Kanunî Sultan Süleyman - Yavuz Bahadıroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kanunî Sultan Süleyman kimin eseri? Kanunî Sultan Süleyman kitabının yazarı kimdir? Kanunî Sultan Süleyman konusu ve anafikri nedir? Kanunî Sultan Süleyman kitabı ne anlatıyor? Kanunî Sultan Süleyman PDF indirme linki var mı? Kanunî Sultan Süleyman kitabının yazarı Yavuz Bahadıroğlu kimdir? İşte Kanunî Sultan Süleyman kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Yavuz Bahadıroğlu
Yayın Evi: Nesil Yayınları
İSBN: 9789752699120
Sayfa Sayısı: 352
Kanunî Sultan Süleyman Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir devlet adamı düşünün ki, 46 yıl boyunca ülkesini dünyanın daima zirvede ülkesi olarak idare etmeyi başarmış olsun...
Ve bir padişah düşünün ki, yarım asra yaklaşan idaresi süresince ülkesinde günümüze ışık tutacak hürriyet ve eşitlik presiplerine uygun bir idare tatbik etsin...
Kanunî Sultan Süleyman Alıntıları - Sözleri
- Gâmına gâmlanıp olma mahzun Demine demlenip olma mağrur Ne dem bâki, ne gâm bâki, hû
- "Altına herkes kıymet verir Hoca." "Varlığı bakide arayanlar hariç."
- Çünkü bizim tarihimiz, yerleştirilmeye çalışılan görüşün aksine, tam bir imar ve inşa tarihidir, hamiyet ve şefkat tarihidir. Gerçek bir abide, hakikî bir kahramanlık destanı olmasının yanı sıra gerçek bir adalet manzumesidir. Teknolojisi, ilmi, sanatı ve edebiyatı en az zaferleri kadar parlak, izleri en az savaşları kadar derindir. Derindir ki, resmî ideoloji tankı yıllardır üzerinden geçtiği hâlde izlerini silememiştir.
- Osmanlı tarihi, bazılarının göstermek istediği gibi bir “sultanlar tarihi” değil, kökü tarihin derinliklerinde olan bir milletin kendini ihya, topraklarını inşa hareketidir.
- Kapında çünki meddahım, seni medh ederim daim Yürek pür gam, gözüm pür nem, Muhibbi’yim hoş halim!
- Padişahı alem olmak bir kuru kavga imiş Bir veliye bende olmak cümleden ala imiş... Yavuz Sultan Selim Han
- ... beni incitme fırsatını başkalarına vermemek için kendi duygularımı incitiyorum. Başkalarını hırpalamamak için kendi ruhumu hırpalıyorum. Bu yüzden yaşadığım yıllardan daha yaşlı biriyim: Hem yaşlı, hem yalnız. "Dünya" denilen şu ormanda, kitaplarım benim sığınaklarımdır. Onlarla yalnızlıktan kurtulurum. ... Yavuz Bahadıroğlu
- “Aldun hezar bütkedeyi mescit eyledün Nakus yerlerinde okuttun ezanları” Tarihe düşmanlık, sakın çan kulelerinde okunan ezanların yüzünden olmasın!
- Şehzadelerin meslek edinmesi ve padişah bile olsalar vakit buldukça meslekleriyle meşgul olmaları, hemen hemen bütün peygamberlerin sünneti olarak sonuna kadar Osmanlı sarayında yaşamıştır...
- Ondokuzuncu asrın sonlarına kadar, Avrupa, ruh hastalarını, "İçine şeytan girmiş" zannedip, arındırmak için diri diri yakarken, Osmanlı ceddimiz tekkelerde, zaviyelerde, ayrıca "Bimarhane" denilen ruh ve sinir hastanelerinde su ve musikinin de yardımıyla, ruh hastalarını tedavi ediyordu...
- “Türklerde şeref ve makam, idarî mevkiler, ancak liyakat ve bilginin mükâfatıdır. Namussuz, tembel ve atıl olanlar, hiçbir zaman yükselemezler. İşte, Türklerin her neye teşebbüs ederlerse muvaffak olmalarının ve her gün devletlerinin hudutlarını biraz daha genişletmelerinin hikmeti, liyakat, kabiliyet ve çalışkanlığa verdikleri bu ehemmiyette aranmalıdır.” Bosbecq (Avusturya elçisi)
- Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.
