diorex
sampiyon

Macellan - Stefan Zweig Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Macellan kimin eseri? Macellan kitabının yazarı kimdir? Macellan konusu ve anafikri nedir? Macellan kitabı ne anlatıyor? Macellan kitabının yazarı Stefan Zweig kimdir? İşte Macellan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 28.02.2022 16:00
Macellan - Stefan Zweig Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Stefan Zweig

Çevirmen: Zehra Yılmazer

Orijinal Adı: Magellan: Der Mann und seine Tat

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750722417

Sayfa Sayısı: 312

Macellan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çevresini dolaşarak dünyanın yuvarlak olduğunu kesin olarak kanıtlayan Portekizli denizcinin biyografisi, Yeniçağ'ın bu en önemli kâşifini kararlı, cesur, mağrur bir kişilik olarak tanımlıyor. Tarihte iz bırakmış kişilerin yaşamöykülerini kendine özgü bir üslupla kaleme alan Zweig, Macellan'da, dünyanın pek çok coğrafi bölgesine bugün bildiğimiz adlarını veren Portekizli kâşifin, her biri apayrı bir macera olan keşiflerini kişiliğiyle bütünleştirerek anlatıyor.

Colombus'un başarısı Avrupa'da müthiş bir şaşkınlık yaratır. Bir süre sonra da yaşlı dünyamızın daha önce hiç tanık olmadığı bir macera ve keşif heyecanı patlak verir: Tek bir cesur insanın başarısından, tüm bir kuşağa yetecek şevk ve cesaret doğar, bu daima böyledir. Avrupa'da sınıfından ve konumundan hoşnut olmayan, haksızlığa uğradığını düşünen ve beklemek için fazla sabırsız olan herkes, küçük oğullar, işsiz subaylar, büyük efendilerin piçleri, kanun tarafından aranan karanlık tipler, hepsi de Yenidünya'ya gitmek ister.

Macellan Alıntıları - Sözleri

  • Ne olduğun okadar bağırıyor ki, ne dediğini duyamıyorum.
  • Tek bir cesur insanın başarısından, tüm bir kuşağa yetecek şevk ve cesaret doğar; bu daima böyledir.
  • Sabır, biraz daha sabır!
  • Mutluluğun, duyguların en yüce doruğuna çıkması için daima en derin endişelerden çıkıp gelmiş olması gerekir.
  • Bir insanın dehası aynı zamanda da onun en can alıcı düşmanıdır.
  • Hiçbir çaba aradaki korkunç mesafeyi kapatmaz artık.
  • “Bir şeyin nasıl olduğu, tarihin hiç umrunda değildir. Tarih, bir şeyi gerçekleştirenlerden, tamamlayanlardan yana çıkar.” Hebbel
  • "ölüler haksız çıkar yaşayanlar , ölülere karşı daima haklı çıkmıştır."
  • İçindeki sırrı sımsıkı kenetli dudaklarının ardında yıllarca saklamayı bilmiş bir insan sıradanlara, sırsızlara tekinsiz gelmiştir daima.
  • Navigare necesse est, vivere non est necesse. Gereken yelken açmaktır, yaşamak değil.
  • "İçindeki sırrı sımsıkı kenetli dudaklarının ardında yıllarca saklamayı bilmiş bir insan sıradanlara , sırsızlara tekinsiz gelmiştir daima."
  • Ve ne zaman genç bir kuşak canla başla uğraş verirse dünya değişir.
  • "...kimse hataları küçük görmesin sakın! Eğer bir dehayla temas ettiyse, eğer tesadüflerle bir araya gelmişse, en budalaca hatalardan bile yüce bir gerçeklik doğabilir."
  • "Onunla olmak , ondan yana olmak kolay değildi ve bu trajik adam için belki de en zoru , bu kadar yalnız olmaktı."
  • Bir şeyin nasıl olduğu, tarihin hiç umrunda değildir. Tarih, bir şeyi gerçekleştirenlerden, tamamlayanlardan yana çıkar.

