dedas
Turkcella

Morella - Edgar Allan Poe Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Morella kimin eseri? Morella kitabının yazarı kimdir? Morella konusu ve anafikri nedir? Morella kitabı ne anlatıyor? Morella kitabının yazarı Edgar Allan Poe kimdir? İşte Morella kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.02.2022 22:00
Morella - Edgar Allan Poe Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Edgar Allan Poe

Orijinal Adı: Morella

Yayın Evi: Createspace Independent Publishing Platform

İSBN: 9781515247821

Sayfa Sayısı: 24

Morella Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

An unnamed narrator marries Morella, a woman with great scholarly knowledge who delves into studies of the German philosophers Fichte and Schelling, dealing with the question of identity. Morella spends her time in bed reading and teaching her husband. Realizing her physical deterioration, her husband, the narrator, becomes frightened and wishes for his wife's death and eternal peace. Eventually, Morella dies in childbirth proclaiming: "I am dying. But within me is a pledge of that affection... which thou didst feel for me, Morella. And when my spirit departs shall the child live." As the daughter gets older the narrator notices she bears an uncanny resemblance to her mother, but he refuses to give the child a name. By her tenth birthday the resemblance to Morella is frightening. Her father decides to have her baptized to release any evil from her, but this event brings the mother's soul back into her daughter. At the ceremony, the priest asks the daughter's name, to which the narrator replies "Morella." Immediately, the daughter calls out, "I am here!" and dies. The narrator himself bears her body to the tomb and finds no trace of the first Morella where he lays the second.

Morella Alıntıları - Sözleri

  • “Beni asla sevemedin, ama yaşamda tiksindiğin kişiye ölünce tapacaksın.”
  • Bir gün olsun beni sevmedin; beni yaşarken sevmedin ama ölümümün ardından bana tapacaksın!
  • Kişi denildiğinde ussal yapısı olan birinden bahsettiğimize ve akıl ile bilincin aynı safta bulunduğunu bildiğimize göre, bizi biz yapan, bizi düşünen diğer varlıklardan ayıran, bize kimliğimizi sunan şey bilinçtir.
  • Şaşırmak ve rüyalara dalmak mutluluk getirir.
  • “Keder ki, izlenimlerin en kalıcı olanıdır, nasıl ki servi en dayanıklı ağaçsa.”
  • Bizi biz yapan, bizi düşünen diğer varlıklardan ayıran, bize kimliğimizi sunan şey bilinçtir.
  • "Beni sevdiğin bir tek gün olmadı, ama yaşarken nefret ettiğin kadına ölümünden sonra tapacaksın."
  • "Kişi denildiğinde ussal yapısı olan birinden bahsettiğimize ve akıl ile bilincin aynı safta bulunduğunu bildiğimize göre bizi biz yapan, bizi düşünen, diğer varlıklardan ayıran, bize kimliğimizi sunan şey bilinçtir."
  • - keder ki, izlenimlerin en kalıcı olanıdır, nasıl ki servi en dayanıklı ağaçsa.
  • - ah, hepsinden öte- sevilen ve yaşayan kişinin dudaklarından çıkan bir ölüye ait sözler ve anlatımlarda saplantılı düşüncelerin ve dehşetin - ölmeyecek bir kurtçuğun besinini buluyordum.
  • Kaderimin yıldızları gökyüzünden silindi ve bu yüzden yeryüzü karanlığa gömüldü...
  • keder ki, izlenimlerin en kalıcı olanıdır, nasıl ki servi en dayanıklı ağaçsa...

