Kafese Konan Adam - Rollo May Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Kafese Konan Adam kimin eseri? Kafese Konan Adam kitabının yazarı kimdir? Kafese Konan Adam konusu ve anafikri nedir? Kafese Konan Adam kitabı ne anlatıyor? Kafese Konan Adam PDF indirme linki var mı? Kafese Konan Adam kitabının yazarı Rollo May kimdir? İşte Kafese Konan Adam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Rollo May

Çevirmen: Aysun Babacan

Yayın Evi: Okuyan Us Yayın

İSBN: 9786059318617

Sayfa Sayısı: 320

Kafese Konan Adam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“İyi” olanın saf iyilikten ibaret olduğunu sandığım yıllarım oldu. Kendimle buluşmayı, kendimi küçük bir tanrıya dönüştürmek zannettiğim çok uzun zamanlar geçirdim.

Sıkıntılardan tamamen uzaklaşınca mutluluğu ve huzuru bulacağımı söyleyen bir bataklığa düşmüştüm. Şeytanımla buluşmak yerine kuyruğumu koparmaya çalışıyordum. Sırf sorumluluğumu almamak için olmayacak işler peşindeydim.

İnsan olmanın bana hem yüklediği hem de hediye ettiği trajediyi asla kucaklayamıyordum.

Acılarımı, yaralarımı, eksiklerimi yok etmeye çalıştıkça kendimi yok etmeye çalışıyordum. Oysa yok etmek istediğim özgürlüğüm ve özgürlüğümün bana yükleyeceği sorumluluklarımdı. Ancak sorumluluğunu aldığım bir yaşama deneyiminin özgürlükle taçlanabileceğini kanaya kanaya ve kanata kanata hissettim.

Tamamlanmadım.

Tamamlanmayacağım.

Eksiğimin tamlık olduğunu anladım. Yürüdüğüm onca yolda zaman zaman karanlığa ve korkuya, kimi zaman da aydınlığa ihtiyacım oldu.

Rollo May, bazen aydınlatan bazen nefis bir karanlığa gömerek yoluma yoldaş olan imgelerden biridir benim için. Bu kitabı okurken de adeta kutsal diyebileceğim satırların arasında dolaştım. Görkemli bir ormanda yürürcesine ürpererek, coşarak geçtim bu kitabın içinden.

