dedas
Turkcella

Kibarlık Budalası - Molière Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kibarlık Budalası kimin eseri? Kibarlık Budalası kitabının yazarı kimdir? Kibarlık Budalası konusu ve anafikri nedir? Kibarlık Budalası kitabı ne anlatıyor? Kibarlık Budalası kitabının yazarı Molière kimdir? İşte Kibarlık Budalası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 25.02.2022 06:00
Kibarlık Budalası - Molière Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Molière

Çevirmen: Berna Günen

Orijinal Adı: Le Bourgeois Gentilhomme

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053328049

Sayfa Sayısı: 136

Kibarlık Budalası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Molière [Jean-Baptiste Poquelin] (1622-1673): Clermont Koleji'nde Latin ve Yunan dili ve edebiyatı dersleri aldı. Hukuk öğrenimi gördü, 1641'de kabul edildiği barodan ayrıldı. Zamanını ve dehasını tiyatroya adadı. Ölene dek, yani otuz yıl boyunca tiyatro eserleri yazdı, yönetti ve temsillerde rol aldı. Klasik Fransız komedyasının kurucusu olarak kabul edilmesini sağlayan bir gelenek yaratmayı başardı. IV.Mehmet'in elçisi olarak Paris'e gelen ve görkemli bir törenle karşılanan Süleyman Ağa Fransız sarayının ihtişamına beklenen ilgiyi göstermeyince, XIV. Louis bu ilgisizliğin intikamını almak için Molière'e oyun sipariş eder. Ortaya gülünç bir Türk balesiyle sonlanan eğlenceli bir hiciv çıkar. Burjuva Mösyö Jourdain'in asilzade olma yolundaki umutsuz ve gülünç mücadelesini anlatan, XIV. Louis'nin en çok güldüğü Molière oyunu unvanını kazanan Kibarlık Budalası ilk kez 14 Ekim 1670'te Chambord'da, aynı yıl 28 Kasım'da ise, sarayda kralın huzurunda oynanmıştır.

Kibarlık Budalası Alıntıları - Sözleri

  • Sizin cehaletinizden ben utanıyorum!
  • Sevdiğimiz insanın bizi ikna etmesine ne de kolay izin veriyoruz.!
  • Kalbim ne kadar sağlammış, görecekler... Onu terk edeceğim.
  • Sevdiğimiz insanların bizi ikna etmesine ne de kolay izin veriyoruz.
  • Of aptallarla uğraşmak ne zor iş!
  • Ah! Sevmek ne kadar güzel Sadıkken kalplerimiz!
  • Sanatın inceliklerini anlayan, bir eserdeki güzelliklere kucak açan, çalışmanızı gönül okşayıcı övgülerle ödüllendiren kişilerle çalışmak ne büyük zevktir.
  • […] Tanrı kahretsin sadakatsizlik edeni.
  • Cahil kadınlara hiç dayanamıyorum!
  • Sevdiğimiz insanın bizi ikna etmesine ne de kolay izin veriyoruz !
  • Bence güzel sanatlarda eserleri ahmakların önünde icra etmekten, yapılan besteler hakkında bir gerizekâlının söylediklerine tahammül etmekten daha büyük bir işkence olamaz.
  • —Ne yani senin keyfin kaçıyor diye kimseyi içeri almayalım mı? —En azından bazılarını almasanız iyi olur.
  • Mösyö Jourdain Ne kadar itici sözler bunlar. Bu mantik bana gelmez. Daha hoş bir şeyler öğrenelim
  • _ Talimatlarımı dinleyeceğine karşıma geçmiş küstah küstah gülüyor ! _ Gülmek için bu günü beklemediler, tavırlarınız insanları çoktandır güldürüyor.
  • Ben artık bu dünyayı tanıyamıyorum !

