akademi
Turkcella

Kara Keşiş - Anton Çehov Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kara Keşiş kimin eseri? Kara Keşiş kitabının yazarı kimdir? Kara Keşiş konusu ve anafikri nedir? Kara Keşiş kitabı ne anlatıyor? Kara Keşiş PDF indirme linki var mı? Kara Keşiş kitabının yazarı Anton Çehov kimdir? İşte Kara Keşiş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.03.2022 02:00
Kara Keşiş - Anton Çehov Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Anton Çehov

Çevirmen: Mustafa Kemal Yılmaz

Orijinal Adı: черный монах

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786257070935

Sayfa Sayısı: 48

Kara Keşiş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çehov’un 1894’te Artist dergisinde yayımlanan son felsefi öyküsü Kara Keşiş, Lev Tolstoy’un da övgüsünü kazanan en önemli eserlerinden biridir. Öykü, görkemlilik kuruntusuna kapılan vasat biliminsanı Kovrin’le ilgilidir. Bu genç adam kendisinin bir dâhi, Tanrı’nın seçilmiş kullarından biri olduğuna inanmaktadır. Yazar bu öyküsünde delilik ile dâhilik arasındaki olası ilişkiye dikkat çeker.

Çehov 1890’lı yılların başında, rüyasında tarlaların üzerinde uçan uğursuz bir kara keşiş görmüş, uyandığında onun hakkında yazmaya karar vermişti. Ortaya çıkan öykü, kimi zaman entelektüellere yönelik bir hiciv, kimi zaman da Çehov’un kendi korkularının alegorisi olarak değerlendirildi. Öyküyü mistisizmle ilişkilendirenler de oldu.

Oysa yazar, yayıncı dostu Aleksey Suvorin’e yazdığı mektupta, melankoliye kapılmadan, “soğukkanlı bir tefekkür içinde” yazdığı Kara Keşiş için “tıbbi bir öykü” demişti. Çehov muhtemelen bir hekim olarak 19. yüzyılın sonlarında Rusya’da birçok megalomani vakası görmüş ve bu durumu çarpıcı bir kurguya dönüştürmüştü.

Kara Keşiş Alıntıları - Sözleri

  • Tebrik edin beni, galiba delirdim...
  • Her şeyi bilmek kabil değil elbet... Zihin ne kadar geniş olursa olsun, her şeyi alacak diye bir kaide yok.
  • Hakiki haz bilgidedir...
  • Zihin ne kadar geniş olursa olsun, her şeyi alacak diye bir kaide yok.
  • Deha delilikle akraba. Dostum, sadece sürüden ayrılmayan sıradan insanlar sağlıklı ve normaldir.
  • İnsanın akli ve ahlaki gelişimi ne kadar yüksekse, ne kadar özgürse, hayat ona o kadar keyif verir.
  • Tebrik edin beni, galiba delirdim.
  • Bir insan entelektüel ve ahlaki yönünü ne kadar çok geliştirirse hayat ona o kadar çok zevk verir
  • Öyle sanıyorum ki; düşünen insanlar her alanda duyarlı, sinirli oluyorlar. Belki de böylesi kaçınılmaz...
  • Dostum, sadece sürüden ayrılmayan sıradan insanlar sağlıklı ve normaldir.
  • "yüreği ezilmişti biraz ama yine de mutluydu."
  • Kitapta okuduğu fikirler onu tatmin etmemişti.
  • Senin sıra dışı bir insan, bir dâhi olduğunu düşünmüştüm, seni sevmiştim, meğer bir deliden başka bir şey değilmişsin.
  • "mutluluk" doğaüstü bir duygu mu? insanların normal hali olması gerekmez mi?

