Kudüs Ey Kudüs - Dominique Lapierre Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kudüs Ey Kudüs kimin eseri? Kudüs Ey Kudüs kitabının yazarı kimdir? Kudüs Ey Kudüs konusu ve anafikri nedir? Kudüs Ey Kudüs kitabı ne anlatıyor? Kudüs Ey Kudüs PDF indirme linki var mı? Kudüs Ey Kudüs kitabının yazarı Dominique Lapierre kimdir? İşte Kudüs Ey Kudüs kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Larry Collins
Yazar: Dominique Lapierre
Çevirmen: Aydın Emeç
Orijinal Adı: O Jerusalem
Yayın Evi: Kronik Kitap
İSBN: 9789752430136
Sayfa Sayısı: 640
Kudüs Ey Kudüs Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
TARİHİN İÇİNE SIĞMAYAN, TÜM COĞRAFYALARIN ÖTESİNDE, BAŞLI BAŞINA BİR MEDENİYET: KUDÜS
"14 Mart 1948 günüydü. O gün İngilizlerin Filistin’den ayrıldıklarını, Yahudilerin İsrail Devleti’nin kuruluşunu ilan ettiklerini, Arapların savaşa girdiklerini gördü. Bir ihtilaf Kutsal Toprağı alevlere boğacak ve alevler bir daha da sönmeyecekti. Bu kitap ihtilafın doğuşunu anlatıyor."
Şehir tarihi, dinler tarihi, kültür tarihi... Hiç şüphe yok ki dünyada Kudüs'ten başka, tüm bu konulara tek başına cevap verebilecek bir şehir yok. Kudüs bir şehirden çok daha ötesi olduğu gibi çağlar öncesini ve sonrasını kendinde buluşturan başlı başına bir medeniyet.
Kudüs… Ey Kudüs, 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında iki kesim tarafından parçalanan Kutsal Kent'in, Kudüs'ün dramatik ve olağanüstü öyküsünü anlatıyor. Larry Collins ve Dominique Lapierre, titiz ve sıkı bir araştırma süreci elde ettiği bilgileri etkileyici bir üslupla okuyucuya aktarıyorlar. Filistin'i bölmek için Birleşmiş Milletler’deki oylama ve oylamanın Yahudiler arasında yarattığı sevinç ve Araplar arasında yaşanan keder, Tel-Aviv - Kudüs karayolu boyunca yaşanan savaşlar, 1948 yılı Mart ayı sonlarında Kudüs'ün neredeyse aç bırakılması, Hurva’nın tahrip edilmesi ve Eski Şehir’in yıkılmasına neden olan saldırılar, İsrail Devleti’nin ilan edilişi, Arap Lejyonu’nun Kudüs’e girişi, Deir Yassin ve Hadassah Hastanesi katliamları gibi dramatik, önemli ve günümüze dek yankıları devam eden olayları Arap ve Yahudi aktörler üzerinden tüm ayrıntılarıyla anlatıyorlar.
Elinizdeki kitapta Kudüs'e dair her şeyi, bir arada bulabileceksiniz. Bazen siyaset ve politika, bazen tarih ve coğrafya, benzersiz fotoğraflar, önemli tarihler, yeni okumalara yönlendirebilecek devasa bir kaynakça...
Kudüs... Ey Kudüs, sizi hem bir roman gibi peşinden sürükleyecek hem de bir belgesel gibi sarsacak.
(Tanıtım Bülteninden)
Kudüs Ey Kudüs Alıntıları - Sözleri
- “Cami mihraplarının Mekke’ye dönük oluşu gibi, yeryüzündeki bütün sinagogların cephesi hep Kudüs yönüne bakmaktadır.”
- Yapılan tüm planların tek bir isteği vardı: Kudüs.
- “Dışişleri Bakanı Balfour’un vadi Arapların gözünde , su katılmadık bir emperyalist davranışıydı. İngiltere, en ufak bir hak sahibi bulunmadığı toprakların geleceğini ipotek ediyordu: O sıra yerel halkın yüzde doksan ikisini meydana getiren Araplar keyfi bir karar kabul ettiriliyordu.”
- Bütün dillerde Yahudileri eski ülkelerinde toplama isteğini dile getiren Siyonizm sözcüğü bile, Kudüs’ün merkezinde yükselen Siyon Tepesi’nin adından geliyordu. İbranice de Sion ‘seçilmiş’ anlamına geliyor, yirmi beş yüzyıldan beri de Kudüs’ü, İsrail halkının umudunu belirtiyordu.