Kibarlık Budalası İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hahaha, ilahi Moliere! Sen adamı öldürürsün! Bu adam ya Kayserili ya da Kayserililerle çok muhatap olmuş. Araştırılsın, soruşturulsun. Aksi takdirde bizim Fransız olduğumuzu düşünürüm. (Kahkaha emojisi) Mösyö Jourdain'in asilzade olmak hevesi ve asla olamayacağı gerçeği... Tiyatroda seyretmek isterdim, bu eseri. Tamam tamam. Tamam... Güzel eser de yine de Türklere sataşman hiç hoş değil. Bu yüzden bir puan kırdım. Müthiş hiciv. İlahi! (Çiğdem)

Moliere'den okuduğum 3. eseri oldu. Cimri ve Kadınlar Mektebi eserleri kadar beğenmedim tabii ama okurken keyif aldığım bir eser oldu. Ayrıca kitap hakkında biraz araştırma yaptım ve Osmanlı Devleti ile bağlantılı bir eser olduğunu öğrendim :) tavsiye ederim güzel bir eser. (nazlı)

Kibarlık Budalası - Moliére Tiyatro eserlerine karşı ön yargımı kıran kitap. Nasıl ilerleyeceğini bilemediğim için uzak durduğum tiyatro eserleriyle bir ödev sayesinde tanıştım ve iyi ki tanışmışım. Kitap XIV. Louis'in isteği üzerine Moliére tarafından yazılmış. Asilzade olmaya heveslenen ve yaptıklarıyla komik duruma düşen bir burjuva anlatılıyor. Öyle ki kızıyla evlenmek için ondan izin istemeye gelen Cléonte adlı genci asilzade olmadığı gerekçesiyle reddediyor. Bunun üzerine Cléonte ve uşağı Covielle ona bir oyun oynamaya karar veriyorlar. Kitapta Türklere de bolca yer verilmiş. Çünkü sultan IV. Mehmet, Süleyman Ağa'yı Fransa'ya elçi olarak gönderiyor. Süleyman Ağa ihtişamlı görüntüsü sebebiyle sadrazam sanılıyor ve çok gösterişli bir şekilde karşılanıyor. Süleyman Ağa bütün bunlara dudak büküyor ve kral bu duruma çok sinirleniyor. İntikam için de Moliére'den gülünç bir bale yazmasını istiyor. Bu yüzden kitabın son iki perdesi kralın isteğiyle tuluata dönüşüyor. Konuya dönecek olursak kitabın adından da anlaşılacağı gibi, sınıf atlama merakıyla bir asilzade olmaya heveslenen fakat konuya dair hiçbir bilgisi olmadığı için gülünç duruma düşen bir adamın hikâyesini okuyoruz. Çok sade, akıcı bir şekilde okunabilen bir yapıt. Benim en sevdiğim kesit ise Lucile, Cléonte, Nicole ve Covielli dörtlüsünün kavga ettikten sonra aralarında geçen konuşmaların olduğu bölümdü. Sade bir dille yazılmış, akıcı bir yapıt. Eğer hâlâ okumadıysanız okumanızı öneririm :) kitap/kibarlik-budalasi--937 yazar/molire (A•)

Kitabın Yazarı Molière Kimdir?

Molière, sarayın döşemelerini yapan bir mobilyacı olan Jean Poquelin ile bir zengin burjuva ailesinin kızı olan Marie Cresse'nin oğluydu. Moliere annesini 10 yaşındayken yitirdi ve babası ile bağlantıları hiç sıkı değildi. Annesinin ölümünden sonra babası ile Paris'de o zaman yukarı burjuva sınıfından kişilerin evlerinin bulunduğu Rue Saint-Honoré'de yaşadılar. İlk okul eğitimini Paris'te yaptı ve sonra Paris'in en iyi okullarından Cizvit'lerin idaresinde olan "Collège de Clermont"'da öğrenim gördü. 1641'de bu okuldan ayrıldı. Babası 1531'de bir imtiyaz satın almıştı ve Moliere babasının işini devam ettirmeye başladı ve bu arada hukukçu olmak için çalışmalara başladığı da bildirilir.

