akademi
dedas

Monte Cristo Kontu - Alexandre Dumas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Monte Cristo Kontu kimin eseri? Monte Cristo Kontu kitabının yazarı kimdir? Monte Cristo Kontu konusu ve anafikri nedir? Monte Cristo Kontu kitabı ne anlatıyor? Monte Cristo Kontu kitabının yazarı Alexandre Dumas kimdir? İşte Monte Cristo Kontu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.02.2022 16:00
Monte Cristo Kontu - Alexandre Dumas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Alexandre Dumas

Çevirmen: Aysen Altınel

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053750666

Sayfa Sayısı: 1056

Monte Cristo Kontu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Dumas klasik romanın kilometre taşlarından biri olan bu yapıtında, Doğu’ya, klasik mitolojiye ve insan psikolojisine duyduğu tutkulu ilgiyi coşkun bir anlatıda, ustalıklı diliyle harmanlıyor.

“Dumas kitlelerin tutkularını paylaşmayı ve doyurmayı diğer tüm romancılardan iyi başarıyordu. Onlar gibi otoriteye, adalete ve serüvene bayılıyor; onlar gibi insanlığı kahramanlar ve alçaklar olarak ikiye ayırıyordu... Bir öyküyü başka kimsenin anlatamayacağı biçimde anlatmayı biliyor; onun kaleminin gölgesinde en yavan anlatı bile bir destan görünümüne bürünüyordu.”

André Maurois

Dumas bir sanat zirvesiydi... Hiç kimse Dumas’nın romanları ve oyunlarIndan daha iyisini yapamadı, yapmadı ya da yapamayacak.”

George Bernard Shaw

Monte Cristo Kontu Alıntıları - Sözleri

  • "Ben yemek için yaşayanlardan değil yaşamak için yiyenlerdenim."
  • Gördüğünüz gibi belirsizlik tüm işkencelerin en kötüsü.
  • "Tanrı insanoğluna geleceği gösterene kadar, insanlığın sahip olabileceği tek bilgi şu sözlerde saklıdır: Bekle ve umut et!"
  • Düşünceler ölmez efendim, bazen uykuya dalarlar ama uyumadan öncekinden daha güçlü bir şekilde uyanırlar.
  • "Her felaketin iki ilacı vardır: zaman ve sessizlik."
  • - Ah şu insanlar! Ellerindeki balta ile başkalarının gururunu parça parça etmeyi düşünürler de, kendi gururlarına bir iğne ile dokunulduğu zaman kıyameti koparırlar.
  • Uzun süre acı çekildiğinde mutluluğa inanmak zor olur.
  • Her devrim kendi felaketini doğurur.
  • "Bir suçun sorumlusunu aramadan önce bundan çıkarı olacakları araştır."
  • Ayrılık da ölüm kadar etkilidir.
  • Suçluyu bulmak istiyorsanız, önce işlenen suçun kime yaradığını araştırın !
  • Belirsizlik bir ölçüde umudu barındırır.
  • Ayrılık da ölüm kadar etkilidir…
  • "Ayrılık da ölüm kadar etkilidir."

