diorex
sampiyon

Mihmandar - İskender Pala Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mihmandar kimin eseri? Mihmandar kitabının yazarı kimdir? Mihmandar konusu ve anafikri nedir? Mihmandar kitabı ne anlatıyor? Mihmandar kitabının yazarı İskender Pala kimdir? İşte Mihmandar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.02.2022 02:19
Mihmandar - İskender Pala Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: İskender Pala

Yayın Evi: Kapı Yayınları

İSBN: 9786055107352

Sayfa Sayısı: 400

Mihmandar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Peygamber'in mihmandârı! Bir arzun varsa yapayım. Bir vasiyetin varsa yerine getireyim!"

"Ey Emîr! Sakın Allah'ın dinini bozma, müminler arasına fitne girmesine müsaade etme. Askere adalet ile muamele eyle ve düşman karşısında can kaygusu çekme. Bana gelince, senden ve senin ait olduğun şu dünyadan hiçbir şey istemediğimi bil ve herkese böylece ilan et. Şurada can oynatan cengâverlerden son arzum odur ki Azrail (a.s) bize uğradıktan sonra na'şımı Konstantiniyye surlarına yakın götürsünler. O gün savaş hattı nerede oluşursa, bedenimi o noktaya kadar taşısınlar ve orada, savaşan mücahitlerin arasında beni defneylesinler. Ta ki atlarımızın ayakları bedenimi çiğnemiş olsun, Bizans dokunamasın. Ayrıca, eğer yapabiliyorlarsa, cenazemi kendi atımın arkasında bir sedyeye bağlayıp taşısınlar. Tıpkı Kutlu Nebi'yi getiren Kusvâ'nın Medine'de bizim hanemizi bulduğu gibi o da benim için nereye gideceğini ve nerede duracağını bulacaktır."

(Tanıtım Bülteninden)

Mihmandar Alıntıları - Sözleri

  • Anladım ki inananlar için hicret, bir yolculuktan öte bir devlet olmaya açılan kapıydı.
  • Gelmesini hayal etmek güzeldi de ya geldikten sonra memnun kalmazsa?
  • İstese kâinata sahip olurdu ama o gönüllere sahip olmayı seçmişti.
  • Akıllı adam dilindekini kalbine götüren; ahmak adam da kalbindekini diline getirendir.
  • Yalnızca Allah için," diyorlardı, "hepsi yalnızca Allah için.
  • ... sevincimizi birbirimize sarılarak kutladık. Ve o, gül kokuyordu.
  • Sen niyetini halis tut. Canı veren Rabb'im, eğer isterse toprağa değil, kara diktiğin fidandan bile sana meyve yedirir.
  • Şimdiki insanların bazısında ne gönül kalmış, ne de sevgi
  • "Ne diyeceğimi bilemedim ve sevgim mi büyüdü yoksa kinim mi, kestiremedim."
  • Ve zamanlar öldükçe ölümün zamanı gelir.
  • Şimdiki insanların bazısında ne gönül kalmış, ne de sevgi…
  • Sevincimizi birbirimize sarılarak kutladık. Ve o, gül kokuyordu…
  • Cemalini gören âşık, görmeyen âşık iken, gamzesine rüyada olsun dönmesin mi narin kelebekler?
  • Bir gün sana tekrar döneceğim, bekle beni!

Mihmandar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

mihmandarı Şerif: "Ey Halit her Nerede olursanız, olun o memleket Ma'mur ve bereketli olsun" peygamber duasına nail olmuş Allah Resulü'nün mihmandarı şerifi Resulullah'ın dostu Kalbi sevgilinin hasreti ile Yanan bir yürek Benim ashabım yıldızlar gibidir hangisine uyarsanız kurtulursunuz Sözünün temsilcisi imanla yaşanmış bir hayat Örnek bir yaşayış Son nefeste iman ile Şehit olma şerefine nail olan Ebû Eyyûb el-Ensârî 'nin hayatı anca bu kadar güzel anlatılabilirdi Rabbim bizleri onların şefaatine Mazhar eylesin Amin (süveyda)