Haziran 1643'te Moliere 23 yaşında iken birden babasının işini bırakmaya ve Paris'ten ayrılmaya karar verdi. Daha önce tanışmış olduğu tiyatrocu güzel aktrist Madelaine Bejart ile birleşip kendisi 630 livre sermaye katarak ile Bejart'la birlikte Illustre Théâtre adlı bir tiyatro topluluğu kurdu. Böylece bağlı oldugu sosyal sınıf ilişkilerini geride bıraktı. Sahne adı olarak Fransa'nin Midi bölgesinde Vigan şehri civarında bir köy olan Molière ismini kullanmaya başladı. Bundan hemen sonra bu topluğa Madelaine'nin erkek ve kız kardeşleri de katıldı. Moliere hem iyi aktörlük gücü hem de eğitimi dolayısıyla bu gezici tiyatro trupunun idarecisi oldu. 1645'te bu gezici tiyatro trupu, çoğu pansiyon masrafları olmak üzere, 2000 livre borçlanmıştı. Moliere bu borçlar dolayısıyla hapse atıldı ama ya babası ya da topluluk mensupları borcu ödeyerek 24 saat sonra hapisten kurtarıldı.

Bundan sonra Moliere ve Madelaine Bejart 12 yıl sürecek bir gezici tiyatro hayatına başladılar. Önceleri "Charle Dufresne"'nin trupuna katıldılar ve sonra kendi truplarını kurdular. Bu topluluk biraz başarı kazanarak Orleans Dükü I. Filip'in koruması ve desteği altında çalışmaya başladı. Bu gezginci tiyatroculuk döneminden Moliere'in ancak iki eseri elimize geçmiştir: "L'Étourdi" ve "Le Docteur amoureux". Bu eserlerde Moliere'in gezginci tiyatroların alışılagelen İtalyan asıllı ve yarı tuluat şeklindeki Comedia del Arte konu ve stilinden ayrılıp kendine has bir oyun uslubu geliştirmeye başladığı gorülmektedir. Bu arada Moliere Languedoc Eyaleti valisi Conti Dükü ile iyi arkadaş olmuş ve onun mali desteğini almıştır. Fakat bu kişi bir zuhrevi hastalığa tutulunca dinsel baskılar dolayısıyla tiyatroculara mali desteğini kesmiş ve şahsi ilişkilerden bile uzaklaşmıştır. 1650 - 1953'te tiyatroyla Lyon'da kaldı ve Lyons'da iken Moliere'in trubuna Markiz sahne adlı Mademoiselle Duparc katıldı. Bu aktrist tanınmış oyun yazarları olan Pierre Corneille, sonra da Jean Racine ile ilişki kurdu ve hatta bir müddet Racine'in metresliğini yaptı. Racine hazırladığı ilk eserini Moliere'in sahnelemesini istemiştir ama Moliere bunu kabul etmemiştir.

Paris'te "Rue de Richelieu" ve "Rue Molière" kavşağındaki Moliere anıtı

1658'de Moliere ve trupu en sonunda Paris'e geldiler. Kral XIV. Louis'nin kardeşinin koruması altında, 1658'de eski Louvre'da Kral'a Corneille'in "Nicomedes" adlı trajedisini ve "Le Docteur amoureux (Aşık doktor)" adlı fars oyunun oynadılar. Moliere'in trupu Kral'ın kardeşi Orleans Dükü I. Filip'in mali desteğini kazanarak "Mösyö'nun Trupu" olarak anılmaya başladılar. Yine Orleans Dükü desteği ile bu trup ve Fiorelli'nin (Scaramouche) rolünü benimsediği İtalyan Commedia dell'Arte trubu birleşip Paris'te tanınan yeni bir tiyatro topluluğu oluşturdular. Bu topluluk Louvre Sarayı yakınlarındaki "Petit Bourbon Tiyatrosu"'nda merkezlendi.