- Pabuçlarım parlatan, üniformalarını özenle ilikleyen otuz bir sağlam Haganah askeri, teslim olma töreninin yapılacağı avlunun köşesine dizildiler. Öte yandan mahalle halkı çocuklarını, çıkıntılarını ve evlerinden kurtarabildikleri birkaç bibloyu toparlamaya başlamıştı. Russnak'ın topladığı zavallı birliği gören Abdullah Teli, başını salladı: - Bu kadar az olduğunuzu bilseydim, dedi Yahudi savunmasının komutanına, sizlere topla değil sopalarla saldırırdım.
- Deir Yasin... Yahudiler kurbanlarını taş ocağına taşıdılar ve üst üste yığdılar. Sonra bu korkunç ölü yığınını ateşe verdiler. "Pırıl pırıl bir ilkbahar günüydü," diye hatırlıyor Shaltiel. "Badem ağaçları binbir çiçek açmıştı. Ama her yerde ölümün iğrenç kokusuyla taş ocağında yanan ölülerin geniz yakan dumanı dolaşıyordu." 9 Nisan 1948
- Hayatımızın değeri ne? diye sordu askerlerine. Görevimize oranla bir hiç. Unutmayın: Burada savunduğumuz Kudüs'ün duvarlarıdır.
- Yine de Abdullah Tell herhangi bir tartışmaya girnek niyetlisi değildi. Şartları basit ve dürüsttü. Bütün sağlam erkekler tutsak edilecekti. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar Yeni Şehir'e gidebileceklerdi.-Yaralılar durumlarının ağırlığına göre tutsak edilecek ya da bırakılacaklardı. Haganah saflarında birçok kadının da çarpıştığını bildiği halde, Abdullah Tell bunlardan hiçbirisini tutsak etmek istemedi.
- "Koşan, düşen, haykıran insanların gözleri, Bağıran, terleyen kanı akan insanların gözleri, Kan çanağına dönen yaralıların gözleri, Ölmek üzere olanlarla ölenlerin gözleri.
- Birinci Dünya Savaşı sonrasında Orta Doğu politikasını dilediği noktaya götürmek için Ingiltere'nin Filistin'e ihtiyacı vardı. Burası, Irak'ın akıl almaz zenginlikteki petrol yataklarıyla Taymis Nehri'ne kadar Ingilizleşmiş hayati bir geçit olan Süveyş Kanalı arasında köprü görevini sağlayacaktı. Bu isteği gerçekleştirmek için, İngiltere, gösterişli bir şekilde, beş yüz yıllık Türk hakimiyetini bir aydınlık Hristiyan üstünlüğü örneğiyle silmeye ve dağınık Yahudilere eski vatanlarının kapılarını açmaya girişmişti.
- Yahudi ulusu için, bir devlet kurup Hz. Davud‘un şehrini başkent yapamamak “etinin“ dirilişi demekti, “ruhunun“ değil. İki bin yıl boyunca “Seni unutursam, Kudüs, sağ elim hünerini unutsun!“ Yakarışı dağınıklık içindeki bağlılığın yankısı olmuştu. Günün birinde gözleriyle Yahuda Tepeleri’ni seyretmek için en ufak olanağı, hatta niyeti bulunmayan adamlar, yine de her yıl, paskalyada tantanalı bir şekilde “gelecek yıl Kudüs’te buluşmak “ dileğinde bulunmuşlardı. Cami mihraplarının Mekke’ye dönük oluşu gibi, yeryüzündeki bütün sinagogları cephesi hep Kudüs yönüne bakardı.
- İşin en gülünç yanı, savaşa en az katılan iki ülke- Lübnan ve Suriye- savaşın devam etmesini en çok isteyenlerdi.
- Hacı Emin, taraftarlarıyla Şam'da yaptığı bir toplantı sırasında en iyi komutanın ölümünü haber aldı. Yerinden kalktı. - Baylar, dedi ölgün bir sesle, size şehidimiz Abdülkadir Hüseyni’yi sunuyorum. Sevinin ve Allah'a şükredin. Emile Gûrî bu ölümün “Filistin direnme hareketinin sonu” anlamına geldiğini anladı. “Bizim irkımızdan gelenlerin hepsinde öyle bir şey var ki,” diye düşündü, “insana büyük önem vermesine, kahramana tapmasına yol açıyor. Kahraman öldüğünde de her şey yıkılıyor."
