diorex
sampiyon

Madalyonun İçi - Gülseren Budayıcıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Madalyonun İçi kimin eseri? Madalyonun İçi kitabının yazarı kimdir? Madalyonun İçi konusu ve anafikri nedir? Madalyonun İçi kitabı ne anlatıyor? Madalyonun İçi PDF indirme linki var mı? Madalyonun İçi kitabının yazarı Gülseren Budayıcıoğlu kimdir? İşte Madalyonun İçi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.06.2022 23:00
Madalyonun İçi - Gülseren Budayıcıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Gülseren Budayıcıoğlu

Editör: Yasemin Aktaş

Tasarımcı: Ömer Erduran

Yayın Evi: Remzi Kitabevi

İSBN: 9789751409935

Sayfa Sayısı: 383

Madalyonun İçi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yıllardır "panik atak" yaşayan bir işadamı...

Kendini peygamber ilan eden bir doktor...

Çok temiz olmak uğruna evlerini "çöp apartman" haline getiren üç kız kardeş...

Kendini bildiği günden beri, babası başta olmak üzere, çevresindeki bütün erkeklerden dayak yiyen genç bir kadın...

Ağır ceza reisi bir babanın "fahişelik" mesleğini seçen kızı...

Radyo ve televizyonlardaki bütün şarkıların kendisi için çalındığını zanneden genç bir devlet memuresi...

Dünyaya kız olarak gelen ancak kendini erkek hisseden bir transseksüel...

Doktorunu intihar etmekle tehdit eden bir öğrenci...

Ölümcül bir hastalığa yakalanmış genç bir bankacı...

Bu kitapta, Türkiye' de değişik nedenlerle psikiyatra başvuran her kesimden insanımızın hikayelerini bulacak, başta aşk ve ölüm olmak üzere "insanlık halleri" ile karşılaşacaksınız.

İnsanlar size içini açacak, en gizli sırlarını sizinle paylaşacak. Ve bütün bu sorunlar, hastalar ve hastalıklar karşısında Türkiye şartlarında bir ruh doktorunun duyguları, düşünceleri, yapabildikleri ve yapamadıklarını göreceksiniz.

Bu kitabın bir yerlerinde mutlaka kendinizi bulacak, kendinizle yüzleşeceksiniz. Okudukça, yaşamın, sağlığın, sevginin ve huzurun değerini daha iyi anlayacak; her damlası ayrı bir duygunun rengini taşıyan bir çağlayanın altından geçecek ve tertemiz olacaksınız.

Madalyonun İçi Alıntıları - Sözleri

  • "Kadınlar varolmaya devam ettikçe dünyamızdan sevgi hiç eksik olmayacak. Canları, kanları pahasına bile olsa..."
  • "Kadınlar varolmaya devam ettikçe dünyamızdan sevgi hiç eksik olmayacak. Canları, kanları pahasına bile olsa..."
  • Seven insan bırakıp gider mi?
  • Kader bir gün bize de güler mi acaba?
  • ""Ağzınızın ucuyla değil, yüreğinizle istemelisiniz""
  • "insan umut ettiği sürece yaşar," diye çok klasik bir söz vardır. Yaşamak için umut etmek zorundayız. Buna mecburuz.
  • “İnsan isterse her koşulda her şeyi yapabilir. Geri çekilmek, vazgeçmek yok. Bütün mesele yeteri kadar isteyip istemediğimizde. Ağzınızın ucuyla değil, yüreğinizle istemelisiniz.”
  • "Bu ülkede kadın olmak zor."
  • "Şu kadınlar ne garip mahkumlar.Duygusal durumları ne çabuk değişebiliyor. Küçüçük şeylerden nasıl da hemen etkileniveriyorlar. Bir anda dünyanın en mutsuz en kederli, en suçlu insanı iken, nasıl da kolayca gökyüzünün en üst katına çıkabiliyorlar.Sevgileri, tutkuları uğruna neleri göze alabiliyorlar.Onlar için yaşamın temel şartı Sevilmek. Aşk'la Tutku'yla sonsuza kadar sevilmek ve asla Vazgeçilmemek. Her şeyi affedebilirler ama Sevilmeme'yi Asla."
  • Bir yandan yaşadığını hissedip bir yandan mücadeleye devam etmek galiba en güzeli, çünkü hayatta sınavlar hiç bitmiyor.
  • Öyle çaresizim ki... Beni kimse anlamıyor. O da benimle konuşmuyor. Tek başıma, yapayalnız kaldım.
  • "Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni."

