Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli - Stephen King Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli kimin eseri? Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli kitabının yazarı kimdir? Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli konusu ve anafikri nedir? Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli kitabı ne anlatıyor? Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli kitabının yazarı Stephen King kimdir? İşte Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Stephen King

Çevirmen: Gülten Suveren

Orijinal Adı: Differents Season

Yayın Evi: Altın Kitaplar

İSBN: 9789752120075

Sayfa Sayısı: 424

Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Usta yazar Stephen King`in novela türündeki öykülerinden oluşan Kuşku Mevsimi, en fazla "Shawshank Redemption" adlı filme çekilmiş öyküsüyle büyük ilgi gördü. Ülkemizde "Esaretin Bedeli" ismiyle hafızalara kazınan film, Amerikan Film Enstitüsü`nün hazırladığı "En İyi 100 Film" listesinde yer almaktadır.

Bugüne dek pek çok yapıtı film ve TV dizisi olarak yorumlanan yazarın Kuşku Mevsimi adlı romanında; Yetenekli Öğrenci, Esaretin Bedeli (Shawshank Redemption) ve Solunum Metodu adlı üç öykü bulunuyor. Stephen King, Kuşku Mevsimi ile yalnızca korku ve gerilimde değil dram türünde de usta bir yazar oduğunu kanıtlıyor...

(Tanıtım Bülteninden)

Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli Alıntıları - Sözleri

  • " Adı neydi ?" " Ne önemi var ki sonuçta ölmüş gitmiş !"
  • Tepedeki adlar değişiyor ama dümenler asla değişmiyordu.
  • Bazen geçmiş gömülmeyi istemez.
  • İnsan hiçbir zaman çok güzel olan şeyde aşırıya kaçmamalı.
  • "İnsan yaşlandıkça kaybedeceği şeyler azalıyor."
  • “İnsan hiçbir zaman çok güzel olan şeyde aşırıya kaçmamalı.”
  • "Bazen geçmiş gömülmeyi istemez."
  • Acı olmazsa huzur da olamaz; onun için acı çekerek ruhumuzu kurtarabiliriz.
  • Sadece kaybedenler emirlere itaat ettikleri için savaş suçlusu olarak yargılanırlar.
  • İnsan delilerle tartışamaz... Özellikle onların en çılgını şeytan kadar talihliyken bunu yapamaz.
  • Yaşlanırken yine heyecanını fark etmek , insanın yıllar sonra tarağında bir iki koyu renk saç bulmasına benziyor.
  • Ümid gözəl şeydir, hətta, ola bilsin, ən yaxşı şeydir. O ölmür... ...Ümid edirəm ki, Endi indi oradadır. Ümid edirəm ki, sərhədi keçən biləcəyəm. Ümid edirəm ki, dostumu görəcəyəm və onun əlini sıxacağam. Ümid edirəm ki, Sakit okean yuxuda gördüyüm kimi mavidir... Mən ümid edirəm.
  • Babam hayatın, kuyruğundan yakalamak zorunda olduğumuz bir kaplan olduğunu söyler...
  • İnsanlar geniş kafalı olduklarını kanıtlamak için çok hevesliler.
  • Liderlerimizin deli olduğunu kabul ediyorum. Fakat insan delilerle tartışamaz... Özellikle onların en çılgını şeytan kadar talihliyken bunu yapamaz.

Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap benim için çok değerli çünkü izlediğim en iyi filmin kitabını okumak çok güzel. Film zaten imbde 1 numara. Kitapla film birebir uyumlu ama kitap filmden daha harika geldi. Kitabın içindeki diğer iki hikayeyi okumadım. Esaretin bedeli başlı başına bir yapıt zaten (ratalar)

