diorex
sampiyon

Marcus Antonius - Plutarkhos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Marcus Antonius kimin eseri? Marcus Antonius kitabının yazarı kimdir? Marcus Antonius konusu ve anafikri nedir? Marcus Antonius kitabı ne anlatıyor? Marcus Antonius PDF indirme linki var mı? Marcus Antonius kitabının yazarı Plutarkhos kimdir? İşte Marcus Antonius kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 21.08.2022 12:00
Marcus Antonius - Plutarkhos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Plutarkhos

Çevirmen: Furkan Akderin

Orijinal Adı: Μάρκος Αντώνιος (Markos Antonios)

Yayın Evi: Say Yayınları

İSBN: 9786050206050

Sayfa Sayısı: 96

Marcus Antonius Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Plutarkhos’un Paralel Yaşamlar’ı eskiçağ edebiyatının biçimsel açıdan en estetik eserlerinden biridir. Bu ölümsüz eser binlerce yıldır eskiçağın en çok okunan ve beğenilen eserlerinden biri olagelmiştir.

Özellikle Marcus Antonius’un yaşamı, başından geçen unutulmaz olaylar ve dramatik sonu eskiçağdan bugüne dek insanların ilgisini çekmiş, Shakespeare’den modern televizyon dizilerine kadar durmaksızın sanata ilham vermiştir.

Antonius’un sevgilisi ve son Mısır Kraliçesi Kleopatra ile ilgili bildiklerimizin çoğunu Plutarkhos’tan öğrenmemiz Marcus Antonius’u tarihsel bakımdan da önemli bir eser haline getirmektedir.

Marcus Antonius Alıntıları - Sözleri

  • "Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey içinde bulunduğumuz an ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre, birinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır. "
  • Âşığın ruhu bir başka birinin bedenindedir.
  • Ben insanlardan nefret eden Timon. Burası benim evim. Yolcu git buradan. İstersen küfret ama geç git.
  • Aşığın ruhu başka birinin vücudunda yaşar.
  • Şekerciler, şekerlerine nasıl ekşimsi bir tat verirlerse, bazı kişilerin de dalkavukluklarına cüret kattıklarını ve böylece dalkavukluğun bıkkınlık veren aşırı yanını sakladıklarını bilmiyordu.
  • Söylendiğine göre, onun güzelliği tek başına hiçbir kadınla karşılaştırılamayacak kadar ya da görenleri bir anda çarpacak kadar olağanüstü değildi, ancak onunla yapılan bir sohbet sakınılması olanaksız bir etki bırakırdı; güzelliği, konuşmasının inandırıcılığı ve çevresindekilere karşı davranışlarında sezilen kişisel özelliğiyle birleşince, insanı canlandıran bir tür dürtü oluyordu.
  • Timon’un yaşamını seve seve yeğlediğini belirtti.; çünkü onun deneyimlerini de gerçekten Timon’unki gibiydi; çünkü kendisi de yakın arkadaşları tarafından aldatılmıştı ve onlardan nankörlük görmüştü; bundan ötürü bütün insanlardan nefret ediyordu ve onlara güvenmiyordu.
  • Aşığın ruhu bir başka birinin bedenindedir...
  • Kleopatra, senin ölmene üzülmüyorum; çünkü kısa bir süre sonra seninle birlikte olacağım. Fakat benim gibi bir komutanın cesaret bakımından bir kadının gerisinde kalması utanç verici.
  • "Çünkü insanın çekileceği en güzel yer kendi içidir."
  • Ben her zaman rengini yitirmeyen bir zümrüt olacağım..
  • “Kleopatra’ya böyle onur ödüllerinin verilmesinden duydukları utanç kadar hiçbir şey Romalılara acı vermedi”
  • Bir felakete düştüklerinde, insanların erdemin ne olduğunu görüp ayırt edebilmesi oldukça yaygındır; fakat böyle kötü anlarda, taktir ettikleri şeyleri izleme, tiksindikleri şeylerden de sakınma gücü gösteren insanların sayısı ise azdır; böyle anlarda bazı insanlar ise zayıf kişilikleri yüzünden alışkanlıklarına daha da çabuk boyun eğerler ve düşünme yeteneklerini yitirirler.
  • Antonius’un başına gelen kötülüklerin en büyüğü evlilikten geldi.