Kara Keşiş İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çok düşünme kafayı yersin. :-): Bir ortamda arkadaşlarınız ile oturuyorsunuz, masada dönen sohbet, yemek, içmek, araba, zenginlik vs.gibi konular. Ve sizin içinizde ise dünya, gezegenler, evren, ruh, kader, mantık gibi kökeni varoluşsal meselelere dayanan sorular ve sohbet etme isteği var. İşte tam bu noktada karşınızda bulunan arkadaşınız; bütün psikoloji üzerine kurulu terimleri, bütün psikoloji üzerine yapılmış analizleri, bütün psikoloji bilimi üzerine hakim otariteleri yerle bir edecek o dâhiyane cümlesini kurar; "Çok düşünme kafayı yersin." :-) İşte ANTON ÇEHOV bu cümlenin tam kapsamlı bir incelemesini yapmış Kara keşiş adlı bu kısa öyküsünde. Romanın baş karakteri, sürekli halüsünasyonlar gören, o hayali görüntüyü gerçek sanıp onunla konuşan, sorular sorup cevap alan, kendisini seçilmiş kişi olarak gören bir felsefeci. Bana göre, gördüğü halüsinasyonun Kara keşiş olarak tercih edilmesi, ANTON ÇEHOV'UN inançlara karşı bakış açısını yansıtan bir hiciv olmuş. Esere göre delilik ve dahilik arasında ince bir çizgi var. Yukarıda ki girişte bahsettiğim, "dünya, gezegenler, evren, ruh, kader, mantık" kökeni varoluşsal meselelere dayanan konulara çok alakadar iseniz, karşı tarafa göre ya delisinizdir ya dahi. Bunu belirleyen ise toplumdaki konumunuz olur muhtemelen. Dehalar veya dahilik de aslında toplumda delilik olarak kabul görüyor. Toplumdan farklı isen ya delisin ya dahi. "sadece sürüden ayrılmayan sıradan insanlar sağlıklı ve normaldir." S/22 Ve belki de eserin en asıl tahlili, Peygamberler bile Allah tarafından seçilmiş kişiler değil, gördükleri bu halüsinasyonların etkisi ile kendilerinin Allah tarafından seçilmiş kişiler olarak gören dahiler olduğunu vurgulaması. Tabi bu hicivde şöyle bir şey var, genelde inanmayan insanlar, peygamberlere "deli, amaçları gücü elde etmek, zarar verme niyetli kişiler" gibi yakıştırmalar yaparlar. Ama ÇEHOV onların amaçlarının gerçekten de hakikate ulaşmaya çalışmak olduğunu söylüyor, sadece Allah tarafından seçilmiş değiller, onlar kendilerinin seçilmiş olduğunu düşünüyor diyor. Yani ANTON ÇEHOV'A göre Peygamberler varoluşsal sancıların meydana çıkardığı dehalar. Kendi bakış açısında ki vahiy, ilham ilişkisine vurgu yapıyor, ana karakterin kara keşiş olarak tasvir ettiği halüsünasyon ile. Tabi sadece hakikati değil, hayatın anlamını, amacını da arıyor. Mesela mutluluk nedir diye soruyor halüsinasyon gördüğü esnada karşındaki hayale. Tam burada yine kitabın konusuna yakın, Amerikalı matematikçi JOHN NASH'İN hayatını anlatan akıl oyunları filmi aklıma geldi. Filmde "Mutlu olmak her şeyin yolunda olması demek değildir. Mutlu olmak, görmezden gelme konusunda ustalaşmak demektir." Diye bir replik vardı. Ne zaman görmeye başladık, ne zaman bilmeye çalıştık, o zaman büyük ızdıraplar çektik. Cahillik mutluluktur diye bir söz vardı. Eserde buna çok güzel vurgu var. Hayatın amacını şimdide gören insanları sadece fiziki rahatsızlıklar üzer, ama dahiler hep ızdırap içindedir. Ama eserin en önemli vurgusu her insanın içinde olan o varoluş meselesi, insanın anlam arayışı, bir çok kişinin içinde bulunan o tarifi imkansız boşluk. Eser bence bunlara cevap vermiyor. Cevap vermiyor ama, bir soru soruyor; İNSAN NE İLE YAŞAR? Cevap ise LEV NİKOLAYEVİÇ TOLSTOY'UN aynı adlı eserinin içinde. Herkese iyi okumalar... (Adem Yavuz)

Rus yazar Anton Çehov’un kendi gördüğü bir rüyası üzerine yazdığı bir kitap. Yazarın dahilik ve delilik arasında geçen bir hikayesi karakter kovrinin hayali bir kara keşişle konuşmasını anlatıyor. Tanrının seçilmiş kullarından biri olduğuna inanan baş karakter Kovrin’in günden güne aklını yitirmesini okuyoruz.Okuması keyfliydi zaten incecik bir kitap (Hamdiye Karataş)