Macellan İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Okyanusların ve kıtaların keşfedilmesini büyük bir heyecanla okudum. 15 ve 16. Yüzyıllar da dünyamızı keşfetmek günümüzde Mars'ı keşfetmekle neredeyse birbirine eşdeğer. Ayrıca Avrupalıların dünyada yeni yollar yeni ticaret alanları ve sömürgeler keşfederken bizim koca Osmanlı ne yapıyormuş, neden uyuyormuş; bunu sorgulamadan edemiyor insan. Osmanlının nasıl yıkıldığını da az çok anlıyor insan. Kitap çok akıcı. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. (Fatih kavak)

Evet zweig ten gene güzel bilgilendirici bir kitap hem öğretici hem eğitici bir kitap zaten bir kitabın en büyük özelliği değilmidir evet her kitap ta altını çizilecek 100 lerce cümle bulunur eğer bir kitabı altını çizerek okursanız hem kitabı anlamanız kolaylaşır hem kelime dağarcığı gelişir hem de öğrenip paylaşarak kitaptan aldığınız zevk gelişecektir evet 1 kitabı 1 sinemadan ayıran en büyük özellik her kitabın insanı eğitip öğretip geliştirmesidir ve işte bu nedenle bir Kitapkolik aynızamanda bir sinefil ve sinekoliktir ancak ilk tercihi her zaman kitap okumaktır çünkü her kitap insanı geliştirir zaten dinimizin ilk emri ikra okudur yani okumak aynı zamanda bir ibadettir yani dinimiz seyret demez oku der işte oku emrindeki ilk hikmet değişmek gelişmek düşünmektir olumlu güzel ve iyi yönde gelişenlere ne mutlu Gelelim macellan kitabına avrupa tarihini sevenler için okunası öğretici bir kitap zweig 'in biyografilerini sevenler için akıcı bir kitap ancak en trajik hayatı yaşayan zweigin hatta en hümanist insanlardan biri olarak bilinen zweigin kaleminden fatih sultan mehmet biyografisini okuyanlar iyi bilirki yazar sultan mehmeti ve türkleri barbar olarak tanıtır isterdimki avrupayı mücellânı bu kadar iyi yazan bir kalem biz türkleri fatih hanı iyi tanıtsın ne yazıkki biz avrupanın yani Akifin dediği gibi medeniyet dediğin canavarların elinde hep canavar olarak barbar olarak kalmaya devam etçez belkide Avrupanın yada haçlıların Türkleri kahraman olarak göstermesi bir lüks boş bir gayrettir Türk ile islam tarihi dünya tarihinin en zirvesidir ilber ortaylının dediği gibi türkleri tarihten çıkartırsak ortada tarih kalmaz siz nereye giderseniz gidin önünüze türk tarihi çıkacaktır kısaca övünülecek bir tarihimiz var bu tarihide en güzel kitaplardan öğrenirsiniz türk tarihini takip edenler için okay tiryakioğlu ahmet haldun terzioğlu kalemine sağlık dedirten kalemşorlardır tavsiye ederim Evet zweig 700 bin okunma rakamı ile 1000 k nın en çok okunan yazarıdır bu da bize diyorki zweig okumaya başlayın macellan dünyanın çapını dolaşır öldürülüp katledilir belkide kendi insanı gözünde şehitlik mertebesine erer yaşadığı yüzyılda her başarılı insan gibi değer görmez tesla gibi emeği çalınır hiç olur gider ancak adı asırlar sonraya yansır bu da dünyanın bir dengesidir hain olarak ismi anılan çocuk ve eşini bir sefer amaç uğruna kaybeden insanlar yaşarken yanlış anlaşılmış öldükten sonra ismi sonraki nesillere kahraman olarak anlatılmıştır piri reis tesla bunların en güzel örneğidir evet biraz dünya tarihi biraz türk ve islam tarihi okuyalım tarih okurken farklı fikirden yazarları takip edip tarafsız gözle bakalım olaylara ne dersiniz böyle yaparsak en doğru bilgiye ulaşırız belkide tarihi öğrenmek için insanlara youtube de engin deniz cavit pancar  gibi kanalları vikipedi tdv islam ansiklopedisi gibi internet sitelerini tavsiye ederim size hayırlı okumalar hepinize saygılar (Murat altuğ)

Biyografik roman türünün en iyi yazarlarından olan Stefan Zweig'in dünyanın etrafını dolaşarak dünyanın yuvarlak olduğunu kanıtlamak isteyen Macellan'ın yolculuk sürecine hazırlanışını, yolculukta yaşanan hadiseleri ve yolculuğun sonunu; akıcı bir dille ve karakterin ruhsal betimlemeleriyle anlattığı zevkle okunabilecek bir gezi kitabı. İhanetin, kararlılığın, cesaretin farklı formlarını bulabileceğiniz; tarih-coğrafya derslerinde hep bahsi geçen coğrafi keşiflerin iç yüzünü daha iyi görebilmek için okunabilecek, tavsiye edebileceğim bir kitap. (Mazlum İlhan)

Kitabın Yazarı Stefan Zweig Kimdir?

