Kuvayi Milliye Destanı - Nazım Hikmet Ran Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kuvayi Milliye Destanı kimin eseri? Kuvayi Milliye Destanı kitabının yazarı kimdir? Kuvayi Milliye Destanı konusu ve anafikri nedir? Kuvayi Milliye Destanı kitabı ne anlatıyor? Kuvayi Milliye Destanı kitabının yazarı Nazım Hikmet Ran kimdir? İşte Kuvayi Milliye Destanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Nazım Hikmet Ran
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN:
Sayfa Sayısı: 93
Kuvayi Milliye Destanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kuvayi Milliye Destanı Alıntıları - Sözleri
- "Ey benim sevgilim, karlı bir çam ormanında nefes almanın bahtiyarlığına benzer seni sevmek..."
- Düşündü birdenbire kayalardaki adam kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri Kim bilir onlar ne kadar büyük ne kadar uzundular? Birçoğunun adını bilmiyordu yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlikten evvel geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek. Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında birdenbire beş adım sağında onu gördü. Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu. Paşalar: "Üç" dediler, Sarisin bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun basına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.
- Bizim İstiklal Marşın'da aksayan bir taraf var, Bilmem ki, nasıl anlatsam, Akif inanmış adam, Fakat onun, ben, İnandıklarının hepsine inanmıyorum. Mesela, bakın: "Gelecektir sana vadettiği günler Hakk'ın" Hayır, Gelecek günler için Gökten ayet inmedi bize. Bir şarkı istiyorum Zaferden sonrasına dair. Kim bilir belki yarın
- İnsanların başlarında kalpak, yüreklerinde keder, yüreklerinde müthiş bir ümit vardı.
- Biliyorum : iş bölümünden bahsedeceksin. Fakat, Ankara'da çocuklara ders vermek, bozkırda ateş hattına girmek haksız ve hazin bir iş bölümü. Öyle günlerde yaşıyoruz ki ben bir iş yapabildim diyebilmek için : hep alnının ortasında duyacaksın ölümü.
- Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak, ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...
- Sonra. Sonra, 9 Eylülde İzmir'e girdik ve Kayserili bir nefer yanan şehrin kızıltısı içinden gelip öfkeden, sevinçten, ümitten ağlıya ağlıya, Güneyden Kuzeye, Doğudan Batıya, Türk halkıyla beraber seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz'i.
- Öyle günlerde yaşıyoruz ki ben bir yapabildim diyebilmek için: hep alnının ortasında duyacaksın ölümü.
- ve çöp gibi kaldı çocukların boynu. Ve lâkin Tarabya'da, Pötişan'da ve Ada'da Kulüp'te aktı Ren şarapları su gibi ve şekerin sahibi kapladı Miloviç'in yorganına 1000 liralıkları. Miloviç de beyaz at gibi bir karı. Bir de sakalı Halife'nin, bir de Vilhelm'in bıyıkları.
- Mücevher gibi uzak ve erişilmezdi şeker, erimiş altın pahasında gazyağı ve namuslu, çalışkan, fakir İstanbullular sidiklerini yaktılar 5 numara lambalarında. Yedikleri mısır koçanıydı ve arpa.
- şapkası horoz tüylü İtalyan'ı gördü. Ve Çukurova, kıyasıya düzlük, uçurumlar, yamaçlar, dağlar kıyasıya ve Seyhan ve Ceyhan ve kara gözlü Yürük kızı, gördü mavi üniformalı Fransız'ı. Ve devam ettik ateşi ve ihaneti görmekte. Eşraf ve âyân ve mütehayyizânın çoğu ve ağalar : Bağdasar Ağa'dan Kellesi Büyük Mehmet Ağa'ya kadar, düşmanla birlik oldular.
- Ateşi ve ihaneti gördük. Ve yanan gözlerimizle durduk bu dünyanın üzerinde.