Madalyonun İçi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Ben insanı sadece sevmiyorum, ona hayranım. Yeni bir insan tanımak, yeni bir şeyler keşfetmek gibidir benim için. O renksiz, sıradan gibi görünen nice insanlarda ne renkler, ne derinlikler bulabilmişimdir." Madolyon'un İçi, psikiyatrik vakaların öyküleştirilerek anlatıldığı bir roman. İçinde panik atak yaşayan bir iş adamı, şizofreni geçiren bir tıp öğrencisi, transseksüel bir kadın gibi birçok farklı psikolojik hikaye barındırıyor. Aslında kitabın içeriği ve anlatılan öyküler güzel. Ancak benim sorunum kitabın işleyişi ve dili. Ben Gülseren Budayıcıoğlu'nun dilini çok basit bulanlardanım. Bu basit dil bana zaman zaman çok yavan ve sıkıcı geliyor. Bu kitabında da maalesef aynı duygulara kapıldığım zamanlar bolca mevcut. İşlenişine gelirsek daha doğal ve anlaşılır olsun diye hikayeleri çok üstünkörü geçmiş gibi bir hissiyat verdi bana kitap. Hastayla tam bağ kuracakken pat diye bölüm kesiliveriyor gibi geliyor. Ayrıca işlenişinde daha bilgilendirici ve doyurucu bilgilerin olmasını da isterdim. Bu kadar fazla, farklı vaka seçmek yerine daha az ama daha doyurucu bilgileri de barındıran vaka örneklerini hikayeleştirmesini isterdim yazarın. Bu kadar olumsuzluğun üstüne iyi birkaç yorum da yazmak istiyorum:) Öncelikle yaşanmış hikayeler olduğu için okuyucuyu hikaye bir noktada yakalıyor, ayrıca okuyucu kendinden de parçalar bulabiliyor bu hikayeleri okurken ve kendini tartıp, süzgeçten geçirebiliyor bu sayede. Ayrıca bu kitabında hikayelerin içinde kendinden ve kliniğinden daha az bahsetmiş diğer okuduğum iki romanına göre, hiç yok demiyorum aman ha, yine var ama daha az;)) Sözün özü artılarıyla eksileriyle okuduğum, sevip sevmemekte kararsız kaldığım, basit kitaplar kategorisine koyduğum bir kitaptı. Okumayı düşünen ve okuyan tüm arkadaşlara da keyifli okumalar dilerim... (Nisan)

Spoiler ola bilir! Gülseren Budayıcıoğlu'nun okuduğum ilk kitabı olamasına rağmen "Kırmızı oda" dizisinden dolayı ismini çok duydum. Diziyi izlerken ben kitaplarını da mutlaka okumalıyım diye kendime söz verdim. Ve iyi ki de okudum. Kitap her satırıyla bize hayatı anlatıyor. Yaşadığımız her sorun bizim alt bilincimizdeki yaralardan kaynaklı, ilk onu öğrenmiş oldum. Kitapta dikkatimi çeken:"Panik atak, "Şizofreni", "Obsessif Nevroz" ve diğer hastalıkların yaranma sebebi, onlarla nasıl başa çıkacağımıza dair tüyolar ve sonuçları oldu. "Keşke Gülseren hanımla konuşma şansım olsaydı. Ona sustuklarımı anlatsaydım." Kitap bana bunları dedirtti. Hayat kimse için kolay değil. Hoşgörü eksikliği de bir hastalıkmış. Bu gün toplumun büyük bir kısmı "hasta". Okuduklarım bana çok şey öğretti. Herkese tavsiye ederim. "İyi ki de okudum" dediklerimden. Puanlamamda 9 kullanmam, beni sarsan kitaplarım için sakladığım tek puandan dolayı.... (Kitabsever)