Marcus Antonius İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tarih beklemez ve affetmez.: Yazarımız Plutarkhos MS I yüzyılda yaşamış Yunan tarihçi, biyografi ve deneme yazarıdır. Kendisini günümüze devreden “Paralel Hayatlar” yazı serisiyle tanırız. Asıl olanı ise kendisinin ciltler dolusu bir yazım hayatı olduğudur. Kaynağın ilk elden sahibidir. Plutark’ın tarihte önemli olması sayısız eserler vermesinden ziyade kitaplarında 151 tane yazarın ve Aristoteles’in günümüze ulaşamayan 70, Theophrastos'tan ise 50 alıntısı bulunmaktadır. Bunlar bile yazarın ne kadar değerli olduğunun birer kanıtı olmaktadır. Plutarkhos okumanın başka bir durumu ise Montaigne ile Shakespeare’den Schiller ile Gothe’ye kadar herkese kaynak kitap olmasından ileri gelmektedir. Cicero gibi o da bir Platon hayranı ve ardılıdır. Her ne kadar yaşamı kynik öğretilerine yakın olsa da düşünce yapısı birebir Platon öğretileriyle uyuşmaktadır ve Yeni Platoncu’dur. Bir kaynağa göre 227 eser yazdığı söylenmektedir. Ancak günümüze erişen çok azı biz okurlara sunulmuştur. Paralel hayatların en önemli kısmı ise birer tarih yazımları olmasından ziyade konu edilen kişiliklerin psikolojik ve sosyolojik tutumlarını hem felsefi hem de olaylara verdikleri tepkilerle okurlarına sunması kişilerin daha iyi analiz edilmesine olanak sunmaktadır. Bu söylediklerimizden şunu çıkarmamız çok muhtemeldir. Shakespeare Coriolanus'un Tragedyası, Antonius ve Kleopatra, Julius Caesar gibi büyük trajedilerini uyarlarken kaynağı Plutarkhos eserlerinden aldığı bilinmektedir. Eseri önemli kılan iç içe geçmiş ünlü kişilerin bulunmasıdır. Marcus Antonius döneminde kimler mi var? Jül Sezar, VII. Kleopatra, Cicero, dede Antonius yüzünden Sulla gibi daha ismini saymadığım kişiler ile geçen bir ömür. Önemlidir ki Marcus Antonius’un hayatını az çok bilirsek çevresindeki insanların hayatlarına da tanıklık etmiş oluruz. Filmlere konu olacak ve belki de olan bir hayat. Antonius dede tarafında varlıklı bir insan olarak dünyaya geldi. Herakles soyundan geldiği ve heybetinin Herakles heykellerini andırdığını bilmemiz bu bağlantıyı kurmamıza yeter. Gür bir sese sahip, eğlence düşkünü, mizacı hiçbir komutanda görülmeyecek kadar iyi, askerlerinin ona şakalar yapacağı kadar güven veren ve samimi bir kişiliktir. Hatip olan Antonius’un Sezar ile tanışması hayatında bir dönüm noktası olmuştur. Sezar’ın bir numaralı komutanı olması ise Sezar seferdeyken ya da ülke dışındayken ülkenin yönetimini kendisine bırakması zevk, sefa içerisinde yaşamasına olanak tanımıştır. Kişilik analizine bakacak olursak; Antonius çok duygusal bir kişiliğe sahipti. Kendini şatafata, hırsa, gösterişe kaptırması ise yalnızlığını gölgelemek istediğinden olduğunu sanıyorum. Hayatından büyük bölümünde başarılar kat etmiş olması kendisini kibir ile tanıştırmış ve bu kibir ile beraber başarısızlıkları da artmaya başlamıştır. “Aşığın ruhu bir başka birinin bedenindedir...” (Alıntı gonderi/52211562 ) Nitekim ihanetlerin bini bir para, hal böyle olunca da bir başarı geliyorsa arkasından iki başarısızlıkla karşılaşmakta çok muhtemel oluyordu. En büyük ihanetini ise gayrimeşru karısı Kleopatra’dan aldı. Yetmedi bu ihaneti sindirip savaş içerisinde bulunan askerliklerini bırakıp Mısır’a doğru kaçtı. Romalı askerlerin Mısır’ı kuşatması sırasında Kleopatra’nın ölüm haberini aldı ve kendini ölümcül bir yara ile edebi yolculuğa gitmeye hazırladı. Kitap dönem hakkında birçok bilgiyi içermekle kalmıyor, 2. Triumvirate’nin kurulması, Sezar suikasti, Cicero’nun boynunun vurulması ve Kleopatra’nın kişiliği ile psikoloji hakkındaki bilgileri de okuruna sunuyor. “Taklit edilemez yaşamın” mimarı ve kralların kraliçesi Kleopatra. Asla zekâsından kuşku duymamız gereken diğer bütün Mısır Firavunları ve Kraliçelerinden farklı bir kişiliğe, bilgiye