diorex
ARTUKBEY

Rebecca - Daphne du Maurier Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Rebecca kimin eseri? Rebecca kitabının yazarı kimdir? Rebecca konusu ve anafikri nedir? Rebecca kitabı ne anlatıyor? Rebecca PDF indirme linki var mı? Rebecca kitabının yazarı Daphne du Maurier kimdir? İşte Rebecca kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 03.07.2022 16:00
Rebecca - Daphne du Maurier Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Daphne du Maurier

Çevirmen: Levent Göktem

Orijinal Adı: Rebecca

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786257737036

Sayfa Sayısı: 488

Rebecca Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

1938 Ulusal Kitap En İyi Kurgu Ödülü

Gotik edebiyatın hak ettiği takdiri zaman içinde gören yazarlarından Daphne du Maurier'nin Rebecca'sı örnek bir tekinsiz mekân anlatısı. Sahne sanatlarıyla, yazarlıkla ilgilenen bir ailenin kızı olan ve derinlikli, sonunu açık etmeyen tekniğiyle pek çok eseri beyaz perdeye uyarlanan du Maurier iki dünya arasına sıkışmış, sırları ve tutkularıyla kendilerine çıkış yolu arayan karakterleriyle okura son sayfaya kadar şüphe, şaşkınlık vaat eden yazarlardan. Alfred Hitchcock'un aynı isimle sinemaya uyarladığı Rebecca ise unutulmaz bir başyapıt.

Adı anılmayan ikinci eş, sevdiği adamın peşinden gider ve cennet bahçesi gibi görünen Manderley Malikânesi'ne gelir. Ancak burası, kısa sürede hayatını esir alan bir heyulaya dönüşür. Bu evlilikteki sorunları çözmek zordur ama asıl dert, ölümüne rağmen bütün mekâna izlerini bırakan ve hayatlarına musallat olan ilk eş Rebecca'nın hatırasından kurtulmaktır.

Daphne du Maurier'den Rebecca, bazı evlerin karanlık koridorlarında gizli gizli gezinen, evlilik kurumunun saklı öznesini ortaya çıkaran o roman.

“Yirminci yüzyılın en etkileyici romanlarından, Rebecca bir mit ya da rüyanın korkutucu gücüyle kültürümüzün özüne usul usul yerleşti.” –Sarah Waters

“Fevkalade eğlenceli… du Maurier modern kadınların kendi hissettiklerini ölçebilecekleri bir tartı yarattı.” –Stephen King

Rebecca Alıntıları - Sözleri

  • Çok mu hassassınız, çok mu naifsiniz, o takdirde sözcüklerdeki dikenleri, iğneleri daha çok farkedersiniz..
  • " Boş bir ev, dolu bir otel kadar ıssız olabilir, " dedi nihayet. " Mesele evinizin sizden izler taşımasıdır. "
  • " Keşke bir icat olsaydı da anıları bir parfüm gibi bir şişeye doldurabilseydik, " deyiverdim. " Anılar o şişede hiç solmasaydı, hiç bayatlamasaydı. Sonra, canımız istediğinde şişenin mantarını çıkarıp o anı yeniden yaşayabilseydik."
  • Mutluluk, ödüllendirilmesi gereken bir servet değil, soylu bir fikir, bir ruh halidir.
  • “Daha önce hiç bu kadar genç görünmemiş, bu kadar yaşlı hissetmemiştim.”
  • Bana kalırsa er ya da geç herkesin hayatında bir imtihan anı olur. Hepimizin kendine ait bir şeytanı vardır, bizi oradan oraya sürükler, bize işkenceler eder; nihayetinde hepimiz kendi mücadelemizi vermek zorundayızdır.
  • Ev bir mezardır, yıkıntılarda korkularımız ve acılarımız gömülüydü..
  • Bir tiyatrodaki iki oyuncu gibiydik ama ayrıydık. Birlikte oynamıyorduk sahnede.
  • Mutluluk, ödüllendirilmesi gereken bir servet değil, soylu bir fikir, bir ruh halidir.
  • Hepimizin kendine ait bir şeytanı vardır, bizi oradan oraya sürükler, bize işkenceler eder; nihayetinde hepimiz kendi mücadelemizi veririz.
  • Derler ki, insanlar ıstırap çekerse daha kuvvetli ve daha iyi olurlar. Dünyada yükselebilmek için ıstırap ateşi ile yanmak lazımdır.
  • “Boş bir ev, dolu bir otel kadar ıssız olabilir, dedi nihayet. “Mesele evinizin sizden izler taşımasıdır.”
  • Ne kadar genç ve deneyimsiz görünüyordum, aslında gerçekten de öyle hissediyordum kimbilir. Çok mu hassassınız, çok mu naifsiniz, o takdirde sözcüklerdeki dikenleri, iğneleri daha fazla fark edersiniz; oysaki bunların çoğu, üstünde durmaya bile değmeyecek şeylerdir.
  • Acaba bu dünyada kendi çekingenliklerini kıramayan, körlükleri ve aptallıkları ile gerçeği kendilerinden gizleyen bir duvar ördükleri için acı çeken ve çekmeye devam eden kaç insan vardı?
  • "Keşke bir icat olsaydı da anıları bir parfüm gibi bir şişeye doldurabilseydik," deyiverdim. "Anılar o şişede hiç solmasaydı, hiç bayatlamasaydı. Sonra, canımız istediğinde şişenin mantarını çıkarıp o anı yeniden yaşayabilseydik."

