Köpekçe Düşünceler - Rasim Özdenören Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Köpekçe Düşünceler kimin eseri? Köpekçe Düşünceler kitabının yazarı kimdir? Köpekçe Düşünceler konusu ve anafikri nedir? Köpekçe Düşünceler kitabı ne anlatıyor? Köpekçe Düşünceler PDF indirme linki var mı? Köpekçe Düşünceler kitabının yazarı Rasim Özdenören kimdir? İşte Köpekçe Düşünceler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Rasim Özdenören
Yayın Evi: İz Yayıncılık
İSBN: 9789753553933
Sayfa Sayısı: 152
Köpekçe Düşünceler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kelimelerden birinden bir hakaret kokusu alınabilir; ötekinden de yan yana getirilmemesi gereken iki kavramın (köpek ve düşünce) bir arada kullanılmış olmasından doğan bir zorluk ortaya çıkabilir. Fakat hemen söyleyeyim: Köpek derken, doğrudan, bir hayvan olarak köpek türünü kastediyorum. Köpekçe düşünceler derken de, bir köpeğin, kendisi olarak, dünyada ihraz ettiği yer açısından dünyaya nasıl baktığını tahayyül etmeye çalışıyorum.” diyor bu eserinde Özdenören. Çarpıcı bir başlık ve sarsıcı metinler…
Köpekçe Düşünceler Alıntıları - Sözleri
- Nüfusunun yüzde doksandokuzunun müslüman olduğu söylenen bir ülkede, "şeriatçı" adlandırmasının yadırganması tuhaf değil mi? Çünkü şeriat, Kur'an ve Sünnet hükümlerinin tamamı demektir.
- Türkiye'de bu gün bazı insanlara "şeriatçı" denilmektedir. Bu kelimeyi köken olarak incelersek "şeriattan yana" anlamına geldiğini herkes bilir ve anlar. Nüfusunun yüzde doksandokuzunun Müslüman olduğu söylenen bir ülkede, "şeriatçı" adlandırılmasının yadırganması tuhaf değil mi? Çünkü şeriat, Kuran ve Sünnet hükümlerinin tümü demektir. Kendisine Müslüman'ım diyen insanların esasen ve tabiî olarak bu hükümlere bağlı olduğu varsayılır. Hal böyleyken, şeriat kelimesine yüklenen yeni anlamlar dolayısıyla bu kelime artık ürkütücü bir adlandırma biçiminde telakki edilir olmuştur. Hatta suç olarak nitelendirilenlere bile rastlanabilmektedir. Kelimeye yüklenen bu yeni ve ürkütücü anlam dolayısıyla, İslâm ve şeriat kelimelerini ayırma temayülleri bile görülmektedir. Oysa son tahlil de, bu iki kelimeden biri bir dinin, öteki o dine ait hükümlerin adından ibarettir.
- İnsan, hayal ederek mi gerçeği anlamaya başlıyor, yoksa gerçekle hesaplaşarak mı hayale ulaşıyor?
- Kendini kandırabilme yeteneği yalnızca insana mahsustur.
- Her şey orantılı bir biçimde, yani birbirine oranlanarak değiştiğinden, böylece belki de "çağdaş insan"ın talihi diyebileceğimiz bir gerçek duruyor karşımızda: hamam böceğine dönüşmüş olan "çağdaş insan", tıpkı gerçek bir hamamböceği gibi kendi bilincinde bulunmuyor. Ve zaman zaman gerçek bir hamamböceği gibi ve bir hamamböceği olarak ayakaltında kalıp ezildiğini fark etmiyor. Ezilmiş olduktan sonra bunu fark etmesi zaten fizik olarak imkânsız hale geliyor.