- Tekke ve Zaviyeler, bize öğretildiği gibi, "örümcekli kafa üreten" merkezler değil, insanı ruh ve yürek anlamında olgunlaştırıp aydınlık ufuklara açılacak bit kıvama getiren müesseselerdi...
- "Türklerin ahlâkı, çocuklukta iyilik telkini alarak değil, toplumda kötü örnek görmeyerek gelişir..."
- Bak oğul! Beni kır, Şeyh Edebaliyi kırma. O bizim boyumuzun ışığıdır. Terazisi dirhem şaşmaz. Bana karşı gel ona karşı gelme... Bana karşı gelirsen üzülür, incinirim ; ona karşı gelirsen gözlerim sana bakmaz, baksa da görmez olur. Sözüm Edebali için değil, senceğiz içindir. Bu dediğimi vasiyetim say! Ertuğrul Gazi
Kanunî Sultan Süleyman İncelemesi - Şahsi Yorumlar
yorum yapılacak bir şey bulamıyorum yazarın anlatım tarzını hiç beğenmedim bilgiler yetersiz kopyala yapıştır mantığıyla sayfalarda aynı bilgileri tekrar tekrar okuyorsunuz bu yazarın kitaplarını okumama kararı aldım elimde 4 kitabı var onları paylaşıyorum . (serap durmaz)
Kanuni Sultan Süleyman kitabın ismi ama okurken ben başka bir kitap mı okuyorum acaba diye arada bakma ihtiyacı duyuyorsunuz kitap kapağına.Evet Kanuni'den bahsedilmiyor değil ama kitap Kanuni olunca onun yaptıklarını nedenlerini niçinlerini merak ediyorsunuz.Ama bir bölümü sadece menkıbelerden oluşan diğer bölümleri Osmanlı'da ki farklı şeyleri anlatan bir kitap olmuş.Yer yer cidden sıkıcı konunun bütünlüğü olmayan bir şey anlatırken konunun başka taraflara kaydığı bir kitap.Diğer kitaplarının bir özeti gibi bir bölümü.Zaten 150 küsür sayfaya gelmişsiniz ama hala Kanuni'ye gelememişsiniz öyle bir kitap.Ayrıca kendi içinde de tekrarlarının bolca olduğu bir kitap o kadar ki mesela 155.sayfada bir şeyi yazmış aynı cümlelerle bir iki belki ufak değişiklikle kelimesi kelimesine 156. sayfada da aynı şeyleri yazmış.Sırf yazmak için yazılmış gibi.Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un Fethi'de aynı şekilde yazılmış.İkisini üst üste okudum ve gerçekten çok bunaldım.Sürekli tekrarlanan cümleler paragraflar..Başladığım kitabı yarım bırakmayı sevmediğim için cidden bitsin diye zorladım.Ama okumaktan keyif alanlar olabilir tabi ki.. (Günay Kut Berber)
Kanuni Sultan Süleyman hakkında yazılmış kitapların içinde okuduğum en berbat kitap idi.Kitabın konusu olan padişaha ayrılan sayfa sayısı ile diğer konulara ayrılan sayfa sayısı arasında çok farklar var idi.Yavuz Sultan Selim okuyorum sandım bir ara ama kapağa baktığımda Kanuni Sultan Süleyman yazıyordu.Akademik bir kitap değil asla da olamaz.Daha çok ortaokul seviyesi kıvamındaydı.Belgelerden çok hikayeler ile anlatılıp durmuş.Önermiyorum,tavsiye etmiyorum. (Burak CAN)
Kanunî Sultan Süleyman PDF indirme linki var mı?
Yavuz Bahadıroğlu - Kanunî Sultan Süleyman kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kanunî Sultan Süleyman PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Yavuz Bahadıroğlu Kimdir?
Yavuz Bahadıroğlu; yazar, tarihçi, gazeteci, radyo programcısıdır. Gerçek adı Niyazi Birinci'dir. Evli ve üç çocuk babasıdır.
1971′de İstanbul'da gazeteciliğe başladı. Muhabirlik, araştırma-inceleme, röportaj ve fıkra yazarlığı yaptı. Gazete, dergi ve şirket yöneticisi olarak çalıştı. Gazeteciliğini muhabir ve röportajcı olarak sürdürürken, çocuklara yönelik eserler üretti. Yüzlerce çocuk romanı, hikaye yayınlandı. Aynı dönemde bir gazetede Şeref Baysal ve Veysel Akpınar isimleriyle iki köşe yazısı yazdı.
