Kelepçe - Canan Tan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kelepçe kimin eseri? Kelepçe kitabının yazarı kimdir? Kelepçe konusu ve anafikri nedir? Kelepçe kitabı ne anlatıyor? Kelepçe kitabının yazarı Canan Tan kimdir? İşte Kelepçe kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Canan Tan
Yayın Evi: Doğan Kitap Yayınları
İSBN: 9786050933567
Sayfa Sayısı: 200
Kelepçe Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Şeytan bir kere girmeyegörsün insanın içine
Yaptırmayacağı iş yoktur sahibine...
Yeter, Mimoza, Gonca, Beyza, Sultan, Zeyno, Merve... Ve diğerleri...
Bir avuç kader mahkûmu kadın!
“Büyük konuşmasın hiç kimse!
‘Böyle bir olay benim başıma gelmez!’ demesin. ‘Asla’ diye başlayan cümleler kurmasın. Hiç ummadığınız bir anda, kapkara bir çukurun dibinde bulabilirsiniz kendinizi. Tıpkı benim gibi...” diyor Beyza.
Bir de Mine var aralarında.
Dört duvarın dışında bambaşka bir dünyanın olduğundan habersiz, anasının yatağını, yemeğini ve günahını paylaşan,
“Hiç uçurtma uçurmadım ben
Kumdan kaleler yapmadım hiç
Sokaklarda oynayamadım
Çocuğum ben ama
Çocukluğumu yaşayamadım!” diyen ve eksik büyüyen bir çocuk.
Her birinin ayrı bir hikâyesi var.
İç burkan, hüzünlü; ama bir o kadar da heyecan verici ve çarpıcı…
Yazar Hakkında
Canan Tan, Ankara’da doğdu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu. Yeni Asır (İzmir) gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Milliyet Pazar’da güncel olayları esprili bir dille yorumlayan yazıları yayımlandı. Mimoza dergisinde “Çuvaldız”, Kazete adlı kadın gazetesinde “Kazete-Mazete” adlı köşelerde yazılar yazdı. Yazarın öykü, roman, mizah ve çocuk edebiyatı çerçevesinde çok sayıda kitabı ve senaryo çalışmaları vardır.
Kelepçe Alıntıları - Sözleri
- Çölde kalmış bedevi misali susamışız sevdiklerimize.
- Bu dünya dolandırıcılarla dolu zaten. İlle de paranızı almaları gerekmiyor. Yüreğimizi, ruhumuzu, duygularımızı, hayallerimizi çalıyorlar. Kimse farkında değil...
- Ne oldum değil, ne olacağım demeli insan .
- Ne oldum değil, ne olacağım demeli insan.
- Olmayacak umutlara kapılabiliyor insan. Gerçekleşmeyeceği baştan belli, hayalden öteye geçmeyecek istekler, dilekler…
- Ve ekliyor Sezen Aksu'nun şarkısından "Masum değiliz hiç birimiz."
- " Abla, senin adın neden Yeter ? " Neden olacak ? Ailenin altıncı kız çocuğuna, Yeter' den başka ne ad konulabilirdi ki? Sence beni ' Müjde ' diye çağırmaları uygun düşer miydi? "
- Oyuncusu olmadığım bir korku filminde yaşıyordum sanki.
- Bu dünya dolandırıcılarla dolu zaten. İlle de paranızı almaları gerekmiyor. Yüreğimizi, ruhumuzu, duygularımızı, hayallerimizi çalıyorlar. Kimse farkında değil...
- Ömür boyu süren mutluluklar var mıdır... ?
- Yüreciğimiz temiz, kimseye bizden bir zarar gelmez be ablacım.
- Bugün de ekmekle sütü karıştırıp, bulamaç halinde yüzüne sürmüş. Sözüm ona güzellik maskesi ! Cildi temizliyor, gerginleştiriyor. Siz de yapın, pişman olmazsınız. Yılbaşı kutlamasına kadar toparlanır suratlarınız.
- Nereye kadar böyle gidecek ?
- Küfrün bini bir para. " Tam sezon açıldı, beni buraya tıktınız !"
