Oyunun Sonu - Julio Cortazar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Oyunun Sonu kimin eseri? Oyunun Sonu kitabının yazarı kimdir? Oyunun Sonu konusu ve anafikri nedir? Oyunun Sonu kitabı ne anlatıyor? Oyunun Sonu PDF indirme linki var mı? Oyunun Sonu kitabının yazarı Julio Cortazar kimdir? İşte Oyunun Sonu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Julio Cortazar
Çevirmen: Süleyman Doğru
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750739767
Sayfa Sayısı: 192
Oyunun Sonu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir işadamı, okuduğu romanın sonunda nasıl öldürüleceğinin anlatıldığını fark eder. Gittiği akvaryumda aksolotlları ziyaret eden bir adam, kendini bu hayvanlardan birine dönüşmüş bulur. Motosiklet kazası geçirmiş bir diğeriyse, bilincini yavaş yavaş yitirirken geçmiş bir uygarlık tarafından kurban edildiğini hayal eder. Hepsinin aklından geçen soru birbirine benzer gibidir: Gerçek olan nedir?
Cortázar, 20. yüzyıl sonu Latin Amerika edebiyatına damgasını vuran patlamanın fitilini ateşlemiş isimlerin başında gelir. Yazarlığı süresince benzer konulara dönmüş, benzer soruları farklı şekillerde soran yeni oyunlar ve bulmacalar hayal etmiş, her eserinde bu ipleri kopuk gerçekliğe yeni ayrıntılar eklemiştir. Cortázar'ın Bütün Öyküleri'nde yer alan Oyunun Sonu, 1956'da yayımlandığı orijinal haliyle Türkçede ilk kez okurlarla buluşuyor.
Oyunun Sonu Alıntıları - Sözleri
- Eğer hareketsiz kalırsak zaman daha az hissediliyor.
- Hafıza neyi tamamen saklaması gerektiğini biliyor.
- Zaman, oyun oynayan ve piyonları deviren bir çocuk.
- Tam olarak oydu, çiçek güzeldi, çok güzel bir çiçekti. Ve ben hükümlüydüm, bir gün sonsuza dek ölecektim. Çiçek çok güzeldi, geleceğin insanları için her zaman çiçekler olacaktı. Hiçlik birden kafama dank etti; huzur ve zincirin sonu zannettiğim şey aslında hiçlikti.
- Anla işte, içinde biraz serzeniş de barındırıyor, sen gidince kendimi sanki hüküm giymiş gibi hissediyorum, tüm nihai tercihlerim bana şehre bir yolculuğun cehennemin dibine yollayacağı bir hastalık hastalığının basit formları gibi görünüyor.
- "Bunu ifade edecek sözcük yok" dedi Somoza. "En azından bizimkiler yetmiyor."
- “Bir tarhın hemen kıyısındaydı, alelade bir sarı çiçek.Bir sigara yakmak için durmuştum, ve ona bakıp daldım.Sanki çiçek de bana bakıyormuş gibi geldi, şu temaslar, bazen olur ya…Bilirsiniz işte, herkes onları hisseder, şu güzellik dedikleri şey.Tam olarak oydu, çiçek güzeldi, çok güzel bir çiçekti.Ve ben hükümlüydüm, bit gün sonsuza dek ölecektim.Çiçek çok güzeldi, geleceğin insanları için her zaman çiçekler olacaktı.Hiçlik birden kafama dank etti; huzur ve zincirin sonu zannettiğim şey aslında hiçlikti.Ben ölecektim ve Luc çoktan ölmüştü, bizim gibi biri için bir daha asla çiçek olmayacaktı, hiçbir şey olmayacaktı ve hiçlik işte buydu, bir daha asla bir çiçek olmamasıydı.”
- Köşedeki fırıncı da pekâlâ Napeléon'un reenkarnasyonu olabilirdi, ama o bunu bilmeyecekti çünkü düzen bozulmamıştı, çünkü gerçeğiyle asla karşılaşmayacaktı, özellikle de bir otobüste; ama bir şekilde bu hakikatin farkına varırsa, tekrarladığını ve Napeléon'un tekrarı olduğunu, bulaşıkçılıktan Montparnasse'taki iyi bir fırının sahipliğine geçmekle, Korsika'dan Fransa tahtına atlamanın özünde aynı şey olduğunu anlayabilecekti ve hayatının hikâyesini yavaşça eşeleyerek Mısır Seferi'ne, konsolosluğa, Austerlitz'e ilişkin anları bulacaktı, hatta fırınının başına birkaç yıl içinde bir şey geleceğini fark edecek ve son günlerini belki de altıncı kattaki küçük bir apartman dairesinde, yani kendi Saint Helena Adası'nda geçirecekti ve o da yenilmiş olacaktı, onun da etrafı yalnızlık sularıyla çevrili olacaktı ve o da kartalların uçuşunu andıran fırınıyla gurur duyacaktı.
