diorex
ARTUKBEY

Klein ve Wagner - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Klein ve Wagner kimin eseri? Klein ve Wagner kitabının yazarı kimdir? Klein ve Wagner konusu ve anafikri nedir? Klein ve Wagner kitabı ne anlatıyor? Klein ve Wagner PDF indirme linki var mı? Klein ve Wagner kitabının yazarı Hermann Hesse kimdir? İşte Klein ve Wagner kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.04.2022 06:00
Klein ve Wagner - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Hermann Hesse

Çevirmen: Kamuran Şipal

Orijinal Adı: Klein und Wagner

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750839238

Sayfa Sayısı: 92

Klein ve Wagner Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Saygın bir memur, sadık bir koca ve aile babası olan Friedrich Klein, kendini birdenbire hayali bir cinayetle suçun yükü altında bulur: Karısı ile üç çocuğunun ölümü, sahte pasaport, bir tabanca, çantasına istiflenmiş para ve gösterişsiz saygınlığı. Kırklı yaşlarını süren Klein, her şeye en baştan başlamak, yeni, genç bir adam olabilmek için gücünü toplar, izini kaybettirip Alpler’in güneyinde gözlerini açar.

Hermann Hesse uzun yıllar devam ettiği psikoterapiye 1916’nın ilk aylarında C. G. Jung’un asistanı J. B. Lang ile başlar. C. G. Jung ile de ilk kez 1917 sonbaharında tanışır. 1919 yazında Montagnola’da, kesintisiz bir esinle yazdığı “Klein ve Wagner” anlatısında, bilinçdışının işleyişine ilişkin Jung’un teorisinde yer alan ‘yeniden doğuş arketipi’ ile ‘gölge arketipi’nin izini sürebilmek mümkündür. Hesse, özel yaşamındaki krizler sonrasında 1921’de Jung’un Küsnacht’taki evinde haftalarca sürecek analiz seanslarına başvuracaktır.

“Hesse’nin birçok kendini-ifşası içinde en acımasız olanı.” – Joseph Mileck

“Bu anlatı Hesse’nin sonraki onyıl boyunca eserlerinde baskın olan kilit tema ve motifleri önceler, özellikle de ‘Bozkırkurdu’ ile çarpıcı bağlantılar içerir. Yazarın orta yaşlarına ait en büyüleyici eserlerinden biri”. – Stefan Höppner

“Klein Hesse’nin bir parçası ve hep öyle olacak; o olmadan, acımı bu aynaya aksettirmeksizin bu acıya katlanamazdım. Yalnızlığa kaçmak kurtuluşum oldu, gece gündüz, bütünüyle bu kitabı yazarak yaşadım.” – Hermann Hesse

Klein ve Wagner Alıntıları - Sözleri

  • Belli bir niyetle buraya gelmiş değilim. Sizi seviyorum, dünden beri; ama şimdi bundan söz açmasak daha iyi olur sanırım.
  • Biliyordu ki insana acı veren, budalaca, kötü her şey tersine dönüşebilirdi.
  • Ne çok seviyordu onu! Sevmek ne harikulade bir şeydi!
  • Geride bıraktığımız yaşam yoluna dönüp baktık mı, hele gözlerimizi attığımız mutsuz adımlara ve bunların sonuçlarına çevirdik mi, falan şeyi nasıl yapıp filan şeyi nasıl savsakladığımıza çoğunlukla akıl erdiremeyiz, sanki yabancı bir güç adımlarımızı yönetmiş gibi gelir bize. Goethe Egmont'ta şöyle der: İnsan kendi yaşamına yön verdiğine, kendisinin kılavuzu olduğuna inanır; ama öte yandan en içsel varlığı karşı konulmaz bir güç tarafından...
  • Kendini düşmeye bırak! Karşı koyma! Öl seve seve! Yaşa seve seve!
  • Sizi sevmemi umursamayabilirsiniz. Sevilmek bir mutluluk sayılmaz çünkü. Hayır, sevilmek mutluluk değildir. Sevmeye gelince, işte budur mutluluk!
  • ...sevi sözcüklerinde, şiirlerde, aşk mektuplarında boyuna tatlı dudakların ve yanakların sözü edilir de karından ve bacaklardan hiç söz açılmazdı!
  • ...az ilerisindeki bu mutluluk parıltısına, yitirilmiş pek çok yılın karanlık dehlizinden baktı gülümseyerek.
  • Ama... neydi peki benden istediğiniz?
  • Bir şeyi sevebilmek - ne büyük kurtuluş!
  • Aklımı kaçırdığımı mı söylemek istiyorsunuz? Hayır. Olabilirdi, ama olmadı.