Kelepçe İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hiç uçurtma uçurmadım ben Kumdan kale yaptım hiç Sokaklarda oynamadım Kardan adam yapmadım Çocuğum ben ama Çocukluğumu yaşamadım.......................... (Melek Koçyiğit)
Okuduğum ilk Canan Tan kitabıydı, yazarın kalemini beğendim, fakat kitabın içerisindeki hikayeler çok acıydı çoğu aynı kaderi paylaşmış kadınların birbirine benzeyen hikayelerini okudum, aynı acılardan geçmiş, aynı yangınlarda yanmış, kora dönüşmüş çaresiz kadınlar. Yazar kitaba iyi bir hazırlık yapmış, polisler ile işbirliği yapılmış, hapishanelere gidip mahkumlarla görüşülmüş. Kitaptaki kadınlar en büyük darbeleri eşlerinden almış, ama ne ironidir ki, o erkekleri yetiştiren de yine bir kadın... "Büyük konuşmasın hiç kimse! 'Böyle bir olay benim başıma gelmez!' demesin. 'Asla' diye başlayan cümleler kurmasın. Hiç ummadığınız bir anda,kapkara bir çukurun dibinde bulabilirsiniz kendinizi.Tıpkı benim gibi..." Ne kadar doğru bir söz.Hayat keşke yaşanılması çok daha güzel bir yer olabilseydi... (umut)
Kitabın Yazarı Canan Tan Kimdir?
Canan Tan Ankara'da doğdu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunudur. Kendisi değişik edebiyat türlerindeki yarışmalarda birçok derece ve ödül aldı.
Kariyeri
"Eczacı iken, nasıl edebiyatçı oldunuz ?" sorusuyla sıkça karşılaştığını vurgulayan Tan, asıl sorunun "Edebiyatçı iken nasıl eczacı oldunuz?" diye sorulması gerektiğini belirtiyor. Bunun nedeni ise edebiyata olan ilgisinin daha önce başlaması. Lise yıllarında, Hisar Dergisi'nin düzenlediği şiir yarışmasında aldığı birincilik bu dünyanın kapılarını ona aralamış. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Basın Yayın bölümünü Türkiye derecesi ile kazanarak, yakınlarının isteği doğrultusunda eczacılık fakültesini tercih etmiş, ancak daha sonra evlenerek Diyarbakır'a gelin olarak gitmiş ve orada yaşadığı süre içinde yazım hayatını sürdürse de bunları gün ışığına çıkartmamıştır. Ne Diyarbakır'a gitmesinin, ne de eczacılık mesleğini tercih etmesinin onun için bir eksik değil aksine Piraye, Eroinle Dans, En Son Yürekler Ölür adlı eserlerine birer ilham kaynağı olduğunu belirtmiştir.
Bu sıralarda yazdığı bir öykü, Hürriyet Gazetesi'nin düzenlemiş olduğu bir yarışmada birinci olmuş ve fotoroman olarak çekilmiştir. İzmir'e geldiği sıralarda da bir çok öyküsü ona ödüller getirmiştir. Bunun yanı sıra Hürriyet Ege ve Yeni Asır'da konuk köşe yazarı olarak güncel yazılar, Milliyet Pazar'da mizahi yorumlar yazmaya başlamış. İlk kitabı olan İster Mor, İster Mavi 1996'da Aziz Nesin'in birinci ölüm yıldönümünde İnkılap Kitabevi'nin düzenlediği mizah öyküleri yarışmasından başarı elde ederek basılmıştır ve aynı zamanda Canan Tan'a, Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanını kazandırmıştır. Devam eden mizahi öyküleri ve çocuklar için yazdığı eserleri ona bir çok ödüller getirmiştir. Asıl sağlam adımlarını yetişkinler için çıkardığı ilk roman olan Çikolata Kaplı Hüzünler ve devamında gelen Piraye adlı eserleriyle atmıştır. Hafta da üç gün ise Yeni Asır'da köşe yazıları yazmış ve 2004 yılında kazandığı köşe yazarı ödülüyle de bunu noktalamıştır. Daha sonra yarışmalara katılmaya son vermiş, okurlarının sevgisi için yazmayı sürdürmüştür.
Ödülleri
Türk Kütüphaneciler Derneği'nden, Türkiye'deki kütüphaneler bazında, "2009 yılının en çok okunan yazarı" ödülü/ 2010
İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü'nden 2004 Yılı Köşe Yazarı Ödülü
10.Orhon Murat Arıburnu Ödülleri'nde, uzun metrajlı film öyküsü dalında Birincilik Ödülü/ 1999
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Cumhuriyetin 75.Yılı Çocuk Öyküleri Ödülü /1998
İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Romanları Ödülü/ 1997
Rıfat Ilgaz Gülmece Öykü Yarışması'nda Birincilik Ödülü/ 1997
BU Yayınevi'nin Çocuk Öyküler Yarışması'nda 1. Mansiyon/ 1997
İnkılap Kitabevi'nin Aziz Nesin Gülmece Öykü Yarışması'nda basılmaya değer görülen İster Mor, İster Mavi adlı kitabıyla, Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanı/ 1996
1.Ulusal Nasrettin Hoca Gülmece Öykü Yarışması'nda 1. Mansiyon/ 1988
Kelebek (Hürriyet) Gazetesi'nin senaryo yarışmasında birincilik ödülü
Canan Tan Kitapları - Eserleri
- Yüreğim Seni Çok Sevdi
- Aşkın Sanal Halleri
- Yolum Düştü Amerika'ya
- Piraye
- Eroinle Dans
- En Son Yürekler Ölür
- İz
- Söylenmemiş Şarkılar
- Hasret
- Issız Erkekler Korosu
- Çikolata Kaplı Hüzünler
- Beyaz Evin Gizemi
- İster Mor İster Mavi
- Ah Şu Uzaylılar!