Okudum bitti.(ve gerekmez): Anton Pavloviç Çehov kitaplarını okurken çok mutlu oluyorum ve keyif alıyorum ama yazar sürekli daha uzun olabilirdi bu öykü dedirtiyor kitap bittiğinde.. kitap/kara-kesis--229010 kitabı da bu bahsettiğim öykülerden birtanesi ve delilik ve dahilik arasındaki ilişkiye dikkat çeken diyaloğlar ve bununla alakalı sorular sorarak kitabın baş kahramanı Kovrin'in bu kuruntu ile beraber hayat hikayesinin ilerlediği bir öykü. Kitabın Tolstoy'un övgüsünü neden aldığını yaşanan diyaloglardan anlayabiliyorsunuz. Çayın veya kahvenin yanında okunacak güzel bir eser keyifli okumalar yazar/anton-cehov (Berceste)

Kara Keşiş PDF indirme linki var mı?

Anton Çehov - Kara Keşiş kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kara Keşiş PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Anton Çehov Kimdir?

Anton Pavloviç Çehov (29 Ocak 1860, Taganrog Rusya - 15 Temmuz 1904, Badenweiler, Almanya), Rus tiyatro yazarı ve modern kısa öykülerin kurucularındandır.

Rusya'nın güneyinde Azak Denizi kıyılarındaki Taganrog'da bakkal bir babanın oğlu olarak Dünya'ya geldi. Dört çocuklu bir ailenin ortanca çocuğudur. Babası, ticaretten çok dini konulara eğilimleri olan sert ve otoriter bir adamdı. Babasının baskısıyla kilise korosunda ilahi söyleyen Çehov, ticarette başarı sağlayamayan babasının yerine dükkân işleriyle de ilgilendiğinden lise eğitimi uzadıkça uzadı.

Çehov, bir süre Yunanlı çocukların devam ettiği yerel bir okulda okudu. Daha sonra on yıl boyunca lisede Yunan ve Latin klasikleriyle temel bir eğitim gördü. Düş gücüne fazlasıyla olanak tanıyan bu eğitim Çehov'un yaşamı boyunca klasiklerden hoşnut olamamasına yol açacaktı. "Edebiyat Öğretmeni" adlı hikâyesi üniversite yıllarına aittir.

1876'da babasının iflas etmesi üzerine ailesi Moskova'ya göçtüğünde, kendisi bir ağabeyi ile birlikte Tagangrog'da kalarak liseye devam etti. Üç yıl boyunca, henüz çok genç olmasına karşın kendi hayatını kendi kazandı. Zor koşullar altında geçen çocukluk yılları, hikâyelerinde çocuklara geniş yer vermesine ve hep hüzünlü, incinmiş çocukları anlatmasına neden oldu.

1879'da liseyi bitirdi ve Moskova'ya giderek tıp fakültesine girdi; 1884'te doktor oldu. Tıp öğrenimi sırasında ailenin geçimine katkıda bulunmak için çeşitli dergilerde yazılar yazdı. Bu dönemde yazdığı yazılarını "Melbourne'ün Masalları" adlı kitapta toplayarak üniversiteyi bitirdiği yıl ilk kitabını yayınladı.

Çehov, üniversiteyi bitirir bitirmez hekimliğe başladı. "Cerrahlık", "Cansız Ceset", "Kaçak" adlı hikâyelerini bu dönemde yazdı. Hekimlik çok vaktini aldığından yazmasına engel olmaya başlayınca hekimlikten vazgeçip yazarlığa yöneldi. Yazarlığına hekimliğinin izleri görülür. Pek çok kimse onun Çarlık Rusyası'nı anlatışını, bir doktorun hastalığı teşhis edişine benzetir.

1887'de "Alacakaranlıkta" adlı öykü kitabıyla Rus Akademisi tarafından verilen Puşkin ödülü nü kazandı. Aynı yıl ilk büyük tiyatro oyunu "İvanov", Moskova'daki Korsch Tiyatrosunda sergilendi.

Ünlü öyküsü "6. Koğuş" 1892'da yayınlandı. Aynı yıl kolera salgını olan bölgelerde doktor olarak aktif rol oynadı. Merkez Rusya'da bir Melikhov adını verdiği bir malikane satın alarak taşındı ve yaşamında "Melihova dönemi" denilen yeni bir dönem başladı. Bu dönemde yaratıcılığının zirvesine ulaştı. Sürekli kendisini ziyaret gelen dostlarını malikanede ağırladı.

