Rüya Psikolojisi - Sigmund Freud Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Rüya Psikolojisi kimin eseri? Rüya Psikolojisi kitabının yazarı kimdir? Rüya Psikolojisi konusu ve anafikri nedir? Rüya Psikolojisi kitabı ne anlatıyor? Rüya Psikolojisi PDF indirme linki var mı? Rüya Psikolojisi kitabının yazarı Sigmund Freud kimdir? İşte Rüya Psikolojisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sigmund Freud
Çevirmen: Beyza Nur Doğan
Editör: Ayfer Alper
Orijinal Adı: Dream Psychology : Psychoanalysis For Beginners
Yayın Evi: Gece Kitaplığı
İSBN: 9786052885628
Sayfa Sayısı: 131
Rüya Psikolojisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu rüyalarda ortak olan şey oldukça açık. Çocukların gün içinde gerçekleştiremedikleri arzuları rüyalarında gerçek oluyordu Bu rüyalar adeta arzuların açık bir şekilde tatmin edilmesiydi. İlk bakışta anlaşılamayan aşağıdaki çocuk rüyası da, gerçekleştirilen bir arzudan başka bir şey değildir. Yaklaşık dört yaşında bir kız çocuğu, çocuk felcinden ötürü tedavi için köyünden kasabaya getirildi. Geceleri çocuğu olmayan bir teyze ile kaldılar. Evde çocuk yatağı olmadığı için doğal olarak, onun için çok büyük olan bir yatakta uyudu. Ertesi sabah, rüyasında yatağın kendisi için çok küçük olduğunu gördüğünü anlattı. Kendisi o kadar büyüktü ki yatağa sığamıyordu. Bu rüyayı arzu olarak açıklam ak, “büyük” olmanın tüm çocukların sıkça dile getirdiği bir arzu olduğunu hatırladığımızda oldukça kolaydır. Yatağın büyüklüğü küçük hanıma kendi küçüklüğünü hatırlattı. Bu kötü durum rüyasında iyi hale geldi ve okadar büyüdü ki yatak şimdi onun için çok küçük oldu.
Rüya Psikolojisi Alıntıları - Sözleri
- Rüya (bastırılmış) bir arzunun (gizlenmiş) gerçekleşmesidir.
- Rüyalar denizdeki köpüklerdir.
- Rüya içeriğinde bulunan konuşmalar bile yeni oluşumlar değildir; yapılan veya duyulan ya da okunan konuşmalardan bir araya getirilmiş oldukları ispat edilmiştir.
- Uykularında ve rüyalarında tamamen bilinçli olan ve rüyalarını yöneten kişiler olduğunu söyleyebiliriz. Böyle bir kişi, rüyanın gittiği yerden memnun olmadığında, onu uyanmadan bitirir ve oyuna daha mutlu bir son veren popüler bir yazar gibi onu, farklı şekilde devam ettirmek, üzere yeniden başlatır.
- “Yeryüzüne, bu bitap yeryüzüne, bizi sen getirdin; bize ne, suçu senin üstüne, saldın bizi öylece.” (Goethe)
- Bizn’e göre rüya “daima yararsız ve ruhsal açıdan sağlıklı olmayan fiziksel bir süreçtir.”
- Aristoteles'in kısa ama doğru tanımına göre rüya, düşünmenin bir devamıdır.
- Uyandığımızda yaptığımız rüyaların saçmalığına ve görünürdeki mantıksızlığına dayanan küçümseme, muhtemelen uyuyan egonun bastırılmış duygular hakkında akıl yürütmesinden başka bir şey değildir.
- Ölümün düşlerdeki en yaygın sembolü yolculuğa çıkmaktır.
- Rüya tatmin edicidir çünkü uykumuzun devam etmesini sağlar. Egomuz burada bir cocuk gibi davranır; "Bu çok doğru, uyumama izin ver" diyerek rüya sahnelerini inandırıcı kılar.
- Çocuğunu uyutmaya çalışan anneye bakalım. Çocuk yalvarır; başka öpücük ister, bir süre daha oynamak ister. İhtiyaçları kısmen karşılanmıştır veya ertesi güne kalmıştır. Açıkca onu harekete geçiren ve uyumasına engel olan şey arzular ve ihtiyaçlar olur.
