Şafak Vakti - Stephenie Meyer Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şafak Vakti kimin eseri? Şafak Vakti kitabının yazarı kimdir? Şafak Vakti konusu ve anafikri nedir? Şafak Vakti kitabı ne anlatıyor? Şafak Vakti PDF indirme linki var mı? Şafak Vakti kitabının yazarı Stephenie Meyer kimdir? İşte Şafak Vakti kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Stephenie Meyer
Çevirmen: Demet Adıgüzel
Editör: Ayşe Tunca
Orijinal Adı: The Twilight Saga: Breaking Dawn
Yayın Evi: Epsilon Yayınları
İSBN: 9789944821551
Sayfa Sayısı: 592
Şafak Vakti Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
37 farklı dilde 40 milyondan fazla satan Alacakaranlık Serisinin yazarı Stephenie Meyer'den serinin son kitabı Şafak Vakti…Bir vampiri sevdiğinizde, seçim hakkınız kalmaz. Bunun sevdiğiniz kişiyi inciteceğini bile bile nasıl kaçar, nasıl savaşırdınız? Sevdiğinize verebileceğiniz tek şey hayatınızsa, nasıl vermemezlik ederdiniz? Ya onu gerçekten seviyorsanız?
Vazgeçilmez bir şekilde bir vampire âşık olmak, Bella Swan için, bir fantezi ve kâbusun gerçeğe karışmasıdır. Edward Cullen'a duyduğu yoğun tutkuyla bir tarafa, kurt adam Jacob Black ile arasındaki derin bağ ile öbür tarafa çekilmiş bir halde, nihai dönüm noktasına ulaşmak için kayıplar ve mücadele dolu çalkantılı bir yıl geçirmiştir. Artık kaçınılmaz bir seçimle karşı karşıyadır; ya ölümsüzlerin karanlık ama çekici dünyasına katılacak, ya da iki kabilenin arasında insan olarak hayatına devam edecektir.
Bella artık kararını vermiştir ve kendisini muhtemelen yıkıcı ve anlaşılmaz sonuçları olacak benzeri görülmemiş bir olaylar zincirinin içinde bulur. Önce Alacakaranlık'ta yıpranmış olduğunu, ardından Yeniay ve Tutulma'da da dağılıp koptuğunu gördüğümüz ipler, artık tamamen düzeltilip bir araya gelecek gibi görünüyor. Peki ya bu sonsuza kadar gerçekleşmezse?
Alacakaranlık efsanesinin heyecanla beklenen son kitabı, Şafak Vakti, milyonları büyüleyen bu romantik hikâyenin sırlarını ve gizemlerini aydınlatıyor.
Şafak Vakti Alıntıları - Sözleri
- Hayat berbat ve bir de ölüyorsun…
- Uzun bir yolculuk sonrasıyız. Ben çok yorgunum, sen çok güzelsin….
- « .. hayaller yalnızca geride iltihaplı yaralar bırakıyordu.»
- "Çocukluk, sadece doğumdan belli bir yaşa kadar süren bir dönem değildir ve belli bir yaşı da yoktur. Çocuk büyür ve çocukça şeyleri bırakır. Çocukluk hiç kimsenin ölmediği bir krallıktır." ~Edna St. Vincent Millay
- “Acıdan kaçmak için girdiğim o çaresiz yoldaydım hala.”
- “Onu nefes almak gibi, bir ihtiyaç gibi istiyordum, yani bu bir seçim değil, zorunluluktu.”
- “Sanırım hayatımda hiçbir şeyi bu kadar çok istememiştim.Tek istediğim sevdiklerimi koruyabilmekti.”
- “Sanki ruhumu görebiliyormuş gibi, o da bana baktı. Sanki gördüğü ruhu sevmiş gibi.”
