Mehmed Akif'den Seçmeler - Mehmet Akif Ersoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mehmed Akif'den Seçmeler - Mehmet Akif Ersoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kitap

Mehmed Akif'den Seçmeler kimin eseri? Mehmed Akif'den Seçmeler kitabının yazarı kimdir? Mehmed Akif'den Seçmeler konusu ve anafikri nedir? Mehmed Akif'den Seçmeler kitabı ne anlatıyor? Mehmed Akif'den Seçmeler PDF indirme linki var mı? Mehmed Akif'den Seçmeler kitabının yazarı Mehmet Akif Ersoy kimdir? İşte Mehmed Akif'den Seçmeler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmet Akif Ersoy

Yayın Evi: Karanfil Yayınları

İSBN: 9789756195703

Sayfa Sayısı: 120

Mehmed Akif'den Seçmeler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İçindekiler

Mehmet Akif Ersoy'un Hayatı

Edebi Hayatı

Sanat Anlayışı

Eserleri

Şahsiyeti

Hayatından İlginç Olaylar

Eserlerinden Seçmeler

İstaiklal Marşı

Marşın Açıklanması

Yazılış Hikayesi

İstiklal Marşıla İlgili Hatıralar

Şiirlerinden Seçmeler

Çanakkale Şehitlerine

Bülbül

Bayram

Manzum Fıkralarından Seçmeler

Kalenderin Biri

Eşekler ve Semer

Hikayelerinden Seçmeler

Hasta

Küfe

Dirvas

Seyfi Baba

Makallelerinden Seçmeler

Edebiyat

Eski Hatıralar

Mektuplarından Seçmeler

Kızı Suad Hanım'a

Oğlu Ahmed Bey'e

Şefik Kolaylı'ya

Cami Konuşmalarından Seçmeler

Balıkesir Zağanos Paşa Camii'ndeki Konuşmasından

Mehmed Akif'den Seçmeler Alıntıları - Sözleri

  • Ortalık şöyle fena, böyle müzebzeb işler, Ah o Yıldız'daki baykuş ölüvermezse eğer, Akıbet çok kötü
  • Eşin var, âşiyânın var, baharın var, ki beklerdin; Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin? O zümrüd tahta kondun, bir semâvi saltanat kurdun; Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun. Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen, Gezersin, hânumânın şen, için şen, kâinâtın şen. Hazansız bir zemin isterse, şâyed ruh-ı ser-bâzın, Ufuklar, bu'd-i mutlaklar bütün mahkum-ı pervâzın, Değil bir kayda, sığmazsın -kanatlandın mı- eb'ada; Hayâtın en muhayyel gâyedir ahrâra dünyâdâ. Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perişandır? Niçin bir damlacık göğsünde bir umman huruşandır? Hayır, mâtem senin hakkın değil...Mâtem benim hakkım: Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım!
  • Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın.
  • Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet, Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!..
  • Ya Rab! Böyle mi olacaktı, benim cennet yurdum? Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum. Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yılbaşına! Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına! Çevirdim başımı, nereye ettimse bir nazar. Gördüm ki, Noel için hazır, yer-yer çarşı-pazar. Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete. Heyhat! Duyuramadım, ne Âhmed’e ne Mehmed’e. Ey Âlem-i İslâm’ın baş tacı, büyük Türkiye! Mukaddesatı unuttun, Avrupa diye diye! Yurdumu işgal eylemiş, şu garbın safsatası, Kiminin maymunu var, kiminin “Noel babası!” Anladım, zaman geçmekte bugün dünden de beter. Kim bilir? Yarın ne hâle düşecek bu şaşkın beşer. Kulaklar tıkanmış, gözlere çekilmiş perde. Nankör adam, fazilet arıyor geçmiş giderde. İslâm’dır bu vatanın dini, kitabı Kur’an-ı Kerîm’dir. Müslümanın bayramı, Ramazan ve Kurbandır. Kalamaz bu böyle Fatih’in, Yavuz’un diyarı, Noel kutlamada, geçerek hıristiyanları. Maziyi düşündüm de, hayran oldum istiklâle Ecdadıma söz verdim, varmak için istikbâle, Çanakkale’de şehidlerim kefensiz yatıyor!. Sakarya’nın rengi, hâlâ kıpkızıl kan akıyor!.. Şehidlik, gazilik şerefidir Müslümanların. Düşmanlara alkış tutmak, işidir alçakların. Şu alçakça yaşayanların aklına yanayım. ölüm gel, neredesin? Kanımla yıkanayım! İstemem bu hayatı, Sultan etseler cihanda. Ölürüm, şerefimle yatarım, toprak altında. Ya Rab! Hidâyet ver kurtulsun bu millete.” “YILBAŞI” MEHMET AKİF ERSOY
  • "Karşında ziya yoksa, sağından ya solundan, Tek bir ışık olsun buluver, kalma yolundan, Alemde ziya olmasa halk etmelisin halk, Ey elleri böğründe yatan şaşkın adam, kalk!" Yazarken de yaşarken de Türk olmaktan büyük gurur duyan Mehmet Akif'e göre milletin uğradığı hezimetin 6 sebebi vardı: atalet (tembellik), hissizlik, yeis (umutsuzluktan doğan karamsarlık), yolsuzluk, cehalet ve tefrika (ikilik, ayrılıkçılık). Bu görüşlerinin ifade bulduğu dizelere örnek olarak yukarıdaki dizeleri gösterebiliriz.:
  • Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat, Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...
  • "Güvenme insanların samimiyetine, Menfaatleri için gelirler vecde, Vaad etmeseydi Allah cenneti, O'na bile etmezlerdi secde...."
  • zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ... -Boğamazsın ki! -Hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?
  • "Artık ikiyüzlüleri Sevmeye başladım. Çünkü yaşadıkça Yirmiyüzlü insanlar Görmeye başladım...."
  • Konuşmak bir mana ise susmak binbir mana.. Herkes konuşmasına konuşur lakin sükut yürekli olana..
  • Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın, Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.
  • Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!

