diorex
dedas

Psişik İşler - James G. Frazer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Psişik İşler kimin eseri? Psişik İşler kitabının yazarı kimdir? Psişik İşler konusu ve anafikri nedir? Psişik İşler kitabı ne anlatıyor? Psişik İşler PDF indirme linki var mı? Psişik İşler kitabının yazarı James G. Frazer kimdir? İşte Psişik İşler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 26.09.2022 06:00
Psişik İşler - James G. Frazer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: James G. Frazer

Yayın Evi: Pinhan Yayıncılık

İSBN: 9786059460248

Sayfa Sayısı: 104

Psişik İşler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu dünyada iyi ve kötü birbirinden neredeyse ayrılmaz biçimde birlikte gelişir; iyi bilgisi, kötü bilgisiyle öyle kaynaşmış ki, ve bunlar fark etmesi o kadar zor ve yanıltıcı benzerlikler gösterirler ki Psişenin ayıklamak ve ayırt etmek için aralıksız çaba gösterdiği bu birbirine karışmış tohumlar bundan daha fazla iç içe geçemezdi.

Areopagitica, JOHN MILTON

Bu metin, batıl inancın ihmal edilen yanına dikkat çekebileceği ve hâlâ modern toplumun çerçevesini oluşturan büyük kurumların erken tarihine yönelik araştırmaları teşvik edeceği umuduyla yayımlandı. Bu kurumların bazen çürük temellere oturduğu görülünce bunların çökeceği sonucuna varmak acelecilik olur.

İnsan oldukça meraklı bir canlıdır, alışkanlıklarını ne kadar deşersek o kadar meraklı olduğunu görürüz. İnsan canlıların en rasyoneli olabilir ama kesinlikle en fazla saçmalayanıdır.

Ama acayip olan şu ki, insanoğlu bütün saçmalıklarına rağmen, ya da belki de o saçmalıklar sayesinde devamlı olarak ileri gitmektedir.

İnsan yanlış öncüllerden sık sık doğru sonuçlara ulaşmaktadır: Saçma bir kuramdan yararlı bir uygulama çıkarmaktadır. Ahmaklığın gizemli biçimde bilgeliğe saptığı ve kötülükten iyiliğin doğduğu birkaç yol gösterebilirse eğer, bu kitap yararlı bir amaca hizmet etmiş olacaktır.

