dedas
Turkcella

Kullervo'nun Hikayesi - J. R. R. Tolkien Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kullervo'nun Hikayesi kimin eseri? Kullervo'nun Hikayesi kitabının yazarı kimdir? Kullervo'nun Hikayesi konusu ve anafikri nedir? Kullervo'nun Hikayesi kitabı ne anlatıyor? Kullervo'nun Hikayesi kitabının yazarı J. R. R. Tolkien kimdir? İşte Kullervo'nun Hikayesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 11.03.2022 06:00
Kullervo'nun Hikayesi - J. R. R. Tolkien Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: J. R. R. Tolkien

Çevirmen: Çiğdem Erkal İpek

Derleyen: Verlyn Flieger

Orijinal Adı: The Story of Kullervo

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053757313

Sayfa Sayısı: 165

Kullervo'nun Hikayesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kalervo'nun oğlu Kullervo, Tolkien'in yarattığı onlarca karakter arasından belki de en karanlık ve trajik olanı. Zira Tolkien'in deyişiyle “Bahtsız Kullervo”, doğaüstü güçlere ve hüzünlü bir kadere sahip talihsiz bir yetim.

Babasını öldüren, annesini kaçıran, daha küçük bir çocukken canına üç kez kasteden karanlık büyücü Untamo'nun yanında yetişen Kullervo'nun ikiz kız kardeşi Wanona'ya olan sevgisi ve onu kollayan, büyülü siyah köpek Musti dışında hiçbir şeyi yoktur. Bir köle olarak satıldıktan sonra büyücüden öç almaya yemin eden Kullervo, intikam anında bile en zalim felaketten kaçış olamayacağını öğrenecektir.

Kullervo'nun Hikayesi, Tolkien'in izlediği yolda uyarlamadan yaratıcılığa doğru atılan ve “Silmarillion” ile sonuçlanan temel adım. Tolkien, Kullervo'nun Hikayesi için “kendi efsanelerimi yazma teşebbüsümdeki çıkış noktam,” derken “İlk Çağ efsanelerinin temeli,” olduğunu da söyleyerek Húrin'in Çocukları'nın başkahramanı Túrin Turambar'ın atasının bu metin olduğuna dikkat çekmiştir.

Etkileyici bir hikaye olmasının yanında ilk kez yayımlanan taslaklar, notlar, makaleler ve yarattığı dünyaların çıkış noktalarından olan Kalevala destanıyla ilgili Tolkien'in yazdığı ek metinler de kendine bu kitapta yer buluyor.

Kullervo'nun Hikayesi Alıntıları - Sözleri

  • Ne demeye yaratıldım ben? Kim beni yaratıp mahkum etti Böyle güneş ve ay altında dolanmaya Açık gönlerin altında, ebediyen?
  • Ruhu geceden hem de yıldızsız geceden daha derin karardı.
  • ... ruhu geceden hem de yıldızsız geceden daha derin karardı.
  • Keder, tasa ve ağır bir korkudan patlayacak gibi hissetti kendini.
  • Ortalarda bir yerlerdeyim Hep akılsız avare bir kız.
  • Dünya yaşlandıkça kazançlar ve kayıplar oluyor, sakın ola çağdaş küstahlıklarımız ve körlüğümüzle hepsini kazanç zannetmeyelim.
  • “Artık hakikat içinde kendimi adam yerine koyuyorum”
  • '' Ne demeye yaratıldım ben? ''
  • “Şelaleler dökülürken bile Nihayetsiz akan sulara boyun eğmez. Nasıl ki usta bir şarkıcı Bütün bildiklerini harcayıncaya kadar söylemez.”
  • '' Yüce olana ulaşmak için her zaman her şeyi aklamak gerekli değil.''
  • "Önümüze konan çorbayla iktifa edip kaynatılıp özü çıkartılmış olan öküzün kemiklerini görmeyi arzu etmemeliyiz."
  • "Ne demeye yaratıldım ben?"
  • Tolkien Kullervo'nun Hikayesi'ni yazarken aklında "Silmarillion" olmayabilirdi fakat "Silmarillion"a başladığında aklında Kullervo'nun Hikayesi'nin bulunduğuna kuşku yok.

