diorex
sampiyon

Ölüm Son Değil - Ahmet Deniz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ölüm Son Değil kimin eseri? Ölüm Son Değil kitabının yazarı kimdir? Ölüm Son Değil konusu ve anafikri nedir? Ölüm Son Değil kitabı ne anlatıyor? Ölüm Son Değil PDF indirme linki var mı? Ölüm Son Değil kitabının yazarı Ahmet Deniz kimdir? İşte Ölüm Son Değil kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 07.07.2022 03:00
Ölüm Son Değil - Ahmet Deniz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Deniz

Yayın Evi: Aziz Andaç Yayınları

İSBN: 9789759855499

Sayfa Sayısı: 142

Ölüm Son Değil Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnsanlardan öylesi vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada ver!" der. Onun ahirette bir nasibi yoktur. Onlardan öylesi de vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru." der.

İşte onlara kazandıklarından bir nasip vardır. Allah hesabı pek çabuk görendir.

-Bakara Suresi, Ayet 200 202-

(Kitabın İçinden)

Ölüm Son Değil Alıntıları - Sözleri

  • Üstâd Bediüzzaman: " Âlemde çok görüyoruz ki: Zâlim, günahkâr, gaddar insanlar gayet refah ve rahat içinde, mazlum ve dindar insanlar gayet zahmet ve zillet içinde ömür geçiriyorlar. Sonra ölüm gelip, ikisini de eşit kılıyor." diyor. İyi ki var ölüm! Mazlumlar sevinmeli ölüm var diye... Çünkü şu gök kubbe altında zalimlerle eşitlendikleri tek zemin o...
  • Acziyet, şefkatle tutar elimizden getirir bizi kabrin başına. Biz vermeyiz, o sıyrılır gider kollarımızdan kara toprağın bağrına. Sonra dizde derman tükenir, usulca ilişiriz taze açılmış çukurun başına. Topraktan yükselen buğudan sanırız yanması ciğerimizin. Oysa toprak değil, acziyettir ciğerimizi yakan o ânda...
  • "Ne fayda ki zamanımızda insan, kendine mezar hazırlar da, kendini mezara hazırlamaz."
  • Hastaların ruhî yapılarına, yaşlarına, inançlarına ve kendilerini hayata bağlayan şeylere olan tutkunluk derecesine göre, ölüme karşı tutumları farklılık arz ediyor. Özellikle de dinî inancın hastaların ölüm karşısındaki çaresizliği yaşarken verdikleri tepkiler üzerindeki rolü büyük..
  • Çünkü ölümü kabullenmek, hayata ve geleceğe olan inancını yitirmektir. Ölümü kabullenmek, uğruna ömrünü verdiği kazanımların mutlak sahibi iken, bekçiliğe razı olmaktır.
  • Yaşam ve ölüm, insan zihnine doğru tanımına kavuşmalı. Çünkü varoluşun hikmetine ermek, buna bağlı...
  • İnancı güçlü Müslümanlar, hayatı, gelmek dönmek türünden bir eylem gibi değerlendirirler ve hayatla ölümün bağını, Kur'an-ı Kerim'deki şu kısacık ayet ile kurarlar. Biz Allah'a aitiz ve şüphesiz O'na döneceğiz (Bakara Suresi, ayet 156)
  • Biz isteriz ki ölüm izin istesin bizden. Zamanı istediğimiz yerden bölsün, düğümü attığımız yerden çözsün...
  • Niyedir bu suskunluk ? Kabulden mi? Değil... Sadece kayıtsızlıktan. Görünürde bir kabul varsa, kayıtsızlığı sürdürebilmek içindir. Çünkü pervasızca yaşamanın yolu kayıtsızlıktan geçer...
  • Hedefine ulaşamadığında ise hırsın pençesine yakalanıyor. Hırs da genellikle kin, haset, nefret gibi, iyilikten uzak duygulardan alıyor enerjisini. Bu nedenle, hırsın arı duru kalması çoğunlukla mümkün olmuyor ve hedefe yürürken öyküsünü kirletiyor insan.
  • ... An gelip çattığında, göğün gürlemesini yüreğinde hisseder kişi. Ve dehşetle farkeder, hep dağların ardına düşen yıldırımın bu kez oraya düşmediğini... Yaman bir vurgundur bu.