Mehmed Akif'den Seçmeler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Mehmet Akif Ersoy'un Hayatı Edebi Hayatı Sanat Anlayışı Eserleri Şahsiyeti Hayatından İlginç Olaylar Eserlerinden Seçmeler İstaiklal Marşı Marşın Açıklanması Yazılış Hikayesi İstiklal Marşıla İlgili Hatıralar Şiirlerinden Seçmeler Çanakkale Şehitlerine Bülbül Bayram Manzum Fıkralarından Seçmeler Kalenderin Biri Eşekler ve Semer Hikayelerinden Seçmeler Hasta Küfe Dirvas Seyfi Baba Makallelerinden Seçmeler Edebiyat Eski Hatıralar Mektuplarından Seçmeler Kızı Suad Hanım'a Oğlu Ahmed Bey'e Şefik Kolaylı'ya (Bilgi Yüklü Seyyah)

İstiklal marşı. Mehmet Akif'in eserleri. Çanakkale şiiri. Mehmet Akif Ersoy hayat tarihî çizelgesi. Mehmet Akif'e atılan iftiralara, çok güzel yanıt verilmiş. Mehmet Akif Ersoy Batı'ya karşı değildir, Batı'nın vahşetine, sömürge, ruhlu oluşuna itiraz etmiştir.. (Özgür Yavuz)

Safahat Bana sor sevgili kâri Evlâdım Mehmed Ali’ye veda yadigârımdır. Bana sor sevgili kâri’ sana ben söyleyeyim Ne hüviyyette şu karşında duran eş’ârım : Bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri; Ne tasannu’ bilirim, çünkü, ne san’atkârım. Şi’r için “göz yaşı” derler, onu bilmem, yalnız, Aczimin giryesidir bence bütün âsârım ! Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım ! Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa; Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa Mehmet Akif Ersoy (Bedri Kaya)

Mehmed Akif'den Seçmeler PDF indirme linki var mı?

Mehmet Akif Ersoy - Mehmed Akif'den Seçmeler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mehmed Akif'den Seçmeler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mehmet Akif Ersoy Kimdir?

Mehmet Âkif Ersoy, (doğum adı: Mehmet Ragif, 20 Aralık 1873 - 27 Aralık 1936), baba tarafından Arnavut, anne tarafından Özbek asıllı Türk olan Cumhuriyet Dönemi şairi, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur'an mütercimi, yüzücü, milletvekili.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal marşı olan İstiklâl Marşı'nın yazarıdır. "Vatan Şairi" ve "Milli Şair" unvanları ile anılır. Çanakkale Destanı, Bülbül, Safahat en önemli eserlerindendir. II. Meşrutiyet döneminden itibaren Sırat-ı Müstakim (daha sonraki adıyla Sebil'ür-Reşad ) dergisinin başyazarlığını yapmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında milletvekili olarak 1. TBMM'de yer almıştır.

