diorex
sampiyon

Kutsal İnsan - Giorgio Agamben Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kutsal İnsan kimin eseri? Kutsal İnsan kitabının yazarı kimdir? Kutsal İnsan konusu ve anafikri nedir? Kutsal İnsan kitabı ne anlatıyor? Kutsal İnsan PDF indirme linki var mı? Kutsal İnsan kitabının yazarı Giorgio Agamben kimdir? İşte Kutsal İnsan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 02.12.2022 14:00
Kutsal İnsan - Giorgio Agamben Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Giorgio Agamben

Çevirmen: İsmail Türkmen

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755393339

Sayfa Sayısı: 240

Kutsal İnsan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kutsal İnsan, İtalyan sitüasyonizminin önde gelen isimlerinden Giorgio Agamben’in siyaset felsefesi geleneğini radikal olarak yeniden düşünmeyi gerektiren özgün analizlerine bir yenisini ekliyor. Yakın geçmişteki çalışmalarında kimlik, tekillik, cemaat kavramları üzerinde yoğunlaşan ve totaliter olmayan ama ‘birey’den de hareket etmeyen bir cemaatin olabilirlik koşullarını araştıran Agamben, bu kitabında da çıplak hayat kavramından yola çıkarak eski Yunan’dan bugüne Batı siyasi düşüncesine hakim olan iktidar anlayışının görünmeyen yüzünü ortaya çıkarıyor.

Michel Foucault’nun biyolojik modernliğin eşiği olarak adlandırdığı ve insanın biyolojik varoluşunun taşıdığı tüm güçlerle birlikte doğrudan doğruya siyasetin nesnesi haline gelmesi olarak tanımladığı biyosiyaset kavramını çıkış noktası olarak alan Agamben, Foucault’nun tersine biyosiyasetin sadece modernliğe özgü olmadığını, farklı biçimlerde de olsa Aristoteles’ten Roma Hukuku’na, İnsan Hakları Beyannamesi’nden Carl Schmitt’e, Auschwitz’den günümüz toplama kamplarına kadar siyasi düşünce ve pratikleri boydan boya katettiğini gösteriyor. İnsanın biyolojik varoluşunu ‘çıplak hayat’ olarak kavramsallaştıran Agamben’e göre bütün bu süreçte söz konusu olan, yaşamın siyasi düzenin içine dahil edilmesi, aslında egemen iktidarın kendisini de kuran kökensel bir edimle iktidarın çıplak hayat üzerinde egemenlik kurmasıdır. Oysa hayatın siyasi düzene dahil edilmesi paradoksal bir biçimde ancak belirli anlamlarda dışlanmasıyla gerçekleşir. Bu paradoksal durumu tarihsel olarak en iyi ifade eden figür ise Roma Hukuku’nda karşımıza çıkan Homo Sacer, yani ‘kutsal insan’ figürüdür. Öldürülebilen, ama kurban edilemeyen bir kategori olarak kutsal insanın taşıdığı yaşam aynı zamanda egemenliğin alanını da belirler.Kendi çıplak hayatını kendi seçtiği bir biçimde siyasetin nesnesi haline getiren, ama bunu yaparken de ‘kutsal’ olan hayatından vazgeçmeyi göze alan insanları ‘hayata döndürmek’ üzere öldürebilen iktidar uygulamaları bu analizler ışığında daha anlaşılır hale geliyor.

Kutsal İnsan, siyaset felsefesindeki yerleşik düşünme kalıpları ve tanımlardan vazgeçerek okunmayı gerektiren ve Debord’un Gösteri Toplumu’ndan Negrive Hardt’ın İmparatorluk’una giden özel çizgiye ait bir kitap.