sahip olan Kleopatra Antik Mısır’ın son kraliçesidir. Diğer hiçbir Mısır hükümdarı kendi dillerinden başka bir dil bilmezken 9 dil bildiği söylenmektedir. Mısır’ın ve çevresindeki küçük kabilelerin dillerini dahi öğrenmiş ve onların dilleriyle hitap ettiği tarih kitapları sayfalarında yerini almıştır. İskenderiye Kütüphanesi ile içli dışlı oluşu ise bilgiye aç bir kişiliğin habercisidir. Ayrıca Marcus Antonius’un düğün hediyesi olarak Bergama kütüphanesinden yüzbinlerce parşömen hediye ettiği de söylenir. “Kleopatra, senin ölmene üzülmüyorum; çünkü kısa bir süre sonra seninle birlikte olacağım. Fakat benim gibi bir komutanın cesaret bakımından bir kadının gerisinde kalması utanç verici.” (Alıntı gonderi/52212901 ) Kitabım Say Yayınları’ndan, çevirisi küçük hatalar dışında neredeyse kusursuz, ebat ve sayfa kaliteleri yerinde. Kısa bir yazar ve çevirmen hayatı ile başlıyor. Hemen arkasından ise 87 maddede Marcus Antonius’un hayatını, dönemi, çevresindeki kişileri ve savaşları anlatıyor. Bir sayfa kaynakça ile sonlanıyor. Sözün özü; kitap tarih ve dönem meraklısına şifadır. Okuru hem dönemi hem de bu kişiliklerin hepsini tek bir kitapta bulma şansına erişecek ve cümleler arasında kaybolacaktır. Kitap okunulası ve tavsiye edilesidir. Sevgi ile kalın. Son söz Shakespeare’den: Dostlar, Romalılar, vatandaşlar, beni dinleyin: Ben Sezar'ı gömmeye geldim, övmeye değil. İnsanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür; haydi Sezar'ınkiler de öyle olsun. Asil Brutus size Sezar'ın haris olduğunu söyledi; eğer böyleyse, bu ağır bir suç. Sezar da onu pek ağır ödedi. Şimdi burada Brutus'la diğerlerinin izinleriyle, çünkü Brutus şeref sahibi bir zattır; zaten hepsi, hepsi şerefli kimselerdir, evet müsaadeleriyle burada Sezar'ın cenazesinde söz söylemeye geldim. O benim dostumdu, bana karşı vefalı ve dürüsttü; lakin Brutus haris olduğunu söylüyor ve Brutus şerefli bir zattır. Sezar Roma'ya birçok esir getirdi, devlet hazinelerini bunların kurtuluş akçeleri doldurmuştu. Acaba Sezar'da hırs diye görülen bu muymuş? Fakirler ne zaman ağlasa, Sezar'ın gözleri yaşarırdı; hırs daha sert bir kumaştan olsa gerek. Fakat gene Brutus onun için haristi diyor; Brutus da şerefli bir adamdır. Siz hep gördünüz, Luperkalya yortusunda ben kendisine üç defa kırallık tacı sundum, üç defasında da reddetti; hırs bu muymuş? Gene Brutus, haristi diyor. Ve şüphesiz kendisi şerefli bir adamdır. Ben Brutus'un dediklerini çürütmek için söz söylemiyorum, buraya bildiklerimi söylemeye geldim. Bir zamanlar siz onu hep severdiniz, bu sebepsiz değildi; öyleyse sizi ona yas tutmaktan alıkoyan nedir? Ey izan! Sen hoyrat hayvanlara sığınmışsın, insanlar da muhakemelerini kaybetmiş. Beni affedin. Kalbim tabutun içinde, şurada, Sezar'ın yanında, tekrar bana gelinceye kadar beklemeli. Daha dün Caesar'ın bir sözü Dünyadan daha ağır basardı. Şimdiyse serilmiş yatıyor şurada, Bir dilenci bile eğilmez olmuş önünde. Ah kardeşler! Ben yüreklerinizi, kafalarınızı Azdıracak, ayaklandıracak bir insan olsaydım, Brutus'a da, Cassius'a da kötülük edebilirdim; Ama, bilirsiniz, şerefli insanlardır onlar. Onlara kötülük etmek istemem. Bir ölüye, Kendime ve sizlere zararlı olmam daha doğru O şerefli insanlara kötülük etmekten. Ama bir yazı var, Caesar'ın mührü basılmış; Çekmecesinde buldum; vasiyetnamesi Caesar'ın Bunları halka okusam ki hoş görün, Hiç okumak niyetinde değilim; Bir okusam bunları, halk doğru gider, Yaralarını öperdi ölmüş Caesar'ın; Mendillerini boyardı kutsal kanına. Ne kanı, tek kılını dilenirdi saçlarının, Anmak için Caesar'ı ve ölürken de Değerli bir miras diye bırakmak için Çocuklarına. Sabırlı olun dostlarım, okumam doğru olmaz: Sırası mı şimdi bilmenizin Sizi ne kadar sevdiğini Caesar'ın? Odun değil, taş değil, birer insansınız; İnsan olarak