Rebecca İncelemesi - Şahsi Yorumlar

kitabı yaklaşık bir yıl önce okumuştum. kitaba hem canımın pek kitap okumak istemediği bir dönemde (reading slump) başladığımdan hem de kitabın başı sonuna birebir bağlantılı olduğundan "bir şey mi kaçırdım, neden anlamıyorum" diye az sorgulamamıştım. ancak biraz daha okudukça "bıraksam mı?" dediğim kitabı gözümü bile kırpmadan okuduğumu farkettim. o dönemlerde okuduğum en sürükleyici kitaptı, hatta şimdi bile o listeye girebilir. o reading slump'a ilaç gibi gelmişti. kitabı bitirdiğimde sonsözde (aptala anlatır gibi -ihtiyacım olmuştu-) detayların açıklanmasıyla yazarın zekasına hayret edip çevremdeki herkese heyecanla anlatmıştım. uzun lafın kısası, kesinlikle tavsiye ediyorum. burada anlatırken bile tekrardan okumak istedim, önümüzdeki ay tekrar okumayı planlıyorum. (ayşe begüm)

İlk 50 sayfası o kadar sıkıcıydı ki..Kitabın arkasındaki yazıyı okuduğumda çok gizemli gelmişti bana. Sonra ilerledikçe Adı anılmayan ikinci eşin hayatını yaşar gibi oldum. Merak içinde okur oldum ve Rebecca'yı, Max'i ve adı anılmayan ikinci eşi kitapda yapılan betimleme sayesinde sürekli hayal ettim. Okudukça kitaptan çok etkilendim ve Rebecca'nın aslında görünen çok böyle anlatıldığı kadın gibi olmadığını görmek beni biraz şaşırttı çünkü kitabın yarısına kadar Rebecca 'yı herkes övmüştü. Fakat onun hakkında gerçekleri okudukça çok şaşırdım. Başka şaşırdığım nokta ise Max' in aslında karısını hiç sevmiyor oluşu ve katilin bambaşka birisi çıkması.. Kitapta en beklemediğim yer burası oldu. Bu kitabı okumak için bayağı bekledim sonunda okudum ve okuduğuma değdi diyebilirim. Çünkü kurgu ve betimlemeleriyle çok güzel bir kitap. Sadece kitabın sonu da beklemediğim Bir yerde bitti. Ben daha devam edip diğer sayfayı çevirecekken bir baktım ki kitap bitmiş:) Açıkcası üzüldüm... Yani kitap bence olmadık bir yerde bitmiş. Özellikle gizem sevenlerin bu kitabı okumasını tavsiye ederim. (Zeynep)

