İstanbullular - Buket Uzuner Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İstanbullular kimin eseri? İstanbullular kitabının yazarı kimdir? İstanbullular konusu ve anafikri nedir? İstanbullular kitabı ne anlatıyor? İstanbullular kitabının yazarı Buket Uzuner kimdir? İşte İstanbullular kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Buket Uzuner
Tasarımcı: Utku Lomlu
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9789752895324
Sayfa Sayısı: 536
İstanbullular Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Yaz 2005. İstanbul Atatürk Havalimanı. Modernitenin ve şehrin sınırında genetik bilimciden gurbetçi işçiye, taksi şoföründen ünlü bir heykeltıraşa, tuvalet temizlikçisinden mimarlar odası eski başkanına kadar İstanbullu 15 kişinin yolları kesiştiğinde yüzyılımızın göçlerle genişlemiş İstanbul'undan, dolayısıyla Türkiye'sinden bir kesit ortaya çıkıyor. Bir İstanbul romanının olmazsa olmazı aşk elbette başköşede yer alıyor.
Büyük bir tehdit altında başlayan gerilim dolu dört saat boyunca İstanbul, Belgin ile Ayhan'ı kendisiyle ve aşkla hesaplaşmaya zorluyor.
İstanbullular Alıntıları - Sözleri
- Peki, insanoğlu ne dereceye kadar bu derin samimiyetsizlik ve körleşme içinde yaşayabilir?
- “Çok genç ve safken arzulanan genç kızın, aklı ve düşünceleri olgunlaşıp, kendini ve dünyayı fark ettikten sonra tehlikeli ve düşman sayılması neden? Neden akıllı kadınların ancak nine olunca saygı görebilmeleri? Nedir kadının yaratıcı ve entelektüel zekasına karşı bu kıyıcı küçümseme? Nedir, nedir dişi cinsiyete bu dayatma, bu hor görme, bu ille kontrol etme hırsı ve çok derindeki güçlü kadın – sevmezlik? Yeryüzü uygarlığı, kadını kadınların çizmediği daracık bir alana hapsetmek konusunda neden hiçbir konuda olmadığı kadar kararlı ve büyük bir dayanışma içinde? Niçin bütün dinlerde negatif ve şeytan enerjileri dişil özelliklere bağlanıyor da savaşları, soykırımlarını, silahları, bombaları kadınlar yaratmıyor? Neden imparatorlar, tarihçiler, şehirciler ve peygamberler hep erkek? Kadın kime göre eksik, neye göre tehlikeli, zayıf ve duygusal? Eğer ideal kadın modelinin yalnızca bir zevk, hizmet, itaat ve üreme makinesi olarak işlev görmesi ve sonsuza dek de böyle kalması konusunda uluslararası bir konsensüs varsa, neden kadının kafasına beyin, göğsüne kalp koyarak yaratılmış olduğu konusunda bir açıklama yapılamıyor? İnsan zekâsının mantık kadar duygudan oluştuğu neden yalnızca ‘yapay zeka’ söz konusu olunca hatırlanıyor? Aslında bir adıda ‘kadın korkusu’ olan bu şiddet hangi yüzyıla dek devam edecek? İnsanlığı daima ikiye ayıran bu zulüm barikatlarını kırmak ve bölücü nefreti yıkmak için kaç yüzyıl daha bekleyeceğiz? Kırılıyoruz, yok oluyoruz, kaybediyoruz. Çünkü aslında kazanan taraf yok! Çünkü ruhun cinsiyeti yoktur ve asıl üzücü olan da budur!”
- "Ama unutma ! Sen yalnızca iyi bir evlilik yapmak üzere yetiştirilmiş bir kız değilsin."
- İnsan yaşadıkça, görüp geçirdikçe daha önce yapmam dediği neleri yapıyor, tükürdüğü neleri yalıyor, ahh, ah!
- Hiçbir din insanların kalbindeki kötülüğü temizleyemedi.
- Problem çözücü olmalısın Belginciğim, eğer kendi problemlerini çözemiyorsan eğitimin, bilgin, hayat görgün bir çeyize dönüşür, duvarlara asarsın!
- İnsan, adil olabildiği kadar kendisidir.
- İnsan yaşadığı yeri sevmeden nasıl mutlu olabilir? Hayal kurmaya imkan vermeyen bir hayat hayat mıdır?
- Bir çocuk için sevgi ve güven her şeyden değerliydi ve bunlar için de sabit bir düzen ve çevre gerekiyordu.
- Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Yahya Kemal Beyatlı
- Erkek milleti "aferin" salağıdır.
- “Türkiye deyince hep o kadınlarını hapseden, zorla örten, söz dinlemezse taşlayarak öldüren, kara sakallı erkekler memleketi anlıyorlar.”
- Her şerde bir hayır vardır. Ancak bunu görebilenler sevgi ile şükran nimetinden faydalanabilirler.