Monte Cristo Kontu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

1800lü yılların ünlü Fransız yazarı Alexandre Dumas’nın 1.500 sayfalık bu uzun mu uzun romanı, okuyucusunu tarihi bir maceraya sürüklüyor. Döneminde tefrika edildiğinde büyük yankı uyandıran, Dumas’nın özellikle kadın hayranlarını büyüleyen bu roman, heyecanlı ve sürükleyici kurgusunun yanı sıra merkezinde yer alan sıra dışı aşk hikayesi ile de etkiliyor okurunu. En ünlü klasiklerden olmasının yanı sıra ülkemizde, beğendiğim senarist Kerem Deren’in kaleminden, “Ezel" dizisine ilham kaynağı olması ile de iyi tanınıyor. Roman, genç denizci Edmond Dantes’nin hiçbir suçu olmadan, kendisini çekemeyenlerce tuzağa düşürülüp hapse atılmasını ve sefil zindanlarda 14 koca yıl geçirdikten sonra kaçarak intikam peşinde koşmasını konu alıyor. Dumas’nın kurguladığı zindan, kaçış ve intikam öyküleri o kadar kurnaz, etkileyici ve dönemin ruhuna uygun ki, okuyucuyu peşinden sürüklüyor ve 1.500 sayfa hızlıca akıp gidiyor. Tabii bu noktada bu uzun romanı yazarken Dumas’nın bir gölge yazar (Auguste Maquet’i) kullandığını da belirtelim; uzun, duygu yüklü, okuyucusunu gözyaşlarına boğan diyalogların ve betimlemelerin bir kısmı, Dumas’nın kurgusu doğrultusunda, Maquet tarafından yazılıyor. Romanı incelerken dönemin atmosferini bilmekte fayda var. 1800lü yılların ortasında, Marsilya, Roma ve Paris’te geçiyor roman. Aristokrasinin hakimiyetinin devam ettiği dönemdeyiz hala; 20 yıl önceki Fransız ihtilalini ve Jakoben’lerin parçalanmasını takiben Fransız tahtı soylu krallar ile yenilikçi imparator Napoleon arasında el değiştiriyor. Romanın hikayesinin de dayandığı belirsizlik dönemleri; iktidarın taraflar arasındaki hızlı değişimi dünün kahramanlarını bugünün hainleri yapıyor; ihanetler, tuzaklar, gözden düşmeler sırasında sermaye el değiştiriyor, her zaman olduğu gibi köşe dönücüler de hazır, bekliyor. Dumas krallık çevresindeki bu kaosu ve değişimi hicvediyor. Dönemin toplumsal atmosferi de günümüzden oldukça farklı. Aristokrasinin çok kuvvetli olduğu dönemdeyiz; soylu olmayan herkes çalışmak zorunda, ancak soyluların böyle bir derdi yok; zira en prestijli meslekler olan üst düzey devlet memurluklarına zaten sadece soylular yerleştiriliyor (bir nevi günümüz bankamatik memuru gibi çoğunluğu). Soylu iseniz; erkeklerde de, kadınlarda da birinci öncelik dış görünüş. Soyluların ciddi bir zamanı dönemin modasına uygun kıyafet diktirmek, giyinmek, süslenmek ve davetler düzenlemekle