Miftah - Fatih Duman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Miftah kimin eseri? Miftah kitabının yazarı kimdir? Miftah konusu ve anafikri nedir? Miftah kitabı ne anlatıyor? Miftah PDF indirme linki var mı? Miftah kitabının yazarı Fatih Duman kimdir? İşte Miftah kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Fatih Duman

Yayın Evi: Nesil Yayınları

İSBN: 9786051830643

Sayfa Sayısı: 272

Miftah Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ayasofya İstanbul’un tapusudur kâri. Neden çekineyim ki! Hatta bu topraklarda ‘inandım’ diyerek yaşayan her kim varsa hepsinin namusudur. Ayasofya hayali gönülden giderse yahut bir daha secdeye eğilmezse orada başlar hayal tükenmiş, dava tükenmiş, gaye tükenmiştir. Ki şimdi tam da öyledir işte. Kendi vatanında, kendi şehrinde ve kendi mabedinde başını secdeye eğemiyorsan, söz de tükenmiştir.

Hem biliyorum sen de ben gibi hissedersin. Lakin sormak icap eder şimdi; bir benim mi ağrıma gidiyor ecdadın başını secdeye koyup da ibadet ettiği yerlere ayakkabılarla basıyor olmak? Bence hayır, senin de benim de ve biz gibi pek çoğunun da ağırına gidiyor biliyorum. İşte belki de bunun için Ayasofya’yı açmak ölümden uyanmak gibi, Ayasofya’yı açmak yeniden doğmak gibi...

Bu okuyacağın Ayasofya’da alnını secdeye koymadan ruhunu teslim etmekten korkan birinin duasıdır. Belki de ve sadece bu duaya ‘âmin’ densin diye yazılmıştır bu kitap...