- Vatan nedir, vatan neresidir? Anıların mı, akraba ve arkadaşların yaşadığı yer mi? Neresidir vatan?
- Kibir ki, dünyadaki en büyük kötülük, en eski günahtır ve en çok sahibini etkiler.
İstanbullular İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Buket Uzuner'in kitaplarını sevme nedenim sanırım en çok, kitapları uzun yıllar yaptığı araştırmalar sonucu yazması. İstanbullular kitabını da 4 yıllık araştırmaları sonucunda kaleme almış. Su, Toprak, Hava ve Ateş dörtlemesini daha çok sevmiş olsam da bu kitabını da büyük bir ilgiyle okudum. Yaz 2005. İstanbul Atatürk Havalimanı. Modernitenin ve şehrin sınırında genetik bilimciden gurbetçi işçiye, taksi şoföründen ünlü bir heykeltıraşa, tuvalet temizlikçisinden mimarlar odası eski başkanına kadar İstanbullu 15 kişinin yolları kesiştiğinde yüzyılımızın göçlerle genişlemiş İstanbul'undan, dolayısıyla Türkiye'sinden bir kesit ortaya çıkıyor. Bir İstanbul romanının olmazsa olması aşk elbette baş köşede yer alıyor. Düşünce yapısı ve yaşayış tarzı olarak birbirinden farklı 15 kişinin büyük bir tehdit altında başlayan gerilim sonucunda kendilerini sorguladıkları dört saat sonucunda kendilerinde yaşadıkları büyük değişimin anlatıldığı bir kitap. Kahramanların kendi iç hesaplaşmalarının yanı sıra İstanbul'un ağzından yazılan bölümler de oldukça ilgi çekici... Keyifli okumalar... (Okuyunazizimmm)
Durum öyküsü denilebilir bu romana. Birbirinden farklı birsürü kişiliğin hisleri, olaylara bakış açıları anlatılmış. 519 sayfa içerisinde hem geçmişi hem de o anı aydınlatan bir fener niteliğinde. Buket Uzuner'in korkusuz dili beni hep kendine çekmiştir zaten. Ben saymadım ama incelemelerde karakterlerin 15 tane olduğu yazılı. Atatürk havaalanında ortak bir durumu oluşuyor onların. Bir anons. Dinine bağlı olanın düşüncesine ve bir Yunanlı'nın düşüncesine; arka arkaya bölümlerde ulaşmak, paha biçilemez bir bakış açısı kataloğu olmuş resmen. (Selin)
Kitap İstanbullular,İstanbullu olanlar,olmaya çalışanlar,İstanbulluluktan sıyrılmak üzere olanlar ve İstanbul hakkında.Her yaştan,her kesimden insanın bir şehre ,bir toplulupa ait olma çabasını;kendi olma uğraşını ve insanlık hallerinden kesitler sunuyor önümüze. Kitabın iki ana karakteri var.Birincisi yurt dışında yaşayan gen profösörü,akıllı,güzel ,karakter sahibi,görgülü ama yaralı kadın Belgin Gümüş.İkinciside Adana'dan çıkan heykeltraş,duygu adamı, kendini yetiştirmiş,evlat acısı çeken halk adamı Ayhan Pozaner.. (TGC Ozmn)
Kitabın Yazarı Buket Uzuner Kimdir?
Biyoloji ve Çevre Bilimi eğitimi alan Uzuner, Türkiye' de Hacettepe Üniversitesi ve ODTÜ' de, ayrıca Norveç, ABD ve Finlandiya'daki üniversitelerde çalışmalarda bulundu. Kitapları 1992'den bu yana Türkiye'de Ulusal En İyi Satış listelerinde yer almaktadır ve dört ayrı dilde yayımlanmıştır. Remzi Kitabevi için yabancı edebi yayımlar konusunda editörlük yaptı ve şu anda Alfa-Everest Yayınları için yabancı edebi yayımlar konusunda edebi danışmanlık yapmaktadır.
Balık İzlerinin Sesi romanı ile 1993 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü' ne layık görülen Uzuner, Kumral Ada Mavi Tuna romanı ile 1998 yılında İstanbul Üniversitesi Yılın Romanı ödülünü aldı. Son dönemde Kumral Ada Mavi Tuna adlı romanı, Mediterranean Waltz adı ile İtalya, Yunanistan ve İsrail'de yayımlandı. Ayrıca İngiltere'de kısa öykülerden oluşan A Cup of Turkish Coffee adlı kitabı yayımlandı.
1996 yılında University of Iowa tarafından onursal akademisyen yazar seçildi.
Kuzey Afrika, Kuzey Amerika ve Avrupa'da uzun yıllar geçiren Buket Uzuner, şimdi İstanbul'da yaşamaktadır.
