diorex
sampiyon

Kişiliğin Gelişimi - Carl Gustav Jung Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kişiliğin Gelişimi kimin eseri? Kişiliğin Gelişimi kitabının yazarı kimdir? Kişiliğin Gelişimi konusu ve anafikri nedir? Kişiliğin Gelişimi kitabı ne anlatıyor? Kişiliğin Gelişimi PDF indirme linki var mı? Kişiliğin Gelişimi kitabının yazarı Carl Gustav Jung kimdir? İşte Kişiliğin Gelişimi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.06.2022 07:00
Kişiliğin Gelişimi - Carl Gustav Jung Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Carl Gustav Jung

Çevirmen: Duygu Olgaç

Editör: Adem Beyaz

Yayın Evi: Pinhan Yayıncılık

İSBN: 9786055302610

Sayfa Sayısı: 240

Kişiliğin Gelişimi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Jung, ana araştırma alanlarını ideal yetişkin kişiliği üzerine yoğunlaştırmıştır ancak bu eserde çocukluk psikolojisine eğilir. Ele aldığı meseleler esas olarak eğitim ve kişi olma sorunlarıdır. Bunu yaparken, çocuklukta görülmeye başlayan zeka, algı ve duygu bozukluklarında anne-babaların ve eğitimcilerin göz ardı edilemez rolüne vurgu yapar. Jung, anne-babaların ve eğitimcilerin psikolojisinin çocuğun gelişimi için hem olumlu hem de olumsuz getirilerinin olacağını söyler. Dolayısıyla bu kişilerin sadece eğitmeyi bilen değil aynı zamanda kendi kişiliklerini de geliştirebilen insanlar olması gerektiğinin üzerinde durur.

Kişiliğin Gelişimi Alıntıları - Sözleri

  • Bir insanın eğitiminin okuldan sonra, hatta üniversiteden sonra bile bittiğini düşünmekten çok uzağım. Sadece gençler için değil aynı zamanda yetişkinler için de devam okulları olmalı. Şu an insanları sadece bir yaşam kazanıp evlenebilecekleri noktaya kadar eğitiyoruz; sonra sanki tam bir zihinsel donanım kazanılmış gibi eğitim tamamen duruyor. Yaşamın geriye kalan tüm karmaşık problemlerinin çözümü bireyin sağduyusu ve cehaletine bırakılıyor. Düşüncesiz ve mutsuz sayısız evlilik, sayısız hayal kırıklığı tamamen bu yetişkin eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu yüzden çok sayıda erkek ve kadın tüm yaşamlarını en önemli şeylerden tam anlamıyla cahil kalarak harcıyorlar.
  • Kendini eğitmenin kaçınılmaz temeli kendini tanımaktır.
  • Ebeveynlerin hareketlerinin çocuklar için ne kadar önemli olduğuna az vurgu yapılmıştır, çünkü kelimeler değil davranışlar önemlidir. Ebeveynler her zaman çocuklarındaki nevrozların temel sebebinin kendileri olduğu gerçeğinin bilincinde olmalıdır.
  • En uçtaki gençlik anılarımız gerçekte bilince ulaşmasa da duygusal yoğunluğunu bilinçli zihinde göstererek yaşamda yeniden kıpırdar, tuhaf ve gizemli bir duygu hissederiz.
  • Çocuklar ve aptallar hakikati söyler”
  • En uçtaki gençlik anılarımız gerçekte bilince ulaşmasa da duygusal yoğunluğunu bilinçli zihinde göstererek yaşamda yeniden kıpırdar, tuhaf ve gizemli bir duygu hissederiz.
  • Her yetişkinin içinde gizlenen bir çocuk vardır; her zaman orada olan, hiçbir zaman tamamlanmayan ve sürekli ilgi, dikkat ve eğitim isteyen ebedi bir çocuk. İnsan kişiliğinin gelişmek ve bir bütün olmak isteyen kısmı bu çocuk kısmıdır.
  • Çocuk üzerinde en güçlü psişik etkiye sahip olan şey ebeveynlerin yaşamadığı hayattır.
  • Çocuklar, ebeveynlerinin psikolojik tutumlarına derinden dahil olurlar ve elbette çocukluktaki sinir bozukluklarının çoğu evdeki psişik atmosferden kaynaklanır.
  • ...ruhani bir amaç, ruh sağlığının kesin gerekliliğidir.