Psişik İşler Alıntıları - Sözleri

  • Güney Celebes'in Macassar ve Bugineese kabilelerinde ensest en büyük suçtur; ama ille de suçlu çiftin kanının dökülmesi gerekmez, çünkü halk toprağın bu tip suçluların kanlariyla kirlenmesi halinde nehirlerin kuruyacağını balık sıkıntısı baş göstereceğini ekin ve meyve hasadının düşeceğini.....iç huzursuzluk çıkacağını ve köyün büyük felaketlerle karşı karşıya kalacağını düşünür. Dolayısıyla suçlular kanları dökülmeden cezalandırılır; genellikle bir çuvalın içine konarak denize atılırlar...
  • Britanya Columbiasindaki Shushwap Yerlilerinde dul kadın ve erkekler ölenin hayaletini uzak tutmak için yataklarının etrafını dikenli çalılarla çevirirler; hatta hayaletin yataklarını paylaşmaya kalkma ihtimaline karşı bizzat dikenli çalılarin üstünde yatarlar.
  • Dul kadın ve erkekler ölen karı ya da kocalarına daha kötü görünürler ve dolayısıyla onlara karşı özel önlemler almaları gerekir. Örneğin Alman Togosunun Agome bölgesinde yaşayan siyah Ewelerde dul bir kadın kocasının gömülü olduğu kulübede altı hafta kalmak zorundadır. Kadın çıplak, saçları kesilmiş olur ve kocasının hayaletinin fazla rahatsız eden teklifsizliklerini püskürtmek için yanında bir sopa bulunur, çünkü kadın bu teklifsizliklere boyun eğerse aynı noktada can verir...
  • ...Isveçliler kıtlığı da bolluğu da krallarının iyiliğine veya kötülüğüne bağlarlardı. Kıtlık zamanında, ürünün bollaşması için krallarını tanrılara kurban ettikleri bilinmektedir...
  • Aziz Patrick'e atfedilen bir sözde, adil bir kralın saltanatına eşlik eden nimetler arasında " güzel hava, durgun deniz, bol mahsul ve meyve dolu ağaçlar da" sayılmaktadır...
  • Aslında birazcık akıl yürütmeyle hiçbir inancın, insanın ekonomik ve dolayısıyla toplumsal gelişimini ru­hun ölümsüzlüğüne olan inanç kadar geciktirmediği söy­lenebilir; çünkü bu inanç, kuşaklar ve çağlar boyunca ya­şayanların gerçek arzularının ölülerin hayali arzularına feda edilmesine neden olmuştur. Bu inanç yüzünden boşa giden ya da yok olan yaşam ve mal mülk miktarı korkunç ve hesapsızdır.
  • Borneo'nun Dağ Dyakları ensestten nefret ederler ve kuzenlerin dahi birbiriyle evlenmesine izin vermezler.
  • Travancore' da boğulma, asılma ve benzeri bir nedenle ölenlerin ruhlarının şeytana dönüşerek etrafta dolaşıp insanlara çeşitli şekillerde zarar verdiğine inanılır. Özellikle de asılarak idam edilen katillerin hayaletlerinin idam edildikleri yerle çevresine musallat olduğuna inanılır. Bunu önlemek için öldükten sonra suçlunun topukları kılıçla kesilir ya da diz arkası kirişi kesilir...
  • Karenlere göre zina ya da gayrimeşru ilişki, olaya karışanlarla onların ailelerinden başka hiç kimseyi ilgilendirmeyen ahlaki suçlar değildir: Toprağı kurutarak ve bereketini azaltarak doğanın denge­sini maddi olarak etkilemişlerdir; bu, gıda ikmalini daha kaynaktan keserek bütün toplumun varlığını tehdit eden kamusal bir suçtur. Ancak bu suçun toprağa verdiği mad­di zarar, domuz kanı akıtmak suretiyle maddi olarak telafi edilebilir.

Psişik İşler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İmgeler: Bazı inançlar vardır benlikten sökülüp atılmaz. Bazı tabular, töreler, totemler vardır. Yıllar geçse de hala içimizde sürer gider. Kitapta ilkel kabilelere yolculuğa çıkan okur, şaşkınlık verici olaylara şahit olacaktır.Davranıslara da etki edeceğine eminim. Iyi okumalar. (Umut Ök)

# spoiler Batıl inançlarla ilgili bildiklerimizin dışına çıkan bir kitap. Kitapta bu tarz inanışların çok çeşitli ve ilginç olduğunu görüyoruz. Yazar bardağın dolu tarafını görmüş ve batıl inançları dört kurum üzerinden incelemiş. (Yönetim, özel mülkiyet, evlilik, insan yaşamına saygı) Sizi şaşırtacak kısım ise bu inanışların toplumdaki olumlu etkileri, batıl inançlara daha önce hiç bu açıdan bakmamışsınızdır. Ustalıkla yazılmış ve detaylı bir araştırmanın ürünü. (Mavisever)

