Musa'nın AKP'si - Ergün Poyraz Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Musa'nın AKP'si kimin eseri? Musa'nın AKP'si kitabının yazarı kimdir? Musa'nın AKP'si konusu ve anafikri nedir? Musa'nın AKP'si kitabı ne anlatıyor? Musa'nın AKP'si PDF indirme linki var mı? Musa'nın AKP'si kitabının yazarı Ergün Poyraz kimdir? İşte Musa'nın AKP'si kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ergün Poyraz
Yayın Evi: Gökbörü Yayıncılık
İSBN: 9789750167300
Sayfa Sayısı: 272
Musa'nın AKP'si Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Musa'nın AKP'si
Yazdığı her kitap olay olan Ergün Poyraz bu kitabı ile de AKP'yi sallayacak.
Daha önce Refah Partisi ve Milli Gençlik Vakıfları'nı kapattıran, Milli Görüşçülerin ileri gelenleri hakkında idam talepli davalar açılmasında kanıt olan, Fazilet Partisi'nin kapatılmasında, Fetullah Gülen aleyhinde Ankara DGM'de açılan davada en önemli deliller yine yazarın yazdığı kitaplardı. Fetullah Gülen yazar hakkında faizi ile birlikte beş milyarlık tazminat davası açmış ve kaybetmişti. "Misyonerler Arasında Altı Ay" adlı kitabı ile misyonerlerin ülkemizdeki faaliyetlerini deşifre eden yazar, "Çoban Sülü" adlı kitabıyla da Demirel ailesinin ülkemizde sergiledikleri olumsuzlukları, yolsuzlukları gün yüzüne çıkarmıştı.
24 Ağustos 2001 tarihli Milliyet Gazetesi, Tayyip'in Ümraniye'deki konuşmasını yayınlıyor ve yazar için "İşte Tayyip'i yıkan adam" diyordu.
Yazarın kaleme aldığı "Hilafet Ordusu'ndan Arap Kürt Partisi'ne" adlı kitabı Yargıçların başucu kitabı olurken, "Patlak Ampul" isimli yapıtı da "Tayyip'in Ampulünü Patlatan Kitap" olarak tarihteki yerini almıştı. Yazar aleyhine Fetullah Gülen'den, Tayyip Erdoğan'a; Cüneyt Zapsu'dan, Şevket Kazan'a; Ahmet Tekdal'dan, M. Fatih Saraç'a kadar birçok kişi dava açmış ve hepsi de kaybetmişti.
Yazar; "AKPapa'nın Temel İçgüdüsü" adlı kitabı ile Dr. Necip Hablemitoğlu'nun şehit edilmesi üzerindeki sis perdelerini kaldırırken, saldırının arkasında yer alan Amerika, Almanya ve diğer istihbarat örgütlerinin rollerini de deşifre etti. Yazarı, Emniyet Genel Müdür Yardımcıları ve DGM eski Savcısı Cengiz Köksal da dava ettiler; fakat dava sonunda hepsi kaybedenlerin safında yer aldılar. Yazar yine aynı kitabında PKK terör örgütü ve onun başındaki kuduza; Amerika, Almanya, Fransa, İtalya, İsrail gibi ülkelerin desteklerini belgeledi. Alman Vakıfları'nın ülkemiz aleyhine faaliyetlerine ışık tuttu. Başta TESEV olmak üzere sözde yerli vakıflarının Alman Vakıfları ile ilişkilerine açıklık getirdi.
Amerikalı, İngiliz, Hollandalı, Alman ve yerli misyonerler ve Cumhuriyet savcıları yazara onlarca dava açtı ve hepsi kaybetti. Televizyon tartışma programında kutsal kitapla ilgili yazarın eleştirilerine cevap veremeyen hıristiyan ve yahudi misyonerler, sözde kutsal kitabın "Neşideler Neşidesi" bölümünü değiştirdi.