Hayatları bir adım geriden başlayan insanların hayat hikayeleri anlatılan çok güzel ve çok da hüzünlü bir eserdi. Gerçek hayat olması bu hüznü kat ve kat arttırıyor. Çoğunun çocukluktan başlıyor ruhları incinmeye. Sevgisizlik insanı ne hallere sokuyor. Kimisi sevgiyi dayakta arıyor hatta. Her zaman suçun kendisinde olduğunu düşünen insanlar ayrı bir kişiler zaten. İyi olması için yıllar yıllar geçiyor. Ellerinde kayıp giden zamanın ardından bir keşke bırakıyor. Hiç kimse anlamamış bu insanları. Özellikle anne ve babaları. Hep susturulmuşlar. Zamanla duyguları yeter demiş. (Meral)

Madalyonun İçi PDF indirme linki var mı?

Gülseren Budayıcıoğlu - Madalyonun İçi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Madalyonun İçi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Gülseren Budayıcıoğlu Kimdir?

Eğitim :

İlk ve Orta Öğrenim- TED Ankara Koleji, 1965

Üniversite- Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 1965-1972

İhtisas- Hacettepe Üniversitesi, Psikiyatri Bölümü, 1972-1977

Tıp öğrenimi sırasında önce TRT Ankara Radyosu’nda, daha sonra da TRT televizyonunda 5 yıl boyunca kadrolu spiker ve sunucu olarak görev yaptı.. 1977’de uzman oldu ve 1982 yılına kadar aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak meslek yaşamına devam etti. Bu dönemde bir yıl süreyle, Hacettepe Üniversitesi ve TRT'nin iş birliği ile hazırlanan ve TRT Televizyonlarından canlı olarak yayınlanan, "İnsan ve Dünyası" adlı sağlık ve eğitim programlarında, yapımcı ve sunucu olarak görev aldı.

1982 yılında Üniversite'den ayrıldı. 2005 yılına kadar, Ankara'da serbest hekim olarak çalıştı. 2004 yılında, farklı tanı gruplarından hastalarıyla görüşmelerini bire bir kaleme alarak Remzi Kitabevi tarafından yayınlanan "Madalyonun İçi" adlı kitabı yazdı.

07.03.2005 tarihinde en büyük hayalini gerçekleştirerek, her kesimden insanın sosyal  güvencelerini kullanarak başvurabileceği, T.C. Sağlık Bakanlığından ruhsatlı Ankara'nın ilk özel psikiyatri merkezi olan "Madalyon Psikiyatri Merkezi” ni kurdu. 2013 Şubat ayında, Madalyon Psikiyatri Merkezi İstanbul şubesini kurdu.

2008 yılında "Günahın Üç Rengi" ve 2011 yılında “Hayata Dön” adlı kitapları yine Remzi Kitabevi tarafından yayınlandı.

Eşini 2007 yılında kaybeden ve iki çocuğu bulunan Budayıcıoğlu, halen ülkemizin en büyük özel psikiyatri merkezi olma özelliğini koruyan Madalyon Psikiyatri Merkezi’nin başkanı olarak meslek yaşantısını sürdürürken, bir yandan da hastaları ile yaptığı görüşmeleri bire bir anlatan, psikiyatriyi kuramsal olmaktan çıkarıp pratik yaşam içinde kitlelere sunan kitaplar yazmaya devam etmektedir.