Kitap 6 bölümden oluşuyor.Kısa bir batıl inanca giriş niteliği taşıyor zaten yazarın kendisi de din ve kilise gibi kurumlar hakkında değinmeyeceğini ve dört önerme üzerinden batıl inancın kurumlarımızın nasıl gelişimini etkileyeceğini söylüyor.Bu dört önerme için dört bölüm ayırmış ve hepsini kanıtlamaya çalışmış.Bu dört kurumdan bahsedicek olursak yönetim,özel mülkiyet,evlilik ve insan yaşamına saygı.Bunu da dört önermeyle açıklıyor önermeleri de; 1. Batıl inanç belli ırklarda ve belli dönemlerde yönetime özellikle de monarsik yönetime duyulan saygıyı güçlendirmiş ve dolayısıyla kamu düzeninin oluşmasına ve sürdürülmesine katkıda bulunmuştur. 2. Batıl inanç belli ırklarda ve belli dönemlerde özel mülkiyete duyulan saygıyı güçlendirmiş ve dolayısıyla mülkiyet güvencesine katkıda bulunmuştur. 3.Batıl inanç belli ırklarda ve belli dönemlerde evliliğe duyulan saygıyı güçlendirmiş ve dolayısıyla hem evliler hem de evli olmayanlar arasında cinsel ahlak kurallarının daha katı bir biçimde gözetilmesine katkıda bulunmuştur. 4.Batıl inanç belli ırklarda ve belli dönemlerde insan yaşamına duyulan saygıyı güçlendirmiş ve dolayısıyla insan yaşamının korunmasına katkıda bulunmuştur. Yukarı da belirtiğim gibi kitap bölümlerde bu önermeleri destekleyen kanıtlar var bazıları kanınızı donduracak bazıları acaba şimdi olsa nasıl olurdu diye düşüneceğiniz kısa dolgun bir kitap.Keyifli okumalar. (yerkuşağı)

Psişik İşler PDF indirme linki var mı?

James G. Frazer - Psişik İşler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Psişik İşler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı James G. Frazer Kimdir?

James George Frazer (d. 1 Ocak 1854, Glasgow, İskoçya – ö. 7 Mayıs 1941), İskoç sosyal antropolog. İskoç insanbilimci, yazar ve halk bilimci James George Frazer, 1 Ocak 1854'de Glasgow'da doğdu. Babası Rahipti. 1869-1874 arasında Glasgow Üniversitesi'nde eski Yunan ve Latin Edebiyatı öğrenimi gördü. Frazer'ın insanbilimine ilk ilgisi, İngiliz evrimsel insanbilimci Edward Tylor'ın 1871'de yayımlanan "Primitive Culture" (İlkel Kültür) kitabını okumasıyla başladı. 1874-1879 arasında Cambridge Üniversitesine bağlı Trinity College' da öğrenci iken din bilimci W Robertson Smith ile tanışması bu ilginin artmasında önemli rol oynadı. Frazer, 1879 da Trinity College' da öğretim üyesi oldu. 1907-1908 yıllarını, toplumsal insanbilim profesörü ünvanı alan ilk kişi olarak Liverpool Üniversitesi'nde geçirdi. Ertesi yıl Cambridge'e döndü ve yaşamı boyunca bu üniversitede çalıştı. 7 mayıs 1941 tarihinde Cambridge'de öldü.

James G. Frazer Kitapları - Eserleri

  • Altın Dal 1
  • İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük
  • Psişik İşler
  • Altın Dal 2
  • Günah Keçisi
  • Ateşin Kökenine Dair Mitler
  • Büyük Tufan
  • Adonis, Attis, Osiris
  • Ruhun Tehlikeleri ve Tabu
  • Adonis,Attis,Osiris
  • The Belief in Immortality and the Worship of the Dead, Vol. 2 (of 3)
  • The Belief In Immortality and The Worship of The Dead