geçiyor. Gösteriş o kadar ön planda ki, Dantes -arada hicvetse de- kahramanlarının görgüsüzlüğünü ya da asilliğini vurgulamak için detaylı mekan ve kıyafet tasvirlerinden yararlanıyor. Dolayısıyla para da en büyük güç ve iktidar kaynağı, ve maalesef, kahramanını haklı ve üstün kılabilmek için Dantes de hikayesini, gizli bir hazineden sağlanan esrarengiz zenginliğe dayıyor. Genç Dantes’yi iyiliğin merkezine koyarak onun ve sevdiklerinin mahvına sebep olan herkesi cezalandırıyor romanında Dumas. Bu yüzden karakterlerde iyi/kötü ayrımları çok belirgin ve roman boyunca da değişmiyor. Bizim eski Türk filmlerini hatırlatan bir tadı var; iyiler çok iyi ve her zaman iyi, kötüler de alabildiğine ve değişmezcesine kötü. Öyle ki kötüler zevksizliklerinden, kabalıklarından, çirkinliklerinden, hatta de Villefort’un oğlu minik Eduard’da olduğu gibi çocuklarının terbiyesizliğinden bile kolayca ayırt edilebiliyorlar. Bu sembolik anlatım her ne kadar gerçekten son derece uzak olsa da döneminde büyük ilgi çekiyor. Haksızlıklara karşı savaşan ve intikam alan Dantes’nin gerçeküstü maceraları; sınırsız zenginliği, olağanüstü planlama yeteneği ve kusursuz zamanlaması ile Binbir Gece masallarından fırlamışa benziyor. Ayrıca bu tarihi roman, dönemin esrarlı ve merak edilen Doğu kültürüne, hatta Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerindeki Balkan isyanlarına kadar bir çok esrarı ve büyülü atmosferi de Avrupalı okuyucusunun önüne seriyor. Çağdaşı Rus yazarlarla kıyaslandığında edebi anlamda pek bir şey vaat etmiyor roman. Dumas’nın karakterleri çağdaşı Dostoyevski ya da Tolstoy’da gördüğümüz derinlikten çok uzaklar; yazar karakterinin iç dünyasına girmektense yüzeysel ve basmakalıp değerlendirmeler ile yetiniyor. Detaylı odaklandığı tek karakteri kahramanı Dantes; onda bile, haksızlığa uğramış, gençliğini ve hayallerini yitirmiş ve gücü eline geçirince intikam peşine düşmüş bu adamın ruh dünyası, yaşadığı iç çelişkiler, güç-inanç çatışmaları yazarımızı gereğinden az meşgul ediyor. Yıllar önce kısaltılmış bir versiyonunu okuduğum romanın bu kez tamamını okumaya karar verdim. Romanın kalbini oluşturan esrarı zaten bildiğimden bu bitmek bilmez 1.500 sayfa çok da büyük keyif vermedi bana. Yine de Dumas’nın dönemini hicveden bu macera romanı, Dantes’nin temsil ettiği “ilahi adalet” kavramı ve haksızlık yapanın sonunda cezasını bulduğu mutlu dünya kurgusu ile, sürekli ettiğimiz duaların karşılığıymışçasına, her dönem ilgi çekeceğe benziyor. (AkilliBidik)

