Kaplan! Kaplan! - Alfred Bester Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Kaplan! Kaplan! kimin eseri? Kaplan! Kaplan! kitabının yazarı kimdir? Kaplan! Kaplan! konusu ve anafikri nedir? Kaplan! Kaplan! kitabı ne anlatıyor? Kaplan! Kaplan! PDF indirme linki var mı? Kaplan! Kaplan! kitabının yazarı Alfred Bester kimdir? İşte Kaplan! Kaplan! kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Alfred Bester

Çevirmen: Barış Tanyeri

Editör: Alican Saygı Ortanca

Tasarımcı: Şükrü Karakoç

Orijinal Adı: The Stars My Destination

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053756231

Sayfa Sayısı: 298

Kaplan! Kaplan! Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Alfred Bester, asıl uğraşı senaryo ve gazetecilik olsa da bilimkurguya ve çizgi romana emek vermeye başladıktan sonra gerçek kimliğini bulan yazarlardan. Yazarın ikinci bilimkurgu romanı ve ona asıl şöhretini getiren Kaplan! Kaplan! yazılmış en iyi bilimkurgu romanlardan. Belki de en iyisi.

24. yüzyıl. İnsanlar "jaunt" denen eylem sayesinde çok uzun mesafeleri, ışınlanarak çok kısa sürede kat edebilmektedir. Gully Foyle, uzayda 170 gün boyunca neredeyse havasız bir ortamda hayatta kalmayı başarır, kendine geldikten sonra gemi enkazından kurtulur. Onu kurtaracağını sandığı gemi ise yanından geçer gider. Uzayda ölüme terk edilir. Artık aklında yalnızca onu bu duruma düşürenlerden intikam almak vardır.

Çıktığı bu imkansız görevde önce herkesin onu tanımasını sağlayacağı kaplan dövmesini yüzüne işlenir, ardından hapse atılır. Çözdüğü her sorundan sonra bir yenisiyle karşılaşan Foyle, içindeki intikam ateşiyle hedefine ulaşmakta kararlıdır.

Tüm Güneş Sistemi'ni etkileyecek ve kontrol sahibi şirketlerin elde etmek istediği bir sır da Foyle'la beraber gezegenden gezegene gezer.

Kaplan! Kaplan! bilimkurgunun korkunç simetrisi.

Kaplan! Kaplan! Alıntıları - Sözleri

  • Yüz yetmiş gündür ölüyordu ama henüz tam olarak ölmemişti.
  • Birisini sevip ondan aynı zamanda tiksinebilirsin.
  • Ama ben bir robot değilim. Ben evrenin garip bir hilkat garibesiyim... düşünen bir hayvanım...
  • Aydınlanmış olduğumuz bu çağda artık suçluları cezalandırmıyor, onları tedavi ediyoruz; ve tedavi cezadan beter
  • İçinizde en çoğu var, en azını kullanıyorsunuz. Beni duyuyo musunuz, ha? İçinizde milyon var, kuruşlar harcıyosunuz. İçinizde bir dahi var, deliliği düşünüyosunuz. İçinizde bir kalp var, boşluklar hissediyosunuz. Hepiniz. Her bir, hepiniz...
  • Ben altı ay boyunca öldüm ve hiç sızlanmadım.
  • Hiç kimse gerçekten başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğünü bilmek istemez. Bilmek istediğimizi düşünür ama istemeyiz.
  • Esasen kimse bir başkasının kendisi hakkında ne düşündüğünü bilmek istemez. İstediğimizi sanırız ama aslında istemeyiz .
  • İnanacak bir şeyler olması önemli değil. Yalnızca bir yerlerde inanmaya değecek bir şeyler olduğuna inanmak gerek.
  • Birisini sevip ondan aynı zamanda tiksinebilirsin.
  • Karanlık, sessizlik, monotonluk mantığı yok ediyor ve umutsuzluk yaratıyordu.
  • Kendimizi dışarıya karşı ne kadar korursak koruyalım, hep içimizdeki bir şeyler tarafından tongaya düşürülürüz.
  • Ama artık bombalar yok, onun yerine beynini kullan.
  • Evrimin soğuk gerçekliğini görmüyorlardı: İlerleme, muhalif güçlerin çatışmasından, tepedeki ucubelerin evliliğinden doğar.
  • “Artık bir çocuk değilim.” dedi bitkince. “Hiçbir şeyin basit olmadığını anlamayı öğrendim.Asla basit bir cevap yoktur. Birisini sevip ondan aynı zamanda tiksinebilirsin.”

