Politikada 45 Yıl - Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Politikada 45 Yıl kimin eseri? Politikada 45 Yıl kitabının yazarı kimdir? Politikada 45 Yıl konusu ve anafikri nedir? Politikada 45 Yıl kitabı ne anlatıyor? Politikada 45 Yıl kitabının yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu kimdir? İşte Politikada 45 Yıl kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Yayın Evi: İletişim Yayınları
İSBN: 9754705645
Sayfa Sayısı: 264
Politikada 45 Yıl Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Atatürk, Milli Şef, DP ve 27 Mayıs dönemlerinin İsmet Paşa portresi çevresinde değerlendirilmesi. Kendisi de aktif politikanın içinde bulunmuş olan yazar, Kurtuluş Savaşı'ndan sonraki iktidar mücadelesinin kurulmak istenen yeni düzeni hedeflerinden saptırdığını, özellikle Atatürk'ün ölümünden sonra onun devrimlerine ters düşüldüğünü ileri sürüyor.
Politikada 45 Yıl Alıntıları - Sözleri
- Şu politika hayatına ben nerelerden başlamış, nerelere düşmüştüm? Meğer, Atatürk devrinden arta kalmak ne uğursuz bir akıbetmiş!
- İsmet Paşa derin bir uykudan uyanır gibi oldu ve elini dizine vurup “Ah, Atatürk’ü çok vakitsiz kaybettik!” dedi. Gerek askeri, gerek siyasi kariyerinde Atatürk’ün liderliği altında vazife görmeye alışmış olmanın tabii neticesi saymak lazım gelirdi bu yalnızlık hissini.
- Lozan dönüşü, meclisteki muarızları tarafından uğradığı sataşmalardan birinde, iki elini kır düşmüş şakaklarına götürerek: «Ben bu saçları nerede ağarttım?» diye haykırdığı anda adeta gözlerim yaşarmıştı. Evet, daha yedi sekiz ay öncesine kadar bir ak tel bile gözükmeyen ve şimdi enikonu kırlaşmış şakakları İsmet Paşa'nın Sulh Konferansı'nda neler çektiğini apaçık belirtiyordu. Kaldı ki, birkaç gün önce aramızda geçen bir hasbıhalde, bana «Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi» deyişi de ayrıca içime işlemiş bulunuyordu.
- Ortadaki dava neydi? Ben neyi savunuyordum? Neye karşı cephe almıştım? Yaptığım şey, önce karar verdiğim gibi gerçekten bir fikir mücadelesi miydi? Evet, hiç şüphe yok, bir fikir, bir inanç mücadelesiydi ama, neden o fikirler, o inançlar zaman zaman bir takım kompleksler, tepkiler, içgüdüler ve hırslar halini alıyordu?
- "Atatürk'ü zamansız kaybettik."
- "Fikir çarpışmalarından hakikat şimşeğinin ışığı parlar"
- «Anayasayı ihlal etme», «antidemokratik kanunlar çıkarma», «insan haklarını çiğneme», «vatandaşları birbirine düşürme», «devleti mali iflasa, memleketi iktisadi buhrana sürükleme», «haksız iktisaplara yol açma»
Politikada 45 Yıl İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Atatürk’ün en yakınında bulunan gazetecisi ve politikacılardan bir tanesidir.Defaatle Atatürk tarafından övülmüştür.Politikada geçirdiği 45 yılı bir roman tadında aktarmıştır.Onun Atatürk’e ve devrimlerine olan bağlılığını anlatmaktadır.Kitap asıl İsmet İnönü üzerine kurgulanmıştır.Atatürk’le İsmet İnönü arasındaki bağı çözemediğini itiraf etmiş onların birbirlerini gerçekten sevip sevmediğini anlayamamıştır ve sanırım bu da siyasetin ta kendisidir.İsmet İnönü özellikle Atatürk ün vefatından sonra Yakup Kadrinin gözünde büyüttüğü İsmet İnönü değildir bunu değişik şekillerde tatbik etmiştir.İsmet İnönü ile başlayan savrulmanın temel değerlerde nasıl gedikler açtığını üzülerek istişare etmiştir ve Çok sevdiği evi gördüğü Halk fırkasından ayrılmakla sonlanan bir 45 yılı anlatmıştır. (Serkan mumcu)
Sıradan Olmayan: Büyük bir yaşam kalitesi diyebiliriz çünkü sıradan insanların hayal edemediği yaşamın özetlerini ayrıntılarıyla yaşayan biridir. Bu tartışmasız böyledir. Ender insanlar her zaman her konuda kendilerini belli ederler. Genel kültür araştırma kitaplarında ismi her zaman zikredilir. Bu vesile bir çok kitabını okudum ve bşr kaç kitabını da arkadaşlarıma hediye etmiştim. Tabi bu geçmişte kalan bir şey değil bugün yarın ve ileri ki yıllarda böyle devam edecek. Okuyacağım... (Muhammed Siyah)
Kitap cumhuriyetin ilk yıllarına şahitlik eden, Atatürk'ün en yakınındaki isimlerden Yakup Kadri nın siyaset anılarından oluşuyor. Okudukça görüyoruz ki son yüzyılda yaşadığımız sorunlar değişmemiş. Geçim derdi, yolsuzluk , siyasi kirlenmişlik... (Hidayet KARABAY)
Politikada 45 Yıl PDF indirme linki var mı?
Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Politikada 45 Yıl kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Politikada 45 Yıl PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kimdir?
27 Mart 1889´da Kahire´de doğdu. İlköğrenimine ailesiyle birlikte gittiği Manisa´da başladı. 1903´te İzmir İdadisi´ne girdi. Babasının ölümünden sonra annesiyle yine Mısır´a döndü, öğrenimini İskenderiye´deki bir Fransız okulunda tamamladı. 1908´de başladığı İstanbul Hukuk Mektebi´ni bitirmedi. 1909´da arkadaşı Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Âti topluluğuna katıldı. 1916´da tedavi olmak için gittiği İsviçre´de üç yıl kadar kaldı. Mütareke yıllarında İkdam gazetesindeki yazılarıyla Kurtuluş Savaşı´nı destekledi. 1921´de Ankara´ya çağrıldı ve bazı görevler verildi.
1923´te Mardin, 1931´de Manisa milletvekili oldu. Bir yandan da gazeteciliğini ve roman yazarlığını sürdürdü. Kadro Dergisi 1932´de Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Savunduğu bazı görüşler aşırı bulunduğu için Kadro dergisinin 1934´te yayımına son vermek zorunda kalmasından sonra Tiran elçiliğine atandı. Daha sonra 1935´te Prag, 1939´da La Haye, 1942´de Bern, 1949´da Tahran ve 1951´de yine Bern elçiliklerine getirildi. 27 Mayıs 1960´tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Siyasal hayatının son görevi 1961-1965 arasındaki Manisa milletvekilliği oldu. 13 Aralık 1974´te Ankara´da öldü.
Yazı Hayatı: Karaosmanoğlu yazarlığa Ümit, Servet-i Fünun, Resimli Kitap gibi dergilerde başladı. Fecr-i Âticiler´in `sanat şahsî ve muhteremdir` görüşünü paylaştığı ve `sanat için sanat` yaptığı bu ilk döneminde Nirvana adlı bir oyun, makaleler, denemeler, düzyazı şiirler ve öyküler yazdı. Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı sırasında ülkenin durumu, sanat anlayışını değiştirmesine yol açtı. Türk toplumunun çeşitli dönemlerdeki gerçekliğini sergilemek istediği için bir ikisi dışında eserlerinde belli tarihi dönemleri ele aldı. Kiralık Konak I. Dünya Savaşı öncesinin, Hüküm Gecesi II. Meşrutiyet´in, Sodom ve Gomore Mütareke döneminin, Yaban Kurtuluş Savaşı yıllarının, Ankara Cumhuriyet´in ilk on yılının, Bir Sürgün II. Abdülhamid döneminin işlendiği romanlardır. Panorama 1923-1952 yıllarını kapsar. Karaosmanoğlu 1920´lerden sonra iyimser bir devrimci görünümündeyken, sonra umutlarını yitirerek romancılığını devrimci yönde kullanmaktan vazgeçmiştir. 1955´ten sonra da anı kitaplarından başka bir şey yazmamıştır.Romanları arasında en ünlüleri Nur Baba, Kiralık Konak ve Yaban´dır. Nur Baba Nur Baba, Karaosmanoğlu´nun ilk romanıdır. 1922´de kitap olarak çıkmadan önce gazetede yayımlanmıştır. Ama yazılışı ondan sekiz dokuz yıl öncesine gider. O yıllar Karaosmanoğlu´nun Eski Yunan ve Latin edebiyatıyla ilgilendiği ve Çamlıca´daki bir Bektaşi tekkesine devam ettiği dönemdir. Nur Baba´yı Euripides´in Bakkhalar´ından esinlenerek ve tekkedeki gözlemlerine dayanarak yazmıştır.
