Ortaçağ'ı Düşlemek - Umberto Eco Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ortaçağ'ı Düşlemek kimin eseri? Ortaçağ'ı Düşlemek kitabının yazarı kimdir? Ortaçağ'ı Düşlemek konusu ve anafikri nedir? Ortaçağ'ı Düşlemek kitabı ne anlatıyor? Ortaçağ'ı Düşlemek kitabının yazarı Umberto Eco kimdir? İşte Ortaçağ'ı Düşlemek kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Umberto Eco
Çevirmen: Şadan Karadeniz
Orijinal Adı: Travels in Hyperreality, Sette anni di desiderio, Sugli specchi e altri saggi
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750732768
Sayfa Sayısı: 160
Ortaçağ'ı Düşlemek Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu yapıt, Umberto Eco'nun, "Sette Anni di Desiderio, Sugli Specchi, Travels in Hyperreality" adlı yapıtlarından seçmelerle oluşturulmuş küçük bir derlemedir. Yazıların seçiminde, gerek tür, gerek konu bakımından çeşitliliği gözetmeye çalıştım: Güncel konular üstüne yazılar, sözcüğün tam anlamıyla denemeler, giderek felsefi boyutlara varan denemeler, incelemeler. Ancak, bir güncel olayı, örneğin bir resim sergisini ya da basında yayımlanmış bir fotoğrafı ele aldığında da, belli bir izlek üstüne bir deneme ya da inceleme yazdığında da, Umberto Eco, konusuna hep derin düzlemde -kuşkusuz, her şeyden önce bir göstergebilimci olarak- yaklaşır. Ne var ki, Eco'nun sağlam mantığı, yüksek düzeyde, ama açık seçik dilli, özellikle de o kaçınılmaz kendine özgü mizahı, okuyucunun, göstergebilimci olmaksızın da, onun en üst-düzey yapıtlarını bile, kuşkusuz payına düşen çabayı da göstermesi koşuluyla, haz duyarak okuyabileceği kanısındayım.
-Şadan Karadeniz-
Ortaçağ'ı Düşlemek Alıntıları - Sözleri
- İnsan geçmişi silemez.
- Törensel ilkelerin çiğnenmesinin tadına varılabilmesi için tam bir yıl süreyle törene uyulması gerekir.
- Ne yani böylesi korkunç bir dünyanın bir de cehennemi mi var?
- Çinlilerin, birini lanetlemek için dedikleri gibi: “İlginç bir dönemde yaşayasın.”
- Ne yani böylesi korkunç bir dünyanın, birde cehennemi mi var ?
- Uçsuz bucaksız teknolojik gelişim, bozulmalara, kötü işleyişlere yol açmaktadır; sınırsızca genişleyen beslenme sanayii, zehirli ve karsinojenik besinlerin üretimine dönüşmüştür. Teknoloji toplumu da, kullanılmış, işe yaramaz nesneler toplumuna dönüşme eğilimindedir. Öte yandan, kırsal bölgelerde ormansızlaştırmaya, ekip biçmekten vazgeçilmesine, hava, su ve bitki kirliliğine, hayvan türlerinin tükenişine vb. tanık oluyoruz.
- “Aynaların büyüsü, genişleyebilirliği ile araya girebilirliğinin yalnızca dünyaya daha iyi bakmamıza değil, kendimizi başkalarının gördükleri gibi görmemize olanak vermeleridir.”
- "Ne yani böylesi korkunç bir dünyanın bir de cehennemi mi var?"
- "Ne yani ; böylesi korkunç bir dünyanın,bir de cehennemi mi var?"
- Bugün hâlâ Ortaçağ teknolojisinin bayrağı altında yaşıyoruz. Örneğin, mekanik dokuma tezgahları, buhar makineleri kadar önemli olan gözlük, bir Ortaçağ buluşuydu.
- Kimi zaman beş yılda olup bitenler eskiden beş yüz yılda olanlarla denk düşmektedir.
- Ne yani böylesi korkunç bir dünyanın bir de cehennemi mi var?
