İstanbullu - Metin Eloğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İstanbullu kimin eseri? İstanbullu kitabının yazarı kimdir? İstanbullu konusu ve anafikri nedir? İstanbullu kitabı ne anlatıyor? İstanbullu PDF indirme linki var mı? İstanbullu kitabının yazarı Metin Eloğlu kimdir? İşte İstanbullu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Metin Eloğlu
Derleyen: Turgay Anar
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750816512
Sayfa Sayısı: 148
İstanbullu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Daha önce Metin Eloğlu'nun kitaplaşmamış şiirlerini (İbresiz Bir Pusula, YKY, 2007) derleyen Turgay Anar, dört yıl boyunca 300'den fazla süreli yayını inceledi ve şairin biri hiç yayımlanmamış 25 öyküsüne ulaştı.
Bu arada, Sait Faik'in öykücü olmanın temel ölçütlerinden biri saydığı "balık isimlerini bilme" sınavından da "Yıldızlı Pekiyi"yle geçiyor:
"Ah, buraya kışın gelmeliydi: Civarinalar tozu dumana katarken, bir yelken bezine bürünüp, yavru orkinosları, kaplan postlu, dört dikenli dıragonyaları beklemek... Hapı yutan kılıcın nazlı nazlı salınması, gitgide iflahtan kesilmesi... Siyah sarı al benekli minakoplar... Koçan gibi kefalları ileryalardan ayrı koyun... O canım iskorpitler, taş balıkları isperkolar... Kadınca edalı kupesler... Bulbulyanın o yumuşacık kokusunu bir yol genzinde sezince tebdili şaşan karagözler..."
İstanbullu Alıntıları - Sözleri
- Ham hayaller nedense, olgunlarından daha tatlı geliyor insana...
- Âşığım. Yüreğimde işitilmedik bir yaşamak sevinci, her şeyi güzel, düzenli kılan bir aydınlık, tıka basa müjdeyle yüklü bir güvercin sürüsü.
- Seherciğim, kalkıp deniz kenarına gidelim mi seninle? Gidelim ya… Biraz rakı dökelim mi içimize?”
- Yepyeni, dipdiri bir hayata döneceğim. İçimde beni ben eden umutlar, düşler...
- Karnın doymasa da olur, eski püskü urbayla dolaşsan da olur, yeter ki, içindeki şu yaşamak aşkını, hürlük emelini körletme.
- Hele akıllı usluluk? Hele ilerisini düşünmek? Bu ömür törpülerini unufak edesim geliyordu.
- Diyeceğim ki: "İnsan, bulunduğu yeri, şartları, durumunu, gidişatını yakıştırmalı kendine.” Ne işim var burada, diye sormamalı. Yoksa, hayatın, gerçekliğin dışına çıkar. Şaşalamamak, dünle yarın arasında yaşanmamış bir yer bırakmamak, gücünü, çıdamını, etkinliğini pekleştirmek için, insan kendini ayıplamamalı.
- Bizi karanlıktan aydınlığa, sapadan kestirmeye, kirliden arığa ileten bir güç vardır hani... nasıl tarif etsem? hani yavukludan, düğün dernekten muştular dan bu yana çoğalır, gümrahlaşır da, içimizi apansız allak bullak eder... Bu gücün dağıtım işini ilkbahar kadar tadınca değerince düzenleyenini görmedim.
- Âşığım. Yüreğimde işitilmedik bir yaşamak sevinci, her şeyi güzel, düzenli kılan bir aydınlık, tıka basa müjdeyle yüklü bir güvercin sürüsü.
- Şuranda kitapların yazdığına pek benzemeyen bir yaşamak sevinci. Avazın çıktığı kadar bağırmaya başlasın. Türkü mü olur? Şiir mi olur? Nutuktan gayri hepsi kabulümüz! Gözleri öpülesi deniz! de... Şu bulutu tavan başımızdan eksik olmasın! de... Hürlük de... Ne dersen de yahu! Dilini mi yuttun? Türkçeyi unuttunsa, gavurca bağır! Gavurcayı da mu unuttun? Hayvanca bağır! Delibozuk zarganaların, kıraçaların kulağının dibinde aklına eseni haykırı haykırıver...
