Sırada ise Güçler var.

Sesler Alıntıları - Sözleri

  • "Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler."
  • "Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler." ... ~...
  • Artık tahammül edemediğim zamanlar buraya geliyorum. Sonra kitaplara bakmak da hoşuma gidiyor. Kitaplara baksam olur mu? İçlerine baksam? .... ~...
  • “Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler."
  • "İnsanları bir beden, bir yaşam olarak değil de sadece sayı olarak, şekil olarak, zihnin savaş alanında ileri geri oynatılabilecek oyuncaklar olarak görmenin kadınlardan ziyade erkeklere kolay gelip gelmediğini merak etmişimdir. Bu cisimsizleşme onlara zevk veriyor, onları heyecanlandırıyor, sırf eyleme geçmiş olmak için, sayıları ve oyun taşlarını yönlendirmek için harekete geçme özgürlüğü tanıyor. O halde belki de yurt sevgisi, şeref, hürriyet, aslında tanrılar ya da bu oyunda ıstırap çeken, öldüren ve ölen insanlar nazarında kendilerini haklı çıkartmak için bu zevke taktıkları isimlerdir sadece. Yani aşk, şeref, hürriyet gibi sözler gerçek anlamlarından uzaklaşmışlardır. O zaman insanlar bu sözleri anlamsız diye küçümsemeye başlayabilir ve onlara anlamlarını geri vermek için çırpınmak şairlerin vazifesi olur."
  • İnsanın kendisinden daha güçlü birilerinden nefret etmesinde bir fazilet vardır ama daha zayıf birinden nefret etmek alçakça, rahatsız edici bir şeydi.
  • Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor.. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler.
  • "Bir nesil, bilginin cezalandırıldığını ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek, çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler."
  • Kitaplar, yazdığım bu kitabın kalbi sayılır. İçinde bulunduğumuz tehlikeyi, yaşadığımız riskleri kitaplar yaratmış, bize elimizdeki gücü kitaplar vermişti.
  • “Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler.”
  • Şeytani oldukları için kitaplara dokunmazlar, kölelere toplattıkları kitapları kanala veya denize götürürler ve dibe batmaları için taş bağlayıp denize attırırlardı. Kitaba sahip olan insanlara da aynı şeyi yapıyorlardı.
  • “bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler."
  • Sözün ışığını yeniden yakmak... Hayatımı adadığım esas uğraş budur.
  • "Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler."
  • "Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğu öğrenerek yetişiyor.. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler."

Sesler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ey okur-yazar; Memer'in cesaretine ve kalbine hayran kaldım. Seferbeyi'nin yaşadığı işkenceye ağladım. Orrec'le "Hürriyet"e aşık oldum. Gry ve Şetar'la zorbanın karşısında durdum. Güzel Ansul'un düşüşüne üzüldüm, yükselişine sevindim. "Kitap"tan korkanları görünce bağnazlığa hayret ettim. "Sesler"i duydum, "Okuyucu" oldum. Ey okur-yazar Sıra sende... (Bülent Ekşi)

Batı Sahili Yıllıkları’nın ikinci kitabı Sesler olağanüstüydü. Marifetler biraz durgun ve olaysız ilerlerken burada ise heyecanlı bir olay trafiği söz konusuydu. Ve “bibliyofil” olan herkese hitap eden bir klasik Sesler. Çünkü okumanın ve yazmanın suç olmadığı, bilginin ve kültürün doyasıya yaşandığı, insanların medenice oturup tartıştığı ve yemekler yediği, herkesin özgürce konuşabildiği bir yerde geçiyor kitap. Yalnız kitaplarla bütünleşmiş bu toplumun maalesef işgal altında olduğu anları okuyoruz. Hem de kitapları “iblis” olarak nitelendiren ve kanun sayan bir ülke tarafından işgal ediliyorlar. Ne yazık! Marifetler’de kendini bulmaya ve tanımaya çalışan Orrec ve Gry tabii ki unutulmamış; özel bir kütüphaneyi aramaya geliyorlar. Sizce onlar bu esaret içinde yaşamaya çalışan ve türlü işkencelere maruz kalan halkın bir kurtuluşu olabilir mi? Seriye Sesler kitabıyla dahil olan Memer ve Seferbeyi etrafında dönen bir kurguyu okuyoruz. İşgal altında yaşayan Ansulların en önemli ve kilit isimleri bunlar. Aldları bilgi ve cesaretleriyle yenecekler mi yoksa sonsuza kadar boyunduruk altında mı yaşayacaklar? Din, kadın ve toplumlar gibi konularda önemli alt mesajlar barındıran ve sadece “fantastik kurgu” diye nitelendirilmeyecek kadar derin bir eser. Serinin son kitabı Güçler ise önümüzdeki ay okunmayı bekliyor. (Sultan)