dinleyince de Caesar'ın dileklerini Tutuşur yürekleriniz, deliye dönersiniz Bilmemeniz daha iyi, Her şeyini sizlere bıraktığım. Bilirseniz, neler, neler olur kim bilir! Sabırlı olun, bekleyin biraz, ne olur! Fazla ileri gittim, korkarım, Size bu vasiyetnameden söz etmekle. Bir zararım olmasından korkuyorum doğrusu Caesar'ı bıçaklayan şerefli insanlara; Korkuyorum gerçekten. Anlaşıldı, zorla okutturacaksınız bana. Öyleyse bir halka olun Caesar'ın çevresinde, Göstereyim size bu dilekleri yazanı. İnebilir miyim? İzin veriyor musunuz bana? Yaş varsa gözlerinizde, hazır olun dökmeye; Bu şalı hep bilirsiniz; ben hiç unutmam Onu Caesar'ın üstünde ilk gördüğüm günü; Bir yaz akşamı çadırındaydık: Nervius'un ordularını yendiği gün. Bakın şurasından girmiş hançeri Cassius'un. Şurasını ne hırsla yarmış Casca. Şurasından o çok sevdiği Brutus bıçaklamış! Geri çekerken de lanetlik hançerini Bakın nasıl gelmiş ardından Caesar'ın kanı, Kapılara fırlayıp anlamak ister gibi Gerçekten Brutus mu değil mi diye Böylesine hoyratça vuran. Çünkü, biliyorsunuz, Brutus Koruyucu meleğiydi Caesar'ın. Tanrılar, siz söyleyin nasıl severdi onu! Aldığı yaraların en acısı bu oldu. Vurduğunu görünce Brutus'un, Nankörlük, hiyanetin kollarından beter, Yıktı bitirdi onu, yarıldı aslan yüreği, Kapayıp meşlahıyla yüzünü koca Caesar Düştü Pompeius heykelinin dibine, Kanlarının oluk oluk aktığı yere. Ah, o ne düşüştü o, yurttaşlar, Ben, sen, hepimiz düştük onunla Ve en kanlı hiyanet geçti başımıza. Elbet ağlarsınız böyle, duyuyorum içimde Yüreklerinizin nasıl yandığını. Rahmet damlaları bu döktüğünüz yaşlar. Duygulu yürekler, sizleri ağlatan Yaralı meşlahını görmek mi oldu yalnız? Bir de şuraya bakın! Bakın, işte kendisi Delik deşik olmuş ihanet hançerleriyle. Dostlarım! Canım kardeşlerim! Sizi böyle birden İsyana sürüklemiş duruma sokmayın beni. Bu işi yapanlar şerefli insanlardır. Yazık, bilmem neye kızıp da yaptılar bunu. Akıllı, şerefli insanlar hepsi; Elbet, haklı sebepler gösterirler size. Ben yüreklerinizi çalmaya gelmedim, dostlar; Ben bir söz ustası değilim, Brutus gibi; Hep bilirsiniz, ben dostunu seven Kaba saba bir adamım; bunu bildikleri için İzin verdiler halkın önünde konuşmama. Ne zekâm elverir, ne sözlerim, ne değerim, Etkim, inandırma gücüm yeter Halkın kanını azdırıp tutuşturmaya. Ben içimden geleni söylüyorum düpedüz; Sizin de bildiğiniz şeyler söylediklerim. Canım Caesar'ın yaralarını gösteriyorum Şu zavallı, güçsüz, dilsiz ağızları Konuşturuyorum kendi yerime. Ama ben Brutus olsaydım, Ya da Brutus Antonius'un yerinde olaydı, Öyle bir Antonius olurdu ki, Akıllarınızı başlarınızdan alır, Caesar'ın her bir yarasını bir dile çevirip Roma'nın taşlarını yerinden oynatır, Ayaklandırırdı sizi. Dostlar, ne yapacağınızı bilmeden gidiyorsunuz; Sevgilerinize nesiyle hak kazandı Caesar? Ah bilmiyorsunuz bunu; şunu söylemeliyim size: Vasiyet yazısı var dedim, unuttunuz. İşte vasiyeti, Caesar'ın mühürüyle hem de. Her Roma yurttaşına, her birine ayrı ayrı Yetmiş beşer drahmi bırakıyor Ayrıca Tiber kıyısındaki gezi yerleri, Kendi bağları, bahçeleri, yeni fidanlıkları Hep size kalıyor, size bırakıyor hepsini, Size ve mirasçılarınıza dünya durdukça; Hep birlikte gezip dolaşasınız, Gidip dinlenesiniz diye oralarda. İşte buydu Caesar. Bir daha gelir mi böylesi? Şimdi bırak yürüsün. Bir kez ayaklandın ya, ey Hınç. Dilediğin yere git artık! Kalabalığın öfkesi yön değiştirince, Brutus'la arkadaşları Roma'dan kaçarlar. Roma'ya gelen Octavius ve Lepidus'la birleşir Antonius. İç savaş başlar. Bir gece Brutus'un çadırında Caesar'ın hayaleti belirir, «Philippi'de görüşürüz demeye geldim» der ve kaybolur. Ve Philippi'deki savaşı kaybeden Brutus, kendini öldürerek tutsak alınmaktan kurtulur. Savaşı kazanan Octavius ve Antonius ondan saygıyla söz ederler. (Tayfun)