Bu toplulukla 18 Kasım 1659da "Les Précieuses ridicules (Gülünç Kibarlar)" eserini sahnediler. Bu oyunla Moliere çok dikkat çekti ise de Paris'in tiyatro seyircileri bu oyundan özellikle hoşlanmadılar. Bu sefer Moliere toplulukta arkadaşı olan ve Scaramouche karekteri ile ün yapan Italyan Tiberio Fiorelli'den Commedia dell'Arte hakkında epey ders alıp bunları uygulamaya koyuldu. 1660'da temsile koyduğu "Sganarelle, ou Le Cocu imaginaire (Hayalde Aldatılmış Koca)" adlı oyunu cok tutuldu. Bu trup 1660'da Kral huzurunda birkaç kez oyunlar oynadı. 1661'de Kardinal Richelieu'nün bir tiyatro binası olarak yaptırdığı yeni "Theatre du Palais-Royal"de topluluğuyla oyunlar sahnelemeye başladı. Moliere'in bundan sonra bütün "Paris" oyunları burada sahnelendi.

1662'de trupunun kurucularından olan arkadaşı Madeleine Bejart'ın Comte de Modene'den olan kızı Armande Bejart'la evlendi. Üç çocukları oldu; ama bunlardan yalnızca tek biri yaşadı. Kral tarafından 1.000 livre yıllık maaş bağlandı. 1664'te Kral, Moliere'in oğlunun vaftiz babası oldu. Aynı yıl Kral'ın bağladığı yıllık maaş 7.000 livreye çıkartıldı.

Bu dönemde Moliere drama kuramcısı Boileau, La Fontaine ve Racine ile dostluk kurdu. "Kadınlar Okulu" ve "Tartuffe" oyunları yüzünden Cizvit Jansenitlerle arası bozuldu ve onların ve diğer koyu dindarların öfkesi üzerine çekildi. Sağlığı bozuldu. Başrolünü oynadığı "Le malade imaginaire (Hastalık Hastası)" oyununun oynandığı 17 Şubat 1673'teki oyunun dördüncü sahnesinde, Molière sahnede fenalaşıp yere düştü. Verem hastası olan yazar kanlı öksürük krizini atlattıktan sonra, tüm ısrarlara rağmen rolünü tamamladı. Oyundan birkaç saat sonra evinde yeniden fenalaşan yazar, bu ikinci krizi atlatamayarak vefat etti.

Zamanının Katolik kilisesi aktörlerden ve tiyatrodan hoşlanmamaktaydı ve kilisenin israrıyla çıkartılan devlet kanunlarına göre de aktörlerin kilise töreni ile kiliselerin takdis ettiği mezarlıklara gömülmeleri yasaktı. Moliere ölmekte iken Katolikler için geleneksel olan bir rahip tarafından son nefeste takdis edilmesi imkânı olmamıştı ve Katolik kilisesi ona dinsel cenaze töreni yapmaktan ve mezarlıkta bir kabir temin etmekten kaçındı. Fakat Moliere'in karısı Armand Krala'a başvurarak eğer kocasının cenazesi töreninin tamamiyle geleneklere uzak olarak geceleyin yapılması ve normal bir kilise cenaze törenine benzemesi için ondan özel izin aldı. Moliere'in ceseti takdis edilmiş bir kilise mezarlığının duvarla ayrılmış bir köşesinde bulunan ve vaftiz edilmeden, yani Katolik mezhebine kabul edilmeden, ölen bebeklerin mezarlığına gömüldü. 1792'de Fransız Devrimi idaresi sırasında Moliere'in ceseti bu mezarlıktan çıkartılarak o zaman kurulan "Fransız Anıtlar Müzesi"ne geçirildi; 1816'de ise Paris'te tanınmış kişiler için bir mezarlık olan Pere Laschaisee şair Lafontain mezarı yakınında bulunan bir mezara konuldu.