MİHMANDAR İstanbul tarihte bir çok kez kuşatıldı. Fakat hiç biri bu kadar güzel anlatılmadı . İnsan ailesinden ayrı kalabilir mi , kişi için aile oksijen kadar değerlidir. Sahi oksijen neydi , kim bulmuştu ? İstanbul kuşatılırken rakiplerinin onları nasıl öldürüldüklerini bile anlamadan onlara mağlubiyet vermeye sebebiyet veren Grejuva ( Rum ateşi ) ' ni kim bulmuştu . Bizans kalesini korumak için yeni bir silaha ihtiyacı vardı. İşte Baalbekli Kallinikos . Bizans askerinin yeni bir silah için tehdit ettiği bilim adamı kallinikos 'un önce elinden karısı Oxy , sonrada Genna'nın alınmasıyla kallinikos oxygen ( oksijen ) 'siz kalmıştı. Ailesinin alınmasıyla icat etmeye çalıştığı silahının son eksik tarafını bulmuştu. Oksijen. Ve nihayet ailesine kavuşmak için canla başla bulmaya çalıştığı silahı icat etmişti . Rum ateşini Bizansın telefuzzuyla Grejuva' yı . Ve mihmandar. O ki anlatılamaz ancak bu kadar güzel satırlara sığdırılıp ifade edilir . Ebû Eyyüp , Eyyüp El - Ensari ve çoğumuzun adını bilmediği Halid bin Zeyd bin Kuleyb ' den bahsediyorum . Ve Hamed . Altın Çekirge Hamed . O ki Çöllerde küçük yaşına bakmadan gösterdigi olgunluklarla beni kendine hayran bırakan ve insanların yaşına değil de gösterdigi olgunluğa bakmayı bana çok güzel öğreten güzel insan . Kitabı okurken adeta İstanbul ' un bir kez daha kıymetını anladım . Şöyle ki bir kuşatma bu kadar çetinse fetih düşünülemez. Kıtabi mutlaka okumalısınız. Okudukça bilgisiyle , anlatımıyla , sondaki kurgusuyla sizi alıp farklı hülyalara götürüp üzerine kapsamlı olarak düşünmenize vesile olacak bir kitap , içinde anlatılan huzuru tüm hücrelerinizde hisedecek ve okuduktan sonra bana hakk vereceğiniz bir kitap . Şimdiden iyi okumalar diliyorum . (Elizabeth)

Mihmandar; Konakçı, bir konuğu ağırlayan... Medine'den İstanbul'a uzanan Eyüp Sultan'ın nur dolu yolculuğunu konu edinen olayların resmedilişi... Romanımız İslamiyetten önce o dine ve Nebi'sine iman eden bir hükümdarın hikayesiyle başlamaktadır. Mekke'ye gelen Melik Eyyup buradaki beklentilerinin karşılanmama sonucunda cereyan eden olaylarla birlikte yoluna devam edip Yesrib denilen bölgede bir gün gelecek olan Nebi için bir ev yapıp vaziyette bulunmuştur: " O muhteşem zât Mekke'de peygamber olup bu memlekete hicret buyurduğu vakit, bu hanede ikamet eylesin." İşte o konak çok sonrasında Peygamberimize mihmandarlık yapacak olan Eyüp Sultan'ın yaşadığı konaktır. Kitabın devam eden bölümlerinde İslamiyetin doğuşu ve Muaviye döneminde İstanbul'un fethi için yapılan çalışmalara değinilmistir. Her bölümünde farklı karakterler ve olaylara şahit olduğumuz ve her bölümün farklı bir ağızdan anlatıldığı bir roman. Özellikle İslamiyeti, tarihi ve aşkı birleştirmesiyle tanınan yazarın gerçek konuyla kurguyu nakşedisi bizlere olaylara şahit olma hissi veriyor. İstanbul'un kuşatılmısı sırasında ölmesiyle çölde başlayan ve surların dibine gömülen Eyup Sultan Nur'u İstanbul'un fethi müjdesiyle zamanın ruhuna aksetmistir. Ve yine bir İskender Pala romanının bitiminde ruhuma dolan huzur ve yüzümde mutluluğun ifadesi... kitap/mihmandar--15199 yazar/iskender-pala (.Hdy.)