- Rüya korkusunun nevrotik korkuya olan yakın ilişkisi, birinin söz konusu olması durumunda, "Anksiyete Nevrozu" üzerine bir denememde nevrotik korkunun kökeninin cinsel yaşamda olduğunu ve kendi nesnesinden uzaklaşan, uygulanmayı başaramayan bir libidoya karşılık geldiğini ileri sürdüm. Geçerliliğini açık bir şekilde kanıtlayan bu formülden, kaygı içerikli rüyaların cinsellikle alakası olduğu ve korkuya dönüşen içeriğin aslında libido olduğu sonucuna varabiliriz.
- Ariatotales'in kısa ama doğru tanımına göre, rüya, düşünmenin bir devamıdır.
- “truth is what works”
- “The dream is the liberation of the spirit from the pressure of external nature, a detachment of the soul from the fetters of matter.”
Rüya Psikolojisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Eskiden çeviri yapılan bazı kitapları okudukça anlamam gerekirken anlamadığımı farkederdim. Bunun benden kaynaklandığını ve kitabın ağır geldiğini düşünürdüm. Hala bazı kitapları anlamakta zorlanıyorum. Ağır da gelse anladığım kitaplar olmasına rağmen. Sonradan bunun üzerinde düşünürken bazı çevirilerin devrik ve anlamsız cümleler içerdiğini bu nedenle de kitabı anlamsız hale getirdiğini farkettim. Bu kitapta öyle. Çeviri kitaplar okurken dikkat edilmeli. Çevirmenlerin işine tabiki saygım sonsuz. İşleri çok zor ve zahmetli. Ancak üzülerek söylüyorum ki böyle sonuçlanınca ne anlamı kalıyor ki o kadar emeğin!! (Neslihan)
O şimdi asker canı neler ister uykuda mevlam beni ona göster :)): Bu adamın da aklı fikri cinsellik, her naneyi de cinselliğe bağlıyor diyen dindar kesimlerin ağzına baştan pamuk tıkmak için baştan bazı bilgileri şuraya dizerek başlayalım, Dünyaya cennetten Adem ve Havva'nın düşmesi ve insanoğlunun soyunun yürümesi ve tarihteki ilk kanlı cinayetin bir kadın için işlenmesi (Habil,Kabil) de göz önünde tutulursa aslında her şey cinselliğe bağlı değil. Cinsellik hayatın özü. Olayları nesneleri birbirine o kadar güzel bağlıyor ki Freud hayran olmamak elde değil. Daha önce okuduğum kitabında bebeğin annesinin memesini emdikten sonra yanaklarının kızarıp uykuya dalmasını bir erkeğin bir kadınla seviştikten sonra orgazm olup uykusunun gelmesi ile bağdaştırmıştı. Leylek figürünü erkeklerin cinsel organı ile (halk arasında kuş deniyor ya hani) bağdaştırması ve leyleğin yemeğini sudan aldığını -özellikle nilüferli göllerden- göz önünde tutarsak insanoğlu da evrime göre ilk sudan oluştu ise bu doğru bir gözlem. Doğru bir benzetme. Gelgelelim rüyalara... Rüyaların bilinç-altımızı yansıttığını hepimiz biliyoruz zaten. Ve genelde günlük hayatta elde edemediklerimizi rüyalarımızda görürüz. Hani şu anca rüyanda görürsün sen esprisi gibi... Freud'un özellikle üstünde durduğu rüyanın cinsellikle bağlantısına bakacak olursak , Rüyalarda eğer boşluktan düşüyorsak dar bir geçitten geçiyorsak genelde bu orgazmı temsil ediyormuş. Ki bir çok erkeğin sabah uyandığında boşaldığını fark etmesi de oldukça bilimsel bir kanıtı mamafih. Erkeğin cinsel uzvu kaygan ve dışa dönük olduğu için rüyalarda da salyangoz, balık, yılan, sürüngen hayvanlar görülmesi erkek pen*sini temsil ediyorken, kadınların cinsel uzuvlarının içe dönük çukur şeklinde olması rüyada çukur, sandık, mücevher kutusu (mücevher benzetmesi şu yönde, erkeğin kadınla birleşmesi noktasında duyduğu haz mücevher gibi kıymetli bir şeyle özdeşleştirilmiş) , oda, dar geçit de yine kadının vajinasına benzetilmiş.Kiraz, şeftali, elma gibi meyveler de kadının m*mesine benzetilmiş. Diğer kaynaklar : gonderi/134691092 gonderi/134691060 gonderi/134608772 gonderi/134608253 gonderi/134605609 Hepimizin bildiği ve anlamını anlamayacak yaşlarda dinlediğimiz şarkının manasını Freud sayesinde çözdüm. O zaman dinleyelim. https://youtu.be/t7Eccg8eLDE (Radikalizmin Mistik Önderi)
