Mem u Zin - Muhammed Said Ramazan el-Buti Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mem u Zin kimin eseri? Mem u Zin kitabının yazarı kimdir? Mem u Zin konusu ve anafikri nedir? Mem u Zin kitabı ne anlatıyor? Mem u Zin PDF indirme linki var mı? Mem u Zin kitabının yazarı Muhammed Said Ramazan el-Buti kimdir? İşte Mem u Zin kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Muhammed Said Ramazan el-Buti
Çevirmen: Abdülhadi Timurtaş
Orijinal Adı: Memo Zyen
Yayın Evi: Kent Işıkları Yayınları
İSBN: 9789944360036
Sayfa Sayısı: 150
Mem u Zin Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Dünya edebiyatının şaheserlerinden olan Memu Zin, 1393 yılı civarında Cizre'de yaşanmış dramatik bir aşkın öyküsüdür. Olay örgüsü, Mem ve Zin adlı iki genç arasında yaşanan aşk üzerine kurgulanmıştır. Mem ile Zin'in bir nevruz bayramında karşılaşması ile başlayan olay, dramatik bir şekilde, kavuşamayan aşıkların ölümü ile sonuçlanır.
Gel ey saki! Doldur kadehe şarabı. Ruhun mahsulünden çıkarılmış ve gönüllerin sırrından damıtılmış gül renkli şaraptan doldur. Süslenmiş inci kadehlerden, kadeh üstüne kadeh içir. Gafil kalbimi inletecek ve şaşkın aklımı sarhoş edecek coşturucu bir mey içir.
Mem u Zin Alıntıları - Sözleri
- Senin yüzün güneş, alnın mehtaptır.
- Mem gözlerini Zin'in yüzüne dikti, kısık ve kesik bir sesle : _ "Benim için ne güzel bir rehbersin." dedi. Zin: _"Sen ne iyi bir sevgilisin." Mem: _"Sen Rabbime götüren ne güzel bir yol göstericisin." Zin: _"Sen ruhumun çırasısın." .
- Ey ayrılık yuvasından kaçan kuş,alevin çiçeklerine âşık olan bülbül! Ey yalancı davacıya karşı yegâne gerçek delil! Kahramanca ve aşkla ruhunu ucuza veren âşık!
- “Aşk onları öylesine kendilerinden geçirmişti ki Kendi varlıklarından geçmişlerdi.”
- Mem gözlerini Zin'in yüzüne dikti, kısık ve kesik bir sesle: -"Benim için ne güzel bir rehbersin." dedi. Zin: -"Sen ne iyi bir sevgilisin." Mem: -"Sen Rabbime götüren ne güzel bir yol göstericisin." Zin: -“Sen ruhumun çırasısın." Mem: -“Sen gönlümün nurusun.”
- Mem gözlerini Zin'in yüzüne dikti, kısık ve kesik bir sesle : _ "Benim için ne güzel bir rehbersin." dedi. Zin: _"Sen ne iyi bir sevgilisin." Mem: _"Sen Rabbime götüren ne güzel bir yol göstericisin." Zin: _"Sen ruhumun çırasısın
- Zîn muma sesleniyor Bazen mumu ederdi kendine muhattap Ey sır ve dinginlik arkadaşım, baş yoldaşım Gerçi yanmak yönünden de benim gibisin sen Fakat sohbet yönünden benim gibi değilsin Eğer sen de benim gibi konuşsaydın Benim gönlüm de fazla yanmazdı.
- Erkek, kadının güzelliğinin aynası olmadıkça kadının mükemmel bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez. Erkekteki güzelliği kadın anlamlandırmadıkça, onun da bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez. Mecnun olmasaydı, Leyla’nın güzellik ve cazibesinin bir manası olur muydu?
- Senin yüzün güneş, alnın mehtaptır.
- Bana de, bu kadar dönüyorsun hiç yorulmuyor musun? Maşukun etrafında durmadan sürekli titreyerek dönüyorken hiç yorgunluk hissetmiyor musun?
- Dertlinin, acılarını dindirecek bir dostu ve inleyenin ateşini söndürecek, ona ünsiyet verecek bir paylaşanı olmazsa hiç tahammül edebilir mi? Sükunetin ve güzel düşlemenin kalbe yolu olur mu hiç? Sevinçlerden haz almak ve dertlerin ağırlığını taşıyabilmek için bir paylaşan olmalı. Yoksa yalnızlıkla kuşatılan dert, sahibini taşkınlığa ve hatta deliliğe götürmez mi?