- "Hristiyanlığın en kutsal yeri olan Saint Sepulcre kilisesi Hazreti İsa'nın can çekiştiği ve öldüğü sanılan noktaya yapılmıştır"
- Birinci Dünya Savaşı sonrasında Orta Doğu politikasını dilediği noktaya götürmek için İngiltere'nin Filistin'e ihtiyacı vardı. Burası, Irak'ın akıl almaz zenginlikteki petrol yataklarıyla Taymis Nehri'ne kadar İngilizleşmiş hayati bir geçit olan Süveyş Kanalı arasında köprü görevini sağlayacaktı. Bu isteği gerçekleştirmek için, İngiltere, gösterişli bir şekilde, beş yüz yıllık Türk hâkimiyetini bir aydınlık Hristiyan üstünlüğü örneğiyle silmeye ve dağınık Yahudilere eski vatanlarının kapılarını açmaya girişmişti. Küdüs'e sömürge yöneticilerinin kaymağını yollamıştı. Ama sorunlar tümüyle üstesinden gelinemeyecek bir biçimde ortaya çıkmış ve başarısızlığının bilincine varan İngiltere, sonunda manda yönetiminden vazgeçmişti.
Kudüs Ey Kudüs İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Açık ara farkla okuduğum en iyi tarih kitabıydı! 600 sayfanın nasıl sadece bir yılı anlattığına hayret ettim. (1947-48) Roman gibi bir anlatıma dönüşmüş ama kurgu kesinlikle katılmamış. Tüm içerik somut belgeler ve yaşayanlardan yaşanılan dinlenerek oluşturulmuş. İsimler benim için oldukça kafa karıştırıcıydı bu yüzden okurken geçen isimleri not alarak beni tatmin eden bir okumaya ulaşabildim. Eğer tüm bu yaşananlar kurgusal bir kitapta anlatılsaydı, gerçek olmalarına asla ihtimal vermezdim. Ortadoğu tam bir entrika ve kaos bölgesi, bu kitaptan sonra çok daha net anladım. Çevirmen Aydın Emeç harika bir iş çıkarmış, es geçemeyeceğim, çok teşekkürler. Baskı noktasında keşke bu kadar hacimli bir kitap ciltli de basılıyor olsaydı diye düşünüyorum. 2006 da kitaptan uyarlanan filmi de mutlaka izleyeceğim. (nazlı)
Objektif gözüken Sinsi Propaganda Kitabı: Filistin tarihini araştırmamışlar için iyi bir yem! Kendine çok iyi tarafsız süsü veren oysa çok sinsi bir şekilde siyonizm propagandası yapan bir kitap. Masa başında yazıldığında dair en basit örnek Müftü Emin El Hüseyni'nin Abdülkadir El Hüseyni'nin amcası olduğunu söylüyor. (sayfa 106) Fakat bu tamamen uydurma. Sadece aynı sülaladen olmaları dışında bir akrabalık ilişkiler yok. İkincisi; Çok komik ve dehşet bir yalan olarak İngilizlerin Arap yanlısı ve Yahudi düşmanı olduğu bir çok yerde söyleniyor. (sayfa 151) Bunu reddetmeye bile gerek duymuyorum. Belfour deklarasyonunu yayınlanlayam ve 30 yıl Yahudilerin Filistin i işgaline açık açık destek veren, Albay Wingate eliyle Haganah I eğiten ve daha sayısız delillerle siyonistlere desteği ispatlanmış olan İngilizlerin yahudi düşmanı olduğunu söylemek okuyucularını alenen APTAL yerine koymaktadır. Şunu unutmayalım ki batı hiçbir zaman hakkın tarafında durmaz. Bununla alakalı çok daha ciddi ve derin araştırmalarla yazılmış eserlere başvurmak gerekiyor. Kenize Murat ın Toprağımızın kokusu, Gazzenin Gözyaşları-Erik Fosse, Zakkum Zeytin - Kıyamoğlu Sancaktar Bunları okuyun da gerçeği görün. (Bünyamin)