aslında bugün kitap inceleme yerine kitap özeti çıkartmak istedim ama tabiki okuduğum hikayeyi değiştirerek bu ihtiyar adam ile daha 15 yaşında olan sakalları yeni terleyen bir öğrencinin hikayesidir ihtiyar moruğun hikayesi almanyada başlar bunak austwitzde bir subaydır sene 1950 li yıllar saçları simsiyahtır 20 li yaşlardadır görevi yahudileri avlamak fişlemektir yetiştirdiği alman köpeği ile yahudilerin etlerini parçalar köpeklerini yahudilerinin üzerlerine salar ve yumurtalıklarını parçalatır yahudilerin altın dişlerini çekiçle söker insanları austwitzde canlı canlı yakar onlara fare zehiri içirir ateşin üzerinde dansettirir kerpetenle tırnaklarını sökerlerdi burası auswitzdi ve insanları burada insanı canlı canlı ameliyathaneleri sokup dünya nüfusunu azaltırlardı insan kalplerini söküp en çok paraya verene satarlardı nazi kamplarındaki gebe kadınları ss subayları toplama kamplarına getirir canlı ameliyathanelerde kanlı sezeryan ameliyatları ile karınlarından bebeklerini çalıp kömürhanelerde o bebeği ınga bile demeden vahşice yakarlardı işte bizim ihtiyarda böyle vahşi bir insan avcısıydı yahudiler bu adamdan korkar ve bu adamı görünce altlarını pisletirler o günlerde nazi arkadaşları ile birlikte canlı canlı her türlü işkenceyi yapan ihtiyar almanlar yenilip hitler ve yandaşları intihar edince canı tatlı bir nazi olduğu için almanyadan kaçar yıllarca sokaklarda yaşar hayvan leşi yer çöplükten beslenir aynı mahşer adlı kitaptaki gibi farelerle beslenir mülteci kamplarında kalır kendisinde şizofreni başlar insanlardan kaçarak yaşar tek dostu fareler gecenin sessiz ve iğrenç yaratıkları olur aynı kingin kitaplarındaki gibi bu şekilde yavaş yavaş 50 li yaşlara gelir ve ihtiyarlar altını kirletmeye başlar ama bir yolunu bulup yaşadığı karanlık hayattan kurtulup abd ye yerleşir yanında sokaktan arkadaşları bir fare bir kedi bir köpek ve sokak kızı vardır ve herkesten uzak abd nin kenar ve kimsesiz semtlerinde yaşamaya devam etmektedir ihtiyarın yaşadığı mahallede bir çaylak sakalları yeni terleyen 15 16 yaşında yeni yetme bir genç vardır çok eziktir arkadaşları birleşip onu döverler kızlar bu çocuğun yüzüne bile bakmaz babası tarafından bile dışlanır kurtlar vadisindeki erdal gibi her türlü psikolojik işkenceye maruz kalan bu çocuğu bir tek anası sever ana yüreğidir işte dayanmaz çocuğunun mahzunluğuna yanarda yanar bu çocuktan dönem ödevi olarak nazileri anlatması istenir hocası ise ona kafayı takmıştır sınıfta bırakmak istemektedir okulda onu azarlar kızar bağırır çağırır tokatlar yüzünde cetveller elinde şaklar pat küt sesleri okulun duvarlarını inletir aynen okulda biz öğrencilerin yediği dayaklar gibi yerden bitme dört göz sümüklü bu öğrencimiz dönem ödevini hazırlamak için nazileri araştırır ve araştırma sırasında komşusunun nazi olduğunu öğrenir ve kapısını çalar kaçak olarak yaşayan yaşlı moruk artık iyice yaşlanmıştır yaşı 60 olmuştur bir gün kapısı çalınır amcamızın artık elleri tutmamaktadır yataktan kalkamaz her gün altını kirleten amcamızın tüm ihtiyacı sokaklarda tanıştığı 13 yaşında küçük bir kız tarafından karşılanmaktadır bu küçük kız ile yaşlı amca can yoldaşı olmuştur eee yaşlı amca vahşi bir yahudi avcısı olsa bile sonuçta o da insandır ve kalbi vardır ikindi vakti kapı çalınınca küçük kız kapıyı açar çaylak olan çocuk gelir ve 1 2 sefer daha böyle elinde çitos çerezza getirir yaşlı adamla dost olurlar ancak kızın olmadığı bir gün bizim ihtiyar moruğu köşeye sıkıştırır onun bir nazi olduğunu söyler kendisinin yaptığı vahşi katliamları anlatmasını emreder kendisine ss kıyafetleri hediye eder yaşlı amcaya eski günleri hatırlatır nazi amca yaptığı tüm işkenceleri katlettiği tüm bebekleri zehirlediği tüm kadınları anlatmaya başlar ancak yaşlı emminin kalbi biraz insanlaşmıştır vicdan azabı çekmektedir çocuk ve ihtiyar iki dost olunca bu vicdanın tortusu bile kalmaz çaylak adamın anlattıklarından etkilenir adamı küçük kızdan kıskanır bir gün yaşlı amcanın anlattığı zehirleri hatırlayarak bir zehir yapar ve küçük kızı zehirler yaşlı adam ise bu çocukla iyice ahbap olur artık