Makber - Abdülhak Hamit Tarhan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Makber kimin eseri? Makber kitabının yazarı kimdir? Makber konusu ve anafikri nedir? Makber kitabı ne anlatıyor? Makber PDF indirme linki var mı? Makber kitabının yazarı Abdülhak Hamit Tarhan kimdir? İşte Makber kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Abdülhak Hamit Tarhan
Yayın Evi: Çağrı
İSBN: 9789754541939
Sayfa Sayısı: 312
Makber Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Eyvah ne yer ne yâr kaldı
Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı
Şimdi buradaydı gitti elden
Gitti ebede gelip ezelden
Ben gittim o haksar kaldı
Bir köşede tarumar kaldı
Baki o enisi dilden eyvah
Beyrutta bir mezar kaldı
Bildir bana nerde nerde Yarab
Kim attı beni bu derde Yarab
Nerde arayayım o dil rübayı
Kimden sorayım bi-nevayı
Derlerki unut o aşnayı
Gitti tutarak reh-i bekayı
Sığsın mı hayale bu hakikat?
Görsün mü gözüm bu macerayı?
Sür'atle nasılda değişti halim
Almaz bunu havsalam hayalim.
Çık Fatıma! lahteden kıyam et
Yanımdaki haline devam et
Ketn etme bu razı öyle bir söz
Ben isterim ah öyle birsöz
Güller gibi meyl-i ibtisam et
Dağı dile çare bul meram et
Bir tatlı bakışla bir gülüşle
Eyyamı hayatımı temam et
Makber mi nedir şu gördüğüm yer?
Ya böyle reva mı ey cay-ı dilber
(Bu şiiri ilk eşi Fatma Hanım'ın
Beyrut'ta ölümü üzerine yazdı)
"her yer karanlık pür nur o mevki
mağrip mi yoksa makber mi ya rab
ya habgah-ı dilber mi ya rab
rüya değil bu, ayniyle vaki
kabri çiçekten bir türbe olmuş
dönmüş o türbe bir haclegahe
bir haclegahe dönmüşse türben
aç koynunu aç maşukanım ben"
Makber Alıntıları - Sözleri
- Eyvâh! .. Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden. Ben gittim o hâksâr kaldı, Bir kûşede târumâr kaldı. Bâkî o, enîs–i dilden eyvâh! Beyrût’ta bir mezâr kaldı.
- Sığsın mı hayale bu hakikat?..
- "Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede, gelip ezelden..."
- Eyvah! ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı. Şimdi buradaydı, gitti elden Gitti ebede gelip ezelden...
- “ … İstenene yetişmedi istekler… “
- “Gönlüm dolu âh u zâr kaldı...”
- “ … Gelecek denilen o batan sabah, Bir yarısı gerçek, yarısı yalancı… “
- “ … Etti beni bir bakışta âşık… “
- Eyvâh! Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı.
- Altı aylık bir tatile ihtiyacım var. Hem de yılda iki defa...
- Eyvah ! Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı. Şimdi buradaydı, gitti elden , Gitti ebede gelip ezelden.
- “ … Bu sıfır nedir hesap içinde ?.. “
- “ … Ölmek dedi, kahkahayla güldüm… Duydum ki fakat içimden öldüm !..”