Rebecca, Daphne du Maurier'in 1938'de yayımlanan Gotik romanı. Kitabı herhangi bir kategoriye koyamıyorum, aşk romanı da diyebilirsiniz, polisiye de, dram da. Kitapta yaşlı bir kadına bakıcılık yaparken kendisinden büyük ve zengin bir dul olan Maxim de Winter ile tanışan anlatıcımızı takip ediyoruz. Anlatıcımız diyorum, çünkü kendisinin adı kitapta bir kez bile geçmiyor, evlendikten sonra Bayan de Winter olarak anılıyor sadece. Bayan de Winter evlendikten ve eşinin malikanesi olan Manderley'e geldikten sonra her yerde Maxim'im eski karısı olan Rebecca'dan izler görüyor. Kitabın ilk yarısı kendisinin Rebecca'yı anlamaya çalışması, çevresindeki kişilerin -özellikle evin baş hizmetçisi olan Bayan Danvers'ı çok sık görüyoruz- Rebecca'yı nasıl gördüğünü gözlemlemesi ile geçiyor diyebiliriz. Kitabı çok fazla anlatıp spoiler vermek istemiyorum ancak kitabın yarısından sonra bir gizemi çözmeye başlıyorsunuz ve o saniyeden sonra kitap nasıl bitiyor anlamıyorsunuz. Kitapla ilgili en sevdiğim şeylerden biri -bilerek mi yapıldı bilmiyorum- Bayan de Winter'ın adının hiç verilmemesi ve Rebecca'nın hiçbir zaman (ölmeden önce öyle olsa da) Bayan de Winter olarak anılmaması, sadece Rebecca olması. Yazarın betimlemeleri de çok güzeldi, okurken çok keyif aldım. Rebecca gibi ölmüş olan bir karakteri bu kadar canlı bir şekilde okura yansıtabilen du Maurier'in de çok güçlü bir kalemi olduğunu düşünüyorum, başka kitaplarını okumayı da çok istiyorum. Benim çok beğendiğim ve şiddetle tavsiye ettiğim bir kitap, herkese iyi okumalar dilerim. Kitabın 1940 ve 2020 yıllarında çekilmiş iki film versiyonu var. 1940 yılında Alfred Hitchcock'un yönettiği ve en iyi film Oscar'ını alan film harika, kitabı okuduktan sonra izlemenizi öneririm. Ancak 2020 versiyonunu pas geçebilirsiniz, kitabı çok iyi yansıttığını düşünmüyorum maalesef. (kitaplardanbahsetmisken)

Rebecca PDF indirme linki var mı?

Daphne du Maurier - Rebecca kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Rebecca PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Daphne du Maurier Kimdir?

Dame Daphne du Maurier (13 Mayıs 1907 – 19 Nisan 1989) İngiliz hikaye, roman ve oyun yazarı.

Romanlarından Rebecca (film uyarlaması 1941'de En İyi Film Oscar'ını kazandı) ile Jamaica Inn ve kısa hikayelerinden The Birds veDon't Look Now başta olmak üzere birçok çalışması sinemaya uyarlanmıştır.

Büyükbabası oyuncu ve yazar George du Maurie, babasıysa oyuncu Gerald du Maurier'dir. Ablası Angela da yazardı ve kız kardeşi Jeanne ise bir ressamdı.

Gençliği

Daphne du Maurier, tanınmış bir aktör olan Sir Gerald du Maurier ve aktris Muriel Beaumont'in üç kız çocuğundan ikincisi olarak Londra'da doğdu. Büyükbabası, Trilby romanında Svengali karakterini yaratan yazar ve karikatürist George du Maurier'dir.

Bu bağlantılar ona edebi kariyer kurmasında yardımcı oldu ve du Maurier, erken dönem çalışmalarından bazılarını Beaumont's Bystander dergisinde yayımlattı. İlk romanı The Loving Spirit 1931'de yayımlandı. Du Maurier ayrıca James Matthew Barrie'ye Peter Pan, or The Boy Who Wouldn't Grow Up'ta ilham olmuş Llewelyn Davies çocuklarının da kuzenidir. Küçük bir çocukken babasının ünü sayesinde tiyatronun birçok parlak yıldızıyla tanıştı. Tallulah Bankhead ile tanıştıktan sonra onun gördüğü en güzel canlı olduğunu söylediği kaydedilmiştir.

Daphne du Maurier Kitapları - Eserleri

  • Rebecca
  • Kuşlar
  • Jamaika Hanı
  • Kuzenim Rachel
  • Dağ Çiçeği
  • Gençlik Bir Daha Ele Geçmez
  • Buhranlı Geceler
  • Asalaklar
  • The Birds
  • Kader Yolcuları
  • Günah Yüklenen Adam
  • Kırık Hayat
  • Aşk Gemisi
  • Bana Benzeyen Adam
  • Don't Look Now and Other Stories
  • İçimdeki Adam
  • Londra'da Harp Hikayeleri
  • Mazinin Esirleri
  • Kibar Korsan
  • Dük ve Gözdesi