Kullervo'nun Hikayesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Selamlar efendim! Herşeyin başladığı ve Tolkien'in ilk yazdığı masalın incelemesi ile karşınızdayım. Öncelikle bu kitabı ne beklentiyle alıp okumaya başladığınız çok önemli. Çünkü bu kitap bir roman ve 160 sayfa boyunca bir hikaye okuyacağınız bir kitap değil. Hele hele Tolkien kitaplarına ilginiz yoksa hiç okuyamazsınız çünkü içerisinde sadece 30 sayfası hikayedir, geri kalanı ise bilgiler, açıklamalar ve notlar üzerine. O yüzden bu puanda şahsi fan olarak puanımdır yani kitabı almak ve okumak isteyenler için eğer Tolkien kitaplarını okumamış ve diğer yarım kalan kitapları okumamış sadece Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi okumuş iseniz hiç size göre bir kitap değil. Öncelikle bunları açıkladıktan sonra kitap hakkında bir iki kelam etmek istiyorum. Tabi yine bitmemiş bir Tolkien kitabı var elimizde ama en azından nereye bağlandığını biliyoruz. Bu kitabı yazarken Tolkien Fin destanı olan Kalevala'dan esinlenmiştir. Kalevala'daki Kullervo'yu kendi düzenlediği Kullervo haline getirmiş ve ardından da bunu Silmarillion'daki Turin Turambar haline getirmiştir. Ayrıca içerisinde Silmarillion'dan tanıdığımız onlarca ilham mevcut. Resmen herşeyi yazarken buradaki parçalarıda kullanmış Tolkien. O yüzden oldukça verimli ve bilgilendirici bir kitaptı benim için. Oldukça hoşuma gitti, okurken zevk aldım. Eleştiri bölümünde ise daha kısa tutulabilirdi bu kitap çünkü bazı bölümler çıkartılabilir ya da açıklamayla kesilebilirdi. Dil olarak oldukça ağır bir dili var ve kurgusu yok denebilir. Bolca açıklama ve notlarla dolu bir kitap. Okurken eğer sıkı bir Tolkien hayranı değilseniz sıkılabilirsiniz. Kalervo ve kardeşi Untamo arasında gerginlik çıkar ve bu zamanla nefrete dönüşür. Untamo bir gün Kalervo'nun evini yaptığı kara büyü ve adamlarıyla basar Kalervo'yu öldürür, hamile karısını kaçırır. Kalervo'nun karısı ikiz çocuk doğurur. Kullervo ve Wanona. Kardeşler birbirlerine çok bağlıdırlar lakin bir zaman sonra amcaları yüzünden Kullervo onlardan ayrılır. Kara tazısı Musti dışında kimsesi kalmaz. (Burak Nejat Börekçi)

Kullervo'nun Hikayesi, Tolkien'in çok sevdiği ve yaratacağı Orta Dünya Efsanesinin de temellerini oluşturan Fin Destanı Kalevala'nın içinde yer alan bir hikayedir. Elimize alacağımız bu kitap ise; hikayenin, Tolkien tarafından "kendi formunda yeniden düzenlenmesi" olarak değerlendirilmektedir. Şiirsel bir anlatımın düz yazıya uyarlanmış ilk örneklerinden biri olarak da gösterilmektedir. Kitap 165 sayfa ancak 57. sayfaya kadar olan bölümü "Kullervo'nun Hikayesi"ni anlatmakta. Bundan sonraki sayfalarda ise Tolkien'in, Kalevala Destanı ile ilgili yapmış olduğu bir sunun, el yazması notları ve Tolkien'ın yazım sürecine ilişkin çeşitli notlar ve açıklamalar var. Ayrıca son bölümde ise "Tolkien, Kalevala ve Kullervo'nun Hikayesi" başlıklı Orta Dünya'nın temellerinin atılmasına dair sürece ışık tutan bir bölüm var. Yukarıda yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere bir Hobbit ya da Yüzüklerin Efendisi etkisi bekleyerek bu kitabı okumaya başlayanlar hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Bu kitabı Tolkien'in yazarlığa ilk adımı olarak görüp fazla beklentiye girmeden okumak en doğrusu olacaktır. (Gökhan)

