diorex
sampiyon

Kendi Kendine Psikanaliz - Karen Horney Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kendi Kendine Psikanaliz kimin eseri? Kendi Kendine Psikanaliz kitabının yazarı kimdir? Kendi Kendine Psikanaliz konusu ve anafikri nedir? Kendi Kendine Psikanaliz kitabı ne anlatıyor? Kendi Kendine Psikanaliz PDF indirme linki var mı? Kendi Kendine Psikanaliz kitabının yazarı Karen Horney kimdir? İşte Kendi Kendine Psikanaliz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.06.2022 04:00
Kendi Kendine Psikanaliz - Karen Horney Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Karen Horney

Çevirmen: Selçuk Budak

Orijinal Adı: Self-Analysis

Yayın Evi: Öteki Yayınevi

İSBN: 9189151782049

Sayfa Sayısı: 228

Kendi Kendine Psikanaliz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnsan kendini tanıyabilir mi? Ya da başkalarını? Ya da tanımalı mı? Peki kendini tanımak nedir? Tanınacak olan "kendi" nedir? İnsanın bir birey olarak ortaya çıkmasıyla, yani, "kendini" doğadan ve başka her şeyden, herkesten ayrı bir bütünlük olarak algılamaya başlamasıyla birlikte zihinleri kurcalamaya başlayan bu türden sorular, şimdi bile ilk anın gizemini, heyecan verici sürükleyiciliğini korumaktadır. Bu ilginç çalışmasında Horney, konunun felsefi yanına ek olarak, teknik yanını da ele almış, çağdaş psikanalitik yöntemlerin yardımıyla kişinin kendini tanımasının olası olduğunu örnekleriyle göstermeye çalışmıştır. Bu kitabın, kendi kişisel gelişimi doğrultusunda çaba harcayan herkes için, öngördüğü alçak gönüllü, ama bir o kadar da etkili bir teknikle, yararlı bir yol gösterici ve başvuru kaynağı olacağına inanıyoruz.

Kendi Kendine Psikanaliz Alıntıları - Sözleri

  • "Eğer bir insan kendine ilişkin bir gerçeği keşfedecek yeterli yürekliliği göstermişse, cesaretinin onu sonuna kadar götürebilecek ölçüde güçlü olduğuna rahatlıkla güvenebilir."
  • Her şeyden önce birey, gece ve gündüz kendisiyle birlikte yaşar.
  • Her şeyden önce birey, gece gündüz kendisiyle birlikte yaşar
  • Her şeyden önce birey, gece gündüz kendisiyle birlikte yaşar
  • …beslediği, onun ölmesini açıkça arzulayışı da dahil olmak üzere açık nefret ve aşağılama duyguları…
  • Saldırılardan kaçmak, tavşanın tehlike karşısında uyguladığı stradejidir ve bu onun sahip olduğu tek stratejidir; belki de bunun yerine kavga etmeye karar veremezdi çünkü kısaca bunu yapabilmesini sağlayacak araçlardan yoksundur.
  • "Eğer bir başarısızlık korkusu kavranıp azaltılırsa kişi kendiliğinden daha etkin olacak ve o güne dek bilinçsizce kaçındığı riskleri göze alacaktır."
  • “İnsanda yeterli yaşama istemi yoksa, analiz olsun ya da olmasın, nasıl olsa yıkılacaktır.”
  • Bu örnek, güvenliği tehlikeye düştüğü zaman nevrotik bir insanı kıskıvrak yakalayan büyük korkuyu açıklar: Eğer kusursuzluktan, tam bağımsızlıktan ya da itici ihtiyaçlara karşılık gelen standardı neyse ondan saparsa, her şeyini yitireceğine inanır.
  • Yetişkin birey kendi davranışını ortama uyarlamakla yetinir, buna karşın çocuk kişiliğini değiştirir.
  • Bir terapi yöntemi olarak geçici kendini analiz, durum nevrozu için bütünüyle uygun bir yöntemdir. Ayrıca hafif nevrozlarda da çok doyurucu sonuçları doğurabilir. Ama daha karmaşık nevrozlarda bu, boşluğa atılan bir adımdan öte bir şey sayılmaz. Olsa olsa, şurada burada bir gerilimi dindirebilir ya da şu ya da bu rahatsızlığın anlamını gelişigüzel aydınlatabilir.
  • Onun ilgileneceği tek sorun, öz-incelemenin yapıcı mı yoksa boşuna mı olacağı sorusudur. Öz-incelemenin, daha iyi, daha zengin ve daha güçlü bir insan olma amacının hizmetinde kullanıldığı taktirde —eğer bu, son amacı öz-algılama ve değişme olan sorumlu bir çabaysa— yapıcı olduğunu söylemek isterim. Ama eğer öz-inceleme kendi içinde bir amaçsa, yani, eğer sadece psikolojik ilişkilere yönelik fark gözetmeyen bir ilgide aranıyorsa —sanat için sanat— o zaman bu, Hustoun Peterson'un "mania psychologica (psikoloji deliliği)" dediği şey içinde kolayca yozlaşabilir.
  • Analizdeki herkes sadece kendini değil, ayrıca yaşamının bir parçası olan diğer insanları da anlamayı öğrenmelidir; ama işe kendinden başlaması daha güvenlidir.
  • Bir "yapamam" sözünün çoğu kez bir "yapmak istemiyorum" olduğu eski bir gerçekti.

