Neksus - Henry Miller Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Neksus kimin eseri? Neksus kitabının yazarı kimdir? Neksus konusu ve anafikri nedir? Neksus kitabı ne anlatıyor? Neksus kitabının yazarı Henry Miller kimdir? İşte Neksus kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Henry Miller
Çevirmen: Sedat Sertoğlu
Orijinal Adı: Nexus
Yayın Evi: Kabalcı Yayınevi
İSBN: 9789687942063
Sayfa Sayısı: 388
Neksus Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"... En basit şeyler bile doğru açıdan bakıldığında değişik bir ışıkta görülebilirler. "Hayatın izleri" demiş Goethe, herhalde Wilhelm Meister'den söz ederken, gençliğimde okuduğum bu söz ruhuma işledi. İşte bu kitabın "hayatın izlerini" içermesini istiyorum. Zevkli ya da zevksiz, ahlaklı ya da ahlaksız, edebiyat ya da belgesel, bir yaratı ya da bir fiyasko olup olmadığı hiç farketmez..."
-Henry Miller- (L. Durrell'a mektubundan 28 Eylül)
"Kitaptaki cinsiyet sahneleri, ne başkalarında, ne de yazarın diğer kitaplarında görülmedik ölçüde başkaldırıcı bir enerji ve güce sahip."
-Times Literary Supplement-
(Arka Kapak)
Neksus Alıntıları - Sözleri
- ...utangaçlık, çekingenlik, kendine güvenden yoksunluk muydu, beni bu hareketsiz yıllar boyunca ayrı ve yalnız tutan..?
- ...Shakespeare'dan bile okuyabilirim böylesine yasemin kokan bir sabahta...
- İnsan ne kadar dönüp dolaşırsa dolaşsın, daima yine olduğu yerde kalıyor. Bir türlü kabul edilemiyen 'şimdi'nin olduğu yerde.
- ...yine de edebiyat başka bir seydir...
- ...kitabın açılışında bir dünya yatıyordu ne denli kendine özgüdür büyük yapıtların sayfalarının açılışları...
- ...her şey yitirilince 'ruh' öne çıkıyor...
- Rönesansa ait bir kitap okusam, kendimi o devirde yaşayan bir insan sanıyorum. Çin hükümdarlarından birine ait bir şey okusam, sanki o devirde yaşayan Çinlilerden biriymişim gibi oluyorum. İster Aztek, ister Hintli yahut Chaldean, hangi döneme hangi insana ait olursa olsun, kendimi tamamen bunlardan biri farzediyorum. Ve bu dünya bana dıştan belirli belirsiz olan bitmez tükenmez harikalarla dolu geliyor...
- ...edebiyatın güttüğü amaç, kişinin kendisini tanımasına yardım etmek, kendisine inancını kuvvetlendirmek ve...
- ...her tarafta cehalet var, batıl itikat, gericilik, adaletsizlik, müsamahasızlık. Muhtemelen bu, dünyanın meydana gelişinden beri böyle. Yarın da, öbürgün de böyle olabilir. Öyleyse ne? Bu, yenilgiyi kabul etmek, başı önde dolaşmak için sebep mi?
- Edebiyat sevenlerle konuşmak (yazılar üzerine) sonuç vermeyen bir şeydi. Bir yığın insan daha vardı, herhangi bir yazardan çok daha zekice bu konuda konuşabilecek. (Ama tek satır yazmazlardı) Gerçekten bir kişi var mıydı acaba "bu" gizli.... ....
- ...düşün-artık esirlik yok, yalvarma yok, hırsızlık yok, itham etme veya tatlı sözle kandırmalar yok. Yürümek serbest, konuşmak serbest, düşünmek serbest, hayal kurmak serbest...
Neksus İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Saniyorum eserin cinsellikle ilgili bolumlerindeki cesareti yazarın kendisini de sasirtmis olabilir. İlginç ve okunası bir kitap. Kitabın dili iyi fakat yazar alanının dışına çıktığı için arada yalpalamis diyebiliriz. (Deliler Cumhuriyeti)
Kitabın Yazarı Henry Miller Kimdir?
Henry Valentine Miller, yaşadığı dönemdeki edebiyat formlarının dışına çıkarak roman, otobiyografi, felsefe ve mistizmi karıştırarak kendi tarzını yaratmıştır. Kendi hayatından aldığı gerçekleri tekrardan kurgulayarak kitaplarına aktarmıştır.
Alman göçmeni katolik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası terzi Heinrich Miller, annesi ise Louise Marie Neiting'di. Çocukluğu Brooklyn'de geçti. Gençliğinde çeşitli işlerde çalıştı ve kısa bir süre New York Şehir Üniversitesi'nde okudu. 1928 ve 1929 yıllarında ikinci karısı June Edith Smith (June Miller) ile birlikte birkaç ay Paris'te geçirdi. 1930 yılında tek başına Paris'e taşındı ve II. Dünya Savaşı patlak verene kadar burada yaşadı. Bu dönemde meteliksiz bir şekilde arkadaşlarından geçinerek avare bir hayat sürdü. Anais Nin, Alfred Perles, ve Lawrence Durrell gibi yazarlarla dostluk kurdu. 1931'in sonbaharında Alfred Perlés vasıtasıyla Chicago Tribune'un Paris baskısında bir iş buldu. Sevgilisi Anais Nin'in desteğiyle 1934 yılında ilk kitabı Yengeç Dönencesini (Tropic of Cancer) yayımladı. Ardından Kara İlkbahar (Black Spring) (1936) ve Oğlak Dönencesini (Tropic of Capricorn) (1939) yazdı. Kitapları ABD'de müstehcen bulunduğu için yasaklandı. Ancak elden ele ulaştırılan kitapları ona belli bir ün kazandırdı.