Kitabın Yazarı İskender Pala Kimdir?

İskender Pala, 8 Haziran 1958 tarihinde Uşak‘ta Kayaağılı köyünde doğmuştur. Uşak Cumhuriyet ilkokulunda okudu. Kütahya Lisesi’nden mezun oldu. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Lisans tez çalışması Câmiu’n-Nezâir’dir. Yine İstanbul Üniversitesi’nde “Aşkî, Hayatı, Edebî Şahsiyeti ve Divânı” konusunda Doktora çalışması yaptı. 1983 yılında Doktorasını tamamladı.

1983 yılında Divan edebiyatı dalında doktor, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi‘nde doçent ve 1998 yılında Kültür Üniversitesi‘nde profesör oldu. Ortaokul ve liseler için Türkçe ve Edebiyat ders kitapları yazdı. Denemeler, hikayeler, fıkralar ve edebiyat araştırmacısı olarak çeşitli ansiklopedi ve dergilerde bilimsel ve edebi makaleler yayımladı. Düzenlediği Divan Edebiyatı seminerleri ve konferansları geniş kitleler tarafından takip edildi.

1979-1982 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji seminer kütüphane memurluğu yaptı. Hayatının ilerleyen dönemlerinde çeşitli sebeplerden dolayı askerlik mesleğini tercih eden İskender Pala, öğretmen subay olarak 1982 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına girdi. 14 yıl 7 ay görev yaptıktan sonra 1996 yılında TSK‘dan ihraç edildi.

1982-1984 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Lisesi Komutanlığı’nda teğmen, 1984-1986 yılları arasında Üsteğmen olarak görev yaptı.

1986-1987 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde part-time Türk Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi olarak çalıştı.

1987-1994 yılları arasında Yüzbaşı olarak, Dz.K.K.lığı Tarihi Deniz Arşivi kuruluş ve faaliyetleri görevinde çalıştı.

1994-1996 yılları arasında Tarihi Deniz Arşiv Araştırmaları ve Dz.K.K.lığı yayın faaliyetlerinin yürütülmesi görevinde çalıştı.

1996-1997 yılları arasında Öğretim yılı, MSÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Eski Türk Edebiyatı öğretim üyesi ve İSAM redakte kurulu üyeliği yaptı.

1997 yılında Öğretim yılında İstanbul Kültür Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Aynı zamanda Uşak Üniversitesi öğretim üyesidir.

İskender Pala, 1980 yılında F. Hülya Avcı ile evlendi. Hilye Banu, Elif Dilasa adında iki kızı, Alperen Ahmet adında bir oğlu vardır.

Ödülleri :

1989 – Türkiye Yazarlar Birliği dil ödülü, (Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü)

1990 – AKDTYK Türk Dil Kurumu ödülü, (Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü)

1996 – Türkiye Yazarlar Birliği inceleme ödülü, (Şairlerin Dilinden)

2001 – Aydınlar Ocağı Kayseri Şb. Yılın Edebiyat Adamı ödülü,

2001 – YTB Uşak Halk Kahramanı ödülü,

2003 – “Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk” Yılın Romanı Ödülü

2013 – Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü,

Türk Patent Enstitüsü Marka Ödülü

İskender Pala Kitapları - Eserleri

  • Şah ve Sultan
  • Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
  • Od
  • Kitab-ı Aşk
  • Aşkname
  • Aşina Güzeller