- Ölüme aşk ve şevkle yönelenle, titreyerek ve korkarak yöneleni bir tutmak akıl kârı mı?
- Mem: - Sen ruhumun sultanısın Zin: - Sen nefsimin kıblesisin
- Kendisinin mahrum olduğu ancak senin mutluluğuna sevinecek kadar kalbi geniş olan ve yaralı göğsünün arkasında mutluluğunu paylaşan dost ne kadar değerli bir dosttur! Dünya sana böyle bir dostu vermiş ise tüm dünyayı ona feda et. O senin için karanlıkta bir çıra ve kalbin için ümitsizlikte bir ümittir.
Mem u Zin İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Mem u Zin Aşktan yüreği yanmış olanlar Dinleyin beni : Bir aşk destanı nasıl anlatılır bilmiyorum ? Leyla ile Mecnun, Tahir ile Zühre, Ferhat ile Şirin. Kavuşamayan efsane aşıklar Mem û Zîn de Kürt edebiyatında önemli yeri olan kavuşamayan iki âşık. Toprak olmak ölmek demek değildir, yeni güne kavuşmaktır toprak olmak, sonsuzluğa ulaşmaktır..Bu sevda destanı, ölümsüzlüğü kanıtlar.... Kardeş olan Zîn ile Sitî, çok yakın arkadaş olan Mem ile Tacdî'ne sevdalanırlar. Siti ile Tacdîn kavuşur ama, Mem ile Zîn kavuşamaz. Beko (Bekir'in) dedikodu, fitne, fesatlığı yüzümden kavuşamazlar. Ama, Tacdîn onların intikamını alıp Beko'nun canını alır. Ve İlk dünya'ya gelen evladının adını Mem koyar. Mem û Zîn'in kabrinin ayak ucuna onu da defnederler. Orada da diken gibi aralarına girer. Bu kitabın ilk önce filmini izledim. Sonra kitabını okudum çok daha etkili oldu. Kalbin gamlarını sanmış efsane Güzel Zîn'le Mem'i etmiş bahane Öyle okuyayım ki Gönül nağmemi Geri getireyim dünyaya Zîn ile Mem'i... Bana bu kitabı tavsiye eden masal kahramanına teşekkür ederim... Onun gibi insanların aramızda sayısı artması duasıyla. Kesinlikle okunması gereken bir kitap Kitabın her mısrasında satırında büyük bir aşk destanı, daha çok anlatmak isterdim ama merak edip okumanızı istiyorum... Ez gelek spas dikim... (Denizin En Güzel Balığı)
Merhaba! Mem û Zin kitabı bir imkansız aşk hikayesi. Gerçek yaşanılmış bir olay rivayetlere göre. Mem ve Zin birbirlerine sırılsıklam aşık bir çift. Kavuşmak için ne kadar çaba sarf etseler de asla kavuşamazlar. Kavuşamamalarının sebebi aradaki Beko adında şeytani bir insan. Mem Zin’in hasretinden yataklara düşer ve dayanamayıp ölür. Mem’in kardeşi gibi gördüğü Tacdin, Mem’in ölümünden sorumlu tuttuğu Beko’yu öldürür. Zin de Mem’in ölümünden kısa bir süre sonra tedavisi olmayan ölümcül bir hastalığa yakalanır ve ölür. Bu iki aşığı yan yana gömerler. Beko’yu da iki aşığın ayak uçlarına gömerler. Mem ve Zin’in mezarı sarmaşık ve çiçeklerle birbirine sarılır. Beko’nun mezarında da dikenler çıkar. Kitap süperdi. Kitabı okurken ağladığım da olmuştu. Yine beni aşktan korkutan bir kitap. Söyledim ve tekrardan söylüyorum, bir insan kaybetmekten korkuyorsa sevmemeli. (Ayşenur)
Mem u Zin PDF indirme linki var mı?
Muhammed Said Ramazan el-Buti - Mem u Zin kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mem u Zin PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Muhammed Said Ramazan el-Buti Kimdir?
