Keloğlan Masalları - Tahir Alangu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Keloğlan Masalları kimin eseri? Keloğlan Masalları kitabının yazarı kimdir? Keloğlan Masalları konusu ve anafikri nedir? Keloğlan Masalları kitabı ne anlatıyor? Keloğlan Masalları PDF indirme linki var mı? Keloğlan Masalları kitabının yazarı Tahir Alangu kimdir? İşte Keloğlan Masalları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Tahir Alangu
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9750816482
Sayfa Sayısı: 216
Keloğlan Masalları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Türk masalları üzerinde çok kafa yormuş bir yazardan, herkesin ilgiyle okuyacağı bir masal kitabı daha... Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan bu ilginç kitapta halk arasından derlenmiş ondokuz Keloğlan masalı bir araya geliyor. Keloğlan, aykırı ve evrensel bir kahraman. Benzerleri var, ancak bizim Keloğlan’ın sağı solu belli olmaz: İyi de olur, kötü de, saf görünümlü kurnaz çocuk, uysal kılıklı sert delikanlı, başlangıçta yoksul sonunda zengin, kimsesiz bir köy çocuğu iken vezirliğe yükselen talihli, evlenmek için padişahın kızını seçen gözü yukarıda bir genç, kendi hâlinde yoluna giderken canını sıkanlar için baş belâsı, devleri, dev analarını, padişahları ve bütün zalimleri dize getiren bir halk kahramanı, hattâ bunların tümü....
Keloğlan Masalları Alıntıları - Sözleri
- Evvel zaman içinde, memleketin birinde, bir Keloğlan varmış.
- Ben bir garip keloğlanım eşeğimin yok palanı varım yoğum doğruluktur oysa hiç sevmem ben yalanı evde kocakarı anam, birkaç tavuk bir de inek hergün şu başıma konar evsiz kalmış birkaç sinek
- Kim uyur, kim uyanık? Herkes uyur, Keloğlan uyanık.
- Evvel zaman içinde, memleketin birinde, bir Keloğlan varmış.
- Buna karşılık öteki halk masallarında, padişahın küçük oğlunun morali, duygulu dalgalanmalar içinde pek bulanık ve kişiliği de belirli ölçüde dengesizdir. Felaketler, ayrılıklar, zorluklar karşısında karamsar, üzgün ve sık sık mahzundur. arada sırada korkar, acı gözyaşları döker, başına gelen olaylar karşısında yardıma muhtaç bir kişinin bütün özelliklerini gösterir. Buna karşılık Keloğlan’ın kişiliğinde, korku nedir bilmez, gözyaşı tanımaz, hayatın cilveleri altında ezile ezile iyice yetişmiş nitelikler, çevrelerini genişletmiş, şehirlileşmiş köylülerimizin pişkinliği açıkça görülür.
Keloğlan Masalları İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Türk edebiyatının ve ayrıca sinemasının en güzel karakterlerinden keloğlanin maceralarını anlatan bir başka hikaye. Akıl dolu mizahı hikayelere konu olan edebiyatımızın göz bebeği.. (Dara BAKIRCIOĞLU)
Keloğlan, keleş oğlan, cin gibi oğlan: Keloğlan bize öylece anlatılan ‘Masumane Keloğlan’ değilmiş. Okuyunca ilk aklıma gelen bu oldu. Çocuk kitapları kategorisinde geçen ama kesinlikle ortaokul çağı bitene kadar okunmaması gereken bir kitap. Lise ve üstü tüm yaş gruplarının rahatça okuyup, Keloğlan’ın binbir hâlini öğrenebileceği metinlerle örülmüş bir masal kitabı… Masalları okuyunca anlıyoruz ki, Keloğlan sırası gelince kötülük yapmaktan hiç ama hiç çekinmeyen, taş yürekli, kaba saba bir tiptir. Masal deyince sonunun çok güzel biteceği anlatılar duymak istiyorsunuz ama hayatı olağan gerçekliğiyle ortaya koyan masaldan ziyade hikayecikler çıkıyor karşımıza. Sadece kötü demek de olmaz tabi şimdi, iyi tarafları da yok değil mi? Elbet var ama ağır basan tarafı belirttiğim gibi kaderine razı gelmeyen bir keleş oğlan. Okumak isteyenlere bol bol keyifler dilerim. Not: Çocuk kitapları kategorisinde geçtiği için özellikle birkaç bir şey söylemek istedim. Okuyup geçeceğim kitaplardan değil. (M.)