Tolkien'in Hayal Gücü Fitilinin Ateşleyicisine Dair: Bir Tolkien hayranı olarak Kullervo'nun Hikayesi'ni okumak, onun hayallerinin derinine inmek; serin bir pınarın kaynağından kana kana su içmek gibiydi. Kullervo'nun Hikayesi tam olarak bunu sağladı. Tolkien'in Fin destanı Kalevela'dan ilham aldığını bilmeyen yoktur ama Kullervo'nun Hikayesi bu ilhamı; Kalevala'daki Kullervo'yu, Tolkien'in yeniden düzenleme Kullervo'sunu ve Silmarillion'daki Kullervo'nun edebi torunu sayılabilecek Turin Turambar'ı uzun uzun karşılaştırarak irdelemiştir. Tolkien severler için onun hayal gücünü anlayabilmek, temel motivasyonunu fark etmek için Kullervo'nun Hikayesi'ni eşi bulunmaz bir kaynak olarak görüyorum. Kullervo'nun Hikayesi düzenleyicisi olan Verlyn Flieger'in de dediği gibi; Kalevela'yı çok seven, Kullervo ile özdeşleşen ve İngilizlere ait böyle bir şeyler'in eksikliğini duyan yetim bir oğlan çocuğunun, bir üniversite öğrencisinin, cepheden dönen bir askerin bir denemesidir. Tolkien'in hayal gücünün sınırı olmasa da muhtemel ateşleyicisini tanımak, bilmek, okumak ve üzerine düşünmek harikaydı. Puanım kesinlikle 9/10. (Hasan Bulut)

Kullervo'nun Hikayesi PDF indirme linki var mı?

J. R. R. Tolkien - Kullervo'nun Hikayesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kullervo'nun Hikayesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı J. R. R. Tolkien Kimdir?

John Ronald Reuel Tolkien (3 Ocak 1892 - 2 Eylül 1973), İngiliz yazar, şair, filolog ve profesör unvanlı akademisyen. Uzmanlık alanı Anglo-Saxon Dili ve Edebiyatıdır. Hobbit, Yüzüklerin Efendisi ve Silmarillion gibi fantastik kurgu eserleriyle tanınır.

Hayatı

İngiliz sömürgesi olan Güney Afrika'nın Bloemfontein şehrinde doğdu. Ronald'ın babası Arthur Tolkien banka müdürü idi. İngiltere Birminghamlı olan aile kendilerine yeni bir hayat kurmak amacıyla Güney Afrika'ya yerleşmişti. Fakat iklimin getirdiği olmusuzluklar kısa zamanda anne Mabel'i Ronald'i ve küçük kardeş Hilary'i de alıp İngiltere'ye dönmeye itti. Aile bir süre sonra baba Arthur'un da dönmesi ile eski günlerine kavuşmayı umuyordu. Fakat 15 Şubat 1896'da Güney Afrika'dan Arthur'un ölüm haberi geldi. Bunun üzerine Mabel çocukları alıp küçük bir köy olan Sarehole'a yerleşti. Bu köy Ronald'da derin etkiler bırakacak, ömrünün kısa bir süresini burada geçirmesine rağmen hayallerinde yarattığı Hobbit diyarı Shire ile defalarca Sarehole'u ziyaret edecekti. Sarehole'da Tolkien'i etkileyen sadece yemyeşil doğa değildi. Köy yakınındaki Moseley Bataklığı, kardeşi Hillary ile her zaman oynamaya gittikleri Cole Bank Road değirmeni ve devamlı kendilerini kovaladığı için "Beyaz Ogr" adını taktıkları değirmencinin oğlu da Ronald üzerinde derin izler bıraktı.

