Matematik ve Doğa - Ali Nesin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Matematik ve Doğa kimin eseri? Matematik ve Doğa kitabının yazarı kimdir? Matematik ve Doğa konusu ve anafikri nedir? Matematik ve Doğa kitabı ne anlatıyor? Matematik ve Doğa PDF indirme linki var mı? Matematik ve Doğa kitabının yazarı Ali Nesin kimdir? İşte Matematik ve Doğa kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ali Nesin
Yayın Evi: Nesin Matematik Köyü
İSBN: 9789759038908
Sayfa Sayısı: 176
Matematik ve Doğa Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Zenon'un paradoksları... "Doğada matematik var mı? Matematiksel kavramlar yaratı mı yoksa keşif mi?" gibi felsefi sorular, "Birey ne derece özgür olabilir?" sorusunun matematikçesi...
Ayrıca olasılık kuramı, oyunlar, geometri, kombinatoryal hesaplar, sayılar kuramı, aritmetik...
Ali Nesin Matematik ve Doğa kitabında tüm bu konuları rahat ve akıcı bir dille ele alıyor.
Matematiğin çeşitli alanlarına heyecanlı bir yolculuk yapmak isteyenler, matematiği seven ya da sevmek isteyenler için birbirinden bağımsız on sekiz yazıdan oluşmuş bir kitap.
(Tanıtım Bülteninden)
Matematik ve Doğa Alıntıları - Sözleri
- Bir matematikçinin bir zamanlar dediği gibi; Saymasını bilenler ve bilmeyenler olmak üzere 3 tür insan vardır.
- bir matematikçinin bir zamanlar dediği gibi, saymasını bilenler ve bilmeyenler olmak üzere üç tür insan vardır.
- Cezanne’ın elmaları ve manzaraları, Picasso’nun ölüdoğaları (natürmortları) ve çıplakları doğanın aynen resmedilişi değildir, bir yorumdur. Matematik de resim gibi doğayı yorumlar.
- Sumatralı bir matematik öğretmeni, öğrencilerinin derslerini anlamamalarından şikayetçi olmaları üzerine, ikisini döve döve bayılttı, on üçünü yaraladı. The London Times (Avustralya), 23 Mart 1981
- MS 1'inci yüzyıldan sonraya kadar izi sürülen bir söylenceye göre annesi Tetis, Aşil'i doğumundan hemen sonra dünyayla cehennem arasındaki sınırda bulunan ölümsüzlük ırmağı Styx'e batırmış ama ayak bileğinden tutarak batırdığı için, Aşil' in ayak bileğinin arkası ıslanmamış. Dolayısıyla Aşil sadece ayak bileğinin arkasından ölümlüymüş. Nitekim Aşil, Paris'in bir okuyla ayak bileğinin arkasından vurularak ölmüştür. Aşil tendonu sözü de buradan gelir.
- Freud’un, Darwin’in, Marx’ın buluşları bugünün insanına yalın gelir, “bunları ben de bulabilirdim” dedirtir. Doğrudur. Gerçek yalındır. Ama o yalın gerçeğe ilk ulaşmak öylesine zordur ki...
- Biz matematikçilerin görevi olmayan bir dünya yaratmak değil, olan dünyayı anlamaya çalışmak!
- Zenon’un üçüncü paradoksuna göre, hareket yoktur, hiçbir şey hareket edemez. Uçan bir ok ele alalım örnek olarak. Okun hareket ettiğini sanıyoruz değil mi? Zenon yanıldığımızı söylüyor. Ok her an durmaktadır. İnanmazsanız okun havada bir fotoğrafını çekin. Fotoğrafta okun durduğunu göreceksiniz. Demek ki ok her an durmaktadır. Ok her an durduğuna göre hep duruyor demektir. Öyle değil mi? Hareket edebilmesi için okun en az bir an hareket etmesi gerekmektedir. Oysa ok her an durmaktadır. Her an durmakta olan ok hep durmaktadır! Uzayın sürekli olamayacağını yukarda gördük. Uzay küçük, çok küçük, bölünemeyen uzaybirimlerden oluşmuştur. Okun bir uzaybirim uzunluğunda olduğunu varsayalım. Uzaybirim uzunluğundaki ok, bir uzaybiriminin içinde hareket edemez, çünkü okun o uzaybiriminde hareket edebilmesi için, okun uzaybiriminden daha kısa olması gerekir ki, uzaybirimden daha kısa bir nesne olamayacağını biliyoruz. Her uzaybiriminde hareketsiz duran ok, hep hareketsizdir.
- "Güzelliği çoğu zaman yalında buluruz."