Marx, radikal kişinin köklere gitmesini bilen kişi olduğunu söylüyordu. Giorgio Agamben’in Kutsal İnsan’ı Eski Roma hukukundan modern devletin toplama kamplarına Batı’nın yasal düzeniyle iktidar düzeninin köklerine gittiği için radikal bir kitap.[...] Aslında, Agamben yasal olmayan, hatta yasaya karşı ve hiç kuşkusuz anarşist yönler ve tarihsel olmaktan çok ontolojik nitelikli çıkış noktaları içeren alternatif bir politika arayışı içinde. Gene de, yararsız ya da şişirilmiş birçok kitabın yanında, bu sağlam ve tutarlı deneme devletin doğası üzerine bir tartışmayı yeniden başlatabilir." Romano Luperini

Çevremizde gördüklerimize inanmamız mı gerek? Kan ve ırza geçme, yoksulluk ve etnik temizlik, kayırma ve dışlama görüntülerine? Yanıt evet ise, belli bir iktidarsızlık duygusu üzerimize çöküyorsa, o zaman iktidarı ve onu yeniden tanımlamayı düşünme vakti geçmemiş demektir. Giorgio Agamben de, son derece iyi savlarla, son kitabı Kutsal İnsan’da bunu yapmış." Antonio Gnoli

Kutsal İnsan Alıntıları - Sözleri

  • anlamı çözülemeyen bir Kutsal Kitap artık Kutsal Kitap değil hayatın kendisidir
  • Sade şöyle diyordu: "Ereksiyon durumundayken despot olmak istemeyen hiçbir erkek yoktur"
  • Kurbanı kutsal kılmak için “onu yaşayanların dünyasından ayırmak” gerekiyor, “iki dünyayı birbirinden ayı­ran eşikten atlamasını sağlamak gerekiyor; zaten öldürmekteki maksat da budur”
  • Çıplak hayatın yeni­den tedavüle sokulması, burjuva demokrasisinde özelin kamusal üzerindeki ve bireysel özgürlüklerin de kolektif yükümlülükler üzerindeki önceliğine yol açarken, totaliter devletlerde belirle­yici siyasal kriter ve egemen kararların örnek alanı haline geldi. Nitekim, yirminci yüzyılın parlamenter demokrasilerinin ne kadar çabuk totaliter devletlere dönüşebildiğini ve bu yüzyıl­daki totaliter devletlerin de yine ne kadar çabuk biçimde ve neredeyse hiçbir kesinti yaşanmadan parlamenter demokrasilere dönüşebildiğini anlayabilmemizi mümkün kılan tek şey, biyolo­jik hayatın ve gereksinimlerinin siyasal alanın belirleyici olgusu haline gelmesidir. Her iki durumda da bu dönüşümlerin ger­çekleştirildiği bağlam, siyasetin uzun zamandır zaten biyosiyasete dönüştürülmüş olduğu ve yanıtlanması gereken tek gerçek sorunun, çıplak hayatın gözetimi, denetimi ve kullanımı için en uygun örgütlenme biçiminin ne olduğu olan bir bağlamdı.
  • Kural olmadan suç olmaz
  • Batı siyasetinin temel ikiliği dost düşman ikiliği değil; çıplak hayat- siyasal varoluş, zoe bios, dışlama ikilikleridir. Siyasetin var olmasının nedeni, insanın, bir yandan dili aracılığıyla kendisini kendi çıplak hayatından ayırıp bunları karşıt hale getirirken öte yandan da, bu çıplak hayatıyla içerici bir dışlama ilişkisi içinde yaşayan bir canlı varlık olmasıdır.
  • Egemen iktidarın ortaya koy­duğu ilk etkinlik, biyosiyasal bir beden yaratmaktır.
  • …Roma’nın kurulması mitinin mükemmel bir alenilikle öğrettiği şey budur—Numa’nın cinayet yasası, homo sacer’in (kutsal insan) öldürülebilirliği sıfatıyla bir sistem kuruyor ve bu, söz konusu sıfattan ayrı düşünülemez bir sistemdir. Egemen iktidarın tesisini sağlayan ilk yapı bu düzendir.
  • ... Kamp…..normal düzenin fiilen askıya alındığı bir mekânın sınırlarını çizmiş oluyor; sınırları çizilen masum görünüşlü bu mekânda, vahşetin yaşanıp yaşanmaması, hukuka değil; oranın geçici egemeni/hükümdarı olarak (örneğin yabancıların, hukuk otoriteleri olaya müdahale edene kadar zone d’attente’da tutulabildikleri dört gün boyunca oranın egemeni olarak) hareket eden polislerin uygarlık ve etik anlayışlarına bağlıdır.
  • …Ancak, egemenlik ilkesine yapılan itirazların en güçlüsü Melville’in Bartleby’ındaki, “—mamayı tercih ederim” kalıbıyla, olma potansiyeli ile olmama potansiyelini birbirinden ayırma doğrultusundaki bütün olasılıklara direnen kâtiptir.