Serinin bu ikinci kitabında işgal edilen, bilgi ve kültürle harmanlanmış bir şehirde insanların yaşadıkları, en sonunda direnmeye karar vermeleri, hürriyete kavuşmaları anlatılıyor. Ama tabi yazarın böyle basit değil de eşsiz cümleleriyle. Ayrıca ilk kitaptan orrec ve gry de ana karakterler arasındalar. Gry bıraktığımız gibi sakin, huzurlu, güçlü ama orrec değişmiş. Marifetiyle iç huzura kavulmuş, alim olmuş, her yerde tanınan, saygı duyulan birisi. Eser su gibiydi. Akıp gitti. (Gamze)

Sesler PDF indirme linki var mı?

Ursula K. Le Guin - Sesler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sesler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ursula K. Le Guin Kimdir?

Ursula Kroeber Le Guin (d. 21 Ekim 1929) ABD'li yazar. Bilim kurgu ve fantezi edebiyatının en önemli yazarlarından kabul edilen Le Guin, bu alanlardaki eserlerinin yanı sıra şiir, tiyatro, çocuk ve genç edebiyatı alanlarında da yazar ve çevirmen olarak katkıda bulunmaktadır. İlk romanı 1966 yılında yayımlanan Le Guin'in eserlerinde ağırlıklı olarak Jung'un, taoizimin, varoluşçuluğun ve yunan mitolojisinin etkileri görülmektedir. Yazar, başta Hugo ve Nebula olmak üzere pek çok ödülün sahibidir.

Yaşamı

Ursula Kroeber, ABD'nin Kaliforniya eyaletinde 1929 yılında dünyaya geldi. Antropolog bir babayla (Alfred Kroeber) psikolog ve yazar bir annenin (Theodora Kroeber) kızıdır. İsmini doğum tarihi olan Azize Ursula Günü'nden aldı. Ebeveynleri tarafından üç erkek kardeşi ile beraber kültürel çeşitlilik fikrinin hakim olduğu bir ev ortamında yetiştirildi. Massachusetts-Radcliffe College’da lisans eğitimini tamamladıktan sonra Columbia Üniversitesi'ni bitirdi ve yüksek lisansını “Fransa ve İtalya’da Orta Çağ ve Rönesans Dönemi Edebiyatı” üzerine yaptı. 1951’de tarihçi Charles A. Le Guin ile evlendi. Üç çocuk ve dört torun sahibi oldu. Le Guin 22 Ocak 2018'de Portland'daki evinde 88 yaşında öldü.

Edebiyat hayatı

Bilimkurgu türünde yazmaya 1960'li yıllarda başladı. İlk öyküsü 1962’de yayınlandı. Pek çok üniversitede ders verdi, çeviri, derleme ve makaleleri yayınlandı. Le Guin, 1969'da yazmış olduğu "Karanlığın Sol Eli" adlı romanıyla bilimkurgu dünyasının iki büyük ödülü olan Hugo ve Nebula ödüllerini aldıktan sonra ün kazanmıştır. Ayrıca, 1974'te yazmış olduğu ütopik bilimkurgu romanı Mülksüzler ile 1975'de yine Hugo ve Nebula ödüllerini almıştır. Bilimkurgu ve fantastik kurgunun yanı sıra şiir ve çocuk kitapları da bulunmaktadır.

LeGuin, teknolojik gelişmelerin değil, politika, toplumbilim ve psikolojinin öne çıktığı ve alternatif toplum biçimlerinin sorgulandığı bilimkurgu yaklaşımının en önemli temsilcilerindendir.

Eserleri arasında özellikle Yerdeniz Üçlemesi ve buna sonradan eklenen dördüncü, beşinci ve altıncı kitapla çok ciddi hayran kitlesine ulaşmıştır. Bu serinin 3. romanı olan "En Uzak Sahil" (The Farthest Shore) kitabıyla 1973 yılında Çocuk Kitapları için verilen ABD milli ödülü (National Book Award) kazanmıştır. 1990 yılında yeniden Nebula ödülünü Tehanu ile kazanmıştır.