Marcus Antonius için gelmiş geçmiş en büyük sevdalılardan dersek abartmış olmayız sanırım. Kleopatra'ya olan aşkını Shakespeare de çok iyi işlemiştir ama onun da referansı Plütark'tır. Kleopatra, başlarda Caesar ile ilişki halinde olsa da Caesar, Kleopatra'ya göre duygusuz, nefret etmeyen ya da sevgi duymayan tanrısal bir varlıktır ama Marcus Antoinus ise bir insandır. Kleopatra, başlangıçta Marcus Antonius'un ona olan aşkını görmüş, kullanmak istemiştir mamafih devamında o da Marcus Antonius'a aşık olmuştur. Caesar'ın suikasta uğraması ve Brutus ile Cumhuriyet yanlılarının öldürülmesi üzerine Octavianus ile savaşa başlayan Marcus, Kleopatra'nın yanında olmak için eline geçen Emperor olma şansını düşünmeden teper. Ordusunu ve filosunu Yunanistan'ın garp tarafındaki Aktium'a çeken Marcus Antonius, bu dar boğazda düşmanına avantaj sağlayan bir yerde durur. Bunu o da bilmektedir ama istediği tek şey Kleopatra ile olmaktı. Octavianus, Aktium'a gelir Marcus Antonius'un ordusunu yener ve aşıkların intihar edeceği sürece dek bütün donanmayı yok eder. Rivayet odur ki İskenderiye Kütüphanesi yandığında Kleopatra'nın gözünden düşen yaşlar için Marcus Antonius Bergama Kütüphanesi'ni yaptırmıştır. Bu örnek ile neden ona en büyük aşıklardan dendiğini görebiliriz sanırım. (Unforgiven)