- Cem Mumcu

Kafese Konan Adam Alıntıları - Sözleri

  • İrdeleme yaşamdır, irdeleme ölümdür. Her ikisidir ve her ikisi arasındaki gerilimdir.
  • Küçük bir çocuğun ebeveynine iletebileceği şeyler "bilinçli" dir; (anksiyete ve cezalandırılma korkusu yüzünden) iletemedikleri ise bloke edilir, baskılanır ve "bilinçdışı"na atılır.
  • Kişi artık kendini sürüye uyarak geçerli kılıyor; artık farklı olmak, sürüden ayrı durmak sizi anksiyetenin ağına düşüren şey oluyor.
  • "İyi" olanın saf iyilikten ibaret olduğunu sandığım yıllarım oldu. Kendimle buluşmayı, kendimi küçük bir tanrıya dönüştürmek zannettiğim çok uzun zamanlar geçirdim. Sıkıntılardan tamamen uzaklaşınca mutluluğu ve huzuru bulacağımı söyleyen bir bataklığa düşmüştüm. Şeytanımla buluşmak yerine kuyruğumu koparmaya çalışıyordum. Sırf sorumluluğumu almamak için olmayacak işler peşindeydim. İnsan olmanın bana hem yüklediği hem de hediye ettiği trajediyi asla kucaklayamıyordum. Acılarımı, yaralarımı, eksiklerimi yok etmeye çalıştıkça kendimi yok etmeye çalışıyordum. Oysa yok etmek istediğim özgürlüğüm ve özgürlüğümün bana yükleyeceği sorumluluklarımdı. Ancak sorumluluğunu aldığım bir yaşama deneyiminin özgürlükle taçlanabileceğini kanaya kanaya ve kanata kanata hissettim. Tamamlanmadım. Tamamlanmayacağım. Eksiğimin tamlık olduğunu anladım. Yürüdüğüm onca yolda zaman zaman karanlığa ve korkuya, kimi zaman da aydınlığa ihtiyacım oldu. Rollo May, bazen aydınlatan bazen nefis bir karanlığa gömerek yoluma yoldaş olan imgelerden biridir benim için. Bu kitabı okurken de adeta kutsal diyebileceğim satırların arasında dolaştım. Görkemli bir ormanda yürürcesine ürpererek, coşarak geçtim bu kitabın içinden.
  • Ve Cennet Bahçesi'ne veda ederken ne kazandılar? Kişi olarak kendilerini farklılaştırmayı, kimliklerin başlangıçlarını, tutku ve insan yaratıcılığına dair bir olasılık kazandılar. Ayrıca bebekliğin sorumsuz ve toy bağımlılıklarının yerini, artık seçerek sevme olasılığı, diğer insanlarla kendi istedikleri için bağ kurma ve dolayısıyla sorumluk alma olasılığı aldı. Adem miti Hegel'e göre, "yukarı düşüş" tür. Burada gerçekten de insan bilincinin ortaya çıkışı anlatılmaktadır.
  • "Ama bu görüşlerin her ikisi birden doğru olamaz," diyecek olursanız, size vereceğim cevap şudur: "Bu, öğrenip birlikte yaşamak zorunda olduğumuz derin bir paradokstur."
  • Hayatında yer alan sayısız belirleyici kuvvetin bilincine vardıkça, daha da özgürleşir.
  • Özgürlük, benliğin her zaman bir dünya (bir toplum, kültür) içinde var olduğu ve o dünya ile diyalektik bir ilişkide olduğu gerçeğiyle sınırlıdır.
  • İnsanın ikilemi, insanın aynı anda hem özne hem de nesne olarak deneyimleme yeteneğinden kaynaklanan bir durumdur.
  • Tillich, cesaretimiz yoksa varoluşumuzu da yitireceğimizi savunur. İnsan, doğadaki varoluşu cesarete bağlı olan özel bir yaratıktır; bir patoloji ya da korkunç derecede olumsuz harici şartlar yüzünden varoluşunu olumlayamazsa, zaman içinde onu kaybedecektir.
  • İlginç olan şudur ki, her iki seçenek de -"salt özgür" ve "salt kaderci" - aynı ölçüde tanrıyı oynamaya işaret eder, çünkü kibirli bir tavırla şu ikilemin varlığını reddediyoruz: insan olarak büyük potansiyelimiz ve kaderimiz.
  • Psikolog ve psikiyatristleri eğittiğim sınıflarda öğretmenlik yaparken, nevrotik ya da psikozlu bir hasta davranışından örnek verir ve öğrencilere bunun anlamını sorarım ama öğrencilerin verdiği cevaplar o deneyiminin ne olduğuyla değil, hep hastanın neden onu yaptığıyla ilgilidir.
  • Adem ile Havva bu bölümün başlarında sözünü ettiğim adımlara paralel bir süreçten geçerler. Otoriteyi sorgularlar (bu sorgulama yılan üzerinden yapılır), ahlaki bilinç deneyimi yaşarlar (iyi ve kötü bilgi ağacı). Tanrı'ya isyanlarının bedeli ise utanç, suçluluk, endişe ve çatışmanın yanı sıra nimetlerle dolu Cennet Bahçesi'nden kovulmak olur.
  • Sokrat'ın uyardığı gibi, bilgi ve akıldan nefret etmemeli ama "logos" u da ete kemiğe büründürmeliyiz.
  • Gabriel Marcel, modern insanın en tipik özelliğinin, ontoloji duygusunu bastırmak, kendi varoluşunun farkındalığından kaçmak olduğunu söyler.

Kafese Konan Adam İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kendisini uzun süre köle eden eli öpme ona itaat etme şükretme davranışı denenmiş kanıtlanmış bir davranıştır. Oncesinden Biraz psikoloji temeli edindiğimi düşünmeme rağmen ağır gelen bi kitaptı. Yazarın bölüm bölüm makalelerinden oluşuyor. (adalettufan)

Çok güzel: Özellikle kitaba adını veren bölümü herkes okumalı. Kitap 74.sayfadan itibaren gerçekten çok önemli konulara değiniyor. Ancak yazar psikiyatri mesleğinin inceliklerine girmeden gündelik örnekler üzerinden daha çok giderek yazsa daha da güzel olurdu. Çevirisi çok iyi. (hakan güler)

Kafese Konan Adam PDF indirme linki var mı?

Rollo May - Kafese Konan Adam kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kafese Konan Adam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Rollo May Kimdir?

Rollo May (21 Nisan 1909 - 22 Ekim 1994), ABD'li varoluşçu psikolog. Varoluşçu felsefenin yanı sıra humanist psikolojinin de önemli isimlerinden biri olarak bilinir. Türkçe'ye Kendini Arayan İnsan ve Yaratma Cesareti isimli kitapları çevrilmiştir. Rollo May, teolog Paul Tillich'in yakın arkadaşlarındandır. Yaratma Cesareti (The Courage to Create) ismini Paul Tillich'in Varolma Cesareti (The Courage to Be) isimli eserine referansla koymuştur.