Ronald, Birmingham'daki King Edward's Okulu'na başlayınca aile bir kez daha taşınmak zorunda kaldı. Ronald yeni taşındıkları Olver Road'a yakın olan St. Philips okuluna verildi. Bir yıl sonra burs kazanınca tekrar King Edward's Okulu'na dönen Ronald birkaç yıl sonra (1904 yılında) da şeker hastalığı yüzünden annesi Mabel'i kaybetti. Bunun üzerine çocuklar teyzeleri Beatrice'in yanına gitti ve Peder Francis Morgan'ın gözetimine verildi. King Edward's Okulu'nda iken Ronald'ın dillere büyük yatkınlığı olduğu ortaya çıktı ve bu dönemde Ronald kendine ait bir dil tasarlamaya başladı. Böylece Elf dillerinin temelleri atıldı.

Çocukluktan delikanlılık yıllarına geçerken oturdukları Birmingham kentinde Ronald'ı etkileyen iki büyük yapı vardı. 29 metrelik Perrott's Folly kulesi o yıllara göre olağanüstü büyüklüğü ile Ronald'ın beynine kazınmıştı. 1758 yılında John Perrott tarafından yapılan bu kule tuhaf mimarisi ile "Perrott'un divaneliği" ismini almıştı. Hemen bu kulenin yanında ise bir başka kule vardı. Ve bu iki kule daha sonra yazacağı Yüzüklerin Efendisi için esin kaynağı oldu. Ronald'ın gençlik yıllarına dair bir diğer önemli not ise Gamgee ismi ile o yıllarda tanışmış olmasıdır. Bu yerel pamuk markası Gamgee, Ronald'ı etkilemiş olmalı ki Frodo'nun sadık dostu Sam'e bu soyadını vermiştir.

16 yaşındayken hayatını değiştirecek bir olay oldu ve hayattaki tek gerçek aşkı olan Edith ile tanıştı. Fakat Peder Morgan iki gencin görüşmelerini yasakladı. 1911 yılında Tolkien klasik diller eğitimi almak için Exeter Koleji'ne gitti ve 21 yaşını doldurduğunda hiçbir zaman unutamadığı Edith'i buldu (Söylenir ki Edith ormanda dolaştıkları bir gün onun için dans etmiş ve bu dans genç Tolkien'i çok etkilemiştir). Gençler 22 Mart 1916'da evlendiler. Üstelik Tolkien onu ikinci kez bulduğunda Edith bir başkası ile nişanlıydı.

Bu arada I. Dünya Savaşı başlamıştır. Kısa bir süre sonra Tolkien de orduya katıldı ve Fransa cephesinde savaştı. İki yakın dostunu bu savaşta kaybeden Tolkien çok yakınında patlayan bir bomba yüzünden İngiltere'ye geri döndü. Fakat savaş bu genç insan üzerinde unutulmaz etkiler bırakmıştır. Savaş bittiğinde Oxford English Dictionary'de iş bulan Tolkien, savaştan döndükten sonra hayatının büyük bir kısmını Oxford'da geçirdi. 1945 yılında Oxford'da profesör olmasına kadar geçen zaman içerisinde 4 çocuk sahibi oldu. Bu süre içerisinde devasa hayal dünyası Orta Dünya'yı oluşturmaya devam edti. Bir çeviri olan ilk kitabı Sir Gawain and The Green Knight yayınlandı. Entelektüel bir topluluk olan "Inklings"i yakın dostu C.S. Lewis ile kurdu ve 1937 yılında Hobbit'i yayınldı. Roman hem olumlu hem de olumsuz tepkiler aldı. Bazıları, Oxford'da profesör olan Tolkien'den nasıl olup da bir masal kitabı çıktığını sorduyordu. Ama olumsuz eleştiriler bir işe yaramadı ve Hobbit kısa zamanda popüler oldu.

Hobbit, aslında, Yüzüklerin Efendisi serisinin başlangıcıdır. Orta Dünya ilk kez bu kitapta okuyucuların karşısına çıkar. Bundan sonra Tolkien Yüzüklerin Efendisi (The Lord Of The Rings) için çalışmaya başlar.