- Beğendiğimiz modern sanat müzelerinden, “bunları ben de yapabilirim” duygusuyla çıkmaz mıyız? Bilimsel bir kitabı iyi anlamışsak, yazarın düşüncesini iyi kavramışsak ve yazara hakveriyorsak, o buluşları isteseydik, zamanımız olsaydı ve doğru çağda yaşasaydık biz de bulabilirmişiz gibi bir duyguya kapılmaz mıyız? Matematikçi bir arkadaşım, bir gün, tüm ciddiyetiyle, - Geçen yüzyıl yaşasaydım, amma teorem kanıtlardım ha! demişti. Freud'un, Darwin'in, Marx'ın buluşları bugünün insanına yalın gelir, "bunları ben de bulabilirdim” dedirtir. Doğrudur. Gerçek yalındır. Ama o yalın gerçeğe ilk ulaşmak öylesine zordur ki...
Matematik ve Doğa İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabı okumak ortadüzey bir matematik bilgisi gerektiriyor. Eğer matematik ile aranız fena sayılmaz ise okumak sizi sıkmayacaktır. Ha, muazzam mı? değil, kötü mü? Asla. Gayet ortalama bir şekilde doğada matematiğin olup olmadığını, paradoksları, matematik ve insani ilişkiler arasındaki bağı sevgili Ali Nesin gayet iyi bir yorumla sunmaya çalışmış. (Emre Fidel Çelik)
Birbirinden Bağımsız 18 Yazı: Okumaya başlamadan "birbirinden bağımsız 18 yazı" ibaresine dikkat edin. Matematik ve doğa ilişkisi felsefi anlamda derinlemesine işlenmiyor. İçinde zaman zaman Ali Nesin'in hatıraları etrafında şekillenen kolay ve zor matematik soruları var ancak lisans seviyesinde matematik dili bilmiyorsanız sadece birkaçını anlayabilirsiniz. (Ahmet Gökduman)
İçerik Başlıkla Uyuşur değildi.: Bu kitapta sizlere verebileceğim, anlatabileceğim pek fazla bir şey yok. Kitap başlarda çok güzel gidiyor, anlayabileceğiniz kolay bir dil ile yazılmış. Sonraları ise dil gittikçe ağırlaşıyor bir okuma kitabından daha çok matematik çözme kitabına yaklaşıyor. Düşük puan vermeme ve kitabı yarım bırakmama sebep olan asıl sebebi ise kitabın başlığıyla uyuşmuyor olmasıydı. Matematik ve Doğa denilmiş ama "doğa" kelimesiyle bağdaşan(ağaç, çiçek, bitki vb.) bir içerik, anlatım tarzı yakalayamadım. Belki benim kusurumdur, emin değilim. Fakat anlaması kolay olmayan, biraz da sıkıcı bir kitap oldu benim için. Kitabı sonuna kadar okumadığım ama, başlıklara ve genel olarak göz gezdirdim ve önemli bir konuyu göremedim. Mesela matematik için doğanın niteliğinde diyebileceğimiz olan "Altın Oran" dan hiç bahsedilmemesi de bana biraz tuhaf geldi. Da Vinci bile bunu pek çok çiziminde, eserlerinde kullanmışken ve doğada bu oranın, Fibonacci dizisinin çok olmasına rağmen hiç bahsedilmemiş olması bana göre eleştiri konusu edilebilecek bir durum. Ama yinede matematiği iyi olan, bölümü/alanı olan kişilerin kesinlikle okuması gereken kaynaklardan birisi olduğunu düşünüyorum. (Uğur B)
Matematik ve Doğa PDF indirme linki var mı?
Ali Nesin - Matematik ve Doğa kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Matematik ve Doğa PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ali Nesin Kimdir?
Ali Nesin, 1957 yılında İstanbul'da doğdu. İlkokuldan sonra ortaokuluİstanbul'da Saint Joseph Lisesi'nde, liseyi de İsviçre'nin Lozan kentindeki College Champittet'de tamamlayan Ali Nesin, 1977-1981 yılları arasında Paris Diderot Üniversitesi'nden matematikten "maitrise" derecesini aldı. Daha sonraABD'de Yale Üniversitesi'nde matematiksel mantık ve cebir konularında doktora yapan Ali Nesin, 1985-1986 arasında Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kampüsü'nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Türkiye'ye kısa dönem askerlikgörevi için geldiği sırada erlerin aynı şırıngadan aşı olmasına itiraz ettiği için "orduyu isyana teşvik" iddiasıyla tutuklanarak yargılandı. Yargılanma sonunda beraat etti.