iki ortağı kimse durduramaz nice vahşete beraber imza atarlar öğrenci öğretmeninin derisini yüzer yaşlı adam köpeği can dost ile birlikte yaşlı kadınları parçalar bebekleri kömür ile yakar öğrenci ve yaşlı adam öğrenci ve öğretmen olur adeta bu saatten sonra birbirleri ile baba ve oğul gibidirler sokakta adeta yahudi avlar gibi insan avlamaktadırlar insanları kömürlükte yakan bunak ve çaylak yakaladıkları insanları çırılçıplak soyup 12 eylül cezaevlerindeki gibi üzerine hortum tutup sigara söndürürler tırnak sökerler ve cinsel organlarına elektrik verirler çıplak ettikleri insanların üzerinde game of thrones taki gibi vahşi fareler dolaştırıp insanların kanlarını emdirirler artık bu öğrenci için yaşlı adam bir baba öğretmen ve ustadır bu çaylağın babasından öğreneceği çok şey vardır yaşlı adam bir yahudi katilidir çok yahudi canı almıştır yaşlı adam hastalıklı bir adamdır şeker glikoz kalp altına kaçırma her türlü hastalık vardır birgün kalp krizi geçirir ve yanında kimse yoktur sürünerek telefonun oraya ulaşır ve boğazı kesik insanlar gibi kısık ve kesik seslerle öğrencisini arar kesik ve anlaşılmaz seslerle öğrencisinden yardım ister öğrencisi onu hastaneye kaldırır gözünde yaş vardır çünkü bugüne kadar çaylağı bir bu yaşlı bunak bir de annesi sevmiştir hastanede yaşlı ihtiyarın yolu bir yahudi ile kesişir bu yahudi yıllar önce işkence ile tırnaklarını söktüğü karısı ve 3 aylık bebeğini kömür ile diri diri yaktığı yahudidir ihtiyar adamı tanıyıp onu israil ajanlarina ihbar eder o andan itibaren yaşlı adam için başka yol yoktur ya herro ya merro ya kaçacak yada ivo jimadaki japonlar gibi intihar edecektir ancak yaşlı adamın yıllar önce alman yenilgisiyle yahudilerden bucak bucak kaçacak gücü yoktur ve tek çaresi intihardır işte yaşlı adamın o anda mossad ajanları tarafından kapısı çalınır ve ajanlar ihtiyarın köpeğinin kesik başını getirip bizim moruğa dün ve bugün öldürdüğü işkence ile yaktığı insanları itiraf etmesini kendisini mahkemeye çıkaracaklarını söyleyip çıkıp giderler bizim ihtiyarın nice nazi arkadaşı nürnberg mahkemelerinde ifade vermiş daha sonra israil hapisanelerinde şişlenmiş cinsel organları kesilmiş ve tecavüze uğramıştır tüm bunları düşünen bunak adam yatağına işer ve daha fazla kaçamayacağını yaşayamacağını anlar yanındaki neşteri alarak bileklerini keser her yer kan gölü olmuştur Allah rahmet etsin geberdi gitti moruk ne şehit ne gazi bok yoluna gitti bizim niyazi çaylak çocuk tv yi açtığında ihtiyar babasının ölümünü görür önce bir kaç damla yaş dökülür gözünden çünkü çaylağı nazi babasından başka seven yoktur yetim kalan çocuğun tek seveni artık annesidir anneside artık yavaş yavaş yaşlanmaktadır sonunun geldiğini anlayan çocuk yol azığını hazırlar beslenme çantasını eline alır valizini toplar çıkar e 5 kara yoluna artık kaçmaya başlar ihtiyar adamın evini basıp köpeğinin başını kesen israil polisinin nazilerden farkı yoktur ve tek hedefleri dünyadan auswitzin intikamını almaktır çocuk avına çıkarlar abd de istediği gibi at koşturan mossad çocuğun annesini yakalayıp başına çuval geçirirler fareli bir hücreye atarlar nazilerin yaptığı gibi bu kadına işkence yaparlar 1984 kitabındaki gibi kadına her tür işkenceyi yapıp dişlerini söküp zyklon b gazı ile yüzünü yaksalarda tüm bunlara rağmen kadını konuşturamazlar bunun üzerine dilini keserler bu kadın israil hapishanelerinde katledilen işkence gören milyonlarca müslüman gibi vahşice katledilir ve kim vurduya giden binlerce insanımız gibi kim vurduya gider meçhullere karışır abd ve israil 'in yaptığı ortak bir operasyon sonucu yakalanır artık yeşil yoldaki gibi idam sandalyesine oturma yada saddam hüseyin gibi Abd zindanlarında asılmasının zamanıdır çocuğun son gününde ona annesinin nasıl kısırlaştırıldığı nasıl işkencelerden geçirildiği anlatılır çocuk artık çıldırır delirir iki yanında iki polis vardır idam mangası onu john goffeyin sandalyesine oturturlar böylece çocuk yaptığı katliamların kıydığı canların yaktığı bebeklerin bedelini ödemiştir çocuk ölürken annesini ve yaşlı moruğu son kez hatırlar (Murat altuğ)