Babası varlıklı bir sanayici olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe öğrenimi gördü. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal'ın ve Rainer Maria Rilke'nin eserlerinin etkisiyle yazdı. 1901'den sonra Fransızca yazan Paul Verlaine ve Baudelaire'in şiirlerini Almanca'ya çevirdi. 1907-1909 yılları arasında Seylan, Gwaliar, Kalküta, Benores, Rangun ve Kuzey Hindistan'ı gezdi, bunu, 1911'deki New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko'yu kapsayan Amerika yolculuğu izledi. 1914 yılında Belçika'ya Émile Verhaeren'in yanına gitti.

I. Dünya Savaşı'nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana'da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde memur olarak çalıştı. Savaştan sonra Avusturya'ya dönerek Salzburg'a yerleşti. 1920 yılında, Frederike Von Winternit ile evlendi. Stefan Zweig Salzburg'da yaklaşık 20 yıl yaşadı. Kapuzinerberg'in yamacındaki villasında geçirdiği yıllar, Zweig'ın en verimli yıllarıdır. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı, Friderike ile evli olduğu yıllarda satın aldı. Salzburg'da geçirdiği yıllar Zweig'ı edebiyatta doruğa tırmandırdı, en güzel eserlerini, kente ve Salzach’a yukardan bakan iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villada yazdı. Kısa sürede ünlü insanlarla dostluk kurdu, onları sık sık Salzburg'da konuk etti. Romain Rolland, Thomas Mann, H.G. Wells, Hugo von Hofmannstahl, James Joyce, Franz Werfel, Paul Valery, Arthur Schnitzler, Ravel, Toscanini ve Richard Strauss, Zweig'in konuğu oldu. Salzburg'da geçen yıllarında Zweig, Avrupa'nın düşünsel birliği için ağırlığını koydu; makaleleriyle ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarılarda bulundu; diplomatik çevrelere, akıl ve sabır çağrısı yaptı. 1927'de Almanya'nın Münih şehrinde "Duygu Karmaşası", "Yıldızın Parladığı Anlar" ve "Tarihsel Baş Minyatür" adlı kitapları yayımlandı, yine 1927'nin 20 Şubat tarihinde "Rilke'ye Veda" başlıklı konuşmasını yaptı. 1928'de Leo Tolstoy'un 100. Doğum Yıldönümü Kutlamaları'na katılmak üzere, Sovyetler Birliği'ne gitti. 1933'de, Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Yahudi kökenli Zweig'ın eserleri de yer alıyordu. 1934'te Gestapo'nun villasını basıp, silah araması üzerine Zweig ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve İngiltere'ye, Londra'ya yerleşti. Ancak, kendini burada da rahat hissedemedi ve taşındı.

Zweig, 1937'de ilk karısı Frederike'den ayrıldı ve bir yıl sonra Portekiz'e yanında Lotte Altman adında bir kadınla gitti. O sıralarda Avusturya, Alman Reich'ına katılmıştı ve Zweig da İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaat etti. 1939'da "Kalbin Sabırsızlığı" adlı romanı yayımlandı ve Zweig da, Portekiz seyahatine birlikte çıktığı Lotte Altman ile evlendi. 1940'ta İngiliz tabiiyetine girdi, II. Dünya Savaşı sırasında New York'a, Arjantin'e, Paraguay'a ve Brezilya'ya gitti. Zweig konferanslar için gittiği Brezilya'ya yerleşmeye karar verdi. Orada ünlü "Bir Satranç Öyküsü"nü kaleme aldı. Stefan Zweig, 1941'de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve "Dünün Dünyası - Avrupa Anıları" adlı otobiyografisini kaleme aldı. "Dünün Dünyası" kitabı, 1900’lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını farkettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür.

Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942'de Rio de Janeiro'da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu.

Üretken bir yazar olan Zweig, birçok konuda denemeler yaptı. Lirik şiirler yazdı, trajedi ve dram türünde sahne eserleri denedi, özellikle biyografi alanında önemli eserler ortaya koydu. Freud ve psikolojiye olan ilgisi onu bu alana yöneltti. Biyografi alanındaki çalışmaları, dönemin birçok ünlü kişisinin hayatlarını gözler önüne serdi. Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche; Romain Rolland; Marie Antoinette; Magellan, Stendhal, Erasmus, Fouche eserleri bu biyografilerden birkaçıdır.

Stefan Zweig Kitapları - Eserleri

  • Satranç
  • Amok Koşucusu
  • İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
  • Sabırsız Yürek
  • Dünün Dünyası
  • Değişim Rüzgarı

  • Geleceğe Güven
  • Yolculuklar
  • Unutulmuş Düşler
  • Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
  • Balzac
  • Montaigne
  • Clarissa

  • Macellan
  • Rotterdamlı Erasmus
  • Amerigo
  • Günlükler
  • Joseph Fouche
  • Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
  • Kendileriyle Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche

  • Marie Antoinette
  • Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castello Calvin'e
  • Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski
  • Ay Işığı Sokağı
  • Avrupa'nın Vicdanı
  • Amok - Usta İşi
  • Ruh Yoluyla Tedavi

  • Korku
  • Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Casanova, Stendhal, Tolstoy
  • Yarının Tarihi
  • Yakıcı Sır
  • Mektuplaşmalar
  • Sahaf Mendel - Bir Kadının Yirmi Dört Saati
  • Olağanüstü Bir Gece

  • Gömülü Şamdan
  • Dostlarla Mektuplaşmalar
  • Freud - Cinselliğin Yeryüzü
  • Mürebbiye
  • Mary Stuart
  • Korku Ruhu Kemirir
  • Buluşmalar

  • Karmaşık Duygular
  • Alacakaranlıkta Bir Öykü
  • Kurşun Mühürlü Tren
  • Mecburiyet
  • Bir Çöküşün Öyküsü
  • Seçilmiş Öyküler
  • Hikayeler

  • Geçmişe Yolculuk
  • Freud - Mutluluğun Mimarı
  • Kuş Kapanı ve Dönüşüm
  • Kaçak ve Sahaf Mendel
  • Dadı ve Leporella
  • Stefan Zweig - Seçme Eserleri
  • Geç Ödenen Bedel

  • Sanatta Yaratıcılığın Sırrı
  • Virata ya da Ölümsüz Bir Kardeşin Gözleri
  • Rilke'ye Veda
  • Görünmez Koleksiyon - Unutulmuş Düşler - Karda
  • Cenevre Gölü'ndeki Olay
  • Kadın ve Manzara
  • Nietzsche

  • Kızıl
  • O muydu?
  • Bir Kalbin Çöküşü
  • Bizans'ın Fethi
  • Gölge Kadınlar
  • Zalimce Bir Oyun
  • Dürüst Aptal Efsanesi Verlaine

  • Satranç
  • Lyon'da Düğün
  • Satranç Ustası - Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
  • Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor
  • Stefan Zweig'ın Mektupları
  • Erika Ewald'ın Aşkı
  • Efsaneler

  • Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi
  • Toplu Öyküler 1
  • Toplu Öyküler 3
  • Toplu Öyküler 2
  • Unutulmaz Bir İnsan
  • İki Yalnız
  • Stefan Zweig - Seçme Eserleri 2

  • Ormanın Üzerindeki Yıldız
  • Leporella
  • Aylak
  • Emile Verhaeren
  • Hayatın Mucizeleri
  • Brezilya
  • Kitapçı Mendel

  • Birbirine Benze(me)yen Kız Kardeşler
  • Stefan Zweig Kutulu Set
  • Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma
  • Leman Gölü Kıyısındaki Olay
  • Benimle Dostluk Zordur
  • Stefan Zweig - Seçme Eserleri
  • Seçme Eserler

  • Hikayeler 2
  • Bir Hayat
  • Öz Nəğməsini Oxuyanlar
  • Novellalar
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Tolstoy - Û ronahî di tarîye de dibirike
  • Oradan Uzakta