Kutsal İnsan İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İktidar kavramının nasıl ortaya çıktığı hakkında şimdiye dek okuduğum en farklı ve derinlemesine incelemeye sahip kitap bu kitap. Daha çok siyaset bilimi sadece siyaset bilimi üzerinden bı tür çalışmalara ağırlık verilse de çalışmalarının içine diğer disiplinlieri de ekleyen araştırmacıların olduğu doğru. Bu kitapta bu kavramı incelerken bireye kadar inmekle kalmıyor Agamben, iktidarın esas faktörü olan insanın bu kavramı oluşturabilmek için geçirdiği evreleri de anlatıyor. Zoé ve bios kelime kökleri ile başlayıp biyosiyasal insanı açıklamakla başlıyor çalışmasına. Zoé yani bütün canlılar ( hayvanlar, insanlar, tanrılar) ile bios yani yaşam tarzının biyosiyasal insanı oluşturmasının antik köklerini inceliyor. Ardından kitabın çözüm aradığı ya da açıklamaya çalıştığı temel soruna geliyor. Çıplak Hayat. Çıplak hayat, öldürülebilen ama kurban edilemeyen insanı, Kutsal İnsan'ı temsil ediyor(Homo Sacer). Yazar da bu tanımdaki çelişkiyi gördüğünü ama bu çelişki görüntüsünün içindeki kabul edilmiş açıklamaları sunuyor okuyucuya. Buradaki en önemli diğer kavramı da İstisna Hali. Bu hal ile iktidar kişi, kanun yapma yetkisindeki kişinin yapılan kanunların dışında bir varlık olarak iktidarda olduğu kabul edilmişliğini açıklayıp biyosiyasal insanın kurban edilmeden öldürme gücüne sahip olduğunu bu haşe dayandırıyor. Çalışmanın en gözde tarafı antropolojik verilerdenden de yararlanması sanırım. Bolca kaynak ve örnek açıklamalarla da desteklediği kısımlar kitabı biraz daha zorlu hale getirse de, kitabın tıpkı diğer zorlayıcı yönü olan yabancı kelimelerin sıkça kullanımı gibi, modern iktidarın geçmiş bağlarından kopmadan varlığını sürdüğünü gösteriyor yazar. (H. Ferventis)

Yazar bir siyaset felsefesi düşünürü. En önemli katkısı bu alanda 'Homo Sacer' ile İstisna Hali Kavramları' dır. Kitaba gelecek olursak, içerisinde çok fazla yabancı terim ve alıntı bulunuyor. Alıntılar kaynakça' nın zengin olmasını sağlasada, yabancı terimlerin bolca olması kitabı anlaşılır kılmakta biraz zorlanmama neden oldu. Batı siyasetinin oluşumundan başlayarak günümüze değin oluşan biyosiyaset kavramının modernliğe özgü olmadığını eski çağlardan günümüze değin varolageldiğinin bir ispatı yönünde argümanlar içeriyor. Kitap siyasetin çıplak hayat dediğimiz (biyolojik varoluş) alana müdahelisini , toplama kampları, ötanazi gibi örneklerle gözler önüne seriyor. Her ne kadar biyosiyasetin modern bir olgu olmadığını söylese de bence belki de eski tarihsel olgu ve durumları iyi tahlil edemediğim için bana bu kavramın günümüzde daha belirgin görüldüğü kanaatindeyim. Kitap okunduğu zaman bilgi dağarcığına çok şey katacağı aşikar. Keyifli okumalar. (Erdi Bilici)

Kutsal İnsan PDF indirme linki var mı?

Giorgio Agamben - Kutsal İnsan kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kutsal İnsan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Giorgio Agamben Kimdir?