- Guicon eyaletinde eşek yokmuş. Bir gün bir adam bir eşeği bu eyalet getirmiş, fakat oradaki dağlar yüzünden istifade edememiş ve salıvermiş. Bir kaplan eşeği görmüş, eşeğin heybetinden korkmuş ve onu bir tanrı sanmış, bir yere gizlenip eşeği gözetlemeye başlamış. Bir ara eşeğe yaklaşmış, eşek farkında değilmiş gibi davranmış. Ertesi gün eşek anırmış, kaplan eşeğin sesinden dehşete düşüp kaçmış. Kaplan geri dönüp eşeğe bakmaya başlamış, bir yandan da korkuyormuş. Fakat içinden eşeğin fazla yetili bir yaratık olmadığını da sezinlemeye başlamış; çünkü onun anırmasına da yavaş yavaş alışmaya başlıyormuş. Böylece eşeğe yaklaşarak onu bir önünden, bir arkasından yoklamaya başlamış, eşek de hiddetlenip kaplana bir tekme atmış. Kaplan sevinmiş, çünkü eşeğin başka bir marifeti olmadığını böylece öğrenmiş. Ve üzerine atılarak eşeğin boğazından ısırmış ve onu yemiş.
- Kendini kandırabilme yeteneği yalnızca insana mahsustur.
- ... Günümüzde, Müslüman'ın içinde doğup yaşadığı ve öldüğü bir "İslâmî çevre"nin mevcut bulunmayışı, Müslüman sanatçının karşı karşıya bulunduğu tehditlerden biridir. Günümüz Müslüman'ı halen, objektif olarak, gündelik hayatını dinden soyutlanmış bir ortamda sürdürmek zorunda bırakılmıştır. Hayatın iktisadî, siyasî vb. veçheleri dinden kopartılmıştır. Böylece ibadetler bile kendi özgül kutsal muhteviyatından boşandırılmış (yalıtılmış) bir ortamda gerçekleştirilmekte; böylece insan sadece ibadetlerinin değil, kendi anlamının mahiyetine nüfuz etmekten de mahrum bırakılmış bir ortamda yaşamaktadır. Böylece Müslüman sanatçının ibda etmeyi başardığı eseri yapıntılı bir kültür ortamının ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, söz konusu ürünlerin, içinde yaşanılan dünyada her zaman nesnel bir karşılığının bulunmayabiliceğini anlatmış oluyoruz. Fakat bu durum, düz anlamıyla bir "kaçış edebiyatı" anlamına da gelmiyor. Müslümanlar, günümüzde, iktisadî sorunlardan siyasî sorunlara, genel kültür sorunlarından filozofik sorunlara kadar geniş bir spektruma ilgilerini yöneltmiş bulunuyorlar.
- Takdir hakkımızı kullanarak ulaştığımız öznel yargılarımızın tutarlılığını, kullanılan ölçütler ortada ve belli olduğu için, nesnel çerçevede tartışabiliriz. Ortada bir yanlışlık varsa bunu nesnel olarak belirlemek imkân dahilindedir. Oysa her şeyin (bütün ölçütlerin ve yargıların) keyfe göre belirlendiği ortamda, tartışma mümkün değildir; ortaya olsa olsa bir kör dövüşü çıkabilir.
- Hayal mi gerçeğin içinden çıkıyor, gerçek mi hayalin?
- İbn-i Arâbî , Hakîkâte akıl ve tefekkür yoluyla ulaşılamayacağını beyan ederken insanı çaresiz bir biçimde ortada bırakmıyor; fakat hakîkâte nasıl ulaşılabileceğinin yöntemini de gösteriyor: "Kim akıl ve tefekkür sayesinde Allah'ı bilmek isterse,onda bu bilgi meydana gelmez. Sen Allah'ı bizzat Allah'ın kendisinden iste. O zaman O'nu kendine 'kendinden daha yakın' bulacaksın. Allah'ı bilmek, ancak O'na yaklaşmak suretiyle olur; isbat suretiyle değil."
- "Ya Rabbi, bana eşyanın hakikâtini öğret!"