Kendi Kendine Psikanaliz İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Gerçek anlamda kendi olmanın yol haritası diyebilirim bu kitap için. Kişinin kimliğini hem bilişsel, hem kavramsal hem de duygusal tecrübeleriyle ele alıp, kişinin kendini fark etmesi, farkına varması için Karen Horney'in kaleme aldığı güzel eser. Aslında bu kitabı, her ne kadar kendi kabuğunu kırmaya çalışan insanın kabuğunu tanıma metodu olsa da, amacı ataerkil düzende ben'lik olarak yok sayılmış kadınlara ve işçi sınıfı statüsüne tabi olan erkeklerin ötekileştirilen ben'liklerinin farkına varmaları, sistemin ilk kendine yabancılaştırdığı bu büyük kesimi kendine getirme amacı gütmüştür. Arzu, kaygı, yalnızlık, umut kavramları ile hem bilişsel hem de duygusal reaksiyonlar üzerine eğilerek stres dinamiklerini ortaya koymaktadır Horney. Bunu yaparken felsefi bir dili kullanması olağanüstü. Bize bir şey anlatmak yerine bizi düşünmeye sevk etmesi ve yine bu yönüyle de okurun kendi kendine yetmesini sağlamaktadır. Kitaba lütfen kişisel gelişim muamelesi yapmayın. ''Kişi kendisinin doktorudur.'' deyip kendinize psikanalitik tedavi yolu aramayın bu kitapta. Kişi kendisinin psikoloğu değildir dostlarım. :) Ancak kendinizi bilebilirsiniz. Zaten kendinizi bilmek, ne olduğunuzu, haliyle de ne istediğinizi ortaya koyar. Keyifli okumalar. (Uğur De Molinari)

Adının hakkını vermeyen kitaplardan birisi. Umduğunuzu bulamayacaksınız. Baştan sona sürekli "kendini tanı" tadında ilerleyen ama "nasıl" sorusuna pek cevap vermeyen ve sanki biraz da herkes bu işi öğrenirse biz nasıl para kazanacağız kaygısı ile yazılmış bir kitap. Sanki psikanaliz sadece okuyarak öğrenilen bir şeymiş gibi de bir de yazarken dahi açıklamamak için uğraş verilmiş. Freud'un psikanaliz uygulama kitabının yanından dahi geçemez çünkü Freud adım adım basamak basamak her ayrıntıyı ve izlediği yolu başkaları da öğrenebilsin diye "kaygısız" şekilde insanlığa sunmuştur. Bu ve gibiler ise biz olmadan siz hiçsiniz algısı bırakır sizde. (Emre Fidel Çelik)

Horney, benim de pek sevdiğim psikanalistlerden biridir. Özellikle nevrozlar üzerine olan çalışmalarıyla biliyoruz kendisini. Freud'un aksine nevrozların genetik faktörlerden değil (Freud, bu sebeple nevrozların tedavisinin mümkün olmadığını ileri sürer ) kültürel sebeplerden dolayı geliştiğini ve sagaltiminin mümkün olabileceğini bildirir. Kendi Kendine Psikanaliz kitabına gelirsek; genel hatlarıyla bunun çok kolay ve mümkün olmadığını anlatmış gibi daha çok :) imkansız değil fakat kişinin daha önce analizden geçmiş olması gerekliliğini icinde tasiyor. Geçiçi süreyle kendi kendine psikanaliz ve süreklilik taşıyan analizden bahsetmiş ve vakalar ile aktarımda bulunmuş. Kendi kendine analiz hakkında kendi görüşlerimi de dahil ederek söylemek istediğim bunun pek kolay olmayacağı ile ilgili. Psikanalizde esas yer tutan çağrışımlar kendi kendine analizde kişinin dikkatini farklı yönlere çekmekte ve çağrışımlar esnasinda bağlamlar kurmaya yönelmesi sebebiyle sekteye uğrama riski taşımakta. Üstelik kişinin dirençleri söz konusu. Her ne kadar kişinin kendisinden bir şey saklamayacagi ve daha açık olacağı düşünülse bile kişinin bastırdığı, karşılaşmak istemediği, kabul etmeye hazır olmadığı, ancak reddederek sürdürmüş olduğu, gözardı edebileceği -bilincdisi kayıtların- bir çok şeyi barındırdığını da biliyoruz. Kendimiz hakkında bir şeyler arıyorsak ve Karen'den destek alacaksak nevrozlar üzerine yazdığı görüşlerini okumanin daha faydalı olabileceği kanaatindeyim. (Gulan)

Kendi Kendine Psikanaliz PDF indirme linki var mı?