Yazar, "Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet (masonlarla el ele)" adlı kitabı ile Masonlarla Tarikatların, AKP ve Ülker gurubunun ilişkilerine dikkat çekti.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, yazarı, ABD'de düzenlenen bir toplantıda CIA Ortadoğu Masası Şefi Richard Perle ve diğer İstihbarat örgütlerine şikayet ederken, yazarın bir süre önce yazdığı; "Musa'nın Çocukları" ve "Musa'nın Gülü" adlı kitapları en çok okunan yerli kitaplar arasında 1. ve 2.'liği alarak, satış rekorları kırdı. 22 Mayıs 2007 tarihinde Başbakan Tayyip Erdoğan, "Benim için Rum çocuğu diyorlar, yok Musa'nın çocuğu diyorlar; kardeşim Gül için olmadık iddialarda bulunuyorlar" sözleri ve TÜSİAD üyelerine şikâyette bulunmuştu. Erdoğan, mahkemelerden kitabın toplatılmasını istemiş ve bu isteği reddedilmişti.
Yazar, "Musa'nın Mücahidi" adlı kitabında, Bülent Arıç'ın tüm bilinmeyenlerini aydınlattı. Dedeleri, ailesi, siyasi geçmişi ve şimdiki durumu hakkında "Şok" belgelere yer verdi.
"Musa'nın AKP'si adlı kitapta, AKP'nin kuruluşunda Yahudi desteğinin yanında ABD ve İngiliz istihbaratının katkılarına, 1969 yılında başlayan ve Erbakan'ın bağımsız olarak Konya'da başladığı bu siyasi hareketin geldiği son merhaleye yer veriyor; Tayyip ailesinin ve AKP önde gelenlerinin karıştığı yolsuzluklar kitabın en önemli konularını oluşturuyor. AKP Bağcılar Belediyesi Başkanı'nın, kendilerini istemeyenleri "Fareler ve Sülüklere" benzetmesini hareketle okuyacak ve bizleri yönetmek için talip olanları gerçek kimlikleri ile tanıyacak, Milletimizi, farelere ve sülüklere benzeten bu insanlara hadlerini bildirmek için, kendinizde yepyeni bir kuvvet bulacaksınız.
(Arka Kapak)
Musa'nın AKP'si Alıntıları - Sözleri
- - AKP'li: Tezkerenin mecliste reddedilmesine çok kızmıştık. ABD Savunma Bakanı arkamızdaydı. Kendimizi çok güçlü hissediyorduk. - Ordunun sessiz kalacağını mı düşündünüz? - AKP'li: Biz değil, Wolfowitz öyle düşündü. Türk askerlerinin başına çuval geçirilince, Genel Kurmay Başkanı Özkök ve diğer Kuvvet Komutanları Paşaların, o günkü harekâtın nöbetçisi Büyükanıt'ın istifa edip emekli olacaklarını öngörmüştük. Eğer o gün paşalar istifa etseydi, bizim Genel Kurmay Başkanımız hazırdı. - Kimdi? - AKP'li: Onu söyleyemem.
- "İncili Çavuş'un meşhur fıkrası vardır: Padişah 'öyle bir şey yap ki, özrün kabahatinden büyük olsun!' demiş... Padişah merdivenden çıkarken İncili Çavuş yaklaşmış, arkasına el atmış, padişah hızla dönünce, özür dilemiş: 'Affedersiniz padişahım, özür dilerim, sizi valide sultân sandım!' Bunlarınki de o hesap!"
- Sağ elimi sol eliyle sıkıca kavradı; sanki koparır gibi. Kamuflajın sağ cebine elini uzattı, diğer elini. İki bilezik çıkardı. 'Bunları nişanlıma bugün takacaktım. Nasip olmayacak. Sen ver' dedi. 'Ağzından yel alsın aslanım' dedim. Su almaya gitmiştim, döndüğümde onu bulamayacağımı nereden bilirdim. Dünya başıma yıkılmıştı. Daha dün ikisiyle de ne tatlı muhabbetler etmiştik. Ne plânlar yapmıştık. Bacağından aldığı iki kurşunla kaybetmiştik yiğidini. Kan kaybından. (s.204-205)
- - AKP'li: Çok büyük, çok fahiş bir hata yaptık. Zaten, Wolfowitz Türk ordusunu bizimkilerin teklifi üzerine cezalandırmaya karar verdi.