Yaşam öyküsü

Mehmet Âkif Ersoy, 1873 yılının aralık ayında İstanbul'da, Fatih ilçesinin Karagümrük semtinde Sarıgüzel mahallesinde dünyaya geldi. Nüfusa kaydı, babasının doğumundan sonra imamlık yaptığı ve Âkif'in ilk çocukluk yıllarını geçirdiği Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde yapıldığı için nüfus kağıdında doğum yeri Bayramiç olarak görünür. Annesi Buhara'dan Anadolu'ya geçmiş bir ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım; babası ise Kosova'nın İpek kenti doğumlu, Fatih Camii medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi'dir. Mehmet Tahir Efendi, ona doğum tarihini belirten "Ragif" adını verdi. Babası vefatına kadar Ragif adını kullansa da bu isim yaygın olmadığı için arkadaşları ve annesi ona "Âkif" ismiyle seslendi, zamanla bu ismi benimsedi. Çocukluğunun büyük bölümü annesinin Fatih, Sarıgüzel'deki evinde geçti. Kendisinden küçük, Nuriye adında bir kız kardeşi vardır.

Mehmet Akif Ersoy Kitapları - Eserleri

  • Genç Safahat
  • Açıklamalı ve Lügatçeli Mehmed Akif Külliyatı
  • Safahat
  • Mehmed Akif'den Seçmeler
  • Düzyazılar
  • Safahat 6
  • Safahat 1
  • Safahat 2
  • Safahat 3
  • Safahat 4
  • Safahat 5
  • Safahat 7
  • Çocuklar İçin Güzel Şiirler
  • Tefsir Yazıları ve Vaazlar
  • Modernleşmek mi İslamlaşmak mı?
  • Firaklı Nameler
  • Kur'an Meali
  • Kavaid-i Edebiyye
  • Mehmet Akif Sesleniyor
  • Kahrolsun Emperyalizm
  • Safahat Öyküleri
  • Safahat'dan Seçme Şiirler
  • Safahat'dan Seçme Hikâyeler (Osmanlıca-Türkçe)
  • Mehmet Akif Ersoy'dan Seçmeler
  • Safahat
  • Osmanlı Edebiyatı Ders Notları
  • Safahat’tan Seçmeler
  • Safahat
  • Mehmed Akif Ersoy'un Kur'an Meali
  • Safahat