Rüyalar...Hepimizin dünyasında varolan fakat bazılarımızın dünyasından esip geçen, benimse hep gerçekten daha gerçeğim olan şey.Freud'a göreyse bilinçdışındaki arzularımızın gerçekleşme alanı...Freud'u seven bir ruh sağlığı çalışanı olarak dil gerçekten yorucu,karmaşık geldi.Altını çize çize okudum,ders kitabı niteliğinde fazla akademik.Hızlı bitirdim, an geldi aa çok güzel dedim an geldi bu ne be çok sıkıcı ne diyosun yahu dedim.Hastalarından örnek vererek bazı rüyalara değinmesi ve çözümlemesi güzel fakat tahmin edersiniz ki Freud varsa bilinçdışı çözümlemelerde cinselliğe ve yok artık sen de'ciliğe gider o yol ;) Rüyalara ilgisi olanlar kitap tam aradığımızı buldurmuyor bilginize:) (Ayşenur M.)
Rüya Psikolojisi PDF indirme linki var mı?
Sigmund Freud - Rüya Psikolojisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Rüya Psikolojisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sigmund Freud Kimdir?
Sigmund Freud ( nüfus kaydında Sigismund Scholomo Freud) (d. 6 Mayıs 1856, Příbor, Moravya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (bugün Çek Cumhuriyeti) - ö. 23 Eylül 1939, Londra, Birleşik Krallık), psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan Yahudi kökenli Avusturyalı nörolog. Kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren Psikoanalitik Kuram'ın kurucusudur...
Orta seviye bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş küçük bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya geldi. Ekonomik bunalımdan dolayı ailesi Viyana'ya yerleşmek zorunda kaldıklarında, Freud henüz 4 yaşındaydı. 1938 yılına kadar burada yaşadı.
Lisede Latince, Fransızca ve İngilizce öğrenirken kendi çabalarıyla da İbranice, İspanyolca ve İtalyanca öğrendi. Başarılı bir öğrenciydi. Başlangıçta istemediği halde Goethe'nın yapıtlarından etkilenerek tıp okumaya karar verdi.
Üniversite yıllarında Yahudi düşmanlığıyla karşılaştı, okuldaki arkadaş çevresinden dışlandı. 1876 yılında fizyolojist Brücke'nin laboratuvarına girdi, burada anatomopatoloji ve insan sinir sistemi üzerine araştırmalar yaptı. 1881'de tıp öğrenimini bitirdi. 1883'te dönemin ünlü beyin anatomisi ve nöropatoloji uzmanı Dr. Theodor Meynert'in yönetiminde psikaytri kliniğinde asistan olarak çalışmaya başladı. 1884'de kokain üzerine bir inceleme yapmakla görevlendirildi. 1884'te kokainin analjezik özelliklerini keşfetti, anestezik niteliklerini ise sezinledi. (Yaşamım ve Psikanalız adlı yapıtında kokainin anestezik niteliklerini aslında bildiğini, yalnız tıp çalışmalarını bıraktığından dolayı bunların başkaları tarafından ortaya çıkarıldığını ileri sürer.)
Aldığı bir bursla 1885'te Paris'e gitti, Salpêtriê Hastanesi'nde, Jean Martin Charcot'nun yanında staja başladı. Burada histerinin belirtilerini, hipnotizma ve telkinin etkilerini gözlemledi. Charcot'dan çok etkilendi. (Yaşamım ve Psikanaliz 'de Charcot'ya ne kadar düşkün olduğu görülür) Charcot'nun konferanslarını Almancaya çevirdi ve 1886'da yayımladı.
