diorex
ARTUKBEY

Narziss ve Goldmund - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Narziss ve Goldmund kimin eseri? Narziss ve Goldmund kitabının yazarı kimdir? Narziss ve Goldmund konusu ve anafikri nedir? Narziss ve Goldmund kitabı ne anlatıyor? Narziss ve Goldmund PDF indirme linki var mı? Narziss ve Goldmund kitabının yazarı Hermann Hesse kimdir? İşte Narziss ve Goldmund kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.04.2022 06:00
Narziss ve Goldmund - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Hermann Hesse

Çevirmen: Kamuran Şipal

Orijinal Adı: Narziss And Goldmund

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750803482

Sayfa Sayısı: 318

Narziss ve Goldmund Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Narziss ve Goldmund, kişilikleri ve dünya görüşleri çok farklı iki insan arasındaki sıradışı dostluk ekseninde, yaşam, ölüm, sanat, us, aşk tutku ve cinselliğin izini sürüyor.

Bir yanda bilge Narziss, öte yanda sanatçı Goldmund; ikisi de kendi yolunda, "kendini gerçekleştirme" yolunda mükemmel'e karşıt yönlerden yaklaşmayı başarabiliyorlar ancak. Karşıtlıkların iki insanı birbirinden koparmadığı, tersine, birbirlerini bütünlemelerini sağladığı bu roman, ortaçağda geçmesine karşın güncelliğini hep koruyacak, bugün olduğu gibi yarın da çağdaş dünyaya önemli mesajlar vermeye devam edecek.

"Bu kitapta, çocukluktan beri içimde taşıdığım Almanya'yı ve Almanlık ruhunu bir kez olsun dile getirmek ve onlara duyduğum sevgiyi itiraf etmek istedim - bugün, 'Alman' olan her şeyden nefret ediyorum çünkü."

- Hesse, 1933-

(Arka Kapak)

Narziss ve Goldmund Alıntıları - Sözleri

  • Kitaplıklarınızı kitaplarla tıka basa doldurun!
  • Sevginin sözlere gerek duymaması bir mutluluktu, yoksa yanlış anlaşılmalarla dolu sersemce bir şey olup çıkardı.
  • Bir insanı başkalarından ayıran özellikleri belirlemek, o insanı tanımaktır.
  • ... içindeki yaşam içgüdüsü güçlüydü, onu boyuna çekip yeniden ayağa kaldırıyor...
  • Ama olsun, yine de güzeldi yaşamak.
  • Mutluluk denen şey nasıl da hemen bir yol kenarında karşısına çıkıveriyordu insanın. Ne kadar güzel ve hoş, ne kadar da geçiciydi!
  • " Gözlerimin hiçbir şeyi göremeyecek kadar kör olduğuna ve benim her şeyden habersiz olduğuma inanmamalısın. "
  • ...iki ayrı şeyi birleştirmek, aradaki ayrımları ortadan kaldırmak, karşıtlıkları bir köprüyle birbirine bağlamak için sevgiden başka şey gereksizdi.
  • Anlaşılan tüm varoluş ikilik üzerine, karşıtlıklar üzerine dayanmaktaydı; ya kadın ya da erkekti insan, ya gezgin göçebeydi ya da belli bir yere kök salmış yerleşik biri, ya mantığıyla davranan biriydi ya da duygusal biri. Hiçbir yerde nefes almak ve nefes vermek, erkek ve kadın olmak, özgürlük ve düzen, içgüdü ve us bir arada var olmuyordu, birini kazanmak için ötekini elden çıkarmak gerekiyordu...
  • ...ermişlik mertebesine götüren en kestirme yollardan biri de günahkarlıktır.
  • ...en derin yalnızlıklara ve hüzne kendini kaptırışlar da bakarsın bir süre için vardır yalnız, ansızın içte duyulan şiddetli bir isteğin ve yaşamın aydınlık tarafına yeniden yönelişin pençesinde can verir.
  • ...toplu mezarları, kitlesel ölümleri, vebadan can verenlerin serilip kaldığı, çürüyüp kokuştuğu sokak ve evleri, bütün bu tüyler ürpertici vahşeti, bütün o yetim ve öksüz kalmış sefil çocukları, çiftliklerinin avlularında açlıktan ölüp giden bağlı köpekleri, bütün bunları düşündün mü, bütün bu görüntüleri hayalimde canlandırdım mı, o zaman içim sızlıyor; bana öyle geliyor ki, annelerimiz sanki bizi doğurup zalimlikte eşi olmayan şeytani bir dünya içine salıvermişler...
  • Seni sevmesini öğrendim, insanlar arasında yalnız seni. Bunun ne anlama geldiğini bilemezsin. Çölde bir su kuyusudur bu, çorak yerde açan bir çiçektir. Yüreğimin çölleşmemesini, içimde Tanrı inayetine kavuşabilecek bir yerin kalmış olmasını sana borçluyum.
  • Qarşımızda duran məqsəd bir- birimizə oxşamaq deyil, bir-birimizi dərk etməkdir, bir-birimizdə hər birimizə xas nəyisə görməyi və ona hörmət etməyi öyrənməkdir.
  • Ben, yaradana her zaman mükemmel bir varlık olarak saygı duydum ama yaradılana asla. Dünyadaki kötülüğü yadsımadım hiç.