Filmi de kitabı da muazzam. Stephen King lise veya ortaokul yıllarında okumayı sevdirecek bağımlılık yaptıracak cinsten bir yazar. O dönemde yazdığı tüm kitapları okumuş filmleri sonrasında izlemiştim. Zekası kurgusu günümüz gerilim yazarlarının zirvesinde. Tabiki en iyisi bu değil ama kurgu açısından sıralamada ilk beşe girer (Zalihaa)

Kitabın Yazarı Stephen King Kimdir?

Stephen Edwin King (d. 21 Eylül 1947; Portland, Maine), ABD'li hikâye ve roman yazarı.

Genellikle gerilim ve korku türünde eserler vermiştir. Kitaplarının çoğu Türkçe'ye de çevrilmiştir. İlk romanı Göz (Carrie) 1974 yılında yayınlanmıştır. Özellikle 1982 yılında başlayıp, 2005 yılında sona erdirmiş olduğu Kara Kule (The Dark Tower) serisi ile ünlüdür. Pek çok kitabı senaryolaştırılıp beyaz perdeye aktarılmıştır.

İlk profesyonel kısa öykü satışını "The Glass Floor" adlı öyküsüyle Starling Mystery Stories'e yapmıştır(1967). Kendisini tekrar ettiği gerekçesiyle 2002 yılında yazarlığı bıraktığını açıklamıştır. Ancak bu kitaptan sonra birçok yeni eser verdi. King’in en son romanı 2009 Kasımında yayımlanan Under the Dome (Kubbenin Altında) olup, New York Times En Çok Satanlar listesinde uzun süre 1 numarada kaldı. 2010’un Ocak ayında, King yazılmış halde olan ve basılmayı bekleyen iki kitabı daha bulunduğunu açıkladı

Stephen King Kitapları - Eserleri

  • Göz
  • Maça Kızı
  • Medyum
  • Karanlık Öyküler
  • Yeşil Yol
  • Kara Ev

  • Christine
  • Yüzyılın Fırtınası
  • Sadist
  • Kara Kule - Jericho Tepesi Savaşı
  • Hayvan Mezarlığı
  • 22/11/63
  • Tom Gordon'a Aşık Olan Kız

  • Kubbe'nin Altında
  • Duma Adası
  • O
  • Kujo
  • Hayaletin Garip Huyları
  • Kemik Torbası
  • Yaratık

  • Silahşor
  • Üç'ün Çekilişi
  • Çorak Topraklar
  • Büyücü ve Cam Küre
  • Anahtar Deliğinden Esen Rüzgar - Kara Kule 8
  • Mahşer
  • Zifiri Karanlık Yıldızsız Gece

  • Kara Kule - Gilead'ın Düşüşü
  • Calla'nın Kurtları
  • Susannah'nın Şarkısı
  • Kule
  • Ceset
  • Tepki
  • Sis

  • Karanlık Çökünce
  • Kara Kule Silahşör - Yolculuk Başlıyor
  • Falcı
  • Çağrı
  • Ejderhanın Gözleri
  • Ruhlar Dükkanı
  • Tılsım

  • Cep
  • Çılgınlığın Ötesi
  • Eğlence Parkı
  • Doktor Uyku
  • Gece Yarısını 2 Geçe
  • Gece Yarısını Dört Geçe
  • Dolores Claiborne

  • Rüya Avcısı
  • Buick 8
  • Oyun
  • Azrail Koşuyor
  • Rüyalar ve Karabasanlar
  • Rüyalar ve Karabasanlar 2
  • Korku Ağı

  • Ateş Yolu
  • Düzenleyiciler
  • Hayatı Emen Karanlık
  • Şeffaf
  • Colorado Kid
  • Yazma Sanatı
  • Kurtadamın Döngüsü