  • Ah Mine'l-Aşk
  • ... Ve Gazel Yeniden
  • Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü
  • Atasözleri
  • Ayine
  • Katre-i Matem
  • Boğaziçi'ndeki Mücevher

  • Divan Edebiyatı
  • Divane Güzeller
  • Dört Güzeller - Toprak, Su, Hava, Ateş
  • Düşte Kalan
  • Efsane Güzeller
  • Gözgü
  • Gül Şiirleri

  • Güldeste
  • İki Darbe Arasında
  • Hayriyye
  • İki Dirhem Bir Çekirdek
  • Kadılar Kitabı
  • Kahve Molası
  • Kırk Ambar

  • Kırk Güzeller Çeşmesi
  • Kırkıncı Kapı
  • Kudemanın Kırk Atlısı
  • Leyla ile Mecnun
  • Mir'at
  • Muhteşem Şair Muhibbi
  • Müstesna Güzeller

  • Perişan Gazeller
  • Perî-şan Güzeller
  • Su Kasidesi
  • Şair Fatih: Avni
  • Şairlerin Dilinden
  • Şiirler Şairler Meclisler
  • Şir-i Kadim

  • Tavan Arası
  • Akademik Divan Şiiri Araştırmaları
  • Kronolojik Divan Şiiri Antolojisi
  • Aşka Dair
  • Mevlana
  • Efsane
  • Hoş Sadâ

  • Kırklar Meclisi
  • Lale Devri
  • Mihmandar
  • İstanbulcunun Sandığı
  • Bülbülün Kırk Şarkısı
  • Şahane Gazeller 1
  • Üstatlar konuşuyor

  • Fetih ve Fatih
  • Nurundandır Bütün Nurlar
  • Mesela
  • İstanbul Bir Rüya
  • Karun ve Anarşist
  • Şahane Gazeller 2
  • Şahane Gazeller 3

  • Uzmanlar Konuşuyor
  • Barbarossa
  • Tarihimiz Konuşuyor
  • Türk Dili ve Kompozisyon
  • Yunus Emre
  • Şahane Gazeller 1- Fuzuli 
  • Nabi

  • Naili
  • Namık Kemal'in Tarihi Biyografileri
  • Necati
  • Nedim
  • Nef'i
  • Şeyh Galip
  • Aşkî

  • Baki
  • Fatih Sultan Mehmet
  • Fatih'in Şiirleri
  • Abum Rabum
  • İtiraf
  • Kalp
  • Akşam Yıldızı

  • Şiirin Sultanları
  • Ortaöğretim için Divan Şiiri
  • Ahmed Paşa
  • Jennifer’ın Düğünü
  • Darbe: Kan ve Sultan
  • Aşk Bir Zamanlar
  • Neyzen Tevfik

  • Vali Hanım
  • Süleyman
  • Leyla ile Mecnun
  • Nizamülmülk
  • Kılıçarslan
  • Kervan
  • Düşte Kalan

  • Güldeste
  • Mevlanâ Celaleddin
  • Ah Mine'l Aşk
  • A-71
  • Şehir ve Kültür İstanbul

İskender Pala Alıntıları - Sözleri

  • Aşk da, âşıklık da en güzel meslektir bize. Ve Sevgili'nin yüzü yoksa eğer gözümüzde, aşk da haramdır bize, âşıklık da. (Mevlana)
  • "Sevgilinin Mahallesinde âşık kavgası hiç eksik olmaz,hatta sevgilinin Mahallesinin köpekleri onların kanları ile beslenir." (Şir-i Kadim)
  • Hak kulundan intikamın yine abdiyle alır Bilmeyen ilm-i ledünni anı kul yaptı sanır (Şiirler Şairler Meclisler)
  • İlk aşk günahı cennette işlenmiş, onun için aşk cennet duygusudur. Aşk cennetten çıkarıldığı için insana bu kadar fedakarlık yaptırır. (Ortaöğretim için Divan Şiiri)
  • Mutluluğun zevki paylaşılarak çıkar küçüğüm, lakin üzüntü tek başına yaşanır. (Abum Rabum)
  • Mezarlık bir ibrethanedir. İnsanı duaya sevk eden esrarlı sessizliklerin en muhteşem mabedidir o. (Tavan Arası)