- Her arkelog keşfedip gün yüzüne çıkardığı geçmişle bir ölçüde özdeşleşir. Bu gerçeğin ışığında, o eski izlerden biriyle fazlaca haşır neşir olmak insanı yabancılaştırabilir, zaman ve mekan algısını değiştirebilir ve içinden geçerek diğer tarafa ulaşılan bir gedik açabilir...
- ...kitlesel övgüye katkı sağlarkenki sakinliği görülmeye değerdi.
- Lanet olası kış geceleri ne kadar da uzun, yoksulun umutlu bekleyişinden bile daha uzunlar
- Yaptıkları müzik o kadar kötüydü ki, kulaklarımın ızdırabı ne fikirlerimi ne de reflekslerimi koordine etmeme izin veriyordu.
- Kendimizi adına hatıra dediğimiz o yokluklar tarafından ayartılmaya bıraktığımız ve sonu gelmez onca boşluğu sözcükler ve imgelerle yamamak gereken nostalji saatinde onu hatırlaman, son derece doğaldı.
- Hiçlik birden kafama dank etti; huzur ve zincirin sonu zannettiğim şey aslında hiçlikti.
Oyunun Sonu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
OYUNUN SONU: Bu derece keyif alacağımı düşünmemiştim. İlk bölümü okuyunca bu adam değişik yazıyor bir hikmet var demiştim. Sanırım bütün kitaplarını okuyacağım. Çok farklı bir tarzı ve heyecanı sürekli diri tutan her bölümde şaşırtıcı bir şey sunan harika bir kitap. Hikayeler birbirinden güzel, ne gerçek ne gerçek değil yer yer karıştırdığımı düşünüyorum. Ama güzel be insan şaşırıyor bu kadar kısa sürede olay nasıl böyle oluyor mükemmel yazıyor bu adam . (ali güven)
OYUNUN SONU: Kitabı okumaya başlamadan önce beni değişik bir tarzını beklediğini biliyordum. Fakat okumaya başladığım anda beklediğimden ne kadar farklı olduğunu hissettim. Kitabın içinde resmen kayboluyorsunuz. Bir cümle nerede başladı nerede bitti anlamak çok çok zor. Hikaye nasıl başlamıştı ve ben şu an ne okuyorum diye sıkça düşünmenize sebep oluyor. Sevdim. Farklı bir bakış açısı kattığı kesin. Bu kitabı okumaya başlamadan önce ona hazır olmanız çok önemli. (Sevda B.)
Cortazar’ın okuduğum ilk kitabı. İlk öyküyü okuduğumda ne okudum şimdi ben dedim. Diğer okuduğum yazarlara benzemiyor ama alışınca da akıp gidiyor. Kitaptan sevdiğim bir alıntıyla yazımı sonlandırıyorum. “İnsan seninle konuşurken aynı zamanda yalnızmış gibi hissediyor, belki de bu yüzden insan seninle şimdi benim yaptığım gibi konuşuyor.” (Ayşe Kızılok)
Oyunun Sonu PDF indirme linki var mı?
Julio Cortazar - Oyunun Sonu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Oyunun Sonu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Julio Cortazar Kimdir?
1914’te Brüksel’de doğdu. Arjantin’de öğrenim gördükten sonra, öğretmenlik ve çevirmenlik yaptığı sıralar, Perón hükümetinin uygulamalarından duyduğu düş kırıklığıyla ülkesini terk ederek Paris’e yerleşti. 1981’de Fransız uyruğuna geçti, ama Arjantin yurttaşlığından da ayrılmadı. 1950’li yıllarda yayımlanan Hayvan Öyküleri, Oyunun Sonu ve Gizli Silahlar adlı öykü kitaplarını 1963’te yayımlanan Seksek adlı romanı izledi. Bugün yazarın başyapıtı sayılan Seksek, geleneksel romanın olay örgüsünü altüst eden, belirli bir sona bağlanmayan açık uçlu bir romandı. Cortázar’ın öteki önemli yapıtları arasında Manuel’in Kitabı ve Mırıldandığım Öyküler sayılabilir. Edgar Allan Poe’nun yapıtlarını İspanyolcaya kazandıran Cortázar, son yıllarında kendini insan hakları davasına adadı ve UNESCO’da çalıştı. 1984’te Paris’te öldü.