James G. Frazer Alıntıları - Sözleri

  • Travancore' da boğulma, asılma ve benzeri bir nedenle ölenlerin ruhlarının şeytana dönüşerek etrafta dolaşıp insanlara çeşitli şekillerde zarar verdiğine inanılır. Özellikle de asılarak idam edilen katillerin hayaletlerinin idam edildikleri yerle çevresine musallat olduğuna inanılır. Bunu önlemek için öldükten sonra suçlunun topukları kılıçla kesilir ya da diz arkası kirişi kesilir... (Psişik İşler)
  • Asya ve Atina'nın uygar Yunanları tanrının vücut bulmuş hali olarak gördükleri insanları kurban ettiğine göre, tarihin şafağında Arricia Ormanları'nda yaşayan yarı barbar Latinlerin de benzer bir geleneğe sahip olmaları hiç de ihtimal dışı değildir. (Günah Keçisi)
  • "Hiyeroglif yazıda nefretin sembolü balıktı." (Ruhun Tehlikeleri ve Tabu)
  • Ey hastalık git buradan ; evine dön; bu yoksul topraklarda ne işin var? (Altın Dal 2)
  • kıbrıs'ta geleneksel olarak bütün kadınların evlenmeden önce, adı ister afrodit ister astarte isterse başka bir şey olsun, tanrıçanın tapınağında yabancılara fahişelik yapması gerekmekteydi. benzer geleneklere batı asya'nın birçok bölgesinde rastlanmaktadır. bu uygulamanın nedeni ne olursa olsun ona son derece saygı duyuluyordu; o, bir şehvet alemi olarak değil, adi bölgeden bölgeye farklılıklar göstermekle birlikte tipi hiç değişmeyen batı asya'nın büyük ana tanrıçası için yerine getirilen ciddi bir dini görev olarak görülmekteydi. dolayısıyla babil'de ister zengin olsun ister yoksul, her kadının yaşamında bir kere mylitta, iştar ya da astarte'nin tapınağında bir yabancının koynuna girip, bu kutsal fahişelikten kazandığı parayı tanrıçaya adaması gerekmekteydi. kutsal alan geleneği yerine getirmek için bekleyen kadınlarla dolup taşardı. bazılarının yıllarca beklemesi gerekirdi. (Adonis, Attis, Osiris)
  • Karenlere göre zina ya da gayrimeşru ilişki, olaya karışanlarla onların ailelerinden başka hiç kimseyi ilgilendirmeyen ahlaki suçlar değildir: Toprağı kurutarak ve bereketini azaltarak doğanın denge­sini maddi olarak etkilemişlerdir; bu, gıda ikmalini daha kaynaktan keserek bütün toplumun varlığını tehdit eden kamusal bir suçtur. Ancak bu suçun toprağa verdiği mad­di zarar, domuz kanı akıtmak suretiyle maddi olarak telafi edilebilir. (Psişik İşler)
  • Yağmur tanrısını zorlamanın bir başka yolu da onu sık sık ziyaret ederek rahatsız etmektir. (Altın Dal 1)
  • Aslında birazcık akıl yürütmeyle hiçbir inancın, insanın ekonomik ve dolayısıyla toplumsal gelişimini ru­hun ölümsüzlüğüne olan inanç kadar geciktirmediği söy­lenebilir; çünkü bu inanç, kuşaklar ve çağlar boyunca ya­şayanların gerçek arzularının ölülerin hayali arzularına feda edilmesine neden olmuştur. Bu inanç yüzünden boşa giden ya da yok olan yaşam ve mal mülk miktarı korkunç ve hesapsızdır. (Psişik İşler)
  • Kıbrıs'ta geleneksel olarak bütün kadınların evlenmeden önce, adı ister Afrodit ister Astarte isterse başka bir şey olsun, tanrıçanın tapınağında yabancılara fahişelik yapması gerekmekteydi. Benzer geleneklere Batı Asya'nın birçok bölgesinde rastlanmaktadır. Bu uygulamanın nedeni ne olursa olsun ona son derece saygı duyuluyordu; o, bir şehvet alemi olarak değil, adi bölgeden bölgeye farklılıklar göstermekle birlikte tipi hiç değişmeyen Batı Asya'nın büyük Ana Tanrıçası için yerine getirilen ciddi bir dini görev olarak görülmekteydi. Dolayısıyla Babil'de ister zengin olsun ister yoksul, her kadının yaşamında bir kere Mylitta, İştar ya da Astarte'nin tapınağında bir yabancının koynuna girip, bu kutsal fahişelikten kazandığı parayı tanrıçaya adaması gerekmekteydi. Kutsal alan geleneği yerine getirmek için bekleyen kadınlarla dolup taşardı. Bazılarının yıllarca beklemesi gerekirdi. (Adonis, Attis, Osiris)