Miftah Alıntıları - Sözleri

  • Aramızda sadece birkaç adım mesafe vardı.Kalbim kafesinde çırpınıyor,nefesim hızlanıyor ve gözlerim kararıyordu,öyle hissediyordum.O yaşlı adamdan ayıramıyordum gözümü ve başka bir yere bakamıyordum.Hem de titriyordum ama nedenini bilmiyorum.Korku değildi tam olarak hissettiğim şey.Daha farklı daha fazla bir hâl… “Bu yol yalnız yürünmez evlat.Bu yük yalnız taşınmaz”diye bir ses çıktı beyaz sakallarının arasında kırmızı bir mercan gibi duran dudaklarından. “Siz”dedim ve yutkundum birkaç kez.Konuşmakta zorlanıyordum.”Siz,gecenin bu vakti,burada ne yapıyorsunuz?” “Sırları saklamak için en kıymetli vakittir gece.Sırrımı saklıyorum.” “Ne sırrı?”dedim tekrar yutkunarak”nereye saklıyorsunuz?” “Gönlüne saklıyorum evlat.Onlarca asırlık bir sırrı senin gönlüne saklıyorum.” Hiçbir şey anlamadım.Anlayacak hâlim de yoktu zaten.Ve soracak gücüm de…Aklım”kaç,git”diyor,gönlüm”ellerine sarıl”diye haykırıyordu.Sadece çok fazla düşünemeden ve titreyen dudaklarımın arasından bir sual düşüverdi: “Peki,siz kimsiniz?” “Bu yolda yoldaşınım senin,bu sırda sırdaşınım.Dedenin duası kabul oldu”dedi.
  • Asıl yalnızlık anlaşılamamaktır.
  • Gecenin karanlığında ve onca sessizlik arasında ne hoş bir sesti yağmur sesi.Kimsecikler yoktu etrafta ve bu yağmurda aklı olan insan da çıkmazdı zaten dışarı.Oysa ben buradaydım işte.Etrafıma bakındım öylece,sustum.Yağmurlu havaları severdim hep zira gözünden akan yaş görünmezdi insanın.
  • Gelip de görenler hayretle altlarından iniyor,dönüp dönüp tekrar bakıyor. Daha Konstantiniyye'nin surlarını aşmadan uzaklardan gördükleri bu mabedin ihtişamıyla kendilerinden geçiyorlardı.
  • ... Ayasofya dediğin sadece bir cami değil, sadece bir bina değil uğrunda asırlardır binlerce şehit verdiğimiz ve uzak yakın demeden yalın kılıç sefere gittiğimiz Nizam-ı Alem ve İ'la-yı Kelimetullah gayesini nişanıdır.
  • “Şunu da unutma,ecdat Ayasofya’yı almakla zulmetmiş olmadı.Hatta şöyle söyleyeyim onların söylediği gibi Ayasofya’yı almamızla zulüm başlamadı,Ayasofya’yı almamızla zulüm bitti.Onların”kendi mebedimiz”dedikleri bu yerde yaptıkları rezillikleri tarih kitapları bile utana sıkıla yazar.Fatih Sultan Mehmed,Ayasofya’ya girdiğinde mabet harap hâldeydi.Her yanı yıkık,dökük…Söylemekten ar ediyorum ama her yanı pislik içindeydi.Fatih Sultan Mehmed Ayasofya’yı kurtardı evlat.Onların elinden kurtardı.İstanbul topla,kılıçla,cenkle fethedilmedi;duayla ve inançla fethedildi.”
  • “Biz dervişleriz,erenleriz biz,alperenleriz,Allah yolunda can vermeyi şeref farz edenleriz.Gerekirse elinde pusatla,kılıçla cihad meydanlarında can almak değil gönül almak için çıkar,gerekirse at sırtında ömür tüketip de diyar diyar gezer lakin ve illa ki her vakitte dilinden O’nun hatırına Hû deyip de gidenleriz…”
  • Bir kişi, belki de bütün bir zamanı güzel kılmaya yeterdi.
  • ... Meydanı doldurup Ayasofya'ya hayretle bakan ahalinin kimi gördüğünü bir rüyaya yoruyor kimi inanamıyor kimi inansa da aklı almıyordu. Zira öyle ulu bir mabet, böyle büyük bir kubbe nasıl oluyor da ayakta duruyor diye düşünüyorlardı. Zira sanki YER DEĞİL DE GÖK TUTUYORDU mabedi.
  • Kitap gönlü ehlileştirir
  • RİVAYET EDERLER Kİ Ayasofya'nın inşası bitip de tamam olduğu vakit o ulu mabedi görenler gözlerini hayretle açmış ve böyle bir mabedin insan gücüyle yapılamayacağına inanmışlardır.
  • Yalnız olmak kimsesiz olmak demek değildi. Asıl yalnızlık derdinden anlayanı, hayalini hayal edeni bulamamaktı.
  • İnsan hayalleriyle yaşar kari (okuyucu). Dertleriyle yaşar ve dert ettikleriyle...
  • Allah bazen rahmetini bir düşmanın eliyle de gönderir
  • DERLER Kİ KONSTANTİNİYYE ahalisi kendi dindaşlarından bunca zulmü gördükleri günden sonra başlarına gelecek her bir felaketi düşünmüş ve bunca zulümden kurtuluşu elbet bir gün geleceklerini bildikleri Türklerde görmüşlerdir.

Miftah İncelemesi - Şahsi Yorumlar

~? İ ? ? ? ℍ~: Bugün sizlere bir Ayasofya Romanı olan Miftah yorumu ile geldim. Eserin içeriğine bayıldım hem kurguyla hem efsanelerle ,hem de tarihle hemhal olmuş şölenimsi mistik bir muhtevası var. Bu eser 2016 yılında yazılmış o zamanlar Ayasofya yıllar önce camii olmaktan çıkarılmışlığıyla duruyordu. Ve eserin konusu bunun üzerine şekillenmiş kurguya göre Ayasofya Camii -ecdadın mirası- bir grup tarafından korunmakta ve son günlerini yaşayan bu gruba üye bir dedenin Miftahı yani anahtarı torunu Tevfik'e devretmesi üzerine geri dönüşler, tarihe ve efsaneye yer verilerek anlatılıyor. Tarihsel bilgilerle hakkındaki bilgi eksiklerim tamamlanırken aynı zamanda Ayasofya'yı atfedilen efsanelerle de Ayasofya'nın gözümdeki manevi ve mistik havası çoğaldı. Kitabın sonunda Ayasofya üzerinde secde edilebilecek bir mabed olarak anlatılmış ve bu yüzden yazar önsözde kitabı için bir dua diyor ve malumunuz 24 Temmuz 2020 tarihinde Aysafoya camii oldu eskisi gibi.Haliyle bir kitabın yanında bir de kabul olmuş bir dua bekliyor bizi, Ayasofya'da namaz kılabilmiş olmanın müreffeh ruhuyla Güzel Ayasofya'yı tanımak benim için çok güzeldi, sizlere de öneririm Kitapla Kalın (bivaveylâ)

