dedas
Turkcella

Kontrbas - Patrick Süskind Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kontrbas kimin eseri? Kontrbas kitabının yazarı kimdir? Kontrbas konusu ve anafikri nedir? Kontrbas kitabı ne anlatıyor? Kontrbas kitabının yazarı Patrick Süskind kimdir? İşte Kontrbas kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.03.2022 06:00
Kontrbas - Patrick Süskind Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Patrick Süskind

Çevirmen: Tevfik Turan

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750711213

Sayfa Sayısı: 56

Kontrbas Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Koku adlı romanı çoktan kült bir eser haline gelen Patrick Süskind, bu defa notaların dünyasına girmiş: Bir kontrbasçının öyküsünü, ses tonu giderek yükselen bir monolog biçiminde anlatıyor.

Kontrbas, cüssesiyle doğru orantılı olarak, müzisyenin evinde ve yaşamında büyük bir yer işgal ediyor. Kontrbas, müzisyenimizin hem dostu hem düşmanı; ondan kopamıyor ama onunla da olmuyor. Bu iri, hantal aletin altında eziliyor adeta. Önceleri, kontrbassız bir orkestranın düşünülemeyeceğini belirterek onu yüceltirken, monolog ilerledikçe, kontrbasa duyduğu nefret açığa çıkıyor. Ona göre bu enstrüman hep arka planda kalmaya mahkûm, bu nedenle çalanı da arka planda bırakıyor. 

Süskindin, sanatsal yaratıcılık ile memuriyet kalıpları arasındaki çelişki, hayatı cehenneme çeviren “ne onunla ne onsuz” sevgililer gibi konuları incelikle işlediği Kontrbas, ironik, sürükleyici bir kitap.

Kontrbas Alıntıları - Sözleri

  • ... Bakın ama öyle sık görülen bir şey ki. İyi olan ne varsa ölüyor, çünkü zamanın akışı iyinin karşısında. Ve bu akış önüne ne çıkarsa ezip geçiyor.
  • Kıskançlık yabancısı olduğum bir duygudur, çünkü değerimin ne olduğunu bilirim ben. Ama adalet hissim vardır.
  • İyi olan ne varsa ölüyor, çünkü zamanın akışı iyinin karşısında.
  • Kıskançlık yabancısı olduğum bir duygudur, çünkü değerimin ne olduğunu bilirim ben. Ama adalet hissim vardır.
  • Çıldırmamak işten değil. İşin sonu sefalet, öyle de böyle de ...
  • "Düşünmek," der, benim bir arkadaşım -kendileri yirmi iki yıldır felsefe okuyor, şimdi doktora yapmakta- "düşünmek, herkesin acemice uygulamasına gelmeyecek kadar güç bir şeydir." O da -benim arkadaş yani- oturup Hammerklavier Sonatı'nı çalmaya kalkmaz ki. Yapamaz çünkü. Ama her önüne gelen düşünebileceğini sanıyor, üstelik doludizgin, üstüne üstüne giderek, günümüzün büyük hatası bu işte, diyor arkadaşım; ve bu yüzden oluyor onca felaket, hep beraber canımıza okuyacak olan felaketler. Ve ben derim ki: Hakkı var.
  • Yani ben olsam oğlumu, eğer bir oğlum olsaydı, isterse Mozart'ın on katı kadar yetenekli olsun, çünkü bir çocuğun beste yapması öyle olağanüstü bir şey değildir ki; maymun gibi talim ettirirseniz her çocuk beste yapar, hiç de marifet değildir, eziyettir bu, çocuğa işkencedir, günümüzde haklı olarak yasaktır, çünkü çocuğun özgür olmaya hakkı vardır.
  • "düşünmek, herkesin acemice uygulamasına gelmeyecek kadar güç bir şeydir."