- Vatan Gazete'inden Can Ataklı, Erbakan'a en yakın isimlerden olan Ahmet Akgül'ün kitabında yer alan Çuval Olayı ile ilgili ilginç açıklamalarda bulunuyordu: "Piyasada satılan bir kitapta diyor ki 'Erdoğan ve Gül, tezkerenin geçmesinde kendilerine destek olmayan Silahlı Kuvvetler'i cezalandırmak için Amerika'dan bir şey yapmalarını istedi. Onlar da Türk subay ve askerlerinin başına çuval geçirdiler' Ahmet Akgül isimli Milli Görüşçü yazara göre, Türk subaylarının başına çuval geçirilmesinden sonra Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları'nın istifa edeceği hesaplanıyordu. Ancak asker olaya çok öfkelenip yönetime el koymaya kalksaydı, Amerika, Erdoğan ve Gül'ü kaçıracaktı."
- Tayyip'in danışmanı Egemen Bağış ve Devlet bakanı Ali Babacan Bilderberg toplantılarının müdavimleri arasında yer alıyorlardı.
- “Hocanın hayaline kurşun atsan yetişmez.”
- “Ben arpa olmadığımı biliyorum; ama bakalım tavukta biliyor mu?”
- Türkiye bu iktidarla ilkleri yaşadı. Süleymaniye’de Türk askerinin başına stratejik müttefikimiz Amerika ve onların uşağı olan Barzani’nin kürd peşmergeleri tarafından çuval geçirildi. Kuzey Irak’ta görevde olan Özel Kuvvetlerimizin konvoyu MOSSAD ve elemanları tarafından saldırıya uğradı; 2 şehit verdik.
- İçinde bulunduğumuz ahval ve şeraite rağmen her şey bitmiş midir? Elbette ki hayır!
Musa'nın AKP'si İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Musa'nın AKP'si PDF indirme linki var mı?
Ergün Poyraz - Musa'nın AKP'si kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Musa'nın AKP'si PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ergün Poyraz Kimdir?
Ergün Poyraz, (d. 31 Ocak 1963, İstanbul), siyasi partiler ve tarikatların yapılanmaları ve aralarındaki bağlantıları inceleyen araştırmacı yazar.
Yaşamı
1983 yılında Yıldız Üniversitesi İnşaat Bölümü'ne başladı. İkinci sınıfta okuldan ayrılarak evlendi, 1988 yılında eşinden ayrıldı. Bir süre Aydın'da hayvancılık yapmış, 1993-1994 yıllarında ise Bilecik'te bir inşaat şirketinde idari sorumlu olarak çalışmıştır. 32 yaşında askere gitmiş askerlikten sonra Aydın´a ailesinin yanına dönerek yazarlığa başlamıştır.
Refah'ın Gerçek Yüzü isimli kitabı 1998 yılında 28 Şubat sürecinde Vural Savaş tarafından açılan Refah Partisi'nin kapatılma davasında delil olarak kullanıldı. Fethullah Gülen ile ilgili yazdığı kitaplar Fethullah Gülen hakkında açılan ve Gülen'in beraat ettiği davada delil olarak kullanıldı ve bu davada tanıklık yaptı.
Adalet ve Kalkınma Partisi, ideolojisi, parti kurucuları ve ileri gelenleri hakkında yazdığı Takunyalı Führer, Hilafet Ordusundan Arap Kürt Partisine, Patlak Ampul, Musa'nın Gül'ü, Musa'nın Çocukları, Musa'nın Mücahiti, Musa'nın AKP'si, AKPapa'nın Temel İçgüdüsü gibi muhalif kitapları ile tanındı. Bu kitaplar nedeniyle bazı çevrelerce antisemit olmakla suçlanmaktadır.