Narziss ve Goldmund İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hayatı farklı pencerelerden görmek, dünyanın başka zevklerini tatmak ve birbirinin aykırı tamamlayıcısı olan iki arkadaş olmak; Narziss ve Goldmund. Yine muhteşem bir Hesse kitabı, okurken insana büyük zevk veriyor. Yazarın bu kadar kaliteli kaleme sahip olduğunu bilerek okumak, sıkıcı bölümler olsa bile kitabın mutlaka bir yerde pik yapacağını ve insana okuma zevkini sonuna kadar tattıracağını hissettiriyor. Manastıra çocuklukluk zamanlarında gelmiş iki arkadaş olan Narziss ve Goldmund'un iç dünyalarına yolculuk ediyoruz ama bunu Goldmund'un perspektifiyle görüyoruz. Bu iki arkadaş birbirinden hayli farklı. Narziss bir düşünce adamı, felsefi kavramlarla düşünüp hayatı yorumlar. Goldmund ise imgelerin insanı hatta onun için "sen imgeler dünyasının hükümdarısın" denir. Narziss manastırda bir rahiptir, fiziksel olarak zayıf, esmerdir. Goldmund bir gezgin seyyah hayatını yaşar ve alımlı, güçlü kuvveli bir insandır, kadınlar tarafından çok beğenilir. İki karakter birbirine tam olarak zıt değildir aslında. İkisi de hayatuın anlamını, bilgeliğe giden yolu farklı kavramlardan öğrenirler. Narziss bir öğretmen gibidir , Goldmund ise çok başarılı heykeller yapan bir sanatçın soyutla somutun karşılaşması. Goldmund göçebe hayatında bir çok deneyim yaşar, kadınlara çok düşkün ve kadın sevgisi olmadan eksik hisseden bir yapısı vardır. Katil olmak, aç kalmak, vebayla savaşmak, kadınların kalbine gidecek bir yol bulmak ve çok sevdiği dostu Narziss'e kendini ispatlama çabası.. Yanlışı yaparak doğruya ulaşmakla, doğruyu yaparak doğruda kalmanın çizgileri üzerinde iki karakterin yolculuğu vuku bulur. Hesse'nin ktaplarında işlediği karşıtlık üzerinden bir şeyler anlatma çabası yine çok başarılı bir şekilde işlemiş. Muhteşem doğa tasvirleri yazarın belki de imza özelliklerinden birisi, Manastırın önündeki kestane ağacı buna bir örnek olabilir. Bir insan çok mutlu olduğunda ya da çok üzüldüğünde aynı duyguları yaşar der bize Goldmund. Hayatı gereği çok fazla insan tanıdığı için, çok acılar çekmiş bir kadınla, orgazmın doruğunda bir kadının aynı yüz ifadesine sahip olduğunu söyler. Çıkarılan bir anlam da yaşamın bizim için salt doğrulardan oluşmadığı, insanın içgüdüsel olarak yapmak istediği şeyleri takip ederek hayatına yön vermesi gerektiğini ve asıl doğruların bunlanlar olduğudur. (Adem)