- “Bu yüzden, bana öyle geliyor ki, dram, yalnızca geçmişin geri getirilemezliği değil, geçmişin silinmesini düşünmenin olanaksız görünmesidir.”
- Ütopyaların dramı burada: Dünyayı değiştirmenin yollarını önerirken, dünya çoktan değişmiş, değişim kuralları önemli bir değişikliğe uğramıştır.
Ortaçağ'ı Düşlemek İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yazarın ismini fazlasıyla duyduğum için, rafta görünce bu kitabını alayım dedim. En azından fikir sahibi olmak adına. Sanırım kendisi çok bilgili bir yazar. Ancak, düşüncelerini anlatırken, sürekli başka bir kitaba, yazara, düşünceye, atıfta bulunuyor. Sokakta yürürken görüp nasılsın deseniz. Cümleye Platon'a göre diye başlar muhtemelen, bilmek güzel ama bildiğini göstermek işi biraz zorlaştırıyor. Okumakta zorlandığım kitapların başında gelen kitap oldu. Herhangi bir sanat eleştirmeni vs değilseniz ve bu kitap ödev olarak verilmemişse, kahvemi yapıp kitabımı da alıp keyifli bir akşam geçireyim deyip elinize bu kitabı alırsanız. Keyfiniz kaçar. Evet bence öyle.. (Kepilleus)
Yazarı daha yeni keşfetmemin mutsuzluğunu yaşıyorum ortaçağ tespitleri muhteşem ve insanlığın hala aslında aynı yerde olduğunu görüyorsunuz. Eco fenomenleri çok farklı açılardan yorumluyor. okurken anlamak gerekiyor. (finifugal)
Eco okumak, hem zordur hem zevkli... Hem bilgiyle dolarsınız hem beyninizin yandığını hissedersiniz. Tüm eserlerinde inanılmaz bir bilgi birikimi var. Denemelerinde okuduğunuzun hepsini anlamanız için onun kadar bilgi sahibi olmanız gerekir. Ya da önünüzde Google bir yandan okur; bir yandan bahsettiği yazar kim, bahsettiği eser ne hakkında diye İnternete bakarsınız. Yine de anlamadığınız anlam veremediğiniz paragraf veya cümlelerin çok olması son derece doğaldır. Bu sadece denemeleri için geçerli değil, mesela Faucoult sarkacı romanını yazarken iki bin kitabı incelemiş... Yürüyen İskenderiye kütüphanesi gibiymiş sanki... Bu yüzden eserleri belli periyotlarla tekrar tekrar okunası bir yazar, çünkü siz biriktirdikçe bir sonraki okuduğunuzda daha farklı haz ve tat bırakacaktır belleğinizde... Şimdi okuyacağınız satırları kitaplarını Can yayınları için çeviren Şadan Kalkavan yazmış. Bu yapıt, Umberto Eco'nun, "sette anni di desiderio, sugli specchi, travels in hyperreality" adlı yapıtlarından seçmelerle oluşturulmuş küçük bir derlemedir. yazıların seçiminde, gerek tür, gerek konu bakımından çeşitliliği gözetmeye çalıştım: güncel konular üstüne yazılar, sözcüğün tam anlamıyla denemeler, giderek felsefi boyutlara varan denemeler, incelemeler. Ancak, bir güncel olayı, örneğin bir resim sergisini ya da basında yayımlanmış bir fotoğrafı ele aldığında da, belli bir izlek üstüne bir deneme ya da inceleme yazdığında da, umberto eco, konusuna hep derin düzlemde -kuşkusuz- her şeyden önce bir göstergebilimci olarak yaklaşır. Ne var ki, eco'nun sağlam mantığı, yüksek düzeyde, ama açık seçik dilli, özellikle de o kaçınılmaz kendine özgü mizahı, okuyucunun, göstergebilimci olmaksızın da, onun en üst-düzey yapıtlarını bile, kuşkusuz payına düşen çabayı da göstermesi koşuluyla, haz duyarak okuyabileceği kanısındayım. (Betül)
Ortaçağ'ı Düşlemek PDF indirme linki var mı?