  • Âşıkın ciğeri yandıkça, gözü yaş (su) döker. (Ah Mine'l Aşk)
  • Göz... Savaşı başlatan haberci. Bakış... Elde olmayan kader; ilahi kaza. Ve Aşk... Kalple göz arasında kutlu bir hadise... (Kitab-ı Aşk)
  • Dilberin eziyeti, rakibin düşmanlığı, ayrılığın ateşi ve gönlün zafiyeti... Meğer Allah beni bunca türlü dert için yaratmış. (Şiirin Sultanları)
  • 21. Derecelenme ve zıtlıklar olmayınca âlem yıkılır. Nitekim cahil de âlimin yerini tutamaz. 22. Su, ateşin yaptığı işi yapamadığı gibi; toprak da rüzgarın görevini yere getiremez. 23. Demirin işini altın beceremez; tuzun tadını ve çeşnisini de mücevher veremez. 24. Elin yaptığını ayak başaramaz; kalem de kılıcın çıktığı makama ulaşamaz. 25. Gözün yaptığını kulak yapamadığı gibi fare, akıl edip de zehiri düşünemez. 26. Çiftçinin yerini kuyumcu tutamaz, dülger de ayakabıcının işinden anlamaz. 27. Efendinin işini nasıl köle bilmezse, sultan da halkın işini bilemez. 28. Sıcak soğuğun yaptığını yapamazken; kuru hiç yaşın sonunu bilebilir mi? 29. Gölge güneşin eserini ne anlasın? İçki de Cemşit'in neşesini anlamaz ki zaten.. 30. İşte her şeyin bir zıddı vardır. Artık yaratılışındaki kabiliyet ölçüsünde bunu anlayıp hisseni al. (Hayriyye)
  • Mihr-ü mah ister cemalinden zekat Failatün Failatün Failat.. (Ey sevgili! Güneş ile ay (bile, sana hayranlıklarından dolayı) güzelliğinin zekatını isterler.) (Hoş Sadâ)
  • Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâdır bu Nazargâh-ı ilâhidir Makâm-ı Mustafa’dır bu NÂ Bî (Nabi)
  • Dahi mecâz u hakîkat ne olduğunu bilmez Hevâ-yı aşk sanır bir dil-i harâbım var |Nailî Benim, aşka tutulduğunu zanneden harabeye dönmüş bir kalbim var ki henüz neyin mecaz, neyin gerçek aşk olduğunu bile bilmiyor. (Şahane Gazeller 2)

  • Kişi kalbinde olanı Allah'tan başkasına bildirmeye mecbur değildir. (Kervan)
  • Geçmiş zamanın puslu hatıralarıdır kimlikler giydiren ruhlarımıza ve geçmiş zamanlar neşeli ve sevinçleriyle, hüzünleri ve acılarıyla en çok tavan arasında saklanırlar. (Tavan Arası)
  • Hamdım, piştim, yandım... (Mevlana)
  • Yıkılıptır şu cihân sanma ki bizde düzele Devleti çerh-i deni verdi kamu mübtezele Şimdi ebvab-ı saadette gezen hep hezele İşimiz kaldı heman merhamet-i Lemyezele İkbali / Cihangir (Şiirin Sultanları)
  • Ölüm... Acı olduğu kadar mecbur, ürkütücü olduğu kadar alışılmış, aykırı görüldüğü denli doğal ve kovulmak istendiğince kucaklanmış. Hayatla birlikte var; insanla birlikte yok. (Mir'at)
  • gel, yine gel, ne olursan ol yine gel (Mevlanâ Celaleddin)
  • Sevmek, tanımakla başlar. (Müstesna Güzeller)

Yorum Yaz