Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni - Arif Tekin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni kimin eseri? Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni kitabının yazarı kimdir? Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni konusu ve anafikri nedir? Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni kitabı ne anlatıyor? Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni PDF indirme linki var mı? Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni kitabının yazarı Arif Tekin kimdir? İşte Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Arif Tekin
Yayın Evi: Berfin Yayınları
İSBN: 9786054399628
Sayfa Sayısı: 233
Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Arif Tekin, “Kur’an’ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni” isimli bu kitabında, Hicri üçüncü asrın ikinci yarısında yaşamış ve birçok kitap yazmış İbni Ebi Davud’un Kitabu’l Mesahif/Mushaflar kitabını referans alıp, İslami kaynaklardaki bilgilerle karşılaştırarak; Hz. Muhammed zamanında Kur’an’ın kitap olarak var olup olmadığını inceliyor.
Yazar bu kitabında da, İslami kesimin referans eserlerini temel almış; çalışmasının III. Bölümünden itibaren farklı Mushafları ele alarak, halife Ebubekir, Hz. Ömer, halife Osman, Hz. Ayşe ve Ümmü Seleme’nin Kur’an çalışmalarını değerlendirerek okura sunuyor. Bu Mushaflara tek tek bakıldığında Kur’an ile ilgili birçok soru işaretleri göze çarpmaktadır.
Arif Tekin Kur’an’ın yazım serüvenini sorgulayan bu kitabını, “Her şeyden önce eğer Kur’an’ın arkasında iddia edildiği gibi kainatın yaratıcısı olsaydı, onun ayetleri bu kadar sağlıksız bir şekilde toplanıp kitap haline getirilmezdi. Halife Ömer’in Kur’an bir milyon 27 bin harften ibaretti açıklamasına karşılık bugün var olan Kur’an’daki harflerin sayısı 323 bin civarındadır ki, Ömer’in iddiasına göre Kur’an’ın dörtte üçü şu an yoktur” cümleleriyle bitirmektedir.
Dinin siyasetle iç içe olduğu, bilimsel görüşün ortadan kaldırıldığı ve din savaşlarının dünyayı kan gölü haline getirdiği bugünkü ortamda Arif Tekin’in dini sorgulayan bu çarpıcı kitabı mutlaka okunmalı.
(Tanıtım Bülteninden)
Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni Alıntıları - Sözleri
- "Düzgün okunduğunda, kutsal kitaplar ateizm için en büyük güçtür."
- "Din zenginleri korumaya yarar en güçlü araçtır."
- "Bilinen tüm tanrısal inançları inceledim: Hepsi masallara ve mitolojilere dayanır."
- Kur'an'ın bir ayetinde, Hz. İbahim ne Yahudi idi ne de Hıristiyan; o bir Müslümandı diye geçiyor. Başka bir ayette ise; "Ey Muhammed! De ki ben ilk Müslümanım!" deniliyor. Peki hangisi doğru? İlk Müslüman kim? En'am 163 ve Al-i İmran 67
- Ne ilginç bir durum; dünya tarihinde buna benzer bir örnek yoktur. Görüldüğü gibi ayetleri toplayıp kitap haline getiren dört kişiden üçü Halife Osman'ın damatları ve aynı zamanda birbirlerinin kayınpederleri, kayınçoları, enişteleri, bacanaklarıdır.
- Hani derler ya; acaba şu an yeryüzünde var olan Kur'an orijinal mi, aslının aynısı mı? Bir kere Hz. Muhammed zamanında orijinal Kur'an diye bir kitap piyasada yoktu ki böyle bir soru sorulsun. Hatta Osman'ın hazırlatıp çoğalttığı ve değişik bölgelere gönderdiği nüshaların bile orijinalleri yoktur.
- Zeyd’den dinleyelim: Ben ayetlerin ardına düşüp toplamaya başladım. Onları, yazılı oldukları hurma dallarından, ince taş levhalardan ve insanların ezberinden topladım. En son Tevbe Süresi’nin son iki ayetini Ebu Huzeyme el-Ensari’nin yanında buldum. Bu yazdıklarım Ebubekir vefat edene kadar onda kaldı. Sonda Ömer Halife olunca o aldı. Onun da vefat etmesinden sonra kızı (Hz Muhammed’in eşi) Hafsa’da kaldı.