Kabul olmuş duamız, Ayasofya Camiisi: Öyle güzel bir okuma oldu ki, sabırsızlıkla bekledim her sakin fırsatı elime alıp okumak için. 5 - 6 sene önce almıştım bu kitabı ama bir türlü elim gitmiyordu okumaya, içimde bir isteksizlik, ne zaman niyetlendiysem olmadı, demek ki zamanını bekliyormuş. Bazı kitaplar vardır, 'keşke daha önce okusaymışım' dedirten ama 'Miftah'ı iyi ki o zamanlar değilde şimdi okumuşum, zirâ hissiyatım bambaşka olurdu, elhamdülillah ki Ayasofya Camiisi ibadete açıldıktan sonra okumak nasip oldu, böylece tebessüm ederek son sayfayı çevirmiş oldum. Ee Fatih Duman kalemini de özlemişiz, şevkimiz ziyadesiyle fazlaydı. 'Miftah', henüz Ayasofya Camiisi ibadete açılmamışken yazılmış bir roman, müellefimizin ve biz müslümanların kabul olmuş bir 'dua'nın hatırası, ne demek istediğimi okurken anlarsınız dostlar. Bu güzel mâbedimizin, kurgu arasında, tarihini, önemini anlamak isteyenlere, unutturulan davanın farkına varmak isteyenlere tavsiyemdir. Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle, Vesselam (XVII.I.MMXVs)

Ilk defa okuduğum kitap hakkında uzun uzadıya  inceleme yapmak istemiyorum çünkü çok tartismaya açık bir mevzu ve inceleme yapıp şikayetlerimi yazarsam isin icinden cikamam. O yüzden sadece soyluycegim söz;  "söyletme beni zalim,derinimde neler neler var....."  (Neslihan)

Miftah PDF indirme linki var mı?

Fatih Duman - Miftah kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Miftah PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Fatih Duman Kimdir?

1987 yılında Sivas'ın Şarkışla ilçesinde doğdu. Çatalca İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra 2006 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. Bir dönem Ürdün Devlet Üniversitesi'nde de öğrencilik yapan Fatih Duman Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dördüncü sınıfında öğrenimine devam etmektedir.

Buruciye Edebiyat, Dikili Ekin ve Ferda gibi dergilerde yazı ve şiirleri yayınlanan Fatih Duman pek çok kurumun düzenlediği şiir ve makale yarışmalarına katılmış ve ödüler almıştır. 2007 yılından beri de Ferda Edebiyat ve Kültür Dergisinin editörlüğünü yapmaktadır.

Fatih Duman Kitapları - Eserleri

  • Yandık Elhamdülillah
  • Pir-i Türkistan
  • İsimsiz Kitap
  • Ah
  • İlm-i Aşk
  • Doğuda Aşk Böyle Yazılır
  • Ene 'Sus Ey Nefsim'
  • Sır: Aşıklar Ölmez
  • Düş Yanığı
  • Aşk Varsa Kusur Yoktur
  • Miftah
  • Çanakkale'den Cennete Bir Yol Gider
  • İkra
  • Dem
  • Kızılelma 1 - Anadolu
  • Kızılelma
  • Âmâ
  • Dağıldık Allah’ım Sen Topla Bizi
  • Lâl
  • O Balonda Babamın Nefesi Var
  • Cenazene Mahalle Bakkalı Gelir