Asıl çıkışını Yavuz Bahadıroğlu ismiyle yazdığı romanlarla yaptı. İlk romanı "Sunguroğlu" ve ardından yazdığı "Buhara Yanıyor" romanı ülkenin en çok satan romanlarından oldu. Genelde Osmanlı'nın çeşitli dönemlerini ele alan otuzu aşkın romanı vardır, bunlardan biri "Biz Osmanlıyız".
Yavuz Bahadıroğlu; roman, çocuk kitapları, hikaye, araştırma, oyunlar, film yapılmış senaryolar ve fikri eserler olmak üzere yüzlerce çalışmaya imza attı. Yurt içinde ve yurt dışında çeşitli konularda binlerce konferans verdi, çeşitli kurum ve kuruluşlardan ödüller aldı, iki kitabı Kültür Bakanlığı tarafından yayınlandı.
Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden yazarın cenazesi Eyüp Sultan Camisi'ndeki hazireye defnedildi.
Yavuz Bahadıroğlu Kitapları - Eserleri
- Merhaba Söğüt
- Biz Osmanlıyız
- Buhara Yanıyor
- Fatih Sultan Mehmet
- Muhteşem Süleyman
- Elveda Buhara
- Yavuz Sultan Selim
- Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı
- Kayıtdışı Tarihimiz
- Endülüs'e Veda
- Sunguroğlu 1
- Şirpençe
- Mimar Sinan
- Selahaddin Eyyubi
- Kanunî Sultan Süleyman
- Sunguroğlu 2
- Osmanlı Padişahları
- Çaka Bey
- Osman Gazi
- Mısır'a Doğru
- Sunguroğlu 3
- Osmanlı'da Derin Devlet ve II. Abdülhamit
- Şehzade Selim
- Kırım Kan Ağlıyor
- Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un Fethi
- Yavuz Sultan Selim ve Kutsal Emanetler
- Bir Devrin Bittiği Yer Çanakkale
- IV. Murad 1
- Orhan Gazi
- Yakın Tarihimizin Sır Perdesi
- Tarihimizden Yaşanmış Öyküler
- Sahipsiz Saltanat
- Osmanlı'da Şehzade Katli
- Yıldırım Bayezid
- Tarihin Arka Sokakları
- Resimli Osmanlı Tarihi
- Turgut Alp
- IV. Murad 2
- Çelebi Mehmed
- Birinci Murad
- Tarihimizin Gizli Odaları
- Padişahların Akıl Hocaları
- İnancın Zaferi Çanakkale
- Sel
- Harem
- Cem Sultan 1
- Yolbaşı
- Çalınan Hazine
- Kaçırılan Prenses
- Kirazlı Mescid Sokağı
- Binatlı
- Gemide İsyan
- Mavi Yıldız
- Cengaver
- Kemalist Yalanlar
- II. Murad
- Kara Şövalye
- Zindanda Şahlanış
- Ayet Ayet İnsan
- Baskın
- Hanedan Sarayın Sırları
- Topal Kasırga
- Kaybolan Elçiler
- Barla'da Diriliş
- Ağalar Saltanatı
- Din Ve Laiklik
- Sultan-ı Cihan Abdülhamid Han
- Keşmekeş
- Tuzak
- Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine
- Cem Sultan 2
- Köprübaşı
- Bediüzzaman Said Nursi
- Gülü Arayan Adam
- Yaşam Bir Avuç Gül Bir Tutam Diken
- Boşlukta Yürümek
- Kumpas Tarihi
- Cihan Sultanları
- Ayet Ayet Hayat
- Adil Olan Kazanır
- Yürek Seferi
- Hayatı Aşkla Yaşamak
- Sunguroğlu
- Erdem Hikayeleri : Çalışkanlık İçeri Tembellik Dışarı
- Çanakkale Kıyameti
- Dürüst Ol Ki Mutlu Olasın
- Dağlı
- Kafkas Kartalı Şeyh Şamil
- Osmanlı'nın Büyüme Sırları
- Osmanlı'da Çocuk Eğitimi
- Avukat Bekir Berk
- Muhteşem II. Abdülhamit Han
- Kudretli Sultan II. Abdülhamid Han
- Osmanlı'nın Yükselişi
- Tarih Cesaretle Yazılır
- Doktor Olacağım
- Hayata Dair Öyküler
- Muhteşem Yavuz Sultan Selim Han
- 40 Geceye 40 Masal
- Canım Peygamberim
- Vatanını Kim Sevmez Ki!