- Müslim üzerine şerh yazan İmam Nevevi ise şunları yazıyor: Osman Kur'an ayetlerini bir araya getirince kalan nüshaları yakıyor/imha ediyor. Bu arada Ibni Mesut'un nüshasını da alıp yakmak isteyince kendisi buna direniyor ve arkadaşlarına, "Yanınızdaki Mushaf nüshasını sakın teslim etmeyin/koruyun gizleyin. Eğer siz saklayıp vermezseniz kıyamet günü kazanmış olacaksınız. Ben Kur'an'dan 70 süre bildiğim zaman, Kur'an ayetlerini bir araya getiren Zeyd b. Sabit henüz çocuktu. Dolayısıyla nasıl bildiğim Mushaf'ı bırakır da Zeyd'in hazırladığı Mushaf'ı kabul ederim?" diyor.
- Öz olarak Kuran hem usul yönünden hem de esas/içerik itibariyle eleştirilerin hedefindedir. İnsanlar arası barışı savunacağına tam tersine onları birbirine düşman kılmıştır. Bugün en büyük düşmanlık Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler arasında vardır. Sözde her üçü de aynı tanrıdan gelmedir. Ama aynı tanrı bunların tatil günlerini bile farklı kılmıştır.(Cumartesi, Pazar ve Cuma) Burada meşhur, ''Gölge teme, başka ihsan istemem'' sözü hatıra gelir. Kutsal denilen bu dinler, insanlara savaşan başka ne getirmiştir. Kitabı şu soruyla bitirmek isterim: Neden 80 milyondan oluşan bir Türkiye'de hep bu tarz kitapları, Turan Dursun gibi kendi çabasıyla bilgilerini geliştiren ve devletin okullarında yetişmeyen insanlar yazıyorlar? Halbuki binlerce ilahiyat akademisyeni var; ama onlardan ses seda çıkmaz! Çıkanların bir kısmı da, televizyonlarda milletin kafasını ütüleyip ancak Dolar-Euro toplamasını bilirler. Aslında okur bunun hikmetini bilirse, konu daha iyi anlaşılacaktır.
- İslamiyet'in yayılma, taraftar bulma nedeni bir iki noktaya bağlıdır: Cennet-cehennem hesabı, ganimet, talan ve cariyelik sistemi. ''Ya Müslüman olacaksın ya da malını, mülkünü, eşini, kızını, kız kardeşini cariye olarak alacağız, çocukları köle; erkeklerini de ya öldüreceğiz ya da köle yapacağız'' denilmekte. Elbette ki menfaat peşinde olan inanan bir kitle, eğer fırsat eline geçerse, bu çıkarlar için dünyayı yerle bir edecektir. Bu duruma günümüzde bir örnek verelim: Suriye savaşında bir IŞID elemanı ağır yaralanmış; Bunun videosunu internetten izledim. Adam zaten fazla kalmadan öldü. Kendisi o durumda can çekişirken, yanındaki sağ arkadaşlarından biri mahalli bir Arapça ile ''Hel şüfte'l hur?'' diye soruyordu. Yani, hurileri gördün mü? Adam daha can vermemiş, kendisi ''Hurileri gördün mü?'' diye soruyor. Böyledir işte: buna inanan cahil insanlar her kötülüğü rahatlıkla göze alır; hem de çok agrasif bir şekilde.
- İbn Ömer'in, '' Hiç kimse demesin ki ben Kuran'ın tümünü bilirim. Çünkü Kuran'ın çoğu kayboldu, kayıtlar altına alınmadı. Ancak ben var olanı bilirim diyorsa bu olabilir'' sözü, Kuran hakkında ciddi şüphelerin var olduğunu gösteren önemli kanıtlardan biri.