Kişiliğin Gelişimi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Önce kendini yetiştir, sonra çocuk yetiştir.: PERSONA Persona kelimesi Latince ‘’kişilik’’ demektir. Antik Yunan tiyatrolarında oyuncuların ellerinde tuttukları ve rolleri için taktıkları maskelerdir. Bu kelime 3 yıldır çok fazla ilgimi çekiyordu ve bu kelimenin anlamını içselleştirip günlük hayatımda da gözlemlemeye başladım. Bir insan muhakkak girdiği ortamda olduğundan daha farklı bir kişiliğe bürünüyor. Yani o an içerisinde bulunduğu ortama uyum sağlamak amacıyla maskesini takıyor. John Berger’ in ifade edişiyle: ‘’ Yüzler, giysilere uyan birer maskeye dönüşmüştür.’’ Bir doktor önlüğünü taktığında doktor kimliğine bürünüp daha resmi olurken evde baba kimliğine bürünüp daha espritüel olabiliyor ve davranışları da buna bağlı olarak değişebiliyor. Elbette bu daha çok rollerimizle alakalı. Daha uç bir örnek verecek olursak; bir çalışan, patronunun yanında işyerinde çok güler yüzlü, uysal davranırken evde karısına sert davranabiliyor. Yani kişilikler ortama, kişiye ve bağlı olunan şeye karşı değişebiliyor. Persona kelimesinin psikolojik bir terim olarak kullanmasını sağlayan kişi Freud ile beraber çalışmış olan analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung’ tır. Jung bilinç ile bilinçdışı arasında sürekli bir değişim olduğunu ifade eder. Fakat eğer bilinçdışı tarafımız bilincin ötesine geçerse ve devamlı ona göre hareket edersek asıl kişiliğimiz yerine başka bir kişiliğe bürünürüz. Bu özdeşleşmede de böyledir. Eğer biriyle çok fazla özdeşleşme yaşarsak artık onun kişiliğine bürünebiliriz. Bununla ilgili en çarpıcı örnek Ingmar Bergman’ın Persona filmi olabilir. Çocuklukta Persona ‘’Çocukluk dönemini ele alacak olursak; sağlıklı bir bebek çok doğaldır ve yapmacıklık taşımaz. Diğer kişilerin hislerine aldırış etmeden nasıl istiyorsa öyle kabul eder ve istemediklerini de reddeder. Büyüdükçe diğer insanların bilincine varır ve bir topluluğa kendini kabul ettirmek için nasıl rol yapacağını öğrenmeye başlar. Çocuklar hızlı değişiklik gösterirler ve dolayısıyla bu yapmacıklığın ne zaman baş göstereceği ve hangi boyutlarda ilerleyeceği her çocukta farklı gelişim gösterir. Jung, yapmacıklık ile bilinçdışı yapmacıklık olarak tanımlanan özdeşleşmeyi birbirinden ayrı tutar. Eğer bir çocuk kendini babasıyla fazla özdeşleştirirse, gerçek kimliğinden bazı şeyler kaybedebilir. Kimlik sahibi olmanın aşamaları vardır veya ebeveynin veya ebeveynlerin arasındaki veya ona bir bebek gibi bağlı olan bir bakıcısı arasındaki duygusal bağa göre bu kimlik derecelendirmesi de değişecektir.’’ (1) (1) https://tr.wikipedia.org/wiki/Persona ‘’Jung’un Gölge Teorisi’ne göre ”Gölge, bireyin bilmeyi tercih etmediği kısmını tarif eder. Benliğin “reddedilmiş taraflarını” içerir. Benliği bu görüşleri içerdiği için, bu görüşler bilinçli bir istekle ya da kazayla bir gün bir şekilde ortaya çıkar. Gölge nesnesini bilince taşımak, onun karanlık gücünün tükenmesine ve yararlı birçok şeyin geri kazanımına yol açar.’’ (2) (2) https://www.martidergisi.com/golgemiz-bizim-gizli-kisiligimizdir/ ‘’ Görünüşünüz , yalnızca kalpten bakabildiğinizde berraklaşır. Dışarı bakan rüya görür, içe bakan uyanır.’’ Carl Gustav Jung Yani Persona, bizim görünen yüzümüzken, gölgelerimiz saklı kalmış, bastırılmış duygularımız, ihtiraslarımız olabilir. Bir insan gölgesiyle ne kadar yüzleşirse kişiliğini o kadar iyi oluşturur. Jung, Kişiliğin Gelişimi kitabında çeşitli konferansları, makaleleri örnek göstererek bizlere vakalar üzerine açıklamalarda bulunarak kişiliğin gelişiminde en önemli unsurları ve kişiliğin yapısındaki arketipten bahseder. Eğitimciler ve ebeveynlerin kişiliğin gelişiminde büyük bir etki yaratabileceklerinden bahseder. Aslında her eğitimcinin bir psikoloji bilgisinin olması gerektiğini fakat bunu çocuğa sezinlemeden eğitim metodlarına entegre etmesi gerektiğini söyler. Benim için en çarpıcı vakalardan biri de Anna idi. Jung, Freud’un Küçük Hans vakası ile karşılaştırabileceğimizi söyler. Burada küçük Anna dünyaya nasıl geldiğini sorar ve bu vakada Jung kollektif bilinçdışını kanıtlar nitelikte anektodlara değinir. Anna, babasından aldığı yanıtları önce tatmin edici bulmaz ve ilk başta ebeveynine doğru söylediği konusunda güvenmez. Fakat kollektif bilinçdışı sayesinde rüyalarında anlatılan şeylerin devamını metaforlarla ya da örnek olaylarla görür. Böylece bir aydınlanma yaşar. Bu da demek oluyor ki Jung’ın ortaya attığı teori doğru olabilir. Çünkü çocuk bir bebeğin nasıl doğduğunu daha önce bilmiyordu. Kollektif bilinçdışı, atalarımızdan miras kalan bir bilinçdışı aktiflikken, kişisel bilinçdışı özsel deneyimlerimize ve kendi hayatımıza dayanır. Bu da kendini rüyalarda gösterebilir. ‘’Çocuklar, ebeveynlerinin psikolojik tutumlarına dahil olurlar ve elbette çocukluktaki sinir bozukluklarının çoğu evde yaşanan atmosferden kaynaklanır.’’ der Carl Jung. Ebeveynlerimizin en çok bizi yaralayan psikolojik fenomeni onların yaşamadığı hayattır. Gerek onların yaşamadığı hayatın etkilerini sırtımızda taşırız, gerekse yapamadıklarını ödünlemeye çalışma beklentisinde olan ebeveynlerimizle savaşırız. Her ikisi de yorucu bir süreçtir. Çocuğun iki ve üç yaşına kadar tam anlamıyla kendinin bilincinde olmadığı zamanlar vardır. Bu bilinç önce ailede başlar. Bunun için aile eğitimi çok önemlidir. Sonra bu eğitim el değiştirir ve genişleyen bir yapıyla öğretmen alır. İşte bunun için bir öğretmen yaptıklarıyla örnek kişilik olmalıdır. Jung bazı noktalarda Freud’dan ayrılır. O her şeyin cinsellikte yatmadığını söyler. Daha çok bireylerin kendi deneyimlerinin değişebileceğini savunurken rüyaları örnek verir. Rüyalar hayatımızla ilgili çok önemli ipuçları verir. ‘’ Eğer böyle olsaydı insanlar Freud’a göre çoğunlukla cinsel, Adler’e göreyse çoğunlukla kendini savunan olurlardı. Ama aynı anda ikisi birden olamaz. Herkes bilir ki içgüdüler yoğunluk açısından değişir. Kimi zaman cinsellik kimi zaman kendini savunma ve diğer içgüdüler baskın olur.’’ Kitapla ilgili değinilecek çok şey var ama önemli noktalara değinmek istedim. Bu farklı bir görüş elde etmek adına eğitimcilerin ve ebeveynlerin okuması gereken bir kitap. Çocuklar neyin sahte neyin gerçek olduğunu çok iyi ayırt ederler. Bu yüzden kişilik sahibi olmayan hiç kimse bir kişiliği eğitemez. Bunun için bir anne-baba ya da bir eğitimci önce kendi benliği ile yüzleşmelidir. Bir eğitimci önce kendini eğitmeli ve yetiştirmeli, sonra çocukları eğitmeye hakkı olduğunu düşünüp en doğru şekilde yetiştirmek için canla başla çalışmalıdır. (Ebru Keser)