Mehmet Akif Ersoy Alıntıları - Sözleri

  • "Evet, geçen artık geçmiştir, gelecek zaman ise meçhul ve müphemdir. Hayatından nasibin ancak hal,yani şu geçmek üzere olan demdir. Maziye dönmek mümkün olmadığı gibi istikbal ümidi de cansızdır. Onun için bugünkü iş bugün yapılmalıdır.Yarına bırakırsan o (yarın)lar mahşere kadar sürer." (Safahat)
  • "Ey cemâat, uyanın, elverir artık uyku! Yok mu sizlerde vatan nâmına hiçbir duygu? Düşmeden pençesinin altına istikbâlin, Biliniz kadrini hürriyyetin, istiklâlin." (Safahat 2)
  • Nasıl dursun benim biçare gölgem,senden ayrılmış ? Güneşlerden değil Ya rab,senin sinenden ayrılmış ! (Safahat)
  • Geçerken ağladım geçtim, dururken ağladım durdum; Bütün bunlardı, zira, gezdiğim alemde meşhûdum. Mezaristan kesilmiş rehgüzarım hüzn-i dûradûr.. Ne topraktan güler bir yüz, ne göklerden güler bir nur! (Safahat)
  • İlimsiz din kör,dinsiz ilim topaldır. (Einstein) (Kahrolsun Emperyalizm)
  • Lâkin ben bütün Müslümanları seviyorum. Kalbimde din kardeşlerime karşı hiç buğuz, nefret yok. (Tefsir Yazıları ve Vaazlar)
  • Hayât nâmına, yâ Rab, nedir bu devr-i azâb? (Genç Safahat)
  • Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... (Safahat'dan Seçme Şiirler)
  • Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete ram ol.. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.. (Safahat 7)
  • Hazret-i Ömer'in hafızasındaki şiirler biter, tükenir gibi değil idi. Hatta Hazret-i Abbas "Ali derecesinde kudret-i ilmiyesi, Ömer kadar mahfûzât-ı şi'iriyesi olan adam görmedim." derdi. (Tefsir Yazıları ve Vaazlar)
  • Öyle ya, dünyanın düğüm düğüm bağ demek olan Fani varlığı parçalanmadan ruh huzura kavuşabilir mi? (Safahat Öyküleri)
  • Bihi Suad, Mektubunuz çok geciktiği için annen alabildiğine sinirlenmişti. Kaç kereler bu hususta ricada bulunmuştum, aman üç-beş satırlık âfiyet haberlerinizi bir an evvel yollayın demiştim. Nedense bir-iki mektuptan sonra ihmâle başlıyorsunuz. Ceza olarak ben de bu sefer cevabımı hayli tehir ediyorum ve gayet kısa yazıyorum. İkinci bir ceza olarak resmimi ne sana hediye ediyorum, ne de Ahmed'e! Ferdâ Kadın'a yolluyorum. Havalarınız hâlâ iyi mi gidiyor? Ferdâ nasıl? Annen hayli zamandır pek iyi idi. Sıkılcı bir kere göğsü tuttu. İki-üç gündür de parmaklarında dolama gibi şişlikler hâsıl oldu. Zavallıyı uyutmuyorlar. Bir gün gidebilirse hekime parmaklarını gösterip ilaç alacak. Mahsus gözlerini öpüyor. Benim tarafimdan Ferdâ'yı öpüver olmaz mı? Allah'a emanet ol Suad Hanım. Baban Mehmed Akif (Firaklı Nameler)
  • Konuşmak bir mana ise susmak binbir mana.. Herkes konuşmasına konuşur lakin sükut yürekli olana.. (Mehmed Akif'den Seçmeler)
  • * “Odun” dedin de, tuhaftır, ne geldi aklıma, bak: Zavallı memleketin yoktu başka mahsûlü; Odundu, nerde bulunsan, metâ’-ı mebzûlü. – Adam yetiştiremezmiş, demek ki, toprağımız!... – Latîfe bir taraf amma, adam değil yalınız, Odun da isteriz artık yakında Avrupa’dan! (Safahat 4)
  • Musallâ:Müncemid bir mevcidir eşk-i  yetîmânın; Musallâ:Ahıdır,berceste, mâtem-zâr-ı dünyânın; Musallâ:Minber-i teblîğidir dünyâda, ukbânın; Musallâ:Ders-i ibrettir durur pîşinde, irfânın. (Safahat’tan Seçmeler)
  • " Ahlâk-i millî, ruh-i millîdir; Onun iflâsı en korkunç ölümdür: Mevt-i küllîdir. " (Safahat 5)
  • "... Yerleşmek için gezdiği yerlerde fünûn, Önce gâyetle büyük hürmet arar, sonra sükûn, Asr-ı hâzırda geçen fenlere sâhib denecek, Bir adam var mı yetişmiş içinizden, bir tek?" (Safahat 2)
  • " Baksana kim boynu bükük ağlıyan? Hakkı hayatın senin ey Müslüman! Kurtar o biçareyi Allah için, Artık ölüm uykularından uyan! Bunca zamandır uyudun, kanmadın; Çekmediğin kalmadı, uslanmadın. Çiğnediler yurdunu baştan başa, Sen yine bir kere kımıldanmadın! " (Safahat 5)
  • Numune işte biziz...Görmek isteyen görsün! Bakın da haline ibret alın şu memleketin! Nasıldın ey koca millet? Ne oldu akıbetin? Yabancılar ediyormuş eder ya istikrah Dilenciler bile senden şereflidir billah Vakari çoktan unuttun,hayayi kaldırdın Mukaddesatı ısırdın,Hüdaya saldırdın Ne hatıratına hürmet, ne ananatına yad Deden de böyle mi yapmıştı ey sefil evlat? Hayatın erzeli olmuş hayatı mutadın Senin hesabına birçok utansın ecdadın Damarlarındaki kan adeta irinleşmiş O çıkmak istemeyen can da bir yığın leşmiş iade etme imkanı yoksa maziyi Bu bayagi yasayistan gebermen elbet iyi Gebermedik tarafın kalmamış ya pek,zaten Sürünmenin o kadar farkı var mı ölmekten? Sürünmek istediğin şey! Fakat zaman peşini Bırakmıyor, atacak bir çukur bulup leşini! Bugün sahifei alemde sen ki bir lekesin Nasıl vücudunu kaldirmasin neden çeksin? İşitmedim diyemezsin; işittin elbette Tevakkufun yeri yoktur hayatı millette Sükun belirdi mi bir milletin hayatında Kalır senin gibi zillet, esaret altında (Safahat 4)
  • Ey dipdiri meyyit, "İki el bir baş içindir." Davransana... Eller de senin, baş da senindir! His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin? Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin. (Genç Safahat)