- “ … Layıktı o nurdan yatakta, Tutsaydı şafak, derim kucakta… “
- “ … Görmez, bana düşse de bakışın ; Bilmez beni günahsız ilmin… “
Makber İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hepimizin edebiyat derslerinden bildiği Abdülhak Hamit Tarhan’ın Makber eserini öylesine merak ediyordum ki sonunda okumak nasip oldu. Kitap hakkında o kadar çok şehir efsanesi var ki ben bunların dışında biraz kitaptan bahsetmek istiyorum. Malûmunuz Abdülhak Hamit Tarhan Makber’i canından çok sevdiği eşi Fatma Hanım için yazmıştır. Kendisiyle 11 senelik evli iken 24 yaşında vereme yakalanmış ve kurtarılamamıştır. Bu olay yazarı çok etkiler ve kendisini bu eserle birlikte Türk edebiyatına kabul ettirir. Elimde olan eser günümüz Türkçesine uyarlanmıştır. Bunu yaparken ki amaç anlaşılmasını kolaylaştırmaktır. İçersinde eşinin ardından ona karşı olan duygularını anlatan şiirler yer almaktadır. Okumanızı dilerim, sevgiler. (Merve)
Makber: Makber, Abdülhak Hamid Tarhan'ın en önemli eserlerinden biridir. Okurken uzun bir şiire başlayacağınızı bilmeniz gerekir ve bu şiir okudukça sizi içine çekecektir. Dili ağır olsa da gözünüz alıştıkça kelimelerin anlamlarına bakmak sizi yormayacaktır. Tarhan, aslında bu esere karsının ölümünden önce başlamış olsa da karısını kaybedince eser ölümün onda bıraktığı derin hisleri bizlere yansıtıyor. Eseri okurken bir yandan da kendinizi derin bir felsefenin içerisinde düşünüyor olarak bulma ihtimaliniz çok yüksek. Tarhan'a göre Makber bir mezardır bunu şu sözlerinden anlıyoruz: "Makber için bir fikr-i şer'i beyan etmek lazım ise işte bu kitap bir merhumenin mezarıdır. " Ve en önemlisi bence biraz vaktiniz varsa eseri okumadan önce Tarhan'ın hayatına bir göz atmanızı öneririm. Şimdiden okumak için eline alan her okura şunu sormak isterim sizce Tarhan Makberi gerçekten ölen eşi için mi kaleme almıştır yoksa hayatta kendine bir mezar mı kazmıştır? (Hatice)
Makber kelime anlamı mezara denk gelir. Abdülhak Hamit Tarhan'ın nezdinde ise eşi Fatıma ile beraber gömdüğü duygularının her halinin bütünüdür. 1886'da, mersiye türünde yazılmıştır, 295 bent ve 2360 mısradan oluşur. Teknik bilgiler inanın gereksiz kalıyor bu eserin hüznünün yanında. Tarhan, hayatının en iyi dönemlerinde kaybetti eşi Fatıma Hanımı. Bütün mutluluğunu bıraktı o Makber'e ve bize de geride kalan hazin bedeniyle anlattı bütün o duygularını. Ona olan sevgisini, en güzel şekilde sunan yazar, ölen eşinin naaşını gemi ile istanbul'a getirirken başlamıştı bu eserine. Makber'e girmeden önce orada duruyordu Fatıma Hanım ve başında Abdülhak Hamit. Bir insanın, başına gelmesini en isteyeceği olay olmuştu ve Fatıma, soluksuz orada yatıyordu. Soluk olmayı denedi ona, yazarak. Başaramayacağını bile bile, ümitsizce denedi. Fatıma'ya nefes aldıramadı belki ama gerisinde bu güzel eseri bıraktı bizlere. Genç Werther'ın Acıları beni etkilemişti en çok böyle ama yok hayır, Makber daha derindi. Okunması elzemdir. (karanlıkrüya)
Makber PDF indirme linki var mı?
Abdülhak Hamit Tarhan - Makber kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Makber PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Abdülhak Hamit Tarhan Kimdir?
Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde ve Cumhuriyet Türkiye'sinin ilk yıllarında eserler vermiş, modern edebiyatın doğuşunda etkin bir isimdir. Köklü ve eski bir ulema ailesinin ferdi olarak dünyaya gelmiş, hayatının her döneminde yüksek mevkilerde bulunmuş, dünyanın birçok yerini görme fırsatı yakalamış, çağının büyük ve güçlü bir sanatçısı sayılmıştır. Tanzimatı, Birinci ve İkinci Meşrutiyetleri ve Cumhuriyeti gören; bu devirlerdeki Tanzimat, Edebiyat-ı Cedide, Milli Edebiyat ve Cumhuriyet devri edebiyatlarını yakından tanıyan sanatçı Türk Edebiyatı'nda Şair'i Azam sıfatı ile anılır (Bu sıfatı ilk kez Süleyman Nazif kullandı). Uzun seneler diplomat olarak hem doğu hem de batı ülkelerinde bulunması nedeniyle iki edebiyatı da tanımış; Türk şiirine batıdan yeni konular, serbest düşünce ve şekiller getirirken; batı yazarlarından etkilenerek yazdığı oyunlarla Türk tiyatrosuna felsefi düşünceyi sokmuştur. Türk edebiyatının en büyük eserlerinden birisi kabul edilen Makber'in şairidir. TBMM III., IV. ve V. dönemlerde İstanbul milletvekili olarak görev yapmıştır.
Abdülhak Hamit Tarhan Kitapları - Eserleri
- Makber
- Finten
- Tarık
- Abdülhak Hamid Tarhan Bütün Şiirleri
- Bütün Şiirleri 1 / Sahra- Divaneliklerim- Bunlar O'dur
- Sahra
- Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 3
- Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 1
- Tezer
- Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 4
- Bütün Şiirleri - 3
- Eşber
Abdülhak Hamit Tarhan Alıntıları - Sözleri
- seni sevdiğim için gebereceğimi bilsem yine seveceğim! (Tarık)
- Eyvah ! Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı. Şimdi buradaydı, gitti elden , Gitti ebede gelip ezelden. (Makber)
- Eyvâh! .. Ne yer ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden. (Abdülhak Hamid Tarhan Bütün Şiirleri)
- Kayd-ı mâzi vü derd-i istikbâl Olmayınca gelir saadet-i hâl (Bütün Şiirleri 1 / Sahra- Divaneliklerim- Bunlar O'dur)
- Fakat düşünenler az bahsedenlerdir. (Finten)
- Ey beşer çehreli hayvan, heyhat! İlm ü irfân iledir zevk-i hayat. Anı(onu) hiç kullanamazsan, nâdan(cahil), Neye vermiş sana nutku Yezdân(Tanrı)? Yoksa zâtınca hayatın hükmü, Ne olur bizce o zâtın hükmü? Neye geldin bu cihâna, söyle? Düşünüp durmak için mi böyle? Kimseye fâiden(faydan) olmaz şunda, Ya niçin mâiden(engel) olsun bunda? Maksadın görmedeyim: azm-i cinân(cennet) Ya niçin eylemedin terk-i cihân? (Bütün Şiirleri - 3)
- Burası deli bir ülke, ama deliliği güzelleştirici değil, anlamsız ve katı, iliklerine kadar satılmış.. (Tezer)
- Hiç bulmamak üzre gâib ettim, Mecnun gibi ben onu severken. (Abdülhak Hamid Tarhan Bütün Şiirleri)
- Çaremiz sabretmektir. Sabredelim; âti ne ise bir gün bilinecek. (Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 1)
- Sığsın mı hayale bu hakikat?.. (Makber)
- Tecessüs: 2 Acaba kim şu sîmîn-ber, Kime âşık kime muğber? Tavrı pür-mânâ, hey’eti sâde, Ser-âzâde; Kim şu hasnâ-yı bî-hemtâ: Acep kimdir? Âftab âzim-i mâğrip; O niçin olmamış gârib? Sebep kimdir? Ne oturmuş tek ü tenhâ, Ne sevdada, Kimi bekler kenâr-ı deryâda? (Sahra)
- Bildim, bildim. Şimdi bildim ki insanın aradığı daima değişirmiş. İnsan bulduğundan daima usanırmış. (Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 1)
- Bil ki muhabbet bir geçici rüzgardır. Çokluk en zayıf gönülleri dolaşır. Gah olur, bahar-ı nesimi gibi rayihalar neşrederek eser, kalbi açar yeni açılmış goncaya benzetir, gah olur fırtına rüzgarı gibi ateşler saçarak gelir, can evini yıkar, bin yıllık harabeye döndürür. Ne kadar latif eserse essin, öyle bir hava hissettin mi, hemen başını alıp kaçmaya bak. (Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 1)
- FESLİ ZAT- Bir yaşındayım, çünkü sizi göreli bir sene oluyor. Benim dünyaya gelişim sizi gördüğüm geceden itibarendir... (Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 1)
- Külbelerde olan ocaklardan Asmâna çıkan duman ne garib! Ne de hoş seyri var ıraklardan, Giderek bir sehâb eder terkîb. Havâda incimâd edip o buhar Berf-rîzân olur yavaşça yere; Sanki avdet kılar o külbelere Ötede bir sepîde-ser küshâr, Zâhir olmağla mihr-i pür-envâr, Kalbolur sanki ma'den-i gühere, Efseri ol kadar tenevvür eder, Ki beşer ol kadar tasavvur eder! (Bütün Şiirleri 1 / Sahra- Divaneliklerim- Bunlar O'dur)
- Sensin vatanım, âl ü ıyâlim, Fikrinle tenevvürde hayalim, Her nutkumun ârayişi sensin! (Bütün Şiirleri 1 / Sahra- Divaneliklerim- Bunlar O'dur)
- Eyvah! ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı. Şimdi buradaydı, gitti elden Gitti ebede gelip ezelden... (Makber)
- Kullanmasını bilenlerin elinde zehir de bir ilaçtır. (Finten)
- “ … Bu sıfır nedir hesap içinde ?.. “ (Makber)
- Bir zamanlar karargâhım idi Bedeviler gibi beyâbanlar; Buna mucib de iştibâhım idi; Nasıl imrâr-ı vakt eder anlar. (Sahra)