Keşke bizim de bir masalımız olsa, kahramanımız olsa dememize gerek yok. Çünkü Keloğlanımız var bizim. Keloğlan, evde yatmayı, tembelliği pek sever aslında ama, anası ona kızınca da pek çalışkanlığı tutar bizim keleş oğlanın. Üşengeçliği, haylazlığı, kurnazlığı ve iş bitiriciliği ile bizim olağanüstü gücü olmayan kahramanımız Keloğlan. Tahir Alangu, masalların asıl halini pek bozmadan aktarmış okuyucuya. Bu yüzden bazı yerlerinde çocuklara okurken değiştirilmesi gereken kelimeler, bölümler olabilir; o yüzden büyükler önce okumalı, sonra çocuklara anlatmalı bu masalları. Başlangıcı uzun yıllar öncesini kapsayan Keloğlan'ı yaşatmaya devam etmeliyiz. Masalcı Oyuncaklar Kanalında bu kitapta geçen Keloğlan İle Padişahın Kızı Masalı'nı anlattık https://youtu.be/2BnRTIytyd4 Keyifli okumalar ve keyifli izlemeler... (Masalcı Oyuncaklar)
Keloğlan Masalları PDF indirme linki var mı?
Tahir Alangu - Keloğlan Masalları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Keloğlan Masalları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Tahir Alangu Kimdir?
Eğitimci, edebiyat tarihçisi ve halkbilimi araştırmacısı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ’nü bitirdi (1943). Köy enstitülerinde, liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı, bazı yüksek okullarda ders verdi. Üniversite öğrenciliğinden itibaren halkbilimiyle ilgilendi, özel olarak masallar üzerinde çalıştı. Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü’nde verdiği seminerler 1970 sonrasında yetişen halkbilimciler üzerinde etkili oldu. Türkiye Folklor Elkitabı (1983), Alangu’nun halkbilimi ders notlarının ve yazılarının derlenmesiyle oluşturulmuş dikkate değer bir çalışmadır. Billur Köşk Masalları (1961), Keloğlan Masalları (1967) ve Kediler Padişahı (2009) onun yeniden kaleme alınmış, bilgilendirici yazılarla sunulmuş masal kitaplarıdır. Alangu’nun Türk edebiyatıyla ilgili çalışmaları da var: Cumhuriyetten Sonra Hikâye ve Roman (I-III, 1959-1965), Ömer Seyfettin. Bir Ülkücü Yazarın Romanı (1968) ve VIII. Yüzyıldan Günümüze 100 Ünlü Türk Eseri (I-II, 1974).
Tahir Alangu Kitapları - Eserleri
- Keloğlan Masalları
- Billur Köşk Masalları
- Kediler Padişahı
- Ömer Seyfettin
- Türkiye Folkloru Elkitabı
- Sait Faik İçin
- Dünyadan ve Bizden Çingene Hikayeleri
- Serveti Fünun Edebiyatı Antolojisi
- Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman Cilt 3
- Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman Cilt 2
- Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman Cilt 1
Tahir Alangu Alıntıları - Sözleri
- Onlar ermiş muratlarına diyelim; ama kimisi murada, kimisi de içler ezen derde erdi. Kimileri güldü. Ama kimini bahtı güldürmedi, masalda bile. Masal dedikleri bir bahane, hayattır dökülüp saçılan orta yere. (Billur Köşk Masalları)
- "En büyük hikâyecimiz Sait Faik Abasıyanık ölmedi ki ! Ölmez de. Bir de hayatın içinde sokaklardaki adımlarıyla, sessiz kelimeleriyle, boyuna yeniden ateşlenmesini bildiği hayat heyecanı ile derinlemesine bir kişilik taşıyan bir adam vardı : Adı Sait Faik idi. O da yaşamayı bıraktı." (Sait Faik İçin)
- Yazılarında, dünyayı eski ve leziz bir şaraba benzeten Sait, bir yığın edebiyat oyunları, daha doğrusu ukalâlıklariyle onu sulandırmaktan çekinmiştir. Birçok hikayeleri, musikideki sözsüz bestelere benzer. Mevzu, düğüm, âkıbet gibi basit teknik oyunlara tenezzül etmeden sizi unutamıyacağınız bir armoniye götürür. (Sait Faik İçin)
- "Dert inletir, aşk da söyletirmiş." (Billur Köşk Masalları)
- Kim uyur, kim uyanık? Herkes uyur, Keloğlan uyanık. (Keloğlan Masalları)