May, Ohio eyaletindeki Ada'da 1909 yılında doğmuştur. Ebeveynlerinin boşanmasından ve ablasının şizofreni hastası olduğunun anlaşılması gibi olaylar, zor bir çocukluk dönemi geçirmesine neden olmuştur. Klinik psikoloji alanında doktora Columbia Üniversitesi'ndeki Öğretmenlik Yüksekokulu'ndan 1949 yılında almıştır. May aynı zamanda San Francisco'daki Saybrook Lisansüstü Eğitim ve Araştırma Merkezi'nin kurucularından ve öğretim üyelerinden birisidir.

1994'ün ekimindeki ölümünden önceki son yıllarını San Francisco Körfez Bölgesi'ndeki Tiburon'da geçirmiştir.

Rollo May, Amerikan hümanizminden etkilenmiştir ve varoluşçu psikolojiyi başta Freud'unki olmak üzere diğer felsefi yaklaşımlarla birleştirerek yeni bir yaklaşım yakalamaya çalışmıştır.

Aynı zamanda Rollo May, Otto Rank'i varoluşçu psikoterapinin en önemli öncülerinden biri olarak görmüştür. Ölümünden kısa bir süre önce May, Rank'in derslerinin Robert Kramer tarafından derlendiği bir esere yazdığı önsözde, "Otto Rank'i, uzun bir süredir Freud'dan etkilenen büyük ama keşfedilmemiş bir dahi olarak görüyorum." demiştir.

May kişilik gelişiminde bazı "aşamalar" tespit etmiştir:

Masumluk - yeni doğanın ego ve öz bilinçlilik öncesi içinde bulunduğu aşamadır. Masumluk aşamasındaki biri yalnızca yapması gerekeni yapar. Buna karşın, gereksinimlerini karşılayacak seviyeye kadar etkin olan bir iradeye de sahiptir.

İsyankarlık - isyankar insan özgürlüğünü istemektedir; ancak özgürlükle birlikte gelecek olan sorumluluğa ilişkin yeterli bir kavrayış geliştirememiştir.

Karar verme - birey bu aşamada yaşamının, ailesinden daha bağımsız duruma gelmek ve "sıradan aşama"ya geçmek gereksinimini duyduğu bir geçiş aşamasındadır. Bu aşamada birey yaşamında ne istediğine karar vermeli ve isyankarlık çağında duyduğu isyan gereksinimini karşılamalıdır.

Sıradanlık - olağan yetişkin egosunun sorumluluk anlayışını geliştirdiği - yine de sorumluluğu fazla "ağır" bulduğu - ve bu yüzden de uyum sağlamakta ve geleneksel değerlerde bir güvenlik duygusunu aradığı aşamadır.

Yaratıcılık - bireyleşmiş yetişkinlik, varoluş aşaması; kendini gerçekleştirmenin ve basit egosantrikliğin ötesine geçilen aşama.

Yine de, bunlar alışageldiğimiz anlamıyla "aşama"lar değildir. Bir çocuk kimi zamanlar masumluğun, sıradanlığın ve yaratıcılığın niteliklerini taşıyabileceği gibi bir yetişkin de isyankarlık durumunda olabilir. Aşamaların yaşlarla ilişkilendirilmesindeki tek etken önemliliktir. İsyankarlık iki yaşındaki bir çocuk veya bir ergen için diğer yaşlardan daha fazla önem taşımaktadır.

Rollo May Kitapları - Eserleri

  • Kendini Arayan İnsan
  • Yaratma Cesareti
  • Varoluşun Keşfi
  • Aşk ve İrade
  • Özgürlük ve Kader
  • Güç Ve Masumiyet
  • Kafese Konan Adam
  • Psikoterapist ve Mitlere Yolculuk
  • Kaygının Anlamı