Klein ve Wagner İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hesse yi daha önceden okuyan okuyucular iyi bilir ki , başarılı betimlemeleri ile büyüler.Bu kitap da, betimlemeler ve içsel çatışmaların üzerine parellilikle gittiği bir eser .. Bir yanda saygın, sadık ve iyi bir baba diğer yanda karanlığın temsili Wagner..Kendinden , dünyadan kaçtığı bu yerde içine düştüğü yaşamalı miyim, ölmeli miyim noktasında belki de bir başlangıç arayan zihin.. Bir gücun yitirilmesi ve yeniden kazanımı arasında gidip gelen metin , Jung ın bilinç altı portresini çiziyor aslında. Bugüne dek Hesse okumayanlar için bir başlangıç kitabı değil bence.Bilinc altı dönüşlerle hikayeden kopuyor hissini edinebilirsiniz çünkü. Kitapla. (Beyhan)

Hermann Hesse’den Bir Bilinçaltı Portresi: Klein ve Wagner: Klein ve Wagner, Herman Hesse’nin, Kamuran Şipal çevirisi ile Türkçeye kazandırılan son kitabı. Alman Edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Hesse, Klein ve Wagner’da; Analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung’ın “Persona” teorisi ışığında bir bilinçaltı portresi çiziyor. Kitap, yapısı bakımından Joyce’un Ulysses’ini; dili bakımından ise Kafka’nın Dönüşüm’ünü hatırlatıyor. Saygın bir banka memuru, sadık bir koca ve aile babası olan Friedrich Klein, çalıştığı bankada evrakta sahtecilik yaparak bir miktar parayı zimmetine geçirir; sahte pasaport, bir tabanca ve çanta dolusu para ile güneye, gösterişsiz bir saygınlığa ve kabuslarla dolu bir yolculuğa çıkar. Özgürlüğüne kavuşmak için çıktığı bu yolculukta kafasını kurcalayan, anlam veremediği bir sürü düşünce vardır. Uykusuz, bir o kadar da yorgun olan Klein, kısa süreli uykularından gerilim dolu kabuslarla uyanır. Bir yandan da küçük küçük parçacıkları devşirip bir araya getirerek bir porselen kutudaki kırık yeri onarır gibi, bu son günlerde olup bitenlere ilişkin anıları güçlükle bir araya getirmeye çalışır. Klein sürekli, cinnet geçirdiği bir sırada ailesini katleden ilkokul öğretmeni Wagner’i düşünür. Kendisini Wagner ile bağdaştırır, bu düşünceyi bilinçaltından atamaz. Kuşku ve korku içindedir, suçluluk duygusu peşini bırakmaz. Öyle ki, artık onun için anlam taşıyan tek kelimenin ‘ölüm’ olduğunu düşünür. Yaşadığı acılardan dolayı duyduğu “ölüm arzusu”, kendi içinde bir iç çatışmaya dönüşür. Uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından İtalya’da bir kente gelen Klein, yolculuk sırasında sürekli ismini duyduğu otellerden birine yerleşir. Bir süre sonra Teresina adında genç, güzel ve çekici bir dansçı kadınla karşılaşır. Bu karşılaşmanın ardından Klein’ın bilinçaltındaki kavramlar şekil değiştirmeye başlar. Klein tüm bunların sonucunda içsel bir yolculuğa çıkar ve bilinçaltında yatan ölüm arzusunu, intihar ederek gerçekleştirir. Klein ve WagnerSARSICI BİR PSİKOLOJİK ANLATI Klein ve Wagner’i analiz edebilmemiz için C.G. Jung’ın “Persona”, ya da Türkçe karşılığıyla “Maske” teorisine ihtiyacımız var. Persona’yı kısaca; “Sosyalleşme, kültürleşme ve deneyim sayesinde bilinçli olarak oluşturulmuş kişilik” şeklinde tanımlayabiliriz. Latincede hem “Kişilik”, hem de de “Romalı oyuncular tarafından giyilen maske” anlamı taşıyan Persona, tiyatrodan da bilindiği üzere, kişinin kendi doğasını gizlemektir. Jung’ın bu teorisine göre; Dışarıya bakan rüya görür ve hayal dünyasında