Ezel in İlham Kaynağı(*spoiler): Önce her incelememde olduğu gibi kitabın yazarında biraz bahsetmek istiyorum. yazar/Alexandre-Dumas , Fransız bir yazar.1805-1870 arasında yaşamıştır.Macera kitaplarında tam bir üstad.Eserlerinin 200 den fazla filmi yapılmıştır.Tiyatro ve gezi ile de ilgilenmiştir.100.000 sayfayı geçer onun tüm eserlerinin toplamının sayfa sayısı.Paris te Tarih Tiyatrosununda kurucusudur.Kendi adıyla aynı isimden oğlu vardır. yazar/alexandre-dumas-ogul gayri meşru bir çocuktur.Çok iyi bir tiyatro ve roman yazarıdır.Onun adının sonuna babası ile karıştırmasın diye fils yani oğul kelimesi de konularak ifade edilir.Babasına da pere yani baba denilir.Meşhur klasik roman kitap/kamelyali-kadin--6748 oğluna aittir. Monte Cristo kitabı ile ilgili genel anlamda birkaç şey söylemek istiyorum.Eser 1844 de yazılmıştır.Romandaki olaylar 1815 te başlar.Anlatıcı her yerdedir.Her şeyi bilir.Tepedelendi Ali Paşa nın adını romanda sık sık görürüz.Kendisi Osmanlı Devletine isyan eden bir validir.İsyanın neticesinde Yunanlar bağımsız olmuş ve Rumların bu isyan çok işine yaramıştır.Yazarın Türklükle ilgili birçok düşüncesinin olduğunu ve Türk tarihini çok araştırdığını düşünüyorum.Doğuyu çok güzel yorumlar.Doğu Batı ayrımını çok başarılı yapar.Analizleri çok kuvvetlidir.Ayrıca Türk mallarınında zenginlerin evlerindeki eşyalarda sürekli tercih edilen mallar olduğunu sık sık görürüz. yazar/teodor-kasap ve yazar/ahmet-mithat-1 çevirisinde dilimize kazandırma anlamında katkına bulunan kişilerdir.İntikam konusunda akla gelecek ilk eser olabilir.Ezel dizisi de bu eserden esinlenerek çıkmıştır.Benzer kişiler; Ömer : Edmond Dantes Ezel : Monte Cristo Kontu Cengiz : Fernand Eyşan : Mercedes Ramiz : Farya Ali : Caderousse Tefo : Baptistin Filmiyle ilgili(2002 yapımı) 35 milyon dolara cekilmiştir. 75 milyon dolar kazanmıştır. Imdb : 7.7 Edmond : Jim Caviezel : Hz İsa nın Çilesinden bildiğimiz Fernand : Guy Pearce : Emmy li Momento başrolü, La Continential,Hurt Locker oyuncusu Albert : Henry Cavill : Superman, Witcher, Mission : İmpossible den bilinen meşhur oyuncu Yönetmeni : Su dünyası ve Robin Hood filmlerininde aynı zamanda yönetmeni Kevin Reynolds 1.kitabın incelemesi Bir gemide çalışan Edmond Dantes, dönüş yoluna geçildiğinde 1.kaptanın yolculuk esnasında ölmesinden dolayı 1.kaptan olarak yolculuğa devam eder.Kaptan ölmeden önce Napolyon dan(kitapta Zorba olarakta geçer) bir mektup alması için bir adaya gitmesi gerektiklerini söyler.Dantes te bu görevi kaptan öldükten sonra kendisi yapar.Fransa ya gemi döndüğünde kaptanın geminin sahibi tarafından, Edmond un olması istenir.Tabiki maddi durumu kötü olan Edmond, teklifi hemen kabul eder.Artık Edmond, bu teklif üzerine sevdiği kız ile yani Mercedes ile evlenebilecektir.Fernand, Mercedes i sever.Danglars, Edmond u kıskanan bir muhasebecidir.Caderousse ise Edmond un komşusudur.3ü bir olurlar ve Edmond un Bonapartçı olduğunun yazılı olduğu sahte bir mektup hazırlarlar.Savcı Villefort ise bir Bonapartçının oğludur.Savcı da kısaca Edmond un tutuklanması için bu komplonun bir parçası olmuştur.Yargısız infaz yapılır ve hapishanede bulur kendini başkahramanımız.Edmond, hapishanede Farya adında kendini çok geliştirmiş bir rahiple tanışır.Farya hem ona eğitim verir, hemde gözünü açar.Edmond artık intikam isminin karşılığı durumundadır.Edmond 14 sene sonra hapishaneden kaçar.Ama Farya kaçma esnasında ölür.Farya ona ölmeden önce Monte Cristo Adasındaki hazineden bahseder.O hazineyi de eline geçiren Edmond Dantes, artık o Monte Cristo Kontudur. İkinci kitap Bu kitapta yaklaşık 760 sayfa civarında olup, Edmond Dantes in zengin bir insan olarak girdiği, Rahip Faria dan elde ettiği hazinenin yerini bulduktan sonraki dönemini anlatıyor.Artık sıra intikam almaya gelmiştir.Gözünü kan ve bu hırstan girmiş ve başka hiçbir şey göremez olmuştur.İkinci kitapta kullanmış olduğu intikam metodları çok başarılı.Yazar belli ki üzerinde baya bir düşünmüş.Mercedes le karşılaşması kısımları çok iyi.Aşk, romantizm sahneleri baya iyi. Kitabı okuduktan sonra filmi bence izlemeyin, filmle kitabın alakası yok demem yanlış olur ama çoğu kısmı kesmişler.Çoğu önemli karakter yok.Çoğu önemli gördüğüm sahne yok.Örneğin zehirlenme sahneleri var ikinci kitapta onlar filmde yok.Hayde karakteri kitapta var, filmde yok.Ali karakteri gene aynı.Film kısaca gereksiz ama güzel bir yapım denilebilir mi denir.Ama kitabı yakalamayı bırakın, yaklaşamamış. Kitaplara puanım tabiki 10. (Emre Bulut)