Daphne du Maurier Alıntıları - Sözleri

  • "Быть побеждённым такой женщиной, как она, - в известном смысле победа. И я мог бы назвать себя победителем, а не побеждённым, если бы не боялся показаться слишком самоуверенным." (Kuzenim Rachel)
  • Vuran gagaların, içeriyi gören gözlerin gerisinde bu küçücük be­yinlerde kimbilir kaç milyon yılık anı birikmiş­ti. Bu birikim şimdi onları makinasının usta şaşmazlığıyla insanoğlunu yok etme içgüdüsüyle harekete geçirmişti... (Kuşlar)
  • Mutluluk, ödüllendirilmesi gereken bir servet değil, soylu bir fikir, bir ruh halidir. (Rebecca)
  • Hepimizin kendine ait bir şeytanı vardır, bizi oradan oraya sürükler, bize işkenceler eder; nihayetinde hepimiz kendi mücadelemizi veririz. (Rebecca)
  • Derler ki, insanlar ıstırap çekerse daha kuvvetli ve daha iyi olurlar. Dünyada yükselebilmek için ıstırap ateşi ile yanmak lazımdır. (Rebecca)
  • Ne dün vardı, ne yarın. Korkular bir yana atılmış, utanç unutulmuştu. (Asalaklar)
  • . Fısıldadığımda adı ne kadar yumuşak ve nazik geliyor. Dilde, sinsi ve yavaş, neredeyse zehir gibi, ki bu gerçekten uygun. Dilden kavrulmuş dudaklara ve dudaklardan tekrar kalbe geçer. Ve kalp bedeni ve zihni de kontrol eder. . (Kuzenim Rachel)
  • Məsələ burasındadır ki, həyat davam edir və biz yaşamalıyıq. Amma necə yaşamalıyıq? Əsas məsələ budur. (Kuzenim Rachel)
  • Şimdi pencerede küçük kuşlar vardı. Gagalarının yumuşak vuruşundan, kanatlarının hafif hışırtısından tanımıştı. Şahinler pencereye gelmemişlerdi. Saldırılarını kapıya yöneltmişlerdi. Nat yarılan tahtanın parçalanırken çıkardığı sesi dinlerken düşünüyordu. Vuran gagaların, içeriyi gören gözlerin gerisinde bu küçücük beyinlerde kim bilir kaç milyon yıllık anı birikmişti. Bu birikim şimdi onları makinaların usta şaşmazlığıyla insanoğlunu yok etme içgüdüsüyle harekete geçirmişti. (Kuşlar)
  • "Bütün bunlardan, en azından bir ders çıkardım-sadece kendime güvenmeyi,kendi işimi kendim görmeyi öğrendim." (Jamaika Hanı)
  • Ev bir mezardır, yıkıntılarda korkularımız ve acılarımız gömülüydü.. (Rebecca)
  • Çünkü düşünde unuttuğu 1şey büyük 1tehlike ya­ratıyordu. Yapılması gereken fakat ihmal ettiği 1iş vardı. Çok iyi bildiği, fakat almadığı 1tedbirdi bu. Düşünde ne olduğunu 1türlü bu­lamıyordu... (Kuşlar)
  • "Keşke bir icat olsaydı da anıları bir parfüm gibi bir şişeye doldurabilseydik," deyiverdim. "Anılar o şişede hiç solmasaydı, hiç bayatlamasaydı. Sonra, canımız istediğinde şişenin mantarını çıkarıp o anı yeniden yaşayabilseydik." (Rebecca)
  • "..olanca öfkesini boşaltmış ve kendini gelgite bırakmış bir denizdi o." (Jamaika Hanı)
  • İçimde bir umut müjdecisi, bir güzellik fısıltısı gibi dolaşan bir anıydı bu; güzelliğinden dolayı da yüreğim derin bir acıyla burkuluyordu. (Gençlik Bir Daha Ele Geçmez)
  • " Boş bir ev, dolu bir otel kadar ıssız olabilir, " dedi nihayet. " Mesele evinizin sizden izler taşımasıdır. " (Rebecca)
  • Çok mu hassassınız, çok mu naifsiniz, o takdirde sözcüklerdeki dikenleri, iğneleri daha çok farkedersiniz.. (Rebecca)
  • "Önceden emin olmak sonra hayıflanmak­tan iyidir..." (Kuşlar)
  • " Önceden emin olmak sonra hayıflanmaktan iyidir. " (Kuşlar)
  • Artıq dərd mənim üçün öhdəsindən gələ biləcəyim bir şey idi. Qüssə məni tərk etməmişdi, hələ də qəlbimdə idi, ancaq faciəm bitmişdi. (Kuzenim Rachel)

Yorum Yaz