Jung bu eserinde ideal insan kişiliğinin oluşması ve gelişmesi için gerekli gördüğü psikolojik yaklaşımları açıklamaktadır. Eser genel olarak çocuk psikolojisi, eğitimi ve gelişimi üzerinedir. İnsanın kişiliğinin doğru gelişmesi için eğitimin önemi vurgulanmaktadır ve konuyla alakalı pedagojik bilgiler verilmektedir. Jung, çocuğun kişilik gelişimiyle alakalı en büyük rolün ebeveyne ait olduğunun özellikle altını çizmiştir. O'na göre sağlıklı ve kendi farkındalıklarının bilincinde olan bireyler sağlıklı ve tam çocuklar yetiştirebileceklerdir. Dolayısıyla çocuklardaki bazı hoş görülmeyen davranışlarını ebeveyn davranışlarına bağlama eğilimindedir. Ebeveynler dışında eğiticiler de öğrenciler üzerinde büyük etkiye sahiptir. Öncelikle eğiticiler kişilik gelişimlerini tamamlamış olmalıdırlar. Jung ayrıca eğitimin ömür boyu sürmesi gerektiğini savunmuştur. Eserde önemli bir bölüm de Jung'un öncüsü olduğu Analitik Psikoloji'nin kişilik gelişimine dair tezlerine ayrılmıştır. Jung'a göre; rüyalar, bilinçdışı aktarımı, kişinin kendi psişesinin farkında olması gibi unsurlar kişisel gelişim ve tamamlanmış bir birey olmak için vazgeçilmez öğelerdir. Bunun gerçekleşmesi için bireyin kendi çabalarıyla beraber, uzmanlarla yapılan görüşmelerin ve doğuştan gelen kabiliyetlerin etkisi sözkonusudur. Kişisel kabiliyet kişilik gelişiminde çok önemli bir faktör olarak vurgulanmıştır. Ayrıca eserde "aktarım" adı verilen bilinçaltındaki (bilinçdışı) verilerin, bilincin farkedeceği hale getirilmesinin çok ciddi, uzmanlık gerektiren bir uğraş olduğu da belirtilmiştir. Kitabın son kısımlarında ise ideal evlilik ve kişilik gelişiminde evliliğin etkisi çift taraflı olarak incelenmiştir. Jung, genel olarak ideal evliliğin birbirlerini bütünleyici ve bilinçdışlarının etkisinde kalmayan eşler arasında gerçekleşebileceğini söylemektedir. (Gökhan)