İstanbullu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Metin Eloğlu'nu nasıl bilirdiniz? "Şaraptı, rakıydı, şuydu buydu Kişi esrimeyi bir aşkta tatmalı ilkten Dedim ya ondan gayrı korkuluğa güvenmem İçtiğim hep aşktı benim, gerisi tortu" dizelerini de yazan bir şair olarak bilirdim ben kendi adıma.Aynı zamanda ressammış Eloğlu. İstanbullu kitabında ise öykücülüğünü görüyoruz Metin Eloğlu'nun.Turgay Anar titiz bir çalışma sonrası ( yıllarca süren) Metin Eloğlu'nun 25 öyküsünü toparlamayı başarmış.Metin Eloğlu'nun bir İstanbul aşığı olması nedeniyle ( öykülerin çoğunda mekân İstanbul, ya da kahramanların özlemleri İstanbul'a dair) kitaba İstanbullu adlı öyküsünün adı verilmiş. Kahramanların çoğunluğu alt kesimden, suça eğilimli, bol alkol tüketen ve kadın peşinde koşan erkekler gibi geldi bana.Denizin, Sait Faik öykülerinde olduğu gibi önemli bir yeri var öykücülüğünde.Dildeki argo deyişler daha sahici yapmış bu öyküleri.Eloğlu Demokrat Aile adlı tek perdelik metninde " aile müessesini aşağılamak" gerekçesiyle bir buçuk ay ceza almış.Kitapta bu metin de bulunmakta. Metin Eloğlu'nun öyküleri ile tanışın derim.️ (Özlem Akbaş)
İstanbullu PDF indirme linki var mı?
Metin Eloğlu - İstanbullu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İstanbullu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Metin Eloğlu Kimdir?
Ortaokuldan mezun olduktan sonra, 1943’te Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'ne girdi. 1946’dasiyasi nedenlerden dolayı iki ay tutuklu kaldı. Olay üzerine Akademi’deki kaydı silindi. 1947’de başladığı askerlik hizmetini, disiplinsizlik nedeniyle aldığı uzatma cezaları nedeniyle ancak 5 yılda tamamlayabildi.
Edebiyata öyküyle adım attı. 1942’de Servetifünun-Uyanış dergisinde ilk öyküsü yayınlandı. 1943’te İzmir’de basılan Kovan dergisinde de Mehmet Metin imzasını taşıyan „Sabah Şarkısı” şiirine yer verildi. Ressam olarak birçok çalışma ve sergiye imza attı. 1967’de düzenlenen 1. DYO Sergisi ile ve 1976’da yapılan Yarımca Sanat Şenliği’nde birincilik ödüllerine layık görüldü. Eserlerinde adının dışında Mehmet Metin, Mehmet Emin, Ali Haziranlı, Etem Olgunil ve Nil Meteoğlu imzalarını kullandı. Ayrıca birçok eleştiri yazısı kaleme aldı. 1985'te İstanbul'da öldü.