- Ateşi ve ihaneti gördük ve yanan gözlerimizle durduk bu dünyanın üzerinde, İstanbul 918 Teşrinlerinde
- Memleketim. Memleketimi seviyorum. Çınarlarında kolan vurdum, hapishanelerinde yattım. Hiçbir şey dindirmez iç sıkıntımı, memleketimin şarkıları ve tütünü kadar.
- Haykırdı avaz avaz ömrünün ilk düşüncesini . "İbret al, deli gönlüm, demir sandıkta saklansan bulur seni, ak taş ardında kara yılanı bulan ölüm."
Kuvayi Milliye Destanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Nazım Hikmet... Gerçek bir efsane... Dili mükemmel bir şekilde karşı tarafa vermiş... Bugün hiçbir yazar da görmediğim anlatış biçimi... Tekrar Nazım gibi yazan biri çıkar mı bilmem ama Nazım' ın her kitabı okunmalı... Hatta okullarda okutulmalı... (Rıdvan USLU)
Vatan Sevgisi: Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim... (Hakan Komut)
Şiir okumayı pek sevmiyorum, ama şiirin alt türü olan destan okumayı çok severim. En sevdiğim destan da Homeros'un İlyada'sıdır. İlyada'yı okurken neden bizim dilimizde de bu kadar güzel destanlar yazılmamış diye hayıflanıyordum. Meğer yazılmış da benim haberim olmamış. Kuvâyi Milliye, şekil olarak ne bizim destanlara ne de yabancı destanlara benziyor. Kendine özgü bir stille yazılmış. Şekil olarak benzemese de içerik olarak destan tanımına tam olarak uyuyor. Şiir sekiz bapa bölümüş, her bapda Kurtuluş Savaşı ile ilgili farklı bir kısım anlatılıyor. Kuvâyi Milliye'nin bu özel basımında her babdan önce Genco Erkal'ın babı okuduğu görüntülü kayıtlar var, kayıttan sonra da kayıtta okunan bap yer alıyor. Genco Erkal'ı dinledikten sonra, bu bapları da okudum. Genco Erkal muhteşem bir şekilde yorumlamış. Başka bir yorumlayıcı olsaydı yanlış bir tercih olurmuş, adam okumuyor resmen şiiri yaşatıyor. Not: Baskı kalitesi ile ilgili soracak olanlar varsa, bu konuda benim de bir bilgim yok. Ben kitabı Storytel'de e-kitap olarak okudum. Genco Erkal'ın kayıtları da bu e-kitapta yer alıyordu. (Kadir Kılıç)
Kitabın Yazarı Nazım Hikmet Ran Kimdir?
Nâzım Hikmet Ran ya da Türkiye'den ayrıldıktan sonraki soyadı ile Nâzım Hikmet Borzecki (15 Ocak 1902; Selanik, Osmanlı İmparatorluğu - 3 Haziran 1963; Moskova, SSCB), Türk şair ve yazardır.
Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.
Komünist siyasi düşünceleri yüzünden defalarca tutuklanmış ve yetişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmiş; Türkiye'de 11 ayrı davadan yargılanarak İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre hapis yatmıştır. 1951 yılında Türkiye'den ayrılması sonrasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmış; bu karar ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihinde iptal edilmiştir.
1963 yılında Moskova'da kalp krizinden hayatını kaybetmiştir. Mezarı Moskova'dadır.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Nâzım_Hikmet
Nazım Hikmet Ran Kitapları - Eserleri
- Büyük İnsanlık
- Nazım İle Piraye
- 835 Satır
- Benerci Kendini Niçin Öldürdü?
- Yatar Bursa Kalesinde
- Kuvâyi Milliye
- Memleketimden İnsan Manzaraları
- Kemal Tahir'e Mapushaneden Mektuplar
- Piraye'ye Mektuplar
- Bütün Şiirleri
- Yazılar 1
- Yazılar 3
- Kan Konuşmaz
- Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni
- Yeşil Elmalar
- Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim
- Henüz Vakit Varken Gülüm
- İlk Şiirler
- Son Şiirleri
- Demokles'in Kılıcı
- Bir Ölü Evi & Ocak Başında
- Enayi
- Sanat Ve Edebiyat Üstüne
- Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar
- Şehrime Ulaşamadan Bitirirken Yolumu...