Kaplan! Kaplan! İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yıldızlar İstikametim...: Gully Foyle’dur adım, Dünyadır vatanım. Derin uzayda gezerim, Ve ölümdür istikametim. *** Tanıtım Bülteninden: Bester’in iki muazzam kitabı [diğeri “Yıkıma Giden Adam”] zamanının ötesine geçmeyi başardı. Yaklaşık altmış senedir herkesin en iyi on bilimkurgu kitabı listesindeki yerlerini korudular. En sevdiğim kitap ne mi? Kaplan! Kaplan! Bilimkurgu edebiyatı gerçek deha ürünü çok az eser çıkardı ve bu da onlardan biri. Pek çoklarınca şimdiye dek yazılmış en iyi bilimkurgu romanı. Kaplan! Kaplan! Alfred Bester’in yazdığı en iyi eser! Graham Sleight’ın sunumu (Ağustos 2009) ve Neil Gaiman’ın sonsözüyle (1996) birlikte… *** Yirmi dört, yirmi beşinci yüzyıl civarları; sözüm ona olağanüstü maceraların, Jaunt’layarak [insanın beyin gücünü kullanarak tüm vücudunu, önceden gideceği yolu bildiği istikamette, 100 metre ile 1600 metre arasında teleporte etmesi yani ışınlaması] diyar diyar gezmenin, zengin ve varlıklı yaşamanın, ayrıca ilginçtir ki ölmenin de zor olduğu altın bir çağdalardı; ancak hiç kimse tam olarak böyle düşünmüyordu. Servet ve hırsızlığın, vurgun ve yağmacılığın, sapkınlık ve ahlaksızlığın cirit attığı bir gelecek; gerçi hiç kimse bunları kabul etmiyordu. Aşırı uçtakilerin çağındaydılar, hilkat garibelerinin esrarengiz yüzyılı; yine de hiç kimse bundan hoşlanmıyordu. Uzayda, bir gemi enkazının içinde ölüme terk edilen ve tam yüz yetmiş gündür havasız bir ortamda hayatta kalmayı başaran kahramanımızın adı Gully Foyle. Kahramanımız hayatta kalmanın amansız mücadelesine devam ederken, ansızın ufukta bir şans beliriverir. Yakınlarından bir gemi geçmektedir. Bir metreye iki metrelik tabutluğundaki çilesi artık sona erecektir. Ama o da ne? Gemi onu almadan -hem de kendisini enkazın içinde görmesine rağmen- yönünü başka tarafa döndürür ve oradan ayrılır. Foyle’u, adım adım ölüme götüren uykusundan işte bu alçaklık uyandırır! Kendi kendine ant içer: Öncelikle bu gemi enkazından kurtulacak, sonra da o alçak geminin adi kaptanını ve gerekirse tüm mürettebatını bulup tek tek öldürecektir. İntikamını almak için yola koyulur ve soluğu bir asteroidin üzerinde alır. Bu arada, farkında olmadan, hemen tüm dünyayı değiştirecek bir kargoyu da yanında taşımaktadır. Foyle, yüzündeki tuhaf Kaplan dövmesiyle, bir o diyar bir bu diyar, kendisini uzaydaki tabutluğunun içinde sap gibi ortada bırakan geminin peşinde inanılmaz maceralara atılır. O hapishane senin bu gezegen benim, bir esmer kadın bir sarışın kadın, bir o lağım bir bu saray, fakirlik ve zenginlik, ölümcül kazalar, sirk hayatı ve soluksuz maceralarla hedefine adım adım yaklaşır. Onu yolundan hiçbir şey alıkoyamayacaktır. İçindeki takınçlı saplantısı onun tek yaşam kaynağıdır. Öyle bir hırs, öyle bir ince zekâ, öylesine bir kararlılıkla hedefine kitlenir ki, birdenbire dünyanın başındaki en büyük belanın, dünyalar arası savaşın çözüm anahtarı haline geliverir. Obsesif bir hınç ve öç alma duyusu, onu, belki de dünyanın görüp görebileceği en büyük kahraman haline getirmek üzeredir... Alfred Bester, 1956’da yazdığı ve orijinal adı “Yıldızlar İstikametim” olan “Kaplan! Kaplan!” bilimkurgu romanıyla, halihazırda bu alana getirdiği tüm yenilikleri bir tık ileri götürür ve kanımca şu ana dek yazılmış en iyi bilimkurgu romanı ortaya koyar. “Kaplan! Kaplan!” -çok amiyane bir deyişle- bilimkurgu edebiyatının Monte Kristo Kontu’dur ya da Henri Charrière’nin Kelebek’idir, o adeta küllerinden doğan bir Anka Kuşu’dur. Bester, şu koca evrende gerçek ve biricik ölçü biriminin ZAMAN olduğunu bir kere daha gözümüze sokar. Bu kitap, emin olun, olağanüstü güzel bir bilimkurgu romanıdır. Nefes nefese, sayfaları yırtarcasına okuyacağınız eşsiz bir eserdir. Meslektaşım olan, kitabın çevirmeni Barış Tanyeri’yi de tebrik ederim. Tertemiz ve akıcı Türkçesiyle yolumuza ışık tutmuş. Ayrıca İthaki’yi de bu harika kitabı yayına koyup düzgün bir edisyon çıkardığı için kutlarım. Kendinizi çaresiz hissettiğinizde elinize bu kitabı alın. Acaba Foyle olsa, sizin durumunuzdan nasıl sıyrılırdı? Bırakın Foyle size rehberlik etsin, elinizden tutsun. Azmiyle sizi de keyifli âlemlere Jaunt’lasın… Süha Demirel, 25 Mart 2017, İstanbul. *** Kitabın Künyesi: Kaplan! Kaplan! Alfred Bester İthaki Yayınları Çevirmen: Barış Tanyeri Yayın Tarihi: 2017-01-20 Orijinal Adı: The Stars My Destination ISBN: 6053756231 Baskı Sayısı: 1. Baskı Dil: Türkçe Sayfa Sayısı: 304 Kitap » Edebiyat » Bilimkurgu-Fantazya (Süha Demirel)