1894 yılının bir bölümünü yurtdışında geçirdi. Bu arada vereme yakalandı, tedavi için Kırım'a geçti.

1895'te "Martı" oyununun ilk versiyonunu yazdı. "Sakhalin Adası"nı yayınladı. Tolstoy ile tanıştı. Oyunun St. Petersburg'daki ilk gösterimi başarısızlıkla sonuçlandı.

1897'de Köylüler adlı uzun öyküsünü yayınlattı. 1898'de Sanat tiyatrosunu Stanslavski ile birlikte kuran Nemiroviç-Dantçenko Martı'yı sahnelemek için Çehov'dan izin istedi, bu arada Çehov, ilerde evleneceği aktris Olga Knipper'le tanıştı. Martı oyunu büyük başarı elde etti. Çehov'un babası öldü.

1899'da Vanya Dayı'nın ilk gösterimi yapıldı, Toplu Yapıtlarının ilk cildi yayımlandı.

1901'de Üç Kızkardeş sahnelendi; Çehov, Kafkasya seyahatinden sonra bir ev yaptırdığı Yalta'ya döndü ve Olga Knipper ile evlendi.

1904'te "Vişne Bahçesi" Moskova'da sahnelendi. Sağlığı bozulan Çehov, eşi ile birlikte Almanya'ya gitti ve Badenwiller'da öldü.

Çehov'un bütün yapıtları ölümünden 40 yıl sonra 20 cilt halinde yayımlandı. Bu yayının 8. cildinde Çehov'un sayısı birkaç bine ulaşan mektupları yer alır.

Çehov'un tiyatro sevgisi çocukluk yaşlarında izleyici olarak başladı. Vodvil olarak adlandırdığı birer perdelik oyunlarıyla, dörder perdelik oyunlarından ilk ikisi olan İvanov ve Orman Cini'ni 1887-1890 yıllarında yazdı. En ünlü eseri [Çalıkuşu] idi.

Vodvilleri taşra tiyatrosunda büyük başarı kazandı. Bir Moskova tiyatrosunda sahnelenen İvanov da çok büyük başarı sağladı. Orman Cini'nin aynı başarıyı sağlamaması üzerine Çehov oyun yazmaya uzun süre ara verdi. Martı'yla yeniden oyun yazmaya başlaması ikinci başarısızlığı beraberinde getirdi. Bunun üzerine Çehov tiyatroyla ilgisini kesmeye karar verdi. Bir mektubunda şöyle diyordu: "700 yıl yaşasam bir piyes yazmam. Nesine isterseniz bahse girerim." Bunları yazarken tiyatro sevgisini hesaba katmamıştır. Bu sırada Vanya Dayı büyük övgülere layık görülüyordu. Martı'nın ikinci sahnelenişinde kazandığı büyük başarı da Üç Kız Kardeş ve Vişne Bahçesi'ni yazmasını sağladı