Julio Cortazar Kitapları - Eserleri
- Seksek
- Cinayeti Gördüm
- Mırıldandığım Öyküler
- Hayvan Hikayeleri
- Ötekinin Rüyası
- Ayak İzlerinde Adımlar
- Oyunun Sonu
- Andres Fava'nın Güncesi
- Gözlemevi
- Sınav
- Buluşma
- Lucas Diye Biri
- Edebiyat Dersleri
- Bir Sarı Çiçek
- Takipçi
- Kendime Anlattığım Hikayeler
- 62 Maket Seti
- Son Raunt
- Kafa Ütüleyicinin Laklakıyatı
- Güney Otoyolu
- Borulardaki Ayı
- Açıklayıcı Bilgiler El Kitabı
Julio Cortazar Alıntıları - Sözleri
- "Bir öbeğin kıyısındaydı, sıradan bir sarı çiçek. Sigara yakmak için durmuştum, dalgın dalgın çiçeğe baktım. Sanki çiçek de bana bakıyordu, bilirsin ya, bu tür iletişimler ara sıra... Biliyorsun ne demek istediğimi, herkeste olur bu duygu, hani güzellik dedikleri şey. Hepsi buydu: çiçek güzeldi, çok güzel bir çiçekti. Ve ben lanetlemiştim." (Bir Sarı Çiçek)
- İnsanlar o kadar cahil ve gözleri o kadar üzerimizde ki.. (Hayvan Hikayeleri)
- Dédée neskafe hazırlayacağını söyledi. En azından neskafe olmasına sevindim. Neskafesi olan birinin henüz dibe vurmadığını biliyordum; hâlâ dayanacak gücü var demekti. (Takipçi)
- Şiddete topyekün karşı olmak kolay bir şey ama sıklıkla hiç düşünülmeyen bir şey var o da bu şiddete nasıl gelindiği, onu tetikleyen sürecin nasıl başladığı. (Edebiyat Dersleri)
- Birbirimizi aramaksızın yürüdük. Ama birbirimizi bulmak için yürüdüğümüzün farkındaydık. (Buluşma)
- artık affın hiçbir değeri yok... İnsan hala biraz sevdiklerini affeder... (Ötekinin Rüyası)
- Ne yazık ki kısa bir süre sonra üçünden biri geleneksel davranacak, söylenmesi gereken şeyi söyleyecek, o yapay salaklığa saplanacak, terk edecek veya dönecek veya bir hata yapacak veya ağlayacak veya kendini öldürecek veya kendini feda edecek veya kendini idare edecek veya başka birine âşık olacak veya ona Guggenheim bursu verecekler, o büyük rutinin kıvrımlarından herhangi biri... (62 Maket Seti)
- Her eleştiri, tat olarak ısırmanın ve çiğnemenin lezzeti olarak başlamış bir şeyin hüzünlü sonudur. (Takipçi)
- .. öykü yazmaktan başka çarem kalmadığında .... Adolfo Bioy Casares olmak isterdim. (Kendime Anlattığım Hikayeler)
- İnsani varlıklar olarak temel görevimizin analiz etmek, yeri geldiğinde eleştirmek ve gerçekten gerekliyse yıkmak olan şeyleri hangi noktaya kadar kabullendiğimizi fark etmek için, işlemekte olan bir toplumu (bu kötü olduğu anlamına gelmiyor) biraz gözlemlemek yeterlidir. (Edebiyat Dersleri)
- “Söylenmesi gereken sözün gerisi hep bir buluttur.” (Cinayeti Gördüm)
- Başta Arjantin olmak üzere İspanyolca konuşulan bazı ülkelerde, gündelik dilde kullanılan ağabey, dostum, bilader, kardeşim anlamlarına gelebilecek hitap sözcüğü. Zaman içinde Arjantinlilerle özdeşleştirilen ifade, Küba devrimi sırasında birlikte mücadele ettiği arkadaşları tarafından Ernesto Guevara’ya verilmiş ve sonrasında kendisi Che olarak anılmıştır. (Buluşma)
- Plan yapmak biraz da yazgıya karşı çıkmaktır. (Sınav)
- Tanrım, ne işkenceydi o, demek istediğim, kızın yüzüne bakamıyorsun, o da seninle alay ediyor (Cinayeti Gördüm)
- “Benden bir şey isteyecekseniz tatlılıkla isteyin.” (Cinayeti Gördüm)
- O mavi gözlerin gerisinde daha başka şeyler var, sözcüklerin, iniltilerin ve suskuların derinliklerinde başka bir ülke doğuyor, başka bir Alana soluk alıyor. (Mırıldandığım Öyküler)
- Ne var ki onunla konuşmakta gitgide daha güçlük çeker oldum, çünkü hep...ağlayacak gibiydi (Cinayeti Gördüm)
- Bu benim için baş döndürücü bir uçurum gibidir gölge öğüten değirmen bir iyiliğin katlanılmaz taşkınlığı beni içine tıkabileceğiniz ve sizlere huzur içinde dönüp bakabileceğim de tek bir ıssız ada kaldı nede adı çıkmış bir Koruluk ey ahalili dikenli yerküre sorarım sana tek boynuzlu at olmak suç mu? (Kafa Ütüleyicinin Laklakıyatı)
- Müziğimi çalıyorum ve kendi Tanrımı yaratıyorum. (Takipçi)
- Günün birinde burada ölecektik. Bilmediğimiz uzak akrabalar mirasımıza konacak (Cinayeti Gördüm)