Kitabı okudum ve bayağı beğendim. Bilim kurgu klasiklerinde okuduğum kitaplar arasındaki en zevkli ve ilginç olanlardan biriydi diyebilirim. En güzeli demeye cesaretim yok ama ilk 5'e sokabilirim. Kitaba başlarken aklımdaki en büyük soru işareti kitabın orijinal isminin 'The Stars My Destination (Yıldızlar İstikametim)' olmasına rağmen kitabın 'Kaplan! Kaplan!' isminde yayımlanıyor olmasıydı. Kitapta yer alan bir şiirin ilk satırı olması nedeniyle konulmuş yazıyordu ve haliyle ben de -_- bu surata geçtim. Çünkü Yıldızlar İstikametim çok daha güzel ve kulağa hoş geliyordu. Tabii bunlar okumaya başlamadan önceydi. Ve bitirdikten sonra net bir şekilde Kaplan! Kaplan!'ın en doğru ve en anlamlı seçim olduğunu düşünüyorum. Kitap hakkındaki yorumuma gelince açıkçası intikam arayışı ne denli yıkıcı olabileceğini diğer eserlerden az çok biliyordum çünkü saf intikam ateşi birçok eserde şu ana kadar işlenildi. O açıdan bunu konu edinen bu kitaptan yine beklentim bayağı düşüktü ki sonuç olarak yine yanıldım ve intikam konusu farklı bir şekilde almasını görmek hoşuma gitti. İntikam sürecinde adım adım neleri feda etmesi, insanlığını kaybetmesi, kaplana dönüşmesi ve intikamını alacağı kişiyi bile ironik bir biçimde bulmasıyla yaşadığı aydınlanma... Bunlar benden tam not alan konular. Bilim kurgusuz bile sağlam kalabilirdi bu eser. Bilimkurgu eserlerine gelirsek jauntlamak bence saçma bir isim tercihi. Çok daha iyi bir kelime seçilebilirdi ama takılmadım pek. Ama elde edilen tek bir gücün bile sosyal hayatı ne denli etkilediğini göstermesini beğendim. Çünkü ışınlanma günümüzde çok kullanılan bir süper güçken bunun sonuçlarına neredeyse hiçbir eser yer vermiyor. Yalnızca ne ve nasıla odaklanılıyor. Bu bakımdan güzeldi. Bir tek beğenmediğim ya da anlam veremediğim yer kitabın sonundaki duyuların yer değiştirmesi kısmıydı ki burası beni biraz gerdi. Ya da sıktı diyeyim. Gereksiz olarak adlandırıyorum. Bir de sonunu pek uygun bulmadım. Karakterlere ne oldu cevabını alamadan net bir şekilde bitirdi. Biraz daha devam etmesini isterdim. 9 vermişim puan olarak ama 10 diyecektim, elim varmadı. Sanırım bir tık daha iyi olabilirdi, olmalıydı diyorum bitirdikten sonra. Son olarak ne varsa bu robotlarda var diyorum. Robot aşkım kitaplarda böyle kritik anlarda ortaya çıkan nükteleri görünce daha da depreşiyor. (Fatih D.)