Fatih Duman Alıntıları - Sözleri

  • RİVAYET EDERLER Kİ Ayasofya'nın inşası bitip de tamam olduğu vakit o ulu mabedi görenler gözlerini hayretle açmış ve böyle bir mabedin insan gücüyle yapılamayacağına inanmışlardır. (Miftah)
  • Yapmayıp merak edeceğime, yapar pişman olurum.. (Âmâ)
  • "Allah" dedi birden, "dünyayı insan için var etti doğru, lakin insanı dünya için değil. Dünyaya sahip olmak için değil Allah'ın kudretine şahit olmak için geldik." (Âmâ)
  • İnsan dediğin derdi kadardır. (O Balonda Babamın Nefesi Var)
  • DERLER Kİ KONSTANTİNİYYE ahalisi kendi dindaşlarından bunca zulmü gördükleri günden sonra başlarına gelecek her bir felaketi düşünmüş ve bunca zulümden kurtuluşu elbet bir gün geleceklerini bildikleri Türklerde görmüşlerdir. (Miftah)
  • İnsan ölür, lakin dava ölmez oğul. (Kızılelma 1 - Anadolu)
  • İnsan "Allah'a imanım var" diye kendine bir an bile olsa güvenmesin. Zira içinde iman vardır sahi lakin nefsi de vardır. Kendine, kendi nefsine güvenmek Müslümanlık alemeti değildir. Müslüman olan kişi kendine değil Allah'a güvenir. (O Balonda Babamın Nefesi Var)
  • “Gönlüme girdin” demişti bana. “Gönlüme girdin...” Oysa ben birinin gönlünde yer edecek biri olduğuma inanmamıştım hiç. (Âmâ)
  • Kendi ölümümü kendim taşıyorum her an yanımda. (Sır: Aşıklar Ölmez)
  • Ölümü anlatmak köre güneşi anlatmak gibi... (Sır: Aşıklar Ölmez)
  • Köre nedir köre ne? Görenedir görene... (Cenazene Mahalle Bakkalı Gelir)
  • "Tarih bana aslında bir tek şey öğretti: büyük insanların, imtihanlarıda büyük olur. " (Ah)
  • Bunlar birer hikâye değil, efsane değil olsa olsa toprağa kanla yazılmış destandır bu. (Çanakkale'den Cennete Bir Yol Gider)
  • " İyiyim" diyordu. Gerçi insan böyleydi kötü olsa bile "Nasılsın" diye sorulduğunda "İyiyim" derdi. (Âmâ)
  • Allah isterse olmaz da olur. (Sır: Aşıklar Ölmez)
  • Ve anlatmaya devam etti Hüseyin Efendi: " İşte o an anladım her şeyi. Biz mukaddesat için, Allah için, vatan için savaşıyorduk. Onlar ise zulüm içib ölüm için ve Allah'a düşmanlık için geliyorlardı. Ve Allah bizimleydi. Öyle inanıyor, öyle hissediyor ve hatta görüyorduk gözlerimizle.." (Çanakkale'den Cennete Bir Yol Gider)
  • Bazı insanlar ne kadar çok direniyorlar anlamamak için... (Dağıldık Allah’ım Sen Topla Bizi)
  • ... Meydanı doldurup Ayasofya'ya hayretle bakan ahalinin kimi gördüğünü bir rüyaya yoruyor kimi inanamıyor kimi inansa da aklı almıyordu. Zira öyle ulu bir mabet, böyle büyük bir kubbe nasıl oluyor da ayakta duruyor diye düşünüyorlardı. Zira sanki YER DEĞİL DE GÖK TUTUYORDU mabedi. (Miftah)
  • Allah şehirleri fethedenleri değil gönülleri fethedenleri unutturmaz (Pir-i Türkistan)
  • Lakin zaman bir garip derviş, bir lahza olsun yerinde duramıyor. Her an bir nehir gibi akıp gidiyor işte. (İsimsiz Kitap)