Lise yıllarında harçlıklarımızla bir sınıf kütüphanesi kurduğumuzda aldığımız kitaplardan biriydi Narziss ve Goldmund. O zamanlar okumak nasip olmamıştı. Üst üste üçüncü Hesse kitabı oldu son bir haftada okuduğum. Hepsinde tuhaf bir benzerlik vardı. Yol, yolcu, gidiş ve dönüş... Sidarta'da akan ırmak, Knulp'a, Narziss ve Goldmund'a da serinlik gönderiyordu. Sanırım Hesse bu üç kitabı aynı nehrin kenarında, belki de bu nehrin üzerinde yüzen kayıkta kaleme almıştı. Hikaye bir manastırda başlıyor ve orada sona eriyor. Başladığı yerde sona eren hikayelerde her zaman metafizik bir yön bulunur aynı Simyacı'da olduğu gibi. Bence manastır başlangıç ve bitiş için çok güzel bir mekan seçimi. Manastır, İngilizcede Monastry ile karşılanıyor. Kelimenin kökünde "mono" var yani tek olma, yalnızlık. Kasıtlı, yüzünü semaya dönük, parçalanamaz ve paylaşılamaz bir yalnızlık... Kitap bittiğinde manastırın kişinin kendisini imgelediği hissi ağır bastı bende. Narziss aklı, Goldmund nefsi yani sezgi ve içgüdüyü temsil ediyordu. Akıl kelimesi Arapça "ıkal" sözcüğünden türüyor. İnsanın aklı, onu yanlışları yapmaktan alıkoyan bir bağ olduğu için "ıkal" kelimesinden türetme yapılarak ona akıl denmiştir. Nefs ise gözü dışarıda ve hataya açık yönü insanın. Kur'an'ın ifadesi ile nefs insana kötülüğü emreden diğer yanı insanın. Narziss'in Gıldmund'u idamdan kurtarmasını belki bu bağlamda okuyabiliriz. Kitapla ilgili yabancı kaynaklardaki değerlendirmeleri okurken şu cümle dikkatimi çekti: "We all may identify a Narziss and a Goldmund within us, because we all have a left brain and a right brain." Narziss beynin sol, Goldmund ise sağ lobuna benzetilmiş. Yine yabancı yayınlarda Narziss'in, Freud'un Narsizmi ve Narcissos ile ilişkilendirilme çabasını gördüm. Hepimizin varlığında hissettiği insan olmanın beraberinde grtirdiği güdüleri kitapta hissedebiliyorsunuz. Özellikle ait olmak ve özgür olmak hakkındaki düşünceler insanın bir tereddütü gibi yorumlanmış. Kitabın yazıldığı çağdaki cinsel özgürlük, kitabın geçtiği orta çağdaki cinsel özgürlükle karıştırılmış gibi geldi bana. Goldmund'un seyahate çıkışı ilk cinsel tecrübe ile başlıyor, cinsellikle alakalı bir olay nedeni ile idama mahkum oluyor. Goldmund'un ikinci kez manastırdan ayrılışı yine aynı nedenden. Goldmund'un annesinin de benzer bir sebeple onları terk ettiğini biliyoruz. Bu annesi kanalıyla Goldmund'a geçmiş gibi gösterilmiş. Sanırım "ilk günah"a bir atıf vardı. (Vakti Garîbe Âlemi Muhal)

Gece ve gündüz kadar zıt, ateş ve su kadar farklı, kendini gerçekleştirme arayışındaki iki karakterin dostlukları üzerinden varoluşun, hayatın ve tanrının sorgulanması üzerine enfes bir roman. Hikayemiz Mariabronn Manastırı'nda başlıyor. Bir tarafta annesinin günahlarının bedelini ödemesi için babası tarafından manastır yaşamına sürüklenen Goldmund, diğer tarafta zekâsı ve rahip olma yolunda güçlü iradesi ile genç yaşta öğretmen olmayı başarmış bilge Narziss. Kahramanlarımızın yolları bu manastırda kesişiyor. İlk gördüğü andan itibaren Goldmund'un diğerlerinden farklı olduğunu hisseden Narziss ona karşı dostane bir sevgi ve yakınlık besler. Zamanla bu ikili arasındaki dostluk ilerler, bağlar güçlenir. Ancak insanların karakterlerini çözümleyerek, yazgılarını keşfetme yeteneğine sahip Narziss bilmektedir ki, dostu Goldmund'un yeri manastır değildir. Narziss ile olan sohbetleri sayesinde nasıl bir hayat sürdüreceğinin bilincine varan Goldmund, dostunu ait olduğu yerde, manastırda bırakarak yıllarca sürecek göçebelik hayatına başlar. İşte kitabın bundan sonraki bölümlerinde de Goldmund'un bu göçebeliği sırasında yaşadığı olaylar karşısında ki sorgulamalarını, acılarını, sevinçlerini, aşklarını, karşısına çıkan her çiçekten bal almalarını okuyoruz. :D Kitap içerdiği harika betimlemeler sayesinde kimi zaman Narziss ile bir rahip yaşamı yaşatıyor, kimi zamansa ormanın derinliklerinde Goldmund ile hayatta kalma savaşı verdiriyor. Hayatı sorgulatıyor. Ben eseri çok sevdim. Uzun zamandır böyle akıcı bir kitap okumamıştım sanırım. Okuma süreme bakıp "Peki neden 14 gün?" dediğinizi duyar gibiyim. Ufukta çalışılması gereken finaller vardır belkii :D Sevgiyle ve kitapla kalın. (Ebru)

Narziss ve Goldmund PDF indirme linki var mı?