- Ayrıca Kuran'da; '' O insanların (cennettekilerin) etrafında öyle ölümsüz gençler servis yapacaklar ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın. Cennettekilerin etraflarında gencecik uşaklar dolanırlar, etraflarında öyle delikanlılar dolaşırlar ki, onlar adeta sedefte saklı inci gibidirler'' deniliyor. (Tur24-Vakia17-İnsan 19) Cennetteki oğlanlar böyle tanıtılınca ister istemez orada oğlancılık mı var diye insanın aklına gelir. Servis yapan gençlerin güzelliği niye anlatılır, ne alakası var, çok lüzumsuz bir şey. Burada okuyucu olarak şu notu da eklemek istiyorum. İslam'a inanan kadınlarımız ilgili ayetleri okurken heyecanlanmış olabilir ama bu oğlanlar sizin için değil. İslam'ın Tanrısı Allah'ın işi gücü yok, Arap erkeğinin keyfine çare üretiyor. Arap erkeğini mutlu etmenin yollarını arıyor.
- Ayşe Osman'ın hazırladığı Kuran hakkında şöyle diyor: Ahzab suresi Muhammed sağ iken 200 ayet idi. Osman Kuran ayetlerini bir araya getirirken ancak bu kadarına ulaşıldı (yani şu an var olan 73 adet ayet ancak kayda geçti. Daha önce Ahzab suresinde olup da kayda geçmeyen ayetlerden örnek veriyor. Örneğin; ''Evliler zina yaparlarsa taşlanarak öldürülürler, büyük insanlar/ergenlik çağındakiler başkasının sütünü on defa içerlerse artık onun evladı sayılırlar ayeti vardı.'' diyor. Ayşe'nin bu açıklamasının bir de ilginç bir hikayesi vardır. Kendisi, yazdığımız ayetler arasında zina ve süt konusu ile ilgili ayetler de vardı ve biz onları yatağımızın altına koymuştuk. Muhammed vefat ettiğinde biz onun defin işleriyle meşgul olduğumuz sırada keçi o ayetleri imha etmiş, diyor. İlginç bir olay: Allah kelamı ve keçi o ayetleri imha ediyor.
- Bir öğreti ne kadar mantıksız olursa olsun toplum tarafından kabul edilerek güç kazandığı zaman,milyonlarca insan kendilerini dışlanmış ve izole edilmiş hissetmektense ,ona inanmayı tercih edecektir.
- Üçüncü halife Osman, kurduğu komisyon aracılığıyla bugünkü Kuran'ı ortaya atınca sahabilere ait diğer tüm Mushafları yakıyor. Bu yakma olayı en başta Buhari'de* geçiyor. *Mucezü Daireti'l Mearifi'l İslami c.26/179
Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kuran, Muhammed ve çevresinin oluşturduğu Arap kültürüdür.: Muhammed zamanında sözlü olarak ifade edilen Kuran, insanların ezberi ile aktarılmaya çalışılıyordu. Toplu olarak yazılı bir Kuran yoktu. Her nedense İslam'ın Tanrısı Allah okuyun demiş ama yazın dememiş. Kuran'ı bilen sahabelerin savaşlarda ölmesi üzerine Ebu Bekir zamanında Kuran ayetlerinin bir kitap haline getirilmesine karar verilmiş. Toparlanamadan Vefat eden Ebu Bekir sonrası Ömer ile devam etmiştir. Ömer'in öldürülmesi üzerine, Osman devam etmiş ve kendi topladığı Kuran dışında kalan bütün kitapları yaktırmıştır. Kendi topladığı Kuran içinde de eksiklikler olduğunu söylemiştir. Osman'ın diğer Kuranları yaktırması Müslümanların tepkisini çekmiş ve sonuçta değişik yerlerden gelen Müslümanlar onu katletmişlerdir. Kuran'ın kitap haline getirilmesi, Muhammed'in ölümünden 20 yıl sonradır. Kitap haline getirilme esnasında da insanların ezberinden yararlanılmıştır. Bazı konularda itilafa düşülmüş, karşılıklı istişare ile kayda geçirilmiştir. 20 yıl sonra insanların ezberinden toplanan bir kitabın değişmediğini kim iddia edebilir? Ayrıca Osman zamanında hazırlanan Kuran'ın da orjinali yoktur. 