Giorgio Agamben günümüzde yaşayan bir İtalyan siyaset felsefesi düşünürü ve eğitimcisi.

1942'de Roma'da doğdu. Hukuk ve Felsefe eğitimi aldı. Doktora tezini Simone Weil'in siyasi düşüncesi üzerine yazdı. 1966'da ve 1968'de Heidegger'in Hegel ve Herakleitos seminerlerine katıldı. Walter Benjamin'in bütün eserlerinin İtalyanca basımını yayıma hazırladı. Öncelikle dilbilim, filoloji, şiir alanında yapıtlar verdi; daha sonra ağırlıklı olarak siyaset kuramı alanında çalışmaya başladı. Halen Verona Üniversitesi'nde ve Collège International de Philosophie'de felsefe dersleri veriyor.En önemli katkıları "Homo sacer" ile "istisna hali kavramları üzerinde katkıları ile isim yapmıştır.

Günümüz İtalyan felsefesinin ve radikal siyaset kuramının önde gelen isimlerinden biri olan Agamben'in başlıca eserleri şunlardır: Stanze (Dörtlükler, 1977), La communità che viene (Gelecek Cemaat, 1990), Mezzi sensa fine (Amaçsız Araçlar, 1996), Kutsal İnsan(Ayrıntı, 2001), Auschwitz'den Artakalanlar (Bağımsız Kitaplar, 2004), Olağanüstü Hal(Varlık, 2008).

Giorgio Agamben Kitapları - Eserleri

  • Kutsal İnsan
  • Açıklık
  • Tanık ve Arşiv
  • İstisna Hali
  • Çıplaklıklar
  • Nesir Fikri
  • İçeriksiz Adam
  • Gelmekte Olan Ortaklık
  • Dünyevileştirmeler
  • Auschwitz'den Artakalanlar:Tanık ve Arşiv
  • Çocukluk ve Tarih
  • Yeminin Arkeolojisi
  • Olağanüstü Hal
  • Şeylerin İşareti: Yöntem Üstüne
  • Dispozitif Nedir? / Dost