İncelemenin tamamı blog sayfamda: https://allahagrisi.blogspot.com/2018/09/suurundaysanz-anlarsnz-suara-113.html Tarihi, ansiklopedilerin kronoloji sayfalarındaki başlıklara ve izahatlere bakarak öğrenmek mümkündür. Daha somut verilere dayandığı için, gerçekliğine dair sorgulama yapmaya da daha az ihtiyaç duyulur. Ancak bir trajediyi anlamak için, muhakkak edebiyata ihtiyaç vardır. Çünkü korkunun, açıkça beyan edilmesiyle satır aralarında hissedilmesi arasındaki anlam çok büyüktür. Anlamak çözmeye yetmez; ancak insan bir kez hissettiğini ömrünce unutmaz. Bu yüzden, Kudüs üzerine yazılmış kronolojik verilerden ya da makalelerden ziyade, edebi bir anlatıma ihtiyacım olduğunu düşündüm. Kudüs hakkında yazılan kitapları araştırdığımda, maalesef eli yüzü düzgün bir Türkçe kaynağa rastlayamadım. Aslında bu yalnızca Kudüs’e özgü bir durum değil. Müslümanlık tarihine dair bir film sorgulaması yapılacak olsa, Çağrı filminden başka elle tutulur bir film akla gelmiyor. Kudüs özelinde bakıldığında ise, Türkçe başvuru kaynakları çok az. Aslında, konuya dair şuurun neden genişlemediğinin bir sebebi olarak da bu gösterilebilir. Yapılan çalışmaların pek çoğu başka dillerde. Kudüs… Ey Kudüs romanı özelinde konuşacak olursam; Amerikalı Larry Collins ve Fransız arkadaşı Dominique Lapiere’in, yaklaşık beş yıl süren araştırmaları ve 250’den fazla referans kaynağıyla derlenen “O Jerusalem” kitabı, Türkçeye 1973 yılında Aydın Emeç tarafından kazandırılmış. 4 bölümden oluşan kitap, esas itibariyle 29 Kasım 1947 yılında BM Genel Kurulu’nda oy birliğine varılan Kutsal Toprakların Paylaştırılması kararından, 17 Temmuz 1948’de anlaşılan ateşkese kadar süren iç savaşı ele alıyor. Bu süreç içerisinde meydana gelen olayların sebeplerine de, tarihsel süreçteki önemlerine atıf yapılarak vurgu yapılıyor. Bugüne dek pek çok dile çevrilmiş olan kitabın akıcı bir anlatıma sahip olması, okuyucuyu sürükleyen en önemli etken. Yaşananlara bu kadar parlak bir projeksiyon tutabilmesini sağlayan en önemli unsur ise, 1948 yılında savaşı bizzat yaşayanlarla yapılan mülakatlarla beslenmesi, yer yer onların ağzından çıkan sözlerle desteklenmesi ve dönemin sosyal hayatını an be an yansıtarak okuyucuya ulaştırabilmesi. Bir yanda askerî savaşlar sürerken, diğer yanda uzun zamandır Kudüs’te birlikte yaşayan Arap ve Yahudi halklarının yaşamlarına etki eden tesirleri, korkuları, yıkıntıları çok açık şekilde okuyucuya sunuyor. (Beytullah Kurnalı)
Kudüs Ey Kudüs PDF indirme linki var mı?
Dominique Lapierre - Kudüs Ey Kudüs kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kudüs Ey Kudüs PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Dominique Lapierre Kimdir?
Dominique Lapierre, 1932 yılında doğdu. Uzun yıllar kıdemli muhabir ve editör olarak Paris-Match’de çalıştı. Fransa’da birçok kitabı yayınlandı. Aralarından bazıları, Lafayette Üniversitesi’ne gittiği ve babasının Fransız diplomatı olarak görev yaptığı Birleşik Devletler’le ilgili bilgilerine dayanmaktadır. Larry Collins’le 1955 yılında, Collins Birleşik Devletler ordusundayken, kendisi de SHAPE Genel Merkezi’nde muhabirken tanıştı. Arkadaşlıkları sayesinde, on yıl sonra uluslararası çok satan kitapları Is Paris Burning?’i yayınladılar.
Dominique Lapierre Kitapları - Eserleri
- Yasımı Tutacaksın
- Kudüs Ey Kudüs
- Bu Gece Özgürlük
- Mahşerin Beşinci Atlısı
- Bu Gece Özgürlük
- Bu Gece Özgürlük
- Paris Yanıyor mu ?