Karen Horney - Kendi Kendine Psikanaliz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kendi Kendine Psikanaliz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Karen Horney Kimdir?

Alman asıllı ABD’li tıp doktoru. Yeni-Freudcu akımın öncülerindendir. 16 Eylül 1885’de Hamburg’da doğdu, 14 Aralık 1952’de New York’ta öldü. 1912’de Berlin Üniversi­tesinde tıp öğrenimini tamamladı. S.Freud’un izleyi­cilerinden psikanalist Kari Abraham’ın yanında eği­tim gördü. 1915’i izleyen yıllarda çeşitli Berlin hastanelerinde çalıştıktan sonra özel muayenehane açtı, bir yandan da Berlin Psikanaliz Enstitüsü’nde ders verdi. 1932’de ABD’ye gitti. İki yıl Chicago Psikanaliz Enstitüsü’nde yönetmen yardımcısı olarak çalıştıktan sonra 1934’de New York’a yerleşti. Freud’un psikana­liz kuramının yeterli olmadığını görerek kendi gibi düşünenlerle birlikte Psikanalizi Geliştirme Derneği ve Amerikan Psikanaliz Enstitüsü’nü kurdu ve ölene değin bu enstitünün başkanlığını yürüttü. Horney’nin ileri sürdüğü kişilik kuramı Fre­ud’un görüşlerinden kaynaklanır. Ne var ki hem psikanalitik kuramı toplumsal açıdan yetersiz bul­muş, hem de bir kadın olarak Freud’un görüşüne yenilikler getirmeyi amaçlamıştır.

Karen Horney Kitapları - Eserleri

  • Çağımızın Nevrotik Kişiliği
  • İçsel Çatışmalarımız
  • Kendi Kendine Psikanaliz
  • Nevrozlar ve İnsan Gelişimi
  • Kadın Psikolojisi
  • Ruhsal Çatışmalarımız
  • Psikanalizde Yeni Yollar
  • Kadının Ruhsal Yapısı
  • Gerçek İki Kişiyle Başlar
  • Son Dersler