"Gully Foyle'dur adım, Dünya'dır vatanım. Derin uzayda gezerim, Ve yıldızlardır istikametim." "Üç gezegen ve sekiz uydu ve on bir milyon insan bilinen en heyecan verici zamanda yaşıyorlardı ama her zamanki gibi içlerinde başka zamanların özlemini hissediyorlardı." Merhaba! Bugün, uzun zamandır hakkında güzel yorumlar gördüğüm için merak ettiğim bir kitap olan "Kaplan! Kaplan!"ı okuyup bitirdim. Kitaptaki ana karakterimiz Gully Foyle isimli bir astronot ve bu astronot, gemisinde 170 gün boyunca hayatta kalmayı başarıyor ve tam kendisine bir umut ışığı doğmuşken, kendisini kurtaracak sandığı Vorga isimli gemi onu ölüme terk ediyor ve bunun sonrasında Foyle'un intikam için çıktığı yolculuğu okuyoruz. İç ve Dış Gezegenler arasında sürmekte olan bir savaş döneminde, bu savaşı bitirebileceğine inanılan sırra sahip Foyle'un intikam planlarını takip ediyoruz ve bu süreçte intikam ateşiyle yanıp tutuşan bu karakterle birlikte hem bu zekice oluşturulmuş bilim kurgu dünyasını keşfediyoruz hem de Monte Cristo Kontunda gördüğümüze benzer bir hikayeye şahit oluyoruz. Klasik bilim kurgu eserlerini okumak ve bilim kurgu türünün ilk adımlarının bu kadar sağlam adımlar olduğunu görmek beni her zaman şaşırtıyor ve bu kitap da o sağlam adımlardan biri diyebilirim kesinlikle. (Deniz Cansız)

Kaplan! Kaplan! PDF indirme linki var mı?

Alfred Bester - Kaplan! Kaplan! kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kaplan! Kaplan! PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Alfred Bester Kimdir?