kaybolur, içeriye bakan uyanır ve kendini keşfeder. Hemann Hesse de bu kitabında, dönemi için henüz yeni olan psikoloji bilgileriyle desteklediği bilimsel bir teknik kullanmayı denemiştir. Okurun gözünde başta basit bir polisiye öyküsü canlandıran Klein ve Wagner, bir süre sonra bu algıyı tamamen yıkmayı başarıyor. Hatta, James Joyce’un Ulysses eserini andıran bir çağdaş psikodrama dönüşüyor. Klein karakterinin söz konusu psikolojik durumu ve yazarın bunu dile getiriş biçimi ise Kafka’nın Dönüşüm kitabındaki Gregor Samsa’yı hatırlatıyor. Dolaylı anlatımdan kaçmayan Hermann Hesse, uzun uzadıya karakter ve yer tasvirlerine başvuruyor. Yazar, bu anlatısında da (Bozkırkurdu romanında olduğu gibi) dil akışını ve ritmini karakterlerin hislerine göre ayarlıyor. Kitap, Klein karakterinin iç çatışmasını ve bilinçaltına yerleşen bir cinayeti konu alıyor. Kitabın yazarı Hermen Hesse’nin bir dönem yaşadığı bunalımı (ailevi sorunlar) göz önüne alırsak, Klein karakterinin altında yazarın kendi yaşamına ilişkin göndermelerin olduğunu kolaylıkla görebiliriz. Kitapta, “Tiyatro-Oyun-Maske” üçgeninde, rüyalar ile gerçekleri karıştıran Klein’ın, varlık ile yokluk arasındaki algı karmaşası sık sık karşımıza çıkıyor. Kitabın merkezinde yer alan Friedrich Klein, karısını ve çocuklarını öldürmüştür. Wagner karakteri ise anti-kahraman bir figürdür. Klein, gerçekleştirdiği bu canice olaydan Wagner ismini kullanarak kaçıp kurtulmak ister. Bilinçaltını alt üst eden, uykularını kaçıran bu cinayeti aklından çıkaramamasının sebebi ise çocuklarıdır. Onları bir daha göremeyecek olması Klein’ı depresif bir hale sokar. Geçmişin yükünden ve gelecek kaygısından kendini kurtaramayan Klein, tüm bunların onu esir almasına engel olamaz ve yaşamına son verir. Friedrich Klein bir yandan ahlaki değerlere önem veren biri olarak karşımıza çıkarken, bir yandan da kendi içinde kaybolup giden, evrensel yaşam kurallarına saygı duymayan, hedeflerden yoksun biri olarak karşımıza çıkıyor. Bunun nedeni de bilinçaltında iki farklı karakteri barındırıyor olması. Öğretmen Wagner figürü, Hesse’nin yaşadığı dönemde Alman medyasında geniş yankı uyandırmış cinnet olaylarına bir göndermedir. Besteci Richard Wagner’ı da göz önüne alırsak, kitapta yer alan zıt karakterlerin son derce ustaca kullanıldığını görebiliriz. Wagner bir katildi; cani bir şekilde ailesini öldüren, ahlaki değerlerden uzak biriydi. Ama öte yandan Wagner bir sanatçıydı; besteciydi, dahiydi, baştan çıkarıcıydı, yaşama sevincine ve duygusal hazlara sahip biriydi. Bir bölümde Goethe ve Schopenhauer’in alıntılarına yer veren Hesse, genel olarak varoluş, zaman, yaşam ve ölüm gibi kavramların üzerinde duruyor. Özellikle son bölümde, Klein intiharın eşiğine geldiğinde, kitapta felsefi bir hava esiyor. Yazar, son bölümde hayatın anlamı, zamanın önemi, toplum ve birey yönünden ahlak kavramı, korku ve ölüm gibi konuları sorguluyor. Klein ve Wagner, Kafka’nın; “Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen balta gibi olmalı” sözünün hakkını veren ender kitaplardan biridir. (Edebiyat Servisi)

İnsan yaşla birlikte aklı artarken yükü de onunla doğru orantıda artıyor, halbuki akıl ile kurtulacakken fazlalıklarından , o aklı ile bir türlü beceremiyor nasıl yaşaması gerektiğini … (Buşra Altınsoy)

Klein ve Wagner PDF indirme linki var mı?