Carl Gustav Jung, bu kitabında Goethe’nin şiirinden şu alıntılara yer vermiş: İnsanoğlu için en büyük mutluluk Sadece insanın kendi kişiliğidir! Kitapta çocuk psikolojisi ve eğitimi konusundaki çalışmaları yer alıyor. Kitap 8 bölüme ayrılmış: Çocukta Psişik Çatışmalar Wickes’in “Analyse Der Kınderseele” Adlı Kitabına Giriş Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Analitik Psikoloji ve Eğitim Doğuştan Yetenekli Çocuk Bireysel Eğitimde Bilinçdışının Önemi Kişiliğin Değişimi Psikolojik Bir İlişki Olarak Evlilik Bölümler Carl Gustav Jung’ın üzerine çalışmış olduğu makalelerden oluşuyor. Kitabın önemli bir kısmında ebeveynlerin çocukları üzerindeki etkinliklerinin üzerine durulmuş. (Paragrafnbasi)

Kişiliğin Gelişimi PDF indirme linki var mı?

Carl Gustav Jung - Kişiliğin Gelişimi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kişiliğin Gelişimi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Carl Gustav Jung Kimdir?

Carl Gustav Jung. (d. 26 Temmuz 1875 Kesswil, Thurgau, İsviçre. ö. 6 Haziran 1961 Küsnacht ZH, Zürih, İsviçre). İsviçreli psikiyatr, analitik psikolojinin kurucusu. Derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan birisi.

Basel Üniversitesi'nde tıp profesörü olan büyükbabasının adını taşıyan Carl Gustav Jung İsviçreli bir papazın oğludur. 1895 yılında Basel'de tıp eğitimi almaya başladı ve 1900 yılında Eugen Bleuler'in asistanı olarak Burghölzli'de psikiyatrist olarak hizmet verdi. Doktorasını 1902 yılında tamamladı. Konu okült (gizli, görünmeyen) fenomenler (etkiler) ve onların Psikoloji ve Patolojiyle bağlantıları idi. Paris'te 6 ay Pierre Janet ile bilgilerini derinleştirdi. 1903 yılında Emma Rauschenbach ile evlendi. 36 yaşında Uluslararası Psikanaliz Birliği'nin ilk başkanı oldu. Psikolojik analizlerinde astrolojiden de yararlanan Carl Gustav Jung,Sigmund Freud'le beraber üzerinde çalıştığı toplumsal bilinçaltı kavramı ile de tanınır.

Carl Gustav Jung Kitapları - Eserleri

  • Dört Arketip
  • Keşfedilmemiş Benlik
  • İnsan Ruhuna Yöneliş
  • Psikoloji ve Din
  • Anılar, Düşler, Düşünceler
  • Rüyalar
  • Maskülen
  • Feminen
  • Kişiliğin Gelişimi
  • Kırmızı Kitap
  • Ulysses ve Picasso Üzerine Denemeler
  • Analitik Psikoloji Üzerine İki Deneme
  • İnsan ve Sembolleri
  • Psikoterapi Pratiği
  • Gökte Görülen Cisimler Üzerine Bir Mit
  • Eşzamanlılık
  • Analitik Psikoloji Sözlüğü
  • Analitik Psikoloji
  • Doğu Metinlerine Psikolojik Yaklaşım
  • Freud ve Psikanaliz
  • Ruh
  • Carl Gustav Jung'un Kehf Suresi Tefsiri
  • Analitik Psikolojinin Temel İlkeleri
  • Seçme Yazılar
  • Nietzsche'nin Zerdüşt'ü Üzerine Seminerler
  • Psikolojide Tipler
  • Bilinç ve Bilinçaltının İşlevi
  • Dinlerin Psikolojiye Etkileri
  • Dönüşüm Sembolleri
  • Aion
  • Psikiyatri Araştırmaları
  • Les Racines de la Conscience
  • Dışa Bakan Rüya Görür İçe Bakan Uyanır
  • The Structure and Dynamics of the Psyche
  • The Archetypes and the Collective Unconscious
  • Civilization in Transition
  • Psikoloji ve Felsefe
  • Two Essays on Analytical Psychology
  • Rüyalar
  • Kundalini Yoga Psikolojisi
  • Rüya Analizleri
  • Kəşf Olunmamış Mənlik