  • ve yeşildir yaşamın altın ağacı. (Altın Dal 1)
  • Semadireklilerin taşkın için öne sürdükleri sebepler son derece dikkat çekiciydi. Onlara göre felaket, ağır bir sağanak yağmur sebebiyle değil, o zamanlar Karadeniz ve Akdeniz'i birbirinden ayıran setin parçalanması sonucu deniz seviyesinin ani ve sıra dışı bir biçimde yükselmesiyle ortaya çıkmıştır. O dönemde, bu bariyerler ardında engellenen muazzam miktardaki su serbest kalmış ve karşı taraftaki karada kendisine, günümüzde İstanbul ve Çanakkale Boğazı olarak bilinen ve o günden bu yana Karadeniz'in sularının Akdeniz'e karıştığı bir pasaj açmıştı. (Büyük Tufan)
  • Bir şeyi biliyormuş gibi görünüyorsan, o şeyi gerçekten bilmek en iyisidir. (İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük)
  • Ölülerin ruhları kötüdür ve zevk aldıkları tek şey yaşayanlara zarar vermektir. (Ruhun Tehlikeleri ve Tabu)
  • ...bir kötülükten kurtulmakla bir iyilik elde etmek sadece bir ve aynı şeyin farklı yüzleridir... (Günah Keçisi)
  • “Her gün bazı erkekler, kadınlar ve çocuklar göğe tırmanırlar ve yeniden ağacın dallarını kullanarak geri inerlermiş. Bir gün yukarı doğru tırmanırlarken Kakan adlı yaşlı bir şahin bir çubuğu diğerinin üzerinde hızla döndürerek ateş yakmanın yolunu bulmuş. Fakat bu kuş ile beyaz bir şahinin arasındaki sürtüşmeden ötürü tüm bölgeyi ateş sarmış ve ne yazık ki çam ağacı yanmış; bu yüzden yukarı çıkan insanlar yeniden yeryüzüne dönememiş ve bu hadiseden sonra gökyüzünde kalmışlar. Yukarıda kalan insanların kafalarında, dirseklerinde, dizlerinde ve diğer eklem yerlerinde kristaller oluşmuş; geceleri bu kristaller parlıyormuş. Bu parıltılar aslında bizlerin yıldız olarak adlandırdığı şeylermiş.” (Ateşin Kökenine Dair Mitler)
  • "Koreliler ters giden her şeyi kötü ruhlara bağlarlar. Kötü talihin, devletteki suistimallerin, maddi şanssızlıkların, güç veya mevki kaybının ardında iblislerin kötülükleri yatar. Sadece güçlü bir iblis tarafından ele geçirilmiş olan ama onu istediği gibi çekip çevirerek kullanabilen Pan-su [Şaman] onlarla baş edebilir ve büyü ayinleriyle onları yok edebilir." (Günah Keçisi)
  • Başkalarını hakikaten aldatmak için kişinin evvela kendini aldatması, farz değilse de, gereklidir. (İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük)
  • Alaskalı Thlinkeet ya da Kolosh kızılderililerinde, bir kız kadınlık belirtisi gösterince küçük bir kulübeye kapatılırdı, küçük bir hava deliği dışında her yeri kapalıdır bunun. Bu karanlık ve pis yerde ateş yüzü görmeden, hareketsiz ve yapayalnız kalmak zorundaydı. Yiyeceği küçük bir pencereye konurdu... Kız bakışlarıyla gökyüzünü kirletmesin diye, uzun kulakları olan bir tür şapka giymek zorundadır. Çünkü güneşin onun üzerinde parıldamasının uygun olmadığı düşünülürdü. (Altın Dal 2)
  • Onlarla alay etmek, hayıflanmak ya da onlara nefret duymak yerine insanın davranışlarını anlamaya çalışmalıyız. ~ Spinoza (İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük)
  • İnsan mazinin bir parçasıdır ve belleği gecenin bir rüyasıdır. (Büyük Tufan)

Yorum Yaz