Ana temaları

Temel feminist teoreme oldukça hakim olan Le Guin yazılarında teorisini gizlice vererek erkek okuru rahatsız etmez ve teoriyi okuyucuya gizlice zerk eder. Anarşist eğilimli ya da anaerkil toplumlar yaratmaktan çekinmez. Zaten hayatı boyunca asice hareket etmiştir. Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar adlı makale denemesinde, bir yazısında zamanında Playboy dergisinde bile yazdığını söylemektedir. Pek çok okuru için bilge bir kadın tiplemesi olan LeGuin Ged (Çevik Atmaca) karakteri ile de pek çok okurun kişiliğine etki etmiştir. Yüzüklerin Efendisindeki bilge ve ilk yaratılanGandalf'ın aksine (Gandalf Tolkien mitosunda ilk yaratılan ve kutsal olan maiardandır. Bkz. Güç Yüzüklerine Dair adlı Tolkien kitabı) LeGuin'in baş kahramanı Ged Gontlu bir keçi çobanı olarak başlayıp Roke adası büyücülerinin en büyüklerinden olmuştur. Yeraltı tanrılarının başrahibesi Tenar ise sıradan bir kadın olmayı tercih ederek kendini bulmuştur. LeGuin'in her kahramanı, her romanı bir süreç, bir değişim anlatır. Bilgeliği ve büyümeyi değişmekten korkmamakta bulur.

Le Guin'in karakterleri basma kalıp kahramanlardan uzaktır. Genç mükemmel kadın ve erkekler yaratmayan yazarın kahramaları genellikle yaşlı adamlar veya koca karılar, cılız, sakat veya tecavüze uğramış ve intikam peşinde koşamayacak kadar çaresiz çocuklardan oluşmaktadır. Bu haliyle Le Guin romanları çaresizliği, yaşama cesaretini vurgulayan mütevazi görünümlü gizli bir romantizim barındırmaktadır. Oldukça sık kölelikten bahseder. Öncelikle köleliği tüm şatafatlı sembollerinden arındırır. Köleleri, bir kölenin yalın ve itirazsız, itaatkar dünyasında her hangi bir şeyi sorgulama yeteneğinden yoksun insanlardır. İsyandan bahseder, ama yanlışlıkla köle sıfatı taşıyan soylu kurtarıcılardan yoksundur hikâyeleri. Kadınlık ve erkeklik, çocukluk ve erişkinlik, kölelik ve sahiplik gibi zıtlıklara vurgu yapmaktadır. Le Guin yalın ama şiddet dolu bir evreni yansıtır. Şiddeti adlandırmaktan çekinmez. Özgürlük ve cesaret dolu bir dili vardır.

Daha fazla bilgi için: https://tr.wikipedia.org/wiki/Ursula_K._Le_Guin

Ursula K. Le Guin Kitapları - Eserleri

  • Mülksüzler
  • Yerdeniz Büyücüsü
  • Atuan Mezarları
  • Sürgün Gezegeni
  • Karanlığın Sol Eli
  • En Uzak Sahil
  • Tehanu
  • Yerdeniz Öyküleri
  • Öteki Rüzgar
  • Her Yerden Çok Uzakta
  • Rüyanın Öte Yakası
  • Yaban Kızlar
  • Dünyaya Orman Denir
  • Yerdeniz
  • Kadınlar Rüyalar Ejderhalar
  • Marifetler
  • Anlatış
  • Rocannon'un Dünyası
  • Lavinia
  • Lao Tzu: Tao Te Ching
  • Sesler
  • Başlama Yeri
  • Güçler
  • Devrimden Önceki Gün
  • Bağışlanmanın Dört Yolu
  • Dümeni Yaratıcılığa Kırmak
  • Rüzgargülü
  • Balıkçıl Gözü
  • İçdeniz Balıkçısı
  • Orsinya Öyküleri
  • Yanılsamalar Kenti
  • Dünyanın Kıyısında Dans
  • Yazma Üzerine Sohbetler
  • Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak
  • Uçuştan Uçuşa
  • Kanatlı Kediler Masalı 1 - Dört Yavru
  • Zihinde Bir Dalga
  • Rüzgarın On İki Köşesi
  • Aya Tırmanmak ve Diğer Öyküler
  • Malafrena
  • Hep Yuvaya Dönmek
  • Dünyanın Doğum Günü ve Diğer Öyküler
  • Şimdilik Her Şey Yolunda
  • Günün Geç Vakitleri
  • Kanatlı Kediler Masalı 2 - Yuvaya Dönüş
  • Boşa Geçirecek Vakit Yok
  • Kanatlı Kediler Masalı 4 - Kentte Tek Başına
  • Balık Çorbası
  • Kanatlı Kediler Masalı 3 - Yeni Arkadaş
  • Uçsuz Bucaksız
  • The Ones Who Walk Away from Omelas
  • Sözcüklerdir Bütün Derdim
  • Başka Bir Yer
  • Denizyolu
  • Atmacanın Türküsü
  • The Daughter of Odren
  • Schrodinger’s Cat
  • The Stars Below
  • Direction of the Road
  • Things A Story
  • A Trip to the Head
  • The Field of Vision
  • Semley's Necklace
  • Vaster than Empires and More Slow
  • Why are Americans Afraid of Dragons?
  • Yerdeniz Büyücüsü
  • The Other Wind
  • Tales from Earthsea: The Fifth Book of Earthsea
  • Balina Süleyman’ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu
  • Tehanu
  • The Farthest Shore