Daha önce hiç intikam aldınız mı? Sizi üzen veya canınızı yakan bir insanı, aynı şekilde üzmek veya canını yakmak istediniz mi? Eminim ki, intikam alma fırsatını elde edememiş olsanız bile kesinlikle intikam almak istemişsinizdir. Çünkü intikam çok güçlü bir duygudur ve içerisinde ihanete uğramışlık hissini barındırır. Pek tabii hiç kimse de ihanete uğramış olmak istemez. İşte Alexandre Dumas Pere'nin müthiş bir intikam öyküsünü işlediği ve yazımını 1844 yılında tamamladığı Monte Cristo Kontu'nda, Edmond Dantes isimli 19 yaşındaki bir denizcinin, yakınları tarafından kıskanılması ve sonucunda onların ihanetine uğraması konu alınır. ------Kitabı sevdirecek kadar spoiler vardır. Asla kitabı okumanıza engel teşkil etmeyecektir.------ Edmond Dantes'e ihanet eden yakınları, aynı gemide beraber çalıştığı muhasebeci iş arkadaşı Danglars, komşusu Caderousse ve Dantes'in nişanlısı Mercedes'e aşık olan Fernand'dır. Bu kişiler Dantes'i kıskanır ve onun başına hiç ummadığı bir çorap örerler. Çünkü Edmond Dantes, geleceği parlak olan bir gençtir ve nişanlısı Mercedes ile güzel bir hayata adım atacaktır. Bu da onun kıskanılması için yeterli bir sebeptir. Danglars, Caderousse ve Fernand, birlikte bir mektup yazarak Edmond Dantes'i bir casus gibi ihbar ederler ve evlilik gününde Dantes'i tutuklatarak İf Şatosu'na gönderilmesine sebep olurlar. Dantes haksız bir şekilde İf Şatosu'nda tam 14 yıl tutuklu kalır. Geçen 14 yılda umutları tükenip artık intihar etmeyi düşünen Dantes, hücresinin duvarından gelen tıkırtılarla hayata tutunmaya başlar. Yan hücre komşusu İf Şatosu'ndan kaçma planları yaparken kazdığı tünel tesadüfen Dantes'in odasına çıkar. Kaçma planı yaparak Dantes'in hücresine gelen kişi Rahip Faria'dır. (Rahip Faria efsane bir karakterdir ve kitaplarda karşılaşıp hayranı olduğum yan karakterler arasında ilk üçe kesinlikle girer.) Rahip Faria bilge bir kişidir ve zamanla bütün bildiklerini Dantes’e öğretmeye başlar. Bu noktadan sonra artık ikisi birlikte kaçma planları yaparlar. Ancak Rahip Faria bu esnada bir krize yakalanır ve ölür. Dantes ise onun cesedinin yerine geçerek İf Şatosu'ndan kaçmayı başarır. Bu arada Rahip Faria Dantes'e, Monte Cristo Adası'nda bulunan ve yerini sadece kendisinin bildiği gizli bir hazinenin de yerini söylemiştir ve bu hazine Edmond Dantes'in intikamını alması için kullanılacaktır. İf Şato'sundan kaçtıktan sonra Edmond Dantes ismini Monte Cristo Kontu olarak değiştirir. Düşmanlarını uzaktan izleyerek onlardan nasıl intikam alacağını tüm ayrıntılarıyla ve hiçbir hususu göz ardı etmeden planlar. Çabuk ve hızlı bir intikam istememektedir. Çünkü 14 yıl boyunca her gün intikam yemini etmiş ve beklediği gün sonunda gelmiştir. Bu noktada daha fazla bilgi vermek, kitabın içeriği ile ilgili ayrıntıya girmek ve olay örgüsünü deşifre etmek anlamına geleceğinden anlatımımı durdurmam gerekiyor. Oysaki hiç de kendimi durdurmak istemiyorum. Monte Cristo Kontu'nun efsanevi intikam öyküsünü ve detaylı planlarını günlerce konuşmak ve anlatmak istiyorum aslında. Ama bencil olup kitapla ilgili hevesinizi kaçırmak da istemem. Sonucu merak edenlerin kitabı edinerek okuması gerekiyor. Monte Cristo Kontu, 1000 küsür sayfalık bir kitabı ikinci defa okumayı göze aldığım, Harry Potter serisinden sonra, ikinci kitap. Benim için efsane bir eser ve ölmeden önce mutlaka okumanız gereken bir kitap. Üzgünüm ama bu kitabı okumadıysanız, hiçbir intikam sizi şimdiye kadar tatmin etmemiştir. Tam bir intikam hissi doyumuna ulaşmak istiyorsanız bu kitabı mutlaka ama mutlaka okumalısınız. Son olarak, Monte Cristo Kontu ile ilgili genellikle sadece "intikam" teması üzerinden bilgiler veriliyor olsa da bütün kitap bir intikam öyküsünü anlatmıyor. Bu şekilde düşünürseniz yanlış olur. Kitabın işlediği diğer konular, adalet, aşk, bağışlama, yeniden doğuş ve merhamet olarak düşünülebilir. Zira Edmond Dantes yeniden doğduğu Monte Cristo Kontu ile sadece büyük bir intikam planı kurgulamamış, kendisine zamanında yardımcı olan iyi niyetli insanları da mükafatlandırma amacı gütmüştür. Bir eleştiri: Kitabı ikinci defa okuduğum için mi bilmem ama kitaptaki bazı olaylar ve gereksiz rastlantılar bana biraz zorlamayla yazılmış gibi geldi. İlginç tesadüfler her zaman eserin inandırıcılığını azaltmıştır benim için. Efsane olduğunu düşündüğüm Monte Cristo Kontu'nda da bu eleştiriyi yapmadan geçemezdim. O zaman bir eleştiri de kendime gelsin: Be adam, madem bu kitabı efsane olarak adlandırıyorsun, neden ikinci bir Alexandre Dumas Pere kitabı okumadın bu zamana kadar? Sonuç itibarıyla, bu kitabı mutlaka okuyun, seveceksiniz. (Semih Doğan)

