Kubbe'nin Altında - Stephen King Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kubbe'nin Altında kimin eseri? Kubbe'nin Altında kitabının yazarı kimdir? Kubbe'nin Altında konusu ve anafikri nedir? Kubbe'nin Altında kitabı ne anlatıyor? Kubbe'nin Altında kitabının yazarı Stephen King kimdir? İşte Kubbe'nin Altında kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Stephen King
Çevirmen: Pınar Öcal
Orijinal Adı: Under The Dome
Yayın Evi: Altın Kitaplar
İSBN: 9789752113244
Sayfa Sayısı: 1024
Kubbe'nin Altında Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
119 Karayolunun aşağısında, Chesters Millde kıyamet kopmak üzere...
Güzel, güneşli bir günde küçük kasabanın dünyayla olan bütün bağlantısı görünmez bir güç tarafından kesilir. Uçaklar görünmez bir kalkana çarpar, şiddetli bir yağmur önüne geleni yıkıp yerle bir eder. Kubbe yavaş yavaş alçalırken bahçevanın eli kopar. Arabalar infilak eder. Aileler birbirinden kaçar, herkes panik içindedir. Hiç kimse bu kalkanın nedenini, neden, ne zaman geldiğini ve ne zaman ortadan kalkacağını bilemez. Bir Irak savaşı gazisi ve acımasız bir politikacı Kubbenin altındaki gücü ele geçirmeye kararlıdır, ama onların asıl düşmanı Kubbe dir, çünkü zaman gittikçe azalmaktadır.
Kubbe'nin Altında Alıntıları - Sözleri
- Kontrolünü kaybetme!
- Yarı cahillik tehlikeli bir şeydir.
- İnkâr yerini kabullenmeye bırakır, kabullenme de bağımlılığı besler.
- üniformaları giymiş insanlar vardı ve en azından o ifadesiz yüzlerin bazılarının gerisinde düşünen beyinler olmalıydı
- Kendine bunu söylemeyi sürdürürsen bir seyler yapmayı başarırsın.
- Andy rüyadaymış gibi, "İçlerinden biri ölmüşse iki kişi bir sırrı saklayabilir," dedi.
- "Korkak bir lider dünyanın en tehlikeli insanıdır."
- “Beni öldürmeyen şey daha da güçlü kılar.”
- topu kendin atmadığın zaman, yani atamadığın o ender durumlarda daima doğru insana pas vereceksin
- Korkmuş insanlar suç ortaklığina çok inanırdı.
- Bilmek iyiydi ama inanmak daha önemli çünkü bazı şeylere inanmak lazımdı.
- insanlar garip bir oyun oynuyormuş gibi kan ve yıkım görmeyi severdi Elbette böylesi durumlarda çok insan toplanırdı,
- Günah işlediğim için kusura bakma.Eminim Tanrı affeder
- Büyükler çocukları asla görmezler
- iyi bir gün iyi bir kahvaltıyla başlar
Kubbe'nin Altında İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yorucu bir okuyuş oldu. Stephen King tarafından yazılmış bin sayfalık bir romandan büyük bir beklentide olmak da buna etki etti tabii. Nitekim ne O, ne de Mahşer'de bu kadar sıkılmadım, bu kadar bir durağanlık yaşamamıştım. 1976 yılında romanın temelini atmış olan King, kendi söylemiyle daha ilk sayfalardan kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp kaçmış. Ve nihayet 30-35 sene sonra tekrardan yazılarak okurlara ulaşmıştır. Ve ben de yine King'in meşhur ağız yapısı şöyle söylemek durumunda kaldım: Keşke o kahrolası kitabı en hızlı ve deli çağında yazmış olsaydın. Fakat yazarın ortaya attığı kurgu bu kitabın o tarihlerde gerçekten de yazılamayacağını gösteriyor. Çünkü bir kasabanın üzerine çöken sinir bozucu bir kubbe iniyor. Şeffaf renkte, ne içine ne de dışına bir şeyi