Buket Uzuner Kitapları - Eserleri
- Kumral Ada Mavi Tuna
- Uzun Beyaz Bulut Gelibolu
- İki Yeşil Susamuru
- Su
- Toprak
- Hava
- İstanbullular
- Balık İzlerinin Sesi
- Ayın En Çıplak Günü
- Yolda
- Güneş Yiyen Çingene
- Benim Adım Mayıs
- Karayel Hüznü
- Şiirin Kızkardeşi Öykü
- Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları
- Yazın Öyküleri
- Şairler Şehri
- Ah Bir Kedi Olsam!
- Şehir Romantiğinin Günlüğü
- Selin ve Cem'le Yolculuklar
- Gümüş Yaz, Gümüş Kız
- New York Seyir Defteri
- Bir Yılbaşı Hikayesi
- İstanbullular
- Benim Adım İstanbul
- Buket Uzuner Gezi Kitaplığı (3 Kitap)
- I Am Istanbul
- Istanbul Blues
- Earth
Buket Uzuner Alıntıları - Sözleri
- "kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. ama ipe her dokunuşunuzda, canınızı acıtan tek nokta, yine o düğümdür." (Şiirin Kızkardeşi Öykü)
- Bilirsiniz işte, insan kendinden bile sıkılır bir gün. Aslında insan en çok kendinden sıkılır. (Şiirin Kızkardeşi Öykü)
- Ruhumu baharla beraber saran çılgınca bir aylaklık etme tutkusu ve buna şehvetle teslim olma arzusuna karşı koymaya çalışmamdaki çelişki. (Selin ve Cem'le Yolculuklar)
- ''İnsanoğlunun bencilliği ve şiddet tutkusu,bu küçük kasabada da peşimi bırakmamış,her yerde olduğu gibi yine canımı sıkmıştı.Bence dünyanın bütün çocukları birbirlerinin bayramını kutlamalı,eğlenmeli,gülmeli ve kardeş olmalıydı. '' (Bir Yılbaşı Hikayesi)
- Roman yazmak ne öykü, ne deneme, ne de şiire benziyor. Roman yazmak bir doktora tezi yazmaya benzetilebilir ancak. O denli disiplinli, derli-toplu ve sistematik bir çalışma bekler roman kurgusu yazardan. Romanın başı sonu kurgu tekniği, karakter soyağacı ve kronolojisi ta başından belli olmak zorundadır. Yazar bu yol taşlarını bilmezse yolda kendisine gerekecek acil yardım malzemelerine hazırlık yapamaz. (Selin ve Cem'le Yolculuklar)
- Böyledir ama İstanbul, özletir kendini bir aşk gibi yani… (İstanbullular)
- Dünyada sabah uykusundan tatlı ne olabilirdi ki! (Ah Bir Kedi Olsam!)
- "Ama unutma ! Sen yalnızca iyi bir evlilik yapmak üzere yetiştirilmiş bir kız değilsin." (İstanbullular)
- Gülümsemesine hüzün bulaşmıştı. (Su)
- Ah aşk, ne güzel ve ne soylusun! (Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları)
- Kitapların hayatı değiştirdiği doğrudur. (Şiirin Kızkardeşi Öykü)
- Vaktinde verilmeyen sevgi bayatlar! (Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları)
- İnsan belli deneyimlerden sonra hayal kırıklıklarına karşı bağışıklık sağlayamamışsa eğer, yıllar içinde yaralı ruhuna iyi gelen bazı ilaçlar keşfetmeye başlıyor. (Gümüş Yaz, Gümüş Kız)
- Gençken okulda veya mahallede ya da ailede ve kitaplarda iyi bir yöndeşe rastlamak, hayattaki tek mucizedir. (Toprak)
- Bazen durmak, güç toplamak için geri çekilmek ve beklemek gerekir. (Hava)
- Vatan nedir, vatan neresidir? Anıların mı, akraba ve arkadaşların yaşadığı yer mi? Neresidir vatan? (İstanbullular)
- ...hiçbir şey olmasa, hayata bir kez geldiğinize inanıyor ve içinizde ki ve/veya çevrenizde ki 'habaset'in sizi boğmasına artık izin vermek istemiyorsanız,yaşadığınız kenti,ülkeyi ve dünyayı keyif alınacak hale getirmenin yollarını arayın.Arayın.Tekrar arayın. (Şehir Romantiğinin Günlüğü)
- Zannımca çok meşakatli durumlarda birbirlerine katlanabilen ve destek olan insanlar gelecekte de hakiki dost olurlar. (Uzun Beyaz Bulut Gelibolu)
- İnsanın en korkunç sırları kendisinden sakladıklarıdır. (Yazın Öyküleri)
- Onu ilk gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını sezmiştim.Bu tıpkı, bir filmin daha ilk karesinden bütününü kavramak , sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu. (Kumral Ada Mavi Tuna)