Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim - Laurent Gounelle Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim kimin eseri? Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim kitabının yazarı kimdir? Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim konusu ve anafikri nedir? Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim kitabı ne anlatıyor? Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim kitabının yazarı Laurent Gounelle kimdir? İşte Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Laurent Gounelle
Çevirmen: Işık Ergüden
Orijinal Adı: Le Philosophe Qui N'était Pas Sage
Yayın Evi: Pegasus Yayınları
İSBN: 9786053432005
Sayfa Sayısı: 320
Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Hayatının aşkının ölümünden sorumlu tuttuğu kabileden intikam almak için Amazon Ormanları'nın en derin ve en karanlık yerine giden filozofun karşı karşıya kaldığı tam da böyle bir dünyadır. Filozof, karısının ölümüne sebep olanların mutluluğunu elinden almak için onları kıskançlık, rekabet, haset ve hırs gibi hiç bilmedikleri kavramlarla tanıştırır. Modern dünyanın tüm olumsuz duygularını taşıyan bu adama engel olmak ve halkını korumak kabilenin şamanına düşer. Huzurlarınızda şamanın, filozofun ruhuna ulaşıp acısına deva olma ve kabilesini koruma çabasının okuru derinlemesine düşündürecek hikâyesi.
(Tanıtım Bülteninden)
Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim Alıntıları - Sözleri
- Neyin beni mutlu edebileceğini artık bilmiyorum. Ama mutsuzluğun ansiklopedisini yazabilirim.
- "İçini eşele," diye kulağına fısıldadı Marcus Aurelius, "İyiliğin kaynaği içeridedir. Eger sürekli eşelersen her an fışkırabilir."
- Pascal şöyle demişti: “İnsan kendini tamamen fiziksel, entelektüel ya da duygusal, her türden meşguliyete adamaya ihtiyaç duyar çünkü kendini, yaşamını, varlığının amacını sorgulamaktan, ölümle ve cevabın katlanılmaz yokluğuyla karşı karşıya gelmekten ne pahasına olursa olsun kaçınmak ister..."
- "Görülmemiş güzellikte bir dünyada yaşıyorsun ama farkında değilsin.”
- Bir şey beklemeden. Beş dakika içinde, bir saat sonra ya da gelecek hafta ne yapacaklarım düşünmüyorlar. Bir çiçeğe baktıklarında sadece çiçeğe bakıyorlar. Birini dinlediklerinde birini dinliyorlar. Ananas yerken ananas yiyiyorlar...”
- -"Seni orada neyin beklediğini bilmiyorsun". +"Ama burada neler yaşadığımı biliyorum".
- “Mutsuz bir dünya,”
- Aklını verebileceği bir şey, hayatının anlamsızlığından onu kurtaracak bir şey yoktu.
- Kötülerden intikam almanın en iyi yolu, onlara benzememektir.
- Yaptıklarımla tanınmaktansa olduğum halimle sevilmeyi tercih ederim.
- Sonuçta bütün bunlar yabancıların gelişiyle başlamıştı. Zevk ve eğlence getirdikleri kesindi. Olup bitenlerden eskisine göre daha fazla haberdardılar. Ama yine de her biri yüreğindeki saflığı, tasasızlığı, hayatı ve sunduklarını ağırbaşlılıkla kabul etme yetisini yitirmişti. Hepsinin kafası sorunlarla doluydu. İçinde yaşadıkları ve artık tamamen bilincinde oldukları dünyanın bütün tehlikeleri ve sıkıntıları akıllarındaydı. Jungle Time kötü havadisleri çoğaltıp duruyordu. Tehdit edici bir karınca yuvasının keşfini, falanca av hayvanının yok olma riskini ya da köy sakinlerinin yaşadığı ve karşısında da çoğu zaman güçsüz kaldığı sorunları öğrenmedikleri tek bir gün bile yoktu. Ayrıca köy halkından bazılarının başarıları da övülüyordu. Diğer fanilerin asla erişemeyeceği bireysel başarılardı bunlar. İnsana kendini küçücük ve önemsiz hissettiren başarılar. Sonuçta, neredeyse kötü haberlere değer verir hale gelinmişti. Başkalarının bizden daha kötü durumda olması bizi kendi gündelik sorunlarımız konusunda yatıştırıp teskin ediyordu. Böylece, belki de kurtarıcı bir icat olan vidoforun karşısına geçip her şeyi unutmaktan başka çare kalmıyordu.
- Mutlu olmak için gereken hiçbir şeye sahip olmayanlar nasıl mutsuz edilir?
- Unutma ki sinirlenip öfkelenen insanda ne güç, ne enerji ne de cesaret olur. İnsan ne kadar soğukkanlı olursa, o kadar güçlüdür. Öfke hem zayıflığın hem de derin bir elemin ifadesidir: Her ikisi de zarardır, teslimiyettir.
- Çokça sevgi ve biraz sabırla dünya değişebilir.
- "Uyanık duygular ve uyuklayan düşünceler..."
Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kasım ayı okumalarına felsefî ve psikolojik bir giriş yapmışımdır. Daha önce #tanrıdaimatebdilikıyafetgezer kitabını okuduğum ve çok beğendiğim #laurentgounelle 'in bu defa #seniherşeyinmümkünolduğubiryeregötüreceğim isimli kitabını okudum, hem de yine çok severek. Kitap, Sandro isimli bir felsefe profesörünün, kaybettiği (öldürülen) karısının intikamını almak üzere paralı askerler tutarak Amazon Ormanı'nın yolunu tutmasıyla başlıyor. Karısını öldürenler Amazon yerlileridir ve bir felsefe profesörünün alacağı intikam, sıradan bir insanınkinden elbette farklı olacaktır. Sandro, uygar dünyadan uzak, doğanın bir parçası olarak yaşayan bu ilkel toplumu kendi yöntemleriyle mutsuzluğa mahkûm ederek onlardan öç almayı hedefler. Adım adım uyguladığı planı ve yerli halkın verdiği tepkiler muazzam şekilde anlatılmış. Psikolojik yönden doyum sağlayan, düşünmeye sevk eden güçlü bir anlatımın hüküm sürdüğünü söylemeliyim. Sonuna kadar merak ettiğim ve "Bunu açıklamazsa benden eksi puan alır" dediğim bir konu vardı ki, müthiş vurucu bir sonla onun da açıklığa kavuşturulduğuna tanık oldum. Ve okuduğum son bana, bu kitaba da böyle bir son yakışır dedirtti. Sözün özü, ben bu kitabı çok sevdim arkadaşlar. Hatta, keşke sinemaya uyarlansa diye düşündüm. Siz de kaydetmeyi ve okumayı ihmal etmeyin derim. Keyifli okumalarımız olsun... (Esra Gönüllü)
insanlık ilerliyor mu, yoksa geriliyor mu...: Kitabi okurken, yerlilere yapılan planlı oyunların aslında günümüzde bizlere yapıldığını düşündüm ve hayatı var olan manası ile değil, bir anlamsızlık içerisinde, maneviyattan uzak, maddiyata saplanmış bir şekilde yaşadığımızı bir kez daha gördüm. Muhteşem bir kitap. (Oktay Yıldız)
Modern toplum nasıl yaratıldı da kalabalıklaşan dünya da insanların fiziksel mesafesi azaldıkça duygusal mesafeleri arttı… Bütünlüğü unutan insan nasıl da mutsuzlaştı, eksildi, cahilleşti… Özünde böylesi derin bir felsefe anlatıda ise yalın ve bir o kadar gergin bir hikaye var. Yazar her kitabında olduğu gibi duygusal ve bilişsel sağıltımı herkese erişebilir hafif bir öykünmeyle yapmış. Çevremizde görmeye alışık olduğumuz ve var olduğunu hayal ettiğimiz kabile yaşamlarında karşılaştığımız tüm klişe karakterler karşımızda. (Yudum)
Kitabın Yazarı Laurent Gounelle Kimdir?
Gounelle ünlü bir yazar olmanın yanı sıra aynı zamanda bir psikiyatrist.
Laurent Gounelle Kitapları - Eserleri
- Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer
- Mutlu Olmak İsteyen Adam
- Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim
- Yaşamayı Öğrendiğim Gün
- Ve İçinde Uyuyan Hazineyi Bulacaksın
- Sana Özgürlük Vadediyorum
Laurent Gounelle Alıntıları - Sözleri
- Kimi zaman sorun olarak gördüğümüz şeyin aslında bir çözüm olduğu aklımızdan bile geçmez ! (Yaşamayı Öğrendiğim Gün)
- Mutlu olmak için gereken hiçbir şeye sahip olmayanlar nasıl mutsuz edilir? (Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim)
- …öfke sağırlaştırır, umutsuzluk kör eder. (Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer)
- ‘Yaşam bir oyun, diye yanıtladı adam. Ben de oynuyorum, risk alıyorum…” Biraz sonra da ekledi: “İyilik yapmak bana iyi geliyor.” (Yaşamayı Öğrendiğim Gün)
- -"Seni orada neyin beklediğini bilmiyorsun". +"Ama burada neler yaşadığımı biliyorum". (Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim)
- "Görülmemiş güzellikte bir dünyada yaşıyorsun ama farkında değilsin.” (Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim)
- "İnsan teslim olmadan önce ait olmak zorundadır." (Ve İçinde Uyuyan Hazineyi Bulacaksın)
- “Haksızlığa uğradığımı hissediyorum. Bu beni üzüyor ve dikkatimi dağıtıyor. Kısacası beni rahatsız ediyor.” (Yaşamayı Öğrendiğim Gün)
- En yakınlarımız bile olsa bütün insanlar gizemliydi ve bu içyüzü anlaşılamayan gizem kaygı vericiydi. (Sana Özgürlük Vadediyorum)