Şafak Vakti İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Alacakaranlık Efsanesi - FİNAL: Alacakaranlık efsanesinin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Seride okurken beni en çok şaşırtan kitap Şafak Vakti olmuştu. Hiç beklemediğim zaman hiç beklemediğim olaylar oldu. Öyle ki bazen olayların hızına yetişemediğim için tekrar tekrar okuduğum sayfalar olmuştu. Bence serinin en sürükleyici kitabıydı. Ben şahsen çok sevdim. Şimdi incelemeye geçebiliriz. Konuşacak çok şey var, uzun bir inceleme olacak. ---------spoiler--------- Kitabın başlarında Bella ve Edward’ın düğünü oluyor. Edward’ın sırf Bella için kendi düğününe Jacob’u çağırmış olması inceliği bence çok güzeldi. Ama Jacob’a balayından bahsettiği zaman maalesef işler çığırından çıktı. Neyse sonuçta düğün yapıldı ve Edward ile Bella balayı için “Esme Adası”na gittiler. Her şey iyiydi. Fakat balayında Bella hamile kalınca bütün planlar bozuldu. Vampirler hamile kalmıyorlar fakat Bella henüz dönüştürülmemişti (Edward’ın dönüştürmeme inadı ve Bella’nın dönüşmeden balayına gitme inadı sayesinde…) Edward bebeği aldırmak konusunda Carlisle ile konuşurken Bella başka planlar yapıyordu ve Rosalie’yi aradı. Bu kısımdan sonra kitap 2.kitap olarak Jacob’un ağzından anlatılmaya başlıyordu. Zaten aynı şeyi kitap/kitap--1593 kitabının sonunda da yapmıştı yazar/i871 ve bu sefer tüm olayları Jacob’un ağzından okumak benim çok hoşuma gitti. Baya komik anlatıyordu. Ayrıca kurtların bölünmesi Seth ve Leah’in Jacob’a sadık kalmaları gibi pek çok yeri severek okumuştum. Ama filmlerde fazla yer verilmediğini düşünüyorum (Şafak Vakti Part 1 ve Part 2 halinde yapmalarına rağmen filmlere pek çok sahneyi eklememişlerdi.) Jacob’un başkasıyla tanışmak için etrafı gezmesi ama sonuçta yine Bella’ya varması da filmde yer almıyordu. Edward’ın gelip Jacob’a “Bella çocuk istiyor, kimden olduğu önemli değil karnındaki canavar vampiri alalım, senden çocuğu olsun” tarzında sözde bir ricada bulunmasını aşırı saçma ve gereksiz bulduğumu da söylemeliyim. Neyse ki böyle bir saçmalık olmadı. Dışarıda nöbet tutan Jacob’un ekibine Esme’nin tıpkı bir anne gibi şefkat göstermesi de çok hoştu. Jacob ve Cullen ailesinin arasındaki arkadaşlık bağını çok seviyorum. Bu sırada karnındaki vampir gerçekten Bella’yı tüketiyordu. Vampir çocuklar hakkında araştırma yapmaları sırasında annelerini yiyerek karınlarından çıkmaları gibi mide bulandırıcı şeyler öğrendiklerinde benimde Jacob’un anlatırken pek çok yerde dediği gibi midem bulanıyordu. Özellikle Bella’ya kan içirttikleri yerde Jacob ile birlikte resmen kusmamak için kendimi zor tutuyordum. "Güçlü bir midem olması iyi bir şey". Ve doğum… Filmde de bu kısımları izlemek baya zordu. Doğum ve Bella’nın vampir olması ile kitap 3.kitap olarak başladı ve yeniden Bella’nın ağzından anlatılmaya başlandı. Bella hamile olduğundan beridir düşündüğüm şey de gerçekleşti: Jacob Bella’nın kızına mühürlendi. Ben bu mühürlenmeyi tahmin ediyordum. Ve yazar/i871 bir bakıma tüm hepsini aile yapmak için böyle bir mühürlenme yapmış. Açıkçası benim hoşuma gitti. Onları