Molière'in bilinen ilk yapıtları, Paris dışında gezgin tiyatroculuk yapmakta iken 1655'te Lyon'da sahnelenen "L'Etourdi ou contretemps" (Türkçe olarak ilk sahnelenme adı "Savruk", 1876; Dünya Edebiyatından Tercümeler serisinde yayımlanma adı "Şaşkın yahut Beklenmedik Engeller", 1944) ve "Le Docteur amoureux (Aşık Doktor)" idi. Bu eserlerle Moliere bu dönemde gezginci tiyatroların uydukları İtalyan ve yarı tuluat şeklindeki Comedia del Arte tiyatro konu ve stilinden ayrılıp kendine has bir oyun uslubu geliştirmeye başlamıştır.

Moliere, 1656'da ilk önemli komedisi sayılan ve Paris'te sahnelenen ilk oyunu olan "Les Precieuses Ridicules"'ü (ilk Türkçe sahnelenme adı "Dudukuşları", 1876; yayımlama adı Gülünç Kibarlar , 1943) yazdı. Sosyetenin kibar davranışlarına özenen iki taşralı genç kızı konu alan bu oyun, Moliere'in bütün yapıtlarında öne çıkan bir temanın ilk işlenişiydi. Moliere burada, toplumsal kuralların gerektirdiği yüzeysel kibarlıkla altta yatan içgüdüsel davranış arasındaki uyumsuzluğun yarattığı gülünçlüğü ele alıyordu. Bu oyunla Moliere çok dikkat çekti ise de Paris'in tiyatro seyircileri bu oyundan özellikle hoşlanmadılar ve çok tenkide uğradı. Bu sefer Moliere toplulukta arkadaşı olan ve "Scaramouche" karekteri ile ün yapan İtalyan aktör Tiberio Fiorell'den Commedia dell'arte hakkında epey ders alıp bunları uygulamaya koyuldu. 1660'da temsile koyduğu "Sganarelle, ou Le Cocu imaginaire (Hayalde Aldatılmış Koca)" adlı oyunu çok tutuldu. Bu eserin aile içi ilişkiler teması Moliere'in insan ilişkilerinin yapmacıklığa dayandığı hakkındaki pesimist dünya görüşünü dramatik olarak ifade etmektedir.

Moliere'in topluluğu 1661'de, Kardinal Richelieu'nün bir tiyatro binası olarak yaptırdığı Palais Royal'deki (Kraliyet Sarayı) bir salona taşındı. Moliere'in bütün "Paris" oyunları burada sahnelendi.

1662'de sahneye konan ünlü oyunu "L'Ecole des femmes" (Türkçe'de ilk sahnelenme adı "Kadınlar Mektebi, 1876; yayımlanma adı Kadınlar Mektebi", 1941) daha ilk gecesinde skandal yarattı. Seyirciler ve yetkililer, artık hiçbir değere saygısı kalmamış bir komedyenle karşı karşıya olduklarını düşünüyorlardı. Oyun, kadınlardan çekinen ve bu yüzden de saf, gözü açılmamış bir genç kızla evlenerek onu kendi ilkeleri doğrultusunda yönetmek isteyen bir erkeği konu alıyordu. Oyunun sonunda adam genç eşine aşık oluyor, ama aşkı dile getirmesini ve kadınlara bir sevgili gibi yaklaşmasını bilmediği için gülünç durumlara düşüyordu.

Moliere oyuna gelen eleştirilere 1663'te La Critique de L'Ecole des femmes ("Kadınlar Mektebinin Tenkidi, 1944) ve L'Impromptu de Versailles (Versailles Tulûatı, 1944) adlı tek perdelik oyunlarıyla karşılık verdi. Bunlardan ilkinde komedi anlayışını yansıtıyor, ikincisinde ise oyuncuların dinlenme odasını ve prova sırasında sahne arkasındaki konuşmaları çok gerçekçi bir bakışla anlatıyordu.