(1913, New York -1987, Pennsylvania)

Alfred Bester, hukuk okurken yazdığı bir hikâyeyle bilim kurguya girdi. (Broken Axiom - 1939) 1942 yılına kadar on üç öykü daha yazdı; daha sonra DC Comics'lerde Superman ve Batman gibi çizgi romanlarda çalıştı. 4 yıl boyunca çizgi roman senaryoları ve diyalogları hazırladı. Bir süre Captain Marvel'da çalıştıktan sonra radyoya geçerek Charlie Chan ve The Shadow gibi serilerde senaryo yazarı olarak çalıştı.

Hareketli senaryolar yaratarak geçirdiği bu yoğun dönemin ardından 1950 yılında yeniden bilimkurguya yönelerek altı yıl boyunca onu devler arasına sokacak eserlerini yazdı. 50'ler biterken Holiday dergisi için gezi yazıları yazmaya başlamıştı ve uzun süre boyunca derginin editörlerinden biri olarak çalıştı.

1974 yılında tekrar bilim kurgu yazmaya yönelen Bester, The Computer Connection, Golem too, The Deceivers gibi romanların yanı sıra öyküler de yayınladı. Alfred Bester çok üretken bir yazar olmamasına karşın (1960 yılına kadar yalnızca 12 kısa öykü yazmıştı), yazdıklarıyla bilim kurgunun en büyükleri arasında yer alabilirdi. Alfred Bester'in 1953 ve 1956 yıllarında yazdığı iki roman; The Demolished Man ve The Stars My Destination (İngiltere'de Tiger! Tiger! adıyla basılmıştı) gerçek anlamda birer bilim kurgu başyapıtlarıdır. The Demolished Mân'in basit bir konusu vardır; (sanayici Ben Reich bir cinayet işler ve en sonunda telepat dedektif Lincoln Powell tarafmdan yakalanarak, tedavi için bir dizi beyin yıkama operasyonuna tabi tutulur.) Romanı olağanüstü kılan ayrıntılar, kurgu ve anlatımdır. Tiger! Tiger! da tıpkı The Demolished Man gibi Jacobean intikam tiyatrosunun bilimkurgudaki karşıtıdır.

Amerika Bilim Kurgu ve Fantasy Yazarları tarafından Büyük Usta unvanını kazanan Alfred Bester, tüm yaşamı boyunca bir New York'lu olmasına rağmen 1987 yılında Pennsylvania'da öldü.

Bilim kurgu alanında James Blish ve Michael Moorcock gibi iki ayrı uçta yer alan yazarları bile etkilemiş olan Alfred Bester, belki de farkında olmadan eski bilim kurgu ile yeni dalga arasında bir köprü kurmuş, her ikisinin de mihenk taşlarını oluşturmuştur.

Romanlar:

1951 The Demolished Man (Anarşist, 24. Yüzyılda Cinayet, Yıkım'a Giden Adam)

1953 Who He? / The Rat Race

1956 Tiger! Tiger! / The Stars, My Destination (Kaplan! Kaplan!)

1975 The Computer Connection / Extro

1980 Golem 100

1981 The Deceivers

1991 Tender Loving Rage

1998 Psychoshop (Roger Zelazny ile birlikte)

2008 The Flowered Thundermug: A Science Fiction Comedy

Toplu Öyküler:

1958 Starburst

1964 The Dark Side of the Earth

1976 Star Light, Star Bright: The Short Fiction of Alfred Bester, Volume 2

1976 Starlight: The Great Short Fiction of Alfred Bester

1976 The Light Fantastic Volume 1: The Short Fiction of Alfred Bester

1976 The Light Fantastic Volume 2: The Short Fiction of Alfred Bester

1997 Virtual Unrealities

2000 Redemolished

Alfred Bester Kitapları - Eserleri

  • Kaplan! Kaplan!
  • Yıkıma Giden Adam
  • Muhammed'i Öldüren Adamlar
  • 24. Yüzyılda Cinayet