en başından beri aile olarak düşünüyordum. Renesmee’nin sürekli büyümesi ve özel güçleri, Bella’nın özel güçleri, Charlie Swan’ın ziyareti vs. olaylar derken Volturi’ler olaya girdi. Vampir toplulukları ve Alice ile Jasper sayesinde engellenen olmayan savaş sahnesini filmde eklemişlerdi. Açıkçası bir savaşın olmasını ve filmdeki gibi bazılarının bu savaş ve aileleri uğruna kendilerini feda etmelerini, sonuç olarak Volturi’lerin yenilmesini çok isterdim. Fakat bu savaş kitapta hiç gerçekleşmedi. Zaten filmde de Alice’in gelecek görüsü olduğu anlaşılmıştı. yazar/i871 ’ın amacı mutlu ve kimsenin ölmediği bir son yapmaktı anlaşılan. Bu arada Jacob’un “Yardıma gelen tüm vampirlerin ismini hatırlamamı istiyorlarsa birinin vampir indeksi hazırlaması gerekiyor” diyerek istediği vampir indeksi kitabın son sayfasına konulmuştu. Teşekkürler yazar/i871 … Filmde de Alice gelecek ile ilgili bir görüsünde Renesmee’nin Jacob ile mutlu olduğunu, Edward ve Bella ile birlikte dördünün aile olduğunu gösteriyordu. ----------spoiler---------- Ve böylece Alacakaranlık efsanesi serisi bitmiş oldu. Çoğu kesimin önyargılı olduğu fakat benim çok sevdiğim bir seriydi. Size de bu seriyi okurken iyi okumalar diliyorum. Sevgilerle... (Betty)
Elveda..: Eveeet, geldik son kitabımıza. Aslında bunun devamında her ne kadar gece yarısı güneşi olsa da hikayemiz Şafak Vakti ile son buluyor.. Bir devrin sonu, bir serinin kapanışı.. Bu kitabımızda Bella'nın en sonunda muradına ermesi bir de ekstradan -spoiler- ortaya hiç tahmin edilmedikçe çocuk patlatmasını anlatıyor. Bildiğiniz üzere genel olarak Alacakaranlık serimizde düşmanlarımız 1- Victoria 2- Volturilerdi. Victoria bacımızın kafasını Edward'ın Tutulma'da koparmasıyla geriye 2 numaralı düşmanımız kalmıştı. Kendileri -Yeni Ay'da hatırlayacağınız üzere- Bella'nın dönüşmesini dört gözle bekleyen gruptu. E bu sorunlu grubu da bu kitapta ortadan kaldırıyoruz. Ortadan kaldırıyoruz dediğime bakmayın, bizim Cullenlar senelerdir hüküm süren koskoca Volturileri ortadan kaldırması biraz zor. Sadece problemli durumu çözüyorlar diyelim. Burada spoiler yazmadım ama 3 kitaptır okuyorsunuz. Bella'nın dönüşmesi lazım artık şart yani bunu da spoiler olarak algılamayın. Bu sefer kendimi tutarak kitap hakkında detaylı bir bilgi vermek istemiyorum. Genel olarak son kitaba bakacak olursam. Burada diğer kitaplardan farklı olarak görüş açılarına yer verilmiş. Yaniii kitabın belirli bir sayfasına kadar Bella'yı okurken, belirli bir sayfası Jacop'ın bakış açısını kapsıyor. Tabii kitap ilerleyen aşamada tekrar Bella'nın bakış açısına dönüyor. Bu durum benim aşırı hoşuma gitti. Her ne kadar Edwardçı olsam da aslında Jacop Black'in durumlarla nasıl başa çıktığı -bazen çıkamadığı- kendi iç konuşmalarını ve düşüncelerini net olarak bize aktarıyor. Bunun yanında ikinci kitaptan bu yana bahsedilen mühürlenme olayını -spoiler- Jacop'ın bakış açısından da belirtmesi hoşuma gitti. Lakin biraz sönük kalmış gibiydi anlatım. Tamam kaç kitaptır anlatılıyor ama Jacop sonunda mühürleniyor ve bunu biraz daha duygu aktarımı hissettirilerek