- İnsanlar kendilerini çalışmadıkları halde çalışıyormuş gibi gösterebilirler, dahası bunun adını da koyarlar ve mesala kendi aralarında bu durumda bulunanlara "gizli işsiz" diyebilirler. Fakat bal imal eden hiçbir arı gizli veya açık işsiz olmaz, olamaz. Onun işlevinin bitmesi ölüm anıyla örtüşür. Hiç bir arının canı aylaklığı çekmez. Çünkü onda aylaklık fikri yoktur. Hiç bir hayvan kendisini kandırmaz, kandıramaz. Kendini kandırabilme yeteneği yalnızca insana mahsustur.
Köpekçe Düşünceler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Dizge Hatası, Esere Gölge Düşürüyor: Dil: Sade ve anlaşılır. Konu dizgesi: Konuların bir kısmı bağımsız, bir kısmı bağımlı; genel manada Edebiyat ve Sanat alanındaki görüşlerini içermekte. Daha iyi bir dizge ile daha anlaşılabilir ve sürükleyici kılınabilirdi. Fikri hayatı gerçekten zengin, merak ettiriyor ve alıntıları yaptıktan sonra çıkarımları şaşırtıyor. Örneğin; sanat kendisidir dediği kısım ve sanatın kendisi olduğunu ispatı harika. Okunabilir, kitabın en dikkat çekici özelliği ise şahsım adına "ismi" olsa gerek; çünkü isim çok farklı şeyler canlandırıyor insanın zihninde, fakat zihninizde hiç canlandırdığınız ile alakası olmayan bir eser. Vereceğim puan; 8 bunda ki sebepse "fikir zenginliği" hasebi ile. Dizge babında çok doyurucu değil, şahsım adına. (Burak)
Öncelikle kitabın isminden etkilenerek elime aldım ve arkasını okudum. Okuduktan sonra da çok beğendim ve aldım. Fakat kitabı zor bitirdiğimi söylemem gerek. Bir kere birbirinden bağımsız denemelerden oluşan bir kitap olduğunu hiç düşünmemiştim. Bazen arka arkaya birkaç denemenin konusu aynı olarak çıktı karşıma fakat çoğuda birbiriyle alakasızdı. Seçilen konular ise hiçte önem arzeden şeyler değil şahsımca. Üstelik hiç akışkanda değil ve karmakarışıktı. Anlamadığım bir sürü yazı okudum. Sanki Rasim Özdenören değilde kendince bir şeyler karalayan birinin yazılarını okudum gibi hissettim çoğu zaman. Beğendiğim cümleleri dahi daha güzel sunulabilirdi. Açıkçası çok zor okudum ve hiç beğenemedim ne yazık ki.. (AraF)
Rasim Hoca’nın fikirlerini az çok bilen birisiyim takip ettiğim kadarıyla. Sonuç itibariyle “ Yedi Güzel Adam” dan birisi. Güzel adamdır hakikaten. Fakat bu yazarımızın okuduğum 4. kitabı olmasına rağmen, henüz kalemine alışmış değilim. Yazdıkları akıcı gitmemekle beraber, çok karmaşık konulara değine biliyor. Sanırım benim için Rasim Hoca ilerki senelerde okunucak bir yazar. Kitapla ilgili pek bir şey anlamadığım için kitabı sunamıyorum. :) (samet kara)
Köpekçe Düşünceler PDF indirme linki var mı?
Rasim Özdenören - Köpekçe Düşünceler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Köpekçe Düşünceler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Rasim Özdenören Kimdir?
Rasim Özdenören (d. 1940, Maraş), Türk öykü ve deneme yazarı. İlk ve orta öğrenimini Maraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu şehirlerinde tamamladı. İ.Ü. Hukuk Fakültesini ve İ.Ü.Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdi. Devlet Planlama Teşkilatı'nda uzman olarak çalıştı. Bir ara araştırma amacıyla ABD'nin çeşitli eyaletlerinde, 1970-1971'de iki yıl kadar kaldı. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine geldi. Aynı bakanlıkta bir yıl da müfettişlik yaptı. 1978'de istifa ederek ayrıldığı devlet memurluğuna bir süre sonra tekrar döndü. Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme adlı hikayeleri ayrıca TV filmi yapılmış, bunlardan ilki, Uluslararası Prag TV Filmleri Yarışmasında jüri özel ödülünü almıştır.