- Köy Çocuğu
- Var mı Arkadaşlık Gibisi ?
- Vatan İçin
- Hayat Yardımlaşınca Güzel
- Yakın Tarihin Kara Kutusu
- Canavar Robot
- Şehzade Murat
- Anılarımdaki Türkiye: Yavuz Bahadıroğlu
- İki Kardeş
- Çevre Bize Emanet
- Muhteşem Fatih Sultan Mehmet
- Eşim Çocuğum Ve Ben
- Can'ın Hatıra Defteri
- Zebun
- Hayata Dilekçe
- Heyecanlı Yolculuk
- Üç Kaçak Yolcu
- Bizim Can
- Yaramaz Ayı Zirzop
- Karıncalar Savaşı
- Sevgi Ne Güzel Şey / Erdem Hikayeleri
- Muhteşem Hanedan Osmanlı
- Yetim Çocuk
- Küçük Kahraman
- Sular Altında Bir Ülke
- Kim Demiş Fedakarlık Zor Diye?
- Dayanışma En Büyük Güçtür / Erdem Hikayeleri
- Dindarların Para ve İktidarla İmtihanı
- Tuhaf Çocuk
- Haram Yemenin Sonu
- Osmanlı'nın Yazılmamış Tarihi
- Beylikten Hükümdarlığa Osmanlı Padişahları
- Tarihin Mayın Tarlası
- Fedakar Annem
- Diriliş
- Sunguroğlu
- Babalar Eve Dönsün
- Sunguroğlu
- Büyük Bir Milletin Direniş Destanı Çanakkale
- Sunguroğlu
- Alaycı Alabalık
- Akvaryum Güzeli
- Kedi Olan Köpek
- Küçük Çoban
- Son Süvari Yavuz Sultan Selim Han
- Kelepçe
- Sabırsız Tavşan
- Kurnaz Tilki
- Gıdı Gıdı Masallar
- Ben Çanakkale
- Mecburen Atatürkçü
- Uyanık Geyik
- Kardeş Böcekler
- Karınca Birliği
- Bici Bici Masallar
- Bu Gidiş Nereye
- Ördek Vakvaka
- Uzay Çocuğu
- Yavru Pelikan
- Kararlı Balıklar
- Fare ile Fil
- Akıllı Kaplumbağa
- Kötü Huylu Karga
- Yavru Kuşlar
- Oruç Tuttum Sevinçten Uçtum
- Bediüzzaman Said Nursi
- Çocuğun Ramazanı
- Dertli Alp Keçisi
- Alican ile Ercan
- Çıtır Çıtır Masallar
- Saf Kuzucuk
- Uzaklar Yakındır - Merhaba Söğüt
- II. Abdulhamit
- Sosyalizm Bitti Laiklik Alır Mıydınız?
- Kara Mürsel Alp
- Çizgili Zürafalar
- Şirin Kedi
- Resimli Osmanlı Tarihi
- Masal Masal Hoppala
- Teşekkür Ederim Allah'ım
- Bizi Kimler Dinliyor
- Çamurdan Meyve Olur mu?