100 yıla yakın iktidarda kalan Emeviler, Muhammed'in Ehl-i Beytim dediği, Ali soyunu tamamen ortadan kaldırmışlardır. Bu düşüncede olanların Kuran üzerinde de değişikler yapması kuvvetle muhtemeldir. Bir örnek vermek gerekirse: İsra suresi 1. ayetinde geçen mescidi aksa söylemi ayetin sonradan eklendiğinin kanıtı değil mi? Neden Beytü-l Makdis adı kullanılmadı bu ayette? Mescidi Aksa 74 yıl sonra Abdülmeliğin verdiği ad değil midir? Aklınızı Orta Çağ karanlığına ipotek etmek istemiyorsanız. Arif Tekin'in bütün kitaplarını okuyun derim. (caner akcan)
Lütfen tamamını okuyun...: Arkadaşlar, başlamadan önce belirtmem gereken bir durum var. Şayet "Ben imanın ve islamın şartlarına uyarım, kendi halimde yuvarlanıp giderim ve böyle mutluyum." diyorsanız incelemeyi okumayın. Boşu boşuna huzurunuz kaçmasın. Neyse; Bu kitap İslam Dünyası'nda en çok kabul gören hadisler rehber edinilerek hazırlanmış bir kitaptır ve %100 akılcı bir şekilde yazılmıştır. Kaynak belirtilmeyen bilgi içermez ve yazar neredeyse hiç yorumda bulunmamıştır. Bana sorarsanız yorumda bulunmasına da gerek yok. Akılcı kelimesini özellikle seçtim çünkü gerek hadisler, gerek Kur'an'ın kendisi bir çok anlamsızlık, gereksizlik ve çelişki barındırmaktadır. Bu iddianın karşısında islamcı tayfa aşağıdaki gibi yanıt verir: Böyle konuşan bir bireyin yeterince düşünemediğini, hatta geri zekalı olduğunu iddia ederler. Anlamsızlık, gereksizlik ve çelişki iddialarında bulunulmasının sebebi olarak bireyin bütünü kavrayamıyor oluşunu öne sürerler. Bu hareketten amaç, gözler önündeki doğruya mistik yaklaşımlarda bulunup, hedef saptırmaktır. Adeta yamadan paramparça olmuş bir cekete ısrarla yama yapmaya çalışmaktır. Ucuz bir harekettir. 3+5=8 işlemini 3+5= 21 diye yutturmaya çalışmaktır. Bu kitabı veya benzer aydın yazarların başka kitaplarını okuduğunuzda dediğimi daha iyi anlayacaksınız. Peki bu hareketteki amaç ne? Amaç, dine olan bağlığın kopmasından, insanların aydınlanmasından ödlerinin patlamasıdır. Yoksa kime söz geçirecekler? Kimi güdecekler? Kitap isminin hakkını verir Kur'an'ın kitap haline getirilmesi sürecinde olan bitenleri kaynak göstererek anlatır. Ebubekir zamanında başlayıp Osman zamanında tamamlanan kitap haline getirme süreci nasıl işledi, ayetler ne şekilde bir araya getirildi, bu süreçte ne gibi olaylar yaşandı, kitap haline getirme kurulunda kimler görev aldı, görev almayanlar neden görev almadı, muhalefetler nasıldı, diğer Kur'an nüshalarına ne oldu sorularını cevaplar. Son derece de doyurucudur. Cevabını bulamadığım iki soru oldu. Bunlar: 1.) Sureleri bugünkü sıraya sokarken neyi standart aldılar? 2.) Hangi ayetin hangi surede olduğu bilgisini nereden biliyorlardı? Muhtemelen bu soruların cevabına dair yazılı bir belge veya hadis yok. Olsaydı yazarın kitaba koyacağından eminim. Keyifli (veya keyifsiz, zira inançlarınızın temelsiz olduğunu göreceksiniz) okumalar dilerim... (Gordon Freeman)
Öncelikle bu tarz kitapları okurken ben not almayı tercih ediyorum daha sonrasında kolay araştırma yapmak için. Tabiki yazılanları körü körüne inanın demiyorum sonuçta kitap da ismini bilmediğimiz yada kaynak olarak gösterilen bir çok şahıs yada kaynakça vs olabiliyor o yüzden kitap bittiğinde henüz bitmiş sayılmıyor ,buralardan da yola çıkarak araştırmak daha keyifli. Sorgulamayı sevenler için diyorum. (Atiba)
Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni PDF indirme linki var mı?