geçirmeyen bir kubbe. Eh böyle bir kubbenin içinde de kurgunun zengin olması adına çok şeyler olması lazım. Teknolojinin zayıf olduğu bir 70'li yıllar değil; cep telefonu, mail, füze ve her türlü materyalin olduğu bir milenyum yılı olması daha kolay yazdıracaktır romanı. Bundan dolayı King, sadece Kubbe'nin içinde insanların yaşadığı bir kaos değil, aynı zamanda Kubbe'nin telefon gibi haberleşmelerle dışarıdaki insanlarca da gözlemlenmesini istemiştir. Başlangıç olarak aynı Mahşer gibi güzel başladı roman. Ve yine Mahşer gibi kısa sayfalarla kasabanın insanları tanıtılmaya başlanıyor. Ve siz de ister istemez hazırlık yapıp, güzel bir maceraya atılmak istiyorsunuz. Ama 100 sayfadan sonra bu hayaller suya düşüyor tabii. Bu kısımdan sonra da yukarıda belirttiğim gibi yazarımız da aynı Kubbe içi insanları gibi köşeye sıkışıyor. İşte roman yazmak böyle bir şeydir. Yazar da yazarsınız fakat genel bir plân olmazsa her sayfasının voltajı aynı olan bir roman olur. Mesela bu kitap bin değil de orta ölçekli bir 600-700 sayfada da güzel bir final yapabilirdi ki kitap bence gereksiz uzatılmış. Hele ki romanın yarısına kadar geliniyor fakat kaos adına hiçbir şey yok. İnsanlar sanki Kubbe'yi hiç tınlamıyor. İşte bu da bizdeki tansiyonu düşürüyor. Bir polisiye yazar gibi uçarcasına bir şeyler beklemiyoruz ama ''Pedalı sürekli basılı tutulacak bir roman yazmaya çalıştım'' diyen bir ustanın sözünü tutmasını bekliyorduk. Aslında çok da güzel bir kurgusu var romanın. Mesela Kubbe'nin içinde çok şeyler yapılırdı bence. Örneğin yazarın ustalaştığı korku-gerilimin bir parçası dahi yansımamış esere. Oysaki Mahşer'de ne tırsmıştık veya çocukça gibi gelse de O'da? Son olarak buraya kadar olumsuz yazsam da, ben King'i kendi kulvarında eleştirdim. Yani genel olarak okutturdu. Sadece çok şey beklememek gerekir. Ama Kubbe içi geçen çoğu konuşmalar, verilmek istenen dini ve sosyal mesajlar, yöneticilerin halkı bir koyun gibi yönettiğine dair gerçekler bir bir suratınıza çarpılacak. Kasaba üyesi Koca Jim'in mükemmel diktatörlüğü ve kurnazlığı halkın ne kadar aptal olduğunu gösterecek. Kelebek gibi davranıp arı gibi soktuğunu göreceksiniz. Bir de şu King'in romanlarını seviyorsam bu kesinlikle kendisinin farklı tarzıdır. Dobra konuşması, tamamen gerçekleri söylemesi ve anlatım stili çok iyi gerçekten. Mesela romanda bir sahne var: Bir kadının evine serseri geliyor, kadın kapıyı açıyor ve tam o sırada kadın korkudan geri geriye gidiyorken ayağına oğlunun 'çufçuf' u takılıyor ve düşüyor. İşte burası çok önemli.:) Çoğu yazar orayı kişinin ayağına takılan bir oyuncak treni olduğu söyler ama King kesinlikle öyle cümleler kurmaz. Çufçuf der ve çok şey anlatır: trajedi, mizah, korku ve gerçekler... (İsmail)
Kubbe'nin Altında kitabını 2017 yılında satın almıştım ve o zamanlar için kitap bana fazla kalın ve zor gelmişti bu yüzden kitabı kitaplığıma koyup uzun bir süre elime almadım. Şu evden çıkmadığım günlerde tekrardan bir şans vermek istedim ve iyi ki vermişim diyorum. Kitap ilk 200 sayfa yavaş ve ağırdan alarak başlıyor ve kitap sizi yavaş yavaş kendine bağlıyor. King kaos ortamını çok başarılı bir şekilde yazmış. Olaylar sanki film izliyormuşum gibi gözümün önünde canlanıyordu. Dışarı çıkamadığım şu dönemlerde okuduğumdan dolayı kendimi kitaba daha çok kaptırdım ve kitabın son sayfaları o kadar heyecanlı ve yorucuydu ki kitap bittiğinde rahat bir nefes alabildim. Bu şaheseri herkese tavsiye ederim. (Kartal Efe Ari)