Ursula K. Le Guin Alıntıları - Sözleri

  • "Sana ayrıldığım zamanki gibi geri geldim: Bir aptal olarak." (Yerdeniz Büyücüsü)
  • “Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar. İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar, bir kıvılcım, bir ateş gibidir.” (Marifetler)
  • Bu gece mavi bir ay doğacak güneş, rüzgarın ardında battığında. Hep yaptım. Hep yaptım doğru şeyi. Şimdi izin verin başlasın varoluşum şarkısına. (Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak)
  • içine şeytanı saldılar mı, asla kurtulamazsın. Hamile olmak yerine onu taşırsın. (Denizyolu)
  • Bazı insanlar sanatın kontrolle ilişkili olduğunu düşünür. Ben daha çok kendini kontrolle ilgili olduğunu düşünüyorum. Şöyle bir şey: İçimde anlatılmak isteyen bir hikaye var. O benim amacım. Ben onun aracıyım. Eğer kendimi, egomu, istek ve fikirlerimi, zihinsel çöpümü bir kenarda tutabilir, hikayenin odağını bulabilir ve hikayeyi takip edebilirsem, hikaye kendi kendini anlatacaktır. (Yazma Üzerine Sohbetler)
  • Domuzların üstünde dolaşan Şaşkın sinekler gibidir düşünceler. (Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak)

  • Gitmek kolaydı. Gitmeyi sürdürmek zordu. (Balıkçıl Gözü)
  • “Bir kadına âşık bir adam mı? Ben sadece kadınların âşık olabildiklerini zannederdim.” “Bazen kadınlar bir erkeğe âşık olabiliyor ki bu da çok kötü” (Dünyanın Doğum Günü ve Diğer Öyküler)
  • Belki de sevme isteği dışında tutunabileceği bir şey yoktu. Eğer o duyguyu da yitirirse kaybolurdu. (Başlama Yeri)
  • Sağır bir şiddet karşısında hangi söz bir anlam ifade eder ki? (Tehanu)
  • ...herkese karşı adil olma havamda değilim. Kendime karşı adil olma havamdayım. (Zihinde Bir Dalga)
  • To refuse death is to refuse life. (The Farthest Shore)
  • "Erkeklerden daha ufak tefek oldukları ve dar yerlerde daha rahat hareket edebildikleri ya da toprağa daha ait oldukları için, ya da daha büyük bir ihtimalle âdet olduğu için Yerdeniz'de madenlerde her zaman kadınları çalıştırırlardı." (Yerdeniz Öyküleri)

  • Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor.. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler. (Sesler)
  • “Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler.” (Sesler)
  • "Sanki bütün hayatımız boyunca kapıları kilitleyip duruyor gibiyiz. Yaşadığımız yer evin içi." (Tehanu)
  • BİR TOPLULUĞUN odak noktasıdır kütüphane, o topluluk için kutsal bir yerdir... (Zihinde Bir Dalga)
  • İnsanın kendi bedeni bir nesne değildir, bir aksesuar değildir, göz zevki vermekle yükümlü bir süs eşyası değildir, sensindir o, yalnızca sen, kendin. Ne zaman ki sen olmaktan çıkar, senin olmaya başlar, sahip olduğun bir şey olmaya başlar, sen de o zaman başlarsın işte onun için kaygılanmaya... (Devrimden Önceki Gün)
  • Bu sevişmelerin üzerinde tefler çalınsın, tutkunun görkemi gonglarla ilan edilsin. (The Ones Who Walk Away from Omelas)
  • Zihnimde, öykü ile roman arasındaki bağlantı oldukça ilginç. "Semley'in Kolyesi" kendi başına tam bir öykü ise de, aslında bir romanın tohumu. Öyküyü tamamladığımda Semley ile de işim bitmişti. Ama öyküde küçük bir role sahip, sadece yolu oradan geçen bir karakter vardı: Öykü bittiğinde yeniden gölgelere karışmaya itiraz eden biri. "Benim öykümü de yaz," diye başımın etini yiyip duran biri: "Ben Rocannon. Dünyamı keşfe çıkmak istiyorum ... " Ben de dediğini yaptım. İnanın, bu insanlarla tartışmaya giremiyorsunuz. (Rüzgarın On İki Köşesi)