yapılabilirdi. Bunun yanında kitapta benim açımdan saçma bulduğum bir bölüm var. -Spoiler- Bella'nın çocuğu doğurmasına ve kendisini bu çocuk için feda etmesine hiçbirimizin şaşırmadığını varsayıyorum lakin benim anlayamadığım bu çocuğu her ne kadar ultrasondan görüp kaç haftalık olduğunu belirleyemesen de karın ölçüsünden tahminde bulunabilirdin be Carlisle. Kaç senelik hayatın var doktorluk yapıyorsun bunu mu yapamayacaksın. İlla Bella'nın normal doğum yapmasını ve iki büklüm kırılmasını mı bekliyordunuz. 7 aylık doğsun ne olacak ya da 8 aylık her neyse işte. Sonunda bunu akıl ettiler lakin o sırada Bella'mız 1 güncük bekleyemeden iki büklüm oldu ve ölümden döndü. Burası bana aşırı saçma geldi. Kitapta -yanlış hatırlamıyorsam tabii- 1 günde çocuğun 2 haftalık geliştiğini belirtiyorlardı. Avlanmaya gideceğinize çocuğu 2 gün önceden çıkartsanız kimseye zararı olmazdı diye düşünüyorum. Ama neyse sonuçta küçük bir aksiyon yaşandı ve Bellamız kurtuldu. Sonunu ve Volturilerle olan uzlaşma kapsamına girmek istemiyorum. Zaten ne olacak vs derken kitap hooop bitiyor. Buraya kadar gelmişsiniz o bölümleri de hızlıca ve heyecanla okuyacağınızı düşünüyorum. Bu seri bir önceki kitaplardaki incelemelerimde de belirttiğim gibi 12 yaşımın hatırlarını yaşıyorum 12 yıl sonra tekrar okumak kendimi o ana dönmüş gibi hissettirdi. Belki de severek okudunuz belki de eh başladık bitsin bari diyerek zorla okudunuz bilemiyorum. Ben tekrar okurken aklımda hep acaba sıkılır mıyım? Mantıksız gördüğüm yerlerde midem bulanır mı diye düşüncelerle başladım kitaba. Lakin kendimi eski Büş olarak gördüğümde açıkçası 12 yıl önce okurken hissettiklerimi tekrardan hissettiğimde iyi ki okumuşum dedim. Elbette hak veriyorum kitap bir tık- belki fazla da olabilir kişiden kişiye göre değişir- Wattpad havası verse de, benim için zevkle okunabilecek bir seri. Kendi kişisel önerim eğer yaşınız 20'yi geçmediyse bu seriyi alıp okuyabilirsiniz. Kesinlikle seveceğinizi garanti edemem ama en azından yüksek bir oran bulunuyor :) Serime son kitabı okuyarak veda etmek beni üzse de artık burada noktalamak zorundayım. Gece Yarısı Güneşi'ni okuyacaksanız her şeyin Edward gözünden anlatılmasını ele alıyor. Yani devamı yok bitirdiniz arkadaşlar.. Ve artık veda zamanı. Tekrardan elvada 12 yaşım.. "Sevdiğinize verebileceğiniz tek şey hayatınızsa, nasıl vermemezlik ederdiniz?" "Kimse kimseyi benim seni sevdiğim kadar sevmedi" "Renesmee, ona şafak vaktinde verdiğim madolyonu takmıştı ve cebinde de Edward'ın verdiği mp3 çalar vardı.." (Büşşş)
Seriyi yıllar sonra tekrar bitirdim. Yıllar sonra tekrar okumanın bazı avantajları ve dezavantajları olabiliyor. Ne kadar çok kitap okursak eski okuduğumuz kitapları daha az beğenmeye başlıyoruz bence. Evet seriyi şu an daha az beğendim ama yine de her şeye rağmen okumaktan mutlu oldum. Edward, Bella, Jacob, Alice hepsi hayatımın bir parçası olacaklar . Yıllar sonrada onları anacağımdan eminim . Seriyi okumayanlara veya tekrar okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar . (Şeyda Uçkun)
Şafak Vakti PDF indirme linki var mı?