Karen Horney Alıntıları - Sözleri

  • Cinsel sorunlar nevrotik kişilik yapısının nedeni değil sonucudur. (Psikanalizde Yeni Yollar)
  • Bütün bilimler ve değerlendirmeler gibi, kadınların ruhsal yapısı da şimdiye kadar hep erkeklerin bakış açısından ele alınmıştır. (Kadının Ruhsal Yapısı)
  • Nevrotik bir birey insanları “güçlü” ya da “zayıf olarak sınıflandırır; ilkine hayranlık besler, ikincisini hor görür. (Çağımızın Nevrotik Kişiliği)
  • Çok açıkça görülmese de görkem arayışı en güçlü dürtüdür. (Nevrozlar ve İnsan Gelişimi)
  • Freud'a göre bilinçaltının zamansızlığı kavramı, çocuklukta bastırılan korkuların ve arzuların ya da bütün deneyimlerin, bastırma nedeniyle bugünün sürekliliğinden koparıldığı, bireyin gelişimine katılmadığı ve sonraki deneyimlerden veya gelişmeden etkilenmediği anlamına gelir. (Psikanalizde Yeni Yollar)
  • "İster totaliter bir ülkede yaşayın, ister özel nevrozunuzla yaşayın pek fark etmez. Her ikisinde de bütün meselenin benliğin mümkün olduğu kadar acı verici bir biçimde yok edilmesi olduğu toplama kampında bulursunuz kendinizi." (Nevrozlar ve İnsan Gelişimi)
  • Bütün kültürümüz, bir erkek kültürüdür. Devlet, yasalar,ahlak, din ve bilim hep erkeklerin yaratısı olmuştur. (Kadının Ruhsal Yapısı)
  • Tüm mutluluk olasılıklarının dışında bırakılmış bir kişi, ait olmadığı bir dünyaya karşı nefret hissetmiyorsa ancak gerçek bir melek olabilir. (Çağımızın Nevrotik Kişiliği)
  • "Akıl ve mantığın fazlasıyla egemen olduğu bir sistemde, kişi duygularını kendisine içeriden ihanet eden ve bu yüzden kontrol altına alması gereken düşmanlar olarak görür. Bu şekilde huzura kavuşulabilse de, ancak bir mezarın huzurudur bu." (İçsel Çatışmalarımız)
  • Herhangi bir türden saldırganca , hatta kendini ortaya koyucu bir davranış bile ona bencilce gözükecektir. Bunu kendi içinde ayıplayacak ve başkalarının da ayıplayacağına inanacaktır. Ve bu tür bir ayiplanma riskini göze alamaz , çünkü öz-saygısı bütünüyle başkalarının onayına çok fazla bağlıdır. (Ruhsal Çatışmalarımız)
  • Yalıtkan tip, ne kadar az şey verdiğinin çoğunlukla farkında değildir ve kendisi için çok önemli olan, ancak dile getirilmeyen ve yaşanmayan duygularını eşine adadığına inanır. Coşkusal uzaklık yeterince güvence altına alındığı sürece, kalıcı bir bağlılığı korumaya sahip olabilir. Yoğun ama kısa süreli ilişkiler kurabilir, o, bu ilişkilerde birdenbire ortaya çıktığı gibi birdenbire de gözden kaybolur. Bu ilişkiler çabuk yıkılabilecek yapıdadır, birkaç etken yalıtkan tipin geri çekilmesini hızlandırabilir. (Ruhsal Çatışmalarımız)
  • Saldırılardan kaçmak, tavşanın tehlike karşısında uyguladığı stradejidir ve bu onun sahip olduğu tek stratejidir; belki de bunun yerine kavga etmeye karar veremezdi çünkü kısaca bunu yapabilmesini sağlayacak araçlardan yoksundur. (Kendi Kendine Psikanaliz)
  • Hem çocuk yaşta hem de yetişkin birçok kadın, sahip olduğu cinsiyet olgusu yüzünden, geçici ya da sürekli olarak acı çeker. Kadınların ruhsal yaşamlarındaki kadın oluşlarına karşı çıkmalarından kaynaklanan belirimlerin kökü, küçük bir kızdan erkeklik örgenine imrenmelerine kadar uzanır. Bu açıdan temelden eksik oluşun doğurduğu tatsız düşünce edilgin iğdiş edilme düşlemlerine yol açarken, etken düşlemler kayrılan erkeğe karşı kinci bir tutum sergiler. (Kadının Ruhsal Yapısı)
  • ... bütün insanlık için geçerli olan, normal psikoloji diye bir şeyin olmadığı. (Çağımızın Nevrotik Kişiliği)
  • Nasıl vücut ısısının yükselmesi fiziksel bir rahatsızlığın işaretiyse tutarsızlıklar da çatışmanın kesin bir göstergesidir. (İçsel Çatışmalarımız)
  • Cennetin krallığı dışarıdan gelen işaretlerle gerçekleşmez. (Nevrozlar ve İnsan Gelişimi)
  • İnsanın haklı olduğuna duyduğu inanç, kendini sınamazını bastırır. (Nevrozlar ve İnsan Gelişimi)
  • Aşkın en büyük katili kıskançlıktır. (Gerçek İki Kişiyle Başlar)
  • Nevrotik eğilimler kişiyi kendine daha çok yabancılaştırır. Yapısının katılığıyla birlikte bu olgu özünde üretkenliğini zayıflatır. Çalışabilir, ama canlı yaratıcılık kaynağı olan gerçek kendiliğinden özü zorunlu olarak boğulur. Ayrıca yaşamından hoşnut olamaz, çünkü doyum fırsatları kısıtlıdır ve bu doyumlar da genellikle sadece geçici ve kısmidir. (Psikanalizde Yeni Yollar)
  • "... iyi evlilikler neden böylesine ender rastlanır birşeydir? Acaba evlilik kurumunun, insan varlığının bazı gerçekleriyle uzlaşamayacağı doğru olabilir mi? Yoksa evlilik, orta­dan kalkmak üzere olan bir yanılsama mıdır? Ya da özellikle çağ­daş insan onu ayakta tutabilme gücünden yoksun mudur? Kabul edemediğimiz başarısızlık, evlilik kurumunun kendisine mi aittir ya da bu, yürümeyeceğine inandığımız zamanki kendi başarısızlı­ğımız mıdır? Neden evlilik genellikle sevginin ölümü olmaktadır? Kaçınılmaz bir yasaymış gibi bu duruma boyun eğmemiz mi gere­kiyor; ..." (Kadın Psikolojisi)

Yorum Yaz