29 Kasım 1971'de karısı Edith vefat eder. Tolkien bunun üzerine sadece iki yıl yaşayabilir ve 2 Eylül 1973'de Kraliçe'den krallığın en önemli nişanlarından biri olan Commander of the Order of the British Empire (CBE) ünvanını almasından kısa bir süre sonra 81 yaşında İngiltere'nin Bournemouth şehrinde ölür.

J. R. R. Tolkien Kitapları - Eserleri

  • Hobbit
  • Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
  • Yüzüklerin Efendisi - İki Kule
  • Yüzüklerin Efendisi - Kralın Dönüşü
  • Silmarillion
  • Yüzüklerin Efendisi
  • Hurin'in Çocukları
  • Roverandom
  • Beren and Lúthien
  • Tom Bombadil’in Maceraları
  • Güç Yüzüklerine Dair
  • Ham'li Çiftçi Giles
  • Büyük Wootton Demircisi
  • Kullervo'nun Hikayesi
  • Gondolin'in Düşüşü
  • Tehlikeli Diyardan Öyküler
  • Masallar
  • Peri Masalları Üzerine
  • Kayıp Öyküler Kitabı 1
  • Noel Baba'dan Mektuplar
  • Sigurd ile Gudrun Efsanesi
  • Tolkien Mirası
  • Kayıp Öyküler Kitabı 2
  • Hobbit
  • Beowulf
  • The Hobbit The Lord Of The Rings Boxed
  • Sir Gawain and the Green Knight, Pearl and Sir Orfeo
  • Morgoth's Ring
  • Leaf by Niggle
  • The Fall of Arthur
  • Sauron Defeated
  • The Return of the Shadow
  • The Lays of Beleriand
  • The Treason of Isengard
  • The War Of The Ring
  • The Nature of Middle-earth
  • The Letters of J.R.R Tolkien
  • A Secret Vice
  • The Lay of Aotrou and Itroun
  • The Monsters and Critics
  • The Road Goes Ever On: A Song Cycle
  • Bilbo's Last Song
  • The War Of The Jewels
  • The Lost Road
  • The Peoples of Middle-earth
  • Mr. Bliss
  • Tree and Leaf
  • Finn and Hengest
  • The Shaping of Middle-Earth
  • The End of the Third Age

J. R. R. Tolkien Alıntıları - Sözleri

  • Sevgi buysa, al bunu benden ne olur, çok can yakıyor... Demek sevgin gerçekmiş.. (The Hobbit The Lord Of The Rings Boxed)
  • Keşke biz diye bir şey olsaydı: Yapayalnız olmak korkunç. (Hobbit)
  • uzun zamandır yabancılaştırılmış olsa da, İnsan ne tamamen kaybedilmiş ne de tamamen değiştirilmiştir (Peri Masalları Üzerine)
  • Philology has been dethroned from the high place it once had in this court of inquiry. Max Muller’s view of mythology as a ‘disease of language’ can be abandoned without regret. Mythology is not a disease at all, though it may like all human things become diseased. You might as well say that thinking is a disease of the mind. It would be more near the truth to say that languages, especially modern European languages, are a disease of mythology. But Language cannot, all the same, be dismissed. The incarnate mind, the tongue, and the tale are in our world coeval. The human mind, endowed with the powers of generalisation and abstraction, sees not only green-grass, discriminating it from other things (and finding it fair to look nupon), but sees that it is green as well as being grass. But how powerful, how stimulating to the very faculty that produced it, was the invention of the adjective: no spell or incantation in Faerie is more potent. And that is not surprising: such incantations might indeed be said to be only another view of adjectives, a part of speech in a mythical grammar. The mind that thought of light, heavy, grey, yellow, still, swift, also conceived of magic that would make heavy things light and able to fly, turn grey lead into yellow gold, and the still rock into swift water. If it could do the one, it could do the other; it inevitably did both. When we can take green from grass, blue from heaven, and red from blood, we have already an enchanter’s power - upon one plane; and the desire to wield that power in the world external to our minds awakes. It does not follow that we shall use that power well upon any plane. We may put a deadly green upon a man’s face and produce a horror; we may make the rare and terrible blue moon to shine; or we may cause woods to spring with silver leaves and rams to wear fleeces of gold, and put hot fire into the belly of the cold worm. But in such ‘fantasy’, as it is called, new form is made; Faerie begins; Man becomes a sub-creator. (The Monsters and Critics)
  • "Endure your trouble today. Bear up and be the man I expect you to be" (Beowulf)
  • Bazıları yaprağı havada yakalamanın mutlu bir gün, mutlu bir ay, hatta on iki mutlu ay getirdiğini söyler. (Tom Bombadil’in Maceraları)