Kitabın Yazarı Alexandre Dumas Kimdir?

Alexandre Dumas Pére... Fransız yazar. Monte Kristo Kontu, Üç Silahşörler, Siyah Lale ve Demir Maske gibi tarihi romanlarıyla tanınır. Üçyüze yakın macera romanı yazmıştır. 19. yüzyılın en verimli ve en sevilen Fransız yazarlarındandır. Önce oyunları daha sonra da tarihsel romanlarıyla büyük ün kazanmıştır. Özellikle, Kardinal Richeliey dönemindeki gözüpek kahramanı anlattığı romantik tarzda yazdığı Üç Silahşörler (1844) ve Monte Kristo Kontu (1845) en tanınmış yapıtlarındandır. Dumas'nın renki, açık yürekli, kimi zaman pek inandırıcı olmayan bir üslupla kendi olağanüstü yaşamındaki olayları aktardığı Anılar (1852-54) adlı yapıtı romantik dönem Fransız edebiyat yaşamına ışık tutar. Dumas, geçimini sağlamak amacıyla genç yaşta Paris'e gitmiştir. Avukat olmayı planlamış ama geleceğin Fransa Kralı Orléans dükü Louis-Phlippe'nin hizmetine girmiştir. Sonra da şansını tiyatroda denemeye karar vermiştir. Yazdığı oyunlar döneminde olduça ilgi görmüştür. III. Henry ve Sarayı (1829) adlı oyununda Dumas, Fransız Rönesansının gösterişli bir tablosunu çizmiştir. Napoléon Bonaparte (1831) yeni ölen imparatorun efsaneleşmesini sağlamıştır. Dumas, oyun yazarken tarihsel romanla da ilgilenmeye başlamış ve renkli bir tarihsel fonla, genellikle 16. ve 17. yüzyılda geçen heyecanlı öyküler yazmayı hedeflemiştir. Kalıcılığını da oyunlarıyla değil, bu tarihsel romanlarıyla sağlamıştır. Romanlarındaki kahramanlarında iyi-kötü ayrımı oldukça belirgindir. Victor Hugo gibi romantik akımın başlıca yazarlarındandır. Dumas başarı kazandıkça kendini pahalı zevklere vermiş ve borçlarını ödeyebilmek için daha fazla yazmaya başlamıştır. Aynı zamanda gazeteciliğe de başlamış, gezi kitapları yazarak para kazanmaya çalışmış ama başarılı olamamıştır. Alexandre Dumas'nın eserlerini, özellikle de "Üç Silahşörler"'i yazarken tarihi oldukça saptırdığı, olaylara fazlasıyla hayâl gücünü kattığı söylenir. Bu söylentiler kulağına kadar gelince Dumas, "Tarihe tecavüz ettiğimi söylediler ama çok güzel çocuklar doğdu" demişti. Alexandre Dumas 1870'te, Dieppe yakınlarında ölmüştür.