- Bu dünyanın töresi düzeni öyle kurulmuş ki, suyun akıntısına gidince safaya, dikine dikine gidince de cefaya düşersin. (Kediler Padişahı)
- Kuşku, merak içe düşmüş kurt gibidir. İnsanın içine düşmeyegörsün. (Kediler Padişahı)
- Ben bir garip keloğlanım eşeğimin yok palanı varım yoğum doğruluktur oysa hiç sevmem ben yalanı evde kocakarı anam, birkaç tavuk bir de inek hergün şu başıma konar evsiz kalmış birkaç sinek (Keloğlan Masalları)
- Sait Faik hayata dört elle sarılmış bir insan değildi. Onun her şeye karşı tembel bir kayıtsızlığı vardı. Avareliği de öyleydi, pazarlığı da... Hayatla dolu olan kimse onu iştiha ile yaşamak ister, halbuki Sait Faik'te her şeyi oluruna bırakmak huyu vardı. Kendisini zorlamıya değmezdi bu dünya. Sait dramı sevmezdi. Muhayyilenin hayatı bozmasını istemediği gibi, düşünülmüş bir realizmden de hoşlanmazdı. (Sait Faik İçin)
- Buna karşılık öteki halk masallarında, padişahın küçük oğlunun morali, duygulu dalgalanmalar içinde pek bulanık ve kişiliği de belirli ölçüde dengesizdir. Felaketler, ayrılıklar, zorluklar karşısında karamsar, üzgün ve sık sık mahzundur. arada sırada korkar, acı gözyaşları döker, başına gelen olaylar karşısında yardıma muhtaç bir kişinin bütün özelliklerini gösterir. Buna karşılık Keloğlan’ın kişiliğinde, korku nedir bilmez, gözyaşı tanımaz, hayatın cilveleri altında ezile ezile iyice yetişmiş nitelikler, çevrelerini genişletmiş, şehirlileşmiş köylülerimizin pişkinliği açıkça görülür. (Keloğlan Masalları)
- 988 yılında yazılmış Fihrist’e göre “Akşamları kendisine masal anlattıranların ilki İskender’di. Bununla alay edenler vardı. Ama o buhu, bu masalları dinlerken elde ettiği zevk için değil uyanık ve dikkatli kalmak için yaptığını söylerdi. (Kediler Padişahı)
- Sait Faik, evet, o da gitti aramızdan. Eserleri duruyor, duracak. Hem de dipdiri duracak yıllar, yüzyıllar sonrasına. Ama kendi niçin gitsin? O derbeder, o kalender, o insancıllığıyle aramızda dolaşsa ne olurdu sanki? Bilmem ki, yaşamak için kişi oğlunun dünyayı sevmemesi mi gerekiyor? Sait Faik de Orhan Veli gibi ölesiye seviyordu dünyayı. Gitti. (Sait Faik İçin)
- İnsanoğlunun dışından içi belli olmaz. Cellat dersin, ama bakarsın yüreği yufkadır; bakarsın bir insana melek kılıklı biridir, ama yüreği cellat yüreği gibi taştan olur. (Billur Köşk Masalları)
- Bir de ne görsün ! Ayın ondördü misali, dünya güzeli bir kız . (Kediler Padişahı)
- Bugün toplu eserlerinin son basımına giren 135 hikâyenin 96 tanesini, ki tüm hikâyelerinin beşte dördüdür, hemen hepsi üzücü olaylar, maddî sıkıntılar ve hastalıklarla dolu olan, hayatının bu en karışık devresinde yazmış oluyordu. (Ömer Seyfettin)
- "Sait Faik'ten yarına epeyce hikâye kalacağını umuyorum. O, sevgili Orhan Veli'nin dediği gibi, edebiyatımızın 《ölü doğmuş çocuklar》ından değildi." (Sait Faik İçin)
- Onun derbederliğine, dağınıklığına içerliyenler bulunabilir. Fakat, bu, gidildikten sonra bir daha dönülmiyecek dünyada üç buçuk gün yaşamak için öyle hesaplı, öyle kurallı olmıya zoraki ciddiliğe pek mi lüzum var yani? İnsanın iç güdüsü yok mu? (Sait Faik İçin)
- Bu dünyanın töresi düzeni öyle kurulmuş ki, suyun akıntısına gidince safaya, dikine dikine gidince de cefaya düşersin. (Kediler Padişahı)
- "Talihsiz baş, gezgin olur, bahtı gülünceye dek..." (Billur Köşk Masalları)
- Bizde büyük adamları, sevilen sanatçıları, hayat ve eserlerini değerlendirerek yaşatmak yerine, menkıbelerle donatarak "yüceltmek", "ulvileştirmek" şeklindeki yaygın alışkanlık, aslında insanı yaşama şartlarından kopararak yok etmenin, hayata bağlı sanat ilintilerini keserek tahrip etmenin maskelenmiş bir yolundan başka bir şey değildir. (Ömer Seyfettin)