- Bu Şehir Güzelse Senin Yüzünden
- Yazılar 2
- Sevdalı Bulut Masalı
- Ferhad ile Şirin
- Kuvayi Milliye (Çizgi Roman)
- Nazım Hikmet Şiirleri 2: Mapusluk Zor Zanaat
- Yaşamak Seni Sevmek Gibi
- Nazım Hikmet Şiirleri 4: Gurbet Ölümden Beter
- Nazım Hikmet Şiirleri 3: Sevda Ateşten Gömlek
- Nazım Hikmet Şiirleri 6 : Herkes Kendi Payına Ölür
- Nazım Hikmet Şiirleri 5: Bir Hazin Hürriyet
- Sana Tütün ve Tespih Yolluyorum
- Yazılar 4
- Yazılar 5
- Hikayeler
- Kadınların İsyanı
- Yusuf İle Menofis
- Masallar
- La Fontaine'den Masallar
- Çeviri Hikayeler
- Yazılar 6
- Yeni Şiirler (1951 - 1959)
- Tavı Gelmişti Demirin
- Fatma, Ali ve Diğerleri
- Üç Şiir
- İt Ürür Kervan Yürür
- Seçme Şiirler
- Sarayda
- Şeyh Bedrettin Destanı
- Sabahat
- Das schönste Meer ist das noch nicht befahrene Liebesgedichte
- Kuvayi Milliye: Abidin Dino'nun Desenleriyle
- Taranta Babu'ya Mektuplar
- Öteki Defterler
- Beyazıt Meydanındaki Ölü
- Unutulan Adam
- Sonuna Kadar Kavga
- Nazım Hikmet ve Tosca'sı Semiha Berksoy
- Tüm Eserleri 1 - Şiirler 1
- Tüm Eserleri 2 - Şiirler 2
- Tüm Eserleri 3 - Şiirler 3
- Tüm Eserleri 4 - Şiirler 4
- Tüm Eserleri 5 - Şiirler 5
- Tüm Eserleri 6 - Şiirler 6
- Kuvayi Milliye Destanı
- Keloğlan
- Tüm Eserleri 7 - Şiirler 7
- Hasretle - Nazım Hikmet Mektupları
- Memleketimden İnsan Manzaraları 1
- Memleketimden İnsan Manzaraları 2
- Memleketimden İnsan Manzaraları 3
- Memleketimden İnsan Manzaraları 4
- Kurtuluş Savaşı Destanı
- Memleketimden İnsan Manzaraları 5
- Dört Hapishaneden
- Rubailer
- Sürekli Bir Bahar
- Güzel Günler Göreceğiz
- Kafatası
- Yel Üfürdü Su Götürdü
- Bursa Cezaevinden Va-Nu'lara Mektuplar
- Yaylamıza Kiraz Vakti
- Kuvayi Milliye
- İnek
- Kerem Gibi
- Nazım Hikmet’in Açlık Grevi (Tıpkı Basım İçerikler)
- El Yazmalarında ve Basılı Kitaplarda Saman Sarısı
- Sovyet Demokrasisi
- Jokond ile Si - Ya - U
- Alman Faşizmi ve Irkçılığı
- Gece Gelen Telgraf
- 1 + 1= Bir
- Nazım Hikmet Şiirleri: 1
- Şu 1941 Yılında
- Yaşamaya Dair
- Saat 21-22 Şiirleri
- Orman Cücelerinin Sergüzeşti
- Büyük Taarruz
- Aydınlıkçı şair, aydınlıkçı yazar Nazım Hikmet
- Faşizm Sınıflar ve Emperyalizm
- Seçilmiş Əsərləri
- Güneşi İçenlerin Türküsü
Nazım Hikmet Ran Alıntıları - Sözleri
- Bizim İstiklal Marşın'da aksayan bir taraf var, Bilmem ki, nasıl anlatsam, Akif inanmış adam, Fakat onun, ben, İnandıklarının hepsine inanmıyorum. Mesela, bakın: "Gelecektir sana vadettiği günler Hakk'ın" Hayır, Gelecek günler için Gökten ayet inmedi bize. Bir şarkı istiyorum Zaferden sonrasına dair. Kim bilir belki yarın (Kuvayi Milliye Destanı)
- Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne, allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar.. (Güzel Günler Göreceğiz)