Misyonerler Arasında Altı Ay: Dünden Bugüne Hıristiyanlık ve Yahudiliğin Analizi isimli kitabında dinlere basın yoluyla hakaret ettiği iddiasıyla Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Mahkeme Poyraz'ın beraatine karar verdi. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, yaptığı inceleme sonucunda beraat kararının bozulmasına hükmetti. Yargıtay 4. Ceza Dairesi kitapta yer alan İsa Peygamber,Hıristiyanlık ve Musevilik ile ilgili aşağıdaki ifadeleri beraat kararını bozma gerekçesi olarak belirtti:
"Hıristiyanlar tecavüz ettikleri annenin bebeğini öldürüp, kıyma yapıp aynı anneye yediriyorlardı... Yalancı İsa... Hıristiyanların kutsal kitaplarının hangi sayfasını açarsanız açın karşınıza İsa'nın yalanı, yalanları çıkıyor... Vallahi Dallas bile Mukaddes Kitap'tan çok daha masumdu... Hıristiyanların ve Yahudilerin kutsal kitaplarının hangi sayfasını açarsanız açın bir başka anlamsızlık, bir başka melanet fışkırıyor... O kutsal kitap fahişeliği ve zinayı teşvik ediyor... Kutsal kitap denilen rezillik abidesi... Hıristiyanlığın sapık öğretileri ile yetişen papazlar... Hıristiyanlara göre İsa Allah'ın oğludur diyen katiller, hırsızlar, sapıklar, dolandırıcı ve her türlü melaneti taşıyanların ise gideceği yer tam yol cennet!.. Hiç böyle sapık, böyle iğrenç, bir inanç olur mu?.. İsa'nın tam biri blis olduğuna karar vereceklerdi...
Ergenekon
Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan bombalar için yapılan soruşturma çerçevesinde 27 Temmuz 2007'de saat 07.30'da Ankara'da gözaltına alınan Ergün Poyraz tutuklandı.Gözaltına alındığında evinde arama yapıldı ve soruşturma konusu ile ilgili olabileceği düşünülen her türlü belgeye, bilgisayarına, CD'lere polis tarafından el konuldu. Aynı gün, Poyraz'ın avukatı (Necip Hablemitoğlu'nun da eski avukatı olan) Hüseyin Buzoğlu'nun bürosu da arandı ve belgelerine el konuldu.[Ankara'da gözaltına alınan Poyraz İstanbul'a getirildi. Beşiktaş Adliyesi'nde savcıZekeriya Öz tarafından sorgulanarak tutuklanma istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.TCK'nın 327. maddesine göre, "Devletin savaş imkânlarının tehlikeye sokulması" suçundan tutuklanan Poyraz, evinde bulunan Kara Kuvvetleri İstihbarat Arşivi ve Sevgi Erenerol Misyonerlik 2006 isimli klasörleri içeren CD'yi nereden temin ettiği hakkında İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sorgulandı. Poyraz "Bana bahsettiğiniz Kara Kuvvetleri İstihbarat Arşivi ve Sevgi Erenerol Misyonerlik 2006 isimli klasörü içeren CD'yi hatırlamıyorum. Nereden geldiğini de bilmiyorum." cevabını verdi. Buna ilaveten o güne (Temmuz 2007'ye) kadar 15 kitap yazdığını anlatan Poyraz, çok okunan bir yazar olduğu için farklı yerlerden kendisine bilgi ve belge geldiğini söyledi; evindeki CD'ler arasında milletvekilleri, valiler, emniyet mensupları ve üniversite görevlilerine ait veriler olmadığını öne sürdü.Ergün Poyraz "Kara Kuvvetleri istihbari yapılanmasına ait gizli ibareli veriyi hatırlamıyorum. Bilgileri de kopyalayıp başkasına vermedim." dedi. Poyraz, aynı soruşturmada terör örgütü üyesi olmaktan tutuklanan Astsubay Oktay Yıldırım tarafından bir yıl önce arandığını ve Güneydoğu'daki hatıralarını kitaplaştırmak istediğini söylediğini savundu. Savunmasında Poyraz, Oktay Yıldırım'a kitabı nasıl yazacağını anlattığını ve Yıldırım'ın bu bilgileri kendisinden habersiz bir şekilde bir internet sitesinde yayımladığını, bir daha da hiç görüşmediklerini öne sürdü. Ergün Poyraz hakimin bir sorusu üzerine, eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile de hiç görüşmediğini öne sürdü.