1886'da Paris'ten ayrılarak Berlin'e gitti. Burada çocuk nöropatolojisiyle ilgilendi. Viyana'ya dönerek özel hekimliğe başladı. 1886 ekim ayında 4 yıldır nişanlı olduğu Martha Bernays ile evlendi. Sinir hastalıkları ve histeri şikayetiyle kendisine başvuranlar üzerinde dönemin ünlü tedavi yöntemlerini, elektroterapi ve hipnotizmayı uyguladı. 1887'de Dr. Bernheim'in Telkin ve Telkinin Tedavideki Uygulamaları Üstüne adlı kitabını çevirdi.
Elizabet von R. adındaki bir kadın hasta kendisini serbest çağrışım yöntemine zorlayınca hipnozdan vazgeçti. 1892 - 1895 yılları arasında Charcot'nun Salı Günü Dersleri adlı kitabının çevirisini, savunma psikonevrozları üzerine bir makaleyi ve saplantılar ve fobiler üzerine başka bir makaleyi Breuer ile ortaklaşa hazırladı. Ancak tıp çevrelerince Histeri Üzerine İncelemeler hoş karşılanmadı. Bu yapıtta psikanalizin temel ilkelerine rastlanır.
1896 yılında babasının ölümü üzerine derin bir bunalıma girdi ve sistematik olarak kendini çözümlemeye başladı. Yine aynı yıl Breuer'le nevrozların cinsel açıdan açıklanması konusunda ters düşerek yollarını ayırdı. Histerinin cinsel etiyolojisi üzerine verdiği bir konferans skandala yol açtı. Bu dönemde W. Fliess'le yazışmaları, özçözümleme süreci, hayatı üzerinde önemli etkiler yarattı. (Bu yazışmaları Freud'un ölümünden sonra eşi ve kızı tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Freud psikanalize özel hayatını karıştırmak istemediğinden, kişisel kayıtlar bırakmamış, birçok yazışma ve mektubunu ölümünden önce yakmıştır.) Hayatının 10 yıl süren bu döneminde, Freud hem yandaş, hem öğrenci bakımından yalnız kaldı. Kendini hastaların tedavisine ve psikanalizin yaratılmasına yoğunlaştırdı. Bu sürecin sonucu olarak 1897'de Oedipus Kompleksi, 1900'de Düşlerin Yorumu (iki cilt) adlı eserler ortaya çıktı.
1908'te Viyana Psikanaliz Derneği kuruldu. Bu olay, Freud için bir dönüm noktasıydı, Yaşamım ve Psikanaliz kitabında buna büyük yer verdi. Ancak bu tarihten önce bile Freud'un çevresinde çözümlemenin giderek kurumlaştığı görülür. 1902'den sonra "Çarşamba Günleri Psikoloji Derneği", adı altında başta P. Federn, O. Rank, W. Stekel ve Alfred Adler olmak üzere, Freud'un ilk yandaşları bir araya toplandılar. 1904'de E. Bleuer'le yazışmaya başladı. 1907'de Bleuer'in asistanı Carl Gustav Jung tarafından ziyaret edilir. Jung aynı yıl Zürih'te Freud Derneği'ni kurdu. Bu Freud için büyük bir başarıydı, zira psikanaliz artık ülke sınırlarının dışına çıkmıştı. Takip eden yıllarda Jung, 1. Psikanaliz Kongresi'ne katıldı ve psikanaliz üzerine konferanslar vermek üzere Freud ile birlikte ABD'ye yolculuk etti. Freud, 1910 - 1920 yıllarında Psikanaliz Üzerine, Bir Paranoya Vakası Özyaşam Öyküsü Üzerine Psikoanalitik Gözlemler: Başkan Screber, Totem ve Tabu, Narsizmin İncelenmesine Giriş, Yas ve Melankoli adlı eserleri yayımladı.