- Beşiktaş'ım Sen Çok Yaşa!
- Fanatik Galatasaraylı
- Oğlum Nasıl Fenerbahçeli Oldu?
- Sevgi Dolu Bir Yürek
- Sevgi Yolu
- Arkadaşım Pasta Panda
- Sol Ayağımın Başparmağı
- Sokakların Prensesi Şima
- Türkiye Benimle Gurur Duyuyor!!!
- Aliş Sünnet Oluyor Maviş de Gelin
- Aliş'e Kardeş Geliyor
- Sokaklardan Bir Ali
- Hayvanat Bahçesinde
- Aliş Okula Başlıyor
- Aliş Anaokulunda
- Uzay Kampı Maceraları
- Pembe ve Yusuf
- Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!
- Kelepçe
- Başıbozuk Sevdalar
- Şiirce
- Sızı
- Issız Kadınlar Sokağı
- Anneannem İnternette
- Uzaylılar Aramızda
- Önce Sen Vardın
- Sokaklardan Bir Ali
- Piraye
- Hasret
Canan Tan Alıntıları - Sözleri
- Nefretin olduğu yerde soluk alamazdım ben. (Söylenmemiş Şarkılar)
- Biliyorsun, ne yaşanmış olursa olsun… önce sen vardın! (Önce Sen Vardın)
- Gerçekler ortada. "İnsanı ağlatan, imkânsızlıklardır. Ve çaresizlik! senin asla bana ait olmayacağını düşünmek.. kabullenmek zorunda olmak..vazgeçememek, sınır tanımaz sevginin büyüklüğü karşısında âciz kalmak.." Bunlara ağladım işte ben. (Aşkın Sanal Halleri)
- Rahat kıçına mı battı? (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Evet, ne kadar gayret gösterirsem göstereyim “Çabalama kaptan ben gidemem!” diyordu evliliğimiz. (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Ben de seni sevdikten sonra kendime hiç rastlamadım. (Piraye)
- Hasret taneleri biriktirdim senin için. Hiçbir zaman veremeyeceğimi bilsem de. (Issız Erkekler Korosu)
- Beni öyle yalana inandır ki, Ömrümce sürsün doğruluğu... Özdemir Asaf (Issız Erkekler Korosu)
- “Koca var Baş tacı edilir. Koca var Kilim niyetine yere serilir. Hatta yetmezmiş gibi Üstünde tepinilir.” (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- En acısı da ne biliyor musun..? "Aslında sana hiç sahip olamadığımı, seni kaybettiğimde anlamış olmam." (Yüreğim Seni Çok Sevdi)
- Sırtlan: ''İnsanlar birbirini Çok severler sanmayın ! Parçalarlar , kırarlar, Kıstırırlar , boğarlar; Bir küçük çıkar için Gözlerini oyarlar...'' (İster Mor İster Mavi)
- "Yeni fikirler, gereksinimlerden doğarmış..." (İster Mor İster Mavi)
- Gel artık bebeğim.... Gel artık! Daha fazla bekleyecek gücüm kalmadı. Bak, baban da, ben de sabırsızlıkla yolunu gözlüyoruz Gel artık Haşim Artukoğlu! Babanın adını yaşatmak için gel artık... (Piraye)
- "Boş ver!" dedi kaygılarına. Çarpıkistan'da, az sayıda olsa bile, "çarpık" lar kadar, "Davut" lar da bulunmalıydı... (Anneannem İnternette)
- Ölmüş! Öyle diyorlar, inanamıyorum. (İz)
- "Yalanla,dolanla, Hileyle,talanla Dört ayak üstüne düşmeyi Marifet sayanlar... İşte onlar, İnsanlar! Aslında bazıları İki değil, Dört değil, Kırk tane ayaklılar... Her biri çevremizde Yaşayan Kırkayaklar!..." (İster Mor İster Mavi)
- "Şampiyon Galatasaray" (Fanatik Galatasaraylı)
- Sen demez miydin, özleme dayanmak için onu parçalara bölmek gerek, diye? (Eroinle Dans)
- “Kadın var Pırıl pırıl Tektaş pırlanta misali. Kadın var Çakıl taşı Ondan daha değerli.” (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Ses çıkarmıyorum. Haklı evden kaçan çocukların sokaklarda yattığını bilmiyor muydum sanki?... Adı üstünde: Sokak çocuğu. Evi: Sokaklar... (Sokaklardan Bir Ali)