Rollo May Alıntıları - Sözleri

  • "Bilinçaltı bir seviyede (rüyalarda ve dil sürçmelerinde ortaya çıkacağı üzere) söylenenin doğru olmadığını bilse de bunu bildiğini bilmeye cesaret edemez." (Kaygının Anlamı)
  • İlginç olan şudur ki, her iki seçenek de -"salt özgür" ve "salt kaderci" - aynı ölçüde tanrıyı oynamaya işaret eder, çünkü kibirli bir tavırla şu ikilemin varlığını reddediyoruz: insan olarak büyük potansiyelimiz ve kaderimiz. (Kafese Konan Adam)
  • Ne Kierkegaard ne de Nietzsche bir akım başlatmakta ya da yeni bir sistem kurmakla ilgili en ufak bir niyet taşımıyorlardı; bu düşünce onlara hakaret olurdu. Her ikisinin de savunduğu şey Nietzsche’nin sözleriye şudur: “Benim peşimden değil, kendi peşinden git!” (Varoluşun Keşfi)
  • "Bugünün değişen dünyasında sıradan stres ve gerilimler öyle bir hal almıştır ki, kaygı ile yüzleşme ve bunu bir şekilde çözme ihtayacını duymayan kişi sayısı yok denecek kadar azdır." (Kaygının Anlamı)
  • Nefret, aşkın zıttı değildir; kayıtsızlık, aşkın zıttıdır. (Aşk ve İrade)
  • Analizdeki kritik nokta, serbest çağrışımlarından birinde "Tanrı için şeytan bir isyankardı" ifadesiyle birlikte geldi. Keyif içinde şu ifadeleri tekrarladı: "Kurtarıcı şeytan! İsyankar şeytan!" (...) Şeytanın Lucifer biçiminde cennetten kovulduğunun ve varlığını isyan ettiği şeye borçlu olduğunun altını çizdi. (Psikoterapist ve Mitlere Yolculuk)
  • "Hâlâ "zihin sağlığı demek, kaygı olmaksızın yaşamak demek" şeklindeki mantık dışı bir ifadeye inancımızı sürdürüyoruz." (Kaygının Anlamı)
  • Yaratıcı süreç, biçim için duyulan bu tutkunun dışavurumudur. Parçalanmaya karşı bir mücadeledir yaratıcı süreç: Uyum ve bütünleşmeyi doğuracak olan yeni varlık türlerinin varoluşa getirilmesi mücadelesi. (Yaratma Cesareti)
  • Varolma cesaretiniz yoksa, kendi varlığınızı yitirirsiniz. (Varoluşun Keşfi)
  • Özgürlük daima "mümkün "olan"la ilgilidir, bu da Özgürlüğe esnekliğini, çekiciliğini ve tehlikelerini verir. (Özgürlük ve Kader)
  • "İnsanları güçsüzleştirdikçe şiddet duygularını kontrol etmekten çok arttırırız. Toplumdaki şiddet olayları büyük ölçüde özsaygılarını oluşturmaya, kendilerinin ne kadar önemli olduğunu göstermeye çalışanlar tarafından yapılır." (Güç Ve Masumiyet)
  • “Bir olasılığı gerçekleştirmenin söz konusu olduğu her an kaygı vardır..” (Kaygının Anlamı)
  • "Ve Yaşam'ın ta kendisi bana bu sırrı söyledi. 'Bak' dedi Yaşam, 'Ben kendimi daima aşmakla yükümlüyüm.’’ (Varoluşun Keşfi)
  • Hayatında yer alan sayısız belirleyici kuvvetin bilincine vardıkça, daha da özgürleşir. (Kafese Konan Adam)
  • "...verdiği cevapların sorulan sorularla bir ilişkisi yoktu. Bu durum aşırı ve kalıcı şekilde olursa şizofreninin bir türüdür. Fakat günümüzde buna politika denir. " (Güç Ve Masumiyet)
  • "Ebedi anksiyete özgür insanın kaderidir." (Özgürlük ve Kader)
  • Neşe, kazanılan güç hissinin semptomundan başka bir şey değildir. (Varoluşun Keşfi)
  • Yalnızlık bir bağlamda dürüstlüktür. Dürüstlükle kendimizi genel kitleden ayırır, konformizmden kurtulursunuz. Dürüst olmak, kendinizi bireyleştirmek bakımından yalnız olmaktır, kendiniz ve yalnız kendiniz olmak için o âna sarılırsınız. Kendi olmakta başlangıçta bir yalnızlık vardır; kendi öz merkezi olmaktan söz ediyoruz. (Özgürlük ve Kader)
  • "Note the startling regularity through history with which society martyrs the rebel in one generation and worships him in the next. Socrates, Jesus, William Blake, Buddha, Krishna — the list is as endless as it is rich." (Güç Ve Masumiyet)
  • Gabriel Marcel, modern insanın en tipik özelliğinin, ontoloji duygusunu bastırmak, kendi varoluşunun farkındalığından kaçmak olduğunu söyler. (Kafese Konan Adam)