Ölüm Son Değil İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İman etmisseniz, ölümün, gelmek dönmek türünden bir olgu olduğunu bilirsiniz.Degilse, ölüm karşısında suclayacaginiz bir muhatabınız da zaten yok demektir.Ne olursa olsun"hep mis kokuludur hayat" (AtillaKağan)

Ölüm Son Değil adlı eser bize ölümün gerçekliğini, yakınlığını ve her an ona hazırlıklı olarak yaşamamız gerektiği gerçeğini hatırlatıyor. Eser ayet ve hadislerle daha da etkili hale getirilmiş. Ölümü korkutucu bir durum olarak değil de sadece bir vatan değişikliği olarak görmemizi sağlanıyor. Sadece gözlerimizi değil, adeta yüreğimizi de kapatarak daldığımız dünya hayatının geçiciliği, ölümün hep yakın olduğu vurgulanıyor. Efendimiz (S.A.V)' in de buyurduğu gibi  'Lezzetleri yok eden ölümü çokça hatırlayınız.' Bu kitap ölümü hatırlamamızı ve üzerine bir kez daha düşünmemizi sağlıyor. Yavaş yavaş sindirerek okumanızı tavsiye ettiğim bir eserdir. Keyifli okumalar. (MANSUP)

ÖLÜM SON DEĞİL' den alıntılar... Ben... Duyan, gören, bilen bir “ben”im. Aklım, iradem, duygularım, eylemlerim var. Bir birey olarak, bana ait benliğimle tek ve yalnızım. Bilmeden, istemeden, evrendeki bu döngünün içinde buldum kendimi ! Peki, bir “ben” olarak bu döngüdeki yerim ne ? Bu gökle yer arasında, bulunduğum tam bu yerde işim ne ? Hangi ihtiyaç beni gerektirdi de, o yüzden varım ? Nedeni olmayan bir sonuçsam eğer, bu ne kadar anlamlı ? Anlamlı değilse, nedir hayat fırsatının bedeli ? Kim zorladı beni hayata gelmeye ? Kim ikna etti beni, ölümün sözleşmesini hayata gelirken yapmaya ? (Taner durmaz)

Ölüm Son Değil PDF indirme linki var mı?

Ahmet Deniz - Ölüm Son Değil kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ölüm Son Değil PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Deniz Kimdir?