Rasim Özdenören'in, Türk edebiyatında adını duyurmaya başladığı yıllar, köy romancılığının etkisinin artık azalmaya başladığı, varoluşçu yazarların etkisinin daha fazla hissedildiği yıllardır. O yıllarda roman ve öykü yazarları genel olarak Batı kaynaklı bir anlayışla, sanki dışarıdan bakan bir gözle eserlerini yazmışlardır. Özdenören ise daha çocukluğunda Anadolu'nun birçok ilini gezerek, orada yaşayarak, köyünü, kasabasını, şehrini tanıyarak, kendisine ';ayrıntı avcısı' dedirtecek bir özellik ve güçlü bir tasvir yeteneğiyle, insanın evrensel yanlarını öne çıkararak yazmıştır öykülerini. Yazar, gençliğinin ilk yıllarından itibaren kendine edebiyatı ciddi bir meşale olarak seçen insanlardan oluşan bir arkadaş grubuna dahil olmakla, sonraki yıllarda şekillenecek edebi şahsiyeti için çok önemli bir zemin bulmuştur. Bu arkadaş grubu Özdenören'in anlaşılmasında kilit konumdadır. Çünkü Özdenören'in okumaları, edebi ilgileri büyük oranda bu arkadaş grubunda şekillenmeye başlamış; sonraki yıllarda tanıştığı Sezai Karakoç'un etkisiyle bir bütünlük kazanmıştır. Özdenören'in Amerika'ya gidip orada iki yıla yakın bir süre kalması vesilesiyle çağdaş dünyanın en önemli merkezini tanımasının da eserlerine olumlu yansımaları olmuştur. O, yerli olmak nedir, bu nasıl gerçekleştirilir, sorularının cevabını öyküleriyle vermiş bir yazardır. Hikayelerinin kahramanları, çevremizde rahatlıkla görebileceğimiz, dokunabileceğimiz kişilerdir.
Rasim Özdenören, gerek denemelerinde gerekse öykülerinde, meselenin anlatmak olduğunu ilk öykülerinden başlayarak kavramış bir yazardır. O, İslami kimliğiyle tanınan bir öykücü olmasına rağmen öykülerinde hiçbir zaman, dönemindeki birçok yazarda görüldüğü gibi, inandığı şeyleri okuyucusuna dayatmamış, vermek istediği mesajı öyküyü örselemeden, akışı ve yapıyı bozmadan anlatmayı bilmiştir. Anlatırken de dili ustaca kullanmış, yer yer de adeta şiir yazmıştır.
Rasim Özdenören Kitapları - Eserleri
- Gül Yetiştiren Adam
- Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
- Müslümanca Yaşamak
- Kafa Karıştıran Kelimeler
- Çok Sesli Bir Ölüm
- Yeniden İnanmak
- Kuyu
- Ansızın Yola Çıkmak
- Çözülme
- Aşkın Diyalektiği
- Denize Açılan Kapı
- Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı
- İpin Ucu
- Eşikte Duran İnsan
- Uyumsuzlar
- Ben ve Hayat ve Ölüm
- Hastalar ve Işıklar
- Acemi Yolcu
- Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti
- Hışırtı
- Toz
- Yaşadığımız Günler
- Köpekçe Düşünceler
- Yüzler
- Çarpılmışlar
- İmkansız Öyküler
- Ruhun Malzemeleri
- Düşünsel Duruş
- Red Yazıları
- Çapraz İlişkiler
- Edebiyat ve Hayat
- Açık Mektuplar
- Kent İlişkileri
- İki Dünya
- Hadislerin Işığında Hz. Muhammed
- Yazı, İmge ve Gerçeklik
- Siyasal İstiareler
- İmkânsız Öyküler
- Elli Yılın Öyküsü
- Çözülme
Rasim Özdenören Alıntıları - Sözleri
