diorex
ARTUKBEY

Meyhane - Emile Zola Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Meyhane kimin eseri? Meyhane kitabının yazarı kimdir? Meyhane konusu ve anafikri nedir? Meyhane kitabı ne anlatıyor? Meyhane kitabının yazarı Emile Zola kimdir? İşte Meyhane kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 19.02.2022 06:00
Meyhane - Emile Zola Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Emile Zola

Çevirmen: Elanur Bahar

Orijinal Adı: L'Assommoir

Yayın Evi: İskele Yayıncılık

İSBN: 9789759099008

Sayfa Sayısı: 304

Meyhane Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

 "Meyhane", yayımlandığı yıllarda Fransa'da büyük bir tartışma başlatır. Fransız yazarları birbirine düşüren roman, ülkenin edebiyat dünyasını da ikiye böler. Ama yazarını ne kadar olumsuz eleştirenler olursa olsun halk, romanı sahiplenir ve takip eden bir yıl içinde roman tam otuz sekiz baskı yapar. Karşı çıkanların büyük çoğunluğu, Zola'nın işçi ve emekçilerin güçlüklerle dolu yaşamını yalın bir şekilde ele almasını eleştirmiştir. Emile Zola'nın işçi sorunlarını farklı bir bakış açısıyla ustaca ele aldığı bu eseri, ilk çıktığında kendisine yapılan bütün eleştirileri unutturdu ve zamanla bir klasik oldu. Ayrıca o dönemde, Amerika'da işçi sınıfının yaşamının konu alındığı roman türünün doğmasına da neden oldu...

Emile Zola eleştirilere karşı kendisini savunurken "Gerçekleri yazdım; romanın kahramanları kötü insanlar değil, sadece eğitimsiz ve yaşadıkları ortamın yıprattığı insanlardı," demiştir. Ayrıca yazdığı romanın kendi kendisini savunacak güçte olduğunu belirtmiştir.

Meyhane Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın mutlu günleri ne çabuk geçiyordu.
  • "Bıktım artık yaşamaktan! Size yalvarırım ölmek istiyorum anlıyor musunuz, ölmek. Beni de alın götürün, ötekiler gibi bir çukura atın."
  • Annesinin terk ettiği bir çocuk daima, Tanrı’nın himayesindedir. Tanrı daima bu çocuğu görür ve onu korur. Kaybolmuş her çocuk Tanrı’nındır.
  • Artık hiçbir şey umurumda değil. Benim için her şey bitti, anlıyor musunuz?
  • Doğrusunu isterseniz ben birisini sevince onun başkaları tarafından görülmesine dayanamıyorum.
  • Yaşam bazen o kadar ağır geliyor ki, insan hemen çekip gitmek istiyor.
  • Fakat insanlar gerçekleri bildikleri halde, bunu itiraf etmek istemezler. Bu nedenle suçu daima talihe yüklüyorlar, Tanrı 'nın gazabına uğradıklarını ileri sürüyorlardı.
  • Demek ki insanlar,bir gün sözlerinde durmayabiliyorlarmış.
  • “Çok şey kımıldamaktaydı içinde; ama artık söyleyecek söz bulamıyordu. Her yanı ateşler içindeydi, ağlayamıyordu.”
  • Toprağın altı, herkese yetecek kadar geniştir.
  • Bundan böyle arzuladığım tek şey, kendi yatağımda rahatça ölmek isteğinden ibarettir.
  • Çalışan ve kazanan insan, esir olmaz. Çalışmayan ve kazanmayan bir insan ise başkalarının sırtından geçinen ve onların haklarını çalan bir hırsızdır.
  • Hayatın anlamını ve amacını veren ve insandan asla alınamayacak olan da bu ruhsal özgürlüktür.
  • Ben birini kendime yakın bulunca,onun başkalarına yakın olmasına dayanamam.

Meyhane İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Spoi içerir: Emile Zola 'yı ilk defa okudum. Kitap gayet akıcı ve hiç sıkılmadan okudum. Fakat kadını çok basitleştirmiş gibi geldi bana. Jervez 3 erkek arasında dönen Bi kadın olmamalıydı. Kupa ve lantiyeden nefret ettim özellikle işe yaramaz değersiz Bi erkek olan lantiye' ye jervez in ikinci kez dönmesi beni sinir etti. Kuponun jervez e olan ilgisi çok temizdi güzeldi kendi elleriyle kendilerini mahvettiler. Ayrıca Bi erkeğin (Kupo) Bi kadını çok sevse bile elde ettikten sonra ne kadar değiştiğini bu kitapta görebilirsiniz. Bir tek o çocukların öyle Bi ailede büyümesine, olanlara şahit olmasına üzüldüm . Jervez ve Kupo nun ölümü beni hiç üzmedi. (Zeynep)

Aşkı Okumak İçin...: (Kitapyurdu.com)