Alexandre Dumas Kitapları - Eserleri

  • Monte Cristo Kontu
  • Üç Silahşor
  • Siyah Lale
  • Demir Maske
  • Binbir Hayalet
  • Üç Silahşörler 2 - Yirmi Yıl Sonra

  • Üç Silahşörler (Çizgi Roman)
  • Kafkaslar
  • Sainte - Hermine Şövalyesi
  • Üç Silahşörler - Kraliçenin Hizmetinde
  • Monte Kristo Kontu - Çalınan Taç
  • Pauline
  • Mısır ve Sina'da On Beş Gün

  • La Reine Margot
  • Mutfak Sözlüğüm
  • Tepedelenli Ali Paşa
  • Üç Silahşörler - Kralın Hizmetinde
  • Metres / Milady
  • Kraliçenin Elmasları
  • Robin Hood

  • The Nutcracker
  • Üç Silahşörler 3
  • Kaçış ve Yaşanmış Hikayeler
  • Üç Silahşörler 4
  • Üç Silahşörler 5
  • Kamelyalı Kadın

Alexandre Dumas Alıntıları - Sözleri

  • “Bekleme bir tür çılgınlık, çılgınlık da çok fazla umut değilse nedir?..” (Üç Silahşörler 3)
  • "Sana,hatıranda benim için hiçbir yer kalmayacak kadar sakin,mesut ve huzurlu bir hayat dilerim. “ (Monte Kristo Kontu - Çalınan Taç)
  • "Geçmişi bilmek, gelecekten haber vermekten kötüdür." (Üç Silahşörler 2 - Yirmi Yıl Sonra)
  • "Ben insanlardan çok fikirleri merak ediyorum." (Üç Silahşörler 3)
  • Ayrılık da ölüm kadar etkilidir… (Monte Cristo Kontu)
  • “Eskisi gibi değilim artık..” (Üç Silahşörler 3)

  • Sizi her gördüğümde, yüreğimdeki mücevher kutusuna bir elmas daha koyuyorum. (Üç Silahşörler (Çizgi Roman))
  • Güvendiğiniz kim var? Hiç kimse. (Demir Maske)
  • "Talihin büyük dönemeçleri umutsuz durumlarda birdenbire ortaya çıkmıştır." (Üç Silahşörler 3)
  • ... Ben basit bir kurala inanıyorum: Tanrı iyinin ne olduğunu eğitimle öğrenmemiş bir kadını hep iki yoldan oraya götürür: Bunlar aşk ve acıdır; zorlu yollardır. Bu yollara düşenlerin ayakları yara bere içinde kalır, elleri dilim dilim yarılır ama aynı zamanda yolun iki yanındaki böğürtlen dikenlerinin üzerinde kötülüğün yakut damlalarını bırakırlar. Tanrı huzurunda utanmayacak ve çıplaklıkla gayelerine ulaşırlar... (Kamelyalı Kadın)
  • ... Çünkü ölüm yanımda duruyor. Sense benden o kadar çok uzaktasın ki... (Kamelyalı Kadın)
  • Bu kadar çabuk ayrılacaktık madem, karşılaşmamıza hiç değmezdi. (Binbir Hayalet)
  • İnsanlar bilhassa kötü davrandıklarında sözcüklerin değeri hususunda yanılırlar ve tam da yüceltilmeyi hak edenleri alçaltmak için onlara hakaret ederler. (Sainte - Hermine Şövalyesi)

  • Ama içgüdülerden gelen nefret acımasızdır, hiçbir biçimde sönmez; kimi zaman küllenir gibi olur, ama bu küllerin altında daha fazla şiddetlenir. (Üç Silahşörler 4)
  • “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” (Üç Silahşörler 5)
  • Hırslı bir insan erişemeyeceği şeyleri arzular. (Demir Maske)
  • "Ölümden çekinenin sevgisi az olur!" (Sainte - Hermine Şövalyesi)
  • -Kedilerden ve farelerden daha tehlikeli bir hayvan var! -Hangisi? -İnsan! (Siyah Lale)
  • Bildiğiniz gibi en tehlikeli mermiler düşmandan gelmiyor. (Üç Silahşörler (Çizgi Roman))
  • "...bir başkası için ömrü boyunca yas tutacak birini tanımıyorum..." (Üç Silahşor)

Yorum Yaz