Dominique Lapierre Alıntıları - Sözleri
- Deir Yasin... Yahudiler kurbanlarını taş ocağına taşıdılar ve üst üste yığdılar. Sonra bu korkunç ölü yığınını ateşe verdiler. "Pırıl pırıl bir ilkbahar günüydü," diye hatırlıyor Shaltiel. "Badem ağaçları binbir çiçek açmıştı. Ama her yerde ölümün iğrenç kokusuyla taş ocağında yanan ölülerin geniz yakan dumanı dolaşıyordu." 9 Nisan 1948 (Kudüs Ey Kudüs)
- "..yasalarından yoksun bırakılmış şu zavallı halklara" hükmetmek için yaratılmışti. . (Bu Gece Özgürlük)
- “Cami mihraplarının Mekke’ye dönük oluşu gibi, yeryüzündeki bütün sinagogların cephesi hep Kudüs yönüne bakmaktadır.” (Kudüs Ey Kudüs)
- Eğer hiç aç kalmadıysanız asla anlayamazsınız (Yasımı Tutacaksın)
- Bütün dillerde Yahudileri eski ülkelerinde toplama isteğini dile getiren Siyonizm sözcüğü bile, Kudüs’ün merkezinde yükselen Siyon Tepesi’nin adından geliyordu. İbranice de Sion ‘seçilmiş’ anlamına geliyor, yirmi beş yüzyıldan beri de Kudüs’ü, İsrail halkının umudunu belirtiyordu. (Kudüs Ey Kudüs)
- Esk bir matador, "Sorun halkın boynuzları, boğanınkiler değil," demişti.. (Yasımı Tutacaksın)
- Bu sanatı sevmek, herkesin koşarak arenanın gişesine gidip bilet almasına neden olabilirdi ama insanları arenadaki kumların üzerine sürükleyen şey açlıktı. (Yasımı Tutacaksın)
- boyun eğerek yaşamaktansa ölmek daha iyidir (Yasımı Tutacaksın)
- Yine de Abdullah Tell herhangi bir tartışmaya girnek niyetlisi değildi. Şartları basit ve dürüsttü. Bütün sağlam erkekler tutsak edilecekti. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar Yeni Şehir'e gidebileceklerdi.-Yaralılar durumlarının ağırlığına göre tutsak edilecek ya da bırakılacaklardı. Haganah saflarında birçok kadının da çarpıştığını bildiği halde, Abdullah Tell bunlardan hiçbirisini tutsak etmek istemedi. (Kudüs Ey Kudüs)
- ...ender görülen bir devrimci. Çelik çerçeveli gözlükleriyle, ancak yemek yerken taktığı pırıl pırıl takma dişleri, yanı başında duruyordu. Kısacık boyu, elli iki kiloyu bulan ağırlığı, gövdesine göre ölçüsüz denecek kadar uzun kolları ve bacakları, incecik, kül rengi bıyıklarının üzerindeki basık burnuyla insana yaşlı bir leyleği hatırlatıyordu. Cirkinliğine rağmen Gandhi'nin yüzü, ona hayat veren, sürekli heyacanı, duyguları ve muzipliğinin yansımasıyla, garip bir güzellik saçıyordu.. (Bu Gece Özgürlük)
- Hayatımızın değeri ne? diye sordu askerlerine. Görevimize oranla bir hiç. Unutmayın: Burada savunduğumuz Kudüs'ün duvarlarıdır. (Kudüs Ey Kudüs)
- "Biz yoksul bir ülkeyiz." "Buna göre yaşamayı öğrenmeliyiz." John Maynard Keynes (Bu Gece Özgürlük)
- İşin en gülünç yanı, savaşa en az katılan iki ülke- Lübnan ve Suriye- savaşın devam etmesini en çok isteyenlerdi. (Kudüs Ey Kudüs)
- Hindular için bir tek kusur vardır, o da "avidya"dır (cahillik) : Yani apaçık belli olduğu halde, Tanrının hiçbir şeyde varlığını "görmemek." . (Bu Gece Özgürlük)
- ...herhalde sizi Majestelerinin Hükümetinin otoritesinin de üstüne çıkartacak olağanüstü yetkiler talep etmiyorsunuz, değil mi? "Korkarım ki istediğim şey, tam bu ışte," . (Bu Gece Özgürlük)
- Cumhuriyetin ilanı bizde büyük umutlar uyandırmıştı. (Yasımı Tutacaksın)
- "Hristiyanlığın en kutsal yeri olan Saint Sepulcre kilisesi Hazreti İsa'nın can çekiştiği ve öldüğü sanılan noktaya yapılmıştır" (Kudüs Ey Kudüs)
- "Hükümeti devamlı sırtımda hissedersem, ciddi olarak nasıl müzakerelere girişmemi bekleyebilirsiniz." . (Bu Gece Özgürlük)
- “Yoksullar içinde yaşayıp yoksulluk gördüm, Hiç ağlamadım... Para benim neyime. Yalnızım, kalbim kan ağlıyor...” (Yasımı Tutacaksın)
- "Hava her gün bir parça daha bozuluyor." (Bu Gece Özgürlük)
Editör: Nasrettin Güneş