Hermann Hesse - Narziss ve Goldmund kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Narziss ve Goldmund PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hermann Hesse Kimdir?

1877'de Almanya'nın Calw Kasabası'nda doğdu. 1962 yılında İsviçre'nin Montagnola Kasabası'nda yaşamını yitirdi. İlk şiirini yirmi beş yaşında yazdı. Ardından Peter Camenzind, Çarklar Arasında, Gertrud, Rosshalde, Demian ve diğer romanları geldi. Birinci Dünya Savaşı'nda Alman militarizmini protesto etmek için İsviçre'ye yerleşti. İkinci Dünya Savaşı'nda hem Naziler, hem de antifaşistler tarafından sert şekilde eleştirildi. Bu eleştiriler, ayrıca sorunlu aile yaşamı ve savaş esirlerine yardım konusundaki yoğun çalışmasının sonucu ağır bir bunalım geçirdi. Jung'un öğrencisi Lang ona psikanaliz tedavisi uyguladı. Lang ile dostluğu ruhbilime ve Jung'a duyduğu ilgiyi körükleyerek şiirsel iç dünyasını zenginleştirdi. İnsancıllığı, barışseverliği ve insan yaşamını irdeleyen felsefesi, Bozkırkurdu, Narziss ve Goldmund ve Siddhartha adlı romanlarında özellikle belirgindir. Boncuk Oyunu adlı romanından sonra 1946'da Nobel Edebiyat Ödülü aldı. Doğu edebiyatına ve mistisizmine düşkünlüğü, ayrıca bireysel bunalımlara çözümü Doğu felsefesinde arayışı, 1960 yıllarında canlanan Budizm ve Zen Budizm akımlarının da yardımıyla özellikle Amerikan hippi gençliği arasında en çok okunan yazarlar arasına girmesini sağladı. Eserlerinin büyük bölümü Türkçe'ye çevrildi.

Hermann Hesse Kitapları - Eserleri

  • Siddhartha
  • Bozkırkurdu
  • Masallar
  • Gençlik Güzel Şey
  • Peter Camenzind
  • Demian
  • Doğu Yolculuğu
  • Kaplıcada Bir Konuk
  • Çarklar Arasında
  • Öldürmeyeceksin
  • Boncuk Oyunu
  • Gertrud
  • Klingsor'un Son Yazı
  • Knulp
  • Rosshalde
  • Narziss ve Goldmund
  • Şeftali Ağacı
  • Sevgi Üzerine
  • Hermann Hesse'den Mektuplar
  • Hermann Lauscher
  • Küçük Dünyalar
  • Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları
  • Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Haberler
  • Klein ve Wagner
  • Mektuplar
  • Entelektüelin Kütüphanesi
  • Seçilmiş Şiirler
  • Görkemli Dünya
  • İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez
  • Ağaçlar
  • Sevebilen Mutludur
  • Wege nach innen: 25 Gedichte
  • Gece Yarısından Sonra Bir Saat
  • If the War Goes On