Merhaba güzel dostlarım. Uzun zaman sonra uzun bir Stephen King kitabıyla beraberiz. Ayrıca uzun zamandır da böyle uzun bir kitap okumuyordum ve her kitap çok çabuk bittiği için beni birkaç gün oyalayacak bir kitaba ihtiyacım vardı ve o da oldu. Kitabın ilginç bir hikayesi var aslında. Kitabın taslak metni diyebileceğimiz 50 sayfalık kısmını kaybettiği yönünde ve bir diğer hikaye ise yazarken yazdıklarından adeta korkarak, devamını getiremeyerek yaklaşık 30 yıl ertelediği yönünde. Takdir sizin. Ancak şöyle bir gerçek var ki 3. kişi bakış açısıyla anlattığı bu romanda tarafsızlık yok, aksine bazı karakterlere acıma var diyebilirim. Maalesef öyle olmayacaktı, sonra buna pişman olacaktı gibi parantez cümleleri de bunu kanıtlıyor zaten. Konu olaraksa Maine’deki Chester’s Mill Kasabası’nın gizemli bir güç tarafından, ki buna KUBBE gibi bir ad veriliyor, ele geçirilmesi, dünyanın kalanıyla bağlantısının kaybı, kasabalıların yaşadıkları ve bu yaşananlardan öyle bir psikolojik tahlil yapılıyor ki sanki 2. Dünya Savaşı dönemini yaşamış birinin ağzından olayları dinler gibisiniz. İnsanların birbiriyle başta su ve yemek sonra da elektrik, benzin ve uyuşturucu da dahil tüm her şey için kıyasıya mücadele etmesini anlatıyor. Ayrıca toplum tarafından kabul görünmeyen cinayet, tecavüz, taciz gibi vakalara da büyük tahliller getirmiş. Bazı karakterlerin adeta canına okumak istiyorsunuz. Korku ve Gerilim’i aynı anda yaşatması da oldukça güzeldi. Yani bir bakıyorsunuz uçaklar düşüyor, bombalar patlıyor ama o alana hiçbir şey etki etmiyor. Çaresizsiniz, hükumet internetinizi kesiyor derken ortada kalıyorsunuz ve oldukça büyük bir gizem var. Bunun farkındasınız ama ne olduğunu bilmiyorsunuz. Kulakları çınlasın (Ali İhsan Yavuz) hiçbir şey olmasa bile kesin bir şey oldu, durumu yaşıyorsunuz ve açıkçası böyle bir şeyle karşılaşmak bile istemezdim. Ayrıca dizisinin çekildiğini de öğrenmek beni mutlu etti. Açıkçası seyirci kitlesi 15 milyona ulaşmış, senaryosunu Stephen King’den almış bir dizi yahut film kötü olamaz diye düşündüğümden, müsait bir zamanda seyretmeye de karar verdim ancak bu aylar alabilir. Genel de yönetmen kaynaklı olarak Stephen King filmlerini yapamıyorlar ama seyredilme sayısına bakarak dizi adına da umutluyum ve bir göz atacağım. Saygılar. Bu ay okuduğum 40. kitap olması da acaba kendimi manyak gibi hissetmeme mi neden olsa yoksa gurur mu duysam buna gerçekten karar veremiyorum. İlginç, ilginç ve oldukça ilginç bir durum. Gerçi kendimden böyle şeyler bekliyorum. Ama mutlaka bir yıl gelecek, 365 günde 365 kitap hayalimi gerçekleştireceğim. Bu 1 yıl sonra da olabilir, 10 yıl sonra da olabilir ama bunu yapacağım, inşallah. Hepinize de bol kitaplı seneler ve keyifli okumalar dilerim. Esen kalın, Allah’a emanet olun efendim.. (Sadık Kocak)
Kitabın Yazarı Stephen King Kimdir?