- "Kim bilir ; Masalınızın kahramanı, başka bir hikayenin figüranı olmaya gitmiştir belki de. (Yaşamak Seni Sevmek Gibi)
- Yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim... (Kuvayi Milliye: Abidin Dino'nun Desenleriyle)
- Büyümez ölü çocuklar... (Henüz Vakit Varken Gülüm)
- "Sen daha çok hikâyeler dinlersin ama, artık sana hikâye anlatacak bulursan!.." (Ferhad ile Şirin)
- " Bırak ay gitsin sen kal bu gece... " (Bu Şehir Güzelse Senin Yüzünden)
- Yolunda pusuya yattıklarını arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek… Yürümek yürekten gülerek yürümek… (Yazılar 6)
- ...yolsuzluğun da türlü türlüsü vardır. (Yazılar 3)
- İnsanların başlarında kalpak, yüreklerinde keder, yüreklerinde müthiş bir ümit vardı. (Kuvayi Milliye Destanı)
- Bir insan bir vazife alırsa, bu vazife küçük ve ehemmiyetsiz de olsa, onunla öteki vazifeler arasındaki bağı unutmamalı ve ben işimi yapıyorum ya, işimden gayrisi beni alakadar etmez, banane dememelidir. Çünkü her iş, başka işle bağlıdır. (Hikayeler)
- Bulut mu olsam, gemi mi yoksa, balık mı olsam, yosun mu yoksa? .. Ne o, ne o, ne o. Deniz olunmalı, oğlum, bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla. (Büyük İnsanlık)
- Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin (demeğe de dilim varmıyor ama) kabahatın çoğu senin canım kardeşim. (Nazım Hikmet Şiirleri: 1)
- Fotoğrafınızı pek yakında beklerim. Sıhhatiniz nasıldır ? Ateşiniz devam ediyor mu ? Oraları çok mu soğuk ? Herhalde odanızda soba vardır. Burada havalar birkaç gündür lodos. Denizde beyaz köpükler... ağaçlarda beyaz çiçekler... (S. Berksoy) (Nazım Hikmet ve Tosca'sı Semiha Berksoy)
- Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz ölümün önünde sigaramızı. (Nazım Hikmet Şiirleri 5: Bir Hazin Hürriyet)
- Hem anlatsana bana: nasıl oluyor da çıldırmıyoruz öleceğimizi bildiğimiz halde? Yoksa ben ölmem gibi mi geliyor insana. (Yatar Bursa Kalesinde)
- -Mayakovski’nin kitaplarından en çok hoşunuza gidenler hangileridir? + Sevgilinin gözlerini mi, yoksa burnunu mu seviyorsun sorusunu nasıl yanıtlamalı? Mayakovski’yi tepeden tırnağa severim ben. (Yazılar 6)
- “Onlar paranın sahibi değil, para onların sahibi. “ (Memleketimden İnsan Manzaraları)
- "Yaşamak güzel şey be kardeşim." (Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim)
- Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme. Bakış açım belli oldu yine. Geride kalan, ardından bakar gidenlerin. Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her gidişinde. (Tüm Eserleri 2 - Şiirler 2)
Editör: Nasrettin Güneş
Arden
06.02.2024 / 17:14Every weekend i used to visit this site, for the reason that i want enjoyment, as this this web page conations genuinely good funny information too. dommody.top