El Buti'nin; fıkıh, siyer, ve din usulü konularında 60'tan fazla eseri bulunuyor. El Buti'nin en önemli eseri Fıkıh El Sira. Buti'nin yazdığı kitaplar birçok İslam ülkesindeki üniversitelerde ders kitabı olarak okutuluyor. El Ezher Üniversitesi'nde doktora yapan El Buti, Şam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde fıkıh derslerine giriyordu. El Buti ayrıca Suriye'nin en eski camii Emeviye Camii'nde cuma hutbelerini veriyordu. El-Buti 21 Mart 2013'te cuma hutbesi verdiği camide suikast sonucu 84 yaşında vefat etmiştir.
Muhammed Said Ramazan el-Buti Kitapları - Eserleri
- Mem u Zin
- Fıkhu's Siyre
- Siyamend u Xece
- Mezhepsizlik Bid'attir
- Azgın Medeniyet
- Müslümanların Gerilemesinden Kimler Sorumlu?
- Gizli Günah
- Babam
- İslam Akaidi
- Kuran'da İnsan Ve Medeniyet
- İslam'a Davet Metodu
- Gençliğin Sorunları
- İslam Dinini Tehdit Eden En Korkunç Fitne MEZHEPSİZLİK
- Selefiye
- Allah'a İnanan Kızlara
- Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam
- Davabitül Maslaha
Muhammed Said Ramazan el-Buti Alıntıları - Sözleri
- Zikir esnasında bilerek kıvrılıp eğilmeyi cumhur-u ulemaya uyarak haram görürdü. Çoğu kez bunun bir Raks olduğunu söylerdi. (Babam)
- Kabe, yeryüzündeki bütün müslümanların birliğinin, tevhidin ve sadece Allah'a kulluğun şiarıdır. (Fıkhu's Siyre)
- Müslüman, bütün faziletleri kendisinde barındırıp çeşit çeşit ibadetleri ifa etse bile, kendisine bir uzlet zamanı belirleyip nefis muhasebesi yapmadan, Allah'ı anmadan, kâinatı ve ondaki ilahi azametin delillerini tefekkür etmeden İslâm'ı bütün yönleri ile yaşamış sayılmaz. (Fıkhu's Siyre)
- Şurası gerçekten üzücü bir şeydir ki biz aslında dalmamamız gereken konulara dalıyoruz. (Mezhepsizlik Bid'attir)
- ... Bugün Müslümanları rahatsız eden bela, fikir sapıklığı ve esastan uzaklaşmadır. (Mezhepsizlik Bid'attir)
- Her kim tevhidde taklid ederse, İmani laf gevelekmekten öteye geçmez! (Fıkhu's Siyre)
- Hubeyb bin Adiyy radıyallahu anh şehid edilmeden önce şu şiiri söyledi: “Musluman olarak öldürülecek olunca, Vurulup hangi yanım üzere düşersem düşeyim. Vallahi aldırmam artık hiçbir şeye, Çünkü bunların hepsi o İlahi Zat’ın uğrunadır. Şu dağılıp târumâr olan cismimi, Eğer dilerse O, kurtuluşa erdirir...” (Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam)
- "Allah'ı şartsız sev ki sevgin yok olmasın" (Babam)
- Fer’i meselelerde ihtilafı kaldırmaya teşebbüs, kanun koymada ilahi tedbir ve Rabbani hikmetlere karşı bir direnme, daha doğrusu batıl ve abes iştir. Çünkü, delil zannî oldugu müddetçe meseledeki ihtilafın giderilmesi söz konusu olmaz. Eğer bu mümkün olsa, daha başlangıç dönemi olan Rasulullah’ın çağında tamamlanırdı. Ve yine dinin ilk muhatabları olan sahabe ihtilaf etmezdi. Demek ki, mu’mine rahmettir bu. (Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam)
- Mem gözlerini Zin'in yüzüne dikti, kısık ve kesik bir sesle : _ "Benim için ne güzel bir rehbersin." dedi. Zin: _"Sen ne iyi bir sevgilisin." Mem: _"Sen Rabbime götüren ne güzel bir yol göstericisin." Zin: _"Sen ruhumun çırasısın." . (Mem u Zin)
- Sa’d bin Muaz radıyallahu anh: “Biz Sana iman ve Seni tasdik ettik. Bize getirdiğin şeyin de hak ve gerçek olduğuna şehadet ettik. Biz, bu hususta dinlemek ve itaat etmek üzere, Sana kesin söz verdik. Nasıl istersen öyle yap, biz Seninle beraberiz. Seni, Hak Din ve Kitab ile gönderene andolsun ki Sen bize şu denizi gösterip dalarsan, mutlaka biz de Seninle birlikte dalarız.” dedi (Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam)