Arif Tekin - Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Arif Tekin Kimdir?
Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı Akdoruk (Gavgas) köyünde doğdu. Nüfusa 1968 yılında 1954 doğumlu olarak kaydedildi. Köyde ilkokul olmadığından Arap grameri üzerine medrese tahsiline başladı ve bu öğrenim yaklaşık 15 yıl sürdü. Zaman içinde Latin harflerini öğrenip Türkçesini geliştirdi ve dışarıdan sınavlara girerek ilkokul diplomasını aldı. Din görevliliği sınavlarına girerek, Diyarbakır merkeze bağlı Alıcık Köyü Camii imamlığına atandı. İmamlık görevi süresince Diyarbakır İmam Hatip Lisesi'ni dışarıdan bitirdi. 1994'te de Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. 1999 yılında Kur'an'ın Kökeni adlı çalışmasıyla Turan Dursun Araştırma ve İnceleme Ödülü'nü kazandı. Arif Tekin, Kur'an tefsiri, hadis ve İslam tarihi üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir.
Kitapları
- Kur'an'ın Kökeni
- Muhammed ve Kurmaylarının Hanımları
- Sümerlerden İslama Kutsal Kitaplar ve Dinler
- Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü
- Kur'an'da Allah
- İslam'da İçki
- Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni 2)
- Hz. Muhammed'in Hocaları
- İslam'da Cinsellik
- İslam'da Şiddet
- Hz. Ömer'in Kur'an'daki İzleri
- Kur'an'da Kadın ve Hz. Muhammed'in Hanımları
- Hz. Muhammed'in Uzay Yolculuğu
- Zerdüşt'ten Kur'an'a
Arif Tekin Kitapları - Eserleri
- Kur'an'ın Kökeni
- Sümerlerden İslama Kutsal Kitaplar ve Dinler
- Bilinmeyen Yönleriyle Hz.Muhammed'in Ölümü
- Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an
- Kur'an'da Kadın ve Hz.Muhammed'in Hanımları
- Hz. Muhammed'in Hocaları
- Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni
- İslamda Şiddet
- İslam'da Cinsellik
- İslamda İçki
- Hz. Ömer'in Kur'an'daki İzleri
- Zerdüşt’ten Kur’an’a
- Kur'an'da Allah
- Hz. Muhammed'in Uzay Yolculuğu
- Muhalif Kadınlar
- Muhammed ve Kurmaylarının Hanımları
- Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an
- Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Ali ve Ailesi
Arif Tekin Alıntıları - Sözleri
- "Ey iman edenler! Şayet küfrü imana tercih ederlerse ; o zaman babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları (anne, baba ve kardeşleri) dost edinirse, işte onlar, zalimlerin kendileridir." Tevbe suresi 23.ayet (Zerdüşt’ten Kur’an’a)
- Zerdüşt'te Hz. Muhammed gibi ilk başta bir dağa çekilip düşünceye dalar. Kaynaklarda inzivaya çekildiği dağın adı Sabelan olarak geçiyor. 30 yaşına gelince Vohu Manap'tan (iyilik meleği, merhaba tıpkı İslam'daki Cebrail gibi) mesaj alır. (Zerdüşt’ten Kur’an’a)
- Nisa Suresinin 3. ayetinde şöyle deniyor: “Yetimlerle evlenmeniz halinde onların haklarına riayet etmemeniz söz konusuysa, o zaman beğendiğiniz (size helal olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder tane alınız... ...erkeğe kadın alma konusunda sınırsız bir şekilde yetki vermiştir. Çünkü burada üleştirme sıfatı kullanılmıştır ki; “İkişer” derken, 2+2=4; “Üçer” derken, 3+3= 6 ve “Dörder” derken de 4+4= 8 oluyor. Bu ayetin net ifadesine göre bir erkek, 18 kadar kadınla aynı anda evlenebiliyor. (Kur'an'ın Kökeni)