1940'da ABD'ye döndü ve California'da Big Sur'a yerleşti. ABD'nin kültürel değerlerine ve ahlâkî tavrına meydan okuyan çalışmalarına devam etti. Hayatının son yıllarını Pacific Palisades'de geçirdi.
Yengeç Dönencesi'nin 1961 yılında ABD'de yayımlanması bir müstehcenlik davasına neden oldu. 1964 yılında ABD Yüksek Mahkemesi kitabın bir edebiyat çalışması olduğuna karar verdi. Bu olay cinsel devrimin kilometre taşlarından biriydi. Kitabın basılmasını savunan avukat Elmer Gertz ve Miller sonraki yıllarda yakın arkadaş oldular.
Edebiyat çalışmalarının yanında Miller bir ressam ve amatör bir piyanistti.
Henry Miller Kitapları - Eserleri
- Uykusuzluk
- Yengeç Dönencesi
- Oğlak Dönencesi
- Seksus
- Clichy'de Sessiz Günler
- Neksus
- Pleksus
- Kara İlkbahar
- Cinsellik Dünyası
- Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş
- Cennette Bir Şeytan
- Marousi'nin Devi
- Çılgın Üçlü
- Aşk Mektupları
- Rimbaud ya da Büyük İsyan
- Hatırlamayı Hatırlamak
- Edebi Bir Tutku
- Big Sur ve Hieronymus Bosch'un Portakalları
- The Time of the Assassins
Henry Miller Alıntıları - Sözleri
- Kayıtsız, anlık da olsa duygulanma yetisine sahip, kerterizden yoksun, asıl merkezinden her an kopabilen bir yürek. Kendine yarattığı dünya ne kadar iğrenç ve kısıtlı olursa olsun, mükemmelce yaşıyordu içinde. Güç veren bir şeydi bu basbayağı. (Yengeç Dönencesi)
- . Uzağa bakma. Her şeye düz bak. İyisiyle kötüsüyle gözünün içine bak. ... (Aşk Mektupları)
- Now it is either heaven or hell, no in between is possible any longer. And by all indications we will choose hell. (The Time of the Assassins)
- İnsan ne kadar dönüp dolaşırsa dolaşsın, daima yine olduğu yerde kalıyor. Bir türlü kabul edilemiyen 'şimdi'nin olduğu yerde. (Neksus)
- Ay gibi ölü bir gezegene ulaşma düşüncesi insanlara, dünya üzerindeki diğer insanlarla iletişim kurma düşüncesinden daha heyecan verici geliyor. Dünyayı kurtarmak, hatta kendi kendimizi kurtarmak bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren bu gezegenden kaçmak. Bize sunduğu vaadi yitirinceye kadar yeryüzünü kuruttuk. (Hatırlamayı Hatırlamak)
- "Asla kendini kaybetme!" (Uykusuzluk)
- Bana kollarında birkaç gün huzur ver,buna çok ihtiyacım var. Yıkıldım,yıprandım,yoruldum.Ondan sonra dünyayla yüzleşebilirim. (Edebi Bir Tutku)
- What devils are these who look like you and talk like you, who wear the same dress, eat the same food, and who hound you like dogs? Are these not the worst enemies a man can have? The others I can find excuses for, but for one's own kind I can find no excuse whatever. (The Time of the Assassins)
- ...kitabın açılışında bir dünya yatıyordu ne denli kendine özgüdür büyük yapıtların sayfalarının açılışları... (Neksus)
- "Senin suskunluğunun hiçbir anlamı yok benim için; benim suskunluğum seninkini bastıracak" (Uykusuzluk)
- Dudaklarından soğuk, neşeden yoksun bir kahkaha döküldü – yalnızca ıssızlığın ortasında duyulabilecek bir kahkaha. İnsanca şakaları anlayabilecek biçimde eğitilmiş bir köpeğin salıvereceği türden bir kahkaha. (Çılgın Üçlü)
- Dünyada bir başınasın! Yalnızsın... Yalnız... Yalnız. Acı bir şey yalnız olmak... Acı, acı, acı, acı. Sonu yok, akla hayale sığmıyor ve dünyadaki her insanın yazgısı böyle.. (Oğlak Dönencesi)
- Unwittingly and unconsciously we have made the world one, but one in nullity. We must go through a collective death in order to emerge as genuine individuals. (The Time of the Assassins)
- Kendin olmak, yalnız kendin olmak çok büyük bir şey. (Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş)
- "Çevremdeki insanlar harika göründüğüm, gittikçe gençleştiğim ve bunun gibi bir dolu zırva laf ediyordu. Ruhumdaki kıymıktan haberleri yoktu." (Uykusuzluk)
- Yoluma çıxan insanlar, hər gün baş verən və başqası üçün boş şey kimi görünə bilən hadisələr - hamısını mənim düşüncəmdə xüsusi bir məna kəsb edirdi. (Cennette Bir Şeytan)
- Sizin objektifinize nasıl göründüğümden bana ne? (Big Sur ve Hieronymus Bosch'un Portakalları)
- "Dünyayı sarsan ulusal ve ırksal dramların dışında, daha büyük bir oyun sahneleniyor;dünya dramı." (Cinsellik Dünyası)
- ...Uzun, upuzun 1zaman geçiyordu; bildiğim tüm sessizliklerden daha anlamlı 1sessizlik içinde. Söyleme gücünü kendimizde bulamadığımız herşey, bu karşılıklı dilsiz oyununda dile geliyordu... (Cinsellik Dünyası)
- Sonunda her şey tek bir gerçeğin içinde erir: Hatırlayış. (Hatırlamayı Hatırlamak)