Morella İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kadın ölümünün şiirselliği(!): Edgar Allen Poe, bu hikayesinde Morella karakterini yaratırken ilk fikir olarak deli gibi aşık olduğu karısı Virginia’dan etkilenmiş hissi vermekte. Öte yandan hikaye ilerledikçe, ana karakterin düşüncelerine, bilgisine, öğretici ve bambaşka havasına hayran olduğu karısının aslında o kadar da gözünde büyüttüğü kadar özel bir kadın olmadığını fark etmektedir. Kendisi bilgilendikçe onun bilgisizliğini fark etmeye başlamaktadır. Morella da bir kadın olarak bunu fark eder elbette. Bu durum, pek çok efsanede de geçen aşkın bittiğinde kusurların görünür hale gelmesi ve insanın çok sevdiğinden soğuması şeklinde kendini göstermektedir. Hatta bu öyküde de Morella’nın hastalandığında yüzünde kırmızı benek görmesi bunu hatırlatır. (Bkz: Ah Tamara Efsanesi) Zaman geçer ve Morella yataklara düşer bilinmeyen bir sebepten. Ana karakterimiz karısından bunalmış olsa da ondan desteğini çekmez. Morella ise öldüğünde onu daha çok değerli göreceğine dair bir kehanette bulunarak bebeklerini doğururken ölür. Doğan kız bebeği büyürken tamamen annesine benzemeye başlar. Ana karakterimize en büyük cezaya dönüşür sevmediği karısının kendi canından bir parçada varlığını sürdürmesi. Halbuki karısı Morella’ya aşık olma nedeni bilgili olmasının kendisine verdiği hayranlıkken bunu kendi kızında görmesi bir lanet gibidir. Sonunda kızının babasının etkisiyle yok oluşunda görüldüğü üzere, insan kendisinden bir parçayı öldürmeyi göze alarak kurtulmak ister sevmediği her şeyden! Katlanamadığı özelliklerin arasında fiziksel özellikler yerine ruhsal özellikler olması etkileyici bir psikolojik çıkarım. Bu öyküde maddi bir varlık olarak karşımıza çıkan kız iken kimi zaman yaşam tarzımız, hayallerimiz vs. gibi manevi olabilir bu kayıplar. Poe’nun kadın ölümleri üzerine travmatik bir geçmişi de söz konusu. Gerek aşık olduğu karısı Virginia’nın gerekse annesini ve üvey annesini kaybetmesi bu travmanın sebebidir. Öte yandan hayatı boyunca pek çok kadın tarafından reddedilen Poe, kadınlara dair intikamını bir karakter olarak güçlü yarattığı kadından saygıyı hak ettirici özellikleri ondan alıp öldürmesinde de görebiliriz. Her ne kadar güzel bir kadının ölmesinden daha şiirsel bir şey olamayacağını söylese de inanmayınız... (Özlem)