Stephenie Meyer - Şafak Vakti kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şafak Vakti PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Stephenie Meyer Kimdir?
Stephenie Meyer (d. 24 Aralık 1973) Alacakaranlık serisi ile tanınan ABD'li yazardır. Otuz yedi farklı dile çevrilen Alacakaranlık romanları dünya çapında yetmiş milyondan fazla kopya sattı. Alacakaranlık romanının aynı adlı film uyarlaması ise 21 Kasım 2008'de gösterime girdi ve yaklaşık 380 milyon dolar hasılat elde etti. Meyer'in ayrıca Göçebe (The Host) adlı bir bilim kurgu romanı da vardır. Meyer USA Today tarafından 2008'de "Yılın Yazarı" seçildi. Alacakaranlık'ın en çok satan kitap olduğu 2008'de Meyer'in kitapları toplamda 22 milyon satarken yazar da o senenin birincisi oldu.
Stephenie Meyer Kitapları - Eserleri
- Alacakaranlık
- Yeniay
- Şafak Vakti
- Tutulma
- Göçebe
- Gece Yarısı Güneşi
- Kimyager
- Bree Tanner'ın İkinci Hayatı
- Alacakaranlık Yaşam ve Ölüm
- Alacakaranlık
- Midnight Sun Partial Draft
- Twilight: The Graphic Novel, Vol. 2
- The Twilight Saga
Stephenie Meyer Alıntıları - Sözleri
- “Canavarlar, canavarca davranışların sonucu oluşurlar.” (Tutulma)
- « .. hayaller yalnızca geride iltihaplı yaralar bırakıyordu.» (Şafak Vakti)
- "Yine alacakaranlık," diye mırıldandı. "Başka bir son daha. Günün ne kadar mükemmel olduğunun bir önemi yok, her zaman sona ermek zorunda." (Alacakaranlık)
- Aşkta mantık yoktur. Birini ne kadar çok severseniz, her şeyin daha az anlamı olur. (Alacakaranlık)
- " Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.. " (Alacakaranlık)
- "Kimse sana söylemedi mi? Hayat adil değildir." (Midnight Sun Partial Draft)
- “Kimse sana söylemedi mi? “ “Hayat adil değildir!” (Midnight Sun Partial Draft)
- “Sanki ruhumu görebiliyormuş gibi, o da bana baktı. Sanki gördüğü ruhu sevmiş gibi.” (Şafak Vakti)
- “Onu nefes almak gibi, bir ihtiyaç gibi istiyordum, yani bu bir seçim değil, zorunluluktu.” (Şafak Vakti)
- Diğer yarını bulduğunda seni bağlayacak hiçbir kural yoktur.. (Tutulma)
- bekledim, neyi beklediğimi bilmeden bekledim. (Yeniay)
- “Bütün dünya bana oldukça uzak görünüyordu.” (Yeniay)
- “Bulutları halledebilirim ama bir tutulma ile savaşamam.” (Tutulma)
- "Biraz daha anlatsana," dedim umutsuzca. Ne anlattığının bir önemi yoktu, sadece sesini duymak istiyordum (Alacakaranlık)
- İnsan kendi mutluluğunu hiç bu kadar aptalca berbat eder mi? (Yeniay)
- Canavarlar, canavarca davranışların sonucunda oluşurlar. (Tutulma)
- kendimi o korkunç kâbuslardan birinin içinde, kapana kısılmış gibi hissediyorum. hani koşarsınız, ama yine de vücudunuzun yeteri kadar hızlı gitmesini sağlayamazsınız. (Yeniay)
- Önemli olan onu sevmemdi; hem de mümkün olabileceğini düşündüğümden de çok. İstediğim her şey oydu; istediğim tek şey oydu. (Alacakaranlık Yaşam ve Ölüm)
- Ben meraklı bir adamım. Çok meraklı bir adamım, buna hiç şüphe yok. (Göçebe)
- Zihninin şaşırtıcı işleyişi her zaman ilgi çekiciydi. (Gece Yarısı Güneşi)