Umberto Eco - Ortaçağ'ı Düşlemek kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ortaçağ'ı Düşlemek PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Umberto Eco Kimdir?
Umberto Eco (d. 5 Ocak 1932, Alessandria), İtalyan bilim adamı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. Takma ismi Dedalus'tur.
Dünya kamuoyunun gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla giren İtalyan yazar, aynı zamanda Orta Çağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarındandır. Eco, 1971'den bu yana Bologna Üniversitesi'nde profesör olarak çalışmaktadır ve yapısalcılık sonrası göstergebilim gelişmelerine önemli katkılarıyla tanınmaktadır. Eco, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Thomasçılık akımı ve bu akımın estetik anlayışı üzerine yaptı. Tarihçi, filozof, Orta Çağ uzmanı, James Joyce üzerine derin araştırmalar yapmış bir yazar. Yazarın ilk romanı Gülün Adı 1980'de yayımlandı. 1962'de Torino Üniversitesi'nde doçent, 1969'da ise Floransa Üniversitesi'nde görsel iletişim dalında profesör oldu. 1971'de Bologna Üniversitesi'ne geçti ve 1975 yılında bu üniversitenin Gösteri ve İletişim Bilimleri Enstitüsü'nün başına getirildi.
Eco'nun çalışmaları 1960'ların ortasından itibaren avantgarde yapıtlara, kitle kültürüne yönelmiştir. Son dönemlerde ise, güncel olay ve olguları da ele alan çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar arasında edebiyat eleştirileri, tarih ve iletişim yazıları önemli bir yer tutmaktadır. Eco özellikle tarih bilgisiyle süslediği eserlerinde tam bir ustalık gösterir. Özellikle Baudolino adlı eserinde Bizans ve IV. Haçlı Seferi hakkındaki anlatılar sürükleyicidir.
Roland Barthes'tan sonra, "ayrıntıların anlamı" ya da "ayrıntıların sosyolojisi" adı verilen bir anlayışın önemli köşe taşlarından birisi olan Umberto Eco'nun pek çok eseri Türkiye'de yayınlandı.
Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 2., 2008 yılında 14. sırada yer almıştır.
Umberto Eco Kitapları - Eserleri
- Gülün Adı
- Foucault Sarkacı
- Sıfır Sayı
- Prag Mezarlığı
- Baudolino
- Beş Ahlak Yazısı
- Tez Nasıl Yazılır?
- Yanlış Okumalar
- Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın
- Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti
- Önceki Günün Adası
- Yorum ve Aşırı Yorum
- Somon Balığıyla Yolculuk
- Ortaçağ'ı Düşlemek
- Cecü'nün Yer Cüceleri
- Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi
- Günlük Yaşamdan Sanata
- Düşman Yaratmak
- Genç Bir Romancının İtirafları
- Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik
- Çirkinliğin Tarihi
- Ortaçağ 1
- Güzelliğin Tarihi
- Felsefe Tarihi-1
- Budalalıktan Deliliğe
- Antik Yunan
- Açık Yapıt
- Edebiyata Dair
- Ortaçağ 2
- Antik Yakındoğu
- Efsanevi Yerlerin Tarihi
- Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı
- Popüler Roman Kahramanları
- Ortaçağ 4
- İnanç ya da İnançsızlık
- Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri
- Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm
- Nişanlılar
- Ortaçağ 3
- Mimarlık Göstergebilimi
- Esperanto ve Çokdilli Bir Gelecek
- 16. Yüzyıl Rönesans Çağı
- Antik Roma
- Ertelenmiş Kıyamet
- Alımlama Göstergebilimi
- Felsefe Tarihi 3