Stephen Edwin King (d. 21 Eylül 1947; Portland, Maine), ABD'li hikâye ve roman yazarı.
Genellikle gerilim ve korku türünde eserler vermiştir. Kitaplarının çoğu Türkçe'ye de çevrilmiştir. İlk romanı Göz (Carrie) 1974 yılında yayınlanmıştır. Özellikle 1982 yılında başlayıp, 2005 yılında sona erdirmiş olduğu Kara Kule (The Dark Tower) serisi ile ünlüdür. Pek çok kitabı senaryolaştırılıp beyaz perdeye aktarılmıştır.
İlk profesyonel kısa öykü satışını "The Glass Floor" adlı öyküsüyle Starling Mystery Stories'e yapmıştır(1967). Kendisini tekrar ettiği gerekçesiyle 2002 yılında yazarlığı bıraktığını açıklamıştır. Ancak bu kitaptan sonra birçok yeni eser verdi. Kingin en son romanı 2009 Kasımında yayımlanan Under the Dome (Kubbenin Altında) olup, New York Times En Çok Satanlar listesinde uzun süre 1 numarada kaldı. 2010un Ocak ayında, King yazılmış halde olan ve basılmayı bekleyen iki kitabı daha bulunduğunu açıkladı
Stephen King Kitapları - Eserleri
- Göz
- Maça Kızı
- Medyum
- Karanlık Öyküler
- Yeşil Yol
- Kara Ev
- Christine
- Yüzyılın Fırtınası
- Sadist
- Kara Kule - Jericho Tepesi Savaşı
- Hayvan Mezarlığı
- 22/11/63
- Tom Gordon'a Aşık Olan Kız
- Kubbe'nin Altında
- Duma Adası
- O
- Kujo
- Hayaletin Garip Huyları
- Kemik Torbası
- Yaratık
- Silahşor
- Üç'ün Çekilişi
- Çorak Topraklar
- Büyücü ve Cam Küre
- Anahtar Deliğinden Esen Rüzgar - Kara Kule 8
- Mahşer
- Zifiri Karanlık Yıldızsız Gece
- Kara Kule - Gilead'ın Düşüşü
- Calla'nın Kurtları
- Susannah'nın Şarkısı
- Kule
- Ceset
- Tepki
- Sis
- Karanlık Çökünce
- Kara Kule Silahşör - Yolculuk Başlıyor
- Falcı
- Çağrı
- Ejderhanın Gözleri
- Ruhlar Dükkanı
- Tılsım
- Cep
- Çılgınlığın Ötesi
- Eğlence Parkı
- Doktor Uyku
- Gece Yarısını 2 Geçe
- Gece Yarısını Dört Geçe
- Dolores Claiborne
- Rüya Avcısı
- Buick 8
- Oyun
- Azrail Koşuyor
- Rüyalar ve Karabasanlar
- Rüyalar ve Karabasanlar 2
- Korku Ağı
- Ateş Yolu
- Düzenleyiciler
- Hayatı Emen Karanlık
- Şeffaf
- Colorado Kid
- Yazma Sanatı
- Kurtadamın Döngüsü
- Bay Mercedes
- Ölüm Hücresindeki Fare
- Bir Aşk Hikayesi
- Diriliş
- Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli
- Amerikan Vampiri
- Uykusuzluk
- Kim Bulduysa Onundur
- Kara Kule - Silahşör'ün Doğuşu
- Kabuslar Pazarı
- İki Ölü Kız
- Coffey'nin Elleri
- Ölümün En Kötüsü
- Coffey Yeşil Yolda
- Gece Yolcuları
- Ölüm Dansı
- Rüyalar ve Karabasanlar 3
- Son Nöbet
- Gwendy’s Button Box
- Kara Kule - Eve Giden Yol
- Kara Kule - İhanet
- 1922
- Uyuyan Güzeller
- Yüzyılın Suçlusu Blaze
- Yabancı
- The Method of Breathing