- Çünkü bir sevgi daima, inanılmaz bir durum, ama, daima tahammül edilemez bir şeydir, insanca bir şey.. uzaklıklar, unutmalar.. bunlarla diri kılınabilirdi sevgi.. (Hışırtı)
- Kısır niyetler, kısır sonuçlar doğurur.Niyete bir aşkınlık yükleyerek, daha doğrusu aşkın niyetlerle yola çıkarak bereket ülkesine ulaşmak mümkünken, kendi nefsanîliğinin dar sınırları içinde kalmak onu eşya ile kendi nefsi arasındaki çorak bir alanda bırakır. (Yeniden İnanmak)
- "Senden uzak kalan tesellisini hasret yaşlarında bulur; düşünelim, ya seni bulan ne olur?" (İmkansız Öyküler)
- “Sevginin içinde o alevi söndürecek Tükenmekte olan fitil gibi bir şey vardır.” Shakespeare (İmkânsız Öyküler)
- "Kalplerimizi dinin üzerine sabit kıl" (İmkansız Öyküler)
- kentin bu derin uğultusu, bu sürgünlük ve krallık bir gün silinip gidecektir. ne tuhaftır ki, ebedîlik iştiyakı da bu sürgün hayatının ve bu fena olma halinin içinden sökün ediyor. (Kent İlişkileri)
- Ne zaman elimi ona doğru uzatsam elim boşlukta kalıyor. (Uyumsuzlar)
- Hakkın hiçbir zuhuratı yoktur ki, mümin için iman tazelemesine yol açmasın. (Müslümanca Yaşamak)
- Ve şimdi, öyle düşünüyorum ki, tecrübe denilen şey, insanın hayatında yer etmiş olan hayal kırıklıklarının toplamıdır. (İpin Ucu)
- O sıralarda ben kendim miyim, değil miyim, sorusunu tartışıyordu kafasında. Diyordu ki, ben kendimsem, benim benden ayrılmam, benim benden kaçmam mümkün olmamalı: ama ben kendim değilsem, ben kendimden kaçıp kurtulabilirim. (Elli Yılın Öyküsü)
- İnsanın, sevgisi ne türden olursa olsun, onun dışına çıkması diye bir şey söz konusu olmaz ki, onu denesin. Ve zaten böyle bir şey denenebilecek bir şey olsa, o deney o sevginin bitirilmiş olduğu yerde başlar. (Aşkın Diyalektiği)
- Hayatı elde tutmak ölümü ele geçirmekle, mümkün oluyor ve ölümün ele geçirilişi, onu ele geçirenin kendi ölümünü sonuçluyor. (Eşikte Duran İnsan)
- Durmak her zaman beklemek anlamına gelmez. (Toz)
- Onun görmesinden nereye kaçacaksın diye fısıldadı kadın... (Çarpılmışlar)
- Günümüzde kendisine Müslümanım diyenlerin çoğu "çağın gözüyle İslam'a bakma" yaklaşımını benimsemiş durumdadır.. Oysa Müslüman, çağın gözüyle İslam'a bakmaz, İslam'ın gözüyle çağa bakar.. (Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler)
- Dünya kendi dışında cebinde duran herhangi önemsiz yabancı bir nesne gibiydi. (Çarpılmışlar)
- İnsan, yeryüzünü kendisi için kötü bir döşek haline getirmiştir. (Red Yazıları)
- Özgürlüğümü yitirdiğim yalan. (Ansızın Yola Çıkmak)
- zaman zaman, dön dolaş aynı noktaya gelip takıldığımı, belki daha isabetli bir ifadeyle hiçbir yere kıpırdamamış olduğumu hissediyor; yalnız bunu hissetmekle de kalmıyor, bu hissi de daha önce yaşamış olduğum hissine yakalanıyorum. (Kent İlişkileri)
- "İslâm diyalektiğinin dışında kalan birine her çeşit izahın yetersiz ve kısır kalacağı aşikârdır. Böyle bir hükmün sırrını ancak bir mümin kavrayabilir." (Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler)