Kaygının Anlamı - Rollo May Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kaygının Anlamı kimin eseri? Kaygının Anlamı kitabının yazarı kimdir? Kaygının Anlamı konusu ve anafikri nedir? Kaygının Anlamı kitabı ne anlatıyor? Kaygının Anlamı PDF indirme linki var mı? Kaygının Anlamı kitabının yazarı Rollo May kimdir? İşte Kaygının Anlamı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Rollo May
Çevirmen: Aysun Babacan
Editör: Meltem Türkeri
Tasarımcı: Deniz Dalkıran
Yayın Evi: Okuyan Us Yayınları
İSBN: 9786059318778
Sayfa Sayısı: 536
Kaygının Anlamı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Can sıkıntısından kaçarız. İçimizin bize söyleyecekleri vardır. Bize derdini açacaktır. Kaygının bize anlatacakları vardır. Bizi kendi hikayemize çağıracaktır. Oysa biz kaçarız. İçimizin inlemesini, ağlamasını duymayacağımız kadar “gürültü”ye kaçarız. “Gürültü”yü kendimiz çıkarmak pahasına yaparız bunu. Acımızı hissetmemizi engellediği için kaçmayı bir iyileşme sanarız. Kargaşanın içinde yaramızdan saklanırız. Kendimize ve özgürlüğümüze giden yoldaki “yapabilme olasılığının dehşeti” bizi en çok kendi olasılıklarımızdan ve kendimizden kaçırır.
Oysa insan kaygısına ve acısına bakarak buluşur kendisiyle. Kaçtıkça küçülen, yaklaştıkça büyüyen “öz”ünü kaygısında keşfeder. Yüzleşmemek ve kaçmayı seçmek “olma”nın biraz da korkulu görkeminden kaçıp “olmama”yı seçmektir.
Senin kendinle konuşman lazım. Dert ettiklerini fark etmen lazım. Canını yakanları hissetmen lazım. Kendine söylemen lazım. Hastayım zannediyorsun. Değilsin. Kendini hasta ediyorsun. Bütün hücrelerin kulak kesilmiş dinliyor. Yetmiyor, çığlık atıyor. Dinlesen duyacaksın. Konuşsan duyacaksın. Senin kendinle konuşman lazım.
Cem Mumcu
Kaygının Anlamı Alıntıları - Sözleri
- "Hâlâ "zihin sağlığı demek, kaygı olmaksızın yaşamak demek" şeklindeki mantık dışı bir ifadeye inancımızı sürdürüyoruz."
- Şiddetli bir kaygı içindeki kişinin ne yaşadığını dışarıdan bakıp anlamak çok zordur. Brown arkadaşlarından söz ederken haklı olarak şöyle der: "Denizde boğulmakta olan kişiye (bana) yüz diye yakarırken suyun altında ellerimin ve ayaklarımın bağlı olduğunu bilmiyorlar."
- "Kişi, kendi değerinin öncelikle kendine ait insani niteliklerinden değil de, koşulları sürekli değişen rekabetçi bir piyasadaki başarısından oluştuğunu hissederse, o kişinin öz saygısı sallantıda kalmaya mahkumdur ve sürekli başkalarının onayını alma ihtiyacı duyacaktır."
- "Bilinçaltı bir seviyede (rüyalarda ve dil sürçmelerinde ortaya çıkacağı üzere) söylenenin doğru olmadığını bilse de bunu bildiğini bilmeye cesaret edemez."
- "Kaygının bir anlamı var. Bu anlamın bir kısımı yıkıcı olsa da, diğer kısmı yapıcı olabilir. Kaygı insan olma durumunun temel bir veçhesidir."
- "Kaygı kişinin korktuğu bir şeye duyduğu tutkudur, sempatik bir antipatidir...Kişi korkmaktadır ama korktuğu şeyi de arzulamaktadır. O yüzden kaygı bireyi aciz kılar."
- "Modern insan piyasada kendisini hem satıcı hem de satılık meta olarak deneyimlediğinden, öz saygısı kendi kontrolünün dışındaki koşullara bağlıdır. "Başarılı" ise değerlidir, değilse değersizdir."
- ... kişi kaygıya yakalanır ve bu şiddetliyse onun altında ezilir; zira kişi korku içindedir fakat neden korktuğunu bilememektedir. Kaygının, çevredeki bir şeye değil öze yöneltilen bir güvenlik tehdidi olması, Freud ve Sullivan gibi yazarları onu “kozmik” bir deneyim olarak nitelemeye sevk etmiştir. “Kozmik” çünkü bizi topyekûn sarar, öznel evrenimizin tümüne nüfuz eder. Dışında durup, onu nesneleştiremeyiz. Onu kendimizden ayrı bir şey gibi göremeyiz çünkü bakmak için kullandığımız algının kendisi de kaygının istilası altındadır.
- "Sevginin karşıtı nefret değil, kayıtsızlıktır.."
- “Bir olasılığı gerçekleştirmenin söz konusu olduğu her an kaygı vardır..”
- "Bireyde hem korkunun hem de umudun aynı anda bulunması ve bunun belli bir süre boyunca sürmesi ruhsal çatışmanın bir özelliğidir."
- “Semptom organizmanın çatışmayı çözme gayretinin dışavurumudur..”
- "Bugünün değişen dünyasında sıradan stres ve gerilimler öyle bir hal almıştır ki, kaygı ile yüzleşme ve bunu bir şekilde çözme ihtayacını duymayan kişi sayısı yok denecek kadar azdır."
- "Sevginin karşıtı nefret değil, kayıtsızlıktır."
- Kierkegaard, kaygıdan söz ettiği her an onu yaratıcılıkla ilişkilendirir. Kişide kaygı olmasının sebebi, ortada bir yaratma olasılığı olmasıdır: Kişinin kendi ben'ini yaratması, kendi ben'i olmak için irade koyması ve bunun yanı sıra, sayısız günlük etkinliklerinin tümünde yaratıyor olmasıdır (ve bunlar aynı sürecin iki farklı aşamasıdır). Kaygının mevcudiyeti; çatışmanın sürdüğü anlamına gelir. Bu durum devam ettikçe, yapıcı bir çözümün ortaya çıkma ihtimali olduğuna dikkat çekilmesi yararlı olur.
Kaygının Anlamı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabı akademik okuma amaçlı aldım ve şunu söyleyebilirim ki Rollo May harika bir eser ortaya koymuş. Kaygının Modern tanımları (Filozoflarca,Biyolojik,Psikolojik) ile başlayıp; Klinik analizi ve Kaygının Yönetimi ile sonlandırmış. Gerçekten kapsamlı bir kitap olmuş. Kitapta bolca vaka örnekleri de mevcut. Özellikle “Kaygı” konusunda araştırma yapıyorsanız mutlaka bu kitaba göz atmalısınız. (Eylem)
Kaygının Anlamı PDF indirme linki var mı?
Rollo May - Kaygının Anlamı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kaygının Anlamı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Rollo May Kimdir?
Rollo May (21 Nisan 1909 - 22 Ekim 1994), ABD'li varoluşçu psikolog. Varoluşçu felsefenin yanı sıra humanist psikolojinin de önemli isimlerinden biri olarak bilinir. Türkçe'ye Kendini Arayan İnsan ve Yaratma Cesareti isimli kitapları çevrilmiştir. Rollo May, teolog Paul Tillich'in yakın arkadaşlarındandır. Yaratma Cesareti (The Courage to Create) ismini Paul Tillich'in Varolma Cesareti (The Courage to Be) isimli eserine referansla koymuştur.
May, Ohio eyaletindeki Ada'da 1909 yılında doğmuştur. Ebeveynlerinin boşanmasından ve ablasının şizofreni hastası olduğunun anlaşılması gibi olaylar, zor bir çocukluk dönemi geçirmesine neden olmuştur. Klinik psikoloji alanında doktora Columbia Üniversitesi'ndeki Öğretmenlik Yüksekokulu'ndan 1949 yılında almıştır. May aynı zamanda San Francisco'daki Saybrook Lisansüstü Eğitim ve Araştırma Merkezi'nin kurucularından ve öğretim üyelerinden birisidir.
1994'ün ekimindeki ölümünden önceki son yıllarını San Francisco Körfez Bölgesi'ndeki Tiburon'da geçirmiştir.
Rollo May, Amerikan hümanizminden etkilenmiştir ve varoluşçu psikolojiyi başta Freud'unki olmak üzere diğer felsefi yaklaşımlarla birleştirerek yeni bir yaklaşım yakalamaya çalışmıştır.
Aynı zamanda Rollo May, Otto Rank'i varoluşçu psikoterapinin en önemli öncülerinden biri olarak görmüştür. Ölümünden kısa bir süre önce May, Rank'in derslerinin Robert Kramer tarafından derlendiği bir esere yazdığı önsözde, "Otto Rank'i, uzun bir süredir Freud'dan etkilenen büyük ama keşfedilmemiş bir dahi olarak görüyorum." demiştir.
May kişilik gelişiminde bazı "aşamalar" tespit etmiştir:
Masumluk - yeni doğanın ego ve öz bilinçlilik öncesi içinde bulunduğu aşamadır. Masumluk aşamasındaki biri yalnızca yapması gerekeni yapar. Buna karşın, gereksinimlerini karşılayacak seviyeye kadar etkin olan bir iradeye de sahiptir.
İsyankarlık - isyankar insan özgürlüğünü istemektedir; ancak özgürlükle birlikte gelecek olan sorumluluğa ilişkin yeterli bir kavrayış geliştirememiştir.
Karar verme - birey bu aşamada yaşamının, ailesinden daha bağımsız duruma gelmek ve "sıradan aşama"ya geçmek gereksinimini duyduğu bir geçiş aşamasındadır. Bu aşamada birey yaşamında ne istediğine karar vermeli ve isyankarlık çağında duyduğu isyan gereksinimini karşılamalıdır.
Sıradanlık - olağan yetişkin egosunun sorumluluk anlayışını geliştirdiği - yine de sorumluluğu fazla "ağır" bulduğu - ve bu yüzden de uyum sağlamakta ve geleneksel değerlerde bir güvenlik duygusunu aradığı aşamadır.
Yaratıcılık - bireyleşmiş yetişkinlik, varoluş aşaması; kendini gerçekleştirmenin ve basit egosantrikliğin ötesine geçilen aşama.
Yine de, bunlar alışageldiğimiz anlamıyla "aşama"lar değildir. Bir çocuk kimi zamanlar masumluğun, sıradanlığın ve yaratıcılığın niteliklerini taşıyabileceği gibi bir yetişkin de isyankarlık durumunda olabilir. Aşamaların yaşlarla ilişkilendirilmesindeki tek etken önemliliktir. İsyankarlık iki yaşındaki bir çocuk veya bir ergen için diğer yaşlardan daha fazla önem taşımaktadır.
Rollo May Kitapları - Eserleri
- Kendini Arayan İnsan
- Yaratma Cesareti
- Varoluşun Keşfi
- Aşk ve İrade
- Özgürlük ve Kader
- Güç Ve Masumiyet
- Kafese Konan Adam
- Psikoterapist ve Mitlere Yolculuk
- Kaygının Anlamı
Rollo May Alıntıları - Sözleri
- "Bilinçaltı bir seviyede (rüyalarda ve dil sürçmelerinde ortaya çıkacağı üzere) söylenenin doğru olmadığını bilse de bunu bildiğini bilmeye cesaret edemez." (Kaygının Anlamı)
- İlginç olan şudur ki, her iki seçenek de -"salt özgür" ve "salt kaderci" - aynı ölçüde tanrıyı oynamaya işaret eder, çünkü kibirli bir tavırla şu ikilemin varlığını reddediyoruz: insan olarak büyük potansiyelimiz ve kaderimiz. (Kafese Konan Adam)
- Ne Kierkegaard ne de Nietzsche bir akım başlatmakta ya da yeni bir sistem kurmakla ilgili en ufak bir niyet taşımıyorlardı; bu düşünce onlara hakaret olurdu. Her ikisinin de savunduğu şey Nietzsche’nin sözleriye şudur: “Benim peşimden değil, kendi peşinden git!” (Varoluşun Keşfi)
- "Bugünün değişen dünyasında sıradan stres ve gerilimler öyle bir hal almıştır ki, kaygı ile yüzleşme ve bunu bir şekilde çözme ihtayacını duymayan kişi sayısı yok denecek kadar azdır." (Kaygının Anlamı)
- Nefret, aşkın zıttı değildir; kayıtsızlık, aşkın zıttıdır. (Aşk ve İrade)
- Analizdeki kritik nokta, serbest çağrışımlarından birinde "Tanrı için şeytan bir isyankardı" ifadesiyle birlikte geldi. Keyif içinde şu ifadeleri tekrarladı: "Kurtarıcı şeytan! İsyankar şeytan!" (...) Şeytanın Lucifer biçiminde cennetten kovulduğunun ve varlığını isyan ettiği şeye borçlu olduğunun altını çizdi. (Psikoterapist ve Mitlere Yolculuk)
- "Hâlâ "zihin sağlığı demek, kaygı olmaksızın yaşamak demek" şeklindeki mantık dışı bir ifadeye inancımızı sürdürüyoruz." (Kaygının Anlamı)
- Yaratıcı süreç, biçim için duyulan bu tutkunun dışavurumudur. Parçalanmaya karşı bir mücadeledir yaratıcı süreç: Uyum ve bütünleşmeyi doğuracak olan yeni varlık türlerinin varoluşa getirilmesi mücadelesi. (Yaratma Cesareti)
- Varolma cesaretiniz yoksa, kendi varlığınızı yitirirsiniz. (Varoluşun Keşfi)
- Özgürlük daima "mümkün "olan"la ilgilidir, bu da Özgürlüğe esnekliğini, çekiciliğini ve tehlikelerini verir. (Özgürlük ve Kader)
- "İnsanları güçsüzleştirdikçe şiddet duygularını kontrol etmekten çok arttırırız. Toplumdaki şiddet olayları büyük ölçüde özsaygılarını oluşturmaya, kendilerinin ne kadar önemli olduğunu göstermeye çalışanlar tarafından yapılır." (Güç Ve Masumiyet)
- “Bir olasılığı gerçekleştirmenin söz konusu olduğu her an kaygı vardır..” (Kaygının Anlamı)
- "Ve Yaşam'ın ta kendisi bana bu sırrı söyledi. 'Bak' dedi Yaşam, 'Ben kendimi daima aşmakla yükümlüyüm.’’ (Varoluşun Keşfi)
- Hayatında yer alan sayısız belirleyici kuvvetin bilincine vardıkça, daha da özgürleşir. (Kafese Konan Adam)
- "...verdiği cevapların sorulan sorularla bir ilişkisi yoktu. Bu durum aşırı ve kalıcı şekilde olursa şizofreninin bir türüdür. Fakat günümüzde buna politika denir. " (Güç Ve Masumiyet)
- "Ebedi anksiyete özgür insanın kaderidir." (Özgürlük ve Kader)
- Neşe, kazanılan güç hissinin semptomundan başka bir şey değildir. (Varoluşun Keşfi)
- Yalnızlık bir bağlamda dürüstlüktür. Dürüstlükle kendimizi genel kitleden ayırır, konformizmden kurtulursunuz. Dürüst olmak, kendinizi bireyleştirmek bakımından yalnız olmaktır, kendiniz ve yalnız kendiniz olmak için o âna sarılırsınız. Kendi olmakta başlangıçta bir yalnızlık vardır; kendi öz merkezi olmaktan söz ediyoruz. (Özgürlük ve Kader)
- "Note the startling regularity through history with which society martyrs the rebel in one generation and worships him in the next. Socrates, Jesus, William Blake, Buddha, Krishna — the list is as endless as it is rich." (Güç Ve Masumiyet)
- Gabriel Marcel, modern insanın en tipik özelliğinin, ontoloji duygusunu bastırmak, kendi varoluşunun farkındalığından kaçmak olduğunu söyler. (Kafese Konan Adam)