Kontrbas İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yazarın ilk okuduğum kitabı. Bu kitapla başlayarak iyi mi yaptım kötü mü bilemiyorum.. Kitap kısa ve hemencecik bitiyor. Fakat iş yerinde fırsat buldukça okuduğumdan dolayı 4 satte bitirebildim ben. Ayrıca kitap bir oyun (tiyatro) kitabıdır. Bir çok yerde gösterimi olmuştur ama Sivas gibi yerde kültür, tiyatro nerede!! Kitabın tiyatro hali elinde olan varsa benimle paylaşabilir mi ? Kitabın konusu; bir kontrbas sanatçısının sanatının zorluklarından, güzelliklerinden, müzikten, müzik aşkından, işinden, aşktan, sahip olduklarından, hayallerinden, sevdiklerinden, sevmediklerinden bahsediyor. Yazar kontrbas’ı hayatının öyle bir yerine koymuş ki koskoca orkestra kontrbassız olmaz, olamaz imajı çiziyor bize. Yani yazar hayatını tamamen kontrbas ile sınırlandırmış. Kontrbas acaba bir müzik aleti değil de bir kadın olsaydı yazarın hayatında o zaman da böyle olur muydu merak ediyorum doğrusu. Hoş bir kitap fakat; mükemmel, şahane, okumadan ölmeyin diyebileceğim bir türden değil. Keyifli okumalar.. :) (Gizem Dindaroğlu)

Kontrbas, Patrick Süskind' in "Koku" adlı romanından sonra yazmış olduğu ilk tiyatro metni olma özelliğini taşıyor. Kitapta; kontrbas çalan bir müzisyenin müziğe ve yaşama karşı eleştirilerini okuyorsunuz. Orkestradaki hiyerarşik düzen ile toplumun düzenini birbirine eşdeğer tutan müzisyen; müzik, gürültü, kontrbasa karşı duyduğu öfke, toplumdaki yeri ve cinsiyet konularına karşı olan düşüncelerini aktarıyor. "Kontrbas", yazarın "Koku" adlı romanı ile birlikte okuduğum ikinci kitabı oldu. "Güvercin" ve "Üç buçuk öykü" adlı eserleri de okunacaklar listesinde. Kısa bir monolog halinde ve sıkılmadan okuyabileceğiniz bir eser. Keyifli okumalar... (Gökhan Türkmen)

Yarım saatte bitecek türden bu kitap, adını kitabın başından sonuna kadar bilmediğimiz Kontrbas sanatçısının bizimle, sanatının zorluklarından, müzikten, işinden, aşktan, sahip olduklarından, hayellerinden, sevdiklerinden, sevmediklerinden vs. hakkında elinde birası ile aracı kullanmadan bizzat konuşmasından oluşuyor. İşine yetişeceği arafede ( 1 bilemedin 1.5 saat) size tüm kinini kusuyor. Kontrbasın nasıl bir müzik aleti olduğundan tutun da hayatında olan tüm olumsuzluklara kadar açık ve aşikar önünüze seriyor. O, habire konuşuyor siz ise sadece dinliyorsunuz. Konuşma (dertleşme) bittiğinde ise kendinizi yorgun değil aksine zinde hiss etmiş olmanız garip... Beğenmediğim kısımlara gelirsek, aslında sadece kafa boşaltmalık kitap olduğundan, beğenmemek elde değil. Beğendiğim kısımlar, hiç kontrbas çalan biri ile hasbihal etmediğimden sevdiğimi söylemek isterim. Kulak verin Kontrbasın o yoğun sesine, onda da bir hüzün saklıdır. Onu çalan insanın sonsuz boşluktaki derin hüznü... Keyifli okumalar... (Aysel)

Kontrbas PDF indirme linki var mı?

Patrick Süskind - Kontrbas kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kontrbas PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Patrick Süskind Kimdir?

Patrick Süskind (d. 26 Mart 1949 - ), Alman, roman, senaryo ve radyo oyunu yazarı.

Hayatı

Almanya'nın Bavyera eyaleti sınırları içinde kalan Münih'in 30 km güneyindeki Starnberger Gölü kıyısında, Ambach'ta dünyaya geldi. Babası Wilhelm Emanuel Süskind de bir yazardı.