1923'de kendisine üstçene ve damak kanseri tanısı kondu. İzleyen yıllarda 33 kez ameliyat oldu. Sürekli protez takması gerektiğinden dolayı uzun yıllar konuşma ve yemek yeme sıkıntısı çekti. 1938'de Naziler'in Viyana'ya girmesiyle birlikte en küçük çocuğu Anna ile birlikte Avusturya'yı terk etmek zorunda kalarak Londra'ya yerleşti. Ölümüne dek tedavi ve çalışmalarına burada devam etti.
Freud, prensipleri gereği kişisel hiçbir özel belge, anı defteri, mektup bırakmamış, hepsini yakmıştır. Bu nedenle, Freud'a dair ilk ve en kapsamlı bilgiler ilk olarak yakın dostu İngiliz psikaytr Ernest Jones'un 1953'te yayımlanan üç ciltlik Sigmund Freud'un Yaşamı ve Yapıtları adlı kitabıyla ortaya çıkarıldı.
Eserleri [değiştir]
Zur Psychopathologie des Alltagslebens (Günlük Yaşamın Psikopatolojisi)
Die Traumdeutung (Düşlerin Yorumu)
Über Psychoanalyse (Psikanaliz Üzerine Beş Ders)
Totem und Tabu (Totem ve Tabu)
Zur Einführung des Narzissmus (Narsisizmin İncelenmesine Giriş)
Unbehagen in der Kultur (Uygarlığın Huzursuzluğu)
Jenseits des Lustprinzips Das Ich und das Es (Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd)
Der Mann Moses und die monotheistische Religion (Musa ve Tektanrıcılık)
Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Deneme, 1905
Der Witz und seine Beziehung zum Unbewussten, Nükte ve Bilinçdışı'yla İlişkisi, 1905
Psikanalizin Tarihçesi, 1914
Psikanalize Giriş Dersleri, 1917
Yaşamım ve Psikanaliz, 1925
Tutukluk, Semtom ve Korku, 1926
Bir Yanılsamanın Geleceği, 1927
Kültür İçindeki Huzursuzluk, 1930
Psikanaliz ve Uygulama,
Psikanaliz Üzerine,
Olgu öyküleri
Histeri ile Mücadele
Sigmund Freud Kitapları - Eserleri
- Kitle Psikolojisi
- Psikanaliz Üzerine Beş Konferans ve Psikanalize Toplu Bakış
- Uygarlık Toplum ve Din
- Amatör Psikanalizi
- Sevgi ve Cinsellik Üzerine
- Olgu Öyküleri 1
- Olgu Öyküleri 2
- Totem ve Tabu
- Psikanaliz Üzerine
- Nevrozlar - Psikanalize Giriş 2
- Cinsellik Üzerine
- Rüyaların Yorumu
- Kokain
- Bir Yanılsamanın Geleceği, Neden Savaş
- Grup Psikolojisi ve Ego Analizi
- Haz İlkesinin Ötesinde
- Psikoloji Kanalize Ederek Psikanaliz Kuramı
- Arzu Dürtü ve Çatışmaları Açığa Çıkarma
- Bilinçaltı
- Ruh Çözümlemesine Giriş Konferansları
- Günlük Yaşamın Psikopatolojisi
- Uygarlığın Huzursuzluğu
- Cinsiyet ve Psikanaliz
- Kültürdeki Huzursuzluk
- Niçin Savaş?
- Yaşamım ve Psikanaliz
- Seçme Yazılar
- Terapi
- Endişe
- Rüya Yorumları 1
- Rüya Yorumları 2
- Psikanaliz ve Uygulama
- Psikanalize Giriş Dersleri
- Ket Vurma
- Musa ve Tektanrıcılık
- Psikopatoloji Üzerine
- Kendi Kendine Psikanaliz
- Narsizm Üzerine ve Schreber Vakası
- Mutluluk Dediğimiz Şey
- Davranış Bozuklukları ve Tedavisi
- Çocukta Fobinin Analizi
- Yanılgılar ve Düşler Üzerine
- Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi
- Bir Genç Kızın Günlüğü
- Freud - Jung Mektuplaşmaları
- Psikanalize Giriş
- Espriler ve Bilinçdışı ile İlişkileri
- Dinin Kökenleri
- İsteri Üzerine Araştırmalar
- Psikanalitik Hastalık Öğretisi Hakkında Yazılar
- Metapsikoloji 1
- Metapsikoloji 2
- Metapsikoloji 3
- Metapsikoloji 4
- Psikanalize Giriş
- Psikanalize Giriş
- Cinsel Yasaklar Ve Normaldışı Davranışlar
- Sanat ve Sanatçılar Üzerine Notlar
- Bir Histeri Vakası Analizi
- Psikanalize Yeni Giriş Dersleri
- Psikanaliz Açısından Edebiyat
- Kültürel Cinsel Ahlak ve Modern Sinirlilik
- Sanat ve Edebiyat
- Aşkın Psikolojisi
- Histeri Üzerine Çalışmalar
- Metapsikoloji Haz İlkesinin Ötesinde Ego ve İd ve Diğer Çalışmaları
- Ruh Çözümlemesine Yeni Giriş Konferansları
- Ruh Çözümlemesinin Tarihi
- Freud'un Mektupları
- Psikanaliz Üzerine
- Bakirelik Tabusu
- Otobiyografi
- Psikanaliz Üzerine Vakalar
- Bilinçsizlik ve Psikanaliz
- Siz Deli Misiniz?
- Einstein’a Mektup
- Psikanaliz
- Eşeysellik Kuramı Üzerine Üç Deneme
- Savaş ve Ölüm Üzerine
- Bir Yanılsamanın Geleceği
- Yas ve Melankoli
- Rüya Psikolojisi
- Leonardo da Vinci
- Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü
- İçgüdüler ve Baskılama
- Espri Sanatı
- Din
- Takıntı Üzerine
- Bilinçsiz-Olan
- Anksiyete Üzerine
- Psikanalizin Ana Hatlari
- Totem ve Tabu - 2.Cilt
- Kadın Cinselliği Üzerine
- Ego ve Id
- Bilinç Dışı
- Bilinçaltını Keşfetmek
- Sevgi Məktubları
- Her İnsan Gördüğü Rüyanın Tabiridir
- Aforizmalar
- Sanrı ve Düş
- Tutukluk Semptom ve Kaygı
- Ruhsal Kimlik
- Doğuştan Gelen Sapkın Eğilimler
- Dora
- Kendini Koruma İçgüdüsü
- Psikanalitik İlerlemenin Önündeki Engeller
- Psikanaliz ve Telepati
- Cinsel İstismar - Psikoloji Serisi
- Ensest
- Yasaklar ve Normal Dışı İstekler
- Gizemli
- Düşüncelerin Sınırsız Gücü
- Kadın Eşcinselliği
- Totem ve Tabu Barbarlar ile Nevrotik Kişiliklerin Zihinsel Yaşantılarındaki Benzerlikler (Cep Boy)
- Arzular ve Çatışmalar
- Sexualleben
- Введение в психоанализ
- Sanat ve Psikanaliz
- Erkeklerin Cinsel İçgüdüsü
- Ketlenmeler, Belirtiler ve Anksiyete
- Ego ve Kimlik
- Libido ve Narsisizm
- Cinsiyetler Ayrımı
- Mədəniyyətin sancıları
- Totem ve Tabu
- Aşkın Psikolojisi
Sigmund Freud Alıntıları - Sözleri
- Devletlerin, bireyleri kötülükten alıkoymasının, kötülük yapmayı ortadan kaldırmak amacından değil, onu tıpkı tuz ve tütün gibi tekeline almak amacından doğduğu düşüncesine kesin bir biçimde inanılabilir. (Cinsiyet ve Psikanaliz)
- Kadınlar, özellikle de güzelseler, nesne seçimlerinde kendilerine dayatılan toplumsal kısıtlamaların bedeli olan belli bir kendiyle yetinme geliştirirler. Kesin konuşmak gerekirse bu türden kadınların erkeklerin kendilerine yönelik sevgileriyle kıyaslanabilecek yoğunlukta sevdikleri tek şey yalnızca kendileridir. Gereksinimleri de sevme değil ama sevilme doğrultusundadır ve bu koşulu yerine getiren erkek onların onayını kazanan kişi olur. (Metapsikoloji Haz İlkesinin Ötesinde Ego ve İd ve Diğer Çalışmaları)
- Bastırma bireysel çalışır; bastırılmış olanın her bir türevi kendine özgü bir yazgıya sahip olabilir; biçim değişikliğinin fazlası yada azı başarının sonucunu tamamıyla değiştirebilir (Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü)
- Biz ölümün yaşamın tek amacı olduğunu iddia etmiyoruz; ölüm kadar yaşamın da olduğu gerçeğini gözardı etmiyoruz. (Ruh Çözümlemesine Yeni Giriş Konferansları)
- Bilinçaltında "hayır" sözcüğü olmadığını, zıtlıkların bir araya geldiğini biliyoruz. Reddetme ancak bastırma sürecinde ortaya çıkıyor. (Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi)
- Psikanaliz bize baba kompleksi ile Tanrı inancı arasında yakın bir ilişkinin bulunduğunu ;bize kişisel bir Tanrı'nın psikolojik yönden yüceltilmiş bir babadan başka bir şey olmadığını göstermiştir ve her geçen gün genç bireylerin babalarının otoritelerinden kurtulduklarında dinsel inançlarını nasıl kaybettiklerine dair yeni kanıtlar sunmaktadır. (...) (Leonardo da Vinci)
- Mutlu kişiler düş kurmaz, bunu ancak yeterince doyuma ulaşmamış kişiler yapar. Doyuma kavuşturulmamış, düşlemlemenin itici güçleridir ve her düş belli bir isteğe doyum sağlama çabası ve böyle bir doyumu ondan esirgeyen gerçek'i değiştirme girişimidir. (Sanat ve Sanatçılar Üzerine Notlar)
- Olgunluk hazzı erteleyebilme kabiliyetidir. (Aforizmalar)
- fakat bekâret bir tabunun, dinsel olarak tarif edilebilecek bir yasağın konusu haline gelmiştir. (Bakirelik Tabusu)
- Temelde kırıcı olan bir düşünce belli bir yoğunluk seviyesine ulaşır ulaşmaz çekişme aktifleşir ve bu kesinlikle bastırmaya yol açar. (Bilinç Dışı)
- Çocukluk çağında hiçbir gereksinimin bir babanın korumasına karşı duyulan gereksinimin kadar güçlü olabileceğini sanmıyorum (Kültürdeki Huzursuzluk)
- Birbirleriyle uzlaşması zor çelişkilere düşüyorsunuz.. (Bir Yanılsamanın Geleceği, Neden Savaş)
- "Efsaneye göre insan denilen varlık, kadın ve erkek olarak iki parçaya bölünmüştür; o zamandan beri aşk yoluyla birleşmeye çalışmaktadır" (Cinsellik Üzerine)
- "Tam da hastalanacak zamanı bulmuştur büyük anne. Hastamız, sevdiğini, böylesine özlemişken..." (Psikanaliz ve Uygulama)
- Ve her zaman öylesine güçsüz kalırdım ki, içimi yakıp kavuran tutkuları dışa vuramazdım. Dolayısıyla hep baskıladım kendimi, sanırım bu da halimden belli oluyor. (Yaşamım ve Psikanaliz)
- İd'de içgüdüye düşen rolü ego da algı oynamaktadır. Ego tutkuları ihtiva eden id'in tersine, mantık ve sağduyu olarak adlandırılabilecek olan şeyi temsil etmektedir. (Ego ve Id)
- herkes kendi hayatı üstünde hak sahibidir...' (Mutluluk Dediğimiz Şey)
- Ama sorarım size, insanlar ellerine geçirdikleri bir şeyi ne zaman karmakarışık, ne zaman eciş bücüş bir duruma sokmamıştır? (Kendi Kendine Psikanaliz)
- Sanki bilinçli olanın direnci, kökensel bastırılmış olandan uzaklaştırılmalarını sağlayan bir işlev görür. (Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü)
- "Doğa, göründüğü kadarıyla bizi soğukkanlılıkla, zalimce, amansızca ve olasıdır ki tam da bizim doyum sağlamamıza yol açmış şeyler aracılığıyla yok eder." (Bir Yanılsamanın Geleceği)