- Zikir Fikir Şükür
- Canavar Robot
- Tavşancık ve Gökyüzü
- Suçlu Biziz
- Fatih Sultan Mehmed
Yavuz Bahadıroğlu Alıntıları - Sözleri
- Şövalyeler,vaktiyle yaptıklarını düşündüler.Ellerine geçen Müslüman esiri ya ölünceye kadar çalıştırır yahut kollarından ve bacaklarından duvara asarlardı.Buna rağmen Müslümanların halifesi onları teselli ediyordu.Kendilerini tutamayarak ayaklarına kapandılar. (Resimli Osmanlı Tarihi)
- "Gemiler yanıyor" dediler."Bırakın yansın" diye cevap verdi, "onların küllerinin arasından umutlarım yeşeriyor." "Artık gemilerimiz yok.Geri dönüş umudumuz yandı, kül oldu.Geriye iki ihtimal kalıyor: Ya yüzerek vatana dönmeyi deneyeceksiniz ya da düşmanı yenerek buraları kendinize vatan yapacaksınız. Kararınızı verin!" (Padişahların Akıl Hocaları)
- Herkes ancak ufku kadar vardır. (Osmanlı'nın Yazılmamış Tarihi)
- 80 yıl + 8 yıl (Yavuz Sultan Selim)
- Bugün Filistin'de olup bitenlerin ışığında Padişah-ı Cihan'ın 1895'te söylediği şu sözlere kulak vermek gerekir: ''Eğer Filistin'de Müslüman Arap unsurunun faikiyetini (üstünlüğünü) muhafaza etmesini istiyorsak, Yahudilerin yerleştirilmesi fikrinden vazgeçmeliyiz. Aksi takdirde yerleştirildikleri yerde çok kısa zamanda bütün kudreti elde edeceklerinden, dindaşlarımızın ölüm kararını imzalamış oluruz.'' (Sultan-ı Cihan Abdülhamid Han)
- "Kendime bir dünya kurdum kendimce." (Buhara Yanıyor)
- Biz kula kul olmak için yaratılmış insanlar değiliz...bunun taklidi bile zor gelir bize.Kulluğun en güzeli Allah’a yapılır çünkü. (Sunguroğlu 3)
- " Ben de " diye geçirdim içimden, " Osmanlı' yı ben de arıyorum ! " (Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine)
- Ha bir de azınlıklardan varlık vergisi adı altında alınan Türk olarak doğmama vergisi vardır ki, ne insafa, ne de vicdana sığar. (Yakın Tarihimizin Sır Perdesi)
- Hayat biraz hayalden,biraz gerçekten ve alabildiğine ümitten ibaretti. (IV. Murad 2)
- Düşmanlarımız aciz kaldığı müddetçe itaat gösterirler, ama zayıflık zuhur ettiği an öç almaya çalışırlar. (Kumpas Tarihi)
- “Dünya geçici bir zaman İçin öldü. Ağaçlar yaprak döktü, çiçekler, otlar kurudu. Sonra yeniden yeşerecek. Toprak altında kalan küçücük zerrelerden tekrar hayat bulup filizlenecekler. Etraf tekrar yeşerip, tekrar çiçeklenecek.” “Ba’su ba’del mevt sırrı. İşte tecelli. Bu hâli senelerce temaşa edip de, öldükten sonra dirilmeye inanmamak İçin deli olmak lazım.” (Sunguroğlu)
- 600 yıllık Osmanlı tarihi boyunca beşi on dördüncü, sekizi on beşinci, kırk ikisi on altıncı, beşi on yedinci ve biri de on sekizinci asırda olmak üzere toplam 61 şehzade katledilmiştir. Bunlardan 22 tanesi bilfiil isyan ettiği için öldürülmüştür. Diğerleri de ekseriya Fatih Kanunnamesi'ni takib eden 150 yıl içinde katledilmiştir. 1603 yılında padişah olan Sultan I. Ahmed kardeşlerini öldürmeye lüzum görmedi ve 1617'de vefatından sonra, oğulları bulunduğu halde, bunlar yaşça küçük olduğundan kardeşi Sultan 1. Mustafa tahta geçti. Böylece ilk defa bir padişahın yerine oğlu değil, kardeşi geçiyordu. Osmanlılarda şehzade katli meselesini doğru anlayıp değerlendirebilmek için öncelikle İslâm-Osmanlı hukuku ve siyaset geleneğini bilmeye ihtiyaç var... Çünkü hâdisenin tarihî, siyasî ve hukukî sebepleri bulunmaktadır. Nitekim hayattaki hemen her şehzade arkasına düşman devletlerin de desteğini alarak ayaklanmış, binlerce insan ölmüş, ülke harap, millet perişan olmuştu. Osmanlıların, gerek önce ve gerekse kendi devirlerinde yaşanan