- Namaz kelimesi Arapça değil, Farsça'dan gelmedir. Arapça'da namazın adı salattır. Bu durumda her Müslüman namaz yerine salat demeli. (Zerdüşt’ten Kur’an’a)
- "Din zenginleri korumaya yarar en güçlü araçtır." (Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni)
- "...kitapları okuyanlar, hemen okuyup geçiyor, olaylar arasında ilişki kurmuyorlar." (Bilinmeyen Yönleriyle Hz.Muhammed'in Ölümü)
- "Zenginler fakirlere tanrıdan başka bir şey bırakmadılar." (Friedrich Nietzsche/ö.1900- Almanya) (Zerdüşt’ten Kur’an’a)
- Muhammed tarafından cennetle müjdelenen Ömer, verdiği bir fetvaya kurban gidiyor. Zaten cennetle müjdelenen on kişinin çoğu öldürülerek dünyasını değiştirmiştir. (Örneğin, Zübeyir bin Avam, Talha bin Ubeydullah gibi.) (Muhammed ve Kurmaylarının Hanımları)
- Öz olarak Kuran hem usul yönünden hem de esas/içerik itibariyle eleştirilerin hedefindedir. İnsanlar arası barışı savunacağına tam tersine onları birbirine düşman kılmıştır. Bugün en büyük düşmanlık Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler arasında vardır. Sözde her üçü de aynı tanrıdan gelmedir. Ama aynı tanrı bunların tatil günlerini bile farklı kılmıştır.(Cumartesi, Pazar ve Cuma) Burada meşhur, ''Gölge teme, başka ihsan istemem'' sözü hatıra gelir. Kutsal denilen bu dinler, insanlara savaşan başka ne getirmiştir. Kitabı şu soruyla bitirmek isterim: Neden 80 milyondan oluşan bir Türkiye'de hep bu tarz kitapları, Turan Dursun gibi kendi çabasıyla bilgilerini geliştiren ve devletin okullarında yetişmeyen insanlar yazıyorlar? Halbuki binlerce ilahiyat akademisyeni var; ama onlardan ses seda çıkmaz! Çıkanların bir kısmı da, televizyonlarda milletin kafasını ütüleyip ancak Dolar-Euro toplamasını bilirler. Aslında okur bunun hikmetini bilirse, konu daha iyi anlaşılacaktır. (Kur'an'ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni)
- İbni Hacer Askalani, Ömer’in bu sözüyle ilgili bilgi verirken şu ilginç yorumu yapmıştır. “ Aslında Hz Ömer bazı konularda henüz ayetler inmeden görüşünü belirtmiş ve ondan sonra görüşleri doğrultusunda ayetler inmiştir. Hal böyle iken Ömer’in Allah benim görüşlerim doğrultusunda ayet indirmiştir demesi gerekiyordu. Ancak kendisi tevazu göstermiş, nefsini küçük düşürmüştür. Bu Ömer’in ne kadar da alçak gönüllü olduğunun kanıtıdır” diyor. (Hz. Ömer'in Kur'an'daki İzleri)
- Cariye İslam'da herhangi bir mal gibi değerlendirildiği için müşteri onu alırken avret yeri dışında onun her yerine bakma yetkisine sahiptir. (İslam'da Cinsellik)