Anton Çehov Kitapları - Eserleri

  • Korkunç Bir Gece
  • Kime Anlatsam Kederimi
  • Sayfiyede
  • Doktor Çehov'dan Öyküler
  • Kaştanka
  • Düello
  • Martı
  • Kadın Öyküleri
  • Köpeğiyle Dolaşan Kadın
  • Büyük Oyunlar
  • Kabuğuna Sinmiş Adam
  • Altıncı Koğuş
  • Vanya Dayı
  • Üç Kız Kardeş
  • Düşünür
  • Seçme Hikayeler
  • Sahalin Adası
  • Üç Kedi Yavrusu
  • Ateşler / Çukurda
  • Memurun Ölümü - Bütün Öyküleri 1
  • Entipüften Bir Adam - Bütün Öyküleri 2
  • Eczacının Karısı - Bütün Öyküleri 3
  • Kırlarda Bir Gün - Bütün Öyküleri 4
  • Düello - Bütün Öyküler 6
  • Kara Keşiş - Bütün Öyküleri 7
  • Söğüt Ağacı
  • Sevgili Doktor
  • Ayı
  • Besleme
  • Vişne Bahçesi
  • Asma Katlı Ev
  • Parti
  • Hikayelerden Bir Demet
  • Yazışmalar
  • Hayat Yoldaşı
  • Toplu Eserleri - Hikayeler 1
  • Yeni Bulunmuş Hikayeler
  • Albion’un Kızı
  • İvanov
  • Bütün Oyunlar
  • Teklif
  • Önemli Bir Olay
  • Kül Altında Kor
  • Not Defteri
  • Taşralı
  • Üç Ürpertici Öykü
  • Belalı Misafir
  • Bukalemun Hikayeler
  • Kadın Kalbi
  • Kuşçu
  • Kısa Oyunları
  • Kısa Oyunları (9 Oyun)
  • Köylüler
  • Seçme Öyküler 1
  • Seçme Öyküler 2
  • Tek Perdelik 9 Oyun
  • Kırlarda Bir Gün
  • Üç Yıl
  • Doxsanıncı İllərdə
  • Bir Ressamın Hikayesi
  • Briç Oyunu
  • Bütün Öyküler 1 (1880-1884)
  • Bütün Öyküler 2 (1885-1886)
  • Bütün Öyküler 3 (1886)
  • Bütün Öyküler 4 (1887)
  • Bütün Öyküler 6 (1891-1893)
  • Bütün Öyküler 7 (1893-1895)
  • Bütün Öyküler 8 (1895-1900)
  • Küçük Köpekli Kadın
  • Martı ve Vişne Bahçesi
  • Çehov'dan Seçme Öyküler
  • Gooseberries
  • Bir İhtiyarın Not Defterinden
  • Çehov Toplu Eserler
  • Sıra Dışı Bir Adam ve Diğer Öyküleri
  • Yaşayan Tarihler
  • Düğün Jübile
  • Seçme Oyunlar: Üç Kızkardeş - Vişne Bahçesi
  • Bozkır
  • Öyküler 2
  • İşler Tıkırında Gidiyor
  • Seçme Öyküler 3 (Kısa Hikâyeler)
  • Seçme Öyküler 4 (Uzun Hikâyeler)
  • Hayatım
  • Bütün Oyunları 1
  • Bütün Oyunları 2
  • Kunduracı ile İblis
  • Bir Devlet Memurunun Ölümü
  • Öylesine Bir Hikaye
  • Hikayeler IV
  • Hikayeler V
  • Çukurda
  • Toplu Eserleri: Hikayeler III
  • Hikayeler 1
  • Hikayeler 3
  • Hikayeler II
  • Bir Av Dramı
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Kuğunun Şarkısı
  • Anton Çehov'dan Hikayeler
  • Bütün Eserleri 2
  • Kara Keşiş
  • Toplu Eserleri
  • Toplu Eserleri
  • Avda Trajedi
  • Ayna
  • Aşk Üzerine
  • Ward No: 6 Stage 4
  • Düşmanlar
  • Step
  • A Nightmare - Stage 5
  • Bütün Eserleri 4
  • Bütün eserleri 5
  • Pahalı Dersler
  • Maske
  • Mujikler
  • The Story of a Nobody
  • Bütün Oyunları 3: Üç Kız Kardeş / Vişne Bahçesi
  • Toplu Eserleri Oyunlar
  • Süs Köpekli Leydi
  • Yazlıkçılar
  • Anton Çehov - Bütün Eserleri 6
  • Şehir Dışında Bir Gün Öyküler
  • A Nervous Breakdown
  • Hayata ve Edebiyata Dair Notlar
  • Tütünün Zararları
  • Kimliğini Saklayan Adamın Öyküsü
  • Seçilmiş əsərləri
  • Anton Çehov - Bütün Eserleri 7
  • Vişne Bahçesi
  • Sakhalin Island
  • The Woman in the Case
  • The Death of a Civil Servant
  • The Kiss
  • In the Twilight