Roman, öykü ve makaleleri ile Türk toplumunun Tanzimattan bu yana geçirdiği değişiklikleri anlatmış bir yazardır. Asıl ününü romanları ile sağlayan yazarın en ünlü romanları Nur Baba, Kiralık Konak ve Yaban'dır. Edebiyat yaşamının başında Fecr-i Ati edebiyat topluluğunun kurucu üyeleri arasında yer almış; daha sonra bireyci düşüncelerden uzaklaşarak toplumculuğu kabul etmiş bir yazar olarak değerlendirilir. Milli Mücadele yıllarında ve sonrasında etkin bir siyasal yaşam sürmüştür. Milli Mücadeleden itibaren Atatürkün yakın arkadaşları arasında yer almış; TBMM II., IV., XII. dönemlerde milletvekilliği yapmıştır. Kadro Dergisi'nin kurucularındandır. Dergi, devrin yöneticileri ile fikir ayrılığına düşüp Kemalizmi değiştirmekle suçlanarak kapanmasından sonra diplomat olarak yurtdışında çeşitli görevlerde bulunmuştur. Anadolu Ajansı'nın kurucularındandır, ömrünün son yıllarında ajansın yönetim kurulu başkanlığını yapmıştır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kitapları - Eserleri
- Yaban
- Kiralık Konak
- Sodom ve Gomore
- Ankara
- Atatürk
- Hep O Şarkı
- Nur Baba
- Vatan Yolunda
- Ergenekon 1 - Milli Mücadele Yazıları
- Hüküm Gecesi
- Gençlik ve Edebiyat Hatıraları
- Politikada 45 Yıl
- Panorama
- Milli Savaş Hikayeleri
- Tiyatro Eserleri
- Bir Serencam
- Ahmet Haşim
- Bir Sürgün
- Zoraki Diplomat
- Anamın Kitabı
- Hikâyeler
- Erenlerin Bağından
- İzmir'den Bursa'ya
- Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden
- Atatürkçülük Nedir
- Pasifik Seçme Öyküler Dizisi 4
- Okun Ucundan
- On Dördünde Bir Adam
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Alıntıları - Sözleri
- "...sevmek, daima sevmek!" diyordu."Sonuna kadar, her şeye rağmen, ezalar, cezalar, hummalar ve gözyaşları içinde ve hastalıklar ve ölümler önünde daima sevmek." (Kiralık Konak)
- Onun için insanlığın yegâne şiarı (işareti) yüksek bir edebî zevk sahibi olmaktı. (Ahmet Haşim)
- "Dakikalar birer altın külçesidir; ey fani! Her külçenin altınını sızdırmadan bırakma!" (Okun Ucundan)
- Bu kitabın neşrinden maksat, ne aleyhimizdekileri lehimize çevirmeye çalışmak, ne milletin kalbindeki gayz ve kini yeniden tutuşturmaktır; herkesten ziyade kendimizin habersiz olduğumuz Türk mazlumluğunun derecesi hakkında bizzat kendimizi aydınlatabilmektir. (İzmir'den Bursa'ya)
- Bütün hayatınız ne kadar değersiz, ne kadar yapma hummalar içinde yıpranıp gidiyor... (Bir Sürgün)
- Çünkü inanmak insanlar için ezeli bir ihtiyaçtır. (Bir Sürgün)
- Ben, ne zamanın insanıyım? (Hep O Şarkı)
- Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir. (Yaban)
- İşsiz ve yalnız saatleri o kadar çoktur ki bu küçük ayna için onun yegâne ve daimî bir meşgalesidir, diyebiliriz. (Hikâyeler)
- kırılıp dökülen benim gönlüm (Hep O Şarkı)
- Ağa Han’ın en büyük ve hatta başlıca gelir kaynağı gerilik ve cehalettir. Asya milletleri ve bunun en karanlık bir cüz’ü olan İsmaililer, Kemalist Türkiyesi’nin yaymaya çalıştığı aydınlıkla bir kere uyanıp gözlerini açtılar mı ve yılda bir kerre yarı Tanrı olarak tanıdıkları Ağa Han’ın ağır cüssesini çeken kantar ortadan kalktı mı, vay bizim milletler arası milyonerin haline!.. Artık ne birini bırakıp öbürünü aldığı genç matmazellerin boyunlarına sıra sıra inci gerdanlık takabilir, ne Cannes’teki, Nice’deki konaklarda yan gelip oturabilir. Geçmiş ola artık bu villaların, bu şatoların, bu konakların kapısında bekleyen “Rolls Roys”lara da. İşte, Ağa Han, Tahran’ın Pakistan Büyükelçisi Raca Gazanfer Han’la beraber Türkiye’de irticaı böyle bir akıbeti önlemek için istiyordu. Zira, hissediyor ve biliyordu ki, Kemalist inkılâpçılığı maddi ve manevi sömürgeciliğin sonu demektir. (Zoraki Diplomat)
- "Saatler, dakikalar bir türlü geçmesini bilmiyordu." (Panorama)
- Ona göre, sevgi öncesizdi, sevgi sonrasızdı (Ankara)
- Batan bir gemide bile,herkes kumanda mevkiini ele geçirmek istiyor. (Atatürk)
- “ Sevmek daima sevmek! Karşımızdakinden hiçbir şey beklemeksizin, daima kendimizden vermek, esef etmemek, pişman olmamak, sevmek, daima sevmek ! “ (Nur Baba)
- “Onlar gibi olmak, onlar gibi giyinmek, onlar gibi yiyip içmek, onlar gibi oturup kalkmak, onların diliyle konuşmak… Haydi bunların hepsini yapayım. Fakat, onlar gibi nasıl düşünebilirim? Nasıl onlar gibi hissedebilirim?” (Yaban)
- Gel, demek isterdim ona ; gel sevgilim , daha yakına . Kaç zamandır hasretinle yanıp tutuşmaktayım. (Hep O Şarkı)
- Her şey unutulup geçer diyenlere inanmayınız: Bizim şimdiki ruhumuz dünkü hâdisatın muhassalasıdır. (Bir Serencam)
- "İnsan, evet, insan;" diyordu, "ona ne oldu? Onu ne yaptılar? (Panorama)
- "Sevmeden sevilmek kadar büyük bir ruh işkencesi yoktur." (Hüküm Gecesi)