- Siyah Takım Elbiseli Adam
- Hekayələr
- If It Bleeds
- Later
- Blockade Billy
- Elevation
- Enstitü
- In the Tall Grass
- Kan Varsa
- You, Human
- Rita Hayworth and Shawshank Redemption
- IT
- Joyland
- Billy Summers
- Everything's Eventual 1408
Stephen King Alıntıları - Sözleri
- silahşor, “gerçek aşk sıkıcı bir şey,” diye tekrarladı. “bağımlılık yaratan herhangi güçlü bir uyuşturucu gibi ve bütün güçlü uyuşturucular gibi de.. (Büyücü ve Cam Küre)
- Bu dünyada efendice oyun kaybedenler de vardır, kederli, somurtkan, küstah ve ağlamaklı olanlar da. Bir de en berbat kaybedenler olabilir. Ronnie işte bunlardandı. (Maça Kızı)
- Kendi kendine, en son ne zaman şöyle içten, katılırcasına güldüm diye sordu. Bana çabalarla dolu kurşuni hayatım boyunca hiç gülmemişim gibi geliyor.. (Azrail Koşuyor)
- " Mutlu gözüküyorsun ama bence bu sadece takındığın bir maske. Bence sen hiç de mutlu değilsin. " . (Çorak Topraklar)
- Bazen insanın elinden gülmekten başka bir şey gelmiyor... Bazen de durum ne kadar kötü olursa olsun dayanamayarak gülüyorsunuz... (Christine)
- ...yedide tekrar uyanırdım ve gün boyunca kendimi başka birinin kabusunda rol alan bir oyuncu gibi hissederek dolaşırdım. (Uykusuzluk)
- Gerçeklerin insanı özgür kılacağını her kim söylemişse muhtemelen aptalın tekiydi. (Buick 8)
- Ancak son günlerde başkalarının bizi ne kadar sık ve ne kadar çok etkilediklerini öğrendim. Bu kontrolümüz ve kendimize güvenmemizle gururlandığımız zamanlarda bile böyle. (Oyun)
- Bir kadının elinin değdiği her yer cennete dönüşüyor... (Uykusuzluk)
- - Nasıl oluyor da kötü adamlar hakkındaki kitaplar hep çok satıyor? + Çünkü kötülük satar, dostum. (Amerikan Vampiri)
- İnsanoğlu çok tehlikeli bir hayvandır. (Cep)
- " Savunmasız, güzel ve yalnız. Onu bırakamam. Gülü korumam gerekiyor. " . (Çorak Topraklar)
- Yabancıdan kaçabilirsin ama kendi kendinden kaçamazsın. (Medyum)
- Unutmak her zaman istek dışı bir süreç değildir. Bazen insan isteyerek unutur.. (Duma Adası)
- ''Unuttuğunu hatırlayacaksın.'' (Doktor Uyku)
- Aklındaki tek şey koşmak, aydınlıktan kaçıp karanlığın içine gizlenmekti. (Göz)
- ...yatağına uzanıp gözlerini karanlığa dikerek uyumayı veya sabahın olmasını bekliyor ; hangisi daha önce gelirse... (Son Nöbet)
- Sorunların mi var ? Öyleyse dünyaya hoş geldin , Dennis. (Sis)
- "..fikir denilen şey kıç gibidir, herkeste bir tane vardır." (22/11/63)
- Ve sen de başbelası olarak hamamböceği düzeyinden az daha büyücek bir haşaratın düzeyine çıkmadan buradan çıkıp gitsen iyi edersin. (Coffey Yeşil Yolda)