Poe'nun en kısa öykülerinden biri ama beni okuduklarım arasında en çok etkileyen ve düşündüren öyküsü de bu oldu sanırım. Poe'nun en ünlü sözlerinden biri şu: Bir kadının ölümü, sorgusuz, dünyadaki en şiirsel konudur. Birden fazla öyküde de bu konuyu işliyor. Morella onlardan biri. Peki buna bakarak Poe'nun mizojinik olduğunu söyleyebilir miyiz? **** Öykü anlatıcının çok hayranlık duyduğu bir kadınla, Morella ile, yakınlaşmasıyla başlıyor, evleniyorlar. Morella çok bilgili, anlatıcı ona hayranlık duyuyor. Ama kadının ilgilendiği konular zamanla anlatıcıya tuhaf geliyor. Üç konu sayıyor. (ki bence bunları bilmek hikayeyi derinleştiriyor) Diğer yandan anlatıcı diyor ki benim ilgilendiğim konuysa kimliğin ölümle birlikte yok olup olmadığı idi, sebebi de Morella'nın bundan konuşurken duyduğu rahatsızlık. Anlayacağınız üzere öykünün esas konusu da bu. Kimlik ya da benlik konusunu aklımızda tutarak devam edelim. Öykünün girişinde Platon'un bir sözü var. "Itself, by itself, solely, one everlasting, and single." Bilindiği üzere, Platon ruhun ölümsüzlüğüne inanır. Morella'nın ilgilendiği üç konu: Pisagor'un palingenesis'i (yeniden doğuş): Pisagor Mısır'da yalnızca matematik öğrenmez aynı zamanda reenkarnasyonu da öğrenir ve buna inanır. Fichte'nin "vahşi" panteizmi: Poe'nun vahşi demesinin sebebinin Fichte özne mevzusunu abartması olduğunu düşünüyorum. Basitçe Fichte mutlak idealizmi savunur: Kant öznenin dünyayı kurduğunu söylemekle bir devrim yapmıştı, Fichte bunu daha da ileri götürür ve her şeyin temelinde "ben" olduğunu ve hatta gerçekliğin de ben ile özdeşleştiğini iddia eder. Schelling'in kimliği: Bir başka mutlak idealist olan Schelling de Kant ve Spinoza'yı birleştirerek bilinçli insan doğadaki tekâmülün bir sonucudur, doğa ve ruh özdeştir, der. Hikayeye devam edelim. Morella sürekli bu konulardan bahseder, eli soğuktur, bakışları derindir, sesi müzikal ve etkileyicidir. Adamsa mistisizme uzaktır, Locke'çudur. Zamanla anlatıcının hayranlığı gitgide azalır, Morella bunu fark eder ama kader der. Günden güne solar, anlatıcı onun ölümünü arzu etmeye başlar ve en sonunda ölüm döşeğinde kehanette bulunur. Çocuğu olacaktır ve anlatıcı bir daha asla mutlu olmayacaktır. “I am dying, yet shall I live.” der. "Ölüyorum ama yaşayacağım. Beni sevmiyorsun asla sevemedin ama yaşarken tiksindiğin kişiye ölünce tapacaksın."  Derken çocuk doğar ve büyür. Anlatıcı da çok sever kızını. Ama büyüdükçe -ki kız çok hızlı büyür hem fiziksel hem mental olarak- annesine o kadar benzer ki anlatıcı dehşete düşer. En sonunda kızı on yaşındayken vaftiz etmeye karar verir, kızın hala adı yoktur. Tam isim vereceği anda bir şeyler olur ve istemsizce Morella der. Kız da buradayım der ve düşer ölür. Anlatıcı kızını annesinin yanına gömmek için mahzene indiğinde anne Morella'nın cesedi yoktur. Hikaye örüntüsü öyle ilerliyor ki daha epigrafta sinyal vermeye başlıyor Poe. Adım adım hikayeyi küçük göndermelerde inşa ediyor. Morella'nın sevdiği felsefeciler ruhun ölümsüzlüğüne inanıyorlar. Anlatıcı yaşarken Morella'yı sevmiyor ama kızına (aslında onun da aynı ruh/kimlik olduğunu açıkça anlıyoruz hikayenin sonunda) tapıyor. Anne son nefesini vermeden kız ilk nefesini almıyor çünkü ruh göçü bunu gerektiriyor. *** Baştaki soruya dönelim. Poe'nun yaşadığı dönemde Amerika'da kadınlar mülkiyet hakkı, oy verme hakkı gibi haklar için savaşıyorlardı. Daha liberal olan kuzey eyaletlerinde daha fazla hakka sahip olsalar da genel anlamda cinsiyet eşitliğinden çok uzak bir dünyaydı. Birçok kaynağa göre Poe bundan hayli rahatsızdı, öykülerinde başarılı zeki kadınlarla dalga geçer. Morella'da da kadın karakter çok zeki ve yeteneklidir ama sonuçta tuhaf mistik şeylere inanır, nefret edilen biri olur, erkeği lanetler ve "ölmek bilmeyen bir kurt"a dönüşür, dehşetin kaynağıdır. Poe'nun kadın düşmanı olmadığını iddia edenler de var tabi. Mesela bu öykünün ilginç bir yorumunu okudum. Morella'nın ölümden dönüşünü erkek sesine karşı yükseltilmiş bir kadının sesi olarak görüyor. Yani Poe misojinik değil aksine bunun eleştirisini yapıyor, diyor. Bu yorum bana biraz zorlama geldi. Morella'nın daha çocukken ikinci kez öldüğünü unutmayalım. Sonuç olarak, Poe kadınlardan nefret ediyor muydu emin değilim ama Morella öyküsünün çok zekice tasarlanmış olduğundan eminim. (yağmur)

Kitabın Yazarı Edgar Allan Poe Kimdir?