Giorgio Agamben Alıntıları - Sözleri

  • Demokrasimiz için hiçbir fedakarlık çok büyük değildir, hele demokrasinin kendisinin geçici olarak feda edilmesi hiç değildir (İstisna Hali)
  • Egemen iktidarın ortaya koy­duğu ilk etkinlik, biyosiyasal bir beden yaratmaktır. (Kutsal İnsan)
  • Örtülü olan, örtünün kaldırılmasıyla dönüşür çünkü sadece örtüsünün altında "kendine eşit" kalabilir. Bu nedenle de güzellik, özünde, bir açılma imkansızlığıdır; "örtünün açılamazlığıdır. (Çıplaklıklar)
  • Anlama eyleminde imge mükemmelen çıplaklaşır diye yazar İbn Sina "daha da çıplak değilse her halükarda çıplaklaşacaktır, çünkü temaşa yetisi bu imgeyi öyle soyar ki içinde hiçbir maddi duygu kalmaz." Tamamlanmış bilgi çıplaklıkta ve çıplaklık üzerine tefekkürdür. (Çıplaklıklar)
  • Siz hukukçular, sizi ilgilendiren şey konusunda niçin susuyorsunuz? (Olağanüstü Hal)
  • "Düşünen bir şey? Nedir bu? Açıktır ki, şüphe eden, anlayan, olumlayan, isteyen, yadsıyan, aynı zamanda hayal eden, ve hisseden bir şey." (Çocukluk ve Tarih)
  • Nasıl ki, hayal gücü bireyin yaşam öyküsünde geri giderse, arkeoloji de tarihin seyrinin tersi yönünde ilerler, yani geriye doğru gider. Her ikisinin de temsil ettiği şey, geri çekilmeyen bir gerileme gücüdür, ancak [bu güç], tıpkı travmatik nevroz gibi, yok edilmez kalan bir kökene doğru gerilemez, ama tam aksine, gelecekteki geçmişin zamansallığına göre, tarihin ilk kez erişilebilir hale geldiği bir noktaya doğru geriler. (Şeylerin İşareti: Yöntem Üstüne)
  • anlamı çözülemeyen bir Kutsal Kitap artık Kutsal Kitap değil hayatın kendisidir (Kutsal İnsan)
  • Eğer mutluluk iyi yapılmış bir işin karşılığı ya da ödülü olarak gelirse ne can sıkıcı bir şeydir! (Dünyevileştirmeler)
  • Her şeyden önce imge bir töz değil, bir ilinektir, aynada bir yerdeymiş gibi değil, bir öznedeymiş gibi bulunur. (Dünyevileştirmeler)
  • Ingeborg Bachmann Frankfurt Derslerinden birinde '“Ben’in hiçbir garantisi yoktur ki!” diye yazar: “nedir ki Ben’, ne olabilir? Konumu ve yörüngesi asla tam olarak belirlenemeyen ve nüvesinin hangi tözlerden oluştuğunu hâlâ bilmediğimiz bir yıldız. Şöyle de olabilir: on binlerce parçacıktan oluşan bir ‘ben’. Ama aynı zamanda, ‘ben’ sanki bir Hiçliktir, bir saf biçimin asıl niteliğidir, tahayyül edilen bir tözü andırır” (Auschwitz'den Artakalanlar:Tanık ve Arşiv)
  • Şair her şey arasında en şiirsel olmayan şeydir, çünkü her zaman kendinden başka bir şeydir; her zaman bir başkasının yerine bulunuyordur “Bir Şair var olan her şey arasında en şiirsel- olmayanıdır; çünkü bir Kimliği yoktur -sürekli birilerinin yerini dolduruyordur -ve başka bir Bedeni dolduruyordur. (Auschwitz'den Artakalanlar:Tanık ve Arşiv)
  • ‘Ben’ bir başkasıdır. Eğer pirinç borazanda hayat buluyorsa, bu onun kabahati değildir.. ~Rimbaud (Auschwitz'den Artakalanlar:Tanık ve Arşiv)
  • Heykeller artık canları uçup gitmiş taşlardan ibaret, tıpkı ilahilerin inancın terk ettiği sözlerden ibaret olması gibi.. (İçeriksiz Adam)
  • insanın çocukluğu bağlamında deneyim insani ve dilsel arasındaki basit farklılıktır. Bireyin en başından beri konuşan olmayışı, çocuk olmuş olması ve hala çocuk oluşu, işte deneyim budur. (Çocukluk ve Tarih)
  • Çünkü her neslin kendinden sonrakine aktardığı deneyimin hammaddesi tam da bu gündelik olandan yapılmıştı, sıra dışı olandan değil. Yolculuk öykülerinin ve ortaçağ hayvan öykülerinin inanılmazlığı da bu­radan gelir "fantastik" hiçbir şey içermeyen bu öykülerin amacı tek sıra dışı olanın asla deneyime çevrilemeyeceğini gös­termektir. (Çocukluk ve Tarih)
  • Hiçbir hayvan züppe olamaz. Alexandre Kojeve (Açıklık)
  • Batı siyasetinin temel ikiliği dost düşman ikiliği değil; çıplak hayat- siyasal varoluş, zoe bios, dışlama ikilikleridir. Siyasetin var olmasının nedeni, insanın, bir yandan dili aracılığıyla kendisini kendi çıplak hayatından ayırıp bunları karşıt hale getirirken öte yandan da, bu çıplak hayatıyla içerici bir dışlama ilişkisi içinde yaşayan bir canlı varlık olmasıdır. (Kutsal İnsan)
  • Dasein, kuruluş itibariyle şizofreniktir; daima kendisini kaybetme ve kendi “kutlaması”nda mevcut olmama riskini taşır. (Auschwitz'den Artakalanlar:Tanık ve Arşiv)
  • Küfür, tanrının isminin iddia edici ya da geleceğe dönük bağlamından çıkarıldığı ve kendi içinde, boş, semantik bağlamdan bağımsız olarak söylendiği bir yemindir. (Yeminin Arkeolojisi)

Yorum Yaz