- Bitkisel Hafıza ve Bibliyofili Üzerine Diğer Yazılar
- Esselər
- Experiences in Translation
- Turning Back the Clock
- Zamanların Sonu Üstüne Söyleşiler
Umberto Eco Alıntıları - Sözleri
- Kendisi gibi zorbalara yardım ediyor, her türlü suçu işliyordu ve bütün bu kötülükleri de kendi zevki için yapıyordu. Size hangi kötülükleri, ne şekilde ve kaç kez yaptığını tam olarak söylemem olanaksız, ama onun nasıl biri olduğunu bugünkü koşullarda soyleyecek olursak, yasadışı örgütlerle uyuşturucu ticareti yapan ve gizli baskınlar düzenleyerek soygunlara karışanı biri olduğunu varsayabiliriz. Ve ayrıca, hakimleri ve devlet çalışanlarını satın aldığından (ki o zamanlar yolsuzluklar almış başını gidiyordu) hiç kimse onu hapse atmayı başaramıyordu. Onu tanımanız için yeterince açıklayıcı oldu mu? (Nişanlılar)
- “Nesnenin güzelliğini belirleyen şey, bilen öznedir.” (Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik)
- "İlk romanımı yazdığım sırada birkaç şey öğrendim. İlki şu: "İlham", sanatsal açıdan saygın görünebilmek için hilebaz yazarların başvurduğu kötü bir kelimedir.Eski bir söz vardır,dehanın yüzde onu ilham,yüzde doksanı terdir,der.Fransız şair Lamartine'in en iyi şiirlerinden birini nasıl yazdığından sıkça söz ettiği söylenir: Bir gece ormanda gezinirken şiirin ani bir ilhamla, aklına eksiksiz geldiğini öne sürermiş.Ölümünden sonra çalışma odasında o şiirin pek çok versiyonunu bulmuşlar,yıllar boyu yazıp yazıp düzeltmiş şiirini. (Genç Bir Romancının İtirafları)
- Hakiki bir şeylerin varlığına olan inanç, insanoğlunun hayatta kalması açısından elzemdir. Eğer birileri bizimle konuşurken doğru veya yanlış konuştuklarından emin olmasak, ortak hayat mümkün olmazdı. Bir kutunun üzerinde "Aspirin" yazıyorsa, striknin içermeyeceğinden de emin olamazdık. (Düşman Yaratmak)
- Bir yapıt, yapıt olarak kaldığı sürece açık bir yapıttır, bunun ötesinde açıklık yalnızca gürültü olur. (Açık Yapıt)
- Sıradan insan, öğrenmeyi reddeder fakat oğlunu okutmaya kararlıdır. (Yanlış Okumalar)
- Ancak modern dünyanın kastettiği anlamda Avrupa’dan söz edebilmek için, Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasını ve Romalı barbar krallıkların doğuşunu beklemek gerekecektir. (Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı)
- Kitle insanının başlıca özelliği bilme aşkıdır,bilgiye düşkünlüğüdür. (Yanlış Okumalar)
- Derin bir üzüntü yaşadığınız bir sırada, bir komedi filmi gördüyseniz, kişinin böyle bir durumda eğlenmesinin çok güç olduğunu bilirsiniz; bununla da kalmaz, aynı filmi yıllar sonra yeniden görüp, gene gülmeyebilirsiniz, çünkü her görüntü size ilk deneyiminizdeki üzüntüyü anımsatacaktır. (Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti)
- Aristoteles'e göre hem bireyin hem de şehrin en üstün iyiliği mutluluktur (eudaimonia), mutluluk da insanın kendine özgü yetenekleri mümkün olabilecek en iyi şekilde icra etmesi, yani erdem (aretē) veya mükemmelliktir. İnsan sadece zihne (dianoia) değil, en iyi şekilde uygulanmaya alışılınca karakteri (ēthos) oluşturan yeteneklere de sahip olduğundan, erdemleri zihinsel (zihnin mükemmelliği) ve ahlakidir (karakterin mükemmelliği). (Felsefe Tarihi-1)