Bu okuduğum ikinci Plutarkhos kitabı. Onunla tanışmam Montaigne denemeleri sayesinde oldu. Kendisini, Montaigne‘in etkilendiği kişilerden biri olduğu için merak ettim. Kitap,Türk Tarih Kurumu yayınlarına ait fakat sıkıcı / düz tarih bilgileri yoktu.Antonius’un hayatı, kronolojiye önem verilerek, masalsı bir hava içerisinde anlatılıyor.Okurken bir sonraki bölümde neler olacağını merakla takip ediyorsunuz. Kitaptaki önemli kişilere daha önceden Shakespeare’in; Julius Caesar, Antonius ve Kleopatra kitaplarından aşinaydım.Fakat bazı bilgiler ve olaylar yine havada kalıyordu.Bu kitap sayesinde detaylara, kişilere ve olaylara tam olarak hakim olduğumu söyleyebilirim.Eğer bu Romalı komutanın; neden sevilip neden sevilmediğini, askeri disiplin yapısı / orduya hakimiyetini ve onu neyin mahvedip bitirdiğini öğrenmek istiyorsanız kesinlikle okumanız gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.İyi okumalar.. (Tuğba)

Marcus Antonius PDF indirme linki var mı?

Plutarkhos - Marcus Antonius kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Marcus Antonius PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Plutarkhos Kimdir?

Mestrius Plutarchus (MS. 46 - 120?) Yunan tarihçi, biyografi ve deneme yazarı. Ayrıca orta dönem Platonculardandır. Plutarkhos Delfi'nin yaklaşık 35 km doğusunda bulunan Chaeronea, Boeotia Yunanistan'da iyi bir ailede dünyaya gelmiştir. Plutarkhos ciltlerce eser yazmış olduğu belirtilmektedir. Lampria Katalogu adlı bir antik katalog listesinde 227 eseri olduğu bildirilmiştir. Elimize geçen eserleri Paralel Yaşamlar ve Moralia adlı iki toplanmış eserdir.

Plutarkhos MS46 yılında Delfi'nin yaklaşık 35 km doğusundan bulunan Chaeronea şehrinde doğmuştur. Bu şehir Yunanistan'ın Beotia bölgesindedir; Hesiodos ve Pindaros'un doğum bölgesi ve bu şehir Makadonyalı II. Filip'in Yunanlıları yenmiş olduğu mevkii olarak ün yapmıştır. Ailesi bu şehrin ileri gelen yerli zenginlerinden biri idi. 

Plutarkhos'un yaşamı hakkında bilgiler yazmış olduğu denemelerden doğrudan doğruya veya onları yorumlamayla çıkartılmıştır. Örneğin Plutarkhos'un yazmış olduğu otobiyografik bir deneme (De sollertia animalium) yorumlanarak babasıyla pek arasının iyi olmadığı ama bu denemede isimleri anılan kardeşi (Lampria) ve büyükbabası (Nikardo) iyi geçindiğini sonucuna varılmıştır.

MS 60 yıllarında Atina'ya gidip oradaki Akademia'da "Ammonio"'nun derslerine devam ettiği ve onun çok iyi bir talebesi ve müridi olduğu ve retorik, matematik ve Platoncu felsefe derslerinde başarı kazandığı bildirilir.

Plutarkhos Kitapları - Eserleri

  • İskender - Sezar
  • Lykurgos'un Hayatı
  • Gevezeler ve Meraklılar
  • Theseus - Romulus
  • Demosthenes - Cicero
  • Marcus Antonius
  • Yaşamlar XXI
  • Marcus Antonius
  • Gracchus Kardeşler
  • İki Yüzlü Hayatlar ve Hileler
  • İsis ve Osiris
  • Likurgus - Numa
  • Solon - Poplicola
  • Aristides - Cato Maior
  • Themistokles - Camillus
  • Antonius ve Kleopatra
  • Kimon - Lucullus
  • Alkibiades - Coriolanus
  • Paralel Yaşamlar
  • Yaşamlar 1
  • Müzik Üzerine
  • Perikles - Fabius
  • The Fall of the Roman Republic
  • The Rise of Rome
  • On Sparta
  • Thesus, Romulus, Lykurgus ve Numa’nın Hayatları