Metin Eloğlu Kitapları - Eserleri
- Nedircik Yavrusu
- Önce Kadınlar
- Bu Yalnızlık Benim
- Ay Parçası
- Yine
- İstanbullu
- Hep
- Bektaşi Dedikleri
- Sultan Palamut
- Odun
- Şiirce
- Düdüklü Tencere
- Rüzgar Ekmek
- Ayşemayşe
- Horozdan Korkan Oğlan
- Yumuşak G
- İbresiz Bir Pusula
- Dizin
- İçli Dışlı Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar
- Canım Oğuzcuğum
Metin Eloğlu Alıntıları - Sözleri
- Doğmasına doğdum da Sonra nasıl yaşadım öldüm mü (Önce Kadınlar)
- Şuranda kitapların yazdığına pek benzemeyen bir yaşamak sevinci. Avazın çıktığı kadar bağırmaya başlasın. Türkü mü olur? Şiir mi olur? Nutuktan gayri hepsi kabulümüz! Gözleri öpülesi deniz! de... Şu bulutu tavan başımızdan eksik olmasın! de... Hürlük de... Ne dersen de yahu! Dilini mi yuttun? Türkçeyi unuttunsa, gavurca bağır! Gavurcayı da mu unuttun? Hayvanca bağır! Delibozuk zarganaların, kıraçaların kulağının dibinde aklına eseni haykırı haykırıver... (İstanbullu)
- Behey cin çarpası, niye oruç tutmazsın? Bizimki hiç istifini bozmadan: "Yolcuyum" demiş "kurusun huyum" Tanıklardan bir işgüzar hemen atılmış : "Bildim bileli kasabadan çıkmamıştır, efendim" Bektaşinin yalancıktan kaşları çatılmış : "Benim yolculuğum karşı köye değil ki, Ben öbür dünya yolcusuyum" (Bektaşi Dedikleri)
- Şu birleşememek, kuvvetli bir bütün halinde ortaya çıkmak yok mu; dertlerimizin başında geliyor. (İçli Dışlı Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar)
- Musluk mu damlıyor birileri mi ağlıyor yine (Önce Kadınlar)
- Her iş bitti, iyiyi, doğruyu, yararlıyı başgöz edip bir köşeye oturttuk da iş yeni yeni güzellemelere kaldı sanki. (İçli Dışlı Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar)
- Hafakanlar basmış içimizi; biri sanattan söz açacak olsa, ya gögüs geçire geçire susmasını bekliyor, ya da konuyu darmaduman edip, hevesini kursağında bırakıyoruz. (İçli Dışlı Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar)
- Uzak sesin değiverse En ileze çiçek bile ışıldar. (Hep)
- Seherciğim, kalkıp deniz kenarına gidelim mi seninle? Gidelim ya… Biraz rakı dökelim mi içimize?” (İstanbullu)
- ‘Leylâkların hayâli salkımların emeli' Kimbilir kaça bölündü (Ay Parçası)
- Çığır açmış, yetişenleri etkilemiş bir sanatçı defterini dürdü müydü, bir bakıma sıtkımız sıyrılıveriyor ondan; öküz öldü, ortaklık bitti hesabı. (İçli Dışlı Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar)
- Nicesini sevmiş özlemişimdir Zamanla bıktım unuttum belki Ama bu hep aklımda. (Nedircik Yavrusu)
- Dünya yıkıldı altında kaldım sanki. (Yine)
- Pencereden su döken mi Kim bilir hangi eşim (Önce Kadınlar)
- Yüzü safran badanalı Yârim odun yarıyor arka bahçede (Ay Parçası)
- Kopuk göle vurunca mı sönecek ay ışığı (Rüzgar Ekmek)
- Ben bu kelepir güzellikleri Bir yerden tanıyorum (Ay Parçası)
- -Babaefendi, oğlum hep yalan söyler. Bir türlü vazgeçiremedik, ne yapalım? -Böyle ortamda onu politikacı yap, çabuk yükselir;Göreceksin saylav da olur, bakan da... (Bektaşi Dedikleri)
- Evli barklı biri, her nedense Karısını "üçle dokuzla" boşar. Ok yaydan çıkınca pişman olur Nikah tazelemek için imama koşar. İmam olayı, dinledikten sonra, Hülle gerektiğini anlatır adama Bir softa bulup girişirler pazarlığa Bektaşi, bu haksızlığa pek bozulur: "Be imanım der, şu boşanmada Kadıncağızın bir suçu yok. Kocası olacak beyinsizi yatırın softayla Düşünmeden böyle haltlar etmez bir daha (Bektaşi Dedikleri)
- Âşığım. Yüreğimde işitilmedik bir yaşamak sevinci, her şeyi güzel, düzenli kılan bir aydınlık, tıka basa müjdeyle yüklü bir güvercin sürüsü. (İstanbullu)
Ziyaretçi
15.05.2024 / 19:01Kişiler ve olay varmı yokmu