- " Reddedilmekten korkan insanlar, " diye devam etti sözüne, "başkaları tarafından reddedilmenin nadir bir durum olduğunu anlamaktan çok uzaktırlar. Hatta reddedilmek neredeyse imkansızdır. İnsanlar genelde size yardım etmeye, sizi hayal kırıklığına uğratmamaya, sizin onlardan beklediğiniz yönde davranmaya eğilimlidirler. Artık bildiğiniz inanç mekanizmasına göre, özellikle reddedilmekten çekindiğinizde reddedilirsiniz. " (Mutlu Olmak İsteyen Adam)
- Unutma ki sinirlenip öfkelenen insanda ne güç, ne enerji ne de cesaret olur. İnsan ne kadar soğukkanlı olursa, o kadar güçlüdür. Öfke hem zayıflığın hem de derin bir elemin ifadesidir: Her ikisi de zarardır, teslimiyettir. (Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim)
- Gerçek bir tanedir; sadece bilgelerin ona verdiği isimler çoktur. (Yaşamayı Öğrendiğim Gün)
- Yaşam bir risktir. Eğer risk almamışsan yaşamadın demektir. (Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer)
- Hayat tuhaf bir şey! Kimi zaman küçücük kararların yaşamınızın üzerinde inanılmaz sonuçları olur. Ve yıllar geçtikçe, o dönemde bu küçük karar değilde bir başkası alınsaydı hayat nasıl akardı diye insan sorar kendine...Bilmeden bu türden ne çok vesileyi kaçırmışım kim bilir? Hayatımın binlerce küçük kavşağında, diğer yolun harika olduğu gözükmüşken, sıradan bir yolu talihsizlik eseri kaç kez seçmiştim? (Mutlu Olmak İsteyen Adam)
- Gerçeklik kimi zaman ürkütücü bir ejderha biçimine bürünür ve dosdoğru karşıdan bakmaya cesaret edildiğinde yok olup gider. (Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer)
- Çabalar ne kadar büyük olursa, mutluluk da o kadar yoğun olur ve o kadar uzun süre içimize kazınmış kalır. (Mutlu Olmak İsteyen Adam)
- Kimileri kötüdür, çünkü kendilerini sevmezler.Kimileri ise güç insanlardır, çünkü çok acı çekmiş ve bu acıyı herkese ödetmek isterler . İnsanlarca aldatıldığından , hoş olmayan bir tutum takınıp kendilerini koruyacaklarını sananlar vardır.Bazıları, başkaları tarafından öyle hayal kırıklığına uğratılmışlardır ki,ancak onlardan bir şey beklemediklerinde gelecekteki hayal kırıklıklarından kurtulacaklarını düşünerek kalplerini kapamışlardır.Diğerleri bencildir, çünkü herkesin bencil olduğuna inanırlar ve ancak onlardan daha bencil olursa mutlu olacaklarına inanırlar . Bütün bu insanların ortak noktası şudur ki , eğer onları severseniz şaşırtırsınız, çünkü bunu beklemezler . Zaten bu onlara öyle anormal gelecektir ki, çoğu başlangıçta bu sevgiye inanmayı reddecektir.Ama eğer siz ısrarcı olursanız ve örneğin karşılıksız davranışlarla bunu onlara kanıtlarsanız,bu onların dünyaya bakışını , ilaveten de sizinle ilişkisini altüst eder." (Mutlu Olmak İsteyen Adam)
- Aklını verebileceği bir şey, hayatının anlamsızlığından onu kurtaracak bir şey yoktu. (Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim)
- Ben giydiklerim değilim! Ben maddi gücüm değilim! Başkalarının bende gördükleri şey değilim! (Ve İçinde Uyuyan Hazineyi Bulacaksın)
- Sonuçta bütün bunlar yabancıların gelişiyle başlamıştı. Zevk ve eğlence getirdikleri kesindi. Olup bitenlerden eskisine göre daha fazla haberdardılar. Ama yine de her biri yüreğindeki saflığı, tasasızlığı, hayatı ve sunduklarını ağırbaşlılıkla kabul etme yetisini yitirmişti. Hepsinin kafası sorunlarla doluydu. İçinde yaşadıkları ve artık tamamen bilincinde oldukları dünyanın bütün tehlikeleri ve sıkıntıları akıllarındaydı. Jungle Time kötü havadisleri çoğaltıp duruyordu. Tehdit edici bir karınca yuvasının keşfini, falanca av hayvanının yok olma riskini ya da köy sakinlerinin yaşadığı ve karşısında da çoğu zaman güçsüz kaldığı sorunları öğrenmedikleri tek bir gün bile yoktu. Ayrıca köy halkından bazılarının başarıları da övülüyordu. Diğer fanilerin asla erişemeyeceği bireysel başarılardı bunlar. İnsana kendini küçücük ve önemsiz hissettiren başarılar. Sonuçta, neredeyse kötü haberlere değer verir hale gelinmişti. Başkalarının bizden daha kötü durumda olması bizi kendi gündelik sorunlarımız konusunda yatıştırıp teskin ediyordu. Böylece, belki de kurtarıcı bir icat olan vidoforun karşısına geçip her şeyi unutmaktan başka çare kalmıyordu. (Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim)