Romantik - Adalet Ağaoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Romantik kimin eseri? Romantik kitabının yazarı kimdir? Romantik konusu ve anafikri nedir? Romantik kitabı ne anlatıyor? Romantik PDF indirme linki var mı? Romantik kitabının yazarı Adalet Ağaoğlu kimdir? İşte Romantik kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Adalet Ağaoğlu
Editör: Sefa Kaplan
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789754589993
Sayfa Sayısı: 203
Romantik Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Romantik Bir Viyana Yazı (1993), Adalet Ağaoğlu'nun 1997 Aydın Doğan Vakfı Roman Ödülü'ne değer görülen -şimdilik- son romanı.
Evlenmeye fırsat bulamamış, kendini kaptırdığı dersleriyle öğrencilerinin "hayalci hoca" lakabını taktığı tarih öğretmeni Kamil Kaya kişiliğinde, "tarih ve bugün" ya da "anlatılan ve hayat" sarkacında salınan roman, Kaya'nın emekliliğinde hep görmek istediği Viyana'da bir anlamda hep ıskaladığı hayatın kuşatmasına uğrayışına da odaklanıyor...
Adalet Ağaoğlu (1929); '50'li yıllarda başlayan oyun yazarlığından '70 sonrasında hız alan roman, öykü, deneme ve günce yazarlığına, Cumhuriyet yazınımızın en önde gelen modern klasiklerindendir.
(Arka Kapak)
Romantik Alıntıları - Sözleri
- Canım! O güzel yüreğinden öperim.
- Canım! O güzel yüreğinden öperim.
- "Af buyurun, bu çılgın, bu güzelim, bu cafcaflı ve aynı zamanda da son kerte simetrik post-barok (Ne dedim?) hayatın ortasında insanlara vebadan sözetmesi çok saçmaydı tabii. Durup dururken ortalığa tedirginlik salıyordu."
- “Canım! O güzel yüreğinden öperim.”
- "Geçmişin kokusu yoktur. Geçmiş erir; kan ve alınteri buharlaşır, havaya karışır gider. Elle tutulur, gözle görülür biçimde geriye kalacak olan sadece taşlardır. Yoksullara seyirlik bir cennet sunmak için zenginlerin yaptırdığı işte bu taştan, mermerden saraylar, duvarlar, heykeller, kiliseler, manastırlar, surlar ve kalelerdir."
- Herkes, 'bilmiyorum', 'başaramadım' demeyi zul sayıyor, nerde bir terslik, olmazlık, nerde bir yenilgi; suç hemen karşı tarafta aranıyor.
- ""Dersimize dönelim. Tarihe ve hayale. Çünkü hanımlar, beyler, hayalsiz tarih olmaz."
- "Gönlüm bu devirden bu şehirden çok uzakta Tamburi Cemil Bey çalıyor eski bir plakta"
- "Sahi dostlarım, neden hep dış görünüşte cesur olunuyor acaba?''
- "Dostlarım, insanlığın toplumlar, topluluklar tarihini bilmek, uygarlıkların birbirini nasıl izlediğini, nerede nasıl etkilediğini bilmektir. Bunu bilmek, bugünü, bugünkü kendimizi bilmektir. Kendini bilen, tanıyan, kendi ölçülerini de bilir. Hesabını kitabını ona göre yapar. Kaldı ki, yanından geçip gittiğin şu han duvarını kimler taş taş üstüne koyarak kaç zamanda örmüş, bunu bilmezsen, insanı hissedemezsin. Hissedemeyince senin için insan hayatının değeri kalmaz. Sen tarihe hakkını vereceksin ki, tarih de sana hakkını vere...''
- Sözcükler aynıyken bile tınısı değişiyor, beynime dolanan tümce, araya giren en küçük zaman parçasında dahi kılıktan kılığa bürünüyordu.
- Benimse silahlarım sözler, akınlarım hayallerimin dili olmalı.
- Büyük bir dalga gelmiş, kumdaki ayak izlerini silercesine içimde tıpır tıpır dolanan izleri toptan silip gitmiş...
- Savaşa karşı mıyım? Ah Sıtkı'cığım, savaşa karşı olmasak olur mu? Hayvan dünyası mıyız ki, karın doyurmak için türümüzün kanını içiyoruz. Öf. ''Aç insan inançlarını bile yer''miş. Bu da büyük bir adamın sözüdür, ama insanı aç koyan da yine insan değil midir? Sistemler, yönetimler, devletler...
Romantik İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bugün huzurlarınıza edebiyatımızın dev çınarı Adalet Ağaoğlu'nun, Romantik Bir Viyana Yazı adlı romanıyla çıkıyorum. Romanımız yazıldığı zamanın (1993) birçok özelliğini, yapısını taşıyor. Okurken fazla fazla postmodern nitelikte örnekler görüyoruz. Bir edebi teknik olan "bilinç akışı" tekniğini de bu eserinde çok yoğun şekilde işlemiş değerli insan Adalet Ağaoğlu. "Bilinç akışı" dediğimiz tekniği de kısaca "karakterin düşünme eylemini olduğu gibi gerçekliğe aktarma" şeklinde ifade edebiliriz Adalet Ağaoğlu oluşturduğu karakterlerde ve olay kurgusunda tarihe çok önem vererek eserini bir "tarihi roman" özelliğine getirmiş. Her sayfada tarihin derinliklerine inip bolca bilgi edinip çıkıyoruz. Sanırım bu kadar tarihi bilgi, tarih derslerinde bile verilmiyor Başlangıçta eseri okurken zorlandığımı söylemeliyim çünkü kurgu içinde kurgu yapılarak iç içe geçmiş bir yapısı vardı. Daha sonrasında ilerlediğim zaman bu durum değişti ve akıcı bir hal almaya başladı. İçinde günlük yazılarını gördükçe o roman ağırlığı gitgide azaldı ve sonucunda da canım sıkılmadan, rahatça eseri bitirebildim. Şunu da söylemeliyim başlangıç olarak çok farklı bir eser. Anlayamamış olabilirim diye baştan başlayarak 2 kez okudum. Barok döneminden başlayarak, Viyana hayallerine ve oradan da sınıfa düşüyoruz eser içerisinde. Bu düşmeler de oldukça keyifliydi. Yazılanları, film izler gibi seyrettim adeta. Bu eser sonrasında bir kez daha anladım ki Adalet Ağaoğlu gibi bir kalem iyi ki bizim edebiyatımızda yer almış. Kendisini yakın zamanda ne yazık ki kaybettik ama onun bıraktığı mirası inanıyorum ki bir ömür boyu yayacağız. Dilerim gittiği yerde mutludur, huzurludur. Seni çok seviyoruz Adalet Ağaoğlu, eserlerin ve fikirlerin bizlere emanet. Onlara çok iyi bakacağız (Berkant)
Tarih öğretiminde iki önemli unsur olan harita kullanımı ve yerel tarih öğretimini vurgulayan kitapta hayalci hoca lakaplı Tarih Öğretmeni Kâmil Kaya'nin hem öğretmen kimliği hemde özel hayatından izleri görüyoruz. (Hermes)
Kamil Kaya isimli tarih öğretmeninin hikayesi bir nevi kitabımız. Kitap gayet güzel ve akıcı başlıyor fakat sonlara doğru amacından anlatmak istediğinden farklı bir yöne doğru sapıyor sanki. Kitapta bol bol tarihi bilgi var, ilgisi olmayan kişiler için sıkıcı olabilir ama ben en çok o kısımları sevdim. En son kısım ise Viyana'da geçiyor ve işler biraz daha karmaşıklaşıyor. Yazarla ilk tanışmam, şahane bir kitap çok etkilendim diyemem ama diğer kitaplarını okumaya tabi ki devam edeceğim. (Begüm)
Romantik PDF indirme linki var mı?
Adalet Ağaoğlu - Romantik kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Romantik PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Adalet Ağaoğlu Kimdir?
Adalet Ağaoğlu (d. Nallıhan, Ankara 1929) romanlarıyla ünlü Türk yazar.
20. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli romancılarından biridir. Türkiye'nin değişik dönemlerini ve bu dönemlerin insan hayatlarına etkisini inceleyen eserler vermiştir. Romanları dışında hikaye, oyun, deneme, anı türünde eserler verir.
13 Ekim 1929'da Nallıhan'da dünyaya geldi. Babası, kumaş tüccarı Hafız Mustafa Sümer'dir. Dört çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu ve tek kızıdır. Kardeşleri Dr. Cazip Sümer (1925-1975), oyun yazarı, oyuncu Güner Sümer (1936-1977) ve işadamı Ayhan Sümer (1930)'dir.
İlköğrenimini Nallıhan'da tamamladıktan sonra 1938'de ailesi ile birlikte Ankara'ya yerleşti[2] . Ortaöğrenimini Ankara Kız Lisesi'nde tamamladıktan sonra 1950 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu.
Edebiyata ilgisi lise yaşamında şiirlerle başladı, kısa bir süre sonra oyun yazarlığına yöneldi. İlk defa 1946'da Ulus gazetesinde tiyatro eleştirileri yayımlayarak yazarlığa başladı. 1948-50 arasında Kaynak Dergisi'nde şiirleri yayımlandı.
1951-1970 yılları arasında TRTde çeşitli görevlerde bulundu. Ankara Radyosu'nda göreve başladığı yıl ilk radyo oyunu olan "Aşk Şarkısı'nı" yazdı. Raddyo'da görev yaparken tiyatro oyuncusu ve yönetmen dört arkadaşı (Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu, Nur Sabuncu) ile birlikte Ankara'nın ilk özel tiyatrosu olan "Meydan Sahnesi"'ni kurdu[1]. Meydan Sahne Dergisi'ni çıkardı. 1953 yılında tiyatro konusunda görgü ve bilgisin arttırmak üzere Paris'e gitti[1]. 1953'te Sevim Uzungören'le birlikte yazdığı "Bir Piyes Yazalım" tiyatro oyunu aynı yıl Ankara'da sahnelendi. 1954 yılında mühendis Halim Ağaoğlu ile evlenen sanatçı, ilk romanını yazana kadar oyun yazarlığını sürdürdü. Üst üste yazdığı oyunlarla altmışlı ve yetmişli yılların önde gelen oyun yazarlarından oldu. TRT'nin özerkliğine el konulması gerekçesiyle TRT Radyo Dairesi Başkanlığı'ndan 1970 'te istifa eden sanatçı o tarihten bu yana yazarlıktan başka bir işle uğraşmadı. Edebiyat yaşamının bazı dönemlerinde "Remüs Tealada" ve "Parker Quinck" gibi takma adlar kullanmıştır.
İlk romanı Ölmeye Yatmak, 1973'te yayımlandı. Bu ilk romanından itibaren tüm eserleri yoğun tartışmalara konu oldu. Ölmeye Yatmak, daha sonra yazdığı Bir Düğün Gecesi(1979) ve Hayır (1989) adlı romanlarla bir üçleme oluşturdu ve birçok ödül kazandı. Bir Düğün Gecesi ve Hayır romanları yayınlanır yayınlanmaz, ikinci romanı olan Fikrimin İnce Gülü, dördüncü basımında toplatıldı[3]. "Fikrimin İnce Gülü" romanı hakkında, "askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif (küçük düşürmek)" suçlamasıyla hakkında 1981 yılında dava açılan Ağaoğlu, iki yıl süren davanın ardından aklandı. "Düğün Gecesi" ise soruşturma aşamasında kaldı[4]. Dönemin üç önemli roman ödülüne layık görülmüş olan Bir Düğün Gecesi adlı roman için ayrıca Aldous Huxley'den aşırma olduğu suçlaması ortaya atıldı ve uzun tartışmalara sebep oldu.
Öykü kitapları, denemeler, anı-roman türünde eserler de yayımlayan Ağaoğlu 1991 yılında Çok Uzak Fazla Yakın'la oyun yazarlığına döndü. 1983 yılından beri İstanbul'da yaşayan Ağaoğlu, halen yazmayı sürdürüyor.
Adalet Ağaoğlu'ile ilgili yazıları bir araya getiren arşiv eşi Halim Ağaoğlu tarafından hazırlanmış ve 2003'te Adalet Ağaoğlu'nun yazarlığının 55. yılı anısına Herkes Kendi Kitabının İçini Tanır adı ile basıldı.
1996'da ciddi bir trafik kazası geçiren ve iki yıl hastande yatan Adalet Ağaoğlu[6] için Can Yücel'insöylediği "Sen Türkiye'nin en güzel kazasısın" sözü [kaynak belirtilmeli], Feridun Andaç'ın Adalet Ağaoğlu ile yaptığı nehir söyleşi tarzında bir kitabın adı oldu. Kitap, 2006'da basıldı.
Ağaoğlu, 1986'da kurulan İnsan Hakları Derneği'nin kurucuları arasında yer almış ancak Temmuz 2005'de İHD'nin tek yanlı ırkçı-milliyetçi bir tutum takındığını belirterek ve "PKK yanlısı politika izliyorlar" diyerek istifa etti. Son olarak Ermenilerden özür dileme kampanyasına katılmıştır.
Eserleri
Tiyatro ve Radyo Oyunları
Yaşamak - 1955
Evcilik Oyunu - 1964
Sınırlarda Aşk - 1965
Çatıdaki Çatlak - 1965
Tombala - 1967
Çatıdaki Çatlak 1967
Sınırlarda Aşk-Kış-Barış 1970
Üç Oyun: Bir Kahramanın Ölümü, Çıkış, Kozalar 1973
Kendini Yazan Şarkı 1976
Çok Uzak - Fazla Yakın 1991
Duvar Öyküsü - Çocuklar ve Büyükler için Müzikli Danslı Oyun 1992
Çağımızın Tellalı 2011
Roman
Ölmeye Yatmak 1973
Fikrimin İnce Gülü 1976
Bir Düğün Gecesi 1979
Yazsonu 1980
Üç Beş Kişi 1984
Hayır... 1987
Ruh Üşümesi 1991
Romantik Bir Viyana Yazı 1993
Öykü
Yüksek Gerilim (1974)
Sessizliğin İlk Sesi 1978
Hadi Gidelim 1982
Hayatı Savunma Biçimleri 1997
Deneme
Geçerken 1986
Karşılaşmalar 1993
Başka Karşılaşmalar 1996
Öyle Kargaşada Böyle Karşılaşmalar 2002
Yeni Karşılaşmalar 2011
Mektup [değiştir]
Mektuplaşmalar (Mehmet Baydur ile birlikte) 2005
Anı
Göç Temizliği 1985
Gece Hayatım 1991
Günlük - Günce [değiştir]
Damla Damla Günler 2004
Damla Damla Günler I-II-III 2007
Ödülleri
1974- TDK Tiyatro Ödülü
1975- Sait Faik Hikaye Armağanı, Yüksek Gerilim ile
1979- Sedat Simavi Edebiyat Ödülü, Bir Düğün Gecesi ile
1980- Orhan Kemal Roman Armağanı Bir Düğün Gecesi ile
1980- Madaralı Roman Ödülü, Bir Düğün Gecesi ile
1991- Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü, Çok Uzak Çok Yakın ile
1997- Aydın Doğan Roman Ödülü, Romantik Bir Viyana Yazı ile
Adalet Ağaoğlu Kitapları - Eserleri
- Ölmeye Yatmak
- Bir Düğün Gecesi
- Fikrimin İnce Gülü
- Hayır...
- Ruh Üşümesi
- Üç Beş Kişi
- Yüksek Gerilim
- Yazsonu
- Romantik
- Sessizliğin İlk Sesi
- Dar Zamanlar
- Düşme Korkusu
- Dert Dinleme Uzmanı
- Hadi Gidelim
- Göç Temizliği
- Hayatı Savunma Biçimleri
- Gece Hayatım
- Damla Damla Günler I
- Damla Damla Günler
- Karşılaşmalar
- Çok Uzak Fazla Yakın
- Geçerken
- Başka Karşılaşmalar
- Toplu Oyunlar-2
- Duvarların Dışında
- Toplu Oyunlar - 1
- Yeni Karşılaşmalar
- Kendini Yazan Şarkı - Evcilik Oyunu
- Duvar Öyküsü
- Damla Damla Günler 2
- Çağımızın Tellalı
- Sessiz Bir Adam
- Öyle Kargaşada Böyle Karşılaşmalar
- Toplu Oyunlar 3
- Damla Damla Günler 3
- 'An'ların Uzun Soluklu Yazarı
- Halim'e İthaflar
- Damla Damla Günler 1 / 2
- Damla Damla Günler 4
- Mektuplaşmalar
- Okurunun Yazarı
- Toplu Oyunlar
- Gece Hayatım
- Sessizliğin İlk Sesi
- Toplu Öyküler 2
- Toplu Öyküler 1
- Şiir ve Sinek
- Damla Damla Günler - 3
- Göç Temizliği
Adalet Ağaoğlu Alıntıları - Sözleri
- Sevinç, yaratıcı değildir. Acı, dürter. (Geçerken)
- Şöyle üç gün üç gece, yerimden kıpırdamadan uyumak istiyorum. Kendimi öyle yorgun hissediyorum ki.. (Çağımızın Tellalı)
- İnsan özlemdir. Kavuşmak için bir aranıştır. Bu yüzden, kendi varlığını tanır tanımaz kişi, bir eş ya da dosttan yoksun kaldığını anlar... (Üç Beş Kişi)
- İnsan kendisinin yabancısıdır. (Damla Damla Günler)
- Tarihe sorulsa çiğ ve çok atılgan elektrik ışığının bir aydınlık körlüğüne yol açtığını da söyleyebilir bize. Öyle olmasa, Batı Uygarlığı 2000'e artık sadece yedi yılın kaldığı günümüzde din ve ırk kavgalarını görmezlenir miydi? (Başka Karşılaşmalar)
- Hem sürekli unutulmak, hem sürekli göz önünde tutulmak. (Üç Beş Kişi)
- "Geçmişin kokusu yoktur. Geçmiş erir; kan ve alınteri buharlaşır, havaya karışır gider. Elle tutulur, gözle görülür biçimde geriye kalacak olan sadece taşlardır. Yoksullara seyirlik bir cennet sunmak için zenginlerin yaptırdığı işte bu taştan, mermerden saraylar, duvarlar, heykeller, kiliseler, manastırlar, surlar ve kalelerdir." (Romantik)
- Genç Kadın: Ölmek mi? Niçin ölmek? İnsanca yaşamak ve yarınların daha güzel olacağına inanırken ölümü düşünmek niye? Ressam: Geçmiş artık çekici değil. Gelecekten de bir şey umulamaz. Her şey gülünç, çirkin, kaba ve budalaca. (Sessiz Bir Adam)
- Hak var, hukuk yok. Hukuk var, hak yok. Yazar var, kitap yok. Kitap var, yazar yok. Satış var, okur yok. Okur var, satış yok. (Geçerken)
- Gece hayatı gerçek bir yalnızlıktır. Kimse elinden tutamaz, sen kimsenin elinden tutamazsın; asıl yalnızlık gece hayatlarının yalnızlığıdır... (Gece Hayatım)
- Yaşam, onun cebinde, hiç bozdurulmamış paralar gibi bütün bütün, yepyeni duruyordu. (Hadi Gidelim)
- Yarın bu düzen değişince, ülkenin yine ekonomistlere, mühendislere, mimarlara, yargıçlara gereksinimi olacak. Ama siz bu alanları size karşı olanların eline bırakmak niyetindesiniz. Gerçekçi bir tutum değil bu. (Bir Düğün Gecesi)
- Özgürlük yolu bitmez ve çok pahalı. (Yeni Karşılaşmalar)
- Ben de roman yazıyordum ve bu arada kurup kaldırdığım sofraları, ocakta unutup yaktığım yemek tencerelerini; günlük hayatla yaratı sancıları arasında açılan uçurumu bile düşünmüyordum. Romanlık bir rüya sahnesine romanlık bir final arıyordum ve hep gökte arıyordum. (Gece Hayatım)
- "Kadını özgür olmayan ülkenin erkeği de özgür değildir" (Ölmeye Yatmak)
- "İnsanları sevindirmek, onları biraz gülümsetmek, onların kaygılı yaşamlarını ta içten, yürekten patlayan gülüşlere dönüştürmek isterdim," diyor. "Ama çiçeklerimiz bir demet hüzünken..." (Sessizliğin İlk Sesi)
- Düşünüyorum da, çok değil, ama bize gerekli üç beş sağlam değer ölçüsünden giderek yoksun kalan toplumumuzda, yani “her şeyin bunca belirsizleştiği, temel değerlerin üstünü yoğun bir sisin kapladığı” şu ortamda bizim de kurcalamamız gereken nice sorun, üstünden örtüsünü kaldırmamız gereken ne kadar çok hayat var... Ve ölüm... (Geçerken)
- "Derin sessizlik. Kuyu gibi. Şimdi beni artık bu sessizlik korkutmakta." (Gece Hayatım)
- Bir fikri olmakla bir fikir olmanın hiç de aynı şey demeye gelmediğini anlatan fırsatlar... (Ölmeye Yatmak)
- Ne oluyorsa benim içimde oluyordu.Dışımdaki hiçbir şeye egemen değildim.. (Yazsonu)