Patrick Süskind, lise olgunluk sınavının ardından sivil olarak askerlik hizmetini yerine getirdikten sonra 1968-1974 yılları arasında, yine babası gibi, üniversitede tarih eğitimi aldı. Münih Üniversitesi'nde ortaçağ ve modern çağ tarihi öğrenimi gördü. Tarih eğitimini Magister bitirme sınavı ile tamamladı. Üniversite yıllarında düzyazılar ve senaryolar yazmaya başladı, ancak bunlar bügüne kadar hiç yayınlanmadı.

Üniversite eğitiminin ardından gittiği Fransa Aix-en Provence'de Fransızcaya ve Fransız kültürüne ilişkin bilgisini arttırdı.

Patrick Süskind, babası gibi, serbest yazar olarak çalişmakta, yazı işleri ve düzeltmenlik yapmakta, roman, kısa hikâyeler ve televizyon senaryoları yazmaktadır.

Eserleri

Süskind'in kitapları yirmiden fazla dile çevrilmiştir, ve birçok kez sinema ve televizyona uyarlanmıştır. Yine kendisinin elinden çıkan kısa ve alaycı bir biyografisinin dişında hakkında pek az bilgi vardır. İnsan içine çıkmaktan hoşlanmayan Patrick Süskind, Münih, Paris ve güney Fransa'da Montolieu'da yaşamaktadır. Süskind, kendisine verilen edebiyat ödüllerini dahi almamakta ve reddetmektedir.

Patrick Süskind, 1981 tarihli bir monolog olan "Der Kontrabass" (Kontrabas) adlı oyununun Münih Cuvilliee tiyatrosunda sahneye konulması ile meslek hayatının ilk büyük çıkışını yaşadı. "Der Kontrabass" 1985 yılında Tevfik Turan tarafından dilimize çevrildi ve Can Yayınları tarafından yayınlandı.

1985 tarihli "Das Parfum" adlı ilk romanı ile Süskind dünya çapında şöhrete kavuştu ve Almanca konuşulan ülkeler İsviçre, Avusturya ve Almanya'nın en önemli çağdaş yazarlarından biri oldu. "Das Parfum" 1987 yılında "Koku" adıyla Tevfik Turan tarafından dilimize çevrilerek Can Yayınları tarafından yayınlandı. "Das Parfum" bir "çok satan" olduğu gibi aynı zamanda yazarı henüz hayatta olmasına rağmen klasikleşerek "uzun satanlar" arasındaki yerini de aldı. 100 bin adet olarak basılan "Das Parfum"'ün ilk Almanca baskısı birkaç hafta içerisinde tükendi ve roman tam dokuz yıl boyunca Almanya'nın önemli dergilerinden biri olan Der Spiegel'in çok satanlar listesinde yer aldı. Bugüne kadar 33 ayrı dile çevrilen "Das Parfum" tüm dünyada tam sekiz milyon adet satılmıştır. Yine Alman yönetmen Tom Tykwer tarafından sinemaya uyarlanarak 14 Eylül 2006 tarihinde Almanya'da gösterime girmiştir.

Patrick Süskind Kitapları - Eserleri

  • Koku
  • Güvercin
  • Kontrbas
  • Aşk ve Ölüm Üzerine
  • Üç Buçuk Öykü
  • Herr Sommer'in Öyküsü

Patrick Süskind Alıntıları - Sözleri

  • Kokuların öyle bir inandırıcılığı vardır ki, sözden, gözle görmekten, duygudan, iradeden daha güçlüdür. Savılıp atılamaz bu inandırıcılık, soluduğumuz havanın ciğerlerimize işleyişi gibi, o da içimize işler, doldurur bizi, hepten ele geçirir, çaresi yoktur. (Koku)
  • "Düşlerimde daha az utangaçtım." (Herr Sommer'in Öyküsü)
  • -"Bana pantolonu önümüzdeki pazartesi verirseniz üç hafta sonra hazır olur." -"Üç hafta?"... -"Evet,... üç hafta. Daha erken olmaz." (Güvercin)
  • Ah, kendini aşkta olumlayan akıl almaz hayat! (Aşk ve Ölüm Üzerine)
  • Bittim ben, içim ölmüş benim,ölmek istiyorum. Yardım edin de öleyim! (Koku)
  • Neyime gerekti böyle bana karşı birleşmiş bir koca bir kalabalık? Bana neydi böyle bir dünyadan? Böyle aşağılık bir dünyada, hayır, benim yerim olamazdı. Boğulacaksa ötekiler boğulsundu kendi kalleşliklerinin içinde! Onlar sıvasındı sümüklerini her istedikleri yere! Ben yoktum buna! Oyunlarına artık katılmayacaktım. Bu dünyaya elveda diyecektim ben. (Herr Sommer'in Öyküsü)

  • Düşlerimde daha az utangaçtım. (Herr Sommer'in Öyküsü)
  • “Bu zamanda hiç kimseye güvenip yaklaşmaya gelmiyordu aslında.” (Koku)
  • Âşık olma halinde ve aşkta büyük bir ahmaklık tezahür eder. (Aşk ve Ölüm Üzerine)
  • ¶¶ Bu zamanda hiç kimseye güvenip yaklaşmaya gelmiyordu aslında (...) ¶¶ (Koku)
  • "Düşünmek," der, benim bir arkadaşım -kendileri yirmi iki yıldır felsefe okuyor, şimdi doktora yapmakta- "düşünmek, herkesin acemice uygulamasına gelmeyecek kadar güç bir şeydir." O da -benim arkadaş yani- oturup Hammerklavier Sonatı'nı çalmaya kalkmaz ki. Yapamaz çünkü. Ama her önüne gelen düşünebileceğini sanıyor, üstelik doludizgin, üstüne üstüne giderek, günümüzün büyük hatası bu işte, diyor arkadaşım; ve bu yüzden oluyor onca felaket, hep beraber canımıza okuyacak olan felaketler. Ve ben derim ki: Hakkı var. (Kontrbas)
  • Öyle sorular vardır ki, sırf sorulmalarıyla kendi kendilerine hayır yanıtını verirler. Öyle dilekler de vardır ki, insan bunları dile getirir ve bu arada başka bir insanın gözlerinin içine bakarsa iyiden iyiye boşuna oldukları ortaya çıkar. (Güvercin)
  • Ölüm sessizleşti; artık bizden sessizlik talep ediyor ve biz de memnuniyetle bu emre uyuyoruz; gerçekten de ölümcül sükûnetimizi muhafaza ediyoruz. (Aşk ve Ölüm Üzerine)

  • Tanrı gönderir iyi zamanları da kötü zamanları da, ama kötü zamanlarda yanıp yakılalım istemez, erkekçe göğüs gerelim ister. (Koku)
  • İnsanın aklını kullanabilmesi için en başta iç güvenine, huzura ihtiyacı vardı. (Koku)
  • Aşk genel olarak ölümle doğal bir ilişki içindedir. (Aşk ve Ölüm Üzerine)
  • Yükselmek hiç sorun değildi. Ama sonra yere nasıl inerdi insan? (Herr Sommer'in Öyküsü)
  • ...öğretmen hanımın adı Marie-Luise Funkel'di, daha doğrusu, Matmazel Marie-Luise Funkel. Bu "Matmazel'in unutulmamasına alabildiğine önem verirdi; oysa ben Marie-Luise Funkel'den daha az matmazelimsi görünen bir dişi yaratığa ömrümde rastlamamışımdır. Yaşlı mı yaşlıydı, beyaz saçlı, kambur, derisi pörsümüş, üst dudağında hafif, siyah bir bıyığı olan tahta göğüslü bir kadın. (Herr Sommer'in Öyküsü)
  • “Öyle sorular vardır ki, sırf sorulmalarıyla kendi kendilerine hayır yanıtını verirler. Öyle dilekler de vardır ki, insan bunları dile getirir ve bu arada başka bir insanın gözlerinin içine bakarsa iyiden iyiye boşuna oldukları ortaya çıkar.” (Güvercin)
  • Neyime gerekti böyle bana karşı birleşmiş koca bir kalabalık? Bana neydi böyle bir dünyadan? Böyle aşağılık bir dünyada, hayır, benim yerim olamazdı. (Herr Sommer'in Öyküsü)

Yorum Yaz