1987-1989 arasında Notre Dame Üniversitesi'nde yardımcı doçent, ardından 1995'e kadar Kaliforniya Üniversitesi Irvine Kampusü'nde doçent ve daha sonra profesör olarak görev yaptı. 1993-1994 öğretim yılını Bilkent Üniversitesi'nde misafir öğretim görevlisi olarak geçirdi. Babası Aziz Nesin'in 1995'te ölümü üzerine yurda kesin dönüş yaptı ve Nesin Vakfı yöneticiliğini üstlendi. 1996'dan beri Bilgi ÜniversitesiMatematik Bölümü Başkanı olan Ali Nesin dört çocuk sahibidir. Kasım 2004'ten beri de Nesin Yayınevi genel yönetmenliğini yapmaktadır ve 2011 yılından itibaren Hrant Dink Vakfı danışma kurulu üyesidir.
Ali Nesin'in Matematik ve Korku, Matematik ve Doğa, Matematik ve Sonsuz, Matematik ve Oyun, Matematik ve Develerle Eşekler, Matematik Canavarı ve Matematik ve Gerçek adlı popüler matematik kitaplarının yanı sıra, Önermeler Mantığı,Sayma ve Sezgisel Kümeler Kuramı gibi yarıakademik matematik kitapları ve henüz birinci ve dördüncü ciltleri yayımlananAnaliz kitapları mevcuttur. Bunların yanı sıra çeşitli dergilerde çıkmış bilimsel makaleleri ve Alexander Borovik ile birlikte yazdığı İngilizce bir kitabı (Groups of Finite Morley Rank), babası Aziz Nesin'in Osmanlıca el yazılarından çevirileri bulunmaktadır.
Ali Nesin'in babası Aziz Nesin ile mektuplaşmaları (diğer kitapları gibi) Nesin Yayınevi tarafından iki cilt olarak yayımlanmıştır. Matematiksel araştırma alanı "Morley mertebesi sonlu gruplar"dır. Aynı zamanda, 2003'ten beri üç ayda bir yayımlanan ve Türk Matematik Derneği'nin sahibi olduğu Matematik Dünyası adlı derginin sorumlu yazı işleri müdürüdür. Ayrıca, TÜBA (Türkiye Bilimler akademisi) tarafından kabul edilmiş kümeler kuramı ve analiz konularında ders notları bulunmaktadır.[2]
Matematik araştırmaları, bölüm başkanlığı ve Nesin Vakfı yöneticiliğinin yanı sıra yağlıboya resim, desen ve portre çalışmaları da yapmaktadır. Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHAK) kurucu üyesidir. Nesin Matematik Köyü'nün kurucusudur.
Ali Nesin Kitapları - Eserleri
- Matematik ve Korku
- Matematik ve Oyun
- Matematik ve Doğa
- Matematik ve Sonsuz
- Matematik Canavarı
- Matematik ve Gerçek (Felsefi Tatta Matematik Yazıları)
- Gömüyü Arayan Adam
- Matematikçi Portreleri
- Matematik ve Sanat
- Matematik ve Develerle Eşekler
- Önermeler Mantığı
- Kümeler Kuramı 1
- Sezgisel Kümeler Kuramı (Matematiğe Giriş 2)
- Temel Gerçel Analiz 1
- Sayma / Kombinasyon Hesapları
- Analiz 4
- Matematiğe Giriş - Sayma
- Canım Oğlum Canım Babacığım 2 Mektuplaşmalar 1981-1995
- Sezgisel Kümeler Kuramı
- Analiz 1
- Analiz 2
- Matematik ve Oyun
Ali Nesin Alıntıları - Sözleri
- Her taraf kar içinde. Dört defa düştüm yollarda. Hele dördüncüsü çok komik oldu. Ama Allah'tan kimse görmedi. On saniye dengemi bulamadım, ama düşmedim de... Düşsem kurtulacağım, ayaklarım düğümlendi, bir öne bir arkaya... Bir türlü düşemedim ki... Sonunda düştüm de kurtuldum. (Matematik ve Korku)
- Bir matematikçinin bir zamanlar dediği gibi; Saymasını bilenler ve bilmeyenler olmak üzere 3 tür insan vardır. (Matematik ve Doğa)
- Acaba dedim kendi kendime, çok şey yapmak isterken, hiçbir şey yapamayacak mıyım? Matematik, felsefe, mantık, politika, edebiyat ve yeni yeni tarih ve ekonomi ilgilendiğim, çok sevdiğim dallar... Ne yapmalı, hangisine önem vermeli, matematik dışında... Bu saydığım dallarda bir tanesini çalışmasam doyumsuz hissediyorum kendimi. (Matematik ve Korku)
- Hep öyle olur... Bir soru yapana kadar zordur, yaptıktan sonra çok kolaydır. (Matematik ve Develerle Eşekler)
- "Filler gerçekte olduklarından küçük çizilirler , pirelerse büyük" (Matematikçi Portreleri)
- Kısaca söylemek gerekirse, amatör matematikçi önce formülü birçok örnek alarak tahmin eder, sonra formülün doğru olduğunu kanıtlamaya çalışır. Profesyonel bir matematikçi böyle yapmaz. Bir tek örnek alır, diyelim 7×4 boyutlu dikdörtgeni ele alır ve bu diktörtgenin 7×4 boyutlu olduğunu unutup n × m boyutlu olduğunu varsayar. Arkasından formülü bulmaya çalışır. Eğer bulabilirse ne âlâ, çünkü formülü bulduğunda - soyut düşündüğünden - yani 7 ve 4 yerine n ve m aldığından - formülün doğruluğunu da kanıtlamış olur. Yani, profesyonel matematikçi bir taşla iki kuş vurur: Aynı anda hem formülü bulur, hem de formülün doğruluğunu kanıtlar. Kanıtlayabilirse tabii... (Matematik ve Sonsuz)
- Aşk üçgeni değil, aşk çemberi!: Bir çemberin üstüne eşit mesafede olabildiğince fazla nokta koyun. Bir A noktasıyla tam karşısındaki B noktası arasındaki doğruyu çizin. Saat yönüne doğru ilerleyerek, A'nın yanındaki noktayla B'nin iki yanındaki nokta arasındaki doğruyu çizin ve buna böyle devam edin. Elde ettiğinizi seyredin! (Matematik ve Sanat)
- Sayıları nesnelerden soyutlamak pek kolay olmamıştır. "Bir elma, iki elma" dan " bir, iki" ye geçiş küçümsenmeyecek bir soyutlama gücü gerektirir. (Matematik ve Korku)
- ... Eğer oyunun beklentisi negatifse oyunu kabul etmemelisiniz. Oyunun beklentisi pozitifse oynamalısınız. Tabii kumarla ilgili etik bir sorununuz yoksa... Oyunun beklentisi 0 ise, oynasanız da olur, oynamasanız da... Bir oyunun beklentisi, bir oyuncunun o oyunda ortalama ne kadar kazanacağını ya da kaybedeceğini gösteren bir sayıdır. Kumar oynamaya yeltenen her kişi beklentinin ne demek olduğunu bilmelidir. (Matematik ve Sanat)
- Gitti gider geçen zaman, bugünkü beni yaratarak... (Matematik ve Sanat)
- Kadın-erkek eşitliğinden yana olabiliriz, ama eşitsizlik biz ayrımına varmadan beynimize işlemiş. (Matematik Canavarı)
- Milli Piyango, Kazı Kazan ve Spor Toto'nun da beklentileri negatiftir. Oynanması matematiksel açıdan caiz değildir. (Matematik ve Oyun)
- Her şey soru sormakla başlar. İnsan, eğer felsefe yapmıyorsa, günün birinde cevaplayamayacagi, karşısında ilelebet çaresiz kalacağı sorular sormaz. Sorulan sorular anlamlıdır ve genellikle yanıtları çok uzakta değildir. Eğitim sistemimiz ne yazık ki cevaba (ve doğru cevaba) dolayısıyla başarıya çok fazla deger veriyor. Matematiği çarpım tablosundan ve Pisagor teoreminden ibaret sananlar MEB de kol geziyorlar. Sadece Türkiye'de değil dünyanın hemen hemen her yerinde bu böyle. Hep başarılı olmuş birinden daha başarısız biri düşünemiyorum. Öte yandan bin defa başarısızlığa uğradıktan sonra bir şeyler başaranin bir heykeli dikilebilir! Gerçek anlamda başarmak için cok başarısızlığa uğramak gerekir. Başarısızlıktan korkmamak için de başarısızlığın dünyanın sonu olmamasi gerekir. Sadece eğitim sistemimiz değil, analar babalar da çocuklarını sürekli başarıya yönlendiriyorlar. Tipik bir gerikalmiş ülke yurttaşı korkusu: oku, adam ol, para kazan, buzum gibi sefil olma, zorluk çekme, araban olsun, evin olsun, güçlü ol. Çocuklarımız bu korkuyla büyüyorlar. Daha sonra okul ve çevre de bu korkularını besliyor. Bunun sonucu olarak en zeki ve en çalışkan gençlerimiz mühendislik ve işletme bölümlerini tercih ediyorlar. Çünkü bu dallarda basaracaklarini biliyorlar. Gerçekten de bu dallarda başaramayacak ne olabilir ki? Böylece müthiş bir potansiyeli ziyan ediyoruz. Temel bilim bölümleri teker teker kapanıyor öğrencisizlikten. Temel bilim olmayınca teknoloji de olmaz, değerli mühendisler de ziyan olur. (Matematik ve Sanat)
- Bir akşam yemeğinde, Bertrand Russell'a yanlış bir önermeden nasıl doğru bir önerme çıkarılacağı sorulur. - Örneğin, der soruyu soran muzip, eğer 0 = 1 ise Papa olduğunuzu kanıtlayabilir misiniz? Bertrand Russell omuz silkerek, - Bundan kolay ne var, der. Eğer 0 = 1 ise 1 = 2 olur. Çünkü, 1 = 1 eşitliğiyle 0 = 1 eşitliğini toplarsak, 1 = 2 eşitliğini buluruz: Demek ki 2, 1 ’e eşitmiş. Şimdi Papa’yla beni boş bir odaya koyun. Odada kaç kişi var? - İki kişi elbette! diye yanıtlar soruyu soran. - Ama iki bire eşit. Demek ki odada bir kişi var. Papa’yla ben... Yani ben Papa’yım... (Önermeler Mantığı)
- Matematiğin özü özgürlüğünde aranmalıdır (Matematikçi Portreleri)
- Adam oglunu arabasiyla okula goturuyor. Yolda bir kaza oluyor ve baba ölüyor. Cocuk agir yarali. Ambulans geliyor. Cocugu hastaneye kaldiriyorlar. Cocugun hemen ameliyat olmasi gerekiyor. Ameliyat masasina yatiriyorlar. Cok gecmeden cerrah iceri giriyor ve cocugu gorur gormez, -Ben bu cocugu ameliyat edemem, diyor, bu benim oglum... Acikli öykümuz bitti... Ne olup bitiyor? Cocugun iki babasi mi var? Hayir, cocugun iki babasi yok... Babalardan biri uvey mi? Hayir... Cerrahin oglu yaralanan cocuga cok mu benziyor? Hayir... Yanit son derece dogal. Beynimizin nasil kaliplara girdigine cok guzel bir ornektir bu bilmece. Beynimiz oylesine kaliplasmis ki, cerrahin kadin olabilecegini yani cocugun annesi olabilecegini dusunemiyoruz bile... Kadin-erkek esitliginden yana olabiliriz ama esitsizlik biz ayrimina varmadan beynimize islemis. (Matematik Canavarı)
- Veeee insanlar alçaklık yaparlarken alçaklık yapıyorum diye yapmıyorlar; alçaklıklarına bir gerekçe uydurup önce kendilerini kandırıyorlar, sonra vicdanlarını susturup istedikleri alçaklıkları yapıyorlar. (Canım Oğlum Canım Babacığım 2 Mektuplaşmalar 1981-1995)
- Sumatralı bir matematik öğretmeni, öğrencilerinin derslerini anlamamalarından şikayetçi olmaları üzerine, ikisini döve döve bayılttı, on üçünü yaraladı. The London Times (Avustralya), 23 Mart 1981 (Matematik ve Doğa)
- "Güzelliği çoğu zaman yalında buluruz." (Matematik ve Doğa)
- II. Yamyam Paradoksu. Bilinen bir bilmecedir. Yamyamlar bir mantıkçıyı yakalarlar. Mantıkçıya şöyle derler: -Biz her yakaladığımız yabancıyı yeriz. Kimini haşlayıp kimini kızartıp yeriz. Avımıza bir soru sorarız. Avımız soruyu doğru yanıtlarsa haşlarız, yanlış yanıtlarsa kızartırız. Dedikleri gibi yaparlar. Mantıkçıya bir soru sorarlar. Mantıkçı bir süre düşündükten sonra soruyu yanıtlar. Yanıtı duyan yamyamlar ne yapacaklarını şaşırırlar. Yanıt öylesine akıllıca bir yanıttır ki, yamyamlar mantıkçıyı ne haşlar ne de kızartabilirler. Yamyamlar mantıkçıya ne sormuşlardır, mantıkçı soruyu nasıl yanıtlamıştır? Yamyamlar mantıkçıya şu soruyu sormuşlardır: -Seni haşlayıp mı, yoksa kızartıp mı yiyeceğiz? Mantıkçı şöyle yanıtlamıştır: -Kızartacaksınız! Bir soru ve yanıtla, mantıkçı ne haşlanır, ne de kızartılır. (Matematik ve Gerçek (Felsefi Tatta Matematik Yazıları))