tecrübelerden ders alarak, bu böyle bir sonuç doğmaması için bizzat aile mensuplarını feda etmekten başka çareleri yoktu. Bu çerçevede, Fatih Sultan Mehmed, Kanunnamesinde, şehzade katlini düzenleyen bir hüküm koymuştur. “Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür” mealindeki Kur'ân-ı Kerim ayeti ve gerektiğinde umumî menfaat için hususî menfaatin haleldar edilebileceğine dair şer'i prensip, şehzade katlinin hukukî mesnedi olmuş; İslâm hukukçularının ekserisinin bu müesseseye cevaz verdikleri, Kanunname'de açıkça ifade edilmiştir. Böylece alınan tedbirlerle Osmanlılarda ne eski Türk devletlerinde olduğu gibi ülke parçalanmış ve ne de Avrupa'daki gibi "veraset savaşları" yaşanmıştır. Bu da, devleti altı yüz yılı aşkın bir zaman ayakta tutan sebeplerden biridir. Oysa Yıldırım Bâyezid, kardeşi Yakup Bey'in “tahtını tabuta” çevirmeseydi, devlet param parça olmaz mıydı? Fatih, kardeşini sağ bıraksaydı, kardeşi zaman içinde isyan çıkartmaz mıydı (çünkü hep böyle gelişti), bu isyan sebebiyle acaba İstanbul fethi aksamaz mıydı? Sultan II. Bâyezid, Cem Sultan'ın teklifini kabul edip devleti kardeşiyle bölüşseydi Yavuz ortaya çıkabilir, "Halife" olabilir miydi? Ve Yavuz, üzerlerine gelen kardeşleri Ahmed ve Korkud'u bağışlasaydı, toparlanır toparlanmaz birleşip yeniden saldırmazlar mıydı? Bu da Yavuz Padişah'ın en büyük ideali olan “İttihad-ı İslâmı --Müslümanların Birliğini- gerçekleştirmesini engellemez miydi? Bunların üzerinde kafa yormadan, şartları hiç nazara almadan, o günlerin devlet telakkisini anlamaya çalışmadan masa başında hüküm vermek insafsızlıktır... (Muhteşem Yavuz Sultan Selim Han)
- Düşüncelerinden bir çekişte kopardı kendini, gökyüzüne baktı.. (Boşlukta Yürümek)
- Millî Mücadele (bazıları buna ‘İstiklâl Savaşı' diyor, ancak istiklalini kaybetmemiş bir ülkenin ‘İstiklâl Savaşı' yapması mümkün değil) ve Lozan... Galip mi, mağlup mu oturduğumuz belirsiz Lozan masası... “Misak-ı Milli” yemininin bozulması, Batı Trakya, Ortadoğu, Filistin, Ege Adaları, Musul ve Kerkük'ün elden çıkması... Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyet'in ilanı ve halifeliğin “ilga”sı... Ve tuhaf bir tesadüf, Türkiye parlamentosu hilafeti kaldırmadan, İngiliz parlamentosu Lozan Antlaşması’nı çeşitli bahaneler öne sürerek imzalamadı. Antlaşma hilafet kaldırıldıktan kısa bir süre sonra imzalandı. Gerçekten de tuhaf bir tesadüf! Süreç içinde İsrail kuruldu, Balkanlar'daki topraklar elden çıktı, Arap âlemi param parça edildi, petrol yataklarına el konuldu. Böylece İngiltere ve müttefikleri ilk büyük hedeflerine ulaşmış oluyorlardı. Sıra en büyük hedefi vurmaya gelmişti. Müslümanların rahatça sömürülebilmesi için, bir türlü kontrol edemedikleri hilafetin artık kökünün kazınması gerekiyordu. (Sultan-ı Cihan Abdülhamid Han)
- "Annemin öğüdü de kendisiyle beraber öldu. Artık yolumu kendim çizeceğim (Var mı Arkadaşlık Gibisi ?)
- İşte bu “tolerans mantığı”dır! Fatih Sultan Mehmet kılıcıyla değil, “tolerans mantığı”yla Orta Çağ’ın katı kalıplarını kırmış, hayatı yeni bir çağla tanıştırmıştır. (Tarihin Arka Sokakları)
- "Yok Lagan. Biliyorsun ki, biz kalbimizi de vücudumuzu da din ve millet yoluna adadık. Başka sevgiye yer yok." (Sunguroğlu 3)
- Sunguroğlu diz vurup Beyi selamladıktan sonra çıktı. Köse Yusuf'u tavukları yemlerken buldu. (Kara Şövalye)
- “Küllü nefsin zâikatülmevt” âyeti kerimesini hatırladı.
“Elbette ki her nefis sahibi mutlaka ölecektir.” diye düşündü. <
> (Sunguroğlu 2)