Hermann Hesse Alıntıları - Sözleri

  • "Çiçeklerden örülmüş çelengi şen bir pervasızlıkla yuvarlak başlı kazıklardan çözüp aldım." (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
  • Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağını zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanıdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptığının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. (Gençlik Güzel Şey)
  • ... çocukluğumuzun geçtiği yerlerde her şey güzeldir, kutsaldır. (Gençlik Güzel Şey)
  • "Her şeyden zor ele geçirilen şey , her şeyden çok sevilir." (Sevebilen Mutludur)
  • Öyle ya, insan kötü bir şey yaptı mı, sonradan kendisi bilir kötü olduğunu, utanır yaptığından. Ama paylanıp azarlanırsa, o kadar utanmaz. (Rosshalde)
  • Bir tez ne kadar sivri ve ödün vermez biçimde dile getirilirse, kendi antitezini davet edişi de o kadar kesinlik taşır. (Boncuk Oyunu)
  • Her şeye bir 'anlam' veren tek yaratığın insan olduğunu bilmiyor musunuz? (Masallar)
  • "gönlüm bu renksiz, sığ, belli normlara uydurulup sterilize edilmiş yaşama ateş püskürüyor." (Bozkırkurdu)
  • Çoğu zaman böyleydi; birisi mutluluğu ya da erdemiyle övünüyor, böbürleniyorsa, onda bunun ikisi de yok demekti. (Knulp)
  • "Yeniden inanç sahibi olacaksam, bu işi ancak, gelip beni buna inandıracak birisi başarabilir" Annem gülümsedi, yüzüme baktı; biraz düşündükten sonra dedi ki: "Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağînı zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanîdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptı- ğının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. Fakat insanın bir güvene, bir desteğe ihtiyacî vardır. Bir profesöre yahut Bismarck'a veya bir başka kimseye gitmektense, Hazreti isa'ya yönelmek her zaman için daha iyidir." "Neden?" diye sordum. "Hazreti İsa hakkında da da öyle fazla kesin bilgimiz yok ki!" 'Yoo, var pekâlâ. Hem sonra... Devirler boyunca orada burada tek tük insan çıkmıştır; kendilerinden emin ve korkusuz insanlar. Sokrates için, daha birkaç kişi için öyle derler; ama çok değildir sayıları; pek azdır hatta. Böyleleri rahat görülle ölebilmişlerse, bu onların zeki olmalarından değil, kalplerinin, vicdanlarının temizliğindendir. Diyeceğim, tek tüktür böyleleri; her biri ayrı ayrı hakkı olabilir. Ama hangşmiz onlar gibiyiz? Böyle pek az kimsenin karşısında, beri yanda binlerce, binlerce insan görüyorsun; zavallı, basit insanlar; Hazreti İsa'ya inandıkları için yine de uysal ve memnun ölebilmiş insanlar. Büyükbaban kurtuluncaya kadar ıstıraplar ve sefalet içinde tam on dört ay yattı da sızlanmadı; ıstırabına ve ölümüne adeta sevinçle katlandı, çünkü tesellisini Hazreti İsa'da bulmuştu." sözlerini şöyle bağladı annem: "Bunların seni inandıramayacağını iyi biliyorum. inancın yolu akıldan geçmez, aşk gibidir o da. Ama günün birinde, aklın her şeye yetmediğini göreceksin; O raddeye geldin de darda kaldın mı, bir teselli gibi görünen her ne varsa ona uzanacaksın. Bugün konuştuklarımızdan bazılarını belki hatırlarsın o vakit" (Gençlik Güzel Şey)
  • "Yani hayatımı, ona yeniden anlam katarak kurtarmak istiyorum." (Doğu Yolculuğu)
  • Saatler,sesleri işitilmeyen kanat hareketleriyle geçip gidiyor üstümüzden. (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
  • Genelde yaşanmaya değmez, çünkü amaçsız bir yaşamın tadı tuzu yoktur, amaçlı yaşam ise baş belasıdır. (Hermann Lauscher)
  • Sabır öğrenilmeye değer biricik şey, en zor şeydir. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
  • Her ölüm olayından sonra yaşam daha narin, daha incelikli niteliğe bürünür. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
  • Gel, ağla haydi! Ağlayabildiğimiz sürece işimiz bitik sayılmaz... Belki de bizim en değerli varlığımız, bizim şiirimiz, bizim yolunu gözlediğimiz büyük ezgi bu gözyaşlarının ardındadır. (Hermann Lauscher)
  • “…mutluluğun içinde bile bir pürüz vardı.” (Knulp)
  • İnsan yaşamı derin ve kasvetli bir gece gibi geliyor bana. (Gertrud)
  • Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar... (Rosshalde)
  • Sadece şunu biliyorum. Zaman zaman dış bir etki olmadan içimde karanlık bir etki oluşuyor. Dünyayı bir gölge sarıyor. Tıpkı bir bulutun gölgesi gibi. Sevinç yanlış ve müzik bitkin görünüyor. Can sıkıntısı her şeye yayılıyor. Ölmek yaşamaktan çok daha iyi. Bu melankoli, bir saldırı gibi zaman zaman geliyor başıma. Hangi aralıklarla olduğunu bilmiyorum. Gökyüzümü yavaşça kara bulutlar kaplıyor. Kalpte bir huzursuzluk başlıyor. Bunun nedeni bir kuruntunun uyarısı, muhtemelen de gece gördüğüm rüyalar oluyor. (Görkemli Dünya)

Yorum Yaz