Plutarkhos Alıntıları - Sözleri

  • Kader kaçınılmaz olmaktan ziyade beklenmediktir... (İskender - Sezar)
  • Tanrı Hermes’in barış simgesi olan asasıdır. Latince “Caduceus” olarak anılır. Zeytin ya da defne ağacından yapılmış bir değnek üzerine sarılmış iki yılan figüründen oluşur. Apollon‘un pan kavalı karşılığında Hermes‘e verdiği efsanevi değnektir. (Theseus - Romulus)
  • “Theseus Girit’e ulaşınca, Ariadne’den ünlü keten yumağını aldı. Ona aşık olan kız, Labirent’in karmaşık dehlizlerinde kaybolmamasının sırlarını öğretti.” (Theseus - Romulus)
  • There is no difference between a friend and a mercenary except that the former is kept by the way he is treated and addressed, and the latter by money. (On Sparta)
  • şehirlerin azabı büyük gücün erdem ve adaletle şans eseri bir araya gelmesiyle sona erecektir. (Paralel Yaşamlar)
  • "Onu ne Boiler ne de Keltlerin sayısız kabileleri yok etti Kimse onu Po Nehri'nin kudurmuş sularına atmadı. Yiğit erler kollarından çıkarıp üstüne fırlattı silahlarını Bunlar oldu sefil kız için ölüm yorganı." (Theseus - Romulus)
  • Âşığın ruhu bir başka birinin bedenindedir. (Marcus Antonius)
  • Bütün bu zafer kutlamaları ve şenliklerden sonra bir nüfus sayımı yapıldı, sonuç da herkesin nefesini kesti. Üç yüz yirmi bin kişinin yaşadığı şehirde artık yüz elli bin kişi yaşamaktaydı. Bu acımasız iç savaşta o kadar insan hayatını kaybetmişti. Ayrıca İtalya'nın diğer bölgelerindeki kayıplar bu hesaba dahil edilmemişti. (İskender - Sezar)
  • Görmeyenler için körlük nasıl kötü bir şeyse, eğitimsizler için de bilgisizlik o kadar kötüdür... (Yaşamlar XXI)
  • Unutmayın Bu dünyada yaşamıyoruz, bu dünyadan geçiyoruz. (İki Yüzlü Hayatlar ve Hileler)
  • Az konuşanların çok yasaya ihtiyacı olmaz. (Lykurgos'un Hayatı)
  • "Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey içinde bulunduğumuz an ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre, birinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır. " (Marcus Antonius)
  • The ordinary mind will see in his plight an example of the fickleness of fortune, but to the wise it will seem rather an example of reckless ambition. (The Fall of the Roman Republic)
  • The tribune Sulpicius, a man so thoroughly bad as to be quite exceptional; one tended to inquire not what others he surpassed, but on what occasions he surpassed himself in wickedness. (The Fall of the Roman Republic)
  • "Şurası bir gerçektir ki, kendi yaşamlarıyla yüzleşmeyi katlanılmaz bulan insanlar vardır; Bu insanların akılları, bir fener gibi ışık tutamaz onlara, kusurlarla dolu ruhları, kendi içlerine bakmaktan korktuğundan, dışarıya yönelip başkalarının dertleri etrafında tur atar, kötü niyetlerini besleyerek şişmanlatırlar. Kümesinde yiyeceği emrine amade olan tavuğun, "gübrenin altında nerede bir arpa tanesi bulabilse" ona çöplenmesi gibi, meraklılar da, kimsenin onlara öğrenmelerini yasaklamadığı ortada duran konular yerine, her evde gizli tutulan ve görünmeyen kusurları araştırırlar." (Gevezeler ve Meraklılar)
  • Sözün özü: "Sulla'nın başarıları daha çoktu, ama Lysandros'un yanlışları daha azdı; biri isteklerine egemen olabilen, soğukkanlı, ölçülü bir kişiydi; diğeri askerdi, kahramandı" demekle gerçekten pek de ayrılmış olmayız. (Yaşamlar XXI)
  • It appears that there was an ancient oracle about Hannibal’s death: ‘Libyssan earth will hide the body of Hannibal.’ Hannibal himself took this as a reference to Libya and burial in Carthage, and inferred that he would end his days there. But there is in Bithynia a sandy place by the sea, and a small village nearby called Libyssa. (The Rise of Rome)
  • Nasıl iyi adam olabilir ki, kötüler bile korkuyor ondan (Lykurgos'un Hayatı)
  • There was another occasion when the enemy had given him an opportunity to attack but the Romans had shrunk from going into action and both sides had withdrawn. Marius then called an assembly of the soldiers and said: ‘I don’t know whom I should call the greater cowards, you or the enemy. You couldn’t stand up to the sight of their backs, and they were frightened by the napes of your necks.’ (The Fall of the Roman Republic)
  • He also ordered the night-watchmen to stand guard without spears, believing that his men would be more attentive and do a better job of staying awake if they were unable to defend themselves from an enemy attack. (The Rise of Rome)

Yorum Yaz