  • Twenty-Four Hours in the Life of a Woman and The Royal Game
  • Wondrak. Der Zwang. Zwei Erzählungen gegen den Krieg
  • Stefan Zweig Seti

Stefan Zweig Alıntıları - Sözleri

  • Verdiği kararın uygulanmasını engelleyecek her şeyi önlemek istiyordu... (Stefan Zweig - Seçme Eserleri)
  • Ancak herkes de bilir ki, yardım çağrısında bulunmayan bir insana yardım etmekten daha zor bir şey yoktur, çünkü yardım dilenmiyorsa mutlaka son bir şey daha vardır: Israr edip incitmememiz gereken gururudur bu. (Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma)
  • Karakteri gereği kendini hiçbir şeyden yoksun bırakmaz, insan arasına karışmaktan hoşlanan biri olarak her yerde aranırdı. Arkadaşları, onun yalnızlığa hiç alışık olmadığını bilirdi. (Stefan Zweig - Seçme Eserleri 2)
  • Sana yardım edemem Boris. İnsanlar artık birbirine yardım etmiyor. (Kaçak ve Sahaf Mendel)
  • Unutuldu ve öyle de kaldı. (O muydu?)
  • Doğanın cömert davranarak engin topraklar, sonsuz zenginlikler bahşettiği, güzellikle ve akla hayale gelebilecek her türlü potansiyel güçle kutsanmış bu ülkenin kuruluşundan beri görevi hep aynıdır: Kalabalık bölgelerden aldığı insanlara geniş topraklarında kök saldırmak, eskiyle yeniyi birleştirerek yeni bir medeniyet kurmak. (Brezilya)

  • Ancak gerçeklik tüm düşlerden daha güçlü ve daha sağlamdır. (Aylak)
  • "...bu adam konuşmak istiyordu, konuşmalıydı. Ve biliyordum ki ona ancak sessiz kalarak yardım edebilirdim." (Toplu Öyküler 3)
  • ... eski acısını iki kat daha fazla duyuyordu. (Hayatın Mucizeleri)
  • "...darbeyi yiyen ancak bilir onun ne olduğunu, darbeyi vuran değil ve acı çekmeyi sadece acı çekenler bilir." (Virata ya da Ölümsüz Bir Kardeşin Gözleri)
  • Ruhlarının kapısını kapattıkları için kimse onlara ulaşamıyordu ve bu belki de yıllarca sürecekti. Herkesle savaş halindeydiler. Bir günde, kısacık bir günde büyümüşlerdi! (Dadı ve Leporella)
  • Buralardan çekip gittiğimizde tozun üzerindeki ayak izlerimizi bir rüzgar süpürüp götürecekse yaşamanın ne anlamı var ki? (Kaçak ve Sahaf Mendel)
  • Yoksun kalınan şey öylesine kaybedilmiştir ki, artık sadece bir ağrı gibi hissedilir ve acı verir. (Alacakaranlıkta Bir Öykü)

  • Bir Rus için tek bir şey vardır: ya hep, ya hiç! Rus insanı varoluşun o kozmik gücünü hissetmek ister. (Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi)
  • "İyilikle gülümseyebilen insanlar vardı hâlâ.." . (Satranç)
  • Ne de olsa, güzellik kadınlardan kaçıp gittiğinde ondan boşalan yere bilgelik yerleşirmiş. (Birbirine Benze(me)yen Kız Kardeşler)
  • Derimin altında akışını hissettiğim kan gibi bu karanlık yaşamın etrafımı yavaş yavaş kapladığını hissediyordum. Sanki hiçbir şey bana göre değildi, ama hepsi benim içindi. (Zalimce Bir Oyun)
  • Sevgili bay Zweig, Okumam için ödünç vermis olduğunuz kitaplari geri yollamadigim icin affiniza rica ediyorum... R.M. Rilke (Dostlarla Mektuplaşmalar)
  • Yalnız yaşayan biri yalnızca kendine ders verebilir. (Efsaneler)
  • İki hafta boyunca kitap okumak , yürüyüşe çıkmak , hayal kurmak , rahatsız edilmeden uzun uzun okumak , iki hafta boyunca telefonsuz ve radyosuz yaşamak, konuşmak zorunda olmamak , bir anlamda rahatsız edilmeden kendim olmak istiyordum ... (O muydu?)

Yorum Yaz