- Sabahleyin mütefelsif, ikindi üstü fakîh; Sular karardı mı pek yosma bir edîb-i nezîh; Yarın müverrih; öbür gün siyasetin kurdu; Bakarsın: Ertesi gün ictihâda pey vurdu!.. Hülâsa bûkalemun fıtratinde züppelerin Elinde maskara olduk… Deyin de hükmü verin! Mehmed Akif Ersoy/Müctehit taslakları (Mezhepsizlik Bid'attir)
- Üstelik, Peygamber aleyhisselam’ı kendi memleketinden hicrete zorlayan, etrafında bulunan insanları şuraya buraya dağılmaya ve muhacir olarak Habeşistan’a kadar gitmeye mecbur eden, bizzat bu arap toplumunun olduğu görülmektedir. Bu durum ise, müsteşriklerin, arapların düşünce ve temayüllerinin şekillenmesinden ibaret olduğunu iddia ettikleri İslam davetine karşı, yine aynı arapların gösterdiği bir hoşnutsuzluk olduğuna göre müsteşrikin yalanı ortada kalır... (Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam)
- Zîn muma sesleniyor Bazen mumu ederdi kendine muhattap Ey sır ve dinginlik arkadaşım, baş yoldaşım Gerçi yanmak yönünden de benim gibisin sen Fakat sohbet yönünden benim gibi değilsin Eğer sen de benim gibi konuşsaydın Benim gönlüm de fazla yanmazdı. (Mem u Zin)
- Kendisinin mahrum olduğu ancak senin mutluluğuna sevinecek kadar kalbi geniş olan ve yaralı göğsünün arkasında mutluluğunu paylaşan dost ne kadar değerli bir dosttur! Dünya sana böyle bir dostu vermiş ise tüm dünyayı ona feda et. O senin için karanlıkta bir çıra ve kalbin için ümitsizlikte bir ümittir. (Mem u Zin)
- "_ Dinle oğlum ,insan eğitim ve güzel ahlaktan yoksun olduğu zaman tamamen vahşî hayvan suratına bürünür . (Siyamend u Xece)
- Söz konusu münker ve bidatlerin işlenmediği mevlüt meclislerini Rasulüllah'ın teşvik ettiği zikir meclislerinden adderdi. Müslimin sahih olarak rivayet ettiği şu hadisin mefhumu içine girdiğine inanıyordu: "Zikretmek üzere bir araya gelen topluluğu melekler ve rahmet kuşatır onlara huzur iner ve Allah onları yanındakilere anlatır." (Babam)
- Erkek, kadının güzelliğinin aynası olmadıkça kadının mükemmel bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez. Erkekteki güzelliği kadın anlamlandırmadıkça, onun da bir güzelliğe sahip olduğu söylenemez. Mecnun olmasaydı, Leyla’nın güzellik ve cazibesinin bir manası olur muydu? (Mem u Zin)
- Gerçekten Allah’ın bütün Enbiya ve Rasul’lerle gönderdiği bu dinin hakikatı, yalnızca, insanları diğer zalim insanların sultasından kurtarıp, Allah’ın hakimiyet ve saltanatına sokmaktan ibarettir. O öyle bir hakikattir ki, tanrılık iddiasında bulunanların tanrılığını, despotların hakimiyetini, liderlik sevdasına düşenlerin ezici kuvvetlerini kökünden kazır. (Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam)
- "Bizim bugünkü Batı laik Hristiyan Medeniyeti i, daha önceki Hristiyan Grek Roma Medeniyetinin gereksiz bir tekrarı durumundadır. Daha kötüsü de, ruhsal gelişme yollarından hızla geriye doğru gitmesidir. Bugün batı dünyasında canavarlaşmaya tapınma, aşiretçiliğe, milliyetçiliğe tapınma hepimizin faturasını çok ağır ödeyeceğimiz bir din haline gelmiştir. Bu milliyetçi ve aşiretçidir, hiç şüphe yok ki, tam bir putperestliktir. " Arnold J. Toynbee (Azgın Medeniyet)