Carl Gustav Jung Alıntıları - Sözleri

  • ...ruhani bir amaç, ruh sağlığının kesin gerekliliğidir. (Kişiliğin Gelişimi)
  • "Kendi ruhunu bir teleskopla baktı. Düzensiz gibi görülenleri gördü ve güzel yıldız kümeleri gibi gösterdi ve bilincine dünyaların içinde gizli dünyalar kattı." (Anılar, Düşler, Düşünceler)
  • Bugün bunların olmasındaki amacın karanlığa, olabildiğince aydınlık getirebilmek olduğunu biliyorum. (Anılar, Düşler, Düşünceler)
  • Bastırılmış acı verici düşünce kendisini ancak "sembolik " olarak ifade edebilir. (Rüyalar)
  • Duygusallık, aşağılık duygusunun varlığının şaşmaz belirtisidir. Bu,sadece iki kişi arasında değil, aynı zamanda kendi içimizdeki çatışmanın ve anlaşmazlığın psikolojik temelini oluşturur. (Analitik Psikoloji)
  • Tutkularının cehenneminden geçmemiş biri, onların hiçbir zaman üstesinden gelemez. (Doğu Metinlerine Psikolojik Yaklaşım)
  • “Nietzsche’nin Zerdüşt’ünün bir de psikolojik açıdan dikkatle okunmasını öneririm. Nietzsche, tanrısı ölen ve tanrısal paradoksu ölümlü insanın dar kılıfına hapsettiği için yıkılan “Üst-İnsan”ın psikolojisini eşine az rastlanır bir tutarlılıkla ve gerçekten dindar bir insanın tutkusuyla tasvir etmiştir.” (Dört Arketip)
  • Biz hala kendimizde görmek istemediğimiz bütün kötülükleri ve değersizlikleri diğer insanlara atfetmeye devam ederiz. Bu nedenle, onu eleştirmemiz ve ona saldırmamız gerekir. (Keşfedilmemiş Benlik)
  • insan yığınları hep sürü psikolojisine, bu yüzden de körükörüne “kaçışmaya” ve avam psikolojisine, bu yüzden de hissiz bir vahşilik ile isterik ağlamaklılığa meylederler. (Psikoterapi Pratiği)
  • Ne var ki ben, büyük ölçüde insanca beceriksizliklere bağlı olan bir şey için dini suçlamak gibi bir hataya düşmek istemiyorum. (Seçme Yazılar)
  • Bütün kaosun içinde bir kozmos, bütün düzensizliğin içinde gizli bir düzen vardır. (Les Racines de la Conscience)
  • Kadının güçlü bir erkeğin gücünden çok zayıflığını, zekası yerine akıllı adamın aptallığını sevmesi kadim bir olgu değil midir? (Feminen)
  • - " (...) Bir Japon atasözü şöyle der: “Hırsızlık yalanla başlar.“ (Psikiyatri Araştırmaları)
  • "Biraz yanlış davranmak bize daha bir rahatlık sağlar.. Bunun da nedeni, mükemmellik denen şeyden yoksunluğumuzdur.. Hintliler bir tapınak yaptırdı mı, bir köşesini bitirmeden bırakır.." (Analitik Psikolojinin Temel İlkeleri)
  • Öğrendim ki yalnızca içimizde olanı ifade etme, ona tanıklık etme hakkına sahibiz; başkalarından bizim bakış açımızı benimsemelerini beklemeye hakkımız yok, onları dönüştürmeye çalışmaya ise hiç hakkımız yok. (Kundalini Yoga Psikolojisi)
  • "Jung, Müslümanların yaşadığı Mısır, Cezayir, Tunus, Büyük Sahra'ya geziler yapmıştır. Bu gezilerinden birinde Somalili bir sufî, Jung'un Kur'an'ı kendisinden daha iyi bildiğini söylemiştir." (Carl Gustav Jung'un Kehf Suresi Tefsiri)
  • İnsan muazzam işler başardı, ama bunun karşılığında dünyanın uçurumunu derinleştirdi; insan nerede duracak, durabilecek? (Dört Arketip)
  • Yaşamını bir yalanın üzerine kuramazsın. (Anılar, Düşler, Düşünceler)
  • …bilinç gelişimi ne düzeyde olursa olsun, her uygar insan ruhunun derinliklerinde arkaik bir insan olmaya devam eder. İnsan vücudu bizi nasıl memelilere bağlıyorsa ve sürüngenler çağına kadar uzanan evrimsel sürecin hatıralarını taşıyorsa, insan ruhu da, başlangıcına kadar izlerini takip ettiğimizde, sayısız arkaik özellikler gösteren bir gelişimin ürünüdür. (Keşfedilmemiş Benlik)
  • ....özellikle ilkel insanlar çocuklarına çok bağlıdır.. (Freud ve Psikanaliz)

Yorum Yaz