Molière Kitapları - Eserleri

  • Kibarlık Budalası
  • Cimri
  • Hastalık Hastası
  • Scapin'in Dolapları - George Dandin
  • Tartuffe
  • İnsandan Kaçan

  • Kadınlar Mektebi
  • George Dandin veya Bir Koca Nasıl Rezil Edilir?
  • Kibarlık Budalası - Sevda Doktoru
  • Gülünç Kibarlar
  • Don Juan
  • Zorla Evlenme
  • Tartüf

  • Hastalık Hastası - Cimri
  • Şanlı Aşıklar
  • Münasebetsizler
  • Şaşkın
  • Mösyö de Pourceaugnac
  • Sevda Hekim
  • Amphitryon

  • Zoraki Hekim
  • Kocalar Okulu
  • Tartuffe Cilt 1
  • Don Garcia De Navarre Yahut Kıskanç Prens
  • Tartuffe ve Diğer Oyunlar
  • Hekim Uçtu ve Soytarının Kıskançlığı

Molière Alıntıları - Sözleri

  • Güçlükler, muvaffakiyetin değerini artıran süslerdir. (Şaşkın)
  • Siz erkekler bir tuhafsınız! İnsan sizi yüreğinin bütün açıklığıyla sevdi mi, sevgisini gösterdi mi, hemen soğuyuverirsiniz; hem de nasıl! Ölsek kılınız kıpırdamaz. (Cimri)
  • Ama, açık söyliyeyim, siz dediniz diye hiçbir huyumu değiştirmeye niyetim yok. Ben dinlesem dinlesem keyfimi dinlerim, yaşayışımdan da pek memnunum. (Kocalar Okulu)
  • "Kalbini başkasının çalması iki kere acı veriyor bana. Aşkıma mı yanayım, şerefime mi?" (Kadınlar Mektebi)
  • Seven adam, güzel duygulardan, insanın gönlüne hoş gelen şeylerden, şefkatten, aşktan ateşli bir şekilde bahsetmesini bilmeli, evleneceği kıza usul ve erkânı ile muamele etmelidir. (Gülünç Kibarlar)
  • Doğrulara daima düşman olurlar; hasetler ölür, hasetlik kalır. (Tartuffe ve Diğer Oyunlar)

  • Mahsus aldırmadım, anlamamazlıktan geldim. Çünkü, tabiatım hiddetlidir, bir kızarsam kendimi tutamam. (Gülünç Kibarlar)
  • Değil mi ki gönlümüz, seviyorum demeye Kararlı olunca çok zorluk çeker (İnsandan Kaçan)
  • Ah! İnsan sevdiklerinin sözlerine ne kadar kolay inanıyor. (Cimri)
  • Bu cenabet şehir de, burada oturan cenabet insanlar da cehennemin dibine gitsin. Adım başında sizi süzen, sırıtan aptallara rastlamamak kabil değil! Eh aylak baylar, işinize gidin. Herkesin suratına karşı gülmeyi bırakın da yollarına gitsinler. Hele birisi gülsün, görür görmez suratına bir tane yapıştırmazsam allah belamı versin. (Mösyö de Pourceaugnac)
  • Hem bilirsin, ben aşkta özgürlüğü severim, dört duvar arasına hapsedemem yüreğimi. (Don Juan)
  • Ama aşk kararlılık ister yürekten. (Tartüf)
  • ...-sizin kibarlığınız bizim karnımızı doyurmaz!" (Gülünç Kibarlar)

  • "Her şeyi mahveden bizim endişelerimiz, sabırsızlığımızdır." (Hastalık Hastası)
  • Ah! Sevmek ne kadar güzel Sadıkken kalplerimiz! (Kibarlık Budalası)
  • Kalbim ne kadar sağlammış, görecekler... Onu terk edeceğim. (Kibarlık Budalası)
  • Ne adaletsiz bir adalet ... (Mösyö de Pourceaugnac)
  • Dünyaya güven olmaz. (Şaşkın)
  • Güzel bir talihten kolay şüphe edilir. İnanmadan evvel elde etmek lazımdır. (Tartuffe)
  • Biz neler gördük be sizin gibi. (Don Juan)

Yorum Yaz