  • Bay Mercedes
  • Ölüm Hücresindeki Fare
  • Bir Aşk Hikayesi
  • Diriliş
  • Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli
  • Amerikan Vampiri
  • Uykusuzluk

  • Kim Bulduysa Onundur
  • Kara Kule - Silahşör'ün Doğuşu
  • Kabuslar Pazarı
  • İki Ölü Kız
  • Coffey'nin Elleri
  • Ölümün En Kötüsü
  • Coffey Yeşil Yolda

  • Gece Yolcuları
  • Ölüm Dansı
  • Rüyalar ve Karabasanlar 3
  • Son Nöbet
  • Gwendy’s Button Box
  • Kara Kule - Eve Giden Yol
  • Kara Kule - İhanet

  • 1922
  • Uyuyan Güzeller
  • Yüzyılın Suçlusu Blaze
  • Yabancı
  • The Method of Breathing
  • Siyah Takım Elbiseli Adam
  • Hekayələr

  • If It Bleeds
  • Later
  • Blockade Billy
  • Elevation
  • Enstitü
  • In the Tall Grass
  • Kan Varsa

  • You, Human
  • Rita Hayworth and Shawshank Redemption
  • IT
  • Joyland
  • Billy Summers
  • Everything's Eventual 1408

Stephen King Alıntıları - Sözleri

  • silahşor, “gerçek aşk sıkıcı bir şey,” diye tekrarladı. “bağımlılık yaratan herhangi güçlü bir uyuşturucu gibi ve bütün güçlü uyuşturucular gibi de.. (Büyücü ve Cam Küre)
  • Bu dünyada efendice oyun kaybedenler de vardır, kederli, somurtkan, küstah ve ağlamaklı olanlar da. Bir de en berbat kaybedenler olabilir. Ronnie işte bunlardandı. (Maça Kızı)
  • Kendi kendine, en son ne zaman şöyle içten, katılırcasına güldüm diye sordu. Bana çabalarla dolu kurşuni hayatım boyunca hiç gülmemişim gibi geliyor.. (Azrail Koşuyor)
  • " Mutlu gözüküyorsun ama bence bu sadece takındığın bir maske. Bence sen hiç de mutlu değilsin. " . (Çorak Topraklar)
  • Bazen insanın elinden gülmekten başka bir şey gelmiyor... Bazen de durum ne kadar kötü olursa olsun dayanamayarak gülüyorsunuz... (Christine)
  • ...yedide tekrar uyanırdım ve gün boyunca kendimi başka birinin kabusunda rol alan bir oyuncu gibi hissederek dolaşırdım. (Uykusuzluk)

  • Gerçeklerin insanı özgür kılacağını her kim söylemişse muhtemelen aptalın tekiydi. (Buick 8)
  • Ancak son günlerde başkalarının bizi ne kadar sık ve ne kadar çok etkilediklerini öğrendim. Bu kontrolümüz ve kendimize güvenmemizle gururlandığımız zamanlarda bile böyle. (Oyun)
  • Bir kadının elinin değdiği her yer cennete dönüşüyor... (Uykusuzluk)
  • - Nasıl oluyor da kötü adamlar hakkındaki kitaplar hep çok satıyor? + Çünkü kötülük satar, dostum. (Amerikan Vampiri)
  • İnsanoğlu çok tehlikeli bir hayvandır. (Cep)
  • " Savunmasız, güzel ve yalnız. Onu bırakamam. Gülü korumam gerekiyor. " . (Çorak Topraklar)
  • Yabancıdan kaçabilirsin ama kendi kendinden kaçamazsın. (Medyum)

  • Unutmak her zaman istek dışı bir süreç değildir. Bazen insan isteyerek unutur.. (Duma Adası)
  • ''Unuttuğunu hatırlayacaksın.'' (Doktor Uyku)
  • Aklındaki tek şey koşmak, aydınlıktan kaçıp karanlığın içine gizlenmekti. (Göz)
  • ...yatağına uzanıp gözlerini karanlığa dikerek uyumayı veya sabahın olmasını bekliyor ; hangisi daha önce gelirse... (Son Nöbet)
  • Sorunların mi var ? Öyleyse dünyaya hoş geldin , Dennis. (Sis)
  • "..fikir denilen şey kıç gibidir, herkeste bir tane vardır." (22/11/63)
  • Ve sen de başbelası olarak hamamböceği düzeyinden az daha büyücek bir haşaratın düzeyine çıkmadan buradan çıkıp gitsen iyi edersin. (Coffey Yeşil Yolda)