Anton Çehov Alıntıları - Sözleri

  • Sevmek, sevilmek, ne büyük bir mutluluk; bu yüksek kuleden düşmeye başladığını anlamak, insan için ne kadar korkunç! (Hikayeler V)
  • İçimi bilmiyorlar, benim de onlar gibi sevinçli, neşeli olduğumu sanıyorlardı. (Köpeğiyle Dolaşan Kadın)
  • "Şu kocalar öyle can sıkıcı yaratıklar ki, durmadan uyusalar iyi ederlerdi." (Eczacının Karısı - Bütün Öyküleri 3)
  • Her şeyi bilmek kabil değil elbet... Zihin ne kadar geniş olursa olsun, her şeyi alacak diye bir kaide yok. (Kara Keşiş)
  • Yalnız insanlar çok okurlar, ama az konuşur, az duyarlar. Yaşam bir sırdır onlar için. (Köpeğiyle Dolaşan Kadın)
  • Ahh! Hayatımı boşa harcamışım gibi geliyor.. (Hikayelerden Bir Demet)
  • “Gerçek, niteliği ne olursa olsun, belirsizlik kadar korkunç değildir.” (Vanya Dayı)
  • “…herkes kutsal kitapları severdi; şefkatle, derin bir saygıyla severdi, ama kitap yoktu, okuyacak, anlatacak kimse yoktu.” (Mujikler)
  • Hepiniz domuz sürüsünden farksız bir yaşam sürüyorsunuz. Gece-gündüz burada toplanıp çene çalmaktan başka ne işiniz var? Topunuz cahilsiniz, uygarca yaşamakla bir ilişkinizi görmüyorum. Mişka hep dama oynuyor. Matriona fındık çıtırdatıyor. Nikifor gerekli-gereksiz yerde sırıtıp duruyor. Bunlar aklı başında insanların işi mi? Hayır, budalalığın daniskası! Hiçbirinizde düşünme yeteneği kalmamış.. (Bütün Öyküler 1 (1880-1884))
  • bize 20 rubleye ekin biçmeye gelmezlerdi, ama yarım kova içkisine bu işe dünden razıydılar. oysa 20 rubleye tam 4 kova içki alınabilirlerdi.(rus köylüleri için) (Taşralı)
  • Gözleriniz sürekli ateş ediyor, bam bum...tebrik ederim kazandınız,biz yenildik... (Toplu Eserleri)
  • Herkese fazla güveniyorsun. Dünyayı anla artık. Bu gidişle harcanır gidersin. (Sevgili Doktor)
  • Bırakın uygarlığı ve insanlığı doğru düzgün bir iklimimiz bile yok. Burası da memleket! Avrupa da! (Memurun Ölümü - Bütün Öyküleri 1)
  • Şehirden, mücadeleden, hayatın günlük hırgüründen kaçmak ve çiftliğine sığınmak... Bu hayat değil bencillik, tembellik ve kendine özgü bir tür keşişliktir. Yararlıktan yoksun bir keşişlik! İnsana üç arşın toprak ya da bir çiftlik değil bütün bir yerküre, bütün doğa gereklidir; insana, sahip olduğu bütün yetenekleri, özgür ruhunda saklı özgünlüğü açığa çıkarabileceği kadar geniş bir dünya gereklidir. (Seçme Öyküler 3 (Kısa Hikâyeler))
  • İstediğim: Hiçbir şey istememek. (Hayata ve Edebiyata Dair Notlar)
  • Zapoykin, birçok okurumuzun da bildiği gibi, eşi bulunmaz bir söylevcidir. Uyku sersemiyken, karnı açken, fitil gibi sarhoşken, sıtma nöbetleri geçirirken; kısacası, aklınıza gelen her durumda; evlenme, doğum, cenaze gibi her türlü tö­rende kusursuz söylevler verir. Söylevleri yağmur oluklarından güldür güldür akan sular gibi kesintisiz, coşkuludur; dağarcığındaki acıklı sözler kimi meyhanelerdeki hamamböceklerinden daha boldur. Esnaf düğünlerinde yaptığı, sonu gelmez, güzel konuşmalarda onu susturmak için hazan polise baş­vurmak gerekir. (Bütün Öyküler 3 (1886))
  • "Bu dünyada pek çok görüş ileri sürülür, ancak bunların en az yarısından çoğu başı derde girmemişlerce söylenir." (Söğüt Ağacı)
  • Eğer bir insanı gerçekten unutmak istiyorsan onunla yaşadıklarını değil, onun sana yaşattıklarını hatırla... (Düello)
  • "Siz şaşırdınız, doğru yoldan gitmiyorsunuz. Yalanları gerçek, çirkini güzel diye kabul ediyorsunuz." (Pahalı Dersler)
  • Öyküler de sık sık rastlanır "derken, birdenbire" sözüne. Yazarların hakkı var, yaşam beklenmedik şeylerle öylesine dopdolu ki! (Albion’un Kızı)

Yorum Yaz