Emile Zola'nın yazdığı Rougon- Macquart serisinin 7 no'lu kitabı. İnsan kitabı bitirdiğinde ''insaf artık Zola, bir okuyucuya bu kadar da darbe indirilmez ki ? ''diye isyan ediyor. Ama böyle bir soruya, Zola'nın vereceği cevabın da ''ben ne yapayım, hayatın gerçekleri böyle, ben sadece olabilecek gerçekleri yazıyorum,'' şeklinde olacağını biliyor. Yazar maalesef serinin bu kitabında da okuyucunun yüreğini dağlamasını muhteşem bir şekilde başarıyor. Kitabı bitirdiğinizde titremekten kendinizi alamıyorsunuz. Kitabın konusu ise alkol yüzünden mahvolan hayatlar. Kitapta yazar bu defa bize, Antoine Macquart'ın kızı Gervaise (Jervez) Macquart'ın hayatını anlatıyor. Jervez aynı zamanda, serinin 9 ve 13 no'lu kitapları ''NANA'' ve ''GERMİNAL'' in baş karakterleri olan Nana ve Etienne'nin anneleri olduğundan dolayı, Nana ve Etienne'nin çocukluk ve ilk gençlik dönemleri hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. Kitapta, harika bir akıcılık ve sürükleyicilik olduğundan dolayı, çok kolay ve büyük merak içerisinde okunuyor. Hele sonlara doğru artan dramın dozu, acıyla birlikte bu sürükleyiciliği daha da artırıyor. Gervaise(Jervez), henüz 14 yaşındayken, Plassans'da baba dayağından bıktığından dolayı, önüne çıkan Lantier isimli gençle birlikte yaşamaya başlayarak Paris'e gelir. Çiftin Claude ve Etienne isminde iki çocuğu vardır. Ama bir gün Lantier, ansızın evi terkeder ve gider. İki çocuğuyla birlikte, çok güç şartlar altında ortada kalan Jervez'i çamaşır yıkayıcılığı yaparak sürdüreceği müthiş bir yaşam mücadelesi beklemektedir. İşte, bize kitapta anlatılan esas konu Jervez'in verdiği bu mücadeledir. Artık alkolün bir aileyi nasıl darmadağın ettiğinin ibretlik muhteşem bir öyküsü bizi içine almaya hazırdır. Sadece bu aile değil, çevrelerindeki insanların da alkol ve yoksulluk nedeniyle içine düştükleri yürek burkan öyküleri kitapta yer almaktadır. Maalesef bütün bunlar, Paris'in o dönemdeki yaşamından kesitlerdir. Yazar bu kitabıyla ,özellikle alkol konusunda bize gerçekten büyük bir ders, bir ibret ve büyük bir öğüt vermektedir. Ben, alkolün, ne kadar kötü ve zararlı bir alışkanlık olduğunu bundan daha güzel anlatan bir kitap olabileceğini sanmıyorum. Bizlere alkol konusunda yaklaşık 150 yıl öncesinden, bu derece müthiş uyarılar gönderen bu kitabın, herkes tarafından mutlaka okunması gereken bir eser olduğu inancındayım. Ve kesinlikle okunmasını tavsiye ediyorum. (mehmet temiz)

Kitabın Yazarı Emile Zola Kimdir?

Émile François Zola (2 Nisan 1840 – 29 Eylül 1902), Fransada natüralizm akımının öncüsü olan ünlü bir yazardır. Zolanın edebiyat dışındaki şöhreti ise, Dreyfus Davasında takındığı aydın tavrından kaynaklanmaktadır. 1897 yılında Fransız ordusunda Yahudi olması nedeniyle askeri yargının duyarsızlığına kurban giden yüzbaşı Dreyfus’u hükümetin bütün baskılarına rağmen savunan ve Fransa devlet başkanına hitaben “İtham Ediyorum” makalesini yayınlayan Zola, baskılardan dolayı Fransayı terkedip bir süre Londrada yaşamak zorunda kaldı. Çabaları sonucunda Dreyfus Davasının yeniden görülüp adaletin yerini bulması sonucu yurduna döndü. Émile Zola, 1902 sonbaharında,kaldığı otelin yatak odasında duman zehirlenmesinden öldü. “Nana”, “Germinal” ve “Meyhane” en tanınmış romanlarıdır.Tüm romanlarında,doğal ve gerçekçi bir tarzla,hayatın zorluklarından bahsedilir.Örneğin Nana adlı romanda yokluktan dolayı batağa sürüklenen bir genç kızın dramı,büyük bir gerçekçilik ve dramla anlatılır.

Emile Zola Kitapları - Eserleri

  • Paris Yıldızı
  • Nana
  • Meyhane
  • Yaşama Sevinci
  • Therese Raquin
  • Hulya

  • Suçluyorum
  • Bir Aşk Sayfası
  • Gerçek
  • Emek (1 Cilt)
  • Döl Bereketi - 1
  • Döl Bereketi - 2
  • Apartman

  • Germinal
  • İtiraf
  • Hayvanlaşan İnsan
  • Paris'in Karnı
  • Toprak 1
  • Rahip Mouret'nin Günahı
  • Sel

  • Bir Gecelik Aşk Uğruna
  • Doktor Paskal
  • Para
  • Plassans Papazı
  • Marsilya'nın Gizemleri
  • Medan Geceleri
  • Aşk Bitmesin