Ahmet Deniz Kitapları - Eserleri

  • Ölüm Son Değil
  • Zor Zaman
  • Sevlaç

Ahmet Deniz Alıntıları - Sözleri

  • Üstâd Bediüzzaman: " Âlemde çok görüyoruz ki: Zâlim, günahkâr, gaddar insanlar gayet refah ve rahat içinde, mazlum ve dindar insanlar gayet zahmet ve zillet içinde ömür geçiriyorlar. Sonra ölüm gelip, ikisini de eşit kılıyor." diyor. İyi ki var ölüm! Mazlumlar sevinmeli ölüm var diye... Çünkü şu gök kubbe altında zalimlerle eşitlendikleri tek zemin o... (Ölüm Son Değil)
  • Görünene boğulmamak lazım. Çünkü hep görünen gizliyor görünmeyeni. (Zor Zaman)
  • ... An gelip çattığında, göğün gürlemesini yüreğinde hisseder kişi. Ve dehşetle farkeder, hep dağların ardına düşen yıldırımın bu kez oraya düşmediğini... Yaman bir vurgundur bu. (Ölüm Son Değil)
  • Acziyet, şefkatle tutar elimizden getirir bizi kabrin başına. Biz vermeyiz, o sıyrılır gider kollarımızdan kara toprağın bağrına. Sonra dizde derman tükenir, usulca ilişiriz taze açılmış çukurun başına. Topraktan yükselen buğudan sanırız yanması ciğerimizin. Oysa toprak değil, acziyettir ciğerimizi yakan o ânda... (Ölüm Son Değil)
  • Niyedir bu suskunluk ? Kabulden mi? Değil... Sadece kayıtsızlıktan. Görünürde bir kabul varsa, kayıtsızlığı sürdürebilmek içindir. Çünkü pervasızca yaşamanın yolu kayıtsızlıktan geçer... (Ölüm Son Değil)
  • Hangi ihtiyaç beni gerektirdi de o yüzden varım? Nedeni olmayan bir snuçsam eğer, bu ne kadar anlamlı? Anlamlı değilse, nedir hayat fırsatının bedeli? Kim zorladı beni hayata gelmeye? Kim ikna etti beni, ölümün sözleşmesini hayata gelirken yapmaya? (Zor Zaman)
  • Yazık ki, insanlık zulmü merhametten daha çok sevmiş. Ve her nesil, zulmü miras bırakmış kendinden sonraki nesle tarih diye... (Zor Zaman)
  • Herkes kendi yerine yaşar, kendi yerine ölür. (Zor Zaman)
  • Hedefine ulaşamadığında ise hırsın pençesine yakalanıyor. Hırs da genellikle kin, haset, nefret gibi, iyilikten uzak duygulardan alıyor enerjisini. Bu nedenle, hırsın arı duru kalması çoğunlukla mümkün olmuyor ve hedefe yürürken öyküsünü kirletiyor insan. (Ölüm Son Değil)
  • ...dantelli eteğin olur papatya tacın oturduğun hasırdan gömleğindeki vişne reçelinin lekesini ellerimle yaptım bir masal söylerim sen uyu içimdeki büyü... (Sevlaç)
  • Özgürlük ile sınırsızlığı birbirine karıştırma. Özgürlük, insanın kendi haklarının sahibi olması demektir. Bunun ötesini aramak ise, başkasının hakkına göz dikmektir. (Zor Zaman)
  • "Ne fayda ki zamanımızda insan, kendine mezar hazırlar da, kendini mezara hazırlamaz." (Ölüm Son Değil)
  • "İnsanlar "İnandık" demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını ve imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar ?" (Zor Zaman)
  • Kimimiz, aykırı tonlarda buluyor güzelliği. Buna inandığı gibi yaşamak deniyor. Kimimiz de renklere mahkum oluyor. Buna da yaşadığı gibi inanmak deniyor. (Zor Zaman)
  • İnsan olmanın ağırlığını bilir misin ? (Zor Zaman)
  • Çünkü ölümü kabullenmek, hayata ve geleceğe olan inancını yitirmektir. Ölümü kabullenmek, uğruna ömrünü verdiği kazanımların mutlak sahibi iken, bekçiliğe razı olmaktır. (Ölüm Son Değil)
  • Nedense akıl ve irade, hep sona doğru geçirir eline hayatın dizginlerini (Zor Zaman)
  • Hastaların ruhî yapılarına, yaşlarına, inançlarına ve kendilerini hayata bağlayan şeylere olan tutkunluk derecesine göre, ölüme karşı tutumları farklılık arz ediyor. Özellikle de dinî inancın hastaların ölüm karşısındaki çaresizliği yaşarken verdikleri tepkiler üzerindeki rolü büyük.. (Ölüm Son Değil)
  • Doğrudan kaçış, kişinin yanlışlarının artmasına sebep olur. Yanlışlar, kişinin kendini düzeltme arzu ve ümidini kıracak seviyeye ulaştığındaysa, kişideki doğrudan kaçış alışkanlığı, doğruya karşı bir nefret ve isyan haline döner. Bu noktadan sonra, artık kişinin kurallara karşı alerjisi vardır. Bu yüzden iyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı kendisi tanımlar; diğer kurallar ise kendi normlarına yaklaşabildiği oranda doğru olma bahtiyarlığına kavuşur. İradesinin hüküm alanı öyle bir daralmıştır ki artık, neredeyse kendini pencereden atmamak ya da elini kaynar suya sokmamak türünden kararlar için var gibidir. Aklı ise, şahsi menfaatlerin çoktan aza doğru sıralanmasında ona yol gösterme aracıdır. (Zor Zaman)
  • Başkalarına bakarak çocuk oldum Başkalarına bakarak aşık olamam Ben yeniden doğamam Tükettim ömrümü. (Sevlaç)

Yorum Yaz