Alfred Bester Alıntıları - Sözleri

  • Yüzünde pis bir sırıtış vardı. Dudaklarında da çok garip bir tebessüm oynuyordu. Beni kapana kıstırdığını zanneden, budala yerine koyup nihayet faka bastırdığım zanneden bir insanın tebessümüydü bu. (Muhammed'i Öldüren Adamlar)
  • Her insan birbirine zıt iki içgüdünün baskısı altındadır... Yaşama içgüdüsü ve ölüm içgüdüsü. Her iki baskının tek gayesi vardır... Cenneti kazanmak. Yaşama içgüdüsü her zorluğu yenerek cenneti kazanmaya çalışır. Ölüm içgüdüsü, kendi kendisini tahrip ederek cenneti kazanmaya çalışır. Genellikle her iki içgüdü de kişiye uyar. (Yıkıma Giden Adam)
  • Yaptığını ödeyecekti. (Muhammed'i Öldüren Adamlar)
  • Bazen delice bir fikre saplanırsın. Tamamen yeni bir şey olduğunu sanırsın. Yani... nasıl söylesem bilmem ki... Hani, insanları hep tek gözlü olarak düşünürsün, bir de bakarsın ki hepsinin iki gözü var. İşte bunun gibi bir şey. (Yıkıma Giden Adam)
  • Aynaya bakarak gülümsedi. "Düşmanını bilerek seç," diye mırıldandı. "Rastlantı düşmanın olmasın." (Yıkıma Giden Adam)
  • “Herkes bilmelidir ki elektrik akımı gücü amper olarak isimlendirilir ve bunun onuru Ampere'indir.” (Muhammed'i Öldüren Adamlar)
  • Ben altı ay boyunca öldüm ve hiç sızlanmadım. (Kaplan! Kaplan!)
  • Karanlık, sessizlik, monotonluk mantığı yok ediyor ve umutsuzluk yaratıyordu. (Kaplan! Kaplan!)
  • Birisini sevip ondan aynı zamanda tiksinebilirsin. (Kaplan! Kaplan!)
  • Esasen kimse bir başkasının kendisi hakkında ne düşündüğünü bilmek istemez. İstediğimizi sanırız ama aslında istemeyiz . (Kaplan! Kaplan!)
  • Personeli daima borçlandır ki maaşına zam isteyemesin. (Yıkıma Giden Adam)
  • herkesin düşünceleri düzeldiği zaman bu dünya yaşanacak bir yer olur, (Yıkıma Giden Adam)
  • Hiç kimse gerçekten başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğünü bilmek istemez. Bilmek istediğimizi düşünür ama istemeyiz. (Kaplan! Kaplan!)
  • Unuttum. Aklımda bir şeyler vardı ama, simdi önemli değil. (Muhammed'i Öldüren Adamlar)
  • Kendimizi dışarıya karşı ne kadar korursak koruyalım, hep içimizdeki bir şeyler tarafından tongaya düşürülürüz. (Kaplan! Kaplan!)
  • Atılgan, cesur olun, kendinize güveniniz sarsılmasın, bu takdirde başarısızlığa uğramazsınız. (Yıkıma Giden Adam)
  • Sonra birdenbire silâh sesleri gelmeye başladı. Yağmurlu geceyi birdenbire cehenneme çeviren silâh sesleri... (Muhammed'i Öldüren Adamlar)
  • Bu insanlar aptal değillerdi. (Muhammed'i Öldüren Adamlar)
  • Bir insanın içinde sadece sevgi ve bağlılık, cesaret ve merhamet, cömertlik ve fedakarlık hissi vardır. Geri kalanların hepsi, körlüğünüzün perdeleridir. Bir gün gelecek hepimiz göz göze, kalp kalbe olacağız... (Yıkıma Giden Adam)
  • Patlama! Sarsıntı! Kasanın kapıları parçalanarak açıldı. Paralar yağma edilmek, çalınmak, ganimet olarak alınmak üzere sıra sıra istif edilmişti. Kim o? Kasanın içindeki kim? Oh, Tanrım! Suratı Olmayan Adam! Bakıyor. Gölge gibi duruyor. Sessiz. Korkunç. Koş... Koş... (Yıkıma Giden Adam)