  • “Şelaleler dökülürken bile Nihayetsiz akan sulara boyun eğmez. Nasıl ki usta bir şarkıcı Bütün bildiklerini harcayıncaya kadar söylemez.” (Kullervo'nun Hikayesi)
  • Olayarın gidişatı Giles'a büyük bir zevk veriyordu. Köpeğine de. Vaat edilen kamçıları hiç yemedi. Giles kendine göre adil bir adamdı, içten içe Garm'ın da olaylardaki rölünü kabul ediyordu, ama bunu dile getirecek kadar da ileri gitmiyordu. Canı istediğinde köpeğe sert sözler ve sert nesneler fırlatıyordu, ama pek çok küçük geziye de göz yumuyordu. Garm yürüyüşe çıktığında daha uzaklara gitmeye başladı. Çiftçi daha çalımlı yürüyordu ve şans yüzüne güldü. Güz ve kış başı iyi geçti. Her şey yolunda gidiyor gibiydi -ta ki ejderha gelene kadar. (Tehlikeli Diyardan Öyküler)
  • . Gölge sadece küçük ve geçici bir şeydi. Erişemeyeceği her zaman ışık ve yüksek güzellik vardı. ... (The Return of the Shadow)
  • † I am not Gandalf, being a transcendent Sub-creator in this little world. As far as any character is 'like me' it is Faramir – except that I lack what all my characters possess (let the psychoanalysts note!) Courage. (The Letters of J.R.R Tolkien)
  • “Sadık bir yüreğin asi bir dili olabilir.” (Yüzüklerin Efendisi - İki Kule)
  • Elinde bitmesi gereken epey resim vardı; çoğu onun yeteneklerine göre fazla büyük ve iddialıydı. Niggle ağaçtan çok yaprak resmedebilen türden bir ressamdı. Tek bir yaprak üzerinde uzun uzun çalışır, şeklini, rengini , kenarlarından parıldayan çiy damlalarını yakalamaya uğraşırdı. Buna rağmen , her bir yaprağın farklı, ancak aynı tarzda resmedilmiş olduğu koca bir ağaç çizmek de isterdi. (Tehlikeli Diyardan Öyküler)
  • "Çok az kişi sonuna gelmeden yolun onları nereye götüreceğini görebilir. " (Yüzüklerin Efendisi - İki Kule)

  • "Önümüze konulan çorbayla tatmin olmalı ve içinde kaynatılmış olan öküzün kemiklerini görmeyi arzu etmemeliyiz." (Peri Masalları Üzerine)
  • "Önümüze konan çorbayla iktifa edip kaynatılıp özü çıkartılmış olan öküzün kemiklerini görmeyi arzu etmemeliyiz." (Kullervo'nun Hikayesi)
  • I don't much approve of The Hobbit myself, preferring my own mythology with its consistent nomenclature...to this rabble of Eddaic-named dwarves out of Völuspá, newfangled hobbits and gollums (invented in an idle hour) and Anglo-Saxon runes. (Sigurd ile Gudrun Efsanesi)
  • Ama ileri bakan biri şunu görmeli: hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak. (Hurin'in Çocukları)
  • "Ama Sauron, daima haindi." (Güç Yüzüklerine Dair)
  • Bayağı yalanlar iltifat sayılalıberi mutlu bir dünya olmadı asla. (Büyük Wootton Demircisi)
  • "Öyle işler vardır ki, sonu karanlık bile olsa, bu işlere başlamak, yapmayı reddetmekten daha iyidir." (Yüzüklerin Efendisi - İki Kule)

Yorum Yaz