- Bu profesyonel çevre kısa süre içinde yeni bir klasisizm akımını teşvik eden elit kültüre dönüşür. XIII ile XIV. yüzyıllar arasında İtalya'nın tamamında rastlanan bu türden sayısız örnek arasında Friedrich döneminde Sicilya'da Pier delle Vigne (1190-1249), Napoli'de Paolo da Perugia (?-1348), Roma'da Landolfo (1250-1331) ve Giovanni Colonna (1298-1343), Toscana'da da Geri d'Arezzo (1270-1339) yer alır. Ancak klasik yazarların yeniden rağbet gördüğünün en önemli göstergeleri, özellikle Alp Dağ larının kuzeyindeki kültürle doğrudan temasla, saygın üniversiteler(Bologna ve Padova) ve zengin kitap koleksiyonlarının (Verona Din Meclis Kütüphanesi ile Pomposa Manastır Kütüphanesi) katkısıyla giderek canlanan Lombardiya-Veneto bölgelerindeki şehir devletlerinde görülür. Özellikle Padova, hakim Lovato Lovati (1241 -1309) ile çevresinin antikçağ ve filoloji alanlarında yürüttüğü araştırmaları temel alan ve hümanizm belirtileri göstermeye başlayan bir estetiğin yayıldığı bir merkez haline gelir. Kısaca antikçağ tutkusu olarak tanımlanabilecek rotayı Lovato belirler; bu sürece unutulmuş metinlerin yeniden keşfe dilip uyarlanması da (Catullus, Lucretius, Martialis, Propertius, Tibullus, Valerius Flaccus'un eserleri, Livius'un IV. kitabı, Horatius'un Carmina'si [Şiirler), Ovidius'un Ibis'i, Seneca'nın trajedileri, Statius'un Silvae eseri), Titus Livius'un kitabesinin ve Padova'nın efsanevi kurucusu Antenor'un mezarının günışığına çıkarılıp gerçekliğinin ka nıtlanması da dahildir. Böylece klasik yazarların taklidi yoluyla, Latin şiirinin yerel dillerdeki şiire üstünlük sağlaması amaçlanır. (Ortaçağ 3)
- ... fiziksel anlamda anı, bir kayıttır, düzeni korunan, deyim yerindeyse dondurulmuş bir organizasyondur. (Açık Yapıt)
- ''...herkesin ödün vermeksizin bize asla bakmamaya ve yokmuşuz gibi davranmaya karar verdikleri bir cemaatte yaşasak ya ölür ya da çıldırırdık.'' (Beş Ahlak Yazısı)
- Vanitas vanitatum .. dixit Eccelesiastes . Vanitas vanitatum et omnia vanitas (Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm)
- Hayvanlar kurtarılmaya değsin diye onları insansılaştırıyor, oyuncaklaştırıyoruz. Kural olarak yabanıl ve etobur olsalar bile, hayatta kalmaları gerektiğini kimse söylemiyor. Hayır, onları sarılabilinir, gülünç, iyi huylu, uysal, bilge ve terbiyeli yaparak saygınlık kazandırıyoruz. (Somon Balığıyla Yolculuk)
- Sık sık, kitaplarımın olduğu bir odaya girer ve onlara sadece bakarım, tekine bile dokunmadan. Ne olduğunu ifade edemeyeceğim bir şey geçer bana. Hem kafa karıştırıcı hem de iç rahatlatıcı bir durumdur. (Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın)
- Günün birinde herkes bir gezegenden ötekine yolculuk yapabilsin diye yıldızları fethetmek istiyorlarmış; çünkü Dünya artık çok sıkışık bir yer haline gelmiş ve kalabalık gitgide artıyormuş. (Cecü'nün Yer Cüceleri)
- "Savaş patlamak üzereydi ,bu durumda pencereyi karartıp radyoya yapışmak mı gerekiyordu ??? ... "Radyonun sesini kıs lütfen yüreğimin atışını duymak istersen " (Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi)
- çünkü her gerçek her kulağa göre değildir (Gülün Adı)
- Gerçekten de, unutmanın iyi olacağı bir şeyin üstünde gereğinden çok düşünüp durmaktansa, elinden gelirse unutmak en iyisi. (Gülün Adı)