1809’da Boston’da doğdu. Henüz bebekken yetim kaldığından onu yanlarına alan John ve Frances Allan çifti tarafından yetiştirildi. John Allan’la para konusunda sürekli anlaşmazlıklar yaşayan Poe, 1827’de orduya yazıldı. Aynı yıl ilk kitabı Tamerlane and Other Poems’u (Tamerlane ve Diğer Şiirler) isimsiz olarak yayımlandı. 1831’de ordudan atıldı. Bunu izleyen yıllarda düzyazıya yoğunlaştı ve yaşamını yalnızca yazarak kazanmaya çalıştı. Southern Literary Messenger, Burton’s Gentleman’s Magazine, Graham’s Magazine gibi dergilerde yardımcı editör olarak çalıştı, Broadway Journal’ın önce editörü, daha sonra sahibi oldu. Nantucket’lı Arthur Gordon Pym’in Öyküsü 1838’de ve Tales of the Grotesque and Arabesque (Grotesk ve Arabesk Öyküler) adlı iki ciltlik derleme ise ertesi yıl yayımlandı. Fakat Poe’nun adını asıl yaygınlaştıran, 1845’te yayımlanan “Kuzgun” şiiri oldu. 1835’te, o sırada on üç yaşında olan kuzeni Virginia Clemm’le gizlice evlendi. Virginia’nın 1847’de veremden ölmesinin ar­dın­dan Poe kendini daha da fazla içkiye verdi. 1849’da, bilinmeyen bir sebepten öldü.

Edgar Allan Poe Kitapları - Eserleri

  • Morgue Sokağı Cinayeti
  • Kuyu ve Sarkaç
  • Bütün Hikayeleri
  • Bütün Şiirleri
  • Kara Kedi
  • Kızıl Ölümün Maskesi

  • Şiirler - Annabel Lee
  • Dedektif Auguste Dupin Öyküleri
  • Kuzgun
  • Karanlıktır İnsanın Ruhu
  • Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Hikayesi
  • Çalınan Mektup
  • Altın Böcek

  • Seçme Hikayeler
  • Bir Haftada Üç Pazar
  • Öyküler
  • Sfenks
  • Tuhaflık Meleği
  • Yazının Felsefesi
  • Gözlük

  • Usher Konağı'nın Çöküşü
  • Kısa Hikayeleri: Kuzgun, Morgue Sokağı Cinayetleri ve Diğerleri
  • Bitmiş Adam
  • Bir Kudüs Öyküsü
  • Gizem ve Hayalgücü Öyküleri
  • The Tell-Tale Heart
  • Bütün Öyküleri 2

  • Berenice
  • Şehrazatın Bin İkinci Gece Masalı
  • Oval Portre
  • Morella
  • Kelimelerin Gücü
  • Ligeia
  • Hipnoz Altında Gerçekler

  • Bir Mumya ile Küçük Bir Hasbihal
  • The Cask of Amontillado
  • Ölümcül Öyküler
  • Aldatma
  • Edgar Allan Poe
  • Şizofren
  • Veba Kralı

  • Eureka
  • Bütün Öyküleri 3
  • Gizemli Öyküler
  • A Descent Into the Maelstrom
  • Hayalgücü Öyküleri
  • Şiirler ve Anılar
  • Randevu

  • The Oblong Box
  • Olağandışı Öyküler
  • The Fall of the House of Usher
  • Hekayələr
  • Kuzgun - Amontillado Fıçısı - Morella
  • The Mystery Of Maire Roget
  • Seven Stories of Mystery and Horror

  • The Facts in the Case of M. Valdemar
  • Olağanüstü Yaşantılar
  • Bilim Kurgu Öyküleri
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Doktor Tarr İle Profesör Fether'in Sistemi
  • 20 Best Stories By Edgar Allan Poe
  • American Horror

  • Qelareşk û Bîst Helbestên Din
  • El Aaraaf, Tamarlane and Minor Poems
  • Complete Poems - Selected Essays
  • Bütün Hikayeleri 4
  • Bütün Hikayeleri 5
  • Poetry for Young People: Edgar Allan Poe
  • Complete Works of Edgar Allan Poe

Edgar Allan Poe Alıntıları - Sözleri

  • Ağla, ağla gözlerim ve kendini gözyaşlarıyla yok et! Hayatım bir yarısı diğerini mezara gönderdi. (Bitmiş Adam)
  • Çılgın hayalleri olan bir yürekle, Ki kumandan benim, Yanan bir mızrak ve kanatlı bir atla, Yaban ellerde dolanıyorum. (Gözlük)
  • “Beni asla sevemedin, ama yaşamda tiksindiğin kişiye ölünce tapacaksın.” (Morella)
  • Her şey göreceli olarak ya iyidir ya da kötü. Yeterli bir analiz her durumda zevkin acının tam tersi olduğunu gösterecektir. Pozitif zevk sadece bir düşüncedir. Herhangi bir noktada mutlu olmak için aynı zamanda acı da çekmeliyiz. Acı çekmeyen kişi asla mutlu olamaz. (Usher Konağı'nın Çöküşü)
  • Gerçekten de tek lüksü kitaplarıydı. (Şizofren)
  • Çok kaygılı olduğumdan kitap okuyamıyordum. (Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Hikayesi)

  • Bizim için artık düş diye birşey yok. (Bir Mumya ile Küçük Bir Hasbihal)
  • İnsanlar güzellikten konuştuklarında, bir nitelikten değil, akıl ve kalpten de değil, daha ziyade, bir etkiden bahseder; kısacası, ruhun o ani yükselişinden... (Yazının Felsefesi)
  • " Şüpheler içeren ve tehlikeli bir istek olsa da cesur bir yürek için başarılmayacak hiçbir şey yoktur. " (Gözlük)
  • Yaşarken belan oldum Ölürken ölümün olacağım Martin Luther (Bitmiş Adam)
  • Orada beni bekle! O yankılı vadide. Mutlaka buluşacağım seninle. (Randevu)
  • Korku ve ölüm ezelden beri etrafta dolanıyor... (Kelimelerin Gücü)
  • "Bırak içini döksün; rahatlasın biraz. Bana, onu kendi kalesinde yenmiş olmak yeter..." (Dedektif Auguste Dupin Öyküleri)

  • İnsanlar çırpınan gölgeler gibi yanımdan geçip gitti ve tüm bunların arasında seçebildiğim tekti : Morella. (Ölümcül Öyküler)
  • Ruhuma, umutsuzluğun keskin ağırlığı çöktü... (Kuyu ve Sarkaç)
  • Bizi böyle etkileyebilecek basit ve doğal nesne kombinasyonları hiç şüphesiz var olsa da derinliğimizin ötesinde olan bu gücü analiz edemeyiz (Usher Konağı'nın Çöküşü)
  • keder ki, izlenimlerin en kalıcı olanıdır, nasıl ki servi en dayanıklı ağaçsa... (Morella)
  • Bu-yolla düşüncelerimi onlara benimsetmekte (çünkü cahil insanlardı) pek zorlanmadım. (Bir Mumya ile Küçük Bir Hasbihal)
  • Hayatımın hiçbir anında, yanlış anlaşılma tehlikesiyle karşılaşmadan serbestçe konuşabileceğim bir dost ihtiyacını o andaki kadar yakıcı bir şekilde hissetmemiştim. ...aynı duyguları paylaşan birinin arkadaşlığı olmada bu manzaraların ve esinlendiği düşlerin tam olarak tadına varılamazdı. Thornton, alay edilme korkusuna kapılmadan içimi dökebileceğim, yüreğimi alt-üst eden duyguları rahatca açıklayabileceğim biriydi. ... Pierre'le de iyi dosttuk, lakin aramızda paylaşılan fikirlerin yarattığı bağlar - insanlar arasındaki bağların en güçlüsü - yoktu. (Bütün Öyküleri 2)
  • Kendisi, yalnızca kendisi, tek başına sonsuz ve tek. Ploton, Şölen. (Bitmiş Adam)

Yorum Yaz