5 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 29 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ergün Poyraz Kitapları - Eserleri
- Musa'nın Çocukları
- Takunyalı Führer
- Musa'nın Gülü
- Kanla Abdest Alanlar
- Aksaray'da İnecek Var
- Amerika'daki İmam
- Diplomasız
- Musa'nın Mücahiti
- İplikçi
- Kalpazan
- İndeki Vaiz
- Faili Meçhul mü?
- İsa Ve Havarileri
- İhanet ve Darbe
- Musa'nın AKP'si
- Patlak Ampul
- Masonlar
- Abdülhamit'ten Tayyip'e
- Tarikat Siyaset Ticaret Cinayet
- Büyük Yalan Büyük Düşman AB
- Tilkiyle Vals
- Fethullah'ın Gerçek Yüzü
- Misyonerler Arasında Altı Ay
- Adnan Oktar'ın Gerçek Yüzü
- Hilafet Ordusundan Arap Kürt Partisi'ne
- AKPapa'nın Temel İçgüdüsü
- AKP'nin AB ile Dansı
- Refah'ın Gerçek Yüzü 1
- Çoban Sülü
- Musa'nın Mücahidi
Ergün Poyraz Alıntıları - Sözleri
- Kanla abdest alanlar kitabımın temelini oluşturan fetullahın gerçek yüzü adlı kitabımı dava eden fetullah gülen, faizi ile birlikte beş milyar lira istiyor ve açtığı davayı kitabın her satırının belgeli olması dolayısıyla kaybediyordu. (Kanla Abdest Alanlar)
- Dünya üzerindeki belli başlı tüm tarikatlar gibi nurculukta, ingiliz müstemlekeler nazırlığının, ingiliz istihbarat örgütlerinin ve onların adeta taşeron örgütü gibi faaliyetlerde bulunan teşkilatların mahsülüydü. Bu tarikatlardan önde gelenlerinin yani kürt sait ve türevlerinin, Allah tan geldiğini iddia ettikleri kerametleri de bu istihbarat teşkilatlarının senaryolarıydı. Kürt sait ve onun gölgelerinin lerametlerine baktığımızda İncil ve Tevrat çıkışlı olduğunu buralardaki hikayelerden devşirtildiğini görüyorduk. (Kanla Abdest Alanlar)
- "Son derece ahlaksız, şerefsiz, haysiyetsiz ve kalleş biriydi. Maaşlı bir eleman iken aldığı rüşvetleri yastık altında biriktirdi. Foyası ortaya çıkmaya yüz tutunca, siyasetin dokunulmazlık zırhına bürünmek istedi. Önce Belediye Başkanı oldu. Yağcılık yapa yapa, rüşveti her yere bulaştıra bulaştıra yükseldi. Yağma, talan, soygun ve vurgun etiketi oldu. Yalanlarıyla insanları kandırdı, kamplara ayırdı. Namuslu insanları birer birer harcadı. Atatürkçü insanlara komplolar kurdu. Öylesine yüzsüz, öylesine utanmaz, öylesine alçaktı ki, yolsuzluklarını ortaya çıkaranları hain kendisini ise vatansever ilan etti... Kimden bahsedildiğini anlamışsınızdır. Tabii ki; Zübük'ten. Aziz Nesin'in ünlü eserindeki Zübük'ten!.. (Takunyalı Führer)
- - AKP'li: Çok büyük, çok fahiş bir hata yaptık. Zaten, Wolfowitz Türk ordusunu bizimkilerin teklifi üzerine cezalandırmaya karar verdi. (Musa'nın AKP'si)
- Gülen, amaçlarına ulaşmak için "Devletin belli bir kıvama gelmesi gerektiğini söylüyordu. "Devletin kıvama gelmesi" bu üzerinde önemle durulması gereken çok önemli bir cümledir. Aynı zamanda birçok gelişmenin ve yakın tarihimizin bir tespiti... Zira 12 Eylül ve Turgut Özal dönemiyle hareketlenen, Çiller ve Ecevit sürecinde iyice palazlanan, Gül ve Erdoğan hükümetleri ile tavan yapan Ilımlı İslam maskeli Nurculuğun kollanıp, yüceltilmesiyle yeşil devrim yavaş yavaş dal budak salmaya başlıyordu. (Amerika'daki İmam)
- "İncili Çavuş'un meşhur fıkrası vardır: Padişah 'öyle bir şey yap ki, özrün kabahatinden büyük olsun!' demiş... Padişah merdivenden çıkarken İncili Çavuş yaklaşmış, arkasına el atmış, padişah hızla dönünce, özür dilemiş: 'Affedersiniz padişahım, özür dilerim, sizi valide sultân sandım!' Bunlarınki de o hesap!" (Musa'nın AKP'si)
- "Önce muhafazakârlaştı sonra liberalleşti, sadece kendi yakınlarına karşı olsa da arada bir yerde demokratlaştı. Sonra Putin'e özendi. Ardından Hitlerleşti. İktidarı döneminde yağma, talan, soygun ve vurgunları ortaya çıkaranları, hainlerin maskelerini düşürenleri, bu ülke için canını ortaya koyan kahramanları terörist, PKK'lı teröristleri ise kahraman ilan etti. Etmekle de kalmadı onları bir de çadır mahkemelerinde affetti. Bu af işi öyle bir safhaya geldi ki, militanlar rahatsız olmasın diye çadır mahkemelerinden Atatürk resimleri ve Türk bayrakları kaldırıldı." (Takunyalı Führer)
- Hüsnü Mübarek Ankara'ya geldi, sarmaş dolaş oldular, Mübarek döndükten sonra bir daha gün yüzü görmedi. (Aksaray'da İnecek Var)
- Yaşamın amacı ölümdür. (Musa'nın Çocukları)
- Abdüllatif Şener, başta Yahudi Ofer’e özelleştirme adı altında sağlanan imkanların altına imza atmadığı için önce özelleştirmenin başından alınıyor, sonra bakanlıktan alınıyor ve ardından partiden uzaklaştırılıyor. (Kalpazan)
- Mehmet Metiner benim beynimin yarısı, (Kalpazan)
- Gökçek Ankara DGM tarafından 90'lı yılların sonunda gözaltına alındığında DGM savcısını ilk arayıp ona güvenlerini bildiren ve serbest bırakılmasını isteyen İsrail Büyükelçiliği olmuş, İsrail Büyükelçiliğini Demirel izlemişti. (Musa'nın Gülü)
- Kurtuluş savaşımızda yunana kurşun atmak için vakit bulamayan şeyh sait ve ardındakiler, ingilizlerden çil çil altınları alınca Türk aakerini sırtından vurarak ayaklanıyor, yüzlerce asker ve sivil insanın hayatıyla da oynuyorlar, musulun ingilizlerin eline geçmesine de sebep oluyorlardı. (Kanla Abdest Alanlar)
- Fetullah Gülen, neden evlenmediği konusunda İslam kurallarını elinin tersiyle bir kenara itiyor, kendi tavrına İslam da yeri olmayan bir garip ruhaniyet katmaya çalışıyordu: "...Dinin emirlerine kılı kırk yararcasına riayet etmek mahfuz. İşte size, O'nun tilmizlerinden biri ve asrın dertlisi!.. Kendisine niçin evlenmediği sorulunca, cevap verir: 'Ümmet-i Muhammed'in bunca dert ve ızdırabını düşünmekten, evlenmeyi düşünmeye hiç vaktim ve fırsatım olmadı.' (Amerika'daki İmam)
- Ankara Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'nde Komiser Yardımcısı olan bir başka tanık 361 da adı geçen öğretim görevlilerinin; Atatürk İlke ve inkılaplarının ülkeyi geri götürdüğünü vurguladıklarını, yine Ahmet Eyicil adlı bir öğretim üyesinin harf inkılabının iyi olmadığını, bizi geçmişimizden koparttığını iddia ederek eski alfabenin daha iyi olduğunu söylediğini aktarıyordu. Bu soruşturma sırasında Polis Koleji ve Akademisinden mezun olan onlarca emniyet görevlisi, şeriat sistemini öven, Atatürk ilke ve devimlerinin ülkemizi geri götürdüğünü iddia eden, öğrenciler arasında gruplaşmalara yol açan, laik, demokratik Cumhuriyet'in düşmanı görevlileri; müfettişlere verdikleri ifadelerle anlatmaları, deşifre etmeleri sonucunda müfettişlerin "Fetullah Hoca'nın Talebeleri" adlı örgüt hakkında Ankara DGM Başsavcılığına gönderdiği fezlekeye rağmen Savcı Talat Şalk, Fetullah Gülen ve diğer sanıklar hakkında "Takipsizlik" kararı veriyordu. Benim Polis Akademisi'nde geçen bu olayları kaleme almamın ardından, Prof. Ali Şafak beni mahkemeye veriyor, 1 milyar lira tazminat istiyordu. Ancak mahkeme, Ali Şafak'ın talebini, kaleme alınan yazının belgelere dayanmasını gerekçe göstererek reddediyordu. AKP'liler ise onu bütün polis okullarının başına getirerek ödüllendiriyordu. (Amerika'daki İmam)
- 1959 yılında vaizlik sınavına giren fetullah gülen diyanet işleri reisliğinin müşavere ve dini eserler inceleme heyetinin 196. Sayılı belgesine göre; Ayeti kerimeden zorlanarak ancak altı alabiliyor, Kelamda ise beşi zor buluyordu. Oysa küçük dünya kitabında dört yaşında Kur'an ı hatmettiğini ve namaza başladığını çok büyük bir övünçle anlatıyordu. (Kanla Abdest Alanlar)
- (Adnan Oktar'ın Gerçek Yüzü)
- AKP’nin kurucu isimlerinden Ertuğrul Yalçınbayır, yolsuzlukların ayyuka çıkması sonucu partiden ayrılıyordu, Yalçınbayır; AKP’nin iktidara gelmesinden sonra “Yiyicilik yalakalık yobazlık arttı” diyordu. (Kalpazan)
- HBB’de program yapan bir başka isim ise Nazlı Ilıcak’tı. Ilıcak o günlerde, bugün sövdüğü ve Ergenekoncu olmakla suçladığı Susurlukçuları TV’lere çıkarıyor, onların “Kahraman” olduğunu savunuyordu. Sadece bu kadar mı?” Yazının devamını kitaptan okuyabilirsiniz. Emire isimli şahıs Ali Kalkancının (Namı diğer Cinci hoca) resmi nikâhlı eşi Emire Deniz Ersoy’dur. HBB Televizyonu ise açılımı Has Bilgi Birikim olup Kadir Has ve ailesine ait şirketler tarafından, Star TV, Teleon, Show TV ve Kanal 6’nın ardından Türkiye’nin beşinci özel televizyonu olarak kurulmuştur. Kanalın adı Türkçe sözcüklerin baş harflerinden oluşmasına rağmen, kanal kendini “eyç, bi, bi” olarak tanıtmıştır. (İplikçi)
- Düzen Türkiye'de İslam'ı caminin içine hapsetti. Biz islamı hayat tarzı olarak görmek istiyoruz. (Musa'nın Gülü)