  • Toprak 2
  • Emek 2. Cilt
  • Deneysel Roman
  • Değirmene Hücum
  • Canlı Ölü
  • Başyapıt
  • Germinal

  • Nana
  • Captain Burle
  • Yıkılış
  • Döl Bereketi 3
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Nasıl Ölünür
  • Meyhane (II. Cilt)

  • Rougon'ların Yükselişi
  • Rougon'ların Yükselişi 2.Cilt
  • Bir Aşk Sayfası 2
  • Aşkların En Güzeli
  • Bir Aşk Gecesi
  • Beşerdeki İfrit

Emile Zola Alıntıları - Sözleri

  • Bu adamlar sevmiyorlar, sevmekten âciz insanlar, bunlar! Para, iktidar, ihtiras, zevk, evet, bunlar ellerinden gelir, fakat aşk onların kârı değil! (Döl Bereketi - 1)
  • Sonra, tek bir sözcükle sürükledi Pauline'i içeri: "Gel, pis çocuk." (Paris'in Karnı)
  • Elindeki minik demeti, büyük bir hazla kokladı. Evet! İşte kardeşlik bağının getirdiği iyilik, bir başına mutluluk yaratan sevgi, evreni kurtararak, yeni baştan kuracak olan aşk! (Emek (1 Cilt))
  • ''Bu acının tesellisi yok. Yardım istemiyorum.'' (Sel)
  • "Evlendirin; eğer onlar aileleriyle böyle çekişmeye, bütün engelleri aşmaya yönelten büyük bir aşkla birbirlerini seviyorlarsa evlendirin. Mutluluğu ancak sevgi sağlar." (Emek (1 Cilt))
  • Bütün ihtilaller burjuvalar için yapılıyor. (Paris'in Karnı)

  • Gene hasta sandı kendini, sağlığının tama­men yerine gelmesi için son bir şeye gereksinimi vardı: Nerede arayacağını, nerede bulabileceğini bilmediği bir bütünlük gereksinimi, eksiksiz bir doyum gereksinimiy­di bu. (Rahip Mouret'nin Günahı)
  • Therese'nin odasındaydı ve bu içini mutlulukla doldurdu. Sonra bir anda, bir adamın cesedinin de orada olduğu, nişin oyuğundaki perdelerin tenine dediği aklına geldi. Tüyleri ürperdi, bayılacak gibiydi. Therese bu ufak tefek adamı sevmişti, Aman Tanrım! Bu mümkün müydü? Adamı öldürdüğü için kızı affedebilirdi; asıl kanını kaynatan şey , Colombel'in çıplak ayaklarının dantelli yatak örtülerinin ortasında uzanıyor oluşuydu. (Bir Gecelik Aşk Uğruna)
  • ... sonunda sahidende pis bir hal alıyor bu iş. Ben peşleri sıra bir sürü çocuk sürükleyen insanlar gördüğüm zaman sarhoş bir aile görmüş gibi tiksiniyorum. Ondan hiç farkı yok, hatta daha pis. (Döl Bereketi - 1)
  • -İstemiyorum! Kimse gelmesin! (Apartman)
  • Boşa harcanan paradan söz edildiğini ne zaman duysa acı çekiyor, bu konuda yapılan şakaları bile anlamıyordu. (Medan Geceleri)
  • Savunma artık savaşı,savaştan kirli bir şey yok bu dünyada ! (Yıkılış)
  • insan güçlü olmadığı zaman akıllı olmak zorundadır. (Germinal)

  • İnsan tehlikenin gözüne bakarsa ona meydan okur. Kahramanlık denen şey de budur, bundan daha gizemli ya da daha fazla bir şey değil. (Yıkılış)
  • Fakat insanlar gerçekleri bildikleri halde, bunu itiraf etmek istemezler. Bu nedenle suçu daima talihe yüklüyorlar, Tanrı 'nın gazabına uğradıklarını ileri sürüyorlardı. (Meyhane)
  • Kentleri ateşe verin, insanları kırıp geçirin, her şeyi kökünden kazıyın, bu çürümüş dünyadan hiçbir şey kalmadığı zaman yerine daha iyisi biter belki. (Germinal)
  • İşte böyle… Tutku denen şey kaçınılmazdı… (Bir Aşk Sayfası)
  • Ben sözcükleri sevmem... İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir. (Apartman)
  • "Beni olduğum gibi kabul etmelisin." (Nana)
  • Evet, modern konuyu ele alıyorlar. Aydınlık renklerle boyuyorlar, fakat bayağı ve düzgün resim tarzını, herkesin yaptığı göze hoş görünür tertibi, hasılı, beri tarafta burjuvalar beğensin diye öğrenilen formülü muhafaza ediyorlar... Sonra işin kolayına bakıyorlar, tahtadan oyuncak boyar gibi çırpıştırma iş görüyorlar. Bu el çabukluğu, bu rahat iş görme tarzı başarı kazandırıyor. Halbu ki kürek cezasına layık görülmeli... Anlıyor musunuz? (Başyapıt)

Yorum Yaz