Hermann Hesse - Klein ve Wagner kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Klein ve Wagner PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hermann Hesse Kimdir?

1877'de Almanya'nın Calw Kasabası'nda doğdu. 1962 yılında İsviçre'nin Montagnola Kasabası'nda yaşamını yitirdi. İlk şiirini yirmi beş yaşında yazdı. Ardından Peter Camenzind, Çarklar Arasında, Gertrud, Rosshalde, Demian ve diğer romanları geldi. Birinci Dünya Savaşı'nda Alman militarizmini protesto etmek için İsviçre'ye yerleşti. İkinci Dünya Savaşı'nda hem Naziler, hem de antifaşistler tarafından sert şekilde eleştirildi. Bu eleştiriler, ayrıca sorunlu aile yaşamı ve savaş esirlerine yardım konusundaki yoğun çalışmasının sonucu ağır bir bunalım geçirdi. Jung'un öğrencisi Lang ona psikanaliz tedavisi uyguladı. Lang ile dostluğu ruhbilime ve Jung'a duyduğu ilgiyi körükleyerek şiirsel iç dünyasını zenginleştirdi. İnsancıllığı, barışseverliği ve insan yaşamını irdeleyen felsefesi, Bozkırkurdu, Narziss ve Goldmund ve Siddhartha adlı romanlarında özellikle belirgindir. Boncuk Oyunu adlı romanından sonra 1946'da Nobel Edebiyat Ödülü aldı. Doğu edebiyatına ve mistisizmine düşkünlüğü, ayrıca bireysel bunalımlara çözümü Doğu felsefesinde arayışı, 1960 yıllarında canlanan Budizm ve Zen Budizm akımlarının da yardımıyla özellikle Amerikan hippi gençliği arasında en çok okunan yazarlar arasına girmesini sağladı. Eserlerinin büyük bölümü Türkçe'ye çevrildi.

Hermann Hesse Kitapları - Eserleri

  • Siddhartha
  • Bozkırkurdu
  • Masallar
  • Gençlik Güzel Şey
  • Peter Camenzind
  • Demian
  • Doğu Yolculuğu
  • Kaplıcada Bir Konuk
  • Çarklar Arasında
  • Öldürmeyeceksin
  • Boncuk Oyunu
  • Gertrud
  • Klingsor'un Son Yazı
  • Knulp
  • Rosshalde
  • Narziss ve Goldmund
  • Şeftali Ağacı
  • Sevgi Üzerine
  • Hermann Hesse'den Mektuplar
  • Hermann Lauscher
  • Küçük Dünyalar
  • Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları
  • Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Haberler
  • Klein ve Wagner
  • Mektuplar
  • Entelektüelin Kütüphanesi
  • Seçilmiş Şiirler
  • Görkemli Dünya
  • İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez
  • Ağaçlar
  • Sevebilen Mutludur
  • Wege nach innen: 25 Gedichte
  • Gece Yarısından Sonra Bir Saat
  • If the War Goes On

Hermann Hesse Alıntıları - Sözleri

  • "Çiçeklerden örülmüş çelengi şen bir pervasızlıkla yuvarlak başlı kazıklardan çözüp aldım." (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
  • Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağını zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanıdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptığının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. (Gençlik Güzel Şey)
  • ... çocukluğumuzun geçtiği yerlerde her şey güzeldir, kutsaldır. (Gençlik Güzel Şey)
  • "Her şeyden zor ele geçirilen şey , her şeyden çok sevilir." (Sevebilen Mutludur)
  • Öyle ya, insan kötü bir şey yaptı mı, sonradan kendisi bilir kötü olduğunu, utanır yaptığından. Ama paylanıp azarlanırsa, o kadar utanmaz. (Rosshalde)
  • Bir tez ne kadar sivri ve ödün vermez biçimde dile getirilirse, kendi antitezini davet edişi de o kadar kesinlik taşır. (Boncuk Oyunu)
  • Her şeye bir 'anlam' veren tek yaratığın insan olduğunu bilmiyor musunuz? (Masallar)
  • "gönlüm bu renksiz, sığ, belli normlara uydurulup sterilize edilmiş yaşama ateş püskürüyor." (Bozkırkurdu)
  • Çoğu zaman böyleydi; birisi mutluluğu ya da erdemiyle övünüyor, böbürleniyorsa, onda bunun ikisi de yok demekti. (Knulp)
  • "Yeniden inanç sahibi olacaksam, bu işi ancak, gelip beni buna inandıracak birisi başarabilir" Annem gülümsedi, yüzüme baktı; biraz düşündükten sonra dedi ki: "Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağînı zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanîdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptı- ğının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. Fakat insanın bir güvene, bir desteğe ihtiyacî vardır. Bir profesöre yahut Bismarck'a veya bir başka kimseye gitmektense, Hazreti isa'ya yönelmek her zaman için daha iyidir." "Neden?" diye sordum. "Hazreti İsa hakkında da da öyle fazla kesin bilgimiz yok ki!" 'Yoo, var pekâlâ. Hem sonra... Devirler boyunca orada burada tek tük insan çıkmıştır; kendilerinden emin ve korkusuz insanlar. Sokrates için, daha birkaç kişi için öyle derler; ama çok değildir sayıları; pek azdır hatta. Böyleleri rahat görülle ölebilmişlerse, bu onların zeki olmalarından değil, kalplerinin, vicdanlarının temizliğindendir. Diyeceğim, tek tüktür böyleleri; her biri ayrı ayrı hakkı olabilir. Ama hangşmiz onlar gibiyiz? Böyle pek az kimsenin karşısında, beri yanda binlerce, binlerce insan görüyorsun; zavallı, basit insanlar; Hazreti İsa'ya inandıkları için yine de uysal ve memnun ölebilmiş insanlar. Büyükbaban kurtuluncaya kadar ıstıraplar ve sefalet içinde tam on dört ay yattı da sızlanmadı; ıstırabına ve ölümüne adeta sevinçle katlandı, çünkü tesellisini Hazreti İsa'da bulmuştu." sözlerini şöyle bağladı annem: "Bunların seni inandıramayacağını iyi biliyorum. inancın yolu akıldan geçmez, aşk gibidir o da. Ama günün birinde, aklın her şeye yetmediğini göreceksin; O raddeye geldin de darda kaldın mı, bir teselli gibi görünen her ne varsa ona uzanacaksın. Bugün konuştuklarımızdan bazılarını belki hatırlarsın o vakit" (Gençlik Güzel Şey)
  • "Yani hayatımı, ona yeniden anlam katarak kurtarmak istiyorum." (Doğu Yolculuğu)
  • Saatler,sesleri işitilmeyen kanat hareketleriyle geçip gidiyor üstümüzden. (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
  • Genelde yaşanmaya değmez, çünkü amaçsız bir yaşamın tadı tuzu yoktur, amaçlı yaşam ise baş belasıdır. (Hermann Lauscher)
  • Sabır öğrenilmeye değer biricik şey, en zor şeydir. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
  • Her ölüm olayından sonra yaşam daha narin, daha incelikli niteliğe bürünür. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
  • Gel, ağla haydi! Ağlayabildiğimiz sürece işimiz bitik sayılmaz... Belki de bizim en değerli varlığımız, bizim şiirimiz, bizim yolunu gözlediğimiz büyük ezgi bu gözyaşlarının ardındadır. (Hermann Lauscher)
  • “…mutluluğun içinde bile bir pürüz vardı.” (Knulp)
  • İnsan yaşamı derin ve kasvetli bir gece gibi geliyor bana. (Gertrud)
  • Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar... (Rosshalde)
  • Sadece şunu biliyorum. Zaman zaman dış bir etki olmadan içimde karanlık bir etki oluşuyor. Dünyayı bir gölge sarıyor. Tıpkı bir bulutun gölgesi gibi. Sevinç yanlış ve müzik bitkin görünüyor. Can sıkıntısı her şeye yayılıyor. Ölmek yaşamaktan çok daha iyi. Bu melankoli, bir saldırı gibi zaman zaman geliyor başıma. Hangi aralıklarla olduğunu bilmiyorum. Gökyüzümü yavaşça kara bulutlar kaplıyor. Kalpte bir huzursuzluk başlıyor. Bunun nedeni bir kuruntunun uyarısı, muhtemelen de gece gördüğüm rüyalar oluyor. (Görkemli Dünya)

Yorum Yaz