Yayınları:

Madalyonun İçi, Bir Psikiyatristin Not Defterinden-(Psikolojik Roman) (2004)Remzi Kitabevi

Günahın Üç Rengi, Madalyonun Öteki Yüzü-(Psikolojik Roman) (2008) Remzi Kitabevi

Hayata Dön-(Psikolojik Roman) (2011) Remzi Kitabevi

Gülseren Budayıcıoğlu Kitapları - Eserleri

  • Camdaki Kız
  • Madalyonun İçi
  • Kral Kaybederse
  • Günahın Üç Rengi
  • Hayata Dön

Gülseren Budayıcıoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Susuyorum... Susuyorum ama içimde bir şeyler fena halde sızlıyor. (Hayata Dön)
  • Psikiyatriye genellikle hastalar değil, asıl hastaların hasta ettikleri gelir. (Camdaki Kız)
  • Sanki bir tarafım yarım. Bir türlü onu tamamlayamıyorum... (Hayata Dön)
  • Affetmek aslında sadece karşı tarafı rahatlatan bir eylem değildir.Affedince önce biz rahatlarız. Yüreğimizde ki taş hafifler, sonra da kalkıp gider. (Kral Kaybederse)
  • Düşünüyorum da insanı yine başka insanlar üzüyor en çok... Taptığı, hayran olduğu,değer verdiği, muhtaç olduğu ve çok sevdiği insanlar... Düşmandan çok dostlar üzüyor. Analar, babalar, çocuklar, kardeşler, sevgililer üzüyor. (Hayata Dön)
  • Bazen umut çok tehlikeli olabiliyormuş. Bitince anlıyor insan dünyanın kaç bucak olduğunu. (Kral Kaybederse)
  • “İnsan isterse her koşulda her şeyi yapabilir. Geri çekilmek, vazgeçmek yok. Bütün mesele yeteri kadar isteyip istemediğimizde. Ağzınızın ucuyla değil, yüreğinizle istemelisiniz.” (Madalyonun İçi)
  • Hayat, okullarda öğrenilmiyor. Hayatı bize, raflarda dizi dizi duran kitaplar ama daha çok da hayatın kendisi öğretiyor. (Günahın Üç Rengi)
  • Ve son olarak hastalığın sevgisizlikten, şifanın ise her zaman sevgiden, şefkatten geldiğini çok daha iyi biliyorum. (Camdaki Kız)
  • Belki de çektiğiniz bu acılar, hayatınızda başka sayfalar açacak. Çekilen hiçbir acı boşa gitmez. Her acıdan bir şeyler öğreniriz. (Kral Kaybederse)
  • "Sevmek diyorum. Sevmek çok güzel!" (Camdaki Kız)
  • Hayatta neden korkarsan, başına mutlaka o geliyor. (Kral Kaybederse)
  • Öyle çaresizim ki... Beni kimse anlamıyor. O da benimle konuşmuyor. Tek başıma, yapayalnız kaldım. (Madalyonun İçi)
  • "Karşınıza öyle biri çıkacak ki, size sevmeyi öğretene kadar sizden vazgeçmeyecek." (Camdaki Kız)
  • Güçlü olunca insanın canı yanmaz mı? Benim de canımın çok yandığının kimse farkında olmadı. Ben de kimseye hissettirmedim zaten. Oysa içim nasıl acıyor. (Hayata Dön)
  • Hayatta neden korkarsan , başına mutlaka o geliyor. (Kral Kaybederse)
  • Her insan okunacak kitap gibidir. (Hayata Dön)
  • Kaderden medet ummaktan vazgeç. Sen gayret etmezsen, o senin için bir şey yapamaz. (Kral Kaybederse)
  • "Bazı şeyler öyle içimize işler ki, yıllar geçer ama onların bizde bıraktığı izler geçmez..." (Günahın Üç Rengi)
  • İnsan yaşadıkça uzaklaşıyor eski kendinden. (Hayata Dön)

Yorum Yaz