- Hz. Osman’ın halifeliği zamanında altı aylık bir gelin doğum yapıyor. Halife Osman, “Altı ayda doğum yapmak mümkün değildir; dolayısıyla, bu bayan henüz evlenmeden önce başkasıyla zina yapmış ve bu çocuk zinadandır. O nedenle bu kadını recimle idam etmek gerekir” diyor ve recim için arkadaşlarına talimat veriyor. O arada Hz. Ali bu fetvayı duyunca gelip itiraz ediyor ve Halife Osman’ı da ikna ediyor. Ama artık geç kalmış ve kadın idam edilmiştir. Hani Muhammed zamanında recim cezası kaldırılmıştı! O zaman Osman neye dayanarak bu infazı gerçekleştiriyordu? Üstelik o da cennetle müjdelenen on insandan biriydi. Bu kadar büyük bir cinayeti nasıl Allah ve Peygamberden habersiz işleyebilirdi? (Kur'an'ın Kökeni)
- Bir insanın çektiği en ağır yük, onun bilinçsiz bir toplumda yaşamış olmasıdır. (Hz. Muhammed'in Uzay Yolculuğu)
- İbn Selul'un oğlu bir gün Muhammed'e, içtiğin suyun bir artığını bana ver, ben götürüp babama vereyim içsin, belki yola gelir, der. Muhammed ona içtiği suyun artığından verir. Adam götürüp babasına takdim edince babası sorar. Bu da ne? Muhammed'in içtiği suyun artığıdır. Getirdim, içersen belki ıslah (Müslüman) olursun deyince; baba, ''oğlum bunun yerine annenin idrarını getirseydin daha iyiydi'' karşılığını verir. (Muhalif Kadınlar)
- Ancak burada, az önceki ayetin başlangıç bölümü üzerinde biraz durmak istiyorum. Bu kısımda, "Erkekler kadınların yöneticileridir" ifadesi var. Bunu, Hz. Muhammed’in hadisleriyle biraz açarsam, "Şayet bir toplum, yönetimini kadına bırakırsa, o toplum iflah olmaz (huzur bulmaz)" diyor. (16) (16. Tecrid-i Sarih, Diyanet Tere. No: 1660; Buhari, Filen, 18; Megazi, 82; Tirmi-zi. Filen, 75, No:2262; Nesai, Kaza. 8. No:5385; Ahmet bin Hanbel, Müsned. 5/43.) Not: https://sorularlaislamiyet.com/kadinin-devlet-baskani-hakim-ve-vali-olmasi-ile-ilgili-bir-kavmin-basina-kadin-hukumdar-gelirse-o (Kur'an'da Kadın ve Hz.Muhammed'in Hanımları)
- “Siz erkekler, üzerine düşüp uğraşsanız bile, kadınlar (eşleriniz) arasında adil davranmazsınız; bari birisine tamamen kapılıp da/onu fazla sevip de diğerini (veya diğerlerini) askıya alınmış gibi bırakmayın.” (Kur'an'da Kadın ve Hz.Muhammed'in Hanımları)
- "Ben yaratıcı Hürmüz'ün son habercisiyim."1 (Zerdüşt) "Muhammed son peygamberdir." (Kur'an, Ahzab suresi, ayet 40) (Zerdüşt’ten Kur’an’a)
- Tanrı'nın birini görevlendirmesi inancı, Sümer krallarında da vardı (Kur'an'da Kadın ve Hz.Muhammed'in Hanımları)
- "Kutsal kitaplar ateizm için en büyük güçtür." İsaac Asimov (Zerdüşt’ten Kur’an’a)
- İshak Peygamber kendi oğluna dua ederken, hem “Allah sana bol şarap nasip eylesin!” der, hem de kendisine şarap ikram edip içirir. Tevrat’ın Tesniye bölümünde Rabbin Hz. Musa’ya, “Senin şarabını bereketli kılacağım” açıklaması var. Yine Tesniye bölümünde Rab, “Eğer beni dinlerseniz ben de yeni şarap elde etmeniz için size yağmur yağdıracağım” vaadinde bulunur. Halk arasında hikâyesi meşhur olan Eyüp peygamberin